Denktaş'a hakaret dolu kitaba ve yazarına tepki!
Kaleme aldığı "Dümbük" isimli kitabıyla tartışmalara yol açan yazar ve ressam İlker Özkunt, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) halkının ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın tepkisini topladı. Yazar, asılsız suçlamalarla kitabında hem Kıbrıs Türklüğün mücadelesini hem KKTC halkını hem de KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ı karaladı.
"MERHUM KURUCU CUMHUBAŞKANIMIZIN AZİZ HATIRASI HAKKINDA BÖYLE BİR ÜSLUP KABUL EDİLEMEZ"
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, yazara tepki gösterdiği açıklamasında, söz konusu hakaretlerin ifade özgürlüğüyle bağdaşmadığını, bu hakaretlere sessiz kalınmaması gerektiğini vurguladı. Tatar, "Tarihî kişilikleri eleştirmek başka bir şeydir, asılsız iddialarla hakaret etmek, saçma sapan düşüncelerle kin ve nefret kusmak başka bir şey. Merhum Kurucu Cumhurbaşkanımızın aziz hatırası hakkında böyle bir üslup asla kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
"PESPAYELİĞİN SÖZDE YAZARINI ŞİDDETLE KINIYORUM"
Yazarı şiddetle kınadığının altını çizen Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kitap büyük mücadelelere sahne olan Kıbrıs Türk tarihine ve bizlere onurlu bir isim ve bir devlet bırakan, bugün de yolunda yürümeye devam ettiğimiz Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın tarihî kişiliğine ve ailesine karşı da alenî hakarettir. Bu duruma sessiz kalmak ne bizlere ne de tarihimize yakışmayacağı gibi bu açık densizliğin ifade özgürlüğüyle eleştiriyle de hiçbir ilgisi olamaz. Bu kitaba karşı duyduğum öfkeyi kelimelerle anlatabilmem mümkün değildir. Bu pespayeliğin sözde yazarını şiddetle kınıyorum. Merhum Kurucu Cumhurbaşkanımız, Kıbrıs Türk halkının kahraman önderi Rauf Raif Denktaş’ın aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun."
KIBRIS TÜRKLÜĞÜNÜN VARLIĞINDAN RAHATSIZ OLAN YAZAR ÖNSÖZÜNDE DENKTAŞ'A HAKARET ETTİ
Kıbrıs Türk halkının tarihî mücadelesini hedef alan İlker Özkunt, kitabın önsözünde şu ifadelere yer vermişti:
Dümbük, Türkçe konuşan Kıbrıs’lıların gerçek hayat hikâyesidir. Dümbük, bilinen ve ezberletilen Kıbrıs tarihinden çok farklı, gösterilene değil, görülmesi gerekene ayna tutan bir kitaptır. Dümbük, Türkçe konuşan Kıbrıslıların aslında ne kadar cahil, ne kadar bilinçsiz ve ne kadar korkak olduğunu anlatan bir kitaptır. Eğer Türkçe konuşan Kıbrıslılar TMT’nin (Türk Mukavemet Teşkilatı) baskılarına ve Rumca konuşan Kıbrıslılar da EOKA’nın baskılarına boyun eğmeyip, birbirlerini düşman bellemeseydiler, Kıbrıs Adası ne işgal edilirdi, ne de bölünürdü.
1950’li yılların başında Büyük Britanya Gizli servisi MI6’in hazırladığı ve sahneye koyduğu proje ile gerek Rumca konuşanlar içerisinden gerekse Türkçe konuşan Kıbrıslılar içerisinden alıp yetiştirdiği ajanların üstün çabaları ve işbirlikleri sayesinde, nakış gibi işlenerek Kıbrıs Adası'ndaki istikrarsızlık ve bölünme gerçekleştirilmiştir. Tarihin her döneminde bölüp, parçalama konusunda en kullanışlı argümanlar bu Ada'da da İngilizler tarafından kullanılmıştır. Birincisi dinler ve ikincisi milliyetler. İşin trajikomik yanı ise Türkçe konuşan Kıbrıslılarda Türk milliyetçiliğini yerleştirmesi ve geliştirmesi için memur ettikleri kişinin aslen Rum-İtalyan karışımı, etnik kimliğe sahip bir linobambaki olmasıdır. Türklükle zerre kadar alakası olmayan Rauf Denktaş’ı İngilizler yaptıkları PR çalışmaları sayesinde bir numaralı Türk milliyetçisi olarak lanse ettiler. Özünde korkak, ama güç elinde olduğu zaman zalim bir kişiliğe dönüşen bu kişi elindeki onlarca masum insan kanı varken toplumda “Ulusal Kahraman” olarak hala itibar görebiliyorsa bu, bu toplumun da bilinç düzeyinin sorgulanması gerektiğindendir.