SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kırım Derneği Genel Merkezi

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Derneği Genel Merkezi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Derneği Genel Merkezi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dr. Ahmed İhsan Kırımlı, Kırım Derneği Genel Merkezinde düzenlenen programla anıldı Haber

Dr. Ahmed İhsan Kırımlı, Kırım Derneği Genel Merkezinde düzenlenen programla anıldı

Türkiye Cumhuriyetinin eski Turizm ve Tanıtma Bakanı, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği eski Genel Başkanı, örnek mücadele insanı Doktor Ahmed İhsan Kırımlı vefatının 12. yılında da unutulmadı. Türkiye’deki Kırım Tatar diasporasının bugünlere gelmesinde önemli bir etkiye sahibi olan Kırımlı, hem siyaset hem de cemiyet hayatında ortaya koyduğu çalışmalarla, Kırım Tatar halkının sembol isimlerinden biri olarak hafızalardaki yerini koruyor. Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Anma Toplantısı, Kırım Derneği Genel Merkezi bünyesindeki kendi adını taşıyan Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi’nde yer alan Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde 16 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirildi. Programa Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Denetleme Kurulu Başkanı ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Aydoğan, Ukrayna Dostluk Derneği Başkanı Celil Sümer, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Kırımlı ile dernek yöneticileri ve üyeleri iştirak etti. Kırım Derneği Genel Merkezinde 16 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirilen programla örnek mücadele insanı Dr. Ahmed İhsan Kırımlı yâd edildi ???? https://t.co/uLuBnZupF8 pic.twitter.com/IRszNs4wKq — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 17, 2023 Program, Ahmed İhsan Kırımlı'ya ait "Güzel Qırım" adlı şiirin; Server Kakura tarafından bestelenerek icra edildiği ve Rıza Yusuf tarafından okunduğu videonun gösterimiyle başladı.  "DERNEĞİMİZİN BUGÜNLERE GELMESİNDE ONUN İMZASI VAR" Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, anma toplantısında gerçekleştirdiği konuşmasında Ahmed İhsan Kırımlı'nın çok yönlü kişiliğine atıfta bulunarak; Kırım Derneği, Kırım Vakfı ve Ukrayna Dostluk Derneğinin kurucu başkanı olduğunu belirtti. Şahin, "Tartışmasız, derneğimizin bugünlere gelmesinde en büyük pay onundur. Derneğimizin kurumsallaşmasında, ekonomik gücünü sağlamasında, altyapısını kurmasında, binalarımızın derneğimizin kaydına girmesinde, kamu yararına statüsünün kazanılmasında tartışmasız onun hakkı, imzası, perspektifi, ufku ve bakışı vardır" dedi. Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarlarının kurumsal ve resmî sivil toplum örgütlerinin bulunmadığı yıllardaki faaliyetlerinden günümüze geçen süreçte Kırımlı'nın rolüne değinen Mükremin Şahin, "Bizim vazifemizin ne olduğunu çok daha iyi anlıyorum; bugüne kadar gelen birikimlerimizi şimdi daha ileriye götürmek. Binalarımızın içini çalışmalarla doldurmak, eğitimle doldurmak, seminerlerle doldurmak, kültürel faaliyetlerle doldurmak ve şu anda 20'ye yakın ülkede yaşayan dağılmış olan halkımıza umut ışığı olabilmek" ifadelerini kullandı. "KIRIM TATAR MİLLİ MECLİSİ BİNASININ ALIMINDA ÇOK BÜYÜK KATKILARI VAR" Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Vakfının tamamıyla Ahmed İhsan Kırımlı'nın inisiyatifiyle, Kırım Derneğinin kurumsal yapısını koruyarak uzunca yıllar Kırım Tatarlarına hizmet etmesi amacıyla kurulduğunu kaydetti. Kırımlı'nın ortaya koyduğu çalışmaların sonuç verdiğini ve çok önemli eserler bıraktığı söyleyen Kalkay, "Ahmet Amcamız unutulmuyor; aramızdan ayrıldığından beri her yıl bu toplantılarımız devam ediyor. Milletine hizmet edenler unutulmayacak; unutulmamalı" dedi. Tuncer Kalkay, konuşmasının devamında, "Ahmet Amca'nın pek çok yerde hizmeti var. Kırım Tatarlarının vatanlarına döndükten sonra kurdukları özyönetimin oluşmasında payı var. Kırım Tatar Milli Meclisi binasının alımında, çok büyük katkıları var, emeği var. Ancak şimdi o binaya Kırım'ın işgali sonrasında Ruslar tarafından el konuldu, o bizim bir acımız ama Ahmet Amcamızın önümüze koyduğu perspektif çerçevesinde Kırım Derneği, Kırım Vakfı ile birlikte mutlaka geleceğe yönelik bu çalışmalarını sürdürecek ve bunun sürdürülebilirdiğini sağlayacak" şeklinde konuştu. "MİLLETİNE VE VATANINA HİZMET EDENLERİN UNUTULMAMASI SON DERECE ÖNEMLİDİR" Program kapsamında son konuşmayı ise Kırımlı'nın oğlu Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Kırımlı gerçekleştirdi. Kırımlı, "O benim babam ama ben onun oğlu sıfatıyla değil sıradan bir Kırım Tatar, sıradan bir insan sıfatıyla konuşuyorum. Prensip olarak milletine ve vatanına hizmet edenlerin unutulmaması son derece önemlidir" ifadelerini kullandı. Kırımlı, "İnşallah Kırım’ın Rus işgalinden kurtarıldığı günleri de Allah bize göstersin, vatana millete hizmet eden insanlar hiçbir zaman unutulmasın" temennisiyle konuşmasını sonlandırdı. Anma Toplantısı, Prof. Dr. Enver Aydoğan, Ömer Özel ve Ali Muradasıl tarafından okunan Yasin-i Şerif ve aşırların akabinde yapılan dualar ile sona erdi.

Kırım Derneği Genel Merkezinde "İşgal Altındaki Ukrayna’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" toplantısı yapıldı Haber

Kırım Derneği Genel Merkezinde "İşgal Altındaki Ukrayna’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" toplantısı yapıldı

Esma KASAR Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi tarafından 8 Aralık 2023 tarihinde "İşgal Altındaki Ukrayna’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" adlı toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda; Kırım Tatarlarının Millî Lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı, Ukrayna Milletvekili ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Başkanı Ahtem Çiygöz, Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Yetkilisi Dmıtro Lubinets ve Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadirov konuşmacı olarak yer aldı. Kırım Derneği Genel Merkezine ait Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi’nde yer alan Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde 8 Aralık 2023 cuma günü saat 14.30’da gerçekleşen etkinliğe;  Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Kırım Milli Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu ve Kırım Derneğinin yönetim kurulu üyeleri ile Kırım Tatar halkının milli mücadelesine destek veren çok sayıda isim katıldı. #Kırım Derneği Genel Merkezinde "İşgal Altındaki #Ukrayna’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" toplantısı yapıldıhttps://t.co/NBYfpxVKSl pic.twitter.com/790kICJGTa — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 8, 2023 MÜKREMİN ŞAHİN: KIRIM TATAR MİLLÎ HAREKETİ, AYNI ZAMANDA BİR İNSAN HAKLARI HAREKETİYDİ Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Başkan Mükremin Şahin, insan haklarının sınır ve devlet tanımayan yalnızca insanlar için olması gereken bir kavram olduğunu vurgulayarak, "Kırım Tatar millî hareketi, aynı zamanda bir insan hakları hareketiydi. Sovyetler Birliği zamanında Kırım Tatar millî hareketi, millî hareket olarak nam kazandı ama aynı zamanda dünyada insan hakları hareketi olarak da nam kazandı, itibar kazandı, saygı gördü" ifadelerini kullandı. Kırım Tatarlarının her zaman uluslararası hukuk, adalet, insan hakları prensipleriyle hareket ettiğini belirten Şahin, "Hiçbir zaman etnik ve dini kavramlar üzerinden hareket etmedik. Kendimiz için istediğimizi başka halklar için de istedik. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra vatana dönüş hareketi oldu ve 1991'de Meclisimiz, Kurultayımız toplandı. 23 yıllık Ukrayna zamanında halkımız vatana yerleşmek için çok mücadele etti, büyük insan hakları ihlalleri yaşandı fakat halkımız sabırla prensiplerinden ve ilkelerinden taviz vermeden mücadelesine devam etti" dedi. LUBİNETS: İŞGAL ALTINDAKİ KIRIM'DA EN ÇOK ZULÜM VE BASKI GÖRENLER KIRIM TATARLARIDIR Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Yetkilisi Lubinets, toplantı katılımcılarına gönderdiği bir video mesaj ile seslendi. Ukrayna ve dünyanın Rusya'nın eylemlerini soykırım suçu olarak tanıması ve adalete teslim etmesi için baskı mekanizmaları geliştirmek gibi zorlu bir görevle karşı karşıya olduğunu kaydeden Lubinets, mesajında "İşgal altındaki Kırım topraklarında, yerli halkın temsilcileri olan Kırım Tatarları en çok zulüm ve baskı görenlerdir. Şu anda Kırım'da tutulan veya Rusya Federasyonu'na nakledilen 190 siyasi mahkum var. Bunlardan 123'ü Kırım Tatarıdır. Bu kişilerin çoğu, uluslararası insancıl hukukun tüm normlarını ihlal ederek gözaltına alınıyor" ifadelerine yer verdi. BODNAR: İŞGAL YETKİLİLERİ TARAFINDAN 5 BİNDEN FAZLA İNSAN HAKLARI İHLALİ VAKASI GERÇEKLEŞTİRİLDİ  Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, toplantıda gerçekleştirdiği konuşmasında Ukrayna'nın işgal altındaki topraklarında, özellikle de Kırım'da insan hakları alanında yaşanan sorunların yalnızca temel hak ve özgürlüklerin ihlaliyle ilgili olmadığını, aynı zamanda uluslararası sorumluluk meselesiyle ve küresel tepki ihtiyacıyla da ilgili olduğunu belirtti. Bodnar, "Ukrayna'nın yerli halkı olan Kırım Tatarları, işgal yetkilileri tarafından ciddi oranda ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyor. Bu durum aynı zamanda yasa dışı tutuklamalar, zulümler, ifade ve toplanma özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, İslam'ı özgürce yaşama hakkının baskılanması ve Kırım Tatar Milli Meclisinin faaliyetlerinin yasaklanmasıyla da ifade ediliyor. Geçtiğimiz 10 yılda insan hakları savunucuları, işgal yetkilileri tarafından 5.000'den fazla insan hakları ihlali vakası kaydetti" dedi. Konuşmasında Uluslararası Ceza Mahkemesinin Vladimir Putin hakkında tutuklama emri çıkarttığını hatırlatan Bodnar, "Ukrayna'nın işgal altındaki bölgelerinde ve Rusya Federasyonu topraklarında, Ukrayna vatandaşlarının çocuklarının öz farkındalıklarının ideolojik olarak işlenmesi ve askerileştirilmesine yönelik kampanya gerçekleştirilmektedir. Yüzlerce çocuk aslında zorla akrabalarından ayrılarak Rusya Federasyonu'na götürüldü, orada ideolojik ve psikolojik baskıya maruz bırakıldı, zorla Ruslaştırıldı ve Ukrayna'ya karşı propaganda amacıyla kullanıldı" cümlelerine yer verdi. "MİLLETİMİZ MÜCADELESİNİ BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERDİ" Toplantının bir diğer konuşmacısı Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı, Ukrayna Milletvekili ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Eş Başkanı Ahtem Çiygöz ise düzmece suçlamalar çerçevesinde Rus mahkemesi tarafından Kırım Tatarlarına uygulanan siyasi baskılara değindi. Siyasi tutsaklar konusunda son yıllarda gerekli birçok çalışmanın yapıldığını ancak nihai başarıya ulaşılamadığını kaydeden Çiygöz, siyasi tutsak olan Kırım Tatarlarının Kırım'dan çıkartılarak Rusya'ya gönderildiğini söyledi. Ahtem Çiygöz konuşmasında, "Milletimiz 10 senedir mücadele ediyor ve bunu bütün dünyaya gösterdi. Dünyaca tanınan mücadelemiz, zor zamanlar geçirdi ama biz bunlara boyun eğmedik. Biz bu mücadele sonunda mutlaka Rusya'nın boynunu vuracağız" dedi. KADIROV: KIRIM TATARLARI ETNİK KÖKENLERİ VE DİNİ İNANÇLARI NEDENİYLE ZULME MARUZ KALIYOR Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadırov, toplantıya çevrim içi bağlantıyla katıldı. Kadırov, Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Temsilciliğinin 5 Aralık 2023 tarihli verilerine dayanan işgal altındaki bölgelerdeki duruma ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Kadırov, "Siyasi, dini ve cezai zulüm kapsamında gözetim altında tutulma yerlerinde bulunan 191 kişi; 21'i Kırım Tatarı olmak üzere 28 kişi, 102'si Kırım Tatarı olmak üzere 146 kişi, durumu belirsiz olan 17 kişi, Rusya'nın tam ölçekli işgale başlamasından sonra Herson ve Zaporijjya bölgelerinde en az 35 kişi gözaltına alındı ve Kırım'a götürüldü" bilgisini paylaştı. Kırım Tatarlarının dini ve etnik kökene bağlı olarak zulüm altında olduğunu açıklayan Kadırov, "Gözetim altında tutulma yerlerinde bulunan 191 kişiden 123'ü Kırım Tatarı, toplu olarak kamusal alanlarda bulunma organizasyonundan sorumlu tutulmuş 234 kişiden 205'i Kırım Tatarları" bilgisini verdi. TOPÇU: TÜRKİYE, UKRAYNA'NIN HAKLI DAVASINI DESTEKLİYOR Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, katılımcılara yaptığı konuşmasında, "Türkiye, her şeyden evvel devleti ve milletiyle; Ukrayna’nın Kırım dahil toprak bütünlüğünü ve egemenliğinin sağlanması, aynı zamanda Tatar Türklerinin kadim vatanları Kırım’da öz kimlikleri ile esenlik içinde yaşamalarını talep ediyor. Bunu her platformda, bizzat muhatabından talep ediyor. Sadece Birleşmiş Milletler vs. değil. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Rusya devlet başkanıyla görüştüğü zaman bunu ifade ediyor. Dışişleri Bakanı bunu ifade ediyor. Neticede Ukrayna'nın bu haklı davasını destekliyor." dedi. Uluslararası sistemde işgalci Rusya'nın halen bir şekilde ticari ilişkiler içerisinde olması konusunda ise Topçu, "Dolar, anayı kızdan ayırır; dolar, Rusya'yı herkesle dost edebilir ama Tatarı Kırım'dan asla ayıramaz" ifadelerini kullandı. KIRIMOĞLU: TEK ŞARTIMIZ VAR, BİZİM TOPRAKLARIMIZI TERK ETSİNLER Türk dünyasının yaşayan efsanesi, Kırım Tatarlarının Millî Lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, konuşmasına Kırım'ın işgalinin 2.5 ay sonra 10. yılı olacağını hatırlatarak başladı. Kırımoğlu, konuşmasında "İşgal yıllarında oradaki bizim soydaşlarımız, kendi sınırlı imkanlarına göre kendi millî ve insani onurlarını korumak için ellerinden gelen şeyleri yapmaya başladı. İşgalcilerin kanunsuzluğuna karşı tepki göstermeye çalıştılar. Kendi vatanlarına, kendi devletlerine sahip olduklarını nümayiş ettiler" cümlelerine yer verdi. İşgal altındaki Kırım'da en büyük baskının Kırım'ın yerli halkı olan Kırım Tatarlarına yönelik gerçekleştiğini kaydeden Kırım Tatarlarının Millî Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, "Savaş öncesindeki sayıma göre Kırım Tatarlarının oran olarak yüzde 10 civarında olmasına rağmen baskıların yüzde 75'i Kırım Tatarlarına geldi. Onlarca kaçırılıp öldürülenler, yüzlerce hapishaneye atılanlar var ve orada işkenceler hala devam etmektedir" açıklamasında bulundu. İşgalci Putin rejiminin Stalin döneminden bile daha ağır hukuksuzluklara imza attığını söyleyen Kırımoğlu, "Sovyetler zamanında da söylediğin fikirler için, yazdığın şeyler için, evinde bulunan Sovyet rejiminin hoşuna gitmeyen kitaplar için insanlar hapishanelere atılırdı ama bunlar için 3 yıl hapis cezası veriyorlardı. Şimdi, Rusların hoşuna gitmeyen birkaç kelime için 18-20 yıl hapis cezası veriyorlar. Nariman Celal n'aptı? Sadece Rusların hoşuna gitmeyen Kırım Platformuna iştirak etti ve orada konuşma yaptı. Sonrasında onun etrafındaki iki çocuğa elektrikle işkence yapıp ifade alıyorlar ve bu ifadeleri esas alıp 17 yıl hapishaneye gönderiyorlar" ifadelerini kullandı. "BÜTÜN DÜNYA TEHLİKEDE OLDUĞUNU İYİ ANLADI" Kırımoğlu, Rusya'nın yayılmacı emelleriyle 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı topyekun işgal girişimi ve savaşla ilgili olarak, "Eğer bu savaşta Ukrayna kaybederse yarın hangi ülkenin tehlike altında olacağını kimse bilemez ama bütün dünya tehlikede olduğunu iyi anladı" yorumunda bulundu. Kırımoğlu ayrıca, Ukrayna'ya yönelik gerçekleşen desteklerin tam anlamıyla yeterli olmadığını ve geciktiğini belirtti. Rusya'nın takındığı mevcut tavırla barışın gelemeyeceğini vurgulayan Kırımoğlu, "Tek şartımız var, bizim topraklarımızı terk etsinler" dedi. Mevcut savaşın Kırım Tatarları için yeryüzünde var olma ya da yok olma meselesi olduğunu belirten Kırımoğlu, "Biz, 50 yıldan uzun süre vatanımıza dönmek için mücadele verdik. 2014 yılında Ruslar geldikten sonra en az 30 bin Kırım Tatarı mecburen vatanlarını terk ettiler. Bu insanlarımızın büyük bir çoğunluğu Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinde düşmanla savaş halinde" şeklinde konuştu. 2022 yılının eylül ayı içerisinde Rusya'nın ilan ettiği seferberliğe Kırım Tatarlarının boyun eğmediğini kaydeden Kırımoğlu, "Binlerce insan yine vatanlarını terk etmek zorunda kaldı çünkü onları kendi devletine karşı ölüme göndermeye başladılar. O dönem Kırım ile Ukrayna anakarası arasındaki sınırın kapalı olması nedeniyle birçok insanımız başka ülkelere gitmek zorunda kaldı" ifadelerini kullandı. Kırımoğlu, "Yarım yüzyıl vatanımıza dönmek için mücadele verdik ama bu işgal neticesinde yine milletimiz bütün dünyaya dağıldı" değerlendirmesini yaptı.

Kırım Derneği Genel Merkezi, Holodomor Soykırımı'nı andı Haber

Kırım Derneği Genel Merkezi, Holodomor Soykırımı'nı andı

Stalin yönetimi tarafından Ukrayna halkına karşı uygulanan Holodomor Soykırımı kurbanları, Ukrayna ve tüm dünyada anılıyor. Komünist Sovyet Rusya yönetiminin milyonlarca Ukraynalıyı ölüme sürüklediği sun'i açlık Holodomor, Ukraynalılara boyun eğdirme amacı taşıyordu. Ukrayna'nın komünist rejime karşı direnişini ve Moskova'dan bağımsız bir Ukrayna devleti kurma girişimlerini nihai olarak ortadan kaldırmak için gerçekleştirildi.  "UKRAYNA MİLLETİNİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi, Ukrayna halkının acısını ve Holodomor kurbanlarını, soykırımın 90. yıldönümünde andı. Genel Merkez, "Holodomor kurbanlarının trajedisini tüm benliğimizle hissederek paylaşırken, bugün de vatanlarını kahramanca savunan Ukrayna milletinin yanında olmaya devam edeceğiz. Baskı ve zulme karşı mücadele etmiş dost ve kardeşlerimizin haklı davalarının takipçisi olduğumuzu da Türk ve dünya kamuouyunun dikkatine sunarız" açıklamasını yaptı. Bugün Kırım Derneği Genel Merkezinden yapılan basın bildirisinde şu ifadelere yer verildi: "Başta Ukrayna olmak üzere Kırım, Kuzey Kafkasya, İdil boyu ve Kazakistan gibi tarımsal üretim ile yaşamını sürdüren insanların olduğu ülkelerde, Sovyetler Birliği’nin zorunlu kolhozlaştırma hareketinin sonucunda milyonlarca insan açlıktan ölmüştür. 1932-1933 yılları arasında ise Ukrayna’da 4.5 milyon insan, Moskova’nın bölgeyi zapt etmek maksadıyla uyguladığı insanlık dışı uygulamalar neticesinde oluşan açlık sebebiyle hayatlarını kaybetmiştir. Sovyetler Birliği, bir yandan milyonlarca vatandaşını açlıktan öldürürken, diğer yandan da milyonlarca tonluk tahıl ihracatına devam etmiştir. Bu facia sırasında Ukraynalıların yanı sıra Kırım Tatar halkı, 1921-1922 açlığında olduğu gibi, çok sayıda insanını kaybetmiştir. 'Açlıkla öldürmek' anlamına gelen Holodomor, Sovyet zihniyetinin ideolojik yanılsamalarına ve hedeflerine erişmek için nasıl araçlar kullandığını gözler önüne seren, trajik bir örnektir. 'Holodomor', Sovyetler Birliği tarafından yaratılan ve kendisine bağlı olmakla birlikte gelecekte tehlike olarak gördüğü ülkelere karşı uygulanan bir soykırım, bir insanlık faciasıdır. 'Holodomor Soykırımı'nın sorumlusu Moskova’nın bugünkü temsilcileri ise 24 Şubat 2022 tarihinden beri işgal ettiği Ukrayna’nın şehirlerini yakarak, yıkarak, varlıklarını yağmalayarak, sivillere işkence ve tecavüz uygulayarak soykırımını sürdürmektedir. Ukrayna halkı destansı bir mücadele ile vatanını savunurken Rusya kalleşçe sivilleri ve altyapıyı yok etmeye yönelik saldırılarına devam etmekte, savaşarak yenemediği Ukrayna halkını soğuğa ve açlığa sürükleyerek tıpkı Holodomor’da olduğu gibi yok etmek istemektedir. Ukrayna’da 2006 senesinde kabul edilen kanun sayesinde, 1932-1933 yılları arasında yaşanan açlık felaketi, yani Holodomor, bir soykırım olarak tanınmıştır. Bu bağlamda anılmaya devam edilen bu facia, Ukrayna’nın ve halkımızın tarihinde korkunç bir hatıra olarak ilelebet hatırlanacaktır. Kırım Derneği Genel Merkezi olarak, Sovyetler Birliği’nin toplu ölümlere yol açan bütün uygulamalarının tüm dünyaya duyurulması için, günümüzde Moskova tarafından halen daha karartılan kanıtların ışığında araştırmalar yapılması gerektiğini biliyoruz. Bu itibarla, uluslararası kuruluşları ve insan hakları örgütlerini desteğe ve göreve davet ediyoruz. Holodomor kurbanlarının trajedisini tüm benliğimizle hissederek paylaşırken, bugün de vatanlarını kahramanca savunan Ukrayna milletinin yanında olmaya devam edeceğiz. Baskı ve zulme karşı mücadele etmiş dost ve kardeşlerimizin haklı davalarının takipçisi olduğumuzu da Türk ve dünya kamuouyunun dikkatine sunarız." 90. YILINDA HOLODOMOR SOYKIRIMI  1932-1933 yıllarında Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde, Sovyet idaresinin uygulamaları nedeniyle toplu açlık meydana geldi, milyonlarca insan bu trajedide hayatını kaybetti. Ukrayna Milli Güvenlik Servisi, Holodomor davasının sorgusu sırasında ortaya çıkan bilgilere göre suni açlıktan 3 milyon 941 bin kişinin öldüğünü açıkladı. Açlığın kasıtlı olarak meydana getirildiği ispat edilirken, Rusya bunları reddederek Ukrayna’daki açlığın 1932-1933 yılında SSCB’de meydana gelen açlığın bir parçası olduğunu ileri sürüyor. 26 Kasım 1998 yılında dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma’nın kararı ile kasım ayının son cumartesi günü Holodomor Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan edildi. 2006 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko’nun inisiyatifi ile Holdomor’un soykırım olduğunun açık şekilde inkâr edilmesi için ceza öngören yasa kabul edildi. Stalin Rusyası’nın gerçekleştirdiği Holodomor Katliamı, uluslararası kamuoyunun da ilgisini çekti. Günümüzde AB, Kanada, ABD, Avustralya, Portekiz, Almanya, Çekya, Vatikan, Estonya, Belçika, Fransa, Litvanya, Almanya, Letonya, Gürcistan, Polonya, Macaristan, Ekvador, Kolombiya, Meksika, Paraguay ve Peru gibi pek çok ülke, Holodomor’u soykırım olarak tanıdı.

Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Temsilcisi Şaptukayev Kırım Derneği Genel Merkezini ziyaret etti Haber

Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Temsilcisi Şaptukayev Kırım Derneği Genel Merkezini ziyaret etti

Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Türkiye ve Ortadoğu Temsilcisi Abdûlhakim Şaptukayev, bugün Kırım Derneği Genel Merkezini ziyaret etti. Şaptukayev, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin ve Kırım Derneği Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Kırım Vakfı  Başkanı Tuncer Kalkay tarafından karşılandı. Şahin ve Kalkay, Şaptukayev'e çalışmalar hakkında bilgi verdi. Çeçen temsilci Şaptukayev, Çeçenistan’ın günümüzde Rusya’nın işgali altında bulunması nedeniyle Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Hükumetinin sürgünde değişik ülkelerde çalışmalarını sürdürdüğünü ve 14 ülkede temsilciliğinin olduğunu bildirdi. ÇEÇEN İÇKERYA CUMHURİYETİ TEMSİLCİSİ KIRIM DERNEĞİNİ ZİYARET ETTİ Abdûlhakim Şaptukayev'in ziyaretiyle ilgili Kırım Derneği Genel Merkezinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “ 'Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu tarafından geçici olarak işgal edilen toprak olarak tanınması ve Çeçen halkının soykırımının kınanması ile ilgili' başlıklı kararın 2022 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından kabul edilmesi üzerine Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk ülke Ukrayna olmuştu. İşgal altındaki Çeçenistan’da Kadirov sözde yönetiminin Moskova’nın hizmetindeki memur olarak verilen talimatları yerine getirdiğini ve Çeçen milletini itibarsızlaştırmaya yönelik her yolu kullandığını anlatan Şaptukayev, Çeçenistan’ın işgalden kurtarılıp bağımsızlığını kazanıncaya kadar Başbakanlığını Ahmed Zakayev’in üstlendiği Çeçen İçkerya Hükümetinin çalışmalarını Sürgünde de olsa devam ettireceğini açıkladı. Şaptukayev, işgal ettiği Kırım’da Kırım Tatarlarına karşı 2014 yılından beri yürüttüğü  politikalarını yıllar öncesinde Çeçenistan’da Çeçenler için uyguladığını, Çeçenleri dünya gözünden düşürmek ve itibarsızlaştırmak içinde Rusya'nın planlı olarak ürettiği  terörist uygulamaları Çeçenlere yüklediğini  bildirdi. Şaptukayev, terörist eylemlerin karşısında olduklarını, demokratik prensipler çerçevesinde kaldıklarını, Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’ni Türkiye’de anlatmak amacıyla kurdukları 'Çeçen İçkerya Derneği' vasıtasıyla da faaliyetlerini yürüttüklerini belirtti."

Kırım Derneği: Karaçay kardeşlerimizin maruz kaldıkları facianın acısını yüreğimizde hissediyoruz Haber

Kırım Derneği: Karaçay kardeşlerimizin maruz kaldıkları facianın acısını yüreğimizde hissediyoruz

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi, Karaçay Türklerinin Sovyetler Birliği döneminde öz vatanlarından sürgün edilmesi nedeniyle 2 Kasım 2023 tarihinde resmi bir basın bildirisi yayımladı. Karaçay Türklerinin vatanlarından sürgün edilişinin 80. yılı vesilesiyle Kırım Derneği, sürgün şehitlerine rahmet diledi. Kırım Derneği Genel Merkezi, eli kanlı Sovyet yönetiminin Karaçay Türklerinin sürgün edilmesi hakkında, "Sürgün faciası ile seksen yıl önce bir soykırıma tabi tutulan Karaçay Türkleri, bugün ise işgal edilen Ukrayna topraklarında yine Rusya tarafından diğer Müslüman halkları gibi yem olarak cephe önlerini sürülmekte, bir şekilde etnik temizliğe tabi tutulmaktadır. Karaçay kardeşlerimizin 80 yıl önce maruz kaldıkları facianın acısını yüreğimizin derinliklerinde hissediyor, sürgün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz" açıklamasını yaptı. "SÜRGÜN ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ" Kırım Derneği Genel Merkezinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Kafkasya’nın orta bölümünde yaşamakta olan Karaçay Türkleri bundan 80 yıl önce 2 Kasım 1943 tarihinde Sovyet Rusyası tarafından vatanlarından topyekün sürgüne gönderilmişti. İkinci Dünya Savaşı'nda eli silah tutan erkekleri Sovyet Rusyası saflarında savaşırken, korumasız ve silahsız halkı da aynı ülke tarafından sürgün tabi tutulmuş, savaş bitiminde cepheden dönen erkekleri aynı uygulamadan nasibini almıştı. Tıka basa doldurulan hayvan vagonlarında, aç, susuz günlerce devam eden sürgün yolculuğu ile devam eden aylarda maruz kaldıkları şartlara dayanamayan Karaçay Türkleri nüfuslarının yarısını kaybetmişti. Sürgün faciası ile seksen yıl önce bir soykırıma tabi tutulan Karaçay Türkleri, bugün ise işgal edilen Ukrayna topraklarında yine Rusya tarafından diğer Müslüman halkları gibi yem olarak cephe önlerini sürülmekte, bir şekilde etnik temizliğe tabi tutulmaktadır. Karaçay kardeşlerimizin 80 yıl önce maruz kaldıkları facianın acısını yüreğimizin derinliklerinde hissediyor, sürgün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Unutmadık! Unutmayacağız!" KARAÇAY-MALKAR SÜRGÜNÜ'NÜN 80. YILI Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarına, 14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türklerine uyguladığı sürgün ve soykırım politikasının bir diğer kurbanı ise 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçay Türkleri, 8 Mart 1944 tarihinde ise Malkar Türkleri olmuştu. Sağlıklı ve eli silah tutan Karaçay-Malkarlı erkekler muhtelif cephelerde Sovyet ordusu saflarında Almanlara karşı savaşırken aileleri vatanlarından sürülmekteydi. Kayıtlarda sürgün edilen Karaçaylıların sayısı en az 69 bin 267, Malkarlıların sayısı ise 37 bin 713 olarak yer aldı. Bu sayıların yaklaşık yüzde 54’ü çocuk, yüzde 28’i kadın ve yüzde 18’i yaşlı ve savaştan yaralı dönmüş malûl erkeklerden oluşmaktaydı. İkinci Dünya Savaşı'nın 9 Mayıs 1945 tarihinde sona ermesiyle zorla Sovyet ordusuna alınan ve birçoğuna madalya verilen Karaçay-Malkarlı askerler ailelerine kavuşmak için vatanlarına döndüklerinde; annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, eşlerinin ve çocuklarının vatan hainliğiyle suçlanarak bir gün içerisinde yurtlarından sürgün edildiklerini öğrendi. İkinci Dünya Savaşı sırasında, tıpkı Kırım Tatarlarına ve Ahıska Türklerine uygulandığı gibi Sovyetler Birliği topraklarını işgal eden Almanlarla işbirliği yaptıkları suçlamasıyla Karaçay ve Malkar Türkleri hayvan vagonlarına doldurulmak suretiyle bir gün içerisinde Sovyet yönetimi tarafından topyekûn sürgün edildi. VATANA İLK GERİ DÖNÜŞLER 14 YIL SONRA BAŞLADI SSCB hakimiyetindeki muhtelif bölgelerine gönderilerek sürgün yerlerinde birbirlerinden ayrılması özellikle planlanan Karaçay-Malkarlılar; Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın ücra köşelerine dağıtıldı. Karaçaylılar, Kruşçev’in 1956 yılında Komünist Partisi 20. Kongresindeki gizli konuşmasında Stalin tarafından haksız yere sürüldüklerini belirttiği 5 Sovyet halkından biriydi. Aynı yıl Kruşçev, Karaçaylıların geri dönmeleri ve bu haksızlığın düzeltilmesi yolunda gerekli çalışmaları yapacağına dair garanti vermişti. 14 yıl boyunca Kafkasya’dan uzakta sürgünde yaşayan Karaçay-Malkar halkı, 1957 yılında vatanlarına geri dönmeye başladı. Bir soykırım halini alan sürgün yıllarında Karaçay-Malkarlılar nüfuslarının büyük bölümünü kaybetti. 1939 yılında 75 bin 800 kişilik bir nüfusa sahip olan Karaçaylılar 1959 yılında ancak 81 bin 400 kişilik bir nüfusa ulaşabilmişti. Malkarlıların nüfus kaybı ise çok daha fazlaydı. 1939 yılında 42 bin 700 olan Malkar nüfusu, 1959 yılında 42 bin 400’e düşmüştü. 1959 nüfus sayımı sonuçlarına göre sürgünden Kafkasya’ya dönen Karaçaylıların sayısı 67 bin 830 kişiydi. 13 bin 570 Karaçaylı ise sürgün yerlerinde kalmıştı. 1959 yılında Kafkasya’ya dönebilen Malkarlı sayısı ise 34 bin 88 kişiydi. Malkarlıların 8 bin 312’si sürgün yerlerinde kalmıştı.

Kırım Derneği Genel Merkezi: ​​​​​Kırım’ın işgalinin meşrulaştırılmasına ortam hazırlayanları şiddetle kınıyoruz Haber

Kırım Derneği Genel Merkezi: ​​​​​Kırım’ın işgalinin meşrulaştırılmasına ortam hazırlayanları şiddetle kınıyoruz

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi, Rus işgalindeki Kırım Yalta'dan Kremlin güdümündeki sözde yönetimin, Türkiye’deki resmi kurumlarla temaslarını kınayan bir basın bildirisi yayımladı. Bildiri, "Kırım’daki İşgalci Yönetimin Gayrimeşru Bölge Temsilcisinin Türkiye’deki Yasadışı Resmi Ziyaretleri Hk. Basın Bildirisi" başlığıyla paylaşıldı. 2 Kasım 2023 tarihli basın bildirisinde, Rus propagandasına hizmet eden olayın failleri net bir şekilde kınandı ve "Bu hadiselerin Türkiye’de yaşanmasının verdiği üzüntümüzü de paylaşıyor, sorumluların ve ilgililerin daha da geç olmadan hatalarından dönecek girişimlerini bekliyoruz" açıklaması yapıldı. Kırım Derneği Genel Merkezinin basın bildirisinde şu ifadelere yer verildi: "KIRIM’IN İŞGALİNİN MEŞRULAŞTIRILMASINA ORTAM HAZIRLAYANLARI ŞİDDETLE KINIYORUZ" "kırım’ın İşgalinin Meşrulaştırılmasına Ortam Hazırlayanları Şiddetle Kınıyoruz" "Kırım'daki işgalci yönetimin sözde Yalta Belediye Başkanı, Yanina Pavlenko’nun İstanbul’daki Beylikdüzü Belediyesinde bizzat Belediye Başkanı tarafından kabul edilmesini ve kardeşlik anlaşmasına yönelik hazırlık yapıldığının bildirilmesini, Bu işgalci ve sözde yönetimin Konya’ya da götürülerek 26 ile 28 Ekim 2023 tarihlerinde Konya’da düzenlenen Dünya Belediyeler Birliği olarak bilinen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) tarafından organize edilen UCLG Dünya Konseyi’ne iştirak ettirilmesini, Esefle karşılıyor, Kırım’ın işgalinin meşrulaştırılmasına ve işgalcilerin propagandasına dayanak teşkil edecek bu girişimlere uygun ortamları hazırlayanları, ön ayak olanları şiddetle kınıyoruz. 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da, Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetleri yasaklanmasını, liderlerinin Kırım’a sokulmayarak sürgüne gönderilmesini, Kırım Tatar basını susturulmasını, gün doğmadan yapılan ev baskınlarının sistematik olarak sürdürülmesini, muhtelif baskılar ve ağır hapis cezaları ile Kırım Tatar halkının sindirilmeye çalışılmasını, uzunca yıllar boyunca çok zor şartlar altında edindikleri sosyal, kültürel ve milli kazanımlarının ellerinden alınmasını görmezden gelerek, bu işgalcilerin ağırlanmasını, propagandalarına alet olunmasını Kırım Tatarlarına yapılan baskı ve hukuksuzlukları artıracak bir teşvik olarak görüyoruz . Bu hadiselerin Türkiye’de yaşanmasının verdiği üzüntümüzü de paylaşıyor, sorumluların ve ilgililerin daha da geç olmadan hatalarından dönecek girişimlerini bekliyoruz." KIRIM YALTA'DAN SÖZDE YETKİLİLERİN TÜRKİYE ZİYARETİ Rus işgali altındaki Kırım'dan gelen sözde yetkililer, 26-28 Ekim 2023 tarihlerinde Konya’da düzenlenen Dünya Belediyeler Birliği olarak bilinen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) tarafından organize edilen UCLG Dünya Konseyine katılmıştı. Daha sonra sözde Yalta Belediye Başkanı, Rus işbirlikçisi Yanina Pavlenko, İstanbul’un Beylikdüzü Belediyesine de kabul edilmişti. Görüşmede; belediyeler arasında "kardeşlik" anlaşması imzalanması da ele alınmıştı. Rus işgalcilerin güdümündeki Yalta'nın sözde yöneticileri, Konya'daki toplantıya katıldı: Türkiye’nin Kırım’ın işgaline yönelik kararlı tutumuna rağmen Beylikdüzü Belediyesi Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın, Kırım’ın işgalci yönetiminin kontrolündeki sözde Yalta Belediye Başkanı Yanina Pavlenko’yu kabul ettiği görüntüler: KIRIM TATAR MİLLİ MECLİSİNDEN ZİYARETE SERT TEPKİ: KABUL EDİLEMEZ Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Rus işgali altındaki Kırım'ın işgalci yönetiminin kontrolündeki sözde Yalta Belediye Başkanı, işbirlikçi Yanina Pavlenko’nun Türkiye’deki bir belediye tarafından kabul edilmesine tepki gösterdi. Çubarov, işgal altındaki Kırım'da Kırım Tatarlarına yönelik baskıların devam ettiği bu dönemde, böyle bir durumun kabul edilemez olduğuna dikkat çekti. TÜRKİYE, KIRIM’IN İŞGALİNE TEPKİ GÖSTERİYOR Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne destek veren Türkiye, Kırım'daki Rus işgaline başından bu yana tepki gösteriyor.  Türkiye Dışişleri Bakanlığı 16 Mart 2023 tarihinde yayımladığı “Kırım’ın Yasa Dışı İlhakının Dokuzuncu Yıldönümü Hakkında” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer vermişti: "Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu tarafından dokuz yıl önce bugün (16 Mart) düzenlenen gayrimeşru bir referandumla ve uluslararası hukuka aykırı şekilde ilhak edilmiştir. İlhakın yıldönümü vesilesiyle, bu durumu tanımadığımızı yineliyor, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiğimiz desteği teyit ediyoruz. Kırım’ın yerli halkı olan Kırım Tatar Türklerinin durumu ülkemiz için her zaman önceliklidir. Türkiye, Kırım Tatar soydaşlarımıza tarihi vatanları Kırım’da, kendi kimliklerini muhafaza ederek, güven ve huzur içinde yaşamalarını teminen destek vermeye devam edecektir." KIRIM’IN RUS İŞGALİ 2014’TEN BERİ DEVAM EDİYOR Rus askerleri ilk olarak Kırım’a, 20 Şubat 2014 tarihinde girdi. Bundan tam dokuz yıl önce, sabahın erken saatlerinde plakaları sökülmüş askeri araçlar ve rütbe işaretleri taşımayan silahlı milisler, Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirmeye başladı. 26 Şubat 2014 tari̇hi̇nde Kırım'ın si̇vi̇l halkı, barışçıl şeki̇lde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savundu. Ancak 27 Şubat 2014 sabahında savaş suçlusu Puti̇n, Kırım'ın şi̇ddet kullanılarak i̇şgal edi̇lmesi̇ için harekete geçti. Rütbe i̇şaretleri̇ taşımayan silahlı kişiler, i̇dari̇ bi̇naları kontrol altına aldı. İşgalciler, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri̇ne ait üsleri kuşattıi limanları ve havaalanlarını ele geçi̇rdi̇. Kırım’daki şi̇ddete dayanamayan toplu di̇reni̇ş, maalesef Kırım'ın Rusya tarafından i̇şgali̇ni̇ önleyemedi.

Kırım Derneği ve Kırım Vakfından Rüstem Umerov'a tebrik mesajı Haber

Kırım Derneği ve Kırım Vakfından Rüstem Umerov'a tebrik mesajı

Ukrayna Parlamentosu, Cumhurbaşkanı Zelenskıy’ın Rüstem Umerov’un Ukrayna Savunma Bakanı olarak atanması teklifine dün tam destek verdi. Böylece Ukrayna'da ilk kez bir Kırım Tatarı hem de Kırım'ın işgalden kurtarılmasının gündemde olduğu savaş şartlarında Savunma Bakanı olarak göreve geldi. Kırım Derneği Genel Merkezi ve Kırım Vakfı, Kırım Tatarı Rüstem Umerov'un Ukrayna'da Savunma Bakanı olmasını yayımladıkları tebrik mesajları ile kutladı. KIRIM VAKFI: RÜSTEM UMEROV'U TEBRİK EDİYOR, UKRAYNA'YA ZAFER DİLİYORUZ Kırım Vakfı Yönetim Kurulu adına yayımlanan tebrik metninde şu ifadeler yer aldı:  "Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy'ın teklifine istinaden, 6 Eylül 2023 tarihinde yapılan oylamada Ukrayna Parlamentosu'nun oybirliği ile Kırım Tatarı Rüstem Umerov'u Ukrayna Savunma Bakanı olarak onaylanmasının kıvancını yaşıyoruz. Kırım Tatar Milli Kurultayı Delegesi de olan Rüstem Umerov'a Ukrayna'da Bakan olan ilk Müslüman, ilk Türk, ilk Kırım Tatarı olması yönü ile şahşi sorumluluğu yanında Kırım Tatar halkının da sorumluluğunu taşıyacağını düşünüyoruz. Ukrayna Varlık Fonu Başkanı olduğu dönemdeki çalışmaları yanında üstlendiği diğer görevlerde de başarılı olan Rüstem Umerov'a savaş ortamında tevdi edilen Savunma Bakanlığı görevinin, 2014 yılındaki Kırım'ın işgaline, 2022 yılında  Ukrayna'nın tamamına karşı yapılan saldırılara karşı kararlı ve istikrarlı duruşları karşısında Kırım Tatarlarına duyulan güvenin bir göstergesi olarak görüyoruz. Aynı çerçevede Ukrayna'nın savunmasının bütün Ukrayna'yı kapsayacağı ve Kırım da kurtarılana kadar devam edeceğine yönelik bir işaret olarak kabul ediyoruz. Rüstem Umerov'u üstlenmiş olduğu önemli görevi ve sorumluluğu nedeniyle tebrik ediyor, Ukrayna'ya zafer diliyoruz." KIRIM DERNEĞİ GENEL MERKEZİ: KIRIM TATAR HALKI OLARAK, UKRAYNA'NIN BU SAVAŞIN GALİBİ OLACAĞINA İNANCIMIZ TAMDIR Kırım Derneği Genel Merkezinden yayımlanan tebrik mesajında şu ifadeler kaydedildi: "Kırım Tatar Milli Kurultayı delegesi Rustem Umerov'un Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy tarafından Ukrayna Savunma Bakanlığına resmen aday olarak gösterilmesi camiamız tarafından sevinçle karşılanmıştır.  Ukrayna Parlamentosu'nun  Rüstem Umerov'un adaylığını bu hafta içerisinde oylaması bekleniyor. Kırım Tatar halkı olarak Ukrayna'nın bu savaşın galibi olacağına, saldırganların işgal ettikleri topraklardan çıkartılacağına olan inancımız tamdır. Allah yardımcımız olsun. Ukrayna Parlamentosundaki oylama sonucunda Ukrayna Savunma Bakanlığına getirilmesi beklenen Rustem Umerov'a böyle kritik bir dönemde kendisine tevdi edilecek yeni görevinde başarılar diliyoruz." RÜSTEM UMEROV KİMDİR? Rüstem Umerov'un ailesi, 18 Mayıs 1944'te tüm Kırım Tatar halkıyla beraber Kırım'dan Sovyet diktatörü Stalin'in emriyle sürgün edildi. Bu vahim olay tarihe, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı olarak geçti. Umerov, ailesinin sürgün edildiği Özbekistan'da 1982 yılında dünyaya geldi. Ailesinin sürgünden vatan Kırım'a dönmesiyle Rüstem Umerov, liseyi Bahçesaray’da okudu. Ardından, Kıyiv Ulusal Yönetim Akademisinde eğitim aldı. 5. ve 6. Kırım Tatar Milli Kurultayı Delegesi olarak seçildi. Umerov, uzun yıllar Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun danışmanlığını yaptı. Rüstem Umerov, Kırım Milli Varlık Vakfının kurucusu ve Mütevelli Heyeti üyesidir. 2019 yılında yapılan seçimlerde Golos (Ses) Partisinden milletvekili seçilerek Ukrayna Parlamentosuna girdi. Ukrayna'nın Arap ve Müslüman Devletlerle Etkileşiminden Sorumlu Danışma Konseyi Yetkilisi olan Umerov, Rusya'nın Ukrayna’ya karşı 24 Şubat 2022'de başlattığı topyekun işgal girişiminden sonra iki ülke arasında yapılan müzakerelere katılan Ukrayna heyetinde yer aldı. Umerov, Kırımlı siyasi tutsaklar ve savaş esirlerinin takasında kilit rol oynadı.  Ağustos 2021'de Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy tarafından 3. Derece Devlet Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi. 7 Eylül 2022’de parlamento, Umerov’u Ukrayna Varlık Fonu Başkanı olarak atadı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.