SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Oleksiy Çernişev

QHA - Kırım Haber Ajansı - Oleksiy Çernişev haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Oleksiy Çernişev haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Ülkelerimizin kültürlerini teoride değil insani temaslar yoluyla öğreniyoruz Haber

Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Ülkelerimizin kültürlerini teoride değil insani temaslar yoluyla öğreniyoruz

Ukraynalı savunucuların çocuklarını rehabilite etme girişimi kapsamında, öldürülen ya da kaybolan Ukraynalı savunucuların ailelerinden dört grup çocuk Türkiye'ye getirilerek rehabilite sürecine alındı. Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sıbiha tarafından başlatılan proje hakkında Ukrinform'a konuştu. PROJE, UKRAYNALI ÇOCUKLARA GENİŞ BİR DÜNYA ANLAYIŞI KAZANDIRMAYI AMAÇLIYOR Gerçekleştirilen projenin çocuklara sadece bombardıman ve hava saldırıları olmadan 7-10 günlük barışçıl bir yaşam süresi sağlamak, fiziksel ve zihinsel sağlıklarını iyileştirmek için hayata geçirilmediğini belirten Çernışev, aynı zamanda projenin Ukraynalı çocuklara daha geniş bir dünya anlayışı ve vizyonu kazandırmak, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için bir fırsat sunduğunu kaydetti. "Bakan Sıbiha tarafından başlatılan proje şu anda ebeveynleri Ukrayna'yı savunurken öldürülen ya da kayıp olan çocukları kapsıyor. Bu şekilde kahramanlarımızı anıyor ve ailelerine destek oluyoruz." ifadesini kullandı. TÜRKİYE VE UKRAYNA ARASINDA BİR KÖPRÜ OLUŞTURUYORLAR Gerçekleştirilen proje ile şimdiden üç grup çocuğun Türkiye'yi ziyaret ettiğini, İzmir, Antalya ve Trabzon illerinde bulunduğunu kaydeden Çernışev, projenin iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirdiğine de dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: Coğrafya oldukça geniş: Ege, Akdeniz ve Karadeniz. Ortaklarımıza, diplomatlarımıza ve Ukrayna toplumuna minnettarız. Bu güçlü sinerji sadece bu projeyi başarıyla uygulamamızı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda daha etkili bir iş birliğinin temelini atıyor, halklarımızı birbirine yakınlaştırıyor ve ülkelerimizin kültürlerini teoride değil insani temaslar yoluyla öğrenmemizi sağlıyor. Bu, çocukların geleceğine ve Ukrayna ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerimizin gelişmesine büyük bir katkıdır. "HER GRUP FARKLI BİR DENEYİM" Aynı zamanda Çernışev, Ukraynalı futbolcuların da yer aldığı Trabzonspor futbol takımıyla düzenlenen ortak antrenman, geziler, tarihi yerlere ziyaretler, müzeler ve eğlence gibi çocuk etkinliklerinden de bahsetti. Öte yandan Çernışev'e göre Ukrayna First Lady'si Olena Zelenska'nın himayesinde hayata geçirilen bir girişim sonucunda Türkiye'deki en ünlü müzelerin çoğunda artık Ukraynaca sesli rehberlerin bulunması da çok değerli. Maslahatgüzar, bu sayede çocukların Türk tarihi ve kültürünü kendi ana dillerinde öğrenebilecek olmasına dikkat çekti. Gerçekleşen proje için herhangi bir devlet fonu almadıklarını kaydeden Maslahatgüzar, çocuklar için kalite ve bireysel yaklaşımla ilgilendiklerini belirterek "Her grup farklı bir deneyim. Hala mekanizmalar oluşturuyoruz, nasıl çalışabileceğine dair bir model oluşturuyoruz, kendi deneyimlerimizden öğreniyoruz. Örneğin, ilk çocuk gruplarına bir psikolog dahil etmedik. Ancak bunun çok gerekli olduğu ortaya çıktı. Şimdi bir psikolog çocuklarımızla ve onlara eşlik eden kişilerle birlikte çalışıyor" ifadesini kullandı. BÜYÜKELÇİLİK, DİASPORA İLE İŞ BİRLİĞİNE AÇIK Öte yandan Türkiye'deki Ukrayna diasporasının bu ve diğer projelerdeki faaliyetlerine özellikle dikkat çeken Çernışev, şu anda Türkiye'de resmi olarak kayıtlı 21 Ukrayna diaspora kuruluşu bulunduğunu kaydetti. Çernışev, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Hepsinin çok aktif ve yardım etmeye istekli olduğunu belirtmeliyim. Bizim mesajımız, devletin ve büyükelçiliğin temsilcileri olarak iş birliğine açık olduğumuz, ortak bir sonuç uğruna işbirliğine açık olduğumuzdur. Hem Ankara'daki diasporayla hem de diğer diasporalarla çok etkili bir iş birliğimiz var."

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çernışev: Türkiye 2014’ten beri Ukrayna’nın yanındadır Haber

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çernışev: Türkiye 2014’ten beri Ukrayna’nın yanındadır

Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 81. yıl dönümü vesilesiyle Büyükelçilikte düzenlenen anma programında Kırım Haber Ajansına (QHA) özel açıklamalarda bulundu. Çernışev, Türkiye’nin 2014 yılından bu yana Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini kararlılıkla savunduğunu vurguladı. Çernışev, anma programının 18 Mayıs’ta düzenlenmesinin planlandığını ancak Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy'ın Türkiye ziyareti sebebiyle ertelendiğini belirtti ve "Buna rağmen anma programını bugün güzel bir şekilde gerçekleştirdik. Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin etkinlikte en üst düzeyde temsil edildiğini belirtmek isterim. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sayın Yalçın Topçu ile Türkiye Büyük Millet Meclisinden bazı milletvekilleri aramızdaydı. Hep birlikte Kırım Tatar halkıyla dayanışma gösterdik." dedi. "TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ" Türkiye’nin yalnızca 2022’de başlayan savaş sürecinde değil, 2014’ten bu yana Ukrayna’nın yanında olduğunu ifade eden Çernışev, "Bununla beraber Türkiye Cumhuriyeti'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine yönelik sergilediği kararlı ve ilkeli duruşu için bir kez daha teşekkür etmek istiyoruz. Çünkü bu destek sadece 2022’de başlayan topyekûn savaşla sınırlı değildir. Türkiye Cumhuriyeti, 2014’ten itibaren Ukrayna'nın yanındadır ve Kırım'ın Ukrayna’ya ait olduğunu her fırsatta vurgulamaktadır." ifadelerini kullandı. Ayrıca Çernışev, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının 18 Mayıs’ta yayımladığı açıklamaların da büyük önem taşıdığını belirterek, "Bu açıklamalar bizim için çok kıymetlidir. Bizim için gerçekten önemli adımlardır." şeklinde konuştu. ÇERNIŞEV'DEN ÇAĞRI Ukrayna hükûmetinin de Kırım Tatar halkının yanında durmaya devam ettiğini söyleyen Çernışev, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ve Parlamentosunun (Verhovna Rada) bu yıl da anma gününe özel açıklamalar yaptığını hatırlattı. Çernışev cümlelerini, "Ayrıca, Ukrayna Parlamentosu daha önce Kırım Tatarlarına yönelik gerçekleştirilen sürgün suçunu resmen soykırım olarak tanımıştır. Her yıl olduğu gibi bu yıl da diğer ülkeleri benzer bir kararı almaya davet ettik. Bugüne kadar Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanıyan ülkeler arasında Letonya, Litvanya, Estonya, Çekya, Kanada ve Polonya yer almaktadır. Bu sayının artmasını umuyor ve bu bağlamdaki çağrımızı yineliyoruz." diyerek sonlandırdı.

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır Haber

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır

Antalya, dünya ülkelerinden liderlerin, siyasilerin, diplomatların, uzmanların ve gazetecilerin bir araya geldiği foruma dördüncü kez ev sahipliği yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının himayesinde Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF 2025), bu yıl "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" ana temasıyla dünya kamuoyunda öne çıkan meseleleri, dış politika cephesindeki acil çözüm bekleyen konuları tartışma ve çözüm üretme imkânı sağladı. Belek'teki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 140'ı aşkın ülkeden davetlinin yer aldığı foruma, Ukrayna her yıl olduğu gibi üst düzey katılım sağladı. Forum sonrasında Ankara’da 15 Nisan 2025 tarihinde Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen “Fighting For Peace vs Negotiating For War” (Barış İçin Mücadele Etmek ve Savaş İçin Müzakere Etmek) konulu konferansa katılan Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, Ukrayna’nın ADF2025 temasları hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) konuştu. ÇERNIŞEV: UKRAYNA KARARLI Çernışev, ADF’nin bu yıl da oldukça yoğun geçtiğini belirtti ve “Dışişleri Bakanımız foruma hem katılımcı olarak hem de panelde konuşmacı olarak davet edildi. Avrupa güvenliği konusunda bir panel düzenlendi. Bu panelde, Avrupa'daki güvenlik mimarisinin günümüzde karşı karşıya olduğu çağrılar ve geleceğe ilişkin öngörüler üzerine bir konuşma yapıldı. Sayın Bakanımız da burada Ukrayna’nın pozisyonunu ifade etti. Birçok yerde tekrarladığımız gibi Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır. Bu konuda kararlı ve bu yöndeki adımlarımızı atmaya devam etmekteyiz.” dedi. “FORUM GELECEĞE YÖNELİK BAKIŞIMIZI ELE ALMAKLA GEÇTİ” Forum kapsamında 20’nin üzerinde ikili görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Çernışev, bu temasların Afrika, Asya, Avrupa ülkeleri ve çeşitli uluslararası örgütlerle yapıldığını ifade etti. Çernışev, “Yine forum çerçevesinde 20'nin üzerinde ikili görüşmelerimiz oldu. Bunlar Afrika, Asya, Avrupa ülkeleri ve uluslararası örgütlerin temsilcileri ile gerçekleşti. Devletlerle olan görüşmeler genellikle ikili ilişkiler gündeminde gerçekleşti. Yani meslektaşları, Dışişleri Bakanları ile değerlendirmenin yanı sıra Ukrayna'nın pozisyonunu yine teyit ediyor. Aynı zamanda forum geleceğe yönelik bakışımızı ele almakla geçti.” ifadelerini kullandı. “AFRİKA ÜLKELERİ İLE İKİLİ GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİ” ADF’nin artık gelenekselleştiğine dikkat çeken Çernışev, forumun küresel güney ülkeleriyle temas kurmak için önemli bir platform sunduğunu belirtti.  “Örneğin iş birliğimizin devam ettiği ve Ukrayna'dan tahıl sevk eden Somali ile ikili diplomatik ilişkiler tesis ettik. Yine Saint Kitts ve Nevis ülkesinin temsilcileri ile bir araya geldik. İkili gündemimizi değerlendirdik. Her bir görüşme oldukça verimli geçti. Özellikle de uluslararası süreçler, mekanizmalar bağlamında, uluslararası kuruluşlarla da oldukça faydalı konular ele aldık diyebiliriz.” dedi. “TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ YETKİLİLERİYLE BULUŞTUK” Aynı zamanda Çernışev, Türkiye ile olan ilişkilerin de ele alındığını belirterek, “Dışişleri Bakanımız ADF’nin ev sahibi Türkiye Cumhuriyeti'nin de önemli yetkilileriyle bir araya gelip ikili ilişkilerimizin gündemini pekiştirdi. Bu açıdan bizim için yine oldukça faydalı bir ziyaret ve forum oldu.” şeklinde konuştu.

Rus saldırganlığı ve Ukrayna'nın direnişi tüm yönleriyle Ankara'da konuşuldu Haber

Rus saldırganlığı ve Ukrayna'nın direnişi tüm yönleriyle Ankara'da konuşuldu

Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (NISS) Direktörü Oleksandr Bogomolov tarafından 15 Nisan 2025 tarihinde Ankara’da “Fighting For Peace vs Negotiating For War” (Barış İçin Mücadele Etmek ve Savaş İçin Müzakere Etmek) isimli bir konferans gerçekleşti. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen konferans, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesindeki TEPAV Binası’nda gerçekleşti.  Konferansa TEPAV Avrupa Birliği (AB) Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev ve çok sayıda akademisyen katılım sağladı.  Sunuculuğu, TEPAV Avrupa Birliği (AB) Çalışmaları Merkezi Direktörü Arısan Eralp tarafından yapılan konferansın açılış konuşmasını ise, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çernışev, yaptı. ÇERNİŞEV: BARIŞ TESLİMİYET ANLAMINA GELMEMELİDİR Maslahatgüzarı Çernışev, “Barış İçin Mücadele Etmek ve Savaş İçin Müzakere Etmek” isimli etkinliğin Ukrayna'daki mevcut gerçeklikle güçlü bir şekilde örtüştüğünü belirterek, “Diplomasinin her zaman ileriye giden yol olması gerektiği sık sık söylenir. Ancak diplomasi arzularla karşılandığında ne olur? Tam bir ay önce Ukrayna, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından başlatılan tam ve geçici ateşkes önerisini herhangi bir ön koşul olmaksızın kabul etti. Ancak Rusya reddetti. Ve o tarihten bu yana, 11 Mart ile 15 Nisan arasında, Rusya Ukrayna şehirlerine ve sivil altyapısına karşı yaklaşık 70 füze, 2 bin 200'den fazla Şahid insansız hava aracı (SİHA) ve 6 binden fazla güdümlü hava bombası fırlattı.” dedi. Çernışev Krıvıy Rih’te gerçekleşen saldırıda dokuzu çocuk olmak en az 20 kişinin öldüğünü ve 70'ten fazla kişinin yaralandığını, Sumı'de aralarında iki çocuğun da bulunduğu 35 kişinin hayatını kaybettiğini ve 129 kişinin ise yaralandığını hatırlattı. Çernışev, bu saldırıların askerî hedefler olmadığını vurgulayarak, “Bunlar evler, okullar, hastanelerdi. Bunlar Rusya'nın barış çağrılarına verdiği cevaplardır… Biz diplomasiyi reddetmiyoruz ancak acı tecrübelerimizden biliyoruz ki samimiyet ve uluslararası hukuka saygı olmadan müzakereler başarıya ulaşamaz. Barış, teslimiyet anlamına gelmemelidir. Barış, hakların, adaletin ve egemenliğin yeniden tesis edilmesi anlamına gelmelidir.” ifadelerini kullandı. “Türkiye'nin barışı desteklemeye yönelik devam eden çabalarını, insani desteğini ve sadece Ukrayna için değil, ortak bölgemiz ve küresel istikrar için söz konusu olan riskleri anlamasını takdirle karşılıyoruz.” ifadelerini kullanan Çernışev, gerçek barışın hakikatle, eylemle ve gerektiğinde güçle savunulması gerektiğini kaydederek cümlelerini sonlandırdı.  “SAVAŞI BAŞLATAN DA SONA ERDİRMESİ GEREKEN DE RUSYA’DIR” NISS Direktörü Bogomolov, cümlelerine “Ukrayna olarak bizim bu denklemin en barışsever tarafı olduğumuz bir gerçektir. Barış için savaşıyoruz çünkü biz savunucuyuz ve ülkemiz saldırganlığın kurbanı oldu. Barış müzakerelerin diğer katılımcıları, özellikle de Ruslar, bu savaşı başlatanlardır. Çünkü bu bir seçim savaşıdır. Bu savaştan kaçınabilecek, bu savaşı teorik olarak çok hızlı bir şekilde sona erdirebilecek tek taraf, bu savaşı başlatan taraftır. O da bu savaşta saldırgan tutumunu sürdüren Rusya Federasyonu'dur.” diyerek başladı. SAVAŞIN ÜÇ EVRESİ VAR Bogomolov, diplomatlar, hatta çok güçlü politikacılar tarafından ne söylenirse söylensin her şeyin hâlâ savaş alanında kararlaştırıldığını vurgulayarak, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın üç moda ve üç kronolojik aşamaya ayrıldığını söyledi. Bu bağlamda Bogomolov, savaşın başlangıcında millî ve sınırlı kaynaklara dayanan savunma aşamasının ardından mart ayında başlayan ve 2022 sonbaharına kadar devam eden başarılı karşı taarruzların geldiğini ve gerçekleştirilen operasyonların dünya askeri literatürüne geçtiğini söyledi. Bogomolov, şu an ise savaşın 2023 yılında başlayan “yıpratma” evresine girdiğini kaydetti. First Person View (FPV) dronların ve uzun menzilli insansız hava araçlarının (İHA) savaş alanında belirleyici rol üstlendiğini belirten Bogomolov, “Askerî uzmanların dediği gibi savaş alanı dronlara doymuş hâle geldi. Öyle ki büyük savaş gruplarının hareketi imkânsızlaştı. Şimdi geçtiğimiz yıl ve şu anda Rus hareketine bakarsanız, saldırıdaki Rus birliğinin maksimum boyutunun müfreze olduğunu göreceksiniz.” dedi. Öte yanda Bogomolov, işgalci Rus kuvvetlerinin sivil yerleşim yerlerine ve enerji altyapılarına saldırdığını belirtti. “Rusya başta elektrik şebekesi olmak üzere altyapıya yönelik olmakla birlikte, sivil yerleşim alanlarına saldırarak halkı korkutmanın bir yolu olarak da kullanılıyor. Buna Ukrayna tarafından drone saldırılarıyla karşılık veriliyor.” cümlelerini kullandı.   RUSYA BİR HİÇ UĞRUNA ÖLÜYOR Bogomolov, savaş ortamında kazançların toprak olarak, kayıpların ise bu savaşta ölen, yaralanan ya da başka şekillerde zayiat veren insanlar olarak ölçüldüğünü vurgulayarak Rusya’nın kayıplarını şu şekilde aktardı: Kuzeyden ilk geri çekilmenin ardından Rus kazanımları, elbette Kırım'ı da içeren Ukrayna topraklarının yüzde 19,6'sını oluşturdu. Şimdi ise toprakların yaklaşık yüzde 20'sini oluşturuyor. Yani Rusya'nın 2024 yılı boyunca, hatta 2023'e kadar uzanan ve şu ana kadar devam eden sözde saldırısında elde ettiği tek şey bu yüzde. Ve bu, neredeyse bir milyon insana, kayıplara, Rus ordusuna, aralarında en az 300 bini çatışmada öldürülen, ölen, öldürülen insana karşı geliyor. 10 bin 600 tank devre dışı kaldı. 21 bin 400 zırhlı araç da imha edildi. Ve tahmin edildiği gibi, Rusya’nın elinde sadece yaklaşık olarak 500 tank var. Rusya çok uzun zamandan beri zırhlarını yeni üretilen zırhlarla yenileme kapasitesine sahip değil. Ve Soğuk Savaş'tan kalma stokları kullanıyor. Ve bu Soğuk Savaş stokları şu anda neredeyse tamamen boş. Ve tahminlere göre, hâlâ tamir edilebilecek ve harekete geçirilebilecek yaklaşık 500 tank var, yani şu anda çatışmanın boyutu göz önüne alındığında neredeyse anlamsız bir sayı. Bununla birlikte Rusya’nın savaşın başlangıcından bugüne kadar ilerlemesini gösteren Economist Dergisi’ne ait bir grafiğe atıf yapan Bogomolov, Rusya askerlerinin bir hiç uğruna öldüğünü söyledi. Bogomolov ayrıca Ukrayna’nın savunma sanayinde kaydettiği ilerlemeye dikkat çekerek, savaşın başında yüzde 10’un altında olan yerli silah üretiminin bugün yüzde 40’a ulaştığını belirtti. Ayrıca yerli İHA’ların ise kullanılan insansız sistemlerin yüzde 96’sını oluşturduğunu ifade etti. HER KAVRAM BİR BİLİŞSEL SAVAŞ TAKTİĞİ Bogomolov, savaşın kara, hava, deniz ve bazen de siber gibi sadece klasik cephelerde değil, aynı zamanda bilişsel alanda da sürdüğünü vurgulayarak, Rusya’nın hâlihazırda devam eden barış müzakerelerini ve kamuoyuna yönelik söylemleri, gerçek dışı argümanlarla şekillendirerek yeni bir “bilişsel savaş” yöntemi olarak kullandığını ifade etti. Bu çerçevede, Ateşkes ve devam etmekte olan tüm bu barış görüşmelerine ilişkin önemli olan birkaç hususu size aktarmak istiyorum. Rusya'nın müdahil olarak ve tüm bu tartışmalarda kullandığı üslup ve retorikle elde etmeye çalıştığı şey, aslında iyi niyetli bir angajman ve barış müzakereleri değil, yeni, farklı, bilişsel bir savaş türüdür. Ve Rusya'nın kullandığı her kavram bir silahtır.” ifadelerini kullandı. Bogomolov, Rusya’nın barış müzakerelerinde kullandığı söylemleri, kamuoyunu etkilemeye ve gerçekleri çarpıtmaya yönelik stratejik araçlar olarak değerlendirdi. Özellikle “savaşın kök nedenleri” söyleminin sıkça kullanıldığını ve bunun da bir tür manipülasyon olduğunu kaydederek şu şekilde konuştu: Hatta bilimde kök neden analizi diye bir fikir vardır ve hatta bazı bilgi dallarında farklı şeylerin kök nedenlerini analiz etmek için matematiksel aygıtlar kullanılır. Bu savaşın bir kök nedeni var mı? Herhangi bir kök neden var mı? Rusya'nın gerekçe olarak gösterdiği şey NATO'nun genişlemesidir ve bu genişleme sözde Rusya'yı kışkırtmış ya da Rusya tarafından bir tehdit olarak görülmüştür. Rusya ayrıca bu savaşın gerekçesi olarak Ukrayna'daki sözde Rusça konuşanları koruma fikrini kullanıyor. Bu argümanlar, sadece semptomlarla ilgileniyormuş gibi görünerek kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor. Oysa savaşın gerçek nedeni, Rusya Federasyonu’nun siyasî elitlerinin aldığı karardır. Temel neden budur. “DENAZİFİKASYON SÖYLEMİ TARİHİ ÇARPITIYOR” Bogomolov, Rusya’nın savaşın gerekçesi olarak ileri sürdüğü “denazifikasyon” söylemini ise özellikle tehlikeli ve hakaret edici bulduğunu belirterek, “Nazizmden en fazla zarar gören ülkelerden biri olan Ukrayna hakkında bu tür bir söylem geliştirmek, İkinci Dünya Savaşı’nın tarihine açıkça saygısızlıktır. Çünkü İkinci Dünya Savaşı'nın çoğu Ukrayna'da, Ukrayna topraklarında yapıldı ve kan döküldü, Rusya'da değil, Sibirya'da değil, Avrupa'da değil, Avrupa'nın çoğunda değil, Ukrayna’da.” dedi. Savaşın asıl nedeninin Rusya Federasyonu'nun siyasî yönetimi tarafından alınan kararlar olduğunu yineleyen Bogomolov, Rusya’nın savaşı başlatmasındaki temel psikolojik ve ideolojik unsurun ülkenin imparatorluk kimliğine duyduğu inanç olduğunu belirtti. Rus “elitlerin” Sovyetler Birliği’nin dağılmasını hiçbir zaman kabul etmediğini ve alternatif bir ulus-devlet projesi geliştiremediğini ifade eden Bogomolov, “Sadece bunu açıkça söyleyemediler ama her zaman inandılar. Bu mevcut elit, ülkelerinin siyasî kimliğine her zaman inandı. Ve bu (Rusya’nın) ülkenin siyasî kimliği imparatorluktur. Rusya Sovyetler döneminden sonra alternatif bir siyasî proje ortaya koyamadı.” cümlelerini sarf etti. “RUSYA, İMPARATORLUK KİMLİĞİNDEN KOPAMIYOR” Bununla birlikte Bogomolov, Türkiye Cumhuriyeti’nin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiği ulus inşasını örnek göstererek, Rusya’nın benzer bir dönüşüm geçiremediğini tekrarladı. Bu bağlamda, “Türkiye'nin dış saldırı sorunuyla karşı karşıya kaldığında Mustafa Kemal'in yaptıklarıyla keskin bir tezat oluşturduğunu fark ettim. Türkiye'nin kendisi bir imparatorlukken, bir grup insan ve bir lider bir ulus inşası projesiyle ortaya çıktı. Ve ülkeyi farklı bir kimlik olarak, bir ulus-devlet olarak yeniden inşa ettiler, ki şu anda bu ulus-devlet ayakta ve pek çok açıdan refah içinde. Bu dahice bir hamleydi, biliyorsunuz.” dedi. EMPERYALİST ZİHİN SONA ERMİYOR Cümlelerinin devamında Bogomolov, Rusya'nın Ukrayna'nın bağımsız ulus olma hakkını tarihsel ve şovenist bir bakış açısıyla reddettiğini vurguladı. Sovyet döneminde bile Ukrayna’nın Birleşmiş Milletlerde (BM) temsil edildiğini hatırlatan Bogomolov, “Bugün ise Rusya, Ukrayna'nın işgal altındaki topraklarında olup bitenleri, zulmü, toplu katliamları tamamen inkâr ediyor. Buna karşın kurtarılmış bölgelerde pek çok toplu mezar bulundu. Ayrıca, Rusya'nın işgal ettiği topraklarda Ukrayna millî kimliğinin, milliyetinin kalıntılarını ortadan kaldırmak için neler yaptığı biliniyor. Bu Rus zihninin emperyalist bir kültürüdür.” ifadelerini kullandı. Mevcut savaşın Rus İmparatorluğu'nun son çöküş sürecinin bir parçası olduğunu ifade eden Bogomolov, şu cümleleri sarf etti: Şu anda bu imparatorluğun son çöküş aşamasıyla karşı karşıyayız. Ve bunun devam eden bir çöküş olduğunu anlamadığımız sürece, iki gün, üç gün sürmez, elbette yıllar alır, daha fazla zaman alacaktır, ancak aynı şeyle karşı karşıya kalacağız. Bugün yapılacak herhangi bir müzakere savaşı bitirmeyecek. En fazla, düşmanlıkların geçici olarak sonlanmasını sağlayabilir. Ancak barışın tesisi için, bu bilişsel savaşın da farkına varmamız gerekiyor. AVRUPA ENTEGRE CAYDIRICILIKLA CEVAP VERMELİ Bogomolov, Rusya’dan gelen tehdidin yalnızca Ukrayna’ya değil, tüm Avrupa kıtasına yönelik olduğunu belirterek, kapsamlı ve “entegre bir caydırıcılık” stratejisinin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Bogomolov, “Bu çöken imparatorluktan gelen tehdit, Avrupa’nın tamamına yöneliktir. Ukrayna bu planın merkezinde yer alıyor ve almaya da devam edecek. Ve diğer her ulusun buna katkıda bulunma biçimi var. Ve bu kavram henüz resmî olarak herhangi bir siyasî tartışmanın parçası değil. Çünkü insanlar barışı koruma güçleri gibi farklı başka şeyler hakkında konuşuyorlar.” dedi. Bogomolov, Avrupa’da yeni bir güvenlik mimarisi inşa edilmekte olduğuna dikkat çekerek, bu sürecin yalnızca askerî değil, siyasî ve ekonomik iş birliklerini de içermesi gerektiğini vurguladı. Ukrayna’nın kendi savunma sanayi altyapısına ve ordusuna yatırım yapmasının önemini hatırlatan Bogomolov, “Avrupa'nın güvenliği için en iyi strateji, iki temel sütuna yatırım yapmaktır: Ukrayna’nın kendi kendini savunabilmesi ve kıtasal iş birliğinin güçlendirilmesi. Bir döneme doğru gidiyoruz, gidebileceğimiz en iyi şey bu. Sonuç ne olursa olsun, geçici şeyler olabilir. Ateşkes olabilir, başka bir şey olabilir. Şu anda ateşkes bile olmayabilir. Daha fazla yaptırım olabilir. Tekrar tekrar her şey olabilir. Ancak gördüğümüz gibi, aynı zamanda sahadaki durumu takip etmemiz, neler olduğunu görmemiz, her yerde neler olup bittiğini izlememiz gerekiyor” diye konuştu. RUSYA HEM TOPLUMSAL HEM DE AHLAKİ OLARAK ÇÖKÜYOR Bu bağlamda çökmekte olan Rus ekonomisine önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Bogomolov, ülkenin birçok sektörde çöküşün eşiğinde olduğunu ifade etti. Aynı zamanda finansal sistemdeki kırılganlığa ve dış politikanın militarizasyonuna dikkat çeken Bogomolov, “Rus ekonomisi sağlıksız bir durumda. Savaşın bu denli popüler olması, toplumun genel ruh halinin normal sınırların dışında olduğuna işaret ediyor. Afganistan savaşında, can kaybı sayısı 15 bin civarındaydı. Ancak buna karşı büyük bir itiraz vardı. Herkes bu sayıdan dehşete düşmüştü. Herkes savaşa karşıydı çünkü kurbanlar vardı. Ve şimdi kayıp 1 milyon ve bunu umursamıyorlar. Bu ölüm demek. Bu, hem toplumsal hem de ahlaki bir çöküşün göstergesidir.” cümlelerini sarf etti. TÜRKİYE’YE ÖZEL VURGU Bunlara ek olarak Bogomolov, Türkiye'nin Avrupa güvenlik mimarisi içindeki rolüne de dikkat çekerek, “Türkiye'nin rolüne ilişkin bir tartışma da var, bunu biliyor olabilirsiniz çünkü Türkiye önemli bir unsur. Bu aslında daha büyük bir Avrupa denklemi. Yeni güvenlik mimarisinin, Avrupa Birliği üyeleri ve Türkiye arasında çeşitli nedenlerle zaman içinde bozulan ilişkileri, iletişim kurmanın daha iyi yollarını bulmayı, konuşmayı ve anlaşmayı, ilişkileri geliştirmeyi ve iyileştirmeyi önleyemeyeceğinden kesinlikle eminim.” ifadelerini kullandı. Bogomolov sözlerini, “Dolayısıyla şu anda Rusya'ya karşı savaşı kazanmaktan daha büyük bir sürecin içindeyiz. Biz Avrupa güvenliğinin yeniden inşasına yönelik bu büyük sürecin ön saflarında yer alıyoruz.” diyerek tamamladı. Konferansın ardından Bogomolov, katılımcıların sorularını yanıtladı.

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çernışev, Rus saldırganlığı ve Ukrayna'nın direnişinin anlatıldığı etkinliği değerlendirdi Haber

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çernışev, Rus saldırganlığı ve Ukrayna'nın direnişinin anlatıldığı etkinliği değerlendirdi

Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (NISS) Direktörü Oleksandr Bogomolov tarafından 15 Nisan 2025 tarihinde Ankara’da “Fighting For Peace vs Negotiating For War” (Barış İçin Mücadele Etmek ve Savaş İçin Müzakere Etmek) isimli bir konferans gerçekleşti. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen konferans, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesindeki TEPAV Binası’nda gerçekleşti.  Çok sayıda akademisyenin katılım sağladığı etkinlikte, Ukrayna’nın adil ve kalıcı barışı sağlamak için savaştığı vurgulandı.  Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, “Barış İçin Mücadele Etmek ve Savaş İçin Müzakere Etmek” isimli konferansı Kırım Haber Ajansı (QHA) mikrofonlarına değerlendirdi. Maslahatgüzar Çernışev, cümlelerini “Bogomolov’un Türkiye Cumhuriyeti’ne ilk ziyareti değil; aslında kendisinin Türkiye ziyaretleri ve istişareleri artık gelenekselleşti diyebiliriz.” diyerek başladı ve geçen senelerde benzer etkinlikleri olduğunu bildirdi. Çernışev, TEPAV’da gerçekleşen bu konferansın, özellikle Ukrayna'dan uzman görüşü almak için, savaşın neden başladığı, nasıl bitebileceği, bunun için neler gerektiğine ilişkin ve Ukrayna'nın tutumuna ilişkin güzel ipuçları verdiğini söyledi. “Konferansın hem uzman ekipler, hem diplomat çevreleri, hem de Türk kitlesi için verimli geçtiğini tahmin ediyorum. Ki gelen sorulardan biz bunu anladık.” diyen Çernışev, cümlelerine “Bildiğiniz üzere kendisi Ukrayna’da Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanlığını yapıyor ve Ukrayna'daki analitik çevrenin büyük bir çoğunluğuyla temasta ve onların görüşlerini de Türkiye'ye getirebiliyor. Bu bakımdan açık ve kapalı formatlarda bu tarz iş birliklerini TEPAV olsun, diğer paydaşlarla olsun devam ettireceğiz.” şeklinde devam etti.

Türkiye ve Ukrayna’dan geleceğe ortak miras: Ukraynalı çocuklardan Ankara'da anlamlı fidan dikim töreni Haber

Türkiye ve Ukrayna’dan geleceğe ortak miras: Ukraynalı çocuklardan Ankara'da anlamlı fidan dikim töreni

Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği, 21 Mart 2025 tarihinde Atatürk Orman Çiftliği’nde fidan dikim töreni gerçekleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından 21 Mart Dünya Ormancılık Günü vesilesiyle fidan dikme töreni tertip edildi. Fidan dikim törenine; Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Abdülkadir Polat, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, Ankara Valisi Vasip Şahin, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ve 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı topyekûn işgal girişimi ve saldırıları nedeniyle Ukrayna'dan tahliye edilen yetim çocuklar katılım sağladı.  Türkiye ve Ukrayna’dan geleceğe ortak miras: Ukraynalı çocuklar Ankara’da fidan dikti pic.twitter.com/CkRBAkDt0x — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) March 21, 2025 Fidan dikim töreni; bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. “VATANIMIZIN YEŞİL BİR YORGANI" Törenin açılış konuşmaları, Orman Genel Müdürü Karacabey’in hitabı ile başladı. Müdür Karacabey açılış konuşmasında, ağaçlandırmanın önemine vurgu yaptı ve “Şehitlerimizin, Âşık Veysel'in ‘Benim sadık yârim’ dediği kara toprağı kanlarıyla canlarıyla sulayarak vatan hâline getirip bize emanet ettiği bu toprakların üzerine yeşil bir yorgan örterek, bu toprakları korumak için, bu toprakların erozyonla başka bir sebeplerle kaybolmasını önlemek için, yaban hayatına yuva olması için, insanlara yaban hayvanlarına, kurtlara, kuşlara yiyecek olması için diktiğimiz milyarlarca fidana bugün sizlerle birlikte yenilerini ekleyeceğiz.” ifadelerini kullandı. 23 BUÇUK MİLYON HEKTAR ORMAN ALANI Tören, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanı Yardımcısı Polat’ın konuşmalarıyla devam etti. Bakan Yardımcısı Polat, dünya nüfusu artarken iklim değişikliği ve çevresel bozulmaların gıda üretimini tehdit ettiğini belirtti. Polat, ormanların gıda güvenliği için önemli bir garantör olduğunu vurguladı. Bununla birlikte Polat, 22 yılda 61 milyon dekar alanda çalışma yaparak; 7,6 milyar adet fidanın toprakla buluştuğunu ve Türkiye’nin orman alanının 23 buçuk milyon hektara ulaştığını bildirdi. Ayrıca Polat konuşmasında, ormanların aynı zamanda ekosistem dengesini koruduğunu, su kaynaklarını desteklediğini ve tarımsal verimi artırdığını dile getirdi. “ORMANLAR GELECEKTEN ALDIĞIMIZ BİR EMANET” Fidan dikim töreninin devamında Ankara Valisi Şahin, konuşma gerçekleştirdi. Vali Şahin, “Minik yavrularımızla birlikte burada sembolik olarak bir beş bin fidan dikiminde inşallah bu yılki dikim mevsimini de açmış oluyoruz.” dedi. Bununla birlikte son yirmi yılda Türkiye’nin orman varlıklarının yüzde yirmi oranında arttığını bildiren Şahin, “Orman sadece bizim kendimize ait bir servetimiz değil. Gelecek nesillere koruyarak teslim etmemiz gereken de bir görevimiz, bir vazifemiz. Onlardan aldığımız bir emanet.” ifadelerini kullandı. ÇERNIŞEV VE ŞAHİN GÖRÜŞTÜ Açılış töreninin ardından Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çernışev ve Ankara Valisi Şahin, fidan dikme etkinliğinin ve Ankara'nın Eryaman kentinde bulunan Eryaman Çocuk Evi’nde eğitim alan Ukraynalı savaş mağduru çocukların, bu etkinliğe katılımına dikkat çeken bir konuşma gerçekleştirdiler ve fotoğraf çektirdiler. UKRAYNALI ÇOCUKLARDAN TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNE EMANET Sonrasında Müdür Karacabey, Maslahatgüzar Çernışev ve Ukraynalı çocuklar fidanları toprakla buluşturdu.  Ukraynalı çocuklar, diktikleri fidanlarına can sularını da verdi. Daha sonrasında Çernışev ve Karacabey, bir araya geldi ve tertip edilen etkinliğe dair memnuniyetlerini dile getirdiler. Fidan dikme programı, Türk ve Ukraynalı çocukların aynı karede buluştuğu toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği, 'Ukrayna Direnişinde Kadın ve Çocukların Sesleri' isimli belgesele ev sahipliği yaptı Haber

Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği, 'Ukrayna Direnişinde Kadın ve Çocukların Sesleri' isimli belgesele ev sahipliği yaptı

Fransa'nın Ankara Büyükelçiliğinde, işgalci Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı topyekûn saldırıların 3. yılı olan 24 Şubat 2025 tarihinde “Voices of Women and Children in Ukraine's Resistance” (Ukrayna Direnişinde Kadın ve Çocukların Sesleri) isimli belgeselin gösterimi gerçekleşti. Fransa Büyükelçiliğin Elçi Müsteşarı Julien Cats'ın ev sahipliğinde gerçekleşen programa, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev (Oleksii Chernyshev), Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Ankara Büyükelçiliği Eğitim Ataşesi John Silver, 47. Ayrı Mekanize Köprü Taarruz Birliği “Magura”da asker ve savaş doktoru olan Ukraynalı kadın asker Olena Ivenenko Rij, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy'ın kararı ile "Kurtarılan Hayat" madalyası ile ödüllendirilen Plastik Cerrahı Prof. Dr. Hakan Ağır, Ukraynalı fotoğraf sanatçısı Vlada Liberova, Büyükelçilik diplomatları ve çok sayıda Ukraynalı katıldı. “AVRUPA ŞU AN BİR YOL AYRIMINDADIR” Program Fransa Büyükelçiliğin Elçi Müsteşarı Cats’in açılış konuşmaları ile başladı. Konuşmasının başında Cats, Ukrayna'da yaşanan saldırı savaşının özünde adalet ve özgürlük mücadelesi yatmakta olduğunu vurguladı ve şu ifadeleri kullandı: Bu, bir tarafta demokrasi ve özgür bir millet ile diğer tarafta hukuk yerine güce dayalı bir uluslararası düzen dayatmaya çalışan dini bir güç arasındaki mücadeledir. Rusya'nın zafer kazanması hâlinde tüm Avrupa'nın güvenliği zayıflayacaktır zira Rusya istikrarsızlık, güvensizlik ve gerginlik yaratan bir güçtür ve kendi iç sorunlarını kapalı çevresinde yapay düşmanlar yaratarak aşmaktadır. Avrupa şu anda bir yol ayrımındadır ve Ukrayna'ya verdiği destekle, egemen ve bağımsız kalabilmek için hırslı ve güvenliğinden sorumlu olmayı seçmek zorundadır. Bu akşamki üç konuğumuzun adanmışlığı bize Ukrayna'nın özgürlüğünü ve bunu yaparken de tüm Avrupa'nın özgürlüğünü korumak için ödediği fedakarlıkların bedelini hatırlatıyor. Bununla birlikte Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Vaşington’da bulunduğunu anımsatan Cats, “Şu anda acil olan, Ukraynalılara ilişkin adil, sağlam ve kalıcı bir barışın koşullarının belirlenmesine yardımcı olmaktır. Ukrayna'nın rızası olmadan inandırıcı bir barış anlaşması olamaz.” şeklinde konuştu. “RUSYA’NIN BİZİ HARİTADAN SİLME ÇABALARI BAŞARISIZ OLDU” Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çernışev, Ukrayna topraklarında başlayan işgal girişimin 2014 yılında Kırım’ın işgal edilmesiyle başladığı vurgulayarak, “Rusya, Ukrayna'ya karşı soykırım savaşı başlatmak için önceden planlanmış planlarını uygulamaya koydu. Ukrayna ulusunu yok etmeyi amaçlayan savaş Beyaz Orman'ın sınırlarını değiştirdi. Ancak Rusya'nın bizi haritadan silme çabaları başarısız oldu. Halkımız, savunucularımız, varlığımız, geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadele ederek büyük bir cesaret örneği gösterdiler.” dedi. Ayrıca Rus saldırganlığına karşı güçlü bir birlikteliğin şart olduğunu kaydeden Çernişev, şu şekilde konuştu: Ruslar durmak istemiyor. Taleplerinden vazgeçmediler. Sınırları aşmak ve hatları geçmek için her türlü çabayı göstererek cephede baskı yapmaya devam ediyorlar. Ukraynalıların Rus vahşeti, işkenceleri ve cinayetleri kabusunda yalnız bırakılmasını istiyorlar. Biz barışı herkesten çok isteyen bir milletiz. Moskova güçlerini yeniden toparlamak, gücünü toparlamak ve Ukrayna'ya ve Avrupa'ya karşı yeni bir savunma başlatmak için geçici bir duraklama istiyor. Biz ise güçlü yanlarımızla kapsamlı, adil ve kalıcı bir barış istiyoruz. Kararlı adımlar atılmaması, erken tavizler verilmesi, saldırganlığın devam etmesine yol açacak ve provoke edecektir. Bunu durdurmak için güçlü ve birleşik bir küresel ve Avrupa eylemi şarttır. Birlikte, Ukrayna ve bölge için garantilere dayalı bir barışa ulaşabiliriz. BELGESEL RUS İŞGALİ ALTINDA ÜLKESİ İÇİN MÜCADELE EDEN KADINLARI KONU EDİNİYOR Program, işgalci Rusya’ya karşı ülkesini savunmak üzere askerî birliklere katılan, sınır hatlarından gönüllü faaliyetler gerçekleştiren ve Ukrayna’nın direnişine aktif olarak katılarak çarpıcı bir cesaret gösteren Ukraynalı kadınları konu edinen “Voices of Women and Children in Ukraine's Resistance” (Ukrayna Direnişinde Kadın ve Çocukların Sesleri) isimli belgesel gösterimi ile devam etti.  Belgesel gösterimin ardından 47. Ayrı Mekanize Köprü Taarruz Birliği “Magura”da asker ve savaş doktoru olan Ukraynalı kadın asker Ivenenko Rij, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy'ın kararı ile "Kurtarılan Hayat" madalyası ile ödüllendirilen Plastik Cerrahı Prof. Dr. Ağır ve Ukraynalı fotoğraf sanatçısı Liberova katılımcıların sorularını yanıtladı. “BANA CEPHEDE BİR KADINA YER OLMADIĞI SÖYLENDİ” Ukraynalı kadın asker Ivenenko Rij, bir kadın olarak taarruz birliğine katılmış olmasının ilk başlarda ilginç karşılandığını aktardı. Buna karşın ülkesi için mücadele etmenin cinsiyet ile ilgisi olmadığını kaydeden Ivenenko Rij, “Bir grup erkek bana bu birlikte bir kadına yer olmadığını söyledi. Fakat çoğunun cephede paniklemeye başladığını, çığlık attıklarını ve çok korktuklarını gördüm. ‘Öleceğiz, hepimiz burada öleceğiz’ diye bağırıyorlardı. Bana bir kadına yer olmadığını söyleyen adamlar, bu şekilde davrandılar. O sırada ben o askerlere yardım ediyordum ve yaralarını sarıyordum. Ve onlara bağırıyordum: ‘Ayağa kalkın ve savaşın, burada ölemezsiniz, aileniz, anneniz sizi bekliyor.’” dedi. Bununla birlikte Ivenenko Rij, Rusya’nın “3 günde Kıyiv’i alırız” söylemine atıf yaptı ve “Daha önce bizim küçük ve zayıf olduğumuzu düşünüyorlardı ve bizi üç gün içinde almak istiyorlardı, ama bunu yapmadılar. Biz onların boğazında bir kemik olduk ve bugün bile Ukraynalıların küresel sahnede küçük ve zayıf olduğuna dair bazı sözler duyuyoruz. Ama şunu söylemek isterim ki biz küçük ve zayıf değiliz. Kadınlar, kadınlarımız küçük ve zayıf değil, hiçbir Ukraynalı küçük ve zayıf değil.” ifadelerini kullandı. “UKRAYNA İÇİN DAHA FAZLASINI YAPMALIYIZ” Prof. Dr. Ağır konuşmasına, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın aslında Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilmesiyle başladığını söyleyerek başladı. Ağır, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana sürdürdüğü topyekûn işgal girişimi ve saldırılarıyla birlikte Ukrayna’ya gittiğini kaydetti ve “Onlar sadece hasta çocuklar ya da başka nedenlerle yaralanmış çocuklar değillerdi. Onlar vahşetin kurbanlarıydı: onkoloji hastaları, bacakları kesilmiş çocuklar. Savaştan doğrudan etkilenen çocuklar ve bebekler. Peki bir insan olarak ne yapabilirdiniz? Öylece çekip gitmek mi? Hayır. Daha fazlasını yapmalısınız.” ifadelerini kullandı. EVLERİNDEN AYRILMAYI REDDEDEN UKRAYNALILAR Ukraynalı fotoğraf sanatçısı Liberova, fotoğraflarıya gerçeği yakalayarak insanlara neler olup bittiğini gösterdiğini belirterek şu şekilde konuştu: Bodrumlarda yaşayan insanlar gördüm, anneleriyle birlikte çocuklar. Eskiden bu evde yaşıyorlardı. Onları güvende tutmak için bazılarını tehlikeli yerlerden gelen döküntülerin altında yaratırdım. Ve kendilerini bu tür koşullarda bulan tüm insanlar; savaş şehrinize geldiğinde, toplar şehrinizi yok ettiğinde, kendilerini kaybolmuş hissederler, korkarlar. Ukrayna'da bu insanlara gelip hadi buradan gidelim, daha güvenli bir yere gidelim dediğinizde bu kesinlikle yaygın bir şeydir. Fakat onlar bunu reddediyor. Eskiden bu evde yaşıyorlardı. Bazıları hayatlarının çoğunu burada geçirdi ve birilerinin, bir yerlerde onlara yardım edebileceğine inanmıyorlar. Çalışmalarım sırasında, artık tüm dünyanın Ukrayna'yı desteklediğini onlara kanıtlamak zorunda kaldığım durumlar oldu. Yani başka yerlerde yeni bir hayat için şansları var. Ama orada, savaşın olduğu, her şeyin yandığı, bombaların olduğu, bir sürü bombardımanın olduğu ve hiçbir bağlantınız olmadan, ölebileceğiniz bu şehirlerde kalmaya devam ediyorlar. Sanki medeniyet şehirleri yalnız bırakmış gibi. Onları desteklemek isteyen koca bir dünya olduğuna inanamıyorlar. 

Savaşın 3. yılında Ankara'da 'Ukrayna'ya Destek Ver' mitingi gerçekleşti Haber

Savaşın 3. yılında Ankara'da 'Ukrayna'ya Destek Ver' mitingi gerçekleşti

Ankara Ukrayna Derneği, bu sene 3. yılını dolduran, Rusya'nın topyekûn işgal girişimi ve saldırıları nedeniyle başkent Ankara'daki Ukrayna Parkı'nda miting düzenledi. Mitinge çok sayıda Ukrain ve Kırım Tatarı katıldı. Ukrayna ve Kırım Tatar bayrağı taşıyan katılımcılar, "Ukrayna'ya Destek Ver" mitinginde pankartlar açtı.  "SAVAŞ 11 YIL ÖNCE BAŞLADI" Program, katılımcıların Rus saldırıları nedeniyle yaşamını yitiren Ukraynalılar için 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı. Basın açıklaması kapsamında Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev (Oleksii Chernyshev) konuşma yaptı. Çernışev, 24 Şubat 2025'te 3. yılını dolduracak olan savaşın 11 yıl önce Kırım, Donetsk ve Lugansk'ta başladığını vurguladı. ÇERNIŞEV, NUMAN ÇELEBİCİHAN'I ANDI 1918 yılında Kırım Tatar halkının Antlı Şehidi, Kırım Halk Cumhuriyeti'nin ilk Başbakanı Numan Çelebicihan'ın Bolşevikler tarafından kurşuna dizilişini anımsatan Çernışev, "Numan Çelebicihan, önde gelen Kırım Tatar siyasetçi; Kırım, Litvanya, Polonya ve Belarus Müftüsüdür. Kırım Tatar halkının ulusal uyanışının ideologlarından biridir. Bugün askerlerimizin saflarında Rus saldırganlığına karşı Ukrayna'yı savunduğu Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin 48. ayrı saldırı taburuna onun ismi verildi. Bu sene 140. doğum gününde kendisini rahmetle anıyoruz, hatırası ebedi olsun." ifadelerini kullandı.  "BU SAVAŞI BİZ BAŞLATMADIK AMA BİZ BİTİRMELİYİZ" İşgalci Rusya'nın pek çok aileyi parçaladığının ve Ukrayna'ya acı verdiğinin altını çizen Çernışev, "Düşmanımız acıma nedir bilmez, sivilleri soğukkanlılıkla öldürürür, altyapıyı ve tarihi eserleri yok eder. Soykırımcı Rusya'nın hedefi ülkemizi yok etmektir." diyerek tepki gösterdi. İşgalci Rus güçlerin dün gece Ukrayna'ya 267 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile saldırdığını hatırlatan Çernışev, Rusya'nın istediği "barışın" bu olduğunu söyledi. Çernışev, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin direnişine dikkat çektiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Her birimiz Ukrayna'nın savunucusu ve avukatıyız. Ülkemizi Türkiye'de layığıyla savunuyor, Çıkarlarımızı gözetiyor ve Ukrayna'yı destekleyici kararların alınmasına etki ediyoruz. Düşmanın yenilebileceğini her gün cephedeki durumla kanıtladık. Müttefiklerimizin destekleri sayesinde ülkemizi ve halkımızı korumak için ihtiyaç duyduğumuz şeyleri almaya devam ediyoruz. Bu savaşı biz başlatmadık ama biz bitirmeliyiz. Kimse Ukrayna'yı teslim olmaya zorlayamaz. Uzun vadeli, net güvenlik garantilerini içeren bir barış istiyoruz. Bugün hepimiz için önemli olan iki kelime: birlik ve direniştir. Düşmana karşı ortak mücadelemizi sürdüreceğiz. Hakikati savunuyoruz ve savaşlarda kötülüğün galip gelmemesi gerektiğine inanıyoruz. Birlikte kırılmazız, birlikte hareket ettikçe yenilmeziz. Slava Ukraini! (Yaşasın Ukrayna!) "UKRAYNA YALNIZCA VATANINI SAVUNMUYOR, İNSANLIK DEĞERLERİNİN YAŞATILMASINA ÖNCÜLÜK EDİYOR" Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay ise konuşmasına Ukrayna halkının vatanını 3 yıldır kahramanca savunduğunu vurgulayarak başladı. Kalkay, "Rusya’nın bu alçak saldırıları karşısında Ukrayna halkı sadece vatanını onurla savunmakla kalmıyor; insanlık değerlerinin, insanlık şerefinin, insan haklarının, demokrasinin, hukukun kaybolmaması, yaşatılması, yükseklere taşınması için de öncülük ediyor." değerlendirmesinde bulundu.  "NUMAN ÇELEBİCİHAN'IN MİLLİ MARŞIMIZDAKİ HAYKIRIŞI 2014'TEKİ MİTİNGLE VÜCUT BULMUŞTU" İşgalci Rusya'nın savaşı Kırım'ı işgal etmesiyle başlattığına dikkat çeken Kalkay, o günü şu şekilde anlattı: "Rusya’nın Ukrayna topraklarında başlattığı bu savaş, aslında 11 yıl önce 27 Şubat 2014 tarihinde terörist Rusya’nın Kırım Parlamentosunu silahlı haydutlarıyla ele geçirmesi ile başlamıştı. Bu baskından bir gün önce de 26 Şubat 2014 tarihinde Kırım Tatarlarının parlamento önündeki şanlı direnişi tarihe geçmişti. Silahlı, rütbesiz, kimliği belli olmayan, sonradan Rusya’nın olduğu anlaşılan askerlerin Kırım’da görülmesi üzerine Kırım Tatarları, 23 Şubat 2014 tarihinde Akmescit’te Lenin Meydanı'nda tarihi liderleri Numan Çelebicihan adına on binlerce insanın katıldığı bir miting düzenlemişti. 'Ant etkenmen söz bergenmen millet için ölmege' diye başlayan Kırım millî marşının da yazarı olan Numan Çelebicihan’ın haykırışı, ruhu bu mitingde de Kırım Tatar halkında vücut olmuştu." "BU SAVAŞI UKRAYNA BAŞLATMADI" Bolşevikler tarafından şehit edilen Antlı Şehit Numan Çelebicihan'ı yad eden Kalkay, aynı zamanda vatanı için mücadele eden tüm kahramanları saygı ve rahmetle andığını belirtti. Rus birliklerin 3 yıl önce başlattığı topyekûn saldırı kapsamında başlangıçta hiçbir ülkenin yardıma koşmadığını ancak Ukrayna'nın direnişine tanıklık ettikten sonra destek olmaya başladıklarını vurgulayan Kalkay, "Bugün ise savaşı durdurma görüntüsü altında, Ukrayna’yı dikkate almadan, Ukrayna’yı dinlemeden Ukrayna üzerinden akıllara durgunluk verecek şekilde dayatmalara, kirli hesaplara şahit olunmaktadır. Onuru olan, şerefi olan bir ülkenin, bir insanın bu kirli hesapları kabul etmesi, vatanından vazgeçmesi düşünülemez. Bu savaşı Ukrayna başlatmadı, saldıranı olmadı ama düşmanına da aman vermedi, vatanını savunmaktan asla vazgeçmedi. Görüyoruz ki, Ukrayna 3 yıl önce olduğu gibi bugün de yarın da vatanından, kimliğinden, haklarından asla ödün vermeyecek." dedi. Kalkay konuşmasını, "Yaşasın Ukrayna, yaşasın Türkiye, yaşasın Kırım Tatarları" sözleriyle sonlandırdı. UKRAYNALILAR SAVAŞIN YIL DÖNÜMLERİNDE BİRLİK MESAJI VERİYOR Ardından Ankara Ukrayna Derneği Başkanı İrına (İryna) Ambarkütükoğlu konuşma yaptı. Ambarkütükoğlu, Ukraynalıların dünyanın pek çok yerinde savaşın yıl dönümünde bir araya gelerek Rus saldırganlığını protesto ettiğini belirterek, desteklerinden dolayı katılımcılara ve Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev ile Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay'a verdiği mesajlardan dolayı teşekkür etti.  "KIRIM UKRAYNA'DIR" Konuşmaların ardından bir araya gelen Ukraynalılar, Ukrayna'nın millî marşını okudu. Ukrayna ve Kırım bayrağını açan katılımcılar; "Slava Ukraini! (Yaşasın Ukrayna)", "Düşmanlara Ölüm!", "Her şeyden önce Ukrayna!", "Mücadele edin, kazancaksınız", "Tek ve bölünmez, bağımsız Ukrayna", "Kırım, Ukrayna'dır", "Ukrayna'ya Silahlı Kuvvetleri'ne ve zafere inanıyoruz" sloganlarını attı. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.