SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kremlin

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kremlin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kremlin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kremlin: Müzakereler yapıcı geçti ancak Ukrayna konusunda uzlaşma yok Haber

Kremlin: Müzakereler yapıcı geçti ancak Ukrayna konusunda uzlaşma yok

Kremlin, ABD temsilcileriyle yapılan görüşmeleri “yararlı ve yapıcı” olarak nitelendirirken, Ukrayna için hazırlanan olası barış planı konusunda herhangi bir uzlaşıya varılmadığını açıkladı. BBC Rusya’nın aktardığı habere göre, dün yapılan görüşmelere katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Yardımcısı Yuriy Uşakov, ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner ile yapılan temasları “yararlı ve yapıcı” olarak değerlendirdi. Ancak Uşakov, tarafların Ukrayna’daki savaşın çözümü konusunda “ne daha ileri ne de daha yakın” bir noktaya geldiğini belirtti. Uşakov, özellikle toprak meselesinde "henüz bir uzlaşma seçeneği bulunmadığını" ancak ABD tarafının bazı hazırlıklarını paylaştığını söyledi. Bilindiği üzere, ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Jared Kushner, 2 Aralık 2025 tarihinde Kremlin’de Vladimir Putin ile bir araya gelerek Ukrayna’da barışın sağlanmasına yönelik önerileri ele almıştı. “MOSKOVA'DAKİ TEMASLAR SONUÇSUZ KALDI” ABD heyetinin Moskova temaslarını değerlendiren Politico haber ajansına göre, Rusya’nın Ukrayna konusundaki taleplerinden geri adım atmadığını yeniden ortaya koydu. Witkoff ve Kushner, Kremlin’deki görüşme öncesinde saatlerce bekletildi. Putin ise bu süre boyunca bir yatırım forumuna katılarak Avrupa’yı “barış sürecini sabote etmekle” suçladı ve olası bir yeni tırmanışa işaret eden açıklamalarda bulundu. Haberde, “Moskova görüşmelerinin arifesinde bile Putin, Ukrayna'nın fiili teslim olması talebinden geri adım atma belirtisi göstermedi. Aslında ne İstanbul'daki önceki görüşmeler ne Trump ile Putin arasında Ağustos ayında Alaska'da gerçekleşen zirve ne de Witkoff'un Moskova'ya yaptığı beş ziyaret, Kremlin'in tutumunda bir yumuşamaya yol açmadı." şeklinde vurguladı.

Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanından kritik uyarı: Rusya Kafkasya'daki kontrolü kaybetmemek için etnik çatışma kışkırtabilir Haber

Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanından kritik uyarı: Rusya Kafkasya'daki kontrolü kaybetmemek için etnik çatışma kışkırtabilir

Karadeniz ve Kafkasya, “sınır bölgesi” olmaktan çıkarak yeni Avrasya düzeninin yapısal omurgasına dönüştü. Önümüzdeki yıllarda bu bölgelerde yaşanacak gelişmeler, Rusya’nın jeopolitik statüsünü belirleyecek. Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı İnal Şerip’in Kıyiv Post için kaleme aldığı köşe yazısında, Ukrayna savaşının küresel öncelikleri kökten değiştirdiğini ve artık lojistik koridorların güvenliği ile kritik altyapının dayanıklılığının, geleneksel askeri güçten farksız bir stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, ABD’li uzman S. Frederick Starr’ın değerlendirmelerine de atıfta bulunarak, Karadeniz’e serbest erişimin Kafkasya devletlerinin egemenliği için hayati olduğunu belirtti. Şerip, Batı’ya yönelimi hızlanan bu kritik coğrafyada kontrolü kaybetmek istemeyen Moskova’nın, doğrudan askeri karşılık yerine Dağıstan-Azerbaycan sınırındaki etnik fay hatlarını istismar eden "Lezgin Kartı" gibi asimetrik ve düşük maliyetli provokasyonlarla bölgede yönetilen bir belirsizlik yaratma tehlikesine dikkat çekerek Rusya’nın bu hamlelerinin, sadece Kafkasya’yı değil, tüm yeni Avrasya düzenini kilitleme riski taşıdığı uyarısında bulundu. Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı İnal Şerip’in Kıyiv Post’ta 25 Ekim 2025 tarihinde yayımlandığı köşe yazısının tam metni şu şekilde: "Ukrayna'daki savaş, küresel öncelikler hiyerarşisini kökten değiştirdi; sınırların zorla değiştirilmesi tabusu fiilen kalkarken, yaptırımlar ve lojistik kontrolü devlet yönetiminin kalıcı araçları haline geldi. 'Sert' ve 'yumuşak' deniz ablukalarının rolü, altyapı üzerindeki siber baskı ve limanlar, boğazlar ve okyanuslara nehir erişimi için rekabetle birlikte artıyor. Haberleşme güvenliği ve kritik altyapının dayanıklılığı -günümüzde artık ordu mevcudu veya donanma tonajı kadar- belirleyici hale geldi. Avrasya haritasında bu değişim, en doğrudan Karadeniz ve Kafkasya’yı etkiliyor. Uzun süredir çevresel olarak görülen bu bölgeler artık yeni düzenin kilit düğümüne dönüşmüş durumda. Montrö Sözleşmesi, Karadeniz'e erişimde Türkiye'yi kaçınılmaz bir hakem yaparken; Tuna Nehri, Ukrayna-Romanya koridoru üzerinden Orta Avrupa'yı okyanuslara bağlıyor. Tahıl ve enerji lojistiği, kıyı sularının stratejik değerini yükseltiyor. Aynı zamanda, Karadeniz, Kafkasya, Hazar ve Orta Asya'yı birbirine bağlayan Orta Koridor (Trans-Hazar Koridoru) güçleniyor ve Avrupa Birliği’ne (AB) Rus güzergâhlarına alternatif bir yol sunuyor. Bu bağlamda, 30 Eylül 2025'te ABD Senatosu Avrupa ve Bölgesel Güvenlik Alt Komitesi'nin toplantısında konuşan S. Frederick Starr, Karadeniz krizinin Baltık kriziyle karşılaştırıldığında sistematik biçimde hafife alındığını savundu. Rusya, Türkistan ve Kafkasya konusunda uzman, Orta Asya ve Kafkasya Enstitüsü'nün kurucu başkanı ve Amerikan Dış Politika Konseyi'nin ( AFPC ) önde gelen Avrasya araştırmacısı olan Starr, Karadeniz’in üç NATO üyesi ülkeye (Romanya, Bulgaristan, Türkiye) ev sahipliği yaptığını ve Rusya’nın bu denizi Ortadoğu üzerindeki etkisini yansıtmak için kullandığını vurguladı. Starr’ın temel tezi şuydu: Karadeniz’e serbest erişim, Kafkasya ve hatta Orta Asya devletlerinin egemen manevra kabiliyetlerinin ön koşuludur; bu erişimin kaybı onları Moskova veya Pekin’in kontrolü altına iter. Rusya için riskler çok yüksek. Karadeniz–Kafkasya hattındaki nüfuzunu korumak, küresel güç iddiasının bir testi niteliğinde. Kontrolün kaybı, deniz koridorlarına, kaynak üslerine ve dışa açılma kanallarına erişimi daraltacak; bu da Avrupa üzerindeki enerji ve transit alanındaki baskı araçlarını zayıflatacak. Buna karşılık, rakip güzergâhların işleyişini bozabilme ve bölgeyi “yönetilebilir belirsizlik” içinde tutabilme yeteneği, Rusya’nın dış politika araç setinin ömrünü uzatıyor. Güney Kafkasya’nın Batı’ya yönelimi, ABD yönetiminin aracılığıyla Vaşington'da ağustos ayında duyurulan Ermenistan-Azerbaycan barış anlaşması sonrasında hız kazandı. Kimileri bu gelişmeyi 'tarihi' olarak nitelendirirken, diğer gözlemciler Beyaz Saray deklarasyonu ile onaylanmış bir barış anlaşmasının aynı şey olmadığını ve uzun vadeli uygulama gerektireceğini belirtiyorlar. Yine de niyetlerin teyidi ve altyapı projelerinin başlaması bile güç dengelerini değiştiriyor ve Moskova bunu keskin biçimde hissediyor. Rusya'nın tepkisi ne olacak? Doğrudan bir askeri karşılık, Ukrayna'ya karşı devam eden savaş ve kaynak maliyetleri nedeniyle kısıtlıdır. Yakın vadede daha olası senaryo asimetrik tepkiler; ekonomik baskılar (enerji, transit, seçici gümrük ve düzenleyici engeller), bilgi–psikolojik operasyonlar ve deniz hukuku ya da su alanı rejimleri üzerine hukukî ihtilaflar. Muhtemel 'hedefler' arasında Orta Koridoru’nun (Trans-Hazar) zayıf noktaları ve Karadeniz bağlantıları yer alıyor. Buralarda yaşanacak her aksama, Bakü, Kıyiv, Bükreş ve Brüksel için maliyeti artıracak ve Moskova’ya dolaylı nüfuz alanı sağlayacak. Kremlin’in Güney Kafkasya’nın Batı’ya kalıcı yönelimini sessizce kabullenmesi beklenmiyor. Bu çerçevede Vladimir Putin’in İlham Aliyev’e yönelik uzlaşmacı jestleri, zaman kazanma çabası olarak okunabilir. Bu strateji, farklı keskinlikte 'iğnelerden' oluşan bir set gibi: ekonomik kısıtlamalar, transit anlaşmazlıkları ve Azerbaycan çevresinde etnik fay hatlarını kaşıyan “yönetilebilir istikrarsızlık” yaratma çabaları. Bu bağlamda, uzun süredir kullanılan 'Lezgi Kartı' dikkat çekicidir. Dağıstan ile Azerbaycan'ın kuzeydoğusu arasında hassas kimlikleri manipüle etmeye dayalı bir araç. 1990’larda 'sınırların yeniden çizilmesi' ve 'tarihi adalet' söylemleri sıradan hale gelmişti; 'azınlıkların korunması' retoriği dış müdahale için meşrulaştırıcı gerekçe olarak kullanılıyordu. Abhazya savaşında, Kafkas Dağlı Halkları Konfederasyonu aracılığıyla bir ay içinde yaklaşık bin 500 gönüllünün seferber edilmesi, yerel bir kıvılcımın nasıl devletlerarası krize dönüşebileceğini göstermişti. En riskli senaryo, Dağıstan-Azerbaycan sınırında bir provokasyon, olayın bir 'etnik katliam' olarak gösterilmesi ve dolayısıyla bir 'insani görev' veya 'kardeş halkı koruma' iddialarına kapı açılmasıdır. Demografik yapı da kırılganlığı artırıyor; yalnızca Dağıstan’da yaklaşık 120 bin Azerbaycanlı, Azerbaycan’da ise 250 bin civarında Lezgi ve Avar yaşıyor. Dolayısıyla olası bir çatışma hızla sınırı aşarak Kremlin’e siyasi ve bilgi savaşında geniş manevra alanı sunacaktır. Şimdiden Dağıstan’da 'yerel aktivistler' aracılığıyla Azerbaycan karşıtı söylemleri yayıldığına dair haberler ortaya çıkıyor. Bu yaklaşım Kremlin’in repertuarına tamamen uygun; düşük maliyet, yüksek etki ve sorumluluğun zor kanıtlanması. Moskova’nın 'Lezgi Kartını' uzun süredir yedekte tuttuğuna dair kanıtlar şunlardır: Birinci Çeçen Savaşı’ndan sonra Rus yetkililer, Rusya Federasyonu içindeki ulusal oluşumların uluslararası platformlarda temsilini sistematik biçimde sınırladı ve bu, birçok bölge ve cumhuriyetin Temsili Olmayan Milletler ve Halklar Örgütünden (UNPO) ayrılmasına yol açtı. 'Gönüllü' olarak ayrılanlar arasında; Başkurdistan (1998), Yakutistan (Saha) (1998), Mari El (2009), Çuvaşistan (2008), Tataristan (2008), Kumıkistan (2008), İnguşetya (2008), Komi (2009), Buryatya (2010), Tuva (2010) ve Udmurtiya (2013) vardı. Buna karşın, Rusya'da kendi federal özneliği olmayan, Dağıstan'ın güneyi ve Azerbaycan'ın kuzeydoğusunda yaşayan bir halk olan Lezgilerin Temmuz 2012'de UNPO'ya katılması ve bugün orada temsil edilen tek 'Rus' halkı olarak kalması dikkat çekicidir. Rusya içinde Lezgi kimliğini kurumsal olarak temsil eden yapı, merkezi Moskova’da bulunan Federal Lezgi Ulusal-Kültürel Özerkliği’dir. Başkanları Arif Paşayeviç Kerimov, Rusya Devlet Başkanlığına bağlı Uluslararası İlişkiler Konseyi üyesidir; başkan yardımcısı ise Rusya İçişleri Bakanlığı İç Kuvvetleri Zırhlı Araç Dairesi eski Başkanı, Tümgeneral Tagir Hiyiroviç Eminov’dur. Analistler tarafından bu yapı, Bakü üzerinde potansiyel bir etki kanalı olarak görülmektedir. Bugünkü konjonktürde Kuzey Kafkasya'nın bütün sistemin en kritik bileşenlerinden biri haline geldiğini görüyoruz. Rus kontrolü altında kaldığı sürece bölge, Hazar Denizi'nden Karadeniz'e kadar tüm kuşak boyunca güç kullanabilen bir "barut fıçısı" potansiyelini koruyor. Bölgedeki herhangi bir yerel tırmanış, Güney Kafkasya ve Karadeniz'de anında yankı bulabilir. Özetle, Karadeniz ve tüm Kafkasya, 'sınır bölgesi' olmaktan çıkıp yeni Avrasya düzeninin yapısal omurgası haline geldi. Önümüzdeki birkaç yıl içinde burada kök salacak kurumlar, rotalar ve kurallar, yalnızca Ukrayna'nın istikrarını, Avrupa'nın güvenliğini ve Kafkasya ile Orta Asya'nın özerkliğini değil, aynı zamanda Rusya'nın küresel bir rakip statüsünü koruyup koruyamayacağını veya fiili bir bölgesel güce indirgenip indirgenmeyeceğini de belirleyecektir. Tüm bu sorular, 1 Kasım 2025'te Kıyiv'de düzenlenecek olan 'Avrupa'nın Güvenlik Sınırı: Kuzey Kafkasya' başlıklı uluslararası konferansta ele alınacak."

Rus propagandacıdan savaş suçu çağrısı: Şehirleri yok etme tehdidi Haber

Rus propagandacıdan savaş suçu çağrısı: Şehirleri yok etme tehdidi

Kremlin rejiminin başlıca propaganda figürlerinden biri olan Rus televizyon sunucusu Vladimir Solovyov, Rossiya 1 kanalında yayımlanan “Vladimir Solovyov ile Akşam” programında Ukrayna’nın büyük şehirlerini hedef alan tehditkâr açıklamalarda bulundu. Solovyov, başta Kıyiv olmak üzere Harkiv, Odesa, Poltava ve Mıkolaev’in “yok edilmesi gerektiğini” savundu. “BU ŞEHİRLER OLMAYACAK” DİYEREK AÇIK TEHDİTTE BULUNDU Solovyov, programda “Biz bunları mahvediyoruz. Harkiv, Odesa, Poltava, Mıkolaev’de hayat olmayacak! Bu şehirler olmayacak, Kıyiv de olmayacak!” ifadelerini kullanarak, Rusya’nın Ukrayna şehirlerini yerle bir etme niyetini açıkça dile getirdi. Bu söylem, uluslararası hukuk açısından savaş suçu niteliği taşıyan tehditler arasında değerlendiriliyor. SODOM VE GOMORRA BENZETMESİYLE YIKIM ÇAĞRISI Solovyov, şehirleri terk etmeyen Ukraynalıların “Sodom ve Gomorra” benzeri bir yıkımla karşılaşabileceğini iddia etti. Bu benzetme, İncil’de Tanrı tarafından yok edilen iki antik şehir üzerinden yapılan bir tehdit olarak yorumlandı. Propagandacı sunucu, Rus ordusunun bu yıkımı gerçekleştirebileceğini ima etti. Kremlin rejimi, Ukrayna’ya yönelik topyekûn saldırısını sosyal medya platformları ve devlet kontrolündeki televizyon kanalları aracılığıyla meşrulaştırmaya çalışıyor. Moskova, savaş suçlarını gizleyerek dünya kamuoyuna kendi anlatısını sunmayı sürdürüyor. Solovyov gibi isimler, bu propagandanın merkezinde yer alıyor.

Rusya'nın düşürdüğü Azerbaycan uçağında süreç devam ediyor: Rusya uluslararası adalete hesap verecek mi? Haber

Rusya'nın düşürdüğü Azerbaycan uçağında süreç devam ediyor: Rusya uluslararası adalete hesap verecek mi?

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 3. Şuşa Küresel Medya Forumu'nun ikinci gününde Rusya'nın Azerbaycan'ın seyahat uçağını düşürmesinin üzerine Moskova tarafından hâlâ yanıt gelmediğini, Moskova'nın suçunu itiraf etmesi gerektiğini vurgulamıştı. "AZERBAYCAN KARARINDA HAKLIDIR" Cumhurbaşkanı Aliyev'ın 20 Temmuz 2025 tarihli konuşmasının üzerine Kremlin'den cevap geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, uçak kazasına ilişkin resmî sonuçların açıklanmasını beklediklerini öne sürdü. Peskov, "Soruşturma çalışmalarının sürdüğünü, bir soruşturmanın yürütüldüğünü biliyorsunuz. Azerbaycan böyle bir karar alırsa (uluslararası mahkemeye başvurma), bu durumda bu Azerbaycan'ın hakkıdır. Devam eden tüm soruşturma ve yargılamaların resmî kararlarını bekleyeceğiz." ifadelerini kullandı. RUSYA ULUSLARARASI ADALETE HESAP VERECEK Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, kazanın üzerinden 7 ay geçtiğini ve Rusya tarafından resmî bir yanıt alamadıklarını belirttiği açıklamasında, "Bizim için her şey açıktır. Ne olduğunu biliyoruz ve kanıtlıyoruz. Rus yetkililer de ne olduğunu çok iyi biliyor. Komşular birbirlerine karşı böyle yapmamalı. Bizim talebimiz doğal taleptir. Suçlarını itiraf etsinler. Uçağımızı vuranlar cezalandırılsın. Mağdurların ailelerine tazminat ödensin. AZAL'ın uçağı için de tazminat ödenmelidir. Başsavcılığımız mütemadi muadillerine mektup yazıyor fakat 'araştırma sürüyor' yanıtı geliyor. Biz bunu unutmayacağız. Biz uluslararası adalete başvuru yapacağız. Bu hususta Rusya'yı da bilgilendirdik." ifadelerini kullanmıştı. AZAL UÇAĞI AKTAU YAKINLARINDA RUSYA TARAFINDAN DÜŞÜRÜLDÜ Azerbaycan Hava Yollarına (AZAL) ait J2-8243 sefer sayılı "Embraer 190" tipi yolcu uçağı, 25 Aralık 2024 tarihinde sabah saatlerinde Kazakistan'ın Aktau şehrinde düşmüştü. Rus füzesinin yolcu uçağını hedef alması sonucu büyük bir felaket meydana gelmiş ve uçakta bulunan 67 kişiden 38'i yaşamını yitirmişti. Akşam saatlerinde ise uçağın kara kutusu bulundu ve kara kutusunun Brezilya’da inceleneceği açıklandı. Öte yandan yapılan incelemeler sonucunda, yolcu uçağının bir Rus Pantsir-S füzesi tarafından hedef alındığı ortaya çıkmıştı. Rusya başta inkâr etti ancak ortaya çıkan kanıtlar, füzenin Grozni üzerindeki bir SİHA (silahlı insansız hava aracı) hava faaliyeti sırasında 8432 sefer sayılı uçağa ateşlendiğini ve uçağın yanında patlayan şarapnelin yolcuları ve kabin ekibini vurduğunu doğruladı. Bununla birlikte Kazakistan Ulaştırma Bakanı Yardımcısı, düşen AZAL uçağıyla ilgili soruşturmanın Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatının (ICAO) standartlarına göre bir yıl kadar sürebileceğini söyleyerek; nihai sonuç için yıl sonunu işaret etti.

Kremlin, Ukrayna ile yeni müzakere turu için hazır olduğunu açıkladı Haber

Kremlin, Ukrayna ile yeni müzakere turu için hazır olduğunu açıkladı

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Ukrayna ile müzakerede üçüncü tura katılma konusunda istekli olduğunu açıkladı. Ancak Peskov, Moskova ile Kıyiv’in hazırladığı mutabakat metinlerinin şu an için "tamamen zıt" olduğunu belirterek tarafların bu konuda görüş alışverişinde bulunması gerektiğini kaydetti. Gazetecilere konuşan Peskov, “Bizim bir mutabakat taslağımız var, Ukrayna tarafının da sunduğu bir taslak var. Şu ana kadar birbirine taban tabana zıt olan bu iki belge hakkında görüş alışverişinde bulunulması ve müzakere edilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı. Rus müzakere heyetinde bir değişiklik olmadığını da vurgulayan Putin’in sözcüsü, “Üçüncü tur müzakerelerden yanayız. Tarihler netleştiğinde kamuoyunu bilgilendireceğiz.” dedi. UKRAYNA'DAN RUSYA’YA YENİ GÖRÜŞME TEKLİFİ Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, 19 Temmuz 2025 tarihinde, Millî Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov’un Rus tarafına yeni bir görüşme yapmaya önerdiğini açıklamıştı. Rusya ile esir takası ve barış görüşmeleri kapsamında temasların sürdüğünü belirten Zelenskıy, Ukrayna’nın liderler düzeyinde bir görüşmeye de hazır olduğunu vurguladı. Independent Türkçe’nin diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Ukrayna ve Rusya heyetlerinin bu hafta 23 Temmuz Çarşamba ya da 24 Temmuz Perşembe günleri İstanbul’da bir araya gelme ihtimali bulunuyor. RUSYA’DAN BARIŞ TEKLİFİ YERİNE ÜLTİMATOM İstanbul’da 2 Haziran’da gerçekleştirilen ikinci Ukrayna-Rusya görüşmesi sırasında, Rus tarafı Ukrayna’ya savaşı sona erdirme ve ateşkes koşullarını içeren memorandum sunmuştu. İlgili belgede, Moskova Kırım dahil Ukrayna’ya ait beş bölgesinin Rusya olarak tanınmasını ve Ukrayna’nın bu topraklardan çekilmesini talep ediyor. Rusya ayrıca Ukrayna’nın tarafsız statü benimsemesini, askeri ittifaklardan ve yabancı askeri varlıktan vazgeçmesini istiyor. Ukrayna’nın nükleer silahları reddetmesi, ordusunun küçültülmesi, milliyetçi grupların dağıtılması ve Rusçaya resmi statü verilmesi de talepler arasında. Kremlin, tüm yaptırımların kaldırılmasını, savaş tazminatından karşılıklı feragat edilmesini ve Ukrayna ile diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasını öneriyor. Belgede iki ateşkes senaryosu sunulurken, bunlar Ukrayna’nın seferberliği sona erdirmesini ve dış askeri desteğin tamamen kesilmesini de kapsıyor.

Kremlin diktatörü, muhalif avını yasalaştırdı! Haber

Kremlin diktatörü, muhalif avını yasalaştırdı!

Ukrayna’da yürüttüğü işgal, sivil katliamları ve savaş suçları nedeniyle uluslararası toplum tarafından dışlanan Kremlin hükûmeti, korku ve sindirme politikalarını artırdı. Rusya diktatörü Vladimir Putin, uluslararası kuruluşlarda Rusya aleyhine çalışanlara 7 yıla kadar, yaptırım çağrısı yapanlara ise 5 yıla kadar ceza öngören yasaları imzaladı. Putin’in, Rusya'ya karşı yaptırım çağrısında bulunmanın yanı sıra "Rusya'nın katılmadığı uluslararası örgütlerde" ücret karşılığı çalışma ya da bu faaliyetlere yardım etmenin cezai müeyyidelerini sertleştiren üç yasayı imzaladığı bildirildi. Kabul edilen yasaya göre; Rusya Federasyonu'nun katılmadığı uluslararası örgütlere, kiralama ya da ödeme karşılığında yardım sağlayanlar yedi yıla kadar hapis cezasına çaptırılacak. Rusya'ya karşı yaptırım çağrısında bulunulması hâlinde ise beş yıla kadar hapis cezası isteniyor. Aynı zamanda her iki durumda da kişinin malvarlığına el konuluyor. MUHALİFLİK AJANLIK OLARAK GÖRÜLECEK! Putin tarafından imzalanan yasaya göre, “Rusya'nın katılmadığı uluslararası örgütlerin kararlarının uygulanmasına yardımcı olan” kişiler artık “yabancı ajan” olarak kabul ediliyor. Söz konusu yasada, Uluslararası Ceza Mahkemesi de yer alıyor. UCM, Mart 2023'te, Ukrayna'da işlenen suçlara ve Ukraynalı çocukların Rusya'ya kaçırılmasına ilişkin olarak yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında savaş suçu işlemeleri nedeniyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu.  SANIKSIZ YARGILANMANIN ÖNÜ AÇILDI Ayrıca yaklaşık 20 suç için sanığın katılımı olmaksızın duruşma yapılmasına izin veriliyor. Bu yasa; terörizm, aşırıcılık, Rusya Federasyonu'nun toprak bütünlüğünün ihlali, kitlesel kargaşa, saldırganlık savaşı başlatma, askerî sahtecilik, Rus ordusunu itibarsızlaştırma, Nazizm'in yeniden canlandırılmasına ve diğerlerine yönelik kamuoyu çağrıları gibi durumlar için geçerli olacak. Buna göre; birçoğu yurt dışında yaşamakla birlikte Rusya'nın Ukrayna'ya karşı 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana sürdürdüğü topyekûn işgal girişimi ve saldırıları desteklemeyen Rusların, bu savaş nedeniyle cezalandırılması ve kendilerine yaptırım uygulanması talep ediliyor. Bu hamle ile bir kez daha Putin'in savaş suçlarını ve Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşı eleştiren vatandaşlara ağır bir baskı geliyor.

Zelenskıy: Bu savaşın nedeni Rusya'dadır, Kremlin'dedir! Haber

Zelenskıy: Bu savaşın nedeni Rusya'dadır, Kremlin'dedir!

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, 16 Nisan 2025 tarihinde yaptığı bir açıklamada; Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov'un kendisine Avrupa'daki müttefiklerle iletişim ve ortak çalışma konusunda bir rapor sunduğunu duyurdu. Zelenskıy, yeni destek paketlerinin ve yeni bir güvenlik mimarisinin hazırlandığını belirtti. OLASI TOPLANTI VE ÇALIŞMALAR DEĞERLENDİRİLDİ Açıklamasında "Birlikle ilgili siyasi kararların mümkün olan en kısa sürede ve zaman varken uygulanmasını sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız." ifadelerini kullanan Zelenskıy, diplomatlarla gelecek haftaları detaylı bir şekilde ele aldığını aktardı. Görüşmelerde; Avrupa'da olası toplantıların, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile çalışmaların ve diplomasiyi gerçekten etkileyebilecek kadar güçlü olan tüm diğer devletlerle ilişkilerin konuşulduğunu belirtti.  "BU SAVAŞIN NEDENİ RUSYA'DA..." Zelenskıy, 3 yılı aşkın bir süredir devam eden bu savaşın tek nedeninin Rusya olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Dünyanın her yerinde, bu savaşın nedeninin sadece Rusya olduğu aynı derecede açık olmalıdır. Bırakın daha fazlasını, bir ateşkesin bile olmamasının nedeni orada, Moskova'da, Kremlin'dedir. Amerika'nın gökyüzünde, denizde ve karada tam ve koşulsuz bir ateşkes teklif etmesinin üzerinden 36 gün geçti. Ukrayna bu teklifi bir aydan uzun bir süre önce derhal kabul etti. Rusya bugüne kadar bunu görmezden geldi ve hala sonuçlarını hissetmiyor ve temel sorun da bu." DİPLOMASİ, RUSYA ÜZERİNDE YETERLİ BASKI OLMADIĞI İÇİN YAVAŞLIYOR Aynı zamanda açıklamasında Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile görüşmesinden de bahseden Zelenskıy, "Bugün Finlandiya Cumhurbaşkanı ile tam da bu konuyu, yani Rusya üzerinde yeterli baskı olmadığı için yavaşlayan diplomasiyi konuştum. ABD ile ilişkiler hakkında da konuştuk. Ortak mesajlarımız, ortak adımlarımız ve ortak pozisyonlarımız üzerinde mutabık kaldık. Ukrayna'nın ve Avrupa'daki hemen hepimizin pek çok güvenlik meselesinde ortak bir pozisyona sahip olması önemlidir. Finlandiya'ya desteği için teşekkür ediyorum." ifadeleriyle görüşmeyi özetledi. SAVUNMA SANAYİ ÇALIŞANLARINI ONURLANDIRDI Ayrıca, 13 Nisan'da meslek günleri olan savunma sanayi çalışanlarını devlet ödülleriyle onurlandırdığını aktaran Zelenskıy, meslek günü esnasında Rusların Sumı'ya gerçekleştirdiği saldırıdan bahsetti.  Açıklamasında "Bu tür saldırılara karşılık verecek bir şeyimiz var ve insanlarımızı öldüren alçakları bu topraklarda yalnız bırakmayacağız. Bunu yapmaya hakkımız var, katillere hak ettikleri cevabı vermek kesinlikle adildir. Rusya, Ukrayna'nın gücünün kaçınılmaz olduğu fikrini kabullenmelidir ve gerçek bir kalıcı barış ancak gerçekler Rusya'yı bizim kabiliyetlerimizle yüzleşmeye zorladığında sağlanabilir. İnsansız hava araçlarımız, Ukrayna füzelerimiz, topçularımız, mermilerimiz, ekipmanlarımız, Ukrayna'nın ürettiği her şey... Ukrayna'yı, halkımızın hayatını ve devletimizi savunacaktır. Ukrayna'nın gücü uğruna ülkemizdeki savunma işletmelerimizde çalışan 300 binden fazla Ukraynalıya teşekkür ediyorum. Halkımızla gurur duyuyorum!" ifadelerine yer verdi.

Ukrayna lideri Zelenskıy'ın favori tablosu "Kremlin alevler içinde" Haber

Ukrayna lideri Zelenskıy'ın favori tablosu "Kremlin alevler içinde"

Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) gazeteci Simon Shuster, haftalık haber dergisi TIME için Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy ile özel bir röportaj yaptı. Cumhurbaşkanı Zelenskıy, röportajda gazeteciye Cumhurbaşkanlığı Ofisini gezdirdi. Gazeteci Shuster, Zelenskıy'ın neredeyse altı yıldır görevde olmasına rağmen, ofisine hakim olan ışıltı ve yaldızlara alışkın olmadığını belirtti.  ZELENSKIY: HER BİRİ ZAFERLE İLGİLİ Simon Shuster, Zelenskıy'ın ofisinin arkasında kendisine ait küçük bir odasının bulunduğunu aktardı. Odada, tek kişilik bir yatağın ve kendisinin seçtiği bir dizi tablonun olduğunu belirtti. Shuster, söz konusu tabloların temsil ettikleri şey nedeniyle başkan için önemli olduğunu kaydetti. Zelenskıy'ın odasında; Karadeniz'de batan bir Rus savaş gemisi tablosu, Rus topraklarında savaşan Ukraynalı askerlerin temsil edildiği tablo, üçüncü ve Zelenskıy'ın favorisi olarak da Kremlin'in alevler içinde olduğu bir tablo yer alıyor. Tabloları anlatan Zelenskıy, "Her biri zaferle ilgili. Orada yaşıyorum." ifadelerini kullandı. FAVORİ TABLOSU: KREMLİN ALEVLER İÇİNDE Cumhurbaşkanı Zelenskıy'ın odasında bulunan favori tablosu, Gürcü sanatçı Sandro Antadze'nin "Rüya" adlı eseri. Sanatçı Antadze, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı topyekûn işgal girişimi ve saldırılarını başlatmasıyla tuvalinin başına geçti. Kremlin'de çıkan yangını tasvir eden bu tabloyu, 2023 yılında çizdi. Antadze, tabloyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: "Resmi boyama sürecinde, tüm öfkemi ve nefretimi ona döktüm. Boyama sırasında, bu tuvalin nereye varması gerektiğini, bunun için en iyi yerin neresi olacağını düşündüm... Basit bir duvara asılmaması gerektiğini, enerjisinin kullanılacağı ve somutlaşacağı yere gitmesi gerektiğini açıkça hissettim. " Sanatçı, bu tablonun birçok kopyasını yaptı. Tablolardan birini ise Zelenskıy'a hediye etti. KIRIM HANLIĞININ RUSLARA KARŞI KAZANDIĞI SON BÜYÜK ZAFER: MOSKOVA YANGINI Osmanlı Devleti ve Doğu Avrupa’da büyük yankı uyandıran Kırım Hanı Devlet Giray Han'ın 1571 yılındaki Moskova seferi, Kırım Hanlığı’nın Ruslara karşı kazandığı son büyük zaferdi. Kırım Hanlığı askerlerinin kesin üstünlüğüyle biten savaşta, IV. İvan, Moskova'dan kaçmış ve şehir neredeyse tamamen yanmıştı. Savaşın ardından Devlet Giray Han'a başarısından ötürü "Taht Algan" unvanı verildi. Kırım Hanı I. Devlet Giray, 1571 yılının mayıs ayında Livonya Savaşı nedeniyle zayıf düşen Rus Çarlığı üzerine yürüdü. Moskova'da sadece 6 bin askeri kalan IV. İvan, Kırım Hanlığı orduları karşısında bir varlık gösteremedi ve I. Devlet Giray Han'a yenildi. Tarihe Büyük Moskova Yangını olarak geçen savaşta, Moskova şehri ve çevresi, Kırım Hanlığı ordusu tarafından yerle bir edildi. Öyle ki, Korkunç İvan'ın yanında bulunan Heinrich von Staden adlı Alman tarihçiye göre şehir, çevredeki kasabalar ve Opriçnina Sarayı, 6 saat içerisinde tamamen yandı. Böylece Moskova şehri, Kırım Hanlığının idaresine geçmişti. Ancak, 3 Haziran 1571'de kazanılan zafere rağmen lojistik yetersizlik nedeniyle Kırım Hanlığı kısa bir süre sonra şehirdeki idaresini kaybetmek zorunda kaldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.