SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kırım Tatarları

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Tatarları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Tatarları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yaşar Güler'in Kırım Platformu Zirvesi'ndeki konuşması yeniden gündemde! Haber

Yaşar Güler'in Kırım Platformu Zirvesi'ndeki konuşması yeniden gündemde!

Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu marjında 24 Eylül 2025 tarihinde New York’ta düzenlenen Beşinci Kırım Platformu Zirvesi'nde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü desteklediği, Kırım'ın yasa dışı ilhakını tanımadıklarını bildiren Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler'in konuşması yeniden gündeme geldi. Kırım Platformu bugün sosyal medya hesabından Bakan Güler'in konuşması bir kez daha paylaştı. Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) ise söz konusu paylaşımı alıntılayarak, Türkiye'ye teşekkür etti. ????????At the Fifth Summit of the Crimea Platform, Yaşar Güler, The Minister of National Defense of Türkiye, emphasized that the Crimean Tatars are an integral part of the Ukrainian people. He stressed that Türkiye has never recognized — and will never recognize — the illegal… pic.twitter.com/Gyf8jK242R — Crimea Platform (@crimeaplatform) November 4, 2025 60 ülke ve uluslararası örgütün katılımıyla tertip edilen zirvenin ana odak noktası "özgürlük, egemenlik ve uluslararası hukukun ortak değerlerinin pekiştirilmesi" olan zirveye Türkiye'yi temsilen katılan Güler, Rusya'nın Kırım'ı işgaline işaret etmişti. "KIRIM TATARLARI UKRAYNA'NIN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR" "Bizim için, Kırım meselesinin barışçıl bir şekilde çözülmesi, Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barış arayışından ayrı tutulamaz. Kırım Tatarları, uzun süredir Ukrayna’nın çok kültürlü dokusunun ayrılmaz bir parçası olmuş ve barış ile istikrara katkıda bulunmuşlardır." cümlelerini sarf eden Bakan Güler, Türkiye'nin Kırım'ın yasa dışı ilhakını hiçbir zaman tanımadığını, 2014 yılından bu yana Kırım dahil olmak üzere Ukrayna'nın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde desteklediğini vurgulamıştı. "KIRIM TATARLARININ HAKLARI TÜRKİYE İÇİN YALNIZCA DIŞ POLİTİKA MESELESİ DEĞİL AYNI ZAMANDA TARİHSEL VE AHLAKÎ BİR SORUMLULUKTUR" Kırım Tatarlarının haklarının korunmasının önemine dikkat çeken Güler, "Kırım Tatarlarının hakları, bizim için yalnızca bir dış politika meselesi değil, aynı zamanda tarihsel ve ahlakî bir sorumluluktur. Onların sesini duyurmak, haklarını korumak ve özgürlükleri ile onurlarını sağlamak adına kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz." demişti. Ayrıca Güler, Ukrayna’nın Kırım Tatar halkına yönelik desteğini ve haklarını koruduğunu görmenin umut verici olduğunu belirtmişti. Güler konuşmasında, "Türkiye, bu yöndeki çabalarını sürdürecektir. Son olarak, Türkiye’nin Kırım Platformu’na olan bağlılığını bir kez daha teyit ediyor ve sadece Kırım davasını değil, aynı zamanda bağımsız, refah içinde ve egemen bir Ukrayna’nın sürekli çıkarlarını da ilerletmeyi umuyoruz." diyerek Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne yönelik desteğini yinelemişti.

Kırım’dan Moskova’ya adalet yolculuğu: 6 bin 500 imza teslim edildi Haber

Kırım’dan Moskova’ya adalet yolculuğu: 6 bin 500 imza teslim edildi

Rus işgal güçleri tarafından 15 Ekim 2025 tarihinde evlerine yapılan baskınlarla haksız yere alıkonulan dört Kırım Tatar kadının aileleri başta olmak üzere 16 Kırım Tatarından oluşan heyet Rusya İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Tatyana Moskalkova ile görüşmek amacıyla 29 Ekim’de Kırım’dan Moskova’ya yola çıktı. Hak arayışı yolunda son 36 saat içinde Rus kolluk kuvvetleri tarafından 5 defa alıkonulan Kırım Tatarları, Rusya Ombudsmanlık Ofisine ulaşmaya başardı. Nasibe Saidova, Fevziye Osmanova ve Elvize Aliyeva’nın aileleri ile avukat Nazim Şeyhmambetov, haksız yere alıkonulan Kırım Tatar kadınların serbest bırakılması talebini içeren dilekçeyi Rusya Ombudsman Ofisine sundu. Dilekçeye Kırım’ın farklı şehir ve köylerinden toplanan 6,5 bin imza atıldı. Moskova’ya giden Kırım Tatarları arasında bulunan, haksız yere alıkonulan Nasiba Saidova’nın annesi Dinara İyupova, “Polis ve güvenlik güçlerinin tüm engellemelerine rağmen, Kırım’dan gelen kolektif başvuruyu teslim etmeyi başardık. Çocuklarımızın özgürlüğü için mücadelemiz sürecek. İmzasıyla ve desteğiyle yanımızda olan herkese minnettarız.” ifadelerini kullandı. 36 SAATTE 5 KERE DURDURULDULAR Moskova'ya giden Kırım Tatarları son 36 saat içinde Rus kolluk kuvvetleri tarafından 5 defa alıkonuldu. Heyet üyeleri Voronej bölgesindeki polis merkezinde 4,5 saat, ardından Lipetsk bölgesindeki karakolda 6,5 saat, Moskova'ya yaklaşık 200 kilometre kala Venev kentinde 3 saat alıkonulmuştu. 4. kez heyet, Moskova’ya 120 kilometre kala, Moskova bölgesine bağlı Kolotovo köyü yakınlarında gece yarısı durduruldu. Özel tim mensupları olduklarını belirten maskeli ve otomatik silahlı kişiler, Kırım Tatarlarının pasaportlarını topladı, araçlarını köpeklerle aradı ve tüm eşyalarını dışarı çıkararak inceleme yaptı. Ayrıca heyet, Moskova’da bir taksiyle seyahat ederken ve Rusya İnsan Hakları Yetkilisi Tatyana Moskalkova’nın ofisine yalnızca beş dakika mesafedeyken durduruldu. Heyet 3. kez durdurulduğu sırada Elviza Aliyeva'nın annesi Elvira Aliyeva'nın fenalaştığı bildirildi. Fenalaşan kadın için ambulans çağrıldı. Kırım Tatarları, yaşananların Moskalkova ile planlanan görüşmeyi engellemek amacı taşıdığını ve Rus güvenlik güçlerinin sistematik baskı politikasının bir parçası olduğunu belirtti. KADINLAR SİYASÎ HEDEF HALİNE GELDİ İşgalci Rus güçleri 15 Ekim 2025 tarihinde aralarında siyasî tutsak Remzi Nimetulayev'in eşi Esma Nimetulayeva'nın da olduğu dört Kırım Tatar kadını haksız gerekçelerle alıkoyarak FSB Ofisine götürdü. Ertesi gün sözde mahkemeye çıkarılan Esma Nimetulayeva, Elviza Aliyeva, Nasiba Saidova ve Fevziye Osmanova sözde "terör örgütü faaliyeti yürütmek ve ilgili örgütün faaliyetlerine katılmakla" suçlanarak tutuklandı. İŞGALCİLERDEN BAŞÖRTÜSÜNE FİZİKSEL MÜDAHALE Gözaltı merkezine getirildiği ilk günlerde FSB görevlisi bir kadının Fevziye Osmanova'nın başörtüsü takmasını yasakladığı, hatta erkek görevlilerin yanında başörtüsünü yırttığı bildirildi. Öte yandan kendisiyle birlikte zorla alıkonulan diğer iki siyasî tutsak Esma Nimetulayeva ve Nesibe Saidova'nın da aynı muameleyle karşı karşıya kaldığı öğrenildi.

Moskova’da Kırım Tatarlarına beşinci gözaltı: Heyet ombudsman ofisine varmadan durduruldu Haber

Moskova’da Kırım Tatarlarına beşinci gözaltı: Heyet ombudsman ofisine varmadan durduruldu

Rus işgal güçleri tarafından 15 Ekim 2025 tarihinde evlerine yapılan baskınlarla haksız yere alıkonulan dört Kırım Tatar kadının aileleri başta olmak üzere 16 Kırım Tatarından oluşan heyet Rusya İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Tatyana Moskalkova ile görüşmek amacıyla 29 Ekim’de Kırım’dan Moskova’ya yola çıktı. Ancak hak arayışı yolunda olan Kırım Tatarları son 36 saat içinde Rus kolluk kuvvetleri tarafından 5 defa alıkonuldu. Bu kez heyet, Moskova’da bir taksiyle seyahat ederken ve Rusya İnsan Hakları Yetkilisi Tatyana Moskalkova’nın ofisine yalnızca beş dakika mesafedeyken durduruldu. Heyet üyelerinin aktardığına göre, Rus trafik polisi araçlarını durdurarak “kontrol amacıyla” Kırım Tatarlarının kimliklerine el koydu ve taksiyi bir benzin istasyonuna yönlendirdi. Şu anda Kırım Tatarlarıi belgeleri olmadan bekletiliyor. Ayrıca heyet üyelerden birkaçının Rus polisi tarafından yasa dışı olarak gözaltına alındığını bildirildi. Gözaltına alınanlar arasında; siyasi tutsak Seydamet Mustafayev’in babası ve siyasi tusak Ruslan Asanov’un kayınpederi Enver Mustafayev, üç siyasi tutsak; Seytumer, Osman ve Abdülmescit Seytumerov’un babası Şukri Seytumerov, siyasi tutsağın babası Eldar Azizov, heyeti taşıyan minibüsün şoförü Emir Menaciyev, Rayim Hasanov ve Refat Emirov bulunuyor. Kırım Tatarları, yaşananların Moskalkova ile planlanan görüşmeyi engellemek amacı taşıdığını ve Rus güvenlik güçlerinin sistematik baskı politikasının bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. 36 SAATTE 5 KERE DURDURULDULAR Heyet üyeleri daha önce Voronej bölgesindeki polis merkezinde 4,5 saat, ardından Lipetsk bölgesindeki karakolda 6,5 saat, Moskova'ya yaklaşık 200 kilometre kala Venev kentinde 3 saat alıkonulmuştu. 4. kez heyet, Moskova’ya 120 kilometre kala, Moskova bölgesine bağlı Kolotovo köyü yakınlarında gece yarısı durduruldu. Özel tim mensupları olduklarını belirten maskeli ve otomatik silahlı kişiler, Kırım Tatarlarının pasaportlarını topladı, araçlarını köpeklerle aradı ve tüm eşyalarını dışarı çıkararak inceleme yaptı. Heyet 3. kez durdurulduğu sırada Elviza Aliyeva'nın annesi Elvira Aliyeva'nın fenalaştığı bildirildi. Fenalaşan kadın için ambulans çağrıldı. KADINLAR SİYASÎ HEDEF HALİNE GELDİ İşgalci Rus güçleri 15 Ekim 2025 tarihinde aralarında siyasî tutsak Remzi Nimetulayev'in eşi Esma Nimetulayeva'nın da olduğu dört Kırım Tatar kadını haksız gerekçelerle alıkoyarak FSB Ofisine götürdü. Ertesi gün sözde mahkemeye çıkarılan Esma Nimetulayeva, Elviza Aliyeva, Nasiba Saidova ve Fevziye Osmanova sözde "terör örgütü faaliyeti yürütmek ve ilgili örgütün faaliyetlerine katılmakla" suçlanarak tutuklandı. İŞGALCİLERDEN BAŞÖRTÜSÜNE FİZİKSEL MÜDAHALE Gözaltı merkezine getirildiği ilk günlerde FSB görevlisi bir kadının Fevziye Osmanova'nın başörtüsü takmasını yasakladığı, hatta erkek görevlilerin yanında başörtüsünü yırttığı bildirildi. Öte yandan kendisiyle birlikte zorla alıkonulan diğer iki siyasî tutsak Esma Nimetulayeva ve Nesibe Saidova'nın da aynı muameleyle karşı karşıya kaldığı öğrenildi.

Uygur şair Aziz İsa Elkün: Kırım Tatarları ile Uygurlar Türk dünyasının iki kanayan yarasıdır Haber

Uygur şair Aziz İsa Elkün: Kırım Tatarları ile Uygurlar Türk dünyasının iki kanayan yarasıdır

Uygur Türkü şair, yazar ve akademisyen Aziz İsa Elkün, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği özel röportajda, sürgündeki yaşamını, edebi kimliğini ve Çin'in Uygur halkına karşı yürüttüğü soykırım politikalarına karşı kültürel direniş mücadelesini anlattı. Elkün, Kırım Tatarları ile Uygurlar arasındaki tarihî ve kültürel paralelliklere dikkat çekerek, her iki halkın da baskıya maruz kaldığını vurguladı. Londra’da 20 yılı aşkın süredir sürgünde yaşayan Elkün, vatan özleminin hem acılarının hem de ilhamının kaynağı olduğunu kaydetti. "ŞİİRLERİMDE TAKLAMAKAN ÇÖLÜ BENİM MÜREKKEBİMDİR" Doğu Türkistan'ın edebî kimliğinde büyük bir etkiye sahip olduğunu kaydeden Aziz İsa Elkün, "Şiirlerimde Taklamakan Çölü benim mürekkebimdir; kum ise dizelerime dönüşür. Onlar olmadan yazmam mümkün değildir. Bu kökleri, yeryüzünde hiçbir güç söküp atamaz. Taklamakan var oldukça, ben de şair olarak var olmaya devam edeceğim. Biz Uygurlar, binlerce yıldır bu çölün kalbinde yaşadık. Bu kumların altında kadim uygarlıklarımızın izleri saklıdır. Benim görevim, şiir aracılığıyla o ölümsüz ruhu yeniden diriltmektir. Birçok ulusal edebiyat gibi, Uygur şiiri de toprakla iç içedir; Tarım Havzası, uçsuz bucaksız çöller ve Tanrı Dağları… Bu coğrafyalar kültürümüzün can damarıdır; hayal gücümüzü, direncimizi ve aidiyet duygumuzu şekillendirir." ifadelerini kullandı. "ÖZLEM HEM ACIMIN KAYNAĞI HEM DE İLHAMIMIN TEMELİDİR" “Sürgün” kelimesinin kendisi için “ebedî özlem”le eş anlamlı olduğunu kaydeden şair, "Sürgünde geçirdiğim her yıl, hasret duygumu daha da derinleştiriyor. Bu özlem hem acımın kaynağı hem de ilhamımın temelidir. Bu anlamda şiir benim için bir tür ilaçtır diyebilirim; acımı hafifletmenin ve halkımın ortak yarasını tüm dünyayla paylaşmanın bir yoludur. Sürgünde yazmak kolay değildir. Londra’da yirmi yılı aşkın süredir yaşarken, kaçınılmaz olarak İngiliz kültürünün bazı yönlerini benimsedim. Artık bir zamanlar ilk şiirlerime ilham veren Türkistan’daki vahalar ve çöl rüzgârlarından uzağım. Fakat bu uzaklık, yeni bir yaratıcı sentezin doğmasına da vesile oldu: Şiirim artık iki dünyayı birleştiriyor; Uygur duygusunu, İngilizce okur tarafından da anlaşılabilen evrensel insanî deneyimlerle harmanlıyor. Şair olarak iç dünyam değişti ama özlemimin özü aynı kaldı." diye konuştu. Elkün, kendisini en çok etkileyen yazarlar, şairler ya da düşünürler kim olduğu sorusunu ise şöyle yanıtladı: Uygur edebiyat geleneği çok köklü ve engindir. Alp Er Tunga ve Oğuz Kağan destanlarından Yusuf Has Hacib, Edip Ahmet Yükneki ve İpek Yolu’nun duygulu şairlerine kadar uzanan bir derinliği vardır. Bu gelenek, hem ruhani hem de entelektüel bir incelik taşır. Modern dönemden Abdurehim Ötkür, Lutpulla Mutellip ve vatanseverliği, romantizmi ve direnişi birleştiren diğer 20. yüzyıl Uygur şairleri bana ilham verdi. Uluslararası ölçekte ise Şilili Pablo Neruda, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî ve Filistinli Mahmud Derviş gibi şairleri hayranlıkla izliyorum. Onlar acıyı ve sürgünü evrensel bir şiire dönüştürmeyi başardılar. Hakikati güce karşı dile getirme cesaretleri, sanatsal yolculuğumda bana ilham vermeye devam ediyor. "İKİ HALK DA ZORLA YERİNDEN EDİLME, BASKI VE KÜLTÜREL YOK ETME GİRİŞİMLERİNE MARUZ KALDI" "Kırım Tatarları ile Uygurlar arasında dikkat çekici tarihî ve kültürel benzerlikler bulunur. Her iki halk da güçlü imparatorluklar tarafından zorla yerinden edilme, baskı ve kültürel yok etme girişimlerine maruz kalmıştır. Her ikisi de köklü Türk soyuna, zengin sözlü geleneklere ve şiir ile müziğe derin bir sevgiye sahiptir. Bu gelenekler, yüzyıllar boyunca kimliklerini ayakta tutmuştur." diyen Aziz İsa Elkün Uygur kültürünü ve kimliğini korumanın, gelecek nesillerin bu mirası öğrenip devralabilmesi için hayati önemde sahip olduğunu vurguladı. "KÜLTÜREL VE RUHSAL YIKIMIN BOYUTU TAHAYYÜL EDİLEMEZ" Çin’in 2017’de başlattığı kitlesel tutuklama kampanyasından bu yana üç milyondan fazla Uygur ve diğer Türk halklarının toplama kamplarına kapatıldığı tahmin edildiğini anımsatan Elkün, "Aynı dönemde Çin yönetimi, Kur’an dahil olmak üzere Uygurca yazılmış dini ve edebî eserleri sistematik biçimde yok etti. Bu kültürel ve ruhsal yıkımın boyutu tahayyül edilemez." dedi. Bu nedenle genç yaşlarından itibaren Uygur kitaplarını toplamaya ve restore etmeye başladığını söyleyen şair, bu ömür boyu süren çabanın sonucu olarak,1940’lardan 2015’e kadar yayımlanmış edebî, tarihî ve siyasî eserleri içeren Aziz İsa Elkün Uygur Edebiyat Koleksiyonu'nun 2024 yılında Amerika’daki Princeton Üniversitesi Kütüphanesi’nde kurulduğunu belirtti. "UYGURLAR OLMADAN TÜRK DÜNYASI GERÇEKTEN TAM BİRLİK İÇİNDE AYAKTA KALAMAZ" Gerek edebî gerekse de akademik çalışmalarında "Uygur” kelimesinin köken anlamı olan “Uygarlık” kavramını vurguladığını dile getiren Elkün, uygarlığı tüm Türk dünyası için bir direniş sembolü olarak sunduğunu kaydetti. Uygurların Türk dünyası için “Uygarlık” kavramının yaşayan simgesi olduğunun altını çizen Aziz İsa Elkün, "Uluslararası toplumun ve cesur müttefiklerimizin desteğiyle, özgürlük ve bağımsızlık mücadelemizi sürdüreceğiz; çünkü bu mücadele, milletimizin varlığını korumanın temelidir. Uygur kültürünün yaşaması, Türk dünyasının yaşamasıyla doğrudan bağlantılıdır. Eğer Türk devletleri ve halkları kendi kültürel miraslarını korumak istiyorlarsa, Uygurlarla dayanışma içinde olmalı ve Çin rejimine karşı durmalıdırlar. Uygurlar olmadan Türk dünyası gerçekten tam birlik içinde ayakta kalamaz ve gelişemez. Bu nedenle tüm Türk milletlerinin ve halklarının yalnızca sözle değil, samimi biçimde dayanışma göstermesi elzemdir. Siyasi eylem, kültürel iş birliği ve ahlaki destek hayati önemdedir. Uygurların yok olması, ortak bir Türk uygarlığı tarihsel fikrini eksik bırakır." şeklinde konuştu. Batı medyası ve akademisinin Uygur meselesine dair ilgisini değerlendiren Elkün, "Son yıllarda Batı medyası ve akademisinde bu konuya yönelik ilgi artmıştır. Çok sayıda rapor, tanıklık ve belgesel Çin’in insanlığa karşı suçlarını ortaya koymuştur. 2022’de Birleşmiş Milletler’in yayımladığı rapor, Uygur bölgesinde insanlığa karşı suçlar niteliğinde ciddi insan hakları ihlalleri yaşandığını doğrulamıştır. Ayrıca 2021 yılında Londra’da düzenlenen Uygur Mahkemesi (Uyghur Tribunal), Çin’in Uygurlar ve diğer Türk halklarına karşı soykırım işlediği sonucuna varmıştır. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki birkaç parlamento da bu soykırımı resmî olarak tanımıştır. Ancak Batılı kurumlar kısmen cesaret göstermiş olsa da, Müslüman ve Türk dünyasından gelen sessizlik kulakları sağır edecek kadar derindir. Onların ilgisizliği, Batı’nın cehaletinden çok daha acı vericidir. Bizim için sözde kardeşlerimizin sessizliği, en ağır yüktür." ifadelerini kullandı. "UYGURLAR VE KIRIM TATARLARI, TÜRK DÜNYASININ İKİ KANAYAN YARASIDIR" Uygur Türkü insan hakları savunucusu, şair, yazar ve akademisyen Aziz İsa Elkün, son olarak Türk dünyasındaki genç kuşaklara şöyle seslendi: "2012 yılında, yani Rus işgalinden iki yıl önce Kırım’ı ziyaret ettim. Bahçesaray’a gidip İsmail Bey Gaspıralı’nın mezarını ziyaret etme onuruna eriştim. Orada dururken onun ölümsüz sözlerini hatırladım: 'Dilde, fikirde, işte birlik.' Uygurlar ve Kırım Tatarları, Türk dünyasının iki kanayan yarasıdır ve her ikisinin de iyileşmesi gerekir. Bugün Uygurların durumu trajik biçimde daha ağır olsa da, iki halk da aynı onur ve özgürlük mücadelesini paylaşıyor. Tatarlar, 19. yüzyılda tüm Türkistan coğrafyasında eğitimin modernleşmesinde öncü bir rol oynamışlardır. Onların entelektüel mirası bugün de bize ilham vermelidir. Yapay zekâ çağında asıl sınav teknolojik değil, ruhanîdir: Kim olduğumuzu unutmamak ve tek bir Türk ailesi olarak birbirimizi desteklemektir. Atalarımızın dediği gibi: Kurtlar sürüyle gezerse güçlü olur. Oğuz Kağan’ın ruhunu yeniden canlandırmalı, Ötüken’in kutsal dağının ve göğünün çağrısını duymalı, birliğimizi asla terk etmemeliyiz. Türk dünyasının gençlerine çağrım şudur: Uygurların acısını paylaşın ve onların yaşamasına yardım etme sorumluluğunu üstlenin. Yürek ve ülkü birliği sağladığımız gün, Turan yurdu artık gözyaşlarının değil; tebessümlerin, ezgilerin ve özgürlüğün diyarı olacaktır."

Siyasi tutsak Aziz Ahtemov iki yıl sonra ilk kez ailesiyle görüştü Haber

Siyasi tutsak Aziz Ahtemov iki yıl sonra ilk kez ailesiyle görüştü

Rus işgali altındaki Kırım’da, işgalcilerin Kırım Tatarlarına baskı uygulamak için kurguladığı sözde “sabotaj” davası çerçevesinde dönemin Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celâl ve Kırım Tatar aktivist Asan Ahtemov ile birlikte “yargılanarak” 13 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Kırım Tatar siyasî tutsak Aziz Ahtemov, iki yıl aradan sonra ilk kez ailesiyle görüştü. Aziz Ahtemov’un eşi Adile Ahtemova, binlerce kilometrelik yolu aşarak kocasıyla Rusya’nın Rubtsovsk kentindeki cezaevinde görüştüğünü bildirdi. Kırım Tatar Kaynak Merkezinin aktardığına göre, Aziz Ahtemov'un ailesi yaklaşık 5 bin kilometrelik zorlu bir yolculuğun ardından Rubtsovsk’a ulaştı. Aile, 16 Ekim’de Akmescit'ten (Simferopol) trenle Soçi’ye, ardından uçakla Novosibirsk’e ve son olarak trenle Rubtsovsk’a geçti. Adile Ahtemova, son görüşmelerinin iki yıl önce olduğunu belirterek, “Aziz'i görmek için uzun ve zorlu bir yolu kattettik. En son iki yıl önce görüşmüştük. Dört yıldan uzun bir süre önce aynı masada oturmuştuk. Bu kadar uzun aradan sonra aynı masada oturmak tarifsiz bir sevinç ve acıydı. Aziz’in gözlerinde kızımıza duyduğu büyük özlemi gördüm. Bana, ‘Onu en son iki yaşındayken görmüştüm, şimdi büyüdü… Beni tanıyacak mı bilmiyorum,’ dedi." ifadelerini kullandı. Siyasi tutsağın aileyle görüşü 3 gün sürdü. Aziz Ahtemov, 5 Kasım 2024’te Sibirya’daki Yeniseysk’ten Rubtsovsk’taki VK-10 kolonisinde nakledilmişti. Daha önce Yeniseysk cezaevinde tutuluyordu. İŞGALCİLERDEN KIRIM TATARLARINA BASKI 2021 yılında 3 Eylül’ü 4 Eylül’e bağlayan gece Rus isgal güçleri, KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celâl ve Kırım Tatar aktivistler Asan Ahtemov, Aziz Ahtemov, Eldar Odamanov, Şevket Useinov’un evlerine baskın düzenlemişti. Evlerinde yapılan aramalardan sonra Asan Ahtemov ile Aziz Ahtemov bilinmeyen bir yere götürülmüştü. Kırım Tatarlarının götürüldüğü yer hakkında bir buçuk gün boyunca herhangi bir açıklama yapılmadı. Sözde soruşturma görevlisi Vitaliy Vlasov, bir buçuk gün sonra avukat İslam Velilayev’e yaptığı açıklamada alıkonulan 5 Kırım Tatarının FSB binasında tutulduğunu bildirdi. ALIKONULAN KIRIM TATARLARINA İŞKENCE! Kırım Tatarları Şevket Useinov ve Eldar Odamanov hakkında açılan idari davalar çerçevesinde 14 ile 15 gün tutuklama cezası kararı alındı. Öte yandan işgalciler günler boyunca Aziz Ahtemov ve Asan Ahtemov’un bağımsız avukatlara görüşmesine izin vermedi. Daha sonra büyük çabalar sonucu müvekkilleri ile görüşen avukat Ayder Azamatov, işgalci Rus güçlerinin Kırım Tatarlarına ağır fiziksel ve psikolojik işkence uyguladıklarını anlattı. İŞGALCİ RUSYA’DAN SÖZDE SABOTAJ İDDİASIYLA KIRIM TATARLARINA BASKI Rus istihbaratından, 7 Eylül 2021 tarihinde yapılan açıklamada, Akmescit yakınındaki Anğara köyünde 23 Ağustos 2021 tarihinde sözde “sabotaj eyleminin” düzenlendiği iddia edilirken “sabotajın” güya Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Baş Müdürlüğü ve KTMM tarafından organize edildiğini ileri sürdü. FSB, yürütülen “soruşturma” çerçevesinde 3 “şüphelinin” tutuklandığını bildirirken; Rus propaganda televizyon kanalı Zvezda’nın Telegram hesabında yayımlanan haberde, sözde sabotajın düzenlendiği yerden görüntülere ve güya sabotaj eylemini düzenleyen Aziz Ahtemov ve Asan Ahtemov’un itiraf videolarına yer verildi. 3 KIRIM TATARINA HAPİS CEZASI Rus işgali altındaki Kırım’ın sözde Yüksek Mahkemesi, 21 Eylül 2022 tarihinde KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celâl hakkında 17 yıl hapis cezası, Asan Ahtemov hakkında 15 yıl hapis cezası, Aziz Ahtemov hakkında ise 13 yıl hapis cezası kararının aldığını açıkladı. Memorial İnsan Hakları Merkezi Nariman Celâl, Asan Ahtemov ve Aziz Ahtemov'u siyasi tutsak olarak tanıdı. NARİMAN CELÂL ESİR TAKASIYLA SERBEST BIRAKILDI Yaklaşık 3 yıl Rus esaretinde bulunan KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celâl, 28 Haziran 2024 tarihinde Ukrayna ile Rusya arasında gerçekleşen esir takası ile hürriyetine kavuştu. Öte yandan Asan Ahtemov ve Aziz Ahtemov hala Rus esaretinde kalmaya devam ediyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy (Volodimir Zelenski), Celâl'i 20 Aralık 2024 tarihinde Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi görevine atadı.

Moskova yolunda Kırım Tatar heyetine dördüncü engel: Maskeli silahlı baskı Haber

Moskova yolunda Kırım Tatar heyetine dördüncü engel: Maskeli silahlı baskı

Rusya İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Tatyana Moskalkova ile görüşmek için Moskova’ya yola çıkan Kırım Tatar kadın siyasi tutsaklar; Esma Nimetulayeva, Elvize Aliyeva, Fevziye Osmanova ve Nasibe Saidova’nın yakınları Rus polisi tarafından 4. kez alıkonuldu. Heyet, Moskova’ya 120 kilometre kala, Moskova bölgesine bağlı Kolotovo köyü yakınlarında gece yarısı durduruldu. Özel tim mensupları olduklarını belirten maskeli ve otomatik silahlı kişiler, Kırım Tatarlarının pasaportlarını topladı, araçlarını köpeklerle aradı ve tüm eşyalarını dışarı çıkararak inceleme yaptı. Bir kişi ayrıca “görüşme” gerekçesiyle ayrı bir odaya götürüldü. Bununla birlikte tüm yolculara Rusya İçişleri Bakanlığı tarafından “uyarı kâğıdı” verildi. Belgede, “kamu düzenini ihlal edecek veya suç işlemeye zemin hazırlayacak eylemler” durumunda sorumluluğa tâbi tutulacakları tehdidi yer alıyor. Kırım Tatarları, yaşananların Moskalkova ile planlanan görüşmeyi engellemek amacı taşıdığını ve Rus güvenlik güçlerinin sistematik baskı politikasının bir parçası olduğunu vurguladı. 24 SAATTE 4 KERE DURDURULDULAR Heyet üyeleri daha önce Voronej bölgesindeki polis merkezinde 4,5 saat, ardından Lipetsk bölgesindeki karakolda 6,5 saat, Moskova'ya yaklaşık 200 kilometre kala Venev kentinde 3 saat alıkonulmuştu. Heyet 3. kez durdurulduğu sırada Elviza Aliyeva'nın annesi Elvira Aliyeva'nın fenalaştığı bildirildi. Fenalaşan kadın için ambulans çağrıldı. KADINLAR SİYASÎ HEDEF HALİNE GELDİ İşgalci Rus güçleri 15 Ekim 2025 tarihinde aralarında siyasî tutsak Remzi Nimetulayev'in eşi Esma Nimetulayeva'nın da olduğu dört Kırım Tatar kadını haksız gerekçelerle alıkoyarak FSB Ofisine götürdü. Ertesi gün sözde mahkemeye çıkarılan Esma Nimetulayeva, Elviza Aliyeva, Nasiba Saidova ve Fevziye Osmanova sözde "terör örgütü faaliyeti yürütmek ve ilgili örgütün faaliyetlerine katılmakla" suçlanarak tutuklandı. İŞGALCİLERDEN BAŞÖRTÜSÜNE FİZİKSEL MÜDAHALE Gözaltı merkezine getirildiği ilk günlerde FSB görevlisi bir kadının Fevziye Osmanova'nın başörtüsü takmasını yasakladığı, hatta erkek görevlilerin yanında başörtüsünü yırttığı bildirildi. Öte yandan kendisiyle birlikte zorla alıkonulan diğer iki siyasî tutsak Esma Nimetulayeva ve Nesibe Saidova'nın da aynı muameleyle karşı karşıya kaldığı öğrenildi.

Rus polisi, Moskova’ya giden Kırım Tatar heyetini üçüncü kez alıkoydu Haber

Rus polisi, Moskova’ya giden Kırım Tatar heyetini üçüncü kez alıkoydu

Rus işgal güçleri tarafından 15 Ekim 2025 tarihinde evlerine yapılan baskınlarla haksız yere alıkonulan dört Kırım Tatar kadının aileleri başta olmak üzere 16 Kırım Tatarından oluşan heyet Rusya İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Tatyana Moskalkova ile görüşmek amacıyla dün Kırım’dan Moskova’ya yola çıktı. Ancak hak arayışı yolunda olan Kırım Tatarları devamlı Rus kolluk kuvvetleri tarafından engellendi. Kırım Dayanışması sivil toplum teşkilâtı, Rus kolluk kuvvetlerinin, Moskova'ya yaklaşık 200 kilometre kala, belgelerini inceleme gerekçesiyle heyeti durdurdu. Bu, son 24 saat içinde üçüncü alıkoyma oldu. Belgeleri ve araçları kontrol ettikten sonra heyet serbest bırakıldı. Heyet üyeleri daha önce Voronej bölgesindeki polis merkezinde 4,5 saat, ardından Lipetsk bölgesindeki karakolda 6,5 saat alıkonulmuştu. "YAŞANANLAR SİYASİ BASKI" Avukat Emil Kurbedinov, yaşananları “Kırım Tatar heyetinin Moskalkova ile görüşmesini engellemeye yönelik sistematik bir baskı” olarak nitelendirerek şunları kaydetti: “Anneler ve heyet üyelerini farklı bahanelerle durdurup yıpratmaya çalışıyorlar. Onlara özel timle tehdit ettiler, hatta ‘otobüslerde aşırıcılar var’ şeklinde anonim ihbarlar uyduruldu. Bu davranış, açıkça siyasi bir baskıdır.” ANNELERDEN BİRİ FENALAŞTI Heyet 3. kez durdurulduğu sırada Elviza Aliyeva'nın annesi Elvira Aliyeva'nın fenalaştığı bildirildi. Fenalaşan kadın için ambulans çağrıldı. KADINLAR SİYASÎ HEDEF HALİNE GELDİ İşgalci Rus güçleri 15 Ekim 2025 tarihinde aralarında siyasî tutsak Remzi Nimetulayev'in eşi Esma Nimetulayeva'nın da olduğu dört Kırım Tatar kadını haksız gerekçelerle alıkoyarak FSB Ofisine götürdü. Ertesi gün sözde mahkemeye çıkarılan Esma Nimetulayeva, Elviza Aliyeva, Nasiba Saidova ve Fevziye Osmanova sözde "terör örgütü faaliyeti yürütmek ve ilgili örgütün faaliyetlerine katılmakla" suçlanarak tutuklandı. İŞGALCİLERDEN BAŞÖRTÜSÜNE FİZİKSEL MÜDAHALE Gözaltı merkezine getirildiği ilk günlerde FSB görevlisi bir kadının Fevziye Osmanova'nın başörtüsü takmasını yasakladığı, hatta erkek görevlilerin yanında başörtüsünü yırttığı bildirildi. Öte yandan kendisiyle birlikte zorla alıkonulan diğer iki siyasî tutsak Esma Nimetulayeva ve Nesibe Saidova'nın da aynı muameleyle karşı karşıya kaldığı öğrenildi.

Engellemelere rağmen Kırım Tatar heyeti hak arayışı yolculuğunu sürdürüyor Haber

Engellemelere rağmen Kırım Tatar heyeti hak arayışı yolculuğunu sürdürüyor

Rus işgal güçleri tarafından 15 Ekim 2025 tarihinde evlerine yapılan baskınlarla haksız yere alıkonulan dört Kırım Tatar kadının aileleri başta olmak üzere 16 Kırım Tatarından oluşan heyet Rusya İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Tatyana Moskalkova ile görüşmek için Moskova’ya yola çıktı. Öte yandan heyet yolda 2 defa alıkonuldu. İlk gözaltı 29 Ekim saat 23.00 civarında heyeti taşıyan minibüsler benzin istasyonunda yakıt almak için durduğu sırada gerçekleşti. Heyetin bir kısmı Voronej bölgesindeki Boguçar İlçe İçişleri Müdürlüğüne, diğer kısmı ise başka bir karakola götürüldü. Kimlik kontrollerinin ardından sabah saat 04.00 civarında Kırım Tatarları serbest bırakıldı. Ancak sabah saatlerinde heyeti taşıyan minibüsler yeniden trafik polisi tarafından durduruldu. Trafik polisi görevlileri “özel kuvvet çağırıp herkesi yere yatırmakla” tehdit etti ve grubun Lipetsk bölgesindeki Hlevnoye İlçe Emniyet Müdürlüğüne gitmesini istedi. Yaklaşık 6 saat alıkonulduktan sonra Kırım Tatarları serbest bırakıldı. "RUSYA İNSAN HAKLARI YETKİLİSİ İLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUZ" Heyet üyeleri yaptıkları açıklamada, bu yolculuğun yalnızca adalet ve insan hakları arayışı olduğunu vurguladı. Kırım Dayanışması sivil toplum teşkilâtının sosyal medya sayfası üzerinde yayımlanan açıklamada şu ifadelerine yer verildi: Yolculuğumuzun ikinci günündeyiz. Dün, haksız yere alıkonulan Kırım Tatar kadınların aileleri ve onlara destek verenlerden oluşan bir grubun Kırım’dan Moskova’ya gitmek üzere yola çıktığını bildirmiştik. Bu yolculuğun amacı, Rusya Federasyonu İnsan Hakları Yetkilisi Moskalkova ile görüşmek ve iki hafta önce Kırım’da yaşanan olayları ona aktarmaktı. Ancak, anlaşılmaz nedenlerle, bu süre içinde trafik polisleri tarafından iki kez durdurulduk. Araçlarımızla ilgili belirsiz iddialarda bulunarak bizi ilçe polis merkezlerine götürdüler ve Moskova’ya yaptığımız yolculukla ilgili açıklama yapmamızı istediler. Biz ise açık ve net bir şekilde şunu belirttik: Moskalkova ile görüşmeye gidiyoruz; iki hafta önce tutuklanan Kırım Tatar kadınlarının ailelerinin yaşadığı endişeleri ve yerel Kırım makamlarının tepkisizliğini kendisine iletmek istiyoruz. Ayrıca, yaşananlara dair onun görüşünü almak istiyoruz. Yaklaşık bir saat önce bir ilçe polis merkezinden çıktık ve şu anda Moskova’ya doğru yola devam ediyoruz. İnsan Hakları Yetkilisiyle bir araya gelerek, yakınlarımızın başına gelen olaylar başta olmak üzere Kırım’da yaşanan durumları ele almayı umuyoruz. HAK ARAYIŞI İÇİN MOSKOVA'YA GİDEN KIRIM TATARLARI 2 KEZ ALIKONULDU Bu sabah Kırım Dayanışması sivil toplum teşkilâtına konuşan avukat Emil Kurbedinov, Kırım Tatar kadın siyasi tutsaklar Esma Nimetulayeva, Elvize Aliyeva, Nasibe Saidova ve Fevziye Osmanova’nın aileleri, Rusya İnsan Hakları Yetkilisi ile görüşmek üzere Moskova’ya giderken iki kez gözaltına alındığını bildirdi. AKRABALAR SAVCILIĞA ŞİKAYETTE BULUNDU Saat 14.00 itibarıyla hala alıkonulan Kırım tatarlarının yakınları Rusya Başsavcılığına ve Lipetsk bölgesindeki Hlevnoye ilçe savcılığına acil şikâyet dilekçesi sunduğu bildirildi. Kırım Tatarları bir neden açıklanmadan sabah saatlerinden bu yana yaklaşık beş buçuk saattir karakolda tutuluyor. Yakınları, gözaltı nedeninin açıklanmadığını belirterek serbest bırakılmalarını talep etti. Şikâyet dilekçesinde, “Sorumluların cezalandırılması ve ailelerin serbest hareketine izin verilmesi.” çağrısı yapıldı. KADINLAR SİYASÎ HEDEF HALİNE GELDİ İşgalci Rus güçleri 15 Ekim 2025 tarihinde aralarında siyasî tutsak Remzi Nimetulayev'in eşi Esma Nimetulayeva'nın da olduğu dört Kırım Tatar kadını haksız gerekçelerle alıkoyarak FSB Ofisine götürdü. Ertesi gün sözde mahkemeye çıkarılan Esma Nimetulayeva, Elviza Aliyeva, Nasiba Saidova ve Fevziye Osmanova sözde "terör örgütü faaliyeti yürütmek ve ilgili örgütün faaliyetlerine katılmakla" suçlanarak tutuklandı. İŞGALCİLERDEN BAŞÖRTÜSÜNE FİZİKSEL MÜDAHALE Gözaltı merkezine getirildiği ilk günlerde FSB görevlisi bir kadının Fevziye Osmanova'nın başörtüsü takmasını yasakladığı, hatta erkek görevlilerin yanında başörtüsünü yırttığı bildirildi. Öte yandan kendisiyle birlikte zorla alıkonulan diğer iki siyasî tutsak Esma Nimetulayeva ve Nesibe Saidova'nın da aynı muameleyle karşı karşıya kaldığı aktarıldı. 28 Ekim’de 4 Kırım Tatar kadının zorunlu psikiyatrik muayeneye tâbi tutulmak üzere N. İ. Balaban Psikiyatri Hastanesine gönderildiği öğrenildi.

Kırım Tatarlarına yönelik baskılar sürüyor: Moskova’ya Ombudsmanla görüşmeye giden heyet iki kez durduruldu Haber

Kırım Tatarlarına yönelik baskılar sürüyor: Moskova’ya Ombudsmanla görüşmeye giden heyet iki kez durduruldu

Rus işgal güçleri tarafından 15 Ekim 2025 tarihinde evlerine yapılan baskınlarla haksız yere alıkonulan dört Kırım Tatar kadının aileleri başta olmak üzere 16 Kırım Tatarından oluşan heyet Rusya İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Tatyana Moskalkova ile görüşmek için Moskova’ya yola çıktı. Öte yandan heyetin yolda 2 defa alıkonulduğu bildirildi. Kırım Dayanışması sivil toplum teşkilâtına konuşan avukat Emil Kurbedinov, Kırım Tatar kadın siyasi tutsaklar Esma Nimetulayeva, Elvize Aliyeva, Nasibe Saidova ve Fevziye Osmanova’nın aileleri, Rusya İnsan Hakları Yetkilisi ile görüşmek üzere Moskova’ya giderken iki kez gözaltına alındığını bildirdi. Kurbedinov’un açıklamasına göre, Kırım’dan yola çıkan heyette tutuklu kadınların aileleri, avukat Nazim Şeyhmambetov ve Kırım Tatar aktivistler olmak üzere 16 kişi yer alıyor. İlk gözaltı 29 Ekim saat 23.00 civarında heyeti taşıyan minibüsler benzin istasyonunda yakıt almak için durduğu sırada gerçekleşti. Heyetin bir kısmı Voronej bölgesindeki Boguçar İlçe İçişleri Müdürlüğüne, diğer kısmı ise başka bir karakola götürüldü. Kimlik kontrollerinin ardından sabah saat 04.00 civarında Kırım Tatarları serbest bırakıldı. Ancak sabah saatlerinde heyeti taşıyan minibüsler yeniden trafik polisi tarafından durduruldu. Kurbedinov’un aktardığına göre, trafik polisi görevlileri “özel kuvvet çağırıp herkesi yere yatırmakla” tehdit etti ve grubun Lipetsk bölgesindeki Hlevnoye İlçe Emniyet Müdürlüğüne gitmesini istedi. Şu anda üç kişi güvenlik güçleri tarafından sorguya alındı ve bir saatten uzun süredir kendilerinden haber alınamıyor. Rus yetkililerin Kırım Tatar heyeti neye dayanarak alıkoyduğu henüz bilinmiyor. AKRABALAR SAVCILIĞA ŞİKAYETTE BULUNDU Saat 14.00 itibarıyla hala alıkonulan Kırım tatarlarının yakınları Rusya Başsavcılığına ve Lipetsk bölgesindeki Hlevnoye ilçe savcılığına acil şikâyet dilekçesi sunduğu bildirildi. Kırım Tatarları bir neden açıklanmadan sabah saatlerinden bu yana yaklaşık beş buçuk saattir karakolda tutuluyor. Yakınları, gözaltı nedeninin açıklanmadığını belirterek serbest bırakılmalarını talep etti. Şikâyet dilekçesinde, “Sorumluların cezalandırılması ve ailelerin serbest hareketine izin verilmesi.” çağrısı yapıldı. KADINLAR SİYASÎ HEDEF HALİNE GELDİ İşgalci Rus güçleri 15 Ekim 2025 tarihinde aralarında siyasî tutsak Remzi Nimetulayev'in eşi Esma Nimetulayeva'nın da olduğu dört Kırım Tatar kadını haksız gerekçelerle alıkoyarak FSB Ofisine götürdü. Ertesi gün sözde mahkemeye çıkarılan Esma Nimetulayeva, Elviza Aliyeva, Nasiba Saidova ve Fevziye Osmanova sözde "terör örgütü faaliyeti yürütmek ve ilgili örgütün faaliyetlerine katılmakla" suçlanarak tutuklandı. İŞGALCİLERDEN BAŞÖRTÜSÜNE FİZİKSEL MÜDAHALE Gözaltı merkezine getirildiği ilk günlerde FSB görevlisi bir kadının Fevziye Osmanova'nın başörtüsü takmasını yasakladığı, hatta erkek görevlilerin yanında başörtüsünü yırttığı bildirildi. Öte yandan kendisiyle birlikte zorla alıkonulan diğer iki siyasî tutsak Esma Nimetulayeva ve Nesibe Saidova'nın da aynı muameleyle karşı karşıya kaldığı öğrenildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.