SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kktc

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kktc haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kktc haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Birleşik Krallık'a çağrı Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Birleşik Krallık'a çağrı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşik Krallık hükûmetine Kıbrıslı Türklere karşı sorumluluklarını hatırlatarak, Kıbrıs Türk halkına yönelik eşit olmayan muamelenin gözden geçirilmesini talep etti. GB News kanalına konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşik Krallık'tan KKTC'ye doğrudan uçuşların yapılmamasını, adadaki adaletsizliklerden biri olarak nitelendirdi. TATAR'DAN BİRLEŞİK KRALLIK'A ADALET ÇAĞRISI Tatar, adaya yönelik izolasyonların hafifletilmesinin barışa katkıda bulunacağını vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkına yönelik eşit olmayan muamelenin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Vizyonlarının Kıbrıs'ta iki devletli bir çözüm olduğunu belirten Tatar; enerji, su ve doğal kaynaklar gibi birçok alanda iş birliğinin hem Kıbrıslı Türkler hem de Kıbrıslı Rumlar için faydalı olacağını söyledi. "KIBRIS TÜRKLERİNE YAPILAN EŞİTSİZLİKLER SON BULMALI" KKTC'de yaşayan yaklaşık 20 bin İngiliz vatandaşının bulunduğunu belirten Tatar, bu kişilerin İngiliz toplumu ile iyi bağlantılar kurduğunu ve binlerce İngilizin Kıbrıslı Türkleri desteklediğini söyledi. Ancak, eşitsizliklerin devam ettiğine dikkat çeken Tatar, Birleşik Krallık hükûmetine Kıbrıs'ın garantör güçlerinden biri olarak Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlara karşı sorumluluklarını hatırlattı ve adaletsizliğe son verilmesi çağrısında bulundu. TATAR'DAN KIBRISLI RUMLARIN POZİSYONLARINA ELEŞTİRİ Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) tanınan bir devlet olduğunu ve 20 yıl önce Avrupa Birliği (AB) üyesi yapıldığını, buna karşın KKTC'nin AB dışı bırakıldığını belirterek, Kıbrıslı Rumların AB'deki pozisyonlarını kullanarak Kıbrıslı Türkleri ambargolarla sıkıştırdığını ifade etti. Tatar, kendilerine dayatılmış bir çözümü asla kabul etmeyeceklerini de sözlerine ekledi.

Rumlar Türk askerini ve KKTC'nin direniş mücadelesini hedef aldı! Haber

Rumlar Türk askerini ve KKTC'nin direniş mücadelesini hedef aldı!

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Türkleri hedef almaya devam ediyor. Kıbrıs Rumları daha önce de gerçekleştirdikleri gibi kara propaganda malzemelerini yeniden gündeme taşıdı. Bir gezi firmasının yayımladığı "Red Bus" (Kırmızı Otobüs) isimli tanıtım filminde, GKRY'nin kültürel, tarihî ve doğal güzellikleri gösterilirken, Kıbrıs Türklerinin şanlı tarihi ve direniş mücadelesi konusunda karalama kampanyası yürütüldü. Özellikle Gazimağusa ve Maraş bölgesindeki Kıbrıs Barış Harekatı görüntülerini filme yansıtan Rumlar, şanlı Türk askerini hedef gösterdi. Söz konusu görüntüler kamuoyunda tepkilere neden oldu. Ayrıca Güney Kıbrıs'taki tatil beldelerinin barışçıl ve kültürel olduğunu ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) "savaşın ve çatışmanın" olduğu öne sürülüyor.  ???? Kıbrıslı Rumlar, Kırmızı Otobüs isimli filmi propaganda aracı olarak kullandı ???? Kıbrıs Türklerinin direniş mücadelesini ve şanlı Türk askerini hedef aldı pic.twitter.com/W91iOqaux7 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) September 3, 2024 GKRY, KKTC'NİN TURİZM SEKTÖRÜNE GÖZ DİKTİ Rum basını birkaç hafta önce, KKTC'deki otel ve turistlere kiralanan evlerin Güney Kıbrıs turizmini olumsuz etkilediğini kamuoyuna duyurdu. Buna bağlı olarak Rum yönetimi, daha önce KKTC'den rezervasyon yaptırmış turistlerin Güney Kıbrıs'tan kuzeye geçişlerini engelleme girişiminde bulunmuş, tur operatörleri ve rehberlere yönelik de yaptırım tehdidi savurmuştu.  “FAMAGUSTA” DİZİSİ KIBRIS GERÇEKLERİNİ ÇARPITIYOR! Bir başka GKRY yapımı “Famagusta” adlı dizi ise, fragmanının yayınlanmasının ardından tepkileri üzerine çekti. ABD merkezli dijital yayın platformu Netflix’te 20 Eylül’de yayınlanacak Famagusta dizisinde 1974’te yaşanan Kıbrıs Barış Harekâtı çarpıtılarak anlatılırken Türk askerlerinin adayı işgal ettiği iftirası atılıyor. Yunanistan’ın en çok izlenen televizyon kanalı olan MEGA TV  için daha önce hazırlanan ve GKRY'nin kara propagandasına hizmet eden dizi 24 bölümden oluşuyor. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, GKRY’nin kara propagandasına hizmet eden Famagusta adlı diziyi Kırım Haber Ajansı (QHA) için değerlendirdi ve Netflix platformuna dava açılması gerektiğini vurguladı.

“Famagusta” dizisi Kıbrıs gerçeklerini çarpıtıyor! Haber

“Famagusta” dizisi Kıbrıs gerçeklerini çarpıtıyor!

Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA GKRY yapımı “Famagusta” adlı dizi, fragmanının yayınlanmasının ardından tepkileri üzerine çekti. ABD merkezli dijital yayın platformu Netflix’te 20 Eylül’de yayınlanacak Famagusta dizisinde 1974’te yaşanan Kıbrıs Barış Harekâtı çarpıtılarak anlatılırken Türk askerlerinin adayı işgal ettiği iftirası atılıyor. Yunanistan’ın en çok izlenen televizyon kanalı olan MEGA TV  için daha önce hazırlanan ve GKRY'nin kara propagandasına hizmet eden dizi 24 bölümden oluşuyor. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, GKRY’nin kara propagandasına hizmet eden Famagusta adlı diziyi Kırım Haber Ajansı (QHA) için değerlendirdi ve Netflix platformuna dava açılması gerektiğini vurguladı. “TARİHİ GERÇEKLERE AYKIRI BİR ŞEKİLDE DİZAYN EDİLMİŞ” Famagusta dizisinin tamamen dezenformasyona dayalı bir iftira olduğuna dikkat çeken Gözügüzelli, “Tarihi gerçeklere aykırı bir şekilde dizayn edilmiş ve özellikle Türkiye ve Türk milletine karşı bir kışkırtıcılık ve ötekileştiricilik yaratmak istenmiştir. Kıbrıs meselesinde Rumları uluslararası alanda mağdur gösterme, Türk halkına karşı önyargı oluşturma, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) tanınma statüsündeki ilerlemesinin önüne set çekmenin yanı sıra Türkiye’nin sahip olduğu askeri gücü ve mehmetçiği hedef alan dezenformasyon politikası yürütülmektedir.”dedi. Gözügüzelli, söz konusu politikalarının altındaki sebepleri ise şu şekilde sıraladı: Türkiye’nin jeopolitik anlamda küresel güç etkisindeki pozisyonu, savunma sanayisinde artan gücü, KKTC’nin ayrı egemen bir varlık olarak tanınması yönünde gösterdiği hassas duruşu ve Türk Devletleri Teşkilatında (TDT) KKTC’nin gözlemci üyeliği, KKTC’de yükselen yatırımlar, KKTC’de yeni Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binalarının kurumsallaşması adına verilen desteklerden ötürü GKRY tarafı kaygı içerisine girmiştir. NETFLİX’E KARŞI İFTİRA DAVASI AÇILMALI! Ayrıca Gözügüzelli, dizinin Kıbrıs konusunun gerçeklikleriyle bağdaşmaması, bu gibi gerçeklik dışı dezeformasyona dayalı yayınlara izin vererek tarihi belleği değiştirecek hamlelerde bulunulmasından ötürü Netflix’e karşı iftira davası açılması gerektiği üzerinde durdu. FAMAGUSTA DİZİSİNİN TAMAMEN KALDIRILMASI TALEP EDİLECEK Gözügüzelli sözlerine şu şekilde devam etti: Dava açıldığında, oluşan zararın tanzim edilmesi, dizinin yayının ertelenmesi yerine tamamen kaldırılması ve tarafsız yayınların söz konusu olabilmesine ilişkin mahkemeden hüküm verilmesi istenecek. Türkiye’nin haklılığının bu meselede ortaya çıkarılması için bu şekilde yol alınması gerekir. Yetkili makamların harekete geçerek hukuk davası açması son derece önem arz edecek. “NEDEN FAMAGUSTA?” KKTC'nin liman kenti Gazimağusa‘nın Rumca ismi Famagusta ve dizinin ismi buradan geliyor. Kıbrıs Barış Harekâtı öncesi Mağusa olarak adlandırılırken, kentin ismine harekât sonrası “Gazi” unvanı eklendi. Tartışmaların odağındaki dizi Famagusta’nın yönetmeni Andreas Georgiou, Mega TV’de bir sene önce yayınlanan Famagusta’nın 20 Eylül itibarıyla Netflix’te de yayınlanacağını açıklamasının ardından Türkiye ve KKTC’den tepkiler gecikmedi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1 Eylül 2024 tarihinde CNN Türk televizyonuna telefon bağlantısı ile katıldığı programda Kıbrıs Rum Kesimi'nin hazırlattığı ve 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nı konu alan bir dizinin gerçekleri yansıtmadığına ve bunun dünyayı yanıltmaya yönelik bir hareket olduğuna dikkat çekerek "Dijital bir platformun böyle bir siyasi olaya tek taraflı görüş açısı ile alet olması kendilerine hiç yakışmamıştır." dedi. Tatar, Türk yapımcılara Kıbrıs'ta halihazırda yaşayan canlı tarihi dinleyerek güçlü bir dizi yapma çağrısında bulundu. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ise konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Dijital bir platformda yayınlanacak olan "Famagusta" adlı dizi, tarihi gerçekleri çarpıtmak suretiyle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kara propagandasına hizmet etmektedir. Bu dizi, 1963-74 yılları arasında gözlerini kan bürümüş Kıbrıslı Rum çeteler tarafından katledilen Kıbrıs Türklerinin aziz hatıralarına büyük bir saygısızlık teşkil etmektedir. Gerçekleri olduğundan farklı yansıtmaya dönük bu tip nafile girişimler, Milli davamız Kıbrıs konusundaki mücadele azmimizi daha da güçlendirmektedir. Kıbrıs gazilerimizi saygı, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.”

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Kıbrıs Harekatı'nı çarpıtan diziye tepki! Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Kıbrıs Harekatı'nı çarpıtan diziye tepki!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CNN Türk televizyonuna telefon bağlantısı ile katıldığı programda, gündeme yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Dijital alanda faaliyet gösteren bir yayın platformunda yer alacak olan Famagusta dizisi hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Rum Kesimi'nin hazırlattığı ve 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nı konu alan bir dizinin gerçekleri yansıtmadığına ve bunun dünyayı yanıltmaya yönelik bir hareket olduğuna dikkat çekti. "KIBRIS BARIŞ HAREKATI KIBRIS TÜRKÜNÜ SOYKIRIMDAN KURTARAN BİR MÜDAHALEYDİ" Gerek KKTC'den gerek Türkiye'de büyük tepkilerin olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, "Dijital bir platformun böyle bir siyasi olaya tek taraflı görüş açısı ile alet olması kendilerine hiç yakışmamıştır." dedi. Ersin Tatar konuşmasında ayrıca şu cümlelere yer verdi: Kıbrıs meselesi asla 1974’te başlamamıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı esas itibarıyla Kıbrıs Türkünü soykırımdan kurtaran bir askeri müdahaleydi. Ecevit’in dediği gibi ‘biz müdahalemizle Kıbrıs’a barış getiriyoruz.’ Bu barış, Türklere, Rumlaradır. Bütün dünya bilmektedir ki, 1974 Barış Harekâtı ile Kıbrıs’ta kanın akması durmuştur. 50 yılda bu zor bölgede barış devam etmektedir. "1974 öncesinde Kıbrıs Türkü burada çeşitli katliamlardan geçmiş, canlı canlı mezarlara gömülmüş, bugün Gazze’de olanların benzeri Kıbrıs’ta yaşanmış bütün dünya izlemişti." diyen Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) askerlerinin meseleye bulaşmadıklarını ve Kıbrıs Türklerinin katledildiğini bütün dünyanın bildiğini söyledi. "KARŞI DİZİLERLE İŞİN GERÇEĞİNİ GÖSTERMEK DURUMUNDAYIZ" "Birilerinin kara propagandası, birilerinin kendi siyasi emellerine alet olacaksa bu, onlara da yakışmayacaktır." değerlendirmesin bulunan Ersin Tatar, Kıbrıs türkünün tepkisini koyduğunu, bunun için farklı yöntemler arayışı içerisinde olacaklarını ve Kıbrıs meselesini anlatmak için farklı diziler yapmak durumunda olduklarını belirtti. Cumhurbaşkanı konuya ilişkin son olarak, "Kendilerine göre propaganda yapıyorlar. Birtakım seyirciyi etkileyebilirler. Ona karşılık karşı dizilerle işin gerçeğini göstermek durumundayız. Bu dijital platformun böyle bir olaya tek taraflı olarak alet olması kendilerine yakışmamıştır." şeklinde konuştu.

KKTC'de tarihi an: Lefkoşa çevre yolu projesi için temel atıldı Haber

KKTC'de tarihi an: Lefkoşa çevre yolu projesi için temel atıldı

Lefkoşa Çevre Yolu Temel Atma Töreni ve bir dizi resmî ziyaret için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) bulunan Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından kabul edildi. TÜRKİYE'NİN DESTEKLEDİĞİ PROJE KKTC'DE COŞKUYLA KARŞILANDI Lefkoşa'da düzenlenen törenle, Lefkoşa Çevre Yolu Projesi’nin temeli atıldı. KKTC Cumhurbaşkanlığı Şeref Salonu’nda gerçekleştirilen bu önemli etkinliğe, Türkiye’nin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim ve Ulaştırma Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan katıldı.  CUMHURBAŞKANI TATAR’DAN TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR Kabulde konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye'nin verdiği destekle büyük bir projeyi hayata geçirdiklerini belirtti. Tatar, “Uluslararası alanda iki toplum ve iki devlet gerçeği artık kabul ediliyor. Ülkemize yönelik ambargolara rağmen, Türkiye’nin desteğiyle önemli bir projeye imza atıyoruz. Ana vatan, yavru vatan ve mavi vatan olarak geleceğe emin adımlarla ilerleyeceğiz ve vatandaşlarımızın refahı için çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. BAKAN URALOĞLU'NDAN KKTC'YE YATIRIM SÖZÜ Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, KKTC’ye desteklerinin süreceğini ifade etti. Uraloğlu, “Lefkoşa Çevre Yolu Projesi ile vatandaşımıza daha yakın olmayı hedefliyoruz. Ayrıca, mavi vatan stratejisi kapsamında gemi trafik yönetim hizmetleriyle ilgili yeni projelerimiz var. Bu projeler, KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki stratejik konumunu daha da güçlendirecek.” dedi. İŞ BİRLİĞİ VE YATIRIMLAR DEVAM EDECEK Bakan Uraloğlu ve Cumhurbaşkanı Tatar, bu proje ile iki ülke arasındaki iş birliğini ve ortak hedefleri daha da güçlendireceklerini vurguladılar. Lefkoşa Çevre Yolu Projesi, KKTC’nin ulaştırma altyapısını geliştirmek ve bölgesel stratejik önemini artırmak için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Doğu Akdeniz’de silahlanma arttı: Kıbrıs’ta neler oluyor? Haber

Doğu Akdeniz’de silahlanma arttı: Kıbrıs’ta neler oluyor?

Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA Kıbrıs Adası'nın güneyinde yabancı ülkelerin silahlanma faaliyetleri Şubat 2024'ten itibaren artış gösterdi. Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) ait USS Wasp (LHD 1) helikopter ve uçak taşıma kapasiteli amfibi hücum gemisi, Limasol Limanı'na demirlendi. Ardından Birleşik Krallık'a ait amfibi hücum gemilerinin Ada açıklarında olduğu kaydedildi. Orta Doğu’nun ateşi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) limanlarına sıçradı. 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail-Hamas çatışması bölgedeki denklemleri yeniden şekillendirdi. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kıbrıs Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Kıbrıs Adası'nın bölgedeki gelişmeler doğrultusunda artan stratejik önemini ve bu gelişmelerin Ada'nın geleceğine etkisini Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. BÖLGEDE BÜYÜK BİR SAVAŞ HAZIRLIĞI İÇERİSİNDE TEYAKKUZDA BEKLİYORLAR   ABD ve Birleşik Krallık’ın Kıbrıs üzerindeki silahlanma faaliyetlerinin son derece arttığını belirten Gözügüzelli, “Özellikle GKRY’nin limanlarında silahlanma faaliyeti Şubat 2024’ten bu yana daha yoğun ve artmış durumda. Güney Kıbrıs limanlarının, Limasol  Limanı başta olmak üzere uçak taşıma kapasiteli amfibi hücum gemisi ve helikopter gemilerine ev sahipiliği yaptığı belirtildi. Birleşik Krallık’a ait amfibi hücum gemilerinin Ada açıklarında bulunduğu dikkate alındığında, Amerika’nın İsrail’e yakıt taşıdığı Overseas Santorini gemisiyle Limasol Limanı’na yaklaşırken Güney Kıbrıs’a Batı deniz kuvvetlerinin yanı sıra kara ve hava gücü konusunda da yığınak artmış bulunmaktadır. İngiliz üslerine ait havalimanında binden fazla komandonın bekletildiği ve Amerika, Kanada, Almanya, Fransa’nın Güney Kıbrıs’taki askerî varlığının özel kuvvetler seviyesinde bulundurduğunu göz önüne alırsak açıkçası çok ürkütücü ve bölgede büyük bir savaş hazırlığı içerisinde teyakkuzda bekleyen ve gerekli tedbirleri alan bir Birleşik Krallık ve Amerika olduğunu görebiliriz.” dedi. “RUM TARAFINDA DA BU CİDDİ ENDİŞE YARATTI” Gözügüzelli, ABD güçlerinin 7 Ekim 2023’ten beri Birleşik Krallık üslerine ve İsrail’e gizlice uçak gönderdiğine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:  Özellikle Birleşik Krallık üslerinden kalkan uçaklar ve ABD askerlerinin konuşlanacağı iddiasıyla yapılan yeni lojmanın inşası değerlendirildiğinde Ağrotur ve Dikelya üsleri, Yemen’deki Husilerin bombalanmasında etkin olarak kullanılırken aynı zamanda İsrail’in askeri, istihbarat ve lojistik desteğinin tedarik edilmesi amacıyla kullanılıyor. Rum tarafında da bu ciddi endişe yarattı. Özellikle muhalefet partisi AKEL tarafından eleştirildi ve bu konuda protestolar yapıldı. Son dönemde söz konusu protestoların, ABD savaş gemilerinin Limasol Limanı’na yaklaşması ve demirlemesi sonrasında ortaya çıktığı görülmektedir. Burada 7 Ekim’den sonraki süreçte ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve müttefiklerinin savaş gemilerinin Doğu Akdeniz’de artan varlığı; Doğu Akdeniz, Kızıldeniz, Babülmendep Boğazı, Hint Okyanusu, Hürmüz Boğazı ve Basra Körfezi geneline bakıldığında bütün Batılı güçlerin savaşa angaja olacak şekilde müttefiklik ruhunda deniz alanlarında sanki bir savaşa hazırlık varmış gibi bir ortam oluşturdu. ABD VE BİRLEŞİK KRALLIK’IN SİLAHLANMA FAALİYETİ, ULUSLARARASI HUKUKUN KARŞISINDA VE ADA'NIN MEVCUT STATÜSÜNDEKİ ANLAŞMALARA AYKIRI BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞİYOR Gözügüzelli silahlanma faaliyetlerinin hem uluslararası hukuka hem de adanın mevcut statüsüne aykırı olduğunu vurgulayarak, “Kıbrıs’ın bu şekilde silahlandırılması, bir anlamda tamamen bölgede İsrail’in yanında net bir şekilde yer alan pozisyonun sürüdürülmesi ve bölgesel çatışma alanının genişlemesi durumunda Kıbrıs, büyük bir kritik merkez haline getirilmek isteniyor. Bu hazırlıklar, sürekli olarak bir çatışma riskinin varlığının hep gündem de kalmasına işaret edecek potansiyeldedir. Fakat bu yapılanma, özellikle 1960’taki Kurucu Anlaşmaları statüsüne aykırı bir şekilde adanın statüsünü ve adadaki kuvvet dengelerini göz ardı eden bir eylemdir. Üslerin çok net bir şekilde böyle kullanılması, Kıbrıs’taki bütün halkların güvenliği için bir tehdit teşkil etmektedir. Tabii bütün bu denklem içerisinde Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığı ve uluslararası konjonktürdeki statüsüne baktığımızda bu kırılması istenen denklem içerisinde Türkiye, Kıbrıs Türklerinin can, mal güvenliğini koruyucu ve kollayıcı rolüyle büyük bir caydırıcı bir güç olmaya devam etmektedir. Fakat Kıbrıs’ta olası bir çatışma alanının oluşması demek tarafların gergin bir sürece doğru ilerlemesi durumunda ABD ve Birleşik Krallık’ın silahlanma faaliyetinin tamamen uluslararası hukukun karşısında ve mevcut adanın statüsündeki anlaşmalara aykırı bir şekilde gerçekleştiğini belirtmemiz gerekiyor.” şeklinde devam etti. ÇATIŞMA ALANININ YAYILMASI İÇİN HAZIRLIK YAPILDIĞI ANLAMINA GELİYOR “Adeta bir barut fıçısı haline getirilen bir Ada statüsündeyiz” diyen Gözügüzelli, ABD ve İsrail’in aynı safta bu süreci ateşkese varacak şekilde sürdürmemesi, bölgesel çatışmayı yayacak konsepte ilertletmesi, Netanyahu’nun durdurulmaması, ABD’nin samimi ve etkili bir güç ortaya koymaması bu çatışma alanının yayılması için hazırlık yapıldığı anlamına geldiğini aktardı. “BU NAMLULAR, BİR GÜN KIBRIS TÜRKÜNE DE TÜRKİYE’YE DE YÖNELTİLECEKTİR” Gözügüzelli sözlerini şu ifadelerle tamamladı: Bu, ateşle oynamaktır. Kıbrıs Türkünün ve Ada'da yaşayan diğer halkların güvenliğini tehdit edecek şekilde bölgeyi bir sürece sürüklemektedir. Bunun sonunda hiçkimse garanti edemez ki, bu namlular bir gün Kıbrıs Türküne de Türkiye’ye de yöneltilecektir. O kadar kırılgan bir coğrafya içerisindeyiz. Dolayısıyla bu kırılganlığın giderilmesi adına yapılması gereken en önemli adımlardan biri ABD ve Birleşik Krallık’ın bölgedeki silahlanma, GKRY’de askeri yapılanma, askerî kuvvetleri artırma yönündeki politikasından vazgeçmesi. Diğer yandan İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından geri çekilerek iki devletli çözümün sağlanması ve barış tesis edilmesi adına Netanyahu iktidarının görevden uzaklaştırılmasına destek vermeleri gereklidir. Aksi takdirde, Netanyahu gibi hukuk tanımayan, hukuk uygulamayan, barış istemeyen birinin peşine düşerek bölgeyi ateş çemberine sokacak adımlara silahlanmayla destek verilmesi ve bunların İsrail’in güvenliği için yapılıyor denmesi dünyayla dalga geçmektir.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Kıbrıs müzakereleri için masa kurulacaksa egemenliğimizin kabul edilmesi esastır Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Kıbrıs müzakereleri için masa kurulacaksa egemenliğimizin kabul edilmesi esastır

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, dün İstanbul’a günübirlik bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret kapsamında Türkiye merkezli haber kanalı NTV yayınına katılan Tatar, gazeteci Ahmet Yeşiltepe'nin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Tatar katıldığı yayında müzakerelerin devam etmesi için egemenlik şartını vurgulayarak  milli siyasettten dönüş olmayacağını dile getirdi. Tatar, “Şimdiye kadar federal temelli bir anlaşma için her şey denenmiş ve tüketilmiştir. Eğer müzakere masası kurulacaksa mutlak suretle egemenliğimizin kabul edilmesi gerekir. Bu çok önemlidir ve pazarlık konusu değildir.”dedi. MÜZAKERELERE DÖNÜŞ İÇİN ŞARTLAR NELER? Cumhurbaşkanı Tatar, müzakerelere dönüş için kritik şartlarını şu şekilde sıraladı: "Bizim için direkt uçuş, direkt ticaret ve üzerimizde saçma olan bizim ile kimseyi görüştürmemek sporda bile bizim sporcularımızı kimseyle görüştürmemek gibi saçma ambargoların kaldırılması. Egemenliğimizi tatmin edecek. O zaman bir süreç başlayabilir. Bırakınız bunları kaldırmayı, son zamanlarda Rum tarafı gerek malına mülküne, turizmine, üniversitelere yönelik saldırılar başlattı. Güya bizi yıldıracaklar." GELECEĞE UMUTLA BAKABİLECEĞİMİZ BİR POZİSYONA GELDİK Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’ye haklarından vazgeçmesi için baskı kurulduğuna dikkat çektiği açıklamasında “Anlaşma olacaksa iki tarafında onayıyla, adil olacaksa bu şartlarla masaya oturabiliriz. Ambargolarla baskı ile dayatarak bizi zorla masada bir yenilgiye uğratmak için her türlü zulmü yapıyorlar. Bu halk da bu oyuna gelmeyecek. Biz ne diyoruz, bizim arkamızda çok güvendiğimiz 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti var. Türk dünyası var. Geleceğe umutla bakabileceğimiz bir pozisyona geldiğimizi görüyoruz."ifadelerini kullandı. Ortadoğu'da yaşananlar karşısında Türkiye ile birlikte hareket ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar,  İsrail yanlısı adımların Rum kesimini hedef haline getirdiğini belirtti. KKTC'nin ise herhangi bir şekilde hedef olma riskinin bulunmadığını kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.