SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kırım Tatarları

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Tatarları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Tatarları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım’da siyasi baskı artıyor: Tutsak mağdur sayısı bir yılda 487’ye ulaştı Haber

Kırım’da siyasi baskı artıyor: Tutsak mağdur sayısı bir yılda 487’ye ulaştı

Kırım Tatar Kaynak Merkezi, işgal altındaki Kırım'da son bir yıl içinde siyasi gerekçelerle yargılanan ve takip edilen kişi sayısında korkutucu bir artış yaşandığını duyurdu. Merkezin verilerine göre, bir yıl önce 371 olarak kaydedilen siyasi tutsak ve baskı altındaki kişi sayısı 487’ye yükseldi. Bu kişilerden 273’ünün Kırım Tatarı olduğu belirtildi. Geçen yıl ise siyasi gerekçelerle kovuşturulan Kırım Tatarların sayısı 229 kişi idi. Bu artış, işgalci yönetimin özellikle yarımadanın yerli halkı olan Kırım Tatarları üzerindeki sistematik baskıyı daha da derinleştirdiğini ortaya koyuyor. Güncel tabloda yer alan 487 mağdurun yaklaşık yüzde 56’sını Kırım Tatarları oluşturuyor. Siyasi gerekçelerle takip edilen kişilerin mevcut durumlarına dair detayları paylaşan Kırım Tatar Kaynak Merkezine göre; 227 kişi (133’ü Kırım Tatarı) halihazırda cezaevlerinde hükümlü olarak tutuluyor. 99 kişi (47’si Kırım Tatarı) tutukevlerinde mahkeme süreçlerini beklerken, 60 kişi (29’u Kırım Tatarı) denetimli serbestlik veya adli kontrol şartıyla takip ediliyor. Ayrıca, 63 (36’sı Kırım Tatarı) kişinin serbest bırakıldığı ancak takip altında tutulduğu, 38 kişinin (28’i Kırım Tatarı) ise aktif olarak kovuşturmaya maruz kaldığı kaydedildi. İnsan hakları savunucuları, siyasi davaların kapsamının genişlediğini belirterek, neredeyse her gün listeye yeni isimlerin eklendiğini ve hukuki süreçlerin şeffaflıktan uzak bir şekilde yürütüldüğüne dikkat çekiyor.

DQTK Genel Sekreteri Bayar, Romanya’daki Kırım Tatar diasporasının mevcut durumunu QHA'ya değerlendirdi Haber

DQTK Genel Sekreteri Bayar, Romanya’daki Kırım Tatar diasporasının mevcut durumunu QHA'ya değerlendirdi

Romanya Tatarları Millî Günü vesilesiyle Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov liderliğinde Romanya’daki etkinliklere katılım sağlayan Kırım Tatar heyet, 12-13 Aralık 2025 tarihlerinde önemli temaslarda bulundu. Heyet içerisindeyer alan Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri Av. Namık Kemal Bayar, Romanya Tatarları Millî Günü için düzenlenen etkinlikleri, resmî görüşmeleri ve Romanya Tatarlarının mevcut durumu hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) bilgi verdi. Romanya devletinin orada bulunan Tatarlar için etkinlik tertip etmesinin önemli bir kazanım olduğunu belirten Bayar hem devlet kademesinin hem de kamuoyunun bulunduğu etkinliklerin zengin, kalabalık ve etkileyici olduğunu dile getirdi. Bayar, “Bu özellikle bizim kültürümüzün, tarihimizin, halkımızın varlığının yaşatılabilmesi için çok önemli. Etkinliklerin I. Kurultay Toplantısı ile aynı tarihte olması (9-13 Aralık) da tarihimize vurgu yapıyor.” dedi. RESMÎ TEMASLARDA NELER KONUŞULDU? Bayar, QHA’nın sorusu üzerine Romanya Dışişleri Bakanı da dahil olmak üzere pek çok yetkili ile görüşmeler yaptıklarını kaydetti. Resmî görüşmelere Müftü Murat Yusuf’un organize ettiği Romanya Başbakanlığına bağlı Dini İlişkiler İdaresi ile başladıklarını belirten Bayar, Romanya devletinin dini azınlıklara yönelik katkıları hakkında bilgi aldıklarını söyledi. Bu bağlamda Avrupa Birliği (AB) üyesi Romanya’nın dini ilişkilere verdiği önemi, dinler arasındaki barışın temini noktasındaki çalışmaları hakkında da ilgili yetkililerden bilgi aldıklarını ifade etti. Bayar, ardından Etnik Azınlıklar İdaresine yaptıkları ziyarette Kırım Tatar Bakan Yardımcısı Dinçer Cafer ile Romanya’daki etnik azınlıkların durumunu, Romanya Tatarlarının nüfusu ve yapılan çalışmalar hakkında görüştüklerini aktardı. Üçüncü görüşmenin parlamentoda İkili İlişkiler Komisyonu Üyesi iki milletvekili ile son görüşmeyi ise Romanya Dışişleri Bakanı ile yaptıklarını dile getiren Bayar, “Bu görüşmelerde heyet olarak Ukrayna-Rusya barış görüşmeleri/planı kapsamında Romanya’nın yaklaşımını öğrenmek, bu gelişmelere hangi tepkiyle baktığını görmek, Ukrayna’nın talep ettiği güvenceler üzerinde konuşmak ve herhangi bir barış planı durumunda veya en kötü senaryoda Kırım Tatar halkımızın güvencelerinin ne olacağını masaya yatırmaktı. Ayrıca ilgili taleplerimizi ilettik.” ifadelerini kullandı. Bayar bununla birlikte Romanya’nın Rus işgali altındaki Kırım, Kırım Tatarları, Ukrayna’nın güvence talepleri ve barış görüşmeleri hususundaki yaklaşımını da sözlerine ekledi. Romanya’nın 2014’ten bu yana Kırım’ın işgalini tanımadığını ve Rusya’nın saldırganlığını kınadığını anımsatan Bayar, “Hem Rumen halkında hem de Romanya devletinde Ukrayna’nın bu savaşta yenilmesi ve düşmesi halinde tehlikenin kapılarının kendilerine açılacağının farkında olduğunu gördük. Bu nedenle hem Avrupa Birliği hem Birleşmiş Milletler hem de diğer uluslararası platformlar Romanya’nın Ukrayna’yı kayıtsız şartsız desteklediğini teyit etti. Ki eylemlerinde de bunu gördük” yorumunda bulundu. Bayar, ayrıca Romanya devlet makamlarının Ukrayna’nın kabul etmediği hiçbir şeyin kendileri tarafından kabul edilemeyeceğini, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini her türlü destekleyeceklerini de belirttiğini aktardı. Bayar bunun yanı sıra devlet yetkililerinin Kırım Tatarlarına yönelik taleplerin uluslararası platformlarda dile getirileceğini ve bu yönde çaba sarf edeceklerini beyan ettiklerini söyledi. "RUMEN DEVLETİNİN TIPKI TÜRKİYE GİBİ KIRIM TATARLARININ HAKLARI KONUSUNDA ÇABA SARF EDECEĞİNE İNANIYORUZ" Romanya’nın tutumu hakkında değerlendirmelerde bulunan DQTK Genel Sekreteri sözlerine şunları ekledi: “Romanya’daki halk, akademisyen, siyasetçi ve bilim insanları bize Rusya tarafından tam 11 kere işgal edildiklerini söyledi. Onlar, ‘Rus işgalinin verdiği zararı biz de hâlâ hafızamızda yaşatıyoruz. Bu nedenle Rusya’nın herhangi bir şekilde Avrupa’nın batısına doğru ilerlemesinin karşısında duruyoruz.’ dediler. Onların karşı çıkışlarındaki saikleri işte bu tarihi tecrübelerinden. Bu acıların daha fazla yaşanmaması için savaşın adil ve kalıcı bir barışla sona ermesi gerektiğinin altını çizdiler. Bu açıdan baktığımız zaman Rumen devletinin tıpkı Türkiye gibi Kırım Tatarlarının hakları konusunda yoğun çabalar sarf edeceklerine inanıyoruz.” Öte yandan Bayar, Romanya’daki Kırım Tatar diasporasının dil, eğitim ve kültür alanındaki mevcut durumundan söz etti. Kırım Tatarlarının AB ve Rumen kanunları dolayısıyla azınlık hakları elde ettiğini gördüklerini belirten Bayar, azınlık kontenjanından bir milletvekili ve çeşitli bakanlıklarda temsilcileri olduğunu da sözlerine ekledi. Bayar, önemli siyasi ve sosyal haklara sahip olabildiklerinin de altını çizdi. KIRIM TATARCANIN KORUNMASI VE YAYGINLAŞTIRILMASI Diğer yandan Kırım Tatar diasporasının kültürünü yaşatma noktasında ciddi bir çaba sarf ettiğini ifadelerinde yer veren DQTK Genel Sekreteri, dilin ve kültürün korunmasını amaçlayan kutlamalardaki son konserde 100-150 çocuğun Kırım Tatarca şarkı söylediğini ve Kırım Tatar danslarını sergileyebildiklerini anlattı. Bayar, evlerde Kırım Tatarcanın konuşulduğunu ancak gençlerin Romanya’nın ekonomik imkânları nedeniyle Avrupa’ya eğitim almaya gittiğine ve bunun nüfus dengesini etkileyen bir sorun olduğuna dikkat çekti. Bayar, “Resmî istatistiklerde 18 bin Kırım Tatarı olduğu söyleniyor ancak orada yaşayan arkadaşlarımızın söylediğine göre bu sayı 35-40 bin civarında.” bilgisini verdi. Ayrıca Romanya’da 100 bin Müslümanın yaşadığını da sözlerine ekleyen Bayar, müftülüğün ve sosyal çalışmaların çok iyi gittiğini dile getirdi. Bayar böylelikle hem Türkçe hem de Tatarca dilinde yayın yapan bir radyoları olduğunu da aktardı. Bayar, Romanya Tatarlarının karşı karşıya kaldığı sorunlara da işaret ettiği değerlendirmesinde bunun en çok dil üzerinden olduğunu vurguladı. Kırım Tatarcanın çok az konuşulduğunu belirten Bayar, eğitimin de yeterli düzeyde verilemediğini ifade etti. Bayar bu nedenle Türkiye’den çeşitli projelerle Romanya’daki Kırım Tatarca ders veren eğitimcileri desteklemeyi hedeflediklerini kaydetti. Bayar, sosyal ve ekonomik seviyede zorluk yaşayan gençlerin yüksek düzeyde bir eğitim aldığını da aktararak, “Genç kuşağın her yerde karşılaştığı bu sorunları Romanya’da da görebiliyoruz.” şeklinde konuştu. Bayar, gençlerin derneklerde de pasif kaldığını sözlerine ekledi. ROMANYA TATARLARININ SİYASİ TEMSİL GÜCÜ NE DURUMDA? Romanya Tatarlarının siyasi temsil gücünü de ele alan Bayar, il ve ilçe meclislerinde nüfuslarına ve Romanya kanunlarına göre yeterli seviyede siyasi temsilleri olduğunu bildirdi. 1990’lı yılların başında komünizmin çökmesiyle kurulan Romanya Müslüman Türk Tatarları Birliğinin 22-23 şubesi olduğunu ve Tatarların yaşadığı her yerde faaliyet yürüttüklerini aktaran Bayar, “Ekonomik ve yapısal anlamda güçlü bir dernek. Aynı zamanda Romanya’daki halkın itibar ettiği bir denek olduğunu gördük.” dedi. Derneğin iyi çalıştığını ve çeşitli alanlarda çaba sarf ettiğini vurgulayan Bayar zaman zaman sorunlarla karşılaşılabildiğini de dile getirdi. Romanya’da üçlü ve hatta dörtlü bir yapılanma olduğunu ifade eden DQTK Genel Sekreteri, bu yapıların içinde birliğin yönetimi ve genel kurulu hususunda belirli davalar olduğunu aktardı. Bayar, bu çekişmelerin yıllardır devam eden ve birliklerin arasındaki ilişkilere zarar veren bir sorun olduğunu söyleyerek, henüz kesinleşmeyen davaların olduğunu aktardı. Bayar KTMM ve DQTK olarak olaya bakış açısını QHA aracılığıyla dile getirdi. "KTMM VE DQTK YEREL ÇEKİŞMELERİN İÇİNDE OLMAK İSTEMİYOR" Bayar şu değerlendirmede bulundu: “Rumen devletinin tanıdığı ve birlikte çalıştığı, Rumen devletinin hem milletvekili seçimlerinde hem diğer il-ilçe meclis seçimlerde muhatap aldığı dernek şu anda Romanya Müslüman Türk Tatarları Birliğidir. DQTK’nin yönetiminde de bu birlikten temsilci olan arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Dolayısıyla bu birlikle çalışmak durumundayız. Ayrıca halkın itibar ettiği, daha fazla etkinliklerine katıldığı tüzel kişilik de bu birlik. Halkın yanında olduğu derneğin, çalışmalarımızı da bu bağlamda etkilediği aşikâr. KTMM ve DQTK bu yerel çekişmelerin içinde olmak istemiyor. Zaten böyle bir vazifeleri de yok. Ne zaman ki bu birlikler ortak bir müşterekte buluşur biz de onları bir araya getirmeye hazır oluruz.” Bayar, ortak amaçları Kırım olan insanlarla çalışacaklarını vurgulayarak, “Temel amaç Kırım’a, Kırım Tatar halkına kim daha iyi hizmet verebiliyorsa, kim daha iyi imkânlar verebiliyor ve oluşturabiliyorsa bunu orada görmek istiyoruz.” ifadelerine yer verdi. Bu tür problemlerin gündemde kalmaması gerektiğini ve asıl amacın unutulmaması gerektiğini kaydeden Bayar, “Bizim Rus işgalinde bir vatanımız var. 176’sı Kırım Tatarı olmak üzere 375 kişi hapishanede. Bu insanların haklarını ve hukuklarını bulunduğumuz ülkelerdeki devlet organlarına ve kamuoyuna anlatmamız gerekirken, kamunun önünde bu tartışmalarla çıkmamız bizim ayıbımız olur.” şeklinde konuştu. Çalışmaların Rusya’nın istediği bir plana “evet” denmemesi, Kırım’ın Ukrayna toprakları içinde yer alması noktasında olduğunu bir kez daha teyit eden Bayar, diğer ülkelerde bu tür görüşmeleri yapmaya devam edeceklerini belirtti.

DQTK Genel Sekreteri Bayar: Kırım Tatarları insanlığa iki büyük hediye verdi Haber

DQTK Genel Sekreteri Bayar: Kırım Tatarları insanlığa iki büyük hediye verdi

Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri Namık Kemal Bayar, Kırım Tatarlarının unutulmaz lideri Numan Çelebicihan'ın, 13 Aralık 1917 tarihinde Kırım Tatar Milli Kurultayına Kanun-ı Esasi'yi sunmasının 108. yılında bir mesaj yayımladı. Mesajında, Kırım Tatar halkının 1917 yılında insanlık tarihine iki büyük değer kazandırdığını kaydeden Namık Kemal Bayar, şu ifadelere yer verdi: "Biz Kırım Tatarları, 1917 yılının aralık ayında dünyaya ve insanlığa iki büyük hediye verdik. İlki Türk ve İslam aleminde ilk, dünya tarihinde ikinci olmak üzere kadınların seçme ve seçilme hakkını almaları. Millî parlamentomuz Kurultayımızda 5 kadın vekilimiz vardı ve Şefika Gaspıralı da bu parlamentonun başkan vekili idi. İkincisi ise Kurultayımızın kabul ettiği Anayasamızdır. Birleşmiş Milletlerin 1948'de kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde yer alan hakların tamamının 1917 Anayasamızda yer almış olması Kırım Tatar halkının haklı bir gururu olduğu kadar temel insan haklarına ve köklü demokratik geleneklere bağlılığının bir ispatıdır. Hak, hukuk, adalet, demokrasi ve insan hakları konusunda Kırım Tatarlarından çok sonra tecrübe sahibi olabilmiş ve bugün dahi bunlardan nasibini almamış ulusların ve devletlerin Kırım'ı Rusya'ya terk etme niyetleri, bu köklü gelenek ve örfe sahip Kırım Tatar halkını yok oluşa sürüklemeleri affedilemez. 'Kırım'ı Rusya'ya terk edelim' teklifinde bulunan herkesin ancak ve ancak Kırım Tatar halkının katilleri muamelesi ve iddianamesi ile başbaşa kalacakları not edilmelidir. Bu vesile ile dünyaya ve insanlığa iki güzide ve eşsiz emsal hediye ettiğimiz 1. Kırım Tatar Millî Kurultayı günlerimiz ve bayramımız kutlu olsun. Kırım Tatar halkı sonsuza dek var olsun!"

Rusya, Kırım Tatar siyasi tutsakların takasını engelliyor Haber

Rusya, Kırım Tatar siyasi tutsakların takasını engelliyor

Rusya, esir takası görüşmelerinde Kırım Tatarlarını ve gazetecileri özellikle görüşme dışı bırakıyor. Kırım’ın 2014’teki işgalinden bu yana gerçekleştirilen esir takaslarında sadece 12 Kırımlı siyasi tutsak serbest kalabildi. Bunların sekizi 2022’den önce, dördü ise geniş çaplı işgal saldırısı başladıktan sonra özgürlüğüne kavuştu. Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de dün "Kırım Parantez Dışında mı? Kırımlı Siyasi Tutsakları Özgürleştirmek İçin Bir Şans Var mı?" konulu basın toplantısı düzenlendi. Etkinlikte konuşan Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi Eskender Bariyev, Rusya’nın özellikle Kırım Tatarlarını takas görüşmelerinin dışında tutmaya çalıştığını belirterek şu ifadeleri kullandı: Mayıs ayında Ukrayna Cumhurbaşkanı ile görüştüğümüzde, Rusların takas görüşmeleri sırasında; gazeteciler, Kırım Tatarları ve Azov mensupları hakkında konuşmak istemediğini söyledi. Bu nedenle tüm müzakere taraflarına çağrımız nettir: Her takasta Kırım’dan insanlar ve Kırım Tatar halkının temsilcileri yer almalıdır. Bu yalnızca adalet değil, işgal altındaki soydaşlarımız için bir umut meselesidir. Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadırov, ise devlet kurumlarının sınırlı bilgiye rağmen siyasi tutsakların serbest bırakılması için çalışmaya devam ettiğini anlattı. Kadırov, ofislerinin Kırım’daki insan hakları ihlallerini sürekli olarak kayda aldığını ve bu verilerin uluslararası girişimlere temel oluşturduğunu kaydederek, “Bugüne kadar devlet kurumlarının ve uluslararası ortakların ortak çabalarıyla 160 sivil esiri geri getirmeyi başardık. Ancak Rusya’da kaç sivilin alıkonulduğuna dair resmi veri yok. Tahminler 30 binden başlıyor ve bana göre sayı çok daha yüksek.” dedi. Kadırov, Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık) ile de temas kurarak hasta ve ağır durumdaki esirlerin listelerini ilettiklerini, tıbbi yardım sağlanması veya serbest bırakılmaları için girişimde bulunulduğunu ifade etti. Kırım Tatar Kaynak Merkezi Uzmanı ve insan hakları savunucusu Volodımır Lyaşenko ise serbest bırakılan birçok siyasi tutsak için ortaya çıkan yeni bir sorun hakkında bilgi verdi. Lyaşenko, Ukrayna belgelerinin olmaması nedeniyle ceza süresi biten kişilerin işgal altındaki Kırım’dan veya Rusya’dan çıkamadığını kaydetti. Bunun çok karmaşık bir sorun olduğuna dikkat çeken Lyaşenko, “Bu sorun, işgalin 12 yıldır sürüyor olmasının bir sonucu. Ukrayna’da kimlik doğrulama sistemi 2016’dan itibaren tek demografik kayıt sistemine bağlandı. Kırım’daki birçok kişi hakkında bu sistemde herhangi bir kayıt bulunmuyor.” dedi. Kırım Tatar Kaynak Merkezinin verilerine göre, 10 Aralık itibarıyla Rusya’daki cezaevlerinde ve kolonilerde 42’si kadın olmak üzere toplam 325 Kırımlı siyasi tutsak bulunuyor.

Kırım Tatarlarından Bükreş çıkarması: Rumen yetkililere Kırım'daki durum aktarıldı Haber

Kırım Tatarlarından Bükreş çıkarması: Rumen yetkililere Kırım'daki durum aktarıldı

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ile birlikte Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri ve Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Namık Kemal Bayar, Romanya Müslüman Türk Tatar Birliği Başkanı Celil Esercep, Romanya Tatar Azınlık Milletvekili Varol Ahmet, Romanya Müftüsü Murat Yusuf, Kırım Müftüsü Ayder Rüstemov, Kırım Müslümanları Dini İdaresi İmamı Edem Basnaev ve Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokrat Birliği (UDTTMR) Bükreş Şube Başkanı Metin Ömer'den oluşan Kırım Tatar heyeti Romanya'nın başkenti Bükreş'te önemli ziyaretlerde bulundu. RUMEN MAKAMLARLA ÖNEMLİ GÖRÜŞMELER Romanya Tatarları Millî Günü etkinlikleri için ülkede bulunan heyet, başkent Bükreş'te sırasıyla Romanya Din İşleri Devlet Sekreteri Ciprian-Vasile Olinici, Etnik İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakan Yardımcısı Dinçer Cafer, Romanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu üyesi milletvekilleri, Romanya Dışişleri Bakanı Toiu Oana ve Türkiye'nin Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan'ı ziyaret etti. Ziyaretlerde Rusya’nın işgali altındaki Kırım'ın ve esaret altındaki Kırım Tatar halkının vaziyeti hakkında Rumen makamlarına bilgi verilerek Kırım'ın geleceğine dair tüm gelişmelerde Kırım Tatar halkının iradesine ve haklarına saygı ve güvence verilmesi gerektiğinin altı çizilerek vurgulandı. Atrıca görüşmelerde Romanya ve diasporada yaşayan Kırım Tatar halkının durumu ele alındı. GÜNDEM: BARIŞ SÜRECİ SONRASI KIRIM'IN DURUMU Heyetin Bükreş temaslarına ilişkin Kırım Haber Ajansına (QHA) açıklamalarda bulunan Namık Kemal Bayar, "Genel olarak görüşmelerin hemen hemen tamamında özellikle barış görüşmeleri çerçevesinde Kırım'ın geleceği konusunda alınacak kararlara dikkat çekildi." ifadelerini kullandı. "Kırım Tatarlarının Kırım'daki haklarının korunması, hayatlarının güvenliklerinin tesis edilmesi konusunda Rumen devlet makamlarından yardım istendi." diyen Bayar, Kırım'ın geleceğiyle ilgili bir görüşme yapılırken bir barış ya da ateşkes durumunda yarımadanın Rusya'da kaldığı bir denklemde Kırım Tatarlarının ve meselelerinin mutlaka gündemde olması gerektiğinin altını çizdiklerini kaydetti. Görüşmelerde ayrıca Kırım'da halihazırda Kırım Tatarlarına karşı uygulanan baskılar üzerinde de durulduğunu belirten Bayar, "Siyasi mahkumlarla ilgili bilgilendirmeler yapıldı ve onların kurtarılması için Rumen makamlardan destek talebinde bulunuldu" dedi. Öte yandan ziyaretlerinde Kırım Tatar diasporalarının da bir başlık olarak ele alındığını belirten Bayar, Romanya makamlarının dünyadaki Kırım Tatar diasporları hakkında bilgilendirildiğini, Kırım Tatar halkının günümüzde 21 ülkede yaşadığını vurguladıklarını aktardı. Özellikle Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarlarının çoğunun Romanya'da da akrabaları olduğundan bahsettiklerini söyleyen Bayar, "Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarlarının Romanya ile Türkiye arasında dostluk köprüsü olabileceğinin altını çizdik" diye konuştu.

Çubarov: Avukatlara yapılan baskınlar siyasi tutsaklara yardıma koşanlara misilleme Haber

Çubarov: Avukatlara yapılan baskınlar siyasi tutsaklara yardıma koşanlara misilleme

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Rus işgal güçlerinin, Kırım Tatar avukatlar Edem Semedlayev, Nazim Şeyhmambetov, Elvina Semedlayeva, Rüstem Kamilev ve Lilya Gemeci’nin ofislerine yaptığı baskını sert bir dille kınadı. Baskını Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendiren KTMM Başkanı, bu eylemleri siyasi tutsaklara yardım edenlere yönelik bir "misilleme" olarak değerlendirdi ve az sayıdaki cesur avukatın da hedef alınmasının Rusya'nın Kırım Tatarlarına yönelik baskılarını daha da artıracağına işaret ettiğine dikkat çekti. İşgalcilerin Kırım Tatar avukatlarına uyguladığı baskıyı "ileri dönük bir tehdit" olarak nitelendiren Çubarov şu ifadeleri kullandı: Eğer Rus işgalciler sonuna kadar gider ve bu insanları 'terörist' maddeler çerçevesinde suçlarlarsa, bu, az sayıdaki avukatın da yokluğunda, Rus işgalcilerin Kırım'da Kırım Tatarlarına yönelik çok daha büyük çaplı zulümlere başlayabileceği anlamına gelir. Bu durumda siyasi baskı vakalarının yalnızca dünya kamuoyu için değil, bizzat Kırım’ın kendi içinde dahi görünmez hâlde kalacağını belirten Çubarov, “Yani avukatlara yönelik bu baskı hem bu cesur insanlara yönelik bir misilleme hem de işgalcilerin Kırım’da işleyecekleri yeni suçlara hazırlıktır.” dedi. Kırım Tatar halkına yönelik baskı ve zulmün sürekli arttığını belirten KTMM Başkanı, “İşgalcilerin amacı net: Kırım Tatarlarının iradesini ezmek, yok etmek, kimsenin sesini çıkarmaya cesaret edememesini sağlamak ve bilhassa Rus işgalcilere karşı çıkmasını engellemek istiyorlar." şeklinde konuştu. Çubarov, “Bunu, insanların Kırım’ı terk etmesi için yapıyorlar; çünkü insanlar için artık yaşamanın imkânsız olduğu koşullar oluşturuyorlar.” dedi. İşgal altındaki Kırım'daki hukuksuzluğa karşı koyan, sahte suçlamalarla karşı karşıya kalan insanlara yardıma koşan avukatların sayısının son derece azaldığına dikkat çeken Çubarov, "Siyasi gerekçeli davalarda insanları savunan avukatların sayısı çok az. Çünkü hepsi baskı altına alındı; avukatlar siyasi tutsakları savunmaktan korkuyor. Hele ki siyasi gerekçeli davada suçlanan kişi bir de Kırım Tatarı ise, bu kişi savunmak isteyen çok az avukat bulunabiliyor. Son yıllarda alıkonulanların sayısı hızla artıyor öte yandan bu davalara bakmaya cesaret eden avukat sayısı bir elin parmaklarını geçmez hale geldi." ifadelerini kullandı. AVUKATLARIN OFİSİNE BASKIN Kremlin rejimi kontrolündeki sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezi görevlileri 11 Aralık 2025 tarihinde avukatların ofisine baskın düzenledi. Açıklamaya göre baskın sırasında ofiste siyasi davalarda aktif rol alan avukat Edem Semedlâyev ve hukukçular Nazim Şeyhmambetov, Elvina Semedlâyeva, Rüstem Kamilev, Lilya Gemeci bulunuyordu. Baskın sırasında ofiste olmayan avukat Emil Kurbedinov’un ise içeri alınmadığı bildirildi. İşgal güçlerinin, Kırım Tatar avukatları “terör örgütü faaliyeti yürütmek”, “terörizme yardım etmek” ve “vergi kaçırmak” gibi suçlamalarla hedef aldığı bildirildi. BASKINI İŞ BİRLİKÇİ ŞAMBAZOV KOORDİNE ETTİ Baskının sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezinin bölge şefi Ruslan Şambazov’un koordine ettiği bildirildi. İş birlikçi, vatan haini Şambazov'un Kırım'daki birçok aktivistin zulüm ve alıkonulmasında yer aldığını biliniyor. Ayrıca Şambazov, Kırım Tatarlarına karşı duyduğu aşırı nefretle tanınıyor. KIRIM TATARLARINI SAVUNAN AVUKATLAR HEDEF ALINIYOR Baskın, Kırım Tatar avukatlara yönelik yıllardır süren sistematik baskının devamı niteliği taşıyor. Kremlin rejimi kontrolündeki sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezi görevlileri, ilk kez 2016 yılında avukatların ofisine zorla girmeye çalışmıştı. Bir yıl sonra aynı ekipler avukatların ofisine yeniden gelerek aynı gün Emil Kurbedinov’un evini de aramıştı. Ardından Kurbedinov, eski bir sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek “aşırıcılık” suçlamasıyla 10 gün tutuklanmıştı. 2018 yılında Rus işgal güçleri, Kırım Dayanışması sivil teşkilatının toplantılarına iki kez baskın düzenledi ve avukatlar Gemeci, Semedlayev ve Kurbedinov’a “Rusya’ya karşı aşırılık yanlısı eylemler” düzenledikleri iddiasıyla resmî uyarılar verdi. Aynı yıl Kurbedinov yeniden alıkonuldu; bu kez daha önce ceza aldığı aynı paylaşımın farklı bir sosyal medyada yer alması nedeniyle cezalandırıldı. Öte yandan baskılar yalnızca adli yollarla sınırlı kalmadı. 2018 sonunda kimliği belirsiz bir kişi, avukatların ofisine demir boru ile saldırarak pencereleri kırdı. 2019’da ise Lilya Gemeci, Nazim Şeyhmambetov ve Rüstem Kamilev hakkında disiplin süreçleri başlatılmaya çalışıldı. Gemeci hakkında, Kırım Tatarlarının terör suçlamalarıyla toplu hâlde hedef alınmasına dair verdiği bir röportaj nedeniyle “meslek etiğini ihlal” iddiasıyla soruşturma başlatılma girişiminde bulunuldu. Ardından diğer Kırım Tatar avukatları; Edem Semedlayev, Nazim Şeyhmambetov, Ayder Azamatov ve Emine Avamileva gazetecilere açıklama yaptıkları ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle idari cezalara çarptırıldı. Kırım’daki baro ise avukatların bölgesel kaydını bilinçli olarak geciktirdi ve 2022 yazında Gemeci, Kamilev ve Şeyhmambetov’un avukatlık lisansları, kendilerine haber verilmeden ve savunma hakkı tanınmadan düşürdü. Avukatlar karara itiraz etmeye çalıştılar, ancak başarılı olamadılar.

“Türk Dünyası’nın Kanayan Yarası: Kırım” konferansı büyük ilgi gördü Haber

“Türk Dünyası’nın Kanayan Yarası: Kırım” konferansı büyük ilgi gördü

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı, 11 Aralık 2025 tarihinde "Türk Dünyası'nın Kanayan Yarası: Kırım” başlıklı program düzenledi. Program, Başkanlığın Güvenlik Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu’nda saat 15.00’te başladı. KIRIM TATAR TARİHİ, EN İNCE AYRINTILARIYLA ELE ALINDI Etkinlikte; Kırım Halk Cumhuriyeti döneminden itibaren Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilmesine kadar olan süreç ele alındı. Bununla birlikte konferansta, işgal esnasında Kırım Tatarlarının gösterdiği direniş ve Rusya tarafından maruz bırakıldıkları çeşitli hak ihlalleri ve zulümler anlatıldı. Öte yandan, Kırım Tatarlarının bugün hâlâ Rus işgali altında hayatta kalma mücadelesi vermelerine de dikkat çekildi. Konferansta; uzun yıllar Kırım üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Hacı Murat Arabacı, "Dünden Bugüne Kırım" başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Ayrıca, J.Sb. Ad. Merve Evin ve J.Sb.Ad. Muhittin Akça, canlı piyano ve keman eşliğinde,“Ey Güzel Kırım” eserini icra etti. KIRIMOĞLU’NUN HALKI İÇİN VERDİĞİ MÜCADELE KONUŞULDU Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun, halkı adına verdiği mücadelenin anlatıldığı programda; Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi Zafer Karatay ile yapımcı, yönetmen ve metin yazarı Neşe Sarısoy Karatay tarafından hazırlanan “Kırımoğlu, Bir Halkın Mücadelesi” belgeseli izlenildi. Aynı zamanda “1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı” konulu video gösterimi de yapıldı. Program, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi öğrencileri tarafından ilgiyle karşılandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.