“Transatlantik Atölyesi: Kırım Tatar ve Kanada Yerli Halklar Çalışmalarında Perspektifler” isimli çalıştay Ankara’da başladı
Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği ve Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi iş birliğinde, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Kanada MacEwan Üniversitesi, Alberta Üniversitesi ile Kanada Ukrayna Çalışmaları Enstitüsü ortaklığında "Transatlantik Atölyesi: Kırım Tatar ve Kanada Yerli Halklar Çalışmalarında Perspektifler" başlıklı çalıştay, 12 Haziran 2025 tarihinde ODTÜ ev sahipliğinde saat 09.30’da Ankara’da başladı.
"Transatlantik Atölyesi: Kırım Tatar ve Kanada Yerli Halklar Çalışmalarında Perspektifler" başlıklı çalıştayın açılış konuşmalarında ilk olarak, ODTÜ Öğr. Görevlisi Taner Zorlu söz aldı. Zorlu konuşmalarına bu çalıştayı mümkün kılan kurumlara teşekkürlerini ileterek başladı ve “Umarım bu çalıştay, hem Kırım Tatarlarının hem de çevredeki tüm yerli halkların hak ve özgürlüklerine yönelik çalışmalara ve sorunlarını çözmesine yardımcı olur.” dedi.
“KIRIM TATARLARININ TARİHİ KAPANMIŞ BİR SAYFA DEĞİLDİR”
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil, konuşamalarına Kırım Tatarlarının Türkiye için sadece akademik bir ilgi konusu olmadığını belirterek başladı. Yozgatlıgil, “Kırım Tatarları, Türkiye için, bizim için sadece akademik bir ilgi konusu olarak sınırlandırılamaz. Onlar, Kırım Yarımadası'ndaki uzun süreli varlıklarıyla göç, değişen siyasi manzaralar ve kültürel çeşitlilikle şekillenen uzun bir tarihe sahip olan, ancak dilleri, hafızaları ve aidiyet duyguları yeni olan insanlardır. Onların tarihi kapanmış bir sayfa değildir. Gelişmeye, bize meydan okumaya ve kimlik, adalet ve aidiyetler hakkında daha geniş konuşmalara hitap etmeye devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte gerçekleşen çalıştayın önemine vurgu yapan Yozgatlıgil, “Kırım Yarımadası'nın yerli topluluklarından biri olarak tanınan Kırımlı Tatarlarının derin tarihî kökleri yüzyıllar öncesine uzanmaktadır. Varlıklarını sürdürmeleri, kendilerine özgü dilleri ve kültürel pratikleri ile ata yurtlarıyla olan uzun süreli bağları, güçlü bir aidiyet ve kimlik duygusunu yansıtmaktadır. Bu tarihî ve kültürel sürekliliğin kabul edilmesi, bölgesel tarih anlayışımıza ve uluslararası hukuk, kültürel miras ve insan hakları alanlarındaki daha geniş tartışmalara anlamlı bir katkı sağlamaktadır. Bu çalıştay, Kırım Tatarlarının tarihini ve kültürünü daha iyi anlamak ve onların akademik ve kültürel hayattaki yeri üzerine düşünmek için değerli bir fırsat sunmaktadır.” dedi.
“BU ÇALIŞTAY DÂHİYANE VE YENİLİKÇİ”
Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Kevin Hamilton, Kanada’nın yerli halkları olan Métis ve Inuit halklarıyla uzlaşma sağlamak için çok fazla çaba sarf ettiğini belirtti. Bu sebeple de gerçekleşen çalıştayın önemine vurgu yapan Hamilton, “Elbette ülke genelinde yerli kimlikleri var, ancak bu yerli kimliklerini içine alan ve Kanada'yı bir ulus ve uluslararası sahnede bir aktör olarak bu kadar özel kılan şeyin bir parçası haline getiren millî bir kimlik var. Bu nedenle Kanada'nın yerli halklarının Alberta Üniversitesi ve MacEwan Üniversitesi aracılıyla bir araya gelmesini dâhiyane buluyorum.” şeklinde konuştu.
Büyükelçi cümlelerini, “Çalıştayın Kanada'nın yerli halklarının işgal altındaki Kırım'ın yerli halkı olan Kırım Tatarları ile bağlar kurma öngörüsüne ve yaratıcılığına sahip olması, çok dâhiyane ve yenilikçi. Bunun harika bir girişim olduğunu düşünüyorum ve buradaki çalışmalarınız sırasında elde edeceğiniz sonuçları, yeni yolları ve yakınlıkları, ortak noktaları duymak için sabırsızlanıyorum.” ifadelerini ile sonlandırdı.
“ŞÜPHESİZ KIRIM İŞGALDEN KURTULACAKTIR”
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Denis Zolotarov cümlelerine, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Neriman Celal’in çalıştayın başarılı geçmesini dilediği bir mesajını ileterek başladı.
Zolotarov Kırım’ın 2014 yılında işgal edilmesine ithafen, “Rusya'nın Kırım'ı işgal ettiğini ve Kırım'ın, yani Ukrayna'nın yerli halklarından birinin ana vatanı olan Kırım'da askerî üs inşa ettiğini biliyoruz.” dedi. Zolotarov ayrıca, Ukrayna’nın Kırım Tatarlarının Kırım’ın yerli halkı ve Kırım Tatar Millî Meclisinin (KTMM) Kırım Tatarlarının resmî meclisi olarak tanıdığını hatırlattı.
Kırım Tatarlarının Türkiye ve Ukrayna arasında bir köprü olduğunu belirten Zolotarov, “Ancak hiç şüphe yok ki, Ukrayna bu savaşı kazanacak ve Kırım Tatarları tarihî vatanları Kırım'a geri dönerek orada yaşamaya devam edecek.” dedi.
YÜKSEL’DEN ÇALIŞTAYIN BİRLEŞTİRİ GÜCÜNE VURGU
KTMM Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, gerçekleştirdiği konuşmada, "Transatlantik Atölyesi: Kırım Tatar ve Kanada Yerli Halklar Çalışmalarında Perspektifler" başlıklı çalıştayın uzun süredir devam eden bir diyaloğun, karşılıklı güvenin ve akademik değişimin değerine, kimlik ve tarihsel hafıza hakkının önemine ve dünya genelinde yerli halkların hakları için verilen mücadelede çabaların birleştirilmesi gerektiğine dair ortak bir inancın sonucu olduğunu söyledi.
Aynı zamanda söz konusu projenin temelinin 2023 yılında atıldığını belirten Yüksel, “Bu girişim 26 Ağustos-17 Eylül 2023 tarihleri arasında bir proje başlattı ve bu projenin bir parçası olarak Kanada yerli halkları ile Ukrayna toplumu üyelerini Ukrayna kültür köyünde ve yerli geçidinde iki günlük bir keşif programında bir araya getirdi.” dedi.
Yüksel gerçekleşen bu çabalar sayesinde bu çalıştayın düzenlendiğine vurgu yaptı ve “Bugün burada, Türkiye'nin kalbinde, ortak zorlukları, tarihleri ve uzmanlıkları tartışmak üzere bir arada bulunabiliyoruz. Bu etkinliklerin özü ve ruhu, kıtalar arasında, topluluklar arasında, tarihsel travma deneyimleri ile yasal, eğitimsel ve kültürel koruma için çağdaş stratejik çabalar arasındaki kesişme noktasında yatmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“UKRAYNA KÜLTÜREL ÇALIŞAMALARI ALANINDA SESLERİ YÜKSELTMEK İÇİN BURADAYIZ”
MacEwan Üniversitesi Ukrayna Kaynak ve Gelişim Merkezi (URDC) Direktörü Larısa Hayduk cümlelerine Türkçe olarak, “Günaydın, burada olmak çok güzel. Kapılarınızı bize açtığınız için teşekkür ederiz.” diyerek başladı. Hayduk konuşmasının devamında, direktörü olduğu Kaynak ve Gelişim Merkezinin (URDC) kuruluş aşamaların ve tarihini anlattı. Bu bağlamda Hayduk, “Temsil ettiğim Ukrayna Kaynak ve Gelişim Merkezi, 1988 yılında MacEwan Üniversitesi bünyesinde kurulmuş bir kurumdur. Merkez, en başından beri çiftçi değişiminden ESL programlarına, kapsayıcı eğitimden sanat iş birliğine ve sağır ve işitme güçlüğü çeken topluluklara yönelik çalışmalara kadar çok sayıda Kanada-Ukrayna projesinde aktif olarak yer almıştır.” dedi.
Bununla birlikte Rusya'nın Ukrayna'ya karşı 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana sürdürdüğü topyekûn işgal girişimi ve saldırılarına atıf yapan Hayduk, “2022 yılında, acımasız Rus işgali sırasında Ukraynalı meslektaşlarımızı desteklemek için Ukrayna Odak programımızı önemli ölçüde yoğunlaştırdık. Merkez, eğitim, araştırma, kültürel değişim ve toplum bağlantıları için hayati bir merkezdir. Öğrenciler, öğretim üyeleri ve topluluklar için yerel ve uluslararası düzeyde anlamlı fırsatlar yaratıyoruz. Ve tüm çalışmalarımız güvenilir, anlamlı ilişkilere ve karşılıklılığa dayanıyor.” şeklinde konuştu.
Hayduk cümlelerini, “Bu proje, açıklık ve cesaretle bir araya geldiğimizde neler olabileceğinin bir kanıtıdır. Diyaloğu sürdürmek, karşılıklı ilgi alanlarını keşfetmek, hikâyeler paylaşmak ve özellikle Ukrayna kültürel çalışmaları alanında sesleri yükseltmek için buradayız.” şeklinde sonlandırdı.
“KIRIM TATARLARI İÇİN BURADAYIZ”
Alberta Üniversitesi Kanada Ukrayna Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Natalya Hanenko-Friesen, Kanada Ukrayna Çalışmaları Enstitüsünün 1974 yılında Sovyetler Birliği zamanında çalışmalarına başladığını söyledi. Hanenko-Friesen, “Enstitüde benden önce görev yapan meslektaşlarım, seleflerim, sadece kendi toplumlarının üyeleri için bir eğitim enstitüsü inşa etmediklerini biliyorlardı. Hayır, onlar Ukrayna, Sovyetler Birliği rejimi altındayken Ukrayna çalışmalarına odaklanmayı sürdürmek ve Ukrayna çalışmalarını inşa etmek için bir güç merkezi, bir kale inşa ediyorlardı.” dedi.
Bununla birlikte enstitünün 2014'ten ve 2022'den bu yana, Ukrayna ile ortaklaşa, Ukrayna'yı desteklemek için çalıştığını belirten Khanenko-Friesen, “Bu nedenle, hem Ukrayna'daki hem de Kanada'daki yerel Ukrayna toplumuna katılmanın, önümüzdeki günlerde yapacağımız görüşmelerde önemli bir noktaya geldiğini ve bu birkaç gün birlikte çalışacağımızı açıklıyorum. Kırım Tatarları çalışmalarını geliştirme çabalarını desteklemek ve Rus işgalinden kurtulduğunda evlerine dönmeyi özleyen Kırım Tatarlarının gelecek nesillerini inşa etmek için buradayız.” cümlelerini sarf etti.
İLK OTURUMDA KANADA’NIN YERLİ HALKLARI ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALARA ODAKLANILDI
Çalıştayın birinci oturumu, “Kanada’da Yerli Bilgi Sistemleri” başlığı altında yapıldı. Oturumun ilk konuşmacısı MacEwan Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Shelby LaFramboise, Kanada’nın yerli halklarından “Michif/Métis” yerlilerinin toplumsal yaşamları, kültürleri ve tarihleri üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. LaFramboise, Ailesinin Kızıl Nehir bölgesinden geldiğini ve geleneksel olarak ova halkı olduklarını ifade etti. Ayrıca LaFramboise, konuşmasında, yerle bağlantı, göç yolları, anlaşmalar (treaty), ve zorla yerinden edilmenin yarattığı tarihsel travmalara değindi.
Alberta Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Paul L. Gareau da Kanada’nın “Michif/Métis” yerlilerinin toplumsal yaşamları, kültürleri ve tarihleri üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Ayrıca Yerli Çalışmalar Fakültesinin hayata geçirdiği çalışmalar hakkından bilgi verdi.
MacEwan Üniversitesi Sağlık ve Toplum Çalışmaları Kütüphanecisi Lindsey Whitson, kütüphaneciliği yalnızca teknik bilgi sunma pratiği olarak değil, topluluklarla uzun vadeli, güvene dayalı ilişkiler kurma süreci olarak tanımladı. Whitson özellikle Alaska Yerlileri Merkezi ve Ukrayna Kaynak Geliştirme Merkezi ile yürüttüğü iş birliklerinden bahsetti. Bu merkezlerle kurduğu ilişkilerin yalnızca mesleki değil, aynı zamanda yaşam biçimini dönüştüren ilişkiler olduğunu vurguladı.
Alberta Üniversitesi Kanada Ukrayna Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Khanenko-Friesen, konuşmasında özellikle yerli akademisyenlerin ve toplulukların seslerinin önceliklendirildiği alanlarda çok sesliliği nasıl mümkün kılacaklarını düşünerek bu oturumu kurguladıklarını ifade etti. Ukrayna kökenine de değinen akademisyen, Sovyetler Birliği döneminde anadilini ve tarihini öğrenme hakkının elinden alındığını hatırlatarak, bu kimlik bastırmasının yerli halkların yaşadığı deneyimlerle bazı benzerlikler taşıdığını söyledi. Ayrıca Ukrayna çalışmaları alanındaki kurumsal temsilciliğiyle, hem yerli halklarla hem de Kırım Tatarları gibi diğer yerinden edilmiş halklarla bağ kurmaya çalıştıklarını vurguladı.
Alberta Üniversitesi Yerli Kırım Tatar Çalışmaları alanında doktora öğrencisi Nara Narimanova, sözlerine Kırım Tatarca dilinde kendini tanıtarak başladı. “Ana dilim Kırım Tatarca. Size bu dilde kendimi tanıtmak, sizinle ilk bağı böyle kurmak istedim.” diyen Narimanova konuşmasında, hem Kanada’daki yerli halklarla geliştirdiği ilişkileri hem de Kırım Tatarlarının tarihsel ve güncel mücadelelerini anlattı.
2014’teki Rusya’nın Kırım’ı işgali sonrası Ukrayna’ya taşındığını belirten Narimanova, diaspora içinde kimlik arayışının ve ortak belleğin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Ayrıca Kanada’daki eğitim sürecine dair de konuşan Narimanova, aldığı doktora eğitiminin bakış açısını değiştirdiğini kaydetti.
Fakültenin yerli halkların bilgi sistemlerini merkeze alan bu akademik ortamda “batılı bilgi”ye karşı eleştirel bir duruş geliştirdiğini söyleyen Narimanova, Kırım Tatarlarının da benzer bir bilgi sömürüsüyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Narimanova, “Ama Kırım Tatarları çok misafirperver insanlar. Kırım Tatarlarına gerçekte ne olduğunu başkalarının da bilmesini istiyorlar. Tüm bilgileri paylaşmak istiyorlar. Ben, araştırmacıların bulguları gerçekten kabul etmelerini ve paylaşmalarını istiyorum.” dedi.
Gerçekleşen çalıştay kapsamında, Türkiye, Kanada ve Kırım’dan gelen akademisyenler ve araştırmacılar heyeti, ODTÜ Rektörü Ahmet Yozgatlıgil ile görüştü. Ayrıca heyet ilk oturum sonrasında aile fotoğrafı çektirdi.