SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kurtuluş Savaşı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kurtuluş Savaşı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kurtuluş Savaşı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türk sinema tarihinde önemli keşif: “Zafer Yollarında” filminin görüntüleri bulundu Haber

Türk sinema tarihinde önemli keşif: “Zafer Yollarında” filminin görüntüleri bulundu

Türk sinema tarihine ışık tutacak nitelikte bir bulguya ulaşıldı. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy 10 Ekim 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, arşiv çalışmaları kapsamında uzun yıllardır kayıp olduğu düşünülen “Zafer Yollarında” filmine ait görüntülerin tespit edildiğini duyurdu. Ersoy, “Yapılan incelemelerde, bu tarihî yapımın yönetmeninin sanıldığı gibi Fuat Uzkınay değil, sinema ve tiyatromuzun önemli yönetmenlerinden Muhsin Ertuğrul olduğu ortaya çıktı.” dedi. İLK YENİDEN CANLANDIRMA ÖRNEĞİ Türk sinema tarihinin ilk yeniden canlandırma filmi olarak bilinen “Zafer Yollarında”, Kurtuluş Savaşı’nın destanını beyazperdeye taşımıştı. Filmde, Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Fahrettin Altay Paşa kendisini canlandırıyor. Ersoy ayrıca “Gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğuyla kültürel mirasımızı korumaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı. ???? Türk sinema tarihine ışık tutan önemli bir bulguya ulaştık. Arşiv çalışmalarımız kapsamında, uzun yıllardır kayıp olduğu düşünülen “Zafer Yollarında” filmine ait görüntüler tespit edildi. Yapılan incelemelerde, bu tarihî yapımın yönetmeninin sanıldığı gibi Fuat Uzkınay değil,… pic.twitter.com/UCojXKAmd6 — Mehmet Nuri Ersoy (@MehmetNuriErsoy) October 10, 2025 BAKANLIK, DİJİTALLEŞTİRME VE BELGELEME ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Kemal Film tarafından çekilen "Zafer Yollarında", Fahrettin Altay komutasındaki süvari kolordusunun Büyük Taarruz'un başlangıcından Yunan kuvvetlerinin denize dökülmesine kadar süren harekatını konu alan yapım olarak biliniyor. Osmanlı Türkçesiyle yazılmış geçiş metinleri ve orijinal jeneriği korunan filmde, yönetmenlik koltuğunda Türk sinema ve tiyatrosunun duayen ismi Muhsin Ertuğrul'un yer aldığı tespiti, erken dönem Türk sineması için büyük önem taşıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk sinemasının belleğini oluşturan bu tür nadide eserleri korumak, restore etmek ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla yürüttüğü dijitalleştirme ve belgeleme çalışmalarını sürdürüyor. İLK DEFA TELEVİZYONDA TRT 2'den yapılan açıklamada, "Zafer Yollarında" isimli filmin ilk kez televizyonda gösterileceği duyuruldu. Film, 10 Ekim 2025 tarihinde saat 19.30'da TRT 2 ekranlarında izleyiciyle buluşacak.

Harp tarihinin en uzun meydan muharebesi: Sakarya Zaferi'nin 104. yıl dönümü Haber

Harp tarihinin en uzun meydan muharebesi: Sakarya Zaferi'nin 104. yıl dönümü

Tarihin en uzun süren meydan muharebelerinden olan ve 23 Ağustos 1921 tarihinde başlayıp 13 Eylül 1921'de zaferle biten Sakarya Meydan Muhaberesi, Kurtuluş Savaşı'nın da dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bağımsız Türk toprakları ve varoluş mücadelesi için Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kaydedilen ve 23 Ağustos 1921 tarihinde başlayan Sakarya Meydan Muharabesi, 13 Eylül 1921'de Türk milletinin zaferiyle son buldu. Sakarya Meydan Muharabesi'nde elde edilen büyük zaferin bugün 104. yıl dönümü kaydediliyor. ???????? Türk milletinin savunmadan taarruza geçişinin sembolü: Sakarya Meydan Muharebesi pic.twitter.com/pkzhM3B2kI — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) September 13, 2025 SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ Bundan tam 102 yıl önce, Kütahya-Eskişehir Muharebelerindeki geri çekilmeden sonra Türk ordusu, Batı Cephesi birliklerinin Yunan ordusuyla arada büyük bir mesafe bırakılarak Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesine ve savunmayı bu hatta devam ettirmesine karar verildi. Gazi Mustafa Kemal Paşa, “Hatt-ı müdafaa yoktur; sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz” emrini vererek muharebeyi geniş bir alana yaydı. Türk ordusunun 10 Eylül’de başlattığı, bizzat Mustafa Kemal Paşa’nın komuta ettiği, 13 Eylül’e kadar süren Türk taarruzu sonucunda Yunan ordusu, Eskişehir-Afyon’un hattının doğusuna kadar çekilerek bu bölgede savunma için tertiplenmeye başladı. Bu çekilme sonucu 20 Eylül’de Sivrihisar, 22 Eylül’de Aziziye ve 24 Eylül’de Bolvadin ve Çay düşman işgalinden kurtuldu. Çekilen Yunan Ordusunu takip amacıyla harekata 13 Eylül 1921 itibarıyla süvari tümenleri ve bazı piyade tümenleri ile devam edildi. SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİNE TANIKLIK EDEN KIRIM TATAR KÖYLERİ 1877-78 Osmanlı Rus savaşı sonucu Bulgaristan ve Romanya üzerinden gelerek Ankara’nın Polatlı ilçesi ve çevresinde iskan edilen muhacir Kırım Tatarları, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi verdiği yıllarda da savaşa aktif olarak katılmışlar hem de bu köyler, konumları itibariyle Sakarya Meydan Muharebesine tanıklık etmişti. Savaşın acı yüzünü tadan Kırım Tatar köylerinden birisi Polatlı’daki Toydemir Köyü. Toydemir Köyü, savaş yıllarında 12. Grup Karargahı olarak kullanılan ve kurtuluş mücadelesi veren Türk askerinin şehit olduğu tepenin yer aldığı bir alanda kurulu. Çarpışmaların olduğu cephe hattına çok yakın konumda olan bu köylerden biri Ankara Polatlı’daki Sakarya (Tırnaksız) Köyü. Savaş yıllarında pek çok zorlukla mücadele eden köyde, şu anda Kurtuluş Savaşı müzesi bulunuyor. Ayrıca, Sakarya (Tırnaksız) Köyünün hemen dışında 12. Grup Komutanlığı Şehitliği yer alıyor. 22 GÜN 22 GECE SÜREN SAVAŞ Savaş, 22 gün ve gece sürerek 100 km uzunluğunda bir alanda cereyan etti. Yunan ordusu, Ankara’nın 50 km kadar yakınından geri çekildi. Yunan ordusu geri çekilirken demiryollarını, köprüleri havaya uçurdu ve birçok köyü yaktı. “SUBAY MUHAREBESİ” Sakarya Meydan Muharebesi sonunda Türk ordusunun zayiatı; 5 bin 713 ölü, 18 bin 480 yaralı, 828 esir ve 14 bin 268 kayıp olmak üzere toplam 39 bin 289’dur. Yunan ordusunun zayiatı ise; 3 bin 758 ölü, 18 bin 955 yaralı, 354 kayıp olmak üzere toplam 23 bin 7 olarak kayıtlara geçti. Sakarya Meydan Muharebesi’nde çok fazla subay kaybı olduğu için bu Muharebeye “Subay Muharebesi” adı da veriliyor. “SAKARYA MELHAME-İ KÜBRASI” Mustafa Kemal Atatürk bu muharebe için “Sakarya Melhame-i Kübrası” yani kan gölü, kan deryası adlandırmasını yapmıştı. Mustafa Kemal Atatürk ünlü “Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz” sözünü de yine, bu savaşa atfen TBMM’de söylemişti. Mustafa Kemal Paşa TBMM tarafından Müşir rütbesine terfi ettirildi ve “Gazi” unvanı verildi. İKİNCİ VİYANA’DAN SONRA YİNE BİR 13 EYLÜL GÜNÜ… Sakarya Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasıyla, Türk milletinin savaşın kazanılacağına olan inancı yerine gelmiş oldu. O ana kadar, Ankara’ya mesafeli duran İstanbul basınında dahi bir sevinç duygusu oluşmuştu. Uluslararası toplumun TBMM güçlerine bakışı değişmiş ve Yunanistan, arkasındaki İngiltere desteğini kaybetmişti. Öte yandan, 13 Eylül 1683 II. Viyana Kuşatması ile başlayan Türk geri çekilmesi yine bir 13 Eylül günü bu savaş ile durmuş, yeniden ilerleme safhası başlamış oldu.

Bir asırlık gecikme son buluyor: Trabzon, 101 yıl sonra İstiklal Madalyası'na kavuşacak Haber

Bir asırlık gecikme son buluyor: Trabzon, 101 yıl sonra İstiklal Madalyası'na kavuşacak

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, aradan geçen 101 yıl sonra, Trabzon'a layık görülen İstiklal Madalyası'nın artık hak ettiği yerde olacağını bildirdi. Karaismailoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 1924'te TBMM tarafından Trabzon Kayıkçı Loncası'na verilmesine karar verilen İstiklal Madalyası ve beratının, gerçekleştirilen titiz çalışmaların ardından resmî olarak tescillendiğini ve çok yakında Trabzon'a törenle teslim edileceğini belirtti. Trabzon'un, Kurtuluş Savaşı'nda üstlendiği stratejik ve manevi rolüyle tarihin onurlu şehirlerinden biri olduğunun altını çizen Karaismailoğlu, "1924 yılında Meclis kararıyla İstiklal Madalyası'na layık görülen Trabzon Kayıkçı Loncasına bu madalya ve berat resmen teslim edilememiştir. Aradan geçen 101 yıl sonra, Trabzon'umuza layık görülen İstiklal Madalyası artık hak ettiği yerde olacak." ifadelerini kullandı. Konunun titizlikle ele alındığını ve arşivlerde yapılan araştırmalarla kararın resmî dayanaklarına ulaşıldığını vurgulayan Karaismailoğlu, şu ifadeleri kullandı: TBMM'deki kayıtlar tek tek incelenerek kararın tüm detaylarına ulaşılmıştır. Kadim şehrimizin aydınlık yarınlarına daha güçlü bir miras bırakma sorumluluğu ile çalışan tüm kadroların üstün gayreti ile Milli Savunma Bakanlığımızın onayı alındı. Alınan onay sonrası madalya ve berat, gereği yapılmak üzere TBMM'ye gönderilmiştir. Trabzon'a teslim edilmek üzere İstiklal Madalyası ve beratı hazır. En kısa zamanda törenle bu büyük onur, resmen Trabzon'umuza tevdi edilecek ve TBMM Başkanımız tarafından Trabzon Valiliğimize teslim edilecektir. Bu madalya, sadece bir nişan değil, Trabzon'umuzun milletine olan sadakatinin, cesaretinin ve vatan aşkının bir kez daha tescilidir. Sürece büyük katkılar sunan TBMM Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'a, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler'e, Trabzon Valimiz Aziz Yıldırım'a hemşehrilerim adına teşekkür ediyorum. Karaismailoğlu, bu sürecin aynı zamanda gelecek nesiller için bir ilham vesilesi olduğunu vurgulayarak, "Bu madalya, Trabzon'un cesur evlatlarının şanlı mücadelesine verilmiş bir saygı duruşudur. Aynı zamanda bugünümüzün gençlerine, bu toprakların hangi fedakarlıklarla vatan yapıldığını hatırlatacak önemli bir mirastır. Bu onur, ecdadımıza ve gençliğimize ithaf edilmiştir. Trabzon halkına bu gururu yaşatabildiğimiz için büyük mutluluk duyuyorum." dedi. Açıklamada, son olarak şunlar kaydedildi: Milli Mücadele yıllarında Karadeniz'in ve Doğu Anadolu'nun ana ikmal ve ulaşım üssü olarak görev yapan kadim şehrimiz Trabzon, silah, cephane ve insan gücünü Trabzon Limanı üzerinden cephelere aktarmıştır. Trabzon Limanı, özellikle Doğu ve Orta Anadolu'ya yapılan sevkiyatlarda kritik bir geçiş noktası olmuştur. Trabzon halkı, Milli Mücadele'yi en erken benimseyen topluluklardan biri olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Paşa 1924'te yaptığı Trabzon gezisinde halkın sadakati ve savaş süresince verdiği destek nedeniyle 'Trabzon, fedakarlığın adıdır.' demiştir.

Türk Milli Mücadelesi için cepheden cepheye koşan bir kahraman: Mareşal Fevzi Çakmak Haber

Türk Milli Mücadelesi için cepheden cepheye koşan bir kahraman: Mareşal Fevzi Çakmak

Ömer Cihad KAYA 1876'da İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Topçu Albay Ali Sırrı Bey’dir. Mustafa Fevzi Bey, Harbiye’den iyi bir derece ile mezun oldu. İlk görev yeri Balkanlar oldu. 22 yaşında Kurmay Yüzbaşı, 36 yaşında Paşa, 46 yaşında Mareşal rütbesini kazandı. Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, Çanakkale ve Suriye cephesinde görev aldı. Savaş meydanlarında gösterdiği üstün başarıdan dolayı 14 madalya kazandı. Harbiye Nazırlığı sırasında Anadolu'daki millî kurtuluş hareketine silah ve cephane gönderilmesini kolaylaştırdı. ???????? #Türk Milli Mücadelesi için cepheden cepheye koşan bir kahraman: Mareşal Fevzi Çakmak#FevziÇakmak ???? https://t.co/9xX5yOWMVI pic.twitter.com/0wDeQuTxEq — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) April 10, 2023 27 Nisan 1920’de Fevzi Paşa, Kuvâ-yi Milliye’ye katılarak Anadolu’da yeni Türk devletinin kurulmasında büyük rol oynadı. Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz'un askeri planlarını hazırladı. Zaferle sonuçlanan Dumlupınar Meydan Muharebesi'nin ardından Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiyesi üzerine "Mareşal" unvanına layık görüldü. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Genelkurmay Başkanı, ilk Milli Savunma Bakanı, Mustafa Kemal Atatürk’ten sonraki ikinci ve son Mareşal Fevzi Çakmak, 10 Nisan 1950’de hayata gözlerini yumdu. MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK'IN HAYATI Türkiye Büyük Millet Meclisi ordusunun ikinci, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1876'da İstanbul Anadolu Kavağı'nda Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı Bey'in oğlu olarak dünyaya geldi. Mustafa Fevzi Çakmak, 10 yaşında Selanik'te askeri ortaokula başladı. Daha sonra 1887'de İstanbul'da Soğukçeşme Askeri Ortaokuluna geçen Fevzi Çakmak, buradaki eğitimini tamamladıktan sonra Mart 1890'da başladığı Kuleli Askeri Lisesini Şubat 1893'te ikincilikle bitirdi. Aynı yıl Kara Harp Okuluna geçen, burayı da piyade subayı olarak tamamlayan Fevzi Çakmak, başarıları dolayısıyla kurmay sınıflara devam hakkı kazanarak Harp Akademisine geçti. 16 Mart 1897'de üsteğmen, 25 Aralık 1898'de de kurmay yüzbaşı unvanıyla akademiden mezun olan Fevzi Çakmak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'na atandı. Çakmak, burada karargah subaylığı, Mitroviça Tümeni Karargah Subaylığı, Taşlıca Mutasarrıfı ve Komutanlığı, Mürettep Kosova Kolordusu Kurmay Başkanlığı, Mürettep Garp Ordusu Kurmay Başkanlığı, Nizamiye Yakova Tümen Komutanlığı, Kosova Kuvayi Umumiyesi Kurmay Başkanlığı, Vardar Ordusunda Şube Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 22 Aralık 1914'de 5'inci Kolordu Komutanlığı'na getirilen Fevzi Çakmak, 2 Mart 1915'te Mirliva (tuğgeneral) unvanını aldı. Birinci Dünya Savaşında kolordusu ile Çanakkale savaşlarına katılan Fevzi Çakmak Paşa, savaş sonunda Atatürk'ün Anafartalar Grup Komutanlığından ayrılması üzerine bu göreve vekalet etti ve düşman bu cepheden ayrılana kadar görevini sürdürdü. Ardından 2'nci Kafkas Kolordusu Komutanlığı ve 2'nci Ordu Komutanlığı görevlerinde bulunan Fevzi Çakmak, 28 Temmuz 1918'te korgeneralliğe (ferik) yükseldi. Fevzi Çakmak, Mondoros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından 24 Aralık 1918'te de Genelkurmay Başkanlığına atandı, bu makamda bulunduğu sürece pek çok silah ve cephanenin düşman eline geçmesini de önledi. 27 Nisan 1920’de Fevzi Paşa, Kuvâ-yi Milliye’ye katılarak Anadolu’da yeni Türk devletinin kurulmasında büyük rol oynadı. Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz'un askeri planlarını hazırladı. Zaferle sonuçlanan Dumlupınar Meydan Muharebesi'nin ardından Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiyesi üzerine "Mareşal" unvanına layık görüldü. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Genelkurmay Başkanı, ilk Milli Savunma Bakanı, Mustafa Kemal Atatürk’ten sonraki ikinci ve son Mareşal Fevzi Çakmak, 10 Nisan 1950’de hayata gözlerini yumdu. Ömrünü Türk bağımsızlığı için cepheden cepheye koşarak harcayan büyük kahraman Mareşal Fevzi Paşa’yı vefatının yıldönümünde saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun!

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.