SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kırım Ailesi

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Ailesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Ailesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

17. Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, Kırım Ailesi’nin etkileyici gösterisiyle başladı Haber

17. Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, Kırım Ailesi’nin etkileyici gösterisiyle başladı

Bartın Üniversitesi ev sahipliğinde 23-25 Ekim 2025 tarihlerinde düzenlenen 17. Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, Kırım Ailesi’nin sahne performansıyla görkemli bir şekilde başladı. Etkinliğin açılışında sahne alan Kırım Ailesi, müzik ve dansın uyum içinde harmanlandığı gösterisiyle izleyicilere duygusal anlar yaşattı. Sempozyumun açılış törenine Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Garnizon Komutanı Dz. Kd. Alb. Serhat Sır, Bartın Belediye Başkanı Muhammet Rıza Yalçınkaya başta olmak üzere şehir protokolü, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı. Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından BARÜ’nün ana hatlarıyla tanıtıldığı kısa film gösterisi ile devam etti. Açılış konuşmaları öncesinde Kırım Ailesi sahne aldı. Katılımcılardan büyük alkış alan gösteri Türkçenin estetik ve duygusal gücünü sanat aracılığıyla yansıttı. Sempozyum açılışında gösterilerini sergileyen Kırım Ailesi çocukları performansları ile başta Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan olmak üzere Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Akkaya ve tüm katılımcılar tarafından yürekten alkışlandı. Türkçenin güzelliği, türkülerin büyüleyiciliği derinden hissedildi. 17. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Güzel, Kırım Ailesi ekibinin sempozyumda yer almasının bu sempozyumun en kıymetli yanlarından biri olduğunu ifade etti. Bartın Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr Arzu Çevik, program hakkında QHA'ya verdiği demeçte, Kırım Ailesi ekibinin Kırım’da yaşanan acıyı, vatana hasreti kendilerine hatırlattıklarını kaydederek, "Türkçenin korunması ve öğretilmesi konularının konuşulduğu sempozyumda çocuklarımız Kırım Türklerinin kültürünü ve dilini koruma çabalarını gösterileri ile görünür kıldılar. Bu sayede savaşla birlikte dilini ve kültürünü kaybetmekle karşı karşıya kalan Kırım Türklerinin yaşadığı sıkıntılar açılış konuşmalarında ve sempozyum boyunca çeşitli sohbetlerde kendisine yer buldu. Kırım kültürünün korunmasının dilini yeni nesillere öğretmekten geçtiğini bir Türkçe eğitimcisi olarak özellikle belirtmek istiyorum. İşte bu sebeple Anife Kurtseitova’yı Kırım Ailesi ekibi bünyesinde gösterdiği büyük çaba için ayrıca tebrik etmek istiyorum. Geleceğimizin garantisi çocuklarımızın Kırım Tatar Türkçesi ve Kırım Tatar kültürüne sahip çıktıklarını görmek bizleri umutlandırıyor. Bu dileklerle kendilerini hayranlıkla izleten çocuklarımıza çok teşekkür ediyorum." dedi. Bartın Üniversitesi ev sahipliğinde 23- 25 Ekim 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen 17. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu'nun; başta Türkiye olmak üzere Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kıbrıs, Ukrayna gibi ülkelerden katılımcıların yer aldığı adeta bir Türkçe şöleni gibi kutlandığını belirten Doç. Dr. Çevik şöyle devam etti: Üç gün süren programda açılışta protokol konuşmaları, video gösterimleri ve Kırım Ailesi ekibinin performansları yer aldı. Kırım Ailesi ekibinin iştiraki katılımcılar tarafından çok beğenildi. Bu sempozyumda sempozyumun kurucusu ve Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Güzel’in Türkçeye ve Türkçenin öğretimine verdiği emekler vurgulandı. Açılışın ardından “Türkçenin, Dünü, Bugünü ve Yarını” ve “Çocuk Edebiyatı Paneli: Çocuk Okur, Büyük Düşünür.” başlıklı paneller ile devam etti. Türkçenin bütün yönlerini kapsayan çeşitli alanlarda toplam 274 bildirinin sunulduğu oturumlar ile devam etti. Bu çalışmalardan bir tanesi de Ukrayna’dan katılan Dr. Öğr. Üyesi Anastasiia Zherdıeva Hoca’mızın “Kırım Tatar Masallarının Özellikleri” başlıklı bir bildirisi idi. Türkçeye ve Türkçenin öğretimine dair nitelikli çalışmalar sunularak önemli bilimsel tartışmalara sahne oldu. Kapanış oturumunda ise Türk dilinin korunması, gelecek nesillere öğretilmesinin önemi üzerinde duruldu. Gezi programı ile sempozyum tamamlandı. 17. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde edebiyat çalışan ilk rektörü Prof. Abdurrahman Güzel ile Cumhuriyet tarihinin ilk Türkçe eğitimi alanı rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya’nın başarılı iş birliği ile şölen havasında geçti. Hayatını Türkçeye ve Türkçe öğretimine adayan yüzlerce akademisyenin katıldığı etkinliğimiz katılımcılar tarafından çok beğenildi. Başkan yardımcılığını üstlendiğim bu sempozyumda biz başta rektörümüz olmak üzere Türkçe Öğretmenliği, Türk Dili ve Edebiyatı, Çağdaş Türk Lehçeleri bölümleri öğretim üyelerimiz, Türkçe Öğretimi ve Uygulamalarında görev yapan öğretim görevlilerimiz ve üniversitemiz personeli ile önemli bir iş birliği sayesinde gerçekleştirdik. Özveriyle çalışan ekibimize şükranlarımı sunuyorum.

Kırım Ailesi Kurucusu Anife Kurtseitova’ya Kızılelma Türk Dünyası Üstün Hizmet Ödülü Haber

Kırım Ailesi Kurucusu Anife Kurtseitova’ya Kızılelma Türk Dünyası Üstün Hizmet Ödülü

Kızılelma Kadın Çocuk Gençlik Kültür Sanat Edebiyat ve Eğitim Derneği tarafından bu yıl ilki düzenlenen "Kızılelma Türk Dünyası Üstün Hizmet Ödülleri" töreni, Türk dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Ödüller, 20 Eylül’de Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen törenle sahiplerine takdim edildi. KIZILELMA BİR ÜLKÜDÜR Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törenin açılış konuşmaları, Kızılelma Derneği Başkanı Dr. Yasemin Meydan tarafından gerçekleştirildi. Meydan, dernek başkanı olarak bu törende bulunmaktan onur duyduğunu, çok mutlu ve heyecanlı olduğunu dile getirdi. Bu ödül törenini düzenlerken tek amaçlarının Türk dünyasının ortak değerlerini ve kültürünü yüceltmek olduğunu vurgulayan Meydan, “Kızılelma; kadınlarımızın iradesi, gençlerimizin enerjisi ve çocuklarımızın hayalleriyle yoğrulan ortak bir ülküdür.” dedi. Konuşmasında Türk dünyasının ortak tarihine ve manevi mirasına değinen Meydan, her bir ödülün yalnızca bir teşekkür değil, ortak geleceğin bir sembolü olduğunu söyledi. Kadınların Türk kültürünün taşıyıcısı, gençlerin bilimin ve sanatın öncüleri, çocukların ise yarınların teminatı olduğunu vurguladı. “DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK” Konuşmasını, İsmail Bey Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” sözleriyle tamamlayan Meydan, Ne mutlu Türk'üm diyene! Bizim için Kızılelma kadınların emeğinde gençlerin idealinde, çocukların hayalinde yaşayan bir ruhtur. Derneğimize bu ruhu yaşatmak gelecek nesillere aktarmak için vardır. İşte bu birlik daima oldukça kadınlarımızla gençlerimizle, çocuklarımızla bu yolda emek veren tüm kardeşlerimize Türk dünyasının yolu aydınlık geleceği kutlu olsun.” ifadelerini kullandı. “BİZ YUNAN MÜSLÜMANI DEĞİL, TÜRKÜZ” Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi (DEB) Onursal Başkanı ve Batı Trakya Türklerinin merhum lideri Dr. Sadık Ahmet’in eşi Işık Sadık Ahmet, konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı. Ahmet, “Yıllarca Batı Trakya'da Türklük mücadelesi verdik. Orada Türk olduğumuzu söylemek hâlâ yasak. Rahmetli Doktor Sadık Ahmet ‘Türk'üm’ dedi diye yargılandı, hapse girdi ama yine de Türk oldu Türk'üm diye haykırdı her zaman. Ben de onun yanı başında her zaman ona destek bir eştim.” dedi. Kızılelma’nın kendileri için bir kırmızı çizgi olduğunu söyleyen Ahmet, Türk dünyasının önemine dikkat çekti. “Yıllarca bize ‘Yunan Müslümanısınız’ dense de biz hep ‘Türk’ dedik. Elhamdülillah Müslümanız ama Türklüğümüzle gurur duyduk, övündük. Bunu haykırmaktan da çekinmedik.” ifadelerini kullandı. “TURAN BUGÜN KERPİÇ KERPİÇ KURULUR” Azerbaycan Milletvekili Doç. Dr. Tenzile Rüstemhanlı, konuşmasında Türk dünyasının birlik idealine vurgu yaptı. Rüstemhanlı, otuz yıl önce bu idealleri dile getirdiklerinde “hayalperest” olarak görüldüklerini, hatta Turan fikrini anarken ironiyle karşılandıklarını hatırlattı. “Ama Turan bugün kerpiç kerpiç kurulur ve ne mutlu ki biz bunun şahidiyiz.” diyen Rüstemhanlı, Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) ve teşkilat bünyesinde kurulan Türk Dünyası Gençlik Vakfının bu birliğin somut adımları olduğunu belirtti. En büyük arzularının, Türklük davasının sadece milliyetçi aydınların değil, her coğrafyada devletlerin karar mercilerinin de gündemine taşınması olduğunu ifade eden Rüstemhanlı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in iki yıl önce yaptığı bir konuşmada “Bizim büyük ailemiz Türk dünyasıdır” sözlerini hatırlatarak, bugün bunun hayata geçtiğini söyledi. TÜRK DÜNYASINA GÖNÜL VERENLERE ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLLERİ Kızılelma Derneği Kültür Sanat Bilim Kurulu tarafından 75 aday arasından 24 kişi ödüle layık görüldü. Törenin ilk ödülünü TÜRKSOY’daki hizmet ve eserlerinden dolayı TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Rayev aldı. Ödülü Rayev adına TÜRKSOY Strateji Daire Başkanı Melik Özsözü alırken ödül takdimi, Dr. Meydan tarafından gerçekleştirildi. Türkiye ve Türk dünyasına hizmetlerinden dolayı TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf’a üstün hizmet ödülü verildi. Yusuf adına TÜRKSOY Strateji Daire Başkanı Özsözü’e Prof. Dr. Mehmet Tekin ve Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu tarafından üstün hizmet ödülü takdim edildi. Özsözü, “Türk dünyasına hizmeti geçmiş bütün geçmişlerimizi rahmetle, saygıyla anıyorum. Hayatta olanlara sağlık ve selamet diliyorum.” dedi. Dr. Meydan ve Dr. Feriha Akpınarlı tarafından kadın, siyaset ve Türk dünyasına verdiği hizmetlerden dolayı Azerbaycan Milletvekili Dr. Rüstemhanlı’ya üstün hizmet ödülü takdim edildi. Kazakistan’ın eski Ankara Büyükelçisi Ord. Prof. Dr. Janseyit Tüymebayev’e üstün hizmet ödülü takdim edildi. Sağlık sorunları nedeniyle programa katılamayan Tüymebayev’in ödülünü Kazakistan Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Dinmuhammed Ömürali aldı. Ödül takdimi, Prof. Dr. İsa Eliri ve Prof. Dr. Himmet Karadal tarafından gerçekleşti. GAGAVUZYA’DAN TÜRK DÜNYASINA SELAMLAR Akademik eserleri ve hizmetleri vesilesiyle Anasöz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Todur Zanet’in adına Sergei Manastırlı üstün hizmet ödülünü kabul etti. Ödül, Kızılelma Dernek Başkan Yardımcısı Hatice Uslu ve İyi Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş tarafından takdim edildi. Gagavuz Cumhuriyeti’nin millî şairi olan Todur Zanet’in kendileri için çok değerli bir isim olduğunu vurgulayan Manastırlı, Zanet’in aynı zamanda Gagavuz Yeri’nde Gagavuz Türkçesiyle yayın yapan tek gazetenin başyazarı olduğunu hatırlattı. Ailevi sebeplerden dolayı törene katılamayan Zanet’in selamlarını da katılımcılara iletti. Semerkant Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Juliboy Eltazarov adına Prof. Dr. Necati Demir Türk dünyası üstün hizmet ödülü aldı. Takdim, Dr. Meydan tarafından yapıldı. Prof. Dr. Nimetullah Hafız adına Öğr. Üyesi Ozan Küçükusta Türk dünyası üstün hizmet ödülü aldı. Ödül, Kızılelma Derneği Kosova Temsilcisi ve Dernek Genel Başkan Yardımcısı Fatma Gökçek Gençay ve Dr. Nurten Nehir tarafından takdim edildi. Küçükusta, ödülün sahibinin hayatını Türk dili, edebiyatı ve Türk kültürüne adadığını vurguladı. Çok sayıda öğrenci yetiştirdiğini ve bir bilge olarak tanındığını belirterek, hocası adına bu ödülü almaktan büyük onur duyduğunu ifade etti. DEB Partisi Onursal Başkanı ve Batı Trakya Türklerinin merhum lideri Dr. Sadık Ahmet’in eşi Işık Sadık Ahmet’e Batı Trakya Türkleriyle ilgili verdiği hizmet ve mücadele için üstün hizmet ödülü verildi. Ahmet’e ödülü, Dr. Meydan ve Dr. Rüstemhanlı tarafından takdim edildi. “KIBRIS TÜRKLERİ YALNIZLAŞTIRILIYOR” Eski Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Kültür ve Turizm Bakanı Dr. İsmail Bozkurt, üstün hizmet ödülüne layık görüldü. Bozkurt adına ödülü, Albay Doç. Dr. Mehmet Balyemez aldı. Ödül takdimi, Kızılelma Derneği Danışma Kurulu Üyesi Abdulkadir Akıl ve Kızılelma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Roza Kurban tarafından gerçekleştirildi. Balyemez, Kıbrıs Türklerinin bir asırdan uzun süredir Türk dünyasının en güneybatısında, bir adada kurulmuş yegâne Türk devleti olarak Türklük mücadelesi verdiğini belirtti. Bugün bu mücadele nedeniyle dünya tarafından zaman zaman yalnızlaştırıldıklarını ifade eden Balyemez, Türk dünyasının Kıbrıs Türklerine gösterdiği sıcak ilgiyi ise yakından hissettiklerini dile getirdi. Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği Kültür Merkezi adına Direktör Samir Abbasov’a Türk dünyası üstün hizmet ödülü takdim edildi. Ödül; Dr. Meydan ve Kızılelma Derneği Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erkin Emet tarafından takdim edildi. Abbasov, Azerbaycan Büyük Eğitim Bakanlığına bağlı Azerbaycan Kültür Merkezi’nin 2024 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kurulduğunu belirtti. Merkezin kuruluş amacının iki ülke arasındaki kültürel ilişkileri güçlendirmek ve Azerbaycan’ın milli kültür ve ortak değerlerini kardeş ülkede tanıtmak olduğunu ifade etti. “KIZILELAM’YA HEY KIZILELMA’YA” Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Türk dünyası ve Türkiye’de sağlık ve spor alanındaki başarılarından dolayı Türk dünyası üstün hizmet ödülüne layık görüldü. Prof. Dr. Necati Demir ve Kızılelma Derneği Danışma Kurulu Üyesi Abdülkadir Akıl, Sunguroğlu’na ödülünü takdim etti. Törenin herkes için çok özel ve değerli olduğunu vurgulayan Sunguroğlu, “Türk dünyasının kalbi şu anda burada atıyor” dedi. Konuşmasında yakın zamanda kutlanan Malazgirt Zaferi ve Büyük Taarruz’un yıl dönümlerine de değinen Sunguroğlu, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun bir şiirinden kıta okudu ve “Yiğitler kan döker, bayrak solmaya, Anadolu başlar vatan olmaya Kızılelma' ya hey Kızılelma'ya!” sözleriyle konuşmasını tamamladı. TÖRENDE ATATÜRK’ÜN MİRASINA VURGU YAPILDI Prof. Dr. Berdi Sarıyev’e Türk dünyası üstün hizmet ödülü, Doç.Dr. İlahe Kurbanlı ve Doktora Öğrencisi Arazgül Recebova tarafından takdim edildi. Sarıyev, kendisinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından yetiştirildiğini vurgulayarak, son on beş yirmi yıldır Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde ders verdiğini ifade etti. Bu bağlamda Sarıyev, Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına ve tarih bilincine bağlılığını dile getirdi. ÇİN DOĞU TÜRKİSTAN’DA SOYKIRIM YAPIYOR Doğu Türkistan ile ilgili hizmetlerinden dolayı Prof. Dr. Erkin Emet, Türk dünyası üstün hizmet ödülüne layık görüldü. Emet’e ödülü, Prof. Dr. Demir ve Doç. Dr. Ayşegül Doğrucan tarafından takdim edildi. Emet, Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin kimliklerine uyguladığı asimilasyon çabalarından bahsederek, “Çin yeni kararında bölge halkının Çinliler ve Moğollardan türemiş bir millet olduğu iddia ediliyor ve ‘Siz Türk değilsiniz’ deniyor. Bu devletin tezi bugün uluslararası platformlarda da dillendiriliyor. Bu nedenle ben Türk dünyasının Doğu Türkistan sorunu ile ilgilenmesini istiyorum.” ifadelerini kullandı. ANİFE KURTSEİTOVA TÜRK DÜNYASI HİZMET ÖDÜLÜNE LÂYIK GÖRÜLDÜ Kırım Ailesinin Kurucusu Anife Kurtseitova, Kızılelma Türk Dünyası Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görüldü. Kurtseitova’ya ödülü Kızılelma Derneği Danışma Kurulu Üyesi Erdem Yeşer ve Gazeteci Bekir Nazım Ada tarafından takdim edildi. Kurtseitova konuşmasında törende bulunmaktan büyük gurur duyduğunu belirtti. Aldığı ödülün, Kırım Tatar milletine hizmet çalışmalarında mükemmellik için çabalamaya devam etme konusunda kendisine ilham verdiğini söyleyen Kurtseitova, “Ben bir Türk'üm ve kocaman Türk dünyasının ailesinin bir parçası olmaktan çok mutluyum.” dedi. Kurtseitova, törende Kırım’ı temsil ettiğini vurguladı ve Kırım’ın işgal altında olduğunu hatırlatarak, son 11 yılda yüzlerce insanın ciddi baskılarla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Ayrıca Kurtseitova, tarih boyunca Kırım topraklarının çeşitli zorluklar ve zulümler gördüğünü, her neslin vatanına hasret yaşamak zorunda kaldığını belirtti. “BİZ KAHRAMAN DEĞİLİZ” Kurtseitova, Kırım’ın gür sesi Cengiz Dağcı’dan “Biz kahraman değiliz. Kahraman olanlar, on yıllarca sonra vatanlarına dönüp çadırlarda bataklıklarda yaşayarak tekrar o vatanı, o mukaddes toprağı vatan edinenlerdir.” şeklinde alıntı yaparak, gerçek kahramanların on yıllar sonra vatanlarına dönüp zor şartlarda yaşamını sürdürenler olduğunu vurguladı. Kurtseitova kendi ailesinin 6 yaşında vatanlarına döndüğünü ve 2014’te işgal sonrası Kıyiv’de bir çocuk merkezi kurduklarını söyledi. Burada amaçlarının, çocuklara vatandan uzak vatan sevgisini ve kültürlerini yaşatmak olduğunu belirtti. “TÜRK MİLLETİ ELİMİZDEN TUTTU” Rusya’nın 2022 yılında başlayan topyekûn işgal girişimi ve saldırıları nedeniyle Ukrayna’dan Türkiye’ye gelmek zorunda kaldıklarını belirten Kurtseitova, bu süreçte ailelerin ve çocukların evlerini terk etmek zorunda kaldığını ifade etti. Öte yandan Kurtseitova “Bu zor süreçte karanlığa kendimizi kapattık. Gücümüz hiçbir şeyimiz kalmadı. Ama burada bizi sıcak karşılayan ve elimizden tutan kıymetli Türk milleti oldu. Savaştan gelen sonra kısa sürede kendi faaliyetlerimizi derslerimizi devam ettik.” dedi. Bununla birlikte Kurtseitova konuşmasını, Türkiye Cumhuriyeti ve Kırım Ailesi Derneğine, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a ve her zaman yanlarında olan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Abdullah Eren’e, Türkiye Cumhuriyeti Göç İdaresi Kurumuna teşekkürlerini ileterek tamamladı. Kurtseitova ayrıca Dr. Meydan'a Kırım Tatarların geleneksel kıyafetlerinin bir parçası olan fes hediye etti. 26 BİN YILLIK TÜRK TARİHİ GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR Prof. Dr. Necati Demir, Türk dünyası üstün hizmet ödülüne layık görüldü. Prof. Dr. Demir’e ödülü, Prof. Dr. Feriha Akpınarlı ve Kızılelma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Müzeyyen Keskin tarafından takdim edildi. Demir, farklı Türk coğrafyalarından gelen katılımcılara işaret ederek, Kırım, Batı Trakya ve Doğu Türkistan’dan gelenlerin her birinin ayrı dertlerle geldiğini söyledi ve Türk milletinin artık silkinip uyanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Prof. Dr. Demir, ağlamak ve sızlamakla dünya gündemine dertlerini yansıtamayacaklarını ifade etti. Prof. Dr. Demir, Türk tarihinin çalındığını ve çarpıtıldığını, dünya kaynaklarında İskitler gibi unsurların farklı milletler tarafından sahiplenildiğini belirtti. Aynı zamanda Prof. Dr. Demir yaklaşık yirmi altı bin yıl öncesine kadar Türk tarihini araştırdığını ve bunu hiçbir şeyi atlamadan belgelerle ortaya koyduğunu söyledi. ANKARA OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜNE ÖDÜL VERİLDİ Atatürk’ün kurduğu ilk kadın kuruluşu Ankara Olgunlaşma Enstitüsü Başkanı Ahsen Hıdıroğlu’na ödülü Prof. Dr. Feriha Akpınarlı ve Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Daire Başkanı Nazan Suna Alptural tarafından takdim edildi. Hıdıroğlu konuşmasında, “Bu değerli, kıymetli, üstün hizmet ödülünü sadece şahsım adına değil, tüm Ankara Olgunlaşma ailesi adına, geçmişten bugüne kadar eğitimde, sanatta, gönülle çalışan tüm meslektaşlarım adına alıyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Ayrıca Kızılelma Derneğine ve tüm çalışanlara şükranlarımı sunuyorum. Bu değerli hizmetin devam etmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bildiriyorum.” ifadelerine yer verdi. “BEN BİR CUMHURİYET KADINIYIM” Prof. Dr. Feriha Akpınarlı, Türk dünyası el sanatları ve dokuma araştırmalarına katkılarından dolayı Türk dünyası üstün hizmet ödülüne layık görüldü. Akpınarlı’ya ödülü, MEB Bakan Yardımcısı Celile Öktem ve ATA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Araştırmacı Yazar Feyzullah Budak tarafından takdim edildi. Prof. Dr. Akpınarlı, “Ben Ulu Önder Mustafa Kemal’in ilkeleriyle yetişmiş ve Atatürk Cumhuriyeti’nin bir evladıyım ve bir eğitimcisiyim. Bir Cumhuriyet kadınıyım.” dedi. “KUTLU TÜRK DÜNYASI” ATA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Araştırmacı Yazar Feyzullah Budak, ömrünü Türk dünyasına adayıp sayısız eser vermesi vesilesiyle ödüle lâyık görüldü. Budak’a ödülü, Prof. Dr. Ömer Türkmenoğlu, Dr. Meydan ve Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Celal Biçer tarafından takdim edildi. Budak, Türk dünyasını, “Üstünde Türk yaşayan, altında Türk canı yatan ve gökleri Türk atanın aziz ruhları tarafından korunup kollanan kutlu atan” olarak tanımladığını ifade etti. Türk dünyası kavramının, günlük hayatta bıraktığı etkinin ötesinde büyük bir güce sahip olduğunu vurgulayan Budak, bu kavramın öznesinin Türk olduğunu söyledi. Dünya genelinde başka hiçbir millet ve dilde Türk dünyası kavramının karşılığının bulunmadığını belirtti. Budak sözlerini, “Yaşasın dünya Türklüğünün birliği, ne mutlu Türk’üm diyene!” diyerek tamamladı. “TÜRKMENELİ TURAN COĞRAFYASIDIR” Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşad Salihi, Türkmeneli’ne verdiği hizmetlerden dolayı üstün hizmet ödülü verildi. Salihi adına ödülü, Türkmeneli Dernekleri Başkanı Mehmet Tütüncü aldı. Tütüncü, Irak Türklüğünün yaklaşık yüz yılı aşkın süredir Osmanlı’dan ayrıldıkları günden itibaren var olma mücadelesi verdiğini belirtti ve “Ata toprağımızı hiçbir şekilde hiç kimseye bırakma niyetimiz yoktur. Oradaki insanlarımızın her zaman gözü ana vatandadır ve bütün Turan coğrafyasındadır.” ifadelerini kullandı. Türk dünyası müziğine katkılarından dolayı Prof. Dr. Ömer Türkmenoğlu’na üstün hizmet ödülü verildi. Prof. Dr. Türkmenoğlu’na ödülü, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Fatih Uğurlu ve Kızılelma Derneği Danışma Kurulu Üyesi Şafak Soy tarafından takdim edildi. Telafer doğumlu olduğunu belirten Türkmenoğlu, Telafer’in Türk dünyasının, dünyanın belki de en büyük ilçesi olduğunu ancak maalesef Irak’ta yeterince ilgi görmediğini ve bölgede en büyük Türkmen nüfusuna sahip olduğunu vurguladı. İş İnsanı Cengiz Aşıkoğlu, Türk dünyası ve uluslararası turizm alanındaki başarılarından dolayı Türk dünyası üstün hizmet ödülünün sahibi oldu. Ödül takdimi, Dr. Meydan ve Medya Sahibi Erdem Yeşer tarafından gerçekleştirildi. AZERBAYCAN HALK DANSLARI BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ Ödül töreninde Azerbaycan Kültür Merkezine bağlı Zengezur Dans Topluluğu sahne aldı. Topluluğun sahnelediği geleneksel halk oyunları büyük bir ilgiyle karşılandı. “SELAM TÜRK’ÜN BAYRAĞINA” Prof. Dr. Ömer Türkmenoğlu, “Çırpınırdın Karadeniz” ve “Kerkük Zindanı” isimli şarkıları seslendirirken, salon seyircisi de sanatçıya eşlik etti. "Kızılelma Türk Dünyası Üstün Hizmet Ödülleri” töreni toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Kırım Ailesi, kültürel direnişini dijitale taşıdı: Kırım Tatar halk şarkıları albümü artık çevrim içi platformlarda Haber

Kırım Ailesi, kültürel direnişini dijitale taşıdı: Kırım Tatar halk şarkıları albümü artık çevrim içi platformlarda

Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya karşı başlattığı topyekûn saldırı ve işgal girişiminin ardından Türkiye'ye gelen ve faaliyetlerini Eskişehir’de yürüten Kırım Ailesi tarafından hazırlanan ve Kırım Tatar halk şarkılarından oluşan müzik albümünün artık çevrim içi platformlar üzerinden dinlenilebilecek. Kırım Tatar kültürünü korumak ve geliştirmek için farklı projeler hayata geçiren Kırım Ailesi’nden 12 Ağustos’te yapılan açıklamada, “Müzik, Kırım Tatar halkının ruhu ve ayrılmaz millî değeri olarak her zaman çalışmalarının merkezinde yer aldı.” ifadelerine yer verilerek uzun yıllardır merkezin çocuklara müzik eğitimi vererek pek çok şarkı kaydı ve müzik klibi hazırladığı anımsatıldı. Geçtiğimiz yıl Kırım Ailesi, Kırım Tatar halk şarkılarını modern ve özgün düzenlemelerle yorumladıkları bir müzik albümü hazırladı. “Sağındım Yurtımnı” (Vatanımı Özledim”) adını taşıyan albümün hazırlıklında, Kırım Ailesi’nin yetenekli çocuklarının yanı sıra tanınmış Kırım Tatar sanatçılar da yer aldı. “Tüm eserlerimizi Kırım için üretiyoruz” vurgusunu yapan Kırım Ailesi hazırladıkları albümün artık Spotify, Apple Music, Soundcloud gibi dijital platformlarda dinlenebileceğini açıkladı.

Kırım Ailesi, Kırım'ın Bülbül Sesi Sabriye Erecepova anısına şarkı ve klip hazırladı Haber

Kırım Ailesi, Kırım'ın Bülbül Sesi Sabriye Erecepova anısına şarkı ve klip hazırladı

Kırım'ın "Bülbül Sesi" sanatçı Sabriye Erecepova, doğumunun 113. yılında Kırım Tatar yırları ile anıldı. Kırım Ailesi, Sabriye Erecpova'yı doğum gününün sene-i devriyesinde "Sabriye" isimli türküyle andı. ŞARKI VE KLİP SABRİYE ERECEPOVA'NIN ANISINA HAZIRLANDI Kırım Ailesinden Evelina Kurtseyitova'nın seslendirdiği "Sabriye" türküsü YouTube platformu üzerinden yayınlandı. Ernes Sarıhalil'in yönetmenliğini, Damir İsmailov'un ses yönetmenliğini, Üsein Bekirov'un aranjmanlığı ve Ediye Ablyakimova'nun kostüm tasarımını üstlendiği klip ve şarkı büyük bir beğeni topladı. Müziği ve klibi Kırım Tatarı sanatçı Sabriye Erecpova anısına hazırladıklarını belirten Kırım Ailesi şu açıklamada bulundu: "Birçok nesil için o, güzelliğin, güçlü sesin ve doğduğu kültüre duyulan sevginin bir sembolü olarak anılmaktadır. Bu videoda biz Kırım Tatar ruhu ve millî renklerle dolu hikâyeyi anlatıyoruz. Bu, Sabriye Hanım’ın derin, zarif ve hakikî sanatının atmosferini yansıtma çabasıdır. Onun kaderinde yer alan acı sayfalara özellikle dikkat çekiyoruz: Sabriye Erecepova uzun yıllar boyunca Sovyet kamplarında tutuklu kaldı ve bu nedenle sağlığı bozuldu, hayatı erken sona erdi. Oğlundan yıllarca ayrı kalması da onun için ağır bir sınav oldu. Bu hayat sınavı, video kklibimizde derinlemesine gösterilmiştir." Müziğin tamamını dinlemek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayabilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=Ar-GGlghbLI KIRIM YILLARI Sabriye Erecepova, 12 Temmuz 1912'da Bahçesaray'da bir öğretmen ailesinde dünyaya geldi. Müziğe olan sevgisini Sabriye'ye annesi Sayde hanım aşıladı. Annesi şarkı söylemeye çok seven, çok sayıda türkü bilen, şiir yazan bir kadındı. Eşsiz kontralto sesini de (klasik müzikte kadın seslerinin en derini) de şarkıcı annesinden miras aldı. Halkının müzik folklorunu Sabriye'ye annesi tanıttı. Daha çocukken şarkıcı zengin bir halk türküsü repertuvarına sahipti. Sayde hanım ağır hastalığa yakalandığında yanına 12 yaşındaki Sabriye'yi çağırıp "Ötme Bülbül" isimli türküyü söylemesini rica etti. Ancak türküyü sonuna kadar dinleyemedi. Sabriye, hayatının bu sahnesini asla unutamadı. Sabriye sahneye ilk defa 16 yaşındayken ünlü oyuncu Sara Baykina'nın doğum günü vesilesiyle düzenlenen bir konserde bir koroyla beraber çıktı. Sabriye, profesyonel şarkıcı olmasına Kırım Tatar müzik uzmanı Varvara Hanbekova'nın kendisine yardımcı olduğunu sık sık dile getirirdi. Akmescit okulunu bitirdikten sonra Sabriye belli bir süre öğretmen olarak çalıştı. Ancak sahne hayalinden vazgeçmedi. Günümüzde efsane olarak Kırım Tatar türkülerini seslendiren küçük kızı yazar Maksim Gorkiy'nin de duyduğu anlatılıyor. Buna göre yazar Gorkiy, "Bu yetenekli kız eğitim için mutlaka İtalya'ya gönderilmeli" deyip de Sabriye'ye yazarın sözleri aktarıldığında, "Hayır, istemiyorum! İtalyanlar bana türkülerimizi annemden daha iyi mi öğretecekler?" diyor. Onun kendi halk okulu vardı. Genç şarkıcı geçtiğimiz yüzyılın 30'lu yıllarında meşhur oldu. 1932'den itibaren öğretmeni Hanbekova'nın referansıyla Sabriye, Kırım Radyo Komitesinde çalışmaya başladı. Zamanla Sabriye daha popüler olup repertuvarını genişletti. 1935'de Yalta Sinema Stüdyosunda çekilen Zaporojets Za Dunayem filminde Sabriye "Pencereden Kar Geliyor" ve "Mecbur Oldum" türkülerini seslendirdi. Moskova'da 1936'da ilk defa Tüm Birlik Radyo Festivali düzenlendi. Festivalde Sabriye, bestekar Asan Refatov tarafından onun sesine özel yazılan "İki Puğu" şarkısını ve "Nogay Beyitlerini" seslendirdi. Kırım Tatarları ilk defa kendi kültürlerini Tüm Birlik Radyosu'nda 1939'da sergiledi. Sabriye meşhur kemaneci Appaz usta eşliğinde Kırım Tatar türkülerini icra etti. Aynı yıl Moskova’da ilk defa 300 sanatçının katıldığı Tüm Birlik Şarkıcı Yarışması düzenlendi. Kırım’ı “Vokal” kategorisinde “Mecbur Oldum” türküsüyle Sabriye Erecepova temsil etti. Erecepova evine “Yetenekli Genç Şarkıcı” diplomasıyla döndü. 1940’ta Kırım Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin nam kazanan sanatçısı unvanını kazandı. Akmescit’teki Kırım Tatar Tiyatrosunda oynuyor. BÜLBÜLÜN HAPİS VE SÜRGÜN YILLARI İkinci Dünya Savaşı ile birlikte Erecepova, sahneye çıktığı tiyatronun diğer oyuncuları ile birlikte Romanya’ya gitti. Dolayısıyla Erecepova 1944 Kırım Tatar Sürgününü yaşamadı. Ancak Kırım’dan eşi ve oğlu sürgün edildi. Yıllarca süren ayrılıktan sonra 40’lı yıllarının sonunda Erecepova, Özbekistan’a gidebildi. Ancak, 1950’de savaş sırasında düşmanların toprağında bulunduğu için tutuklandı ve halkın düşmanı olarak 25 yıl hapis cezasına çarpıtıldı. Uratöbe (Özbekistan) hapishanesinde Erecepova tesadüfen uyduruk bir dava çerçevesinde tutuklanan ve hapse atılan oğlu Marlen ile karşılaştı. Hapiste bile şarkı söylediği anlatılıyor. Bir gün hapis görevlileri onun susmasını talep etmiş, ancak mahkumlar “Sabriye şarkı söylemezse biz protesto ederiz” demişler. 1956’da, Stalin’in ölümünden sonra Erecepova’ya karşı açılan dava asılsız olduğu için kapandı. Erecepova serbest bırakıldı ancak şarkıcı 12 yıl sonra, yani 1967’de aklandı. O sırada Kırım Tatarlarının da özel yerleşimci statüsü kaldırıldı. Bununla birlikte vatanlarına dönme hakkına hala sahip değillerdi. Bu yıllarda Sabriye’nin en yakın arkadaşlarından birinin ünlü dansçı Akim Cemilev’in oğlu Eldar Cemilev olduğu söyleniyor. Serbest bırakıldıktan sonra Sabriye, Akim Cemilev’in evinde yaşamaya başladı. Eve hep misafir gelirdi: Şamil Aladin, Mustafa Bektaş, İlyas Bahşiş, Refat Asanov, Şevket Mamutov, Leninabad’dan Üsein Bakkan ve kızı Remziye Bakkal ve başka konuklar geldi. 1957’de Özbekistan’da Haytarma Ansambli kuruluyor ve Erecepova ses sanatçısı olarak ekibe davet ediliyor. Akim Cemilev’in evinde konser provaları yapılıyor, kıyafetler dikiliyor, Sabriye Erecepova’nın adını taşıyan afişler yazılıyor. Ansambil sürgünden sonra Kırım Tatarlarının toplu yaşadığı yerlere gidiyor, plak kayıtları yapıyor, cumhuriyetin radyo ve televizyonunda sahne alıyor. 1966’da Sabriye Erecepova Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin nam kazanan sanatçısı unvanını kazanıyor. Farklı anlatılara göre Sabriye Erecepova sahneye son kez 1973 yılında çıktı. Erecepova 18 Eylül 1977’de Taşkent şehrinde vefat etti. Özbekistan’da hala yetenekli Kırım Tatar şarkıcı adına hatıra akşamları düzenleniyor. KIRIM'A UZUN SÜREN YOLCULUK Ukrayna da Kırım’ın “Bülbül sesini” hatırlıyor. Temmuz 2012’de Ukrayna Parlamentosu “Sabriye Erecepova’nın Doğumunun 100. Yıl Dönümü” hakkında bir karar kabul ederek devlet seviyesinde kutlamalar düzenledi. Erecepova’nın yeteneği anma akşamlarında konuşuldu, dualar düzenlendi, medya eşsiz sese sahip bu şarkıcı hakkında bilgi paylaştı. Kırım’ın İsmail Gaspıralı Kütüphanesi'nde ise Sabriye Erecepova’nın anısına tasarlanan mektup zarfları sunuldu. Ukrayna Parlamentosu’nun kabul ettiği kararda Sabriye Erecepova’nın naaşının Taşkent’ten Kırım’ın Bahçesaray şehrine yeniden gömülmesi de planlanıyordu. Ancak, 2014’te Kırım’ın işgali oldu ve efsanevi sanatçının vatanına dönüşü belirsiz bir süreliğine ertelendi.

İstanbul’da Kırım Tatar Millî Bayrak Günü coşkusu Haber

İstanbul’da Kırım Tatar Millî Bayrak Günü coşkusu

Kırım Tatar Millî Kurultayı’nın 2010 yılında aldığı kararla her yıl 26 Haziran’da kutlanan Kırım Tatar Milli Bayrak Günü, bu yıl İstanbul'da düzenlenen duygu yüklü bir etkinlikle kutlandı. Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen program, Kırım Tatarlarının millî ruhunu ve direniş azmini bir kez daha görünür kıldı. Etkinlik, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şubesinin desteğiyle, Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosluğu ve Kırım Ailesi tarafından organize edildi. Programa katılım oldukça yoğundu. Salonu dolduran izleyiciler, duygu dolu anlar yaşadı; zaman zaman gözyaşlarını tutamayanlar oldu, salonda uzun süre alkışlar yankılandı. Program kapsamında, Kırım Ailesi çocukları geleneksel Kırım Tatar halk oyunlarını sahneledi ve dillerden düşmeyen türküleri seslendirdi. Miniklerin sahnedeki performansı salondaki herkesi hem gururlandırdı hem de duygulandırdı. Etkinlikte konuşan Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Kırım Tatar bayrağının sadece bir sembol değil, aynı zamanda direnişin, onurun ve umudun ifadesi olduğunu vurguladı. Tarak Tamgalı Gökbayrağın, Kırım Hanlığı'ndan sürgüne, vatana dönüşten yeniden yaşanan işgale kadar Kırım Tatar halkının tarihini yansıttığını belirten Nedilskıy, “Bugün sadece bir bayrağı değil, hafızayı yaşatan insanları, kültürünü ve kimliğini koruyan kahramanları da anıyoruz.” dedi. Nedilskıy, Kırım’ın Ukrayna toprağı olduğunu bir kez daha vurgulayarak, “2014’ten sonra bu bayrak, çok daha güçlü bir direniş sembolü hâline geldi. Mitinglerde dalgalanıyor, hem Ukraynalılar hem de Kırım Tatarları bu bayrağı yan yana taşıyor. Çünkü bizim ortak mücadelemiz; Kırım için, Ukrayna için, insanlık onuru içindir. Kırım, Ukrayna’dır. Biliyoruz ki, o gün gelecek ve Ukrayna toprağı olan Kırım’da iki bayrak birlikte dalgalanacak; sarı mavi Ukrayna Bayrağı ve Tarak Tamgalı Gökbayrak. Bu zafer, hakikat, yuvaya dönüş günü olacak.” ifadelerini kullandı. Kırım Tatarlarının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun eşi, Kırım Türk Kadınlar Birliği Başkanı Safinar Cemileva, böyle bir anlamlı etkinliği düzenleyenlere teşekkür ederek, “Kırım Tatar bayrağımız bizi birleştiriyor. Bayrağımız vatanseverliğimizi ve kahramanlığımızı, özgürlük tutkumuzu herkese anlatıyor.” dedi. Kırım Tatarları için Tarak Tamgalı Gökbayrağın gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Safinar Cemileva, konuşmasını Dr. Ahmed İhsan Kırımlı’nın “Balam bu bayrak senin. Balam bu toprak senin. Balam bunu hiç unutma.” söyleriyle tamamladı. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, “İstanbul Kırım Derneği olarak vatanımıza hizmet etmeye devam ediyoruz. Ta ki, Kırım Tatar bayrağımız vatan Kırım’da dalgalana kadar bu mücadelemiz devam edecektir.” dedi. Etkinliğin sonunda duygusal bir konuşma yapan Kırım Ailesi kurucusu Anife Kurtseitova, derneklerinin 10 yıl önce Kyiv’de kurulduğunu hatırlatarak, savaş nedeniyle bugün Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan çocukların, Rus işgalinden kurtarılan vatanlarına bir gün dönecekleri inancıyla yaşadıklarını söyledi. Bu çocukların babalarının ise Tarak Tamgalı Gökbayrağı onurla taşıyarak Rus işgaline karşı cephede savaştığını, bazılarını ise bu uğurda şehit verdiklerini ifade etti. Kurtseitova, bu anlamlı etkinliğe katkı sunan herkese ve gönülden destekleyen izleyicilere teşekkür ederek, “Bayrağımızı birlikte taşıyoruz." dedi. Etkinliğe, Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy ve eşi Lyudmıla Nedilska, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, Kırım Tatarlarının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun eşi, Kırım Türk Kadınlar Birliği Başkanı Safinar Cemileva, KTMM Üyesi Abmecit Süleymanov, Kırım Ailesi kurucusu Anife Kurtseitova, Türkiye Ukrayna Romanya Kırım Sanayici İş İnsanları Derneği (TURKSİD) Başkanı Ertan Baştuhan, Kırım Derneği İstanbul Anadolu Yakası Şube Başkanı Şebnem Sözen, Kırım Derneği Gebze Şubesi Başkanı Nermin Ekim, Emel Kırım Vakfı Başkan Yardımcısı Nurten Bay, Sürgündeki İçkerya Çeçen Cumhuriyeti Türkiye ve Ortadoğu Ülkeleri Genel Temsilcisi Abdulhakim Şaptukayev, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı İsmail Cengiz, Irak Türkleri Derneği Onursal Başkanı Kemal Beyatlı, Türkmeneli Dernek Başkanı Savaş Avcı, Türkmen Birliği Dernek Başkanı Reşit Melen, Terekeme-Karapapak Türkleri Dernek Başkan Yardımcısı Mustafa Yıldız, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, Dünya Türkmenler Birlik Vakfı, Ahıska Türkleri ile Uygur Türkleri temsilcileri ve çok sayıda misafir katıldı.

İstanbul'da Kırım Tatar Millî Bayrak Günü'ne özel etkinlik Haber

İstanbul'da Kırım Tatar Millî Bayrak Günü'ne özel etkinlik

Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosluğu, Kırım Tatar Millî Bayrak Günü'nü 26 Haziran 2025 tarihinde düzenlenecek anlamlı bir program ile kutlayacak. Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosluğu ve Kırım Ailesi'nin katılımı ile tertip edilecek olan etkinlik, Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde saat 19.00'da başlayacak. ETKİNLİKTE KIRIM AİLESİ SAHNE ALACAK Başkonsolosluk tarafından yapılan açıklamada, "'Kırım Ailesi'nin örnek vokal ve koreografi topluluğunun katılımıyla Kırım Tatar Bayrak Günü vesilesiyle düzenlenecek etkinliğine davetlisiniz!" ifadeleri kullanıldı. NEDİLSKIY VE İÇTEN PROGRAM HAKKINDA GÖRÜŞTÜ Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy ve Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten program öncesinde bir araya geldi. Görüşmede Nedilskıy, 26 Haziran Kırım Tatar Bayrak günü için yapılacak program için İçten’e iş birliği talebinde bulundu. KIRIM TATAR MİLLÎ BAYRAK GÜNÜ İSTANBUL’DA KUTLANACAK Kırım Derneği İstanbul Şubesi tarafından yapılan açıklamada, Kırım Tatar Millî Bayrak Günü için yapılacak etkinliğin İstanbul’da Ali Emiri Kültür Merkezinde tertip edileceği ve gerekli destek ve yardımın dernek tarafından sağlanacağı bildirildi. Ayrıca Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Nedilskıy, Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı İçten’e Diaspora Kimliği'ni takdim etti. 26 HAZİRAN KIRIM TATAR MİLLÎ BAYRAK GÜNÜ Kırım Tatar Millî Kurultayı’nın (KTMM) 2010 yılında aldığı karar dolayısıyla her 26 Haziran'da, Kırım Tatar Millî Bayrak Günü kutlanıyor. Kırım Tatar kimliğinin, adaletinin ve özgürlüğünün sembolü olan Tarak Tamgalı Gökbayrak günümüzde Rus işgaline karşı mücadelenin sembolü olarak kabul ediliyor. Her yıl 26 Haziran’da dünyanın farklı yerlerinde Kırım Tatar bayrağı göndere çekiliyor. Rus işgaline kadar Kırım’da coşkuyla kutlanan, günümüzde de Ukrayna’nın ana kısmında geniş çapta etkinliklerle kaydedilen Kırım Tatar Bayrak Günü, Kırım’da Kırım Tatar gençlerin teşebbüsü ile ilk kez 2009 yılında kutlandı. Bayramın fikir babası olan Kırım Derneği Genel Başkanı merhum Dr. Ahmed İhsan Kırımlı, 2005 tarihinde gerçekleştirilen Kırım Tatar Gençlik Kurultayı sırasında, II. Kırım Tatar Millî Kurultayı’nın her zaman hatırlanması gereken bir vaka olduğunun altını çizmiş ve bunun bir bayram olarak kutlanmasını teklif etmişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.