SON DAKİKA
Hava Durumu

#Insan Hakları

QHA - Kırım Haber Ajansı - Insan Hakları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Insan Hakları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BM Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu: Rusya, 10 yıl içinde Kırım sakinlerine ciddi ve kalıcı zararlar verdi Haber

BM Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu: Rusya, 10 yıl içinde Kırım sakinlerine ciddi ve kalıcı zararlar verdi

Birleşmiş Milletler (BM) Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu, 2014 yılında Rus işgali altında bulunan Kırım'da meydana gelen insan hakları ve insani hukuk ihlallerini belgeleyen yeni bir rapor yayınladı. Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesini Kırım’ın nüfusuna ciddi ve kalıcı zarar verdiğini vurgulandı. BM Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu tarafından yayımlanan açıklamada, Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilmesinin Kırım sakinlerine Rusya Federasyonu vatandaşlığının, mevzuatının ve yaşamın her alanında Rus kurumlarının yasa dışı dayatılmasına yol açtığını belirtildi. Raporda, “Rusya Federasyonu'nun 10 yıl boyunca uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal etmesi, Kırım sakinlerine ciddi ve kalıcı zararlar vermiştir. Kırım'ın işgali ve yasa dışı ilhakından sekiz yıl sonra Rusya Federasyonu Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporijjyia bölgelerini işgal etti. Bu bölgelerde de BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi benzer nitelikteki ihlalleri belgeledi.” denildi. KIRIM TATARLARA YÖNELİK BASKILARA DİKKAT ÇEKİLDİ BM İnsan Hakları Misyonu hazırladığı raporda, işgalcilerin Kırım Tatar Milli Meclisi ve Kırım Tatar halkına uyguladığı baskıya dikkat çekti.  Rus işgal yetkililerle aynı fikirde olmayan Kırımlıların devamlı yasa dışı arama, alıkonulma, tehdit etme, işkence, zorla kaybetme, düzmece ceza davaları gibi çeşitli baskılara maruz bırakıldığını kaydedilen raporda, “Rus yetkililer özellikle blog yazarları, gazeteciler, KTMM üyeleri, Euromaydan aktivistleri olmak üzere Ukrayna yanlısı görüşlere ve Kırım'ın işgaline karşı olduklarını düşündükleri kişilere ayrıca İslam'ın emirlerine sıkı sıkıya uyulmasını savunanlara zulmetti. Son zamanlarda Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'ya karşı başlattığı geniş çaplı işgal girişimine karşı çıkanlar da baskı ve zulümle karşı karşıya kaldı.” ifadeleri kullanıldı. RUSYA, KIRIM'IN KÜLTÜR, DİL VE DİN MİRASINI YOK ETMEYE ÇALIŞIYOR Ukrayna'daki BM İnsan Hakları İzleme Misyonu Başkanı Daniel Bell, 10 yıl içinde misyonun Rusya Federasyonu'nun Kırım'da Rus dilini, kültürünü ve kurumsal çerçevesini dayatmayı ve aynı zamanda yarımadanın zengin kültürel, dilsel ve dini mirasını yok etmeyi amaçlayan bir çok eyleminin belgelediğini kaydetti.

ABD, Uygur İnsan Hakları Koruma Yasası'nı kabul etti Haber

ABD, Uygur İnsan Hakları Koruma Yasası'nı kabul etti

ABD, Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da yapmakta olduğu soykırım, baskı ve asimilasyon politikalarına karşı somut adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, ABD Temsilciler Meclisi, 8 Haziran 2023 tarihinde, "Uygur İnsan Haklarını Koruma Yasası" adlı tasarıyı kabul etti. Yasaya göre, Çin'in soykırım politikası nedeniyle daha önce yurt dışına çıkmayı başaran Uygur Türklerinin ABD'ye iltica etmesi kolaylaşıyor. "ABD, BU ZULÜMDEN KAÇANLARA SIRTINI DÖNEMEZ" ABD Temsilcileri Meclisi üyeleri Jennifer Wexton, María Elvira Salazar, Gregory Meeks, Don Beyer ve Gerry Connolly, Doğu Türkistan’da Çin hükumeti tarafından soykırıma maruz kalan Uygur Türklerinin ve diğer etnik grupların öncelikli mülteciler olarak belirlenmesini ve ABD’ye sığınma taleplerinin hızlandırılmasını talep ettiklerini belirtti. Uygur İnsan Hakları Koruma Yasası’nı Temsilciler Meclisine sundu. Temsilci Wexton, yasa tasarısını Temsilciler Meclisine anlatırken, “Uygurların ve diğer etnik grupların Çin hükumetinin ellerinde karşı karşıya kaldığı korkunç zulümler küresel bir insan hakları acil durumudur. ABD bu zulümden kaçanlara sırtını dönemez” ifadelerini kullandı. "UYGUR SOYKIRIMI, TANIK OLDUĞUMUZ EN KORKUNÇ İNSANLIK SUÇLARINDAN BİRİDİR" Tasarıyı hazırlayanlardan Temsilci Elvira Salazar ise, “Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından işlenen Uygur Soykırımı, şimdiye kadar tanık olduğumuz en korkunç insanlık suçlarından biridir. Mülteci sistemimiz en çok ihtiyacı olanlara koruma sağlamak için tasarlandı. Bu sistemin, Uygurların ve diğer ezilen grupların Doğu Türkistan’da maruz kaldığı sistematik zulüm ve işkenceden kaçabilenleri almaya hazır olmasını sağlamalıyız” ifadelerini kullandı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, Ukrayna’daki ihlalleri belgelediklerini açıkladı Haber

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, Ukrayna’daki ihlalleri belgelediklerini açıkladı

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Özbekistan’ın ardından Kazakistan’da temaslarda bulundu. Türk, Kazakistan’ın başkenti Astana’daki BM Ofisi’nde düzenlediği basın toplantısında, Kazakistan temaslarının yanı sıra Ukrayna ve Çin ile ilgili çalışmalarına yönelik açıklamalar yaptı. BM İNSAN HAKLARI KOMİSERİ TÜRK KAZAKİSTAN'DA TEMASLARDA BULUNDU BM Komiseri Türk, Kazakistan’daki temasları çerçevesinde ülkenin üst düzey yöneticilerinin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve üniversite öğrencileriyle bir araya geldiğini ifade etti. Türk, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek şu ifadelere dikkat çekti: "Tokayev’in faaliyete geçirdiği reformları çok iyi buluyorum. Özellikle Anayasa’ya yapılan değişiklikler kapsamında Anayasa Mahkemesinin kurulması, İnsan Hakları Ofisi’nin güçlendirilmesi ve ölüm cezasının tamamen kaldırılması çok önemli.” Türk, “Kazakistan’ın BM’nin Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin Sözleşmesi'ne dahil olmasını umuyoruz. Kazakistan, zor bir tarihin mirasçısıdır ve yenilikler için biraz zamanın geçmesi gerektiğini de anlıyorum. Ülkede reformlara ve modernizasyona açık bir havayı görüyoruz.” diye konuştu. "DOĞU TÜRKİSTAN KONUSUNDA ENDİŞELİYİM" Türk, Doğu Türkistan bölgesindeki Türklerin ve Müslümanların durumuna ilişkin Çin yetkilileriyle görüşmelere devam edeceğini de belirterek, “Bu konuyla ilgili çok endişeliyim. Bizim (BM) Çin’de bir ofisimiz yok. Yapabileceğimiz tek şey Çin tarafıyla bu konuda müzakereleri devam ettirmek ve endişelerimizi iletmek ve kamuoyunu bilgilendirmek.” dedi. UKRAYNA'DA İNSAN HAKLARI İHLALİ AA'nın bugün aktardığı habere göre Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, gelecek hafta Ukrayna’daki insan hakları ve asker takasıyla ilgili 2 rapor yayımlayacaklarının bilgisini vererek “Ukrayna’da milyonlarca insan kışı elektriksiz, su ve ısıtıcı sistemine erişim olmadan geçirdi. Bu, insan haklarının ciddi ihlalidir.” ifadelerine vurgu yaptı. TÜRK: UKRAYNA'DAKİ OLAYLARI BELGELİYORUZ Türk, ekibinin Ukrayna’da çalışmalara devam ettiğini belirterek, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali BM Şartı’nın ve uluslararası hukukun açık bir ihlalidir. Bu, BM’nin resmi tutumudur. Ben ve ekibim Ukrayna’daki olayları belgeliyoruz.” ifadelerinin altını çizdi.

İskeçe Türk Birliği Başkanı, Batı Trakya'daki insan hakları ihlallerini anlattı Haber

İskeçe Türk Birliği Başkanı, Batı Trakya'daki insan hakları ihlallerini anlattı

Batı Trakya Türk Azınlığının, Yunanistan hükumeti tarafından insan hakları ihlaline maruz kalması her geçen gün yeni bir boyutta gözler önüne seriliyor. Bu bağlamda İskeçe Türk Birliği Başkanı, Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi MYK üyesi gazeteci Ozan Ahmetoğlu, Kırım Haber Ajansına (QHA) bölgede yaşanan insan hakları ihlallerini anlattı. Batı Trakya’da yaşayan Türk Azınlığı, bölgedeki baskıcı yönetimin hak ihlaline maruz kalıyor. Yıllardır süregelen bu baskı, Türklerin kimliklerini yok etmeyi amaçlayan insan hakları ihlallerini ortaya koyuyor. Batı Trakya’nın atan can damarı Gümülcine, İskeçe gibi yerlerde yaşayan Türk azınlıkları seslerini duyurmaya çalışıyor. Bu kapsamda yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek isteyen Kırım Haber Ajansı (QHA), İskeçe Türk Birliği Başkanı, Dostluk, Eşitlik, Barış (DEB) Partisi MYK üyesi, gazeteci Ozan Ahmetoğlu ile görüştü.  BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI İNSAN HAKLARI İHLALLERİYLE KARŞI KARŞIYA Ahmetoğlu, bölgede insan hakları ihlallerinin ciddi derecede ortada olduğunu belirterek, “Batı Trakya’da yaşayan Türkler, Lozan Antlaşması’ndan sonra azınlık statüsünde kalan bir toplum olarak ne yazık ki insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor” vurgusu yaptı. Ahmetoğlu, “Batı Trakya Türkleri çok uzun yıllar vatandaşlık haklarından yoksun kaldı. Gayrimenkul satın alma, kamuda yer alma, ehliyet sahibi olabilme gibi hatta yasak bölge uygulaması nedeniyle seyahat özgürlüğü alanında bile geçmişte ciddi anlamda mahrum bırakıldı” diyerek son zamanlarda bu tür uygulamaların iyileştiğini söyledi. Ahmetoğlu, 1980’lerin sonuna kadar vatandaşlık hakkı gaspının edinilen mücadele ile önlendiğini vurguladı. Batı Trakya Türklerinin verdiği mücadele sonucunda bazı konularda kazanımlar elde ettiğini dile getiren Ahmetoğlu, bugün halen Yunanistan’ın baskısının devam ettiğini ve bu mücadelenin sürdüğünü kaydetti. Milli kimlik meselesinin en önemli sorun olduğunun altını çizen Ahmetoğlu, “Vatandaşı olduğumuz, vatandaşlık bağımızın olduğu, ülkemiz dediğimiz bölgede, Yunanistan devleti kimliğimizi inkar etmeye devam ediyor” dedi. BATI TRAKYA'DA EĞİTİM SORUNU “Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan anlaşmalarla statüsü belirlenen ve yine uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınan azınlık eğitimi alanında çok ciddi sorunlar yaşanıyor” ifadelerine yer veren Ahmetoğlu şunları aktardı: “Yunanistan’da iki yıllık okul öncesi eğitim zorunlu. Buradaki eğitim Türkçe yapılamıyor. Ve bizim 4-5 yaşlarındaki çocuklarımız ailelerinden ana dili Türkçeyi öğrenirken anaokuluna gidince kendisinden yüzde 100 yabancı bir dille karşı karşıya kalıyor. Kendinizi düşünün dilini anlamadığınız bir okula öylece bırakılıyorsunuz. Türkçe anaokullarının olmamasıyla birlikte fiziki şartları elverişli olmayan okullar da var. Bunlardan en önemlisi İskeçe Anaokulu ve Lisesi. 700’e yakın öğrenci bir kısmı ahşap olan eski bir tütün deposunda eğitim görüyor. Bu sadece iki örnek, bunları çoğaltabilirim” YUNANİSTAN TÜRK İBARESİNİ YASAKLIYOR Ahmetoğlu aynı zamanda bölgede örgütlenme ve dernekleşme özgürlüğünün kısıtlandığını belirterek, “İçinde Türk kelimesi geçen dernekler korunmuyor. Korunmuş olanlara da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen yasal statüleri tüzel kişilikleri iade ediliyor. Yunanistan Mahkemesince başta İskeçe Türk Birliği olmak üzere Batı Trakya Türk Azınlığının isminde Türk ismi taşıyan dernekler kapatılmış durumda.  AİHM’de alınan 15 yıl önceki kararlar hala uygulanmıyor. Burada uluslararası hukuk normlarının ihlal edilmesi ve uygulanmaması söz konusu” ifadelerini kullandı. Bu sorunun, Batı Trakya Türk Azınlığının kimlik sorunundan kaynaklandığını belirten Ahmetoğlu, "Bu da AİHM Sözleşmesi imzalayan bir ülkenin imzaladığı sözleşmeyi çok ciddi anlamda ihlal ettiğini ortaya çıkarıyor” dedi. BATI TRAKYA'DA MÜFTÜLÜK SORUNU Öte yandan müftülük ile ilgili sorunların olduğuna işaret eden Ahmetoğlu, Temmuz ayında hayatını kaybeden İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete’nin vefatından birkaç gün sonra müftülük yasası çıkarıldığını belirtti.  Ahmetoğlu, “Bu yasayla birlikte Batı Trakya Türklerinin en önemli kurumları olarak gördüğü müftülük kurumu neredeyse boşaltılmıştır. Tabi bunu kabul etmediğimiz için Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) öncülüğünde müftü seçimi yapıldı. Yeni müftümüzü seçtik ama ne yazık ki Yunanistan camilerde oylayarak seçtiğimiz müftümüzü kabul etmiyor” ifadelerini kullandı. "BU İSLAMOFOBİ, TÜRKOFOBİ VE NEFRET SÖYLEMİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ" Azınlık statüsündeki siyasi temsilcilerin nefret söylemine maruz kaldığını ifade eden Ahmetoğlu, hem kolektif hem de bireysel anlamda insan hakları ihlallerinin yaşandığını söyledi. Ahmetoğlu ayrıca şu ifadelere dikkat çekti: “Bu algı operasyonlarından ciddi manada rahatsızız. Bunu ciddi bir İslamofobi, Türkofobi ve nefret söylemi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunların bir an önce son bulmasını gerçekten demokratik, barışçıl, insan haklarına saygılı bir devlet anlayışının Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığına yönelik olarak hayata geçirilmesinin elzem olduğunu düşünüyorum. Zira bu şekilde devam ederse demokrasinin bölgede sakatlanmış bir şekilde ortaya çıktığını göreceğiz. Bu da hem bölgemiz için hem ülkemiz için hem de demokrasi için tabi ki iyi olmayacak” "BİZ O ÜLKENİN ASLÎ UNSURUYUZ" Ahmetoğlu, Kırım Haber Ajansının, "İskeçe Türk Birliği Başkanı olarak bu tür bir problem karşısında çözüm öneriniz nedir?” sorusuna şu cevabı verdi: “İskeçe Türk Birliği 2021 yılında bir protesto gösterisi yaptı. Gösteriden 8 ay sonra yürüyüşle ilgili olarak soruşturma başlatıldı. Öncelikli olarak biz hiçbir zaman hukuktan ve demokrasiden ayrılmıyoruz.  Bu bizim olmazsa olmazımızdır. Biz anayasaya saygıdan ayrılmıyoruz. Her türlü demokratik yolu kullanarak hak arama mücadelemizi sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz. Bunu yaparken de toplum içinde dayanışmayı sağlamaya çalışıyoruz. Bizim talebimiz şudur: Batı Trakya Türkleri olarak Yunanistan’ın daha anlayışlı ve demokratik, azınlık bağlamında, AİHM Sözleşmesi bağlamında bir anlayış benimsemesini bekliyoruz. Batı Trakya Türklerini kendi vücudunda yabancı bir madde olarak, tehlikeli bir madde olarak görmesinden ciddi anlamda rahatsızız. Biz o ülkenin vatandaşlarıyız. Biz o ülkenin aslî unsuruyuz. Biz Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığıyız, bizim bir kimliğimiz var. Milli kimliğimiz üzerinden çeşitli oyunlar ve girişimlerde bulunmasını istemiyoruz.”

Strazburg'da Kırım'daki insan hakları durumu ele alındı Haber

Strazburg'da Kırım'daki insan hakları durumu ele alındı

Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği Ofisi tarafından organize edilen “İşgal altındaki Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) şehrinde insan hakları durumu: Rus silahlı saldırganlığının bir sonucu olarak olayların gelişimi” başlıklı yuvarlak masa toplantısı dün Strazburg'da yapıldı. Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürü Christos Giakoumopoulos’un moderatörlüğünü yapan toplantıya, Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı, KTMM üyesi Eskender Bariyev, Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Ofisi temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejčinović Burić ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović toplantıya çevrimiçi bağlanarak konuşma yaptı. Etkinlik, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejčinović Burić'in işgal altında bulunan Kırım Yarımadası’ndaki duruma ilişkin hazırlayacağı bir sonraki rapor için bilgi toplamak amacıyla düzenlendi. "BU TOPLANTI YENİ RAPOR İÇİN ÖNEMLİ BİR BAŞLANGIÇ" Etkinlikte konuşma yapan Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva, "Bu yuvarlak masa toplantısı, işgal altındaki Kırım Yarımadası’ndaki durumla ilgili hazırlanacak yeni bir rapor için çok önemli bir başlangıç ​​olabilir. Son zamanda  bir dizi önemli karar kabul eden Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisine (AKPM) teşekkür etmek istiyorum. Özellikle AKPM’nin mevcut Rusya yönetimini terör rejimi olarak tanıması çok önemliydi. Bu karar, 8 yıldır savaş durumunda olan Ukrayna için çok büyük önem taşıyor.” ifadelerini kullandı. Bununla birlikte Taşeva ortak devletlere Kırım Platformu faaliyetlerine gösterdikleri aktif ilgiden dolayı teşekkür etti.

BM: Rus askerleri Ukrayna'da yüzlerce sivili infaz etti Haber

BM: Rus askerleri Ukrayna'da yüzlerce sivili infaz etti

Ukrayna’daki Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları İzleme Misyonu, “Sivillerin öldürülmesi: Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı silahlı saldırı bağlamında keyfi infazlar ve Kıyiv, Çevnigiv ile Sumı bölgelerinde sivillere yapılan saldırılar” isimli raporu yayımladı. Raporda Kıyiv, Çevnigiv ile Sumı bölgelerinin Rus işgal güçlerinin kontrolü altında bulunduğu 24 Şubat 2022-6 Nisan 2022 dönemi ele alındı. Raporu sunan Ukrayna’daki BM İnsan Hakları İzleme Misyonu Başkanı Matilda Bogner, Rusya Ukrayna’ya karşı geniş çaplı saldırı başlattıktan sonra Rus askerlerinin yüzlerce sivili infaz ettiğini ifade etti. SADECE BUÇA’DA ONLARCA İNSAN İNFAZ EDİLDİ Raporda ele alınan yargısız infazlar savaş suçu teşkil edebileceğini belirten Bogner, 5-30 Mart 2022 tarihleri arasında Rus işgal güçlerinin kontrolü altında bulunan Buça’da misyonun 73 sivilin (54 erkek, 16 kadın, iki erkek ve bir kız çocuğu) öldürüldüğünü belgelediğini ve şu anda 105 kişinin daha öldürüldüğüne dair onay aldığını aktardı. Bogner, “Basit bir mesaj, bir parça kamuflaj giysisi veya önceki askerlik hizmetinin kaydı infaz için sebep olabiliyordu” dedi. 3 BÖLGEDE 6 HAFTADA EN AZ 441 SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ Raporda BM’nin Rusya’nın başlattığı geniş çaplı saldırının ilk 6 haftasında sadece 3 bölgede 441 sivilin (341 erkek, 72 kadın, 20 erkek ve 8 kız çocuğu) şiddet kullanılarak öldürüldüğü belgelendi. Aynı zamanda raporda, en az 198 cinayetin daha teyit edilmesi için çalışmaların sürdüğü için gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu vurgulandı. BİR ÇOK KURBAN ELLERİ BAĞLI HALDE BULUNDU “Siviller, çatışmalardan kaçmaya çalışırken de dahil olmak üzere yerleşim birimleri içinde veya yerleşim birimleri arasında hareket ederken yollarda hedef haline geliyordu” diyen Bogner, Rus askerlerin sivilleri alıkoyma yerlerinde toplayıp sonrasında infaz ettiğini anlattı. BM Temsilcisi birçok kurbanın elleri bağlı halde ve kafasında kurşun yarası izleriyle bulunduğunu belirtti. Raporda öldürülen sivillerin yüzde 88’inin erkek olduğu kaydedildi. RUSYA, ASKERLERİN İŞLEDİĞİ SAVAŞ SUÇLARINI SORUŞTURMUYOR! Ayrıca raporda BM İnsan Hakları Ofisinin, Rus yetkililerinin ilgili vakaları soruşturduğuna dair herhangi bir bilgiye ulaşamadığına dikkat çekildi.

BM, Kırım’daki insan hakları ihlallerini kınayan kararı kabul etti Haber

BM, Kırım’daki insan hakları ihlallerini kınayan kararı kabul etti

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda dün “Geçici işgal altındaki Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) kentindeki insan hakları durumu, Ukrayna” başlıklı karar kabul edildi. Kararda, Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı geniş çaplı işgal saldırısı ile birlikte ortaya çıkan koşullar dikkate alındı. BM Genel Kurulundaki oylamada karar için 82 ülke “evet” oyu verirken, 14 ülke karara “hayır” dedi ayrıca 80 ülke ise “çekimser” kaldı.  Karar için “hayır” oyu kullanan ülkeler şu şekilde: Belarus, Çin, Küba, Kuzey Kore, Eritre, Etiyopya, İran, Kazakistan, Mali, Nikaragua, Rusya, Sudan, Suriye, Zimbabve. Yarımadadaki insan haklarına ilişkin önceki yıllarda kabul edilen kararlarda yer alan maddelere ek olarak mevcut belgede, Rusya’nın Kırım’ı, Ukrayna’ya saldırmak ve Herson ile Zaporijjya bölgelerinin yasa dışı ilhak girişimini desteklemek amacıyla kullanması kınandı. RUSYA’NIN UKRAYNA’YA YÖNELİK DEZENFORMASYONU KINANDI BM Genel Kurulu, Ukrayna ve Ukraynalılara karşı nefretin kışkırtılmasının yanı sıra, eğitim sistemi de dahil olmak üzere Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya yönelik saldırganlığını haklı çıkaran dezenformasyonun yayılmasını kınadı. “KIRIM’DAKİ BASKILAR KABUL EDİLEMEZ” Kararda; Kırım’daki yeni baskı dalgasının, insanların Kırım’dan zorla yerinden edilmesi, zorla kaybedilmeleri ve yerinden edilmiş kişilerin sıkı denetime tabi tutulmasının kabul edilemez olduğu belirtildi. Belgede, Kırım’ın geçici işgalinin, Rusya Federasyonu’nun geçici askeri kontrolü altında bulunan Ukrayna’nın diğer topraklarında insan hakları alanında yaşanan ciddi bir krizin temeli haline geldiği vurgulandı. Ayrıca Rus işgal yönetiminin ayrımcı uygulamalarına, keyfi gözaltı ve tutuklamalara, işkenceye, cinsel şiddete ve tutukluları iş birliğine zorlamak amacıyla uygulanan baskılara dikkat çekildi. RUSYA’YA SALDIRGANLIĞI DERHAL DURDUR ÇAĞRISI Bununla birlikte kararda, Rusya Federasyonu’na Ukrayna’ya yönelik saldırganlığını derhal durdurması ve tüm silahlı kuvvetlerini Ukrayna topraklarından geri çekme çağrısı yapıldı. TÜM KIRIM TATAR SİYASİ TUTSAKLARIN SERBEST BIRAKILMASI TALEBİ Yanı sıra kararda, Rusya’dan Kırım Tatar Milli Meclisini “aşırıcı örgüt” olarak kabul eden ve faaliyetleri yasaklayan kararı, Kırım Tatarları ve liderleri hakkında alınan hapis kararlarını iptal etmeye ve yasa dışı alıkonulan Kırım Tatarlarını derhal serbest bırakma talebine yer verildi. RUSYA’DAN UKRAYNALI ÇOCUKLARIN KAÇIRILMASINA SON VERMESİ TALEP EDİLDİ Bunun dışında belgede, Ukraynalı çocukların Rusya Federasyonu’na zorla sınır dışı edilmelerine son verilmesi ve güvenli bir şekilde ailelerine geri dönebilmeleri ve aileleriyle yeniden bir araya gelebilmeleri için gerekli önlemlerin alınması talep edildi. KIRIM’IN DEMOGRAFİK YAPISINI DEĞİŞTİRME POLİTİKASI DURDURULSUN! Kararda, Rusya’ya işgal altındaki Kırım’ın nüfusun demografik, özellikle de etnik yapısını zorla değiştirme politikasına son verme çağrısı yapıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.