SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Roman Nedilskıy

QHA - Kırım Haber Ajansı - Roman Nedilskıy haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Roman Nedilskıy haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İstanbul'da Kırım Tatar Millî Bayrak Günü'ne özel etkinlik Haber

İstanbul'da Kırım Tatar Millî Bayrak Günü'ne özel etkinlik

Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosluğu, Kırım Tatar Millî Bayrak Günü'nü 26 Haziran 2025 tarihinde düzenlenecek anlamlı bir program ile kutlayacak. Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosluğu ve Kırım Ailesi'nin katılımı ile tertip edilecek olan etkinlik, Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde saat 19.00'da başlayacak. ETKİNLİKTE KIRIM AİLESİ SAHNE ALACAK Başkonsolosluk tarafından yapılan açıklamada, "'Kırım Ailesi'nin örnek vokal ve koreografi topluluğunun katılımıyla Kırım Tatar Bayrak Günü vesilesiyle düzenlenecek etkinliğine davetlisiniz!" ifadeleri kullanıldı. NEDİLSKIY VE İÇTEN PROGRAM HAKKINDA GÖRÜŞTÜ Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy ve Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten program öncesinde bir araya geldi. Görüşmede Nedilskıy, 26 Haziran Kırım Tatar Bayrak günü için yapılacak program için İçten’e iş birliği talebinde bulundu. KIRIM TATAR MİLLÎ BAYRAK GÜNÜ İSTANBUL’DA KUTLANACAK Kırım Derneği İstanbul Şubesi tarafından yapılan açıklamada, Kırım Tatar Millî Bayrak Günü için yapılacak etkinliğin İstanbul’da Ali Emiri Kültür Merkezinde tertip edileceği ve gerekli destek ve yardımın dernek tarafından sağlanacağı bildirildi. Ayrıca Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Nedilskıy, Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı İçten’e Diaspora Kimliği'ni takdim etti. 26 HAZİRAN KIRIM TATAR MİLLÎ BAYRAK GÜNÜ Kırım Tatar Millî Kurultayı’nın (KTMM) 2010 yılında aldığı karar dolayısıyla her 26 Haziran'da, Kırım Tatar Millî Bayrak Günü kutlanıyor. Kırım Tatar kimliğinin, adaletinin ve özgürlüğünün sembolü olan Tarak Tamgalı Gökbayrak günümüzde Rus işgaline karşı mücadelenin sembolü olarak kabul ediliyor. Her yıl 26 Haziran’da dünyanın farklı yerlerinde Kırım Tatar bayrağı göndere çekiliyor. Rus işgaline kadar Kırım’da coşkuyla kutlanan, günümüzde de Ukrayna’nın ana kısmında geniş çapta etkinliklerle kaydedilen Kırım Tatar Bayrak Günü, Kırım’da Kırım Tatar gençlerin teşebbüsü ile ilk kez 2009 yılında kutlandı. Bayramın fikir babası olan Kırım Derneği Genel Başkanı merhum Dr. Ahmed İhsan Kırımlı, 2005 tarihinde gerçekleştirilen Kırım Tatar Gençlik Kurultayı sırasında, II. Kırım Tatar Millî Kurultayı’nın her zaman hatırlanması gereken bir vaka olduğunun altını çizmiş ve bunun bir bayram olarak kutlanmasını teklif etmişti.

Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Nedilskıy: Karadeniz güvenliği Avrupa istikrarı için tartışmasız bir gerekliliktir Haber

Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Nedilskıy: Karadeniz güvenliği Avrupa istikrarı için tartışmasız bir gerekliliktir

Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, 8. Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi’nde, Karadeniz’in güvenliğinin sadece bölge ülkeleri için değil, tüm Avrupa’nın istikrarı için hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Nedilskıy, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinin bölgedeki ekonomik, çevresel ve insani dengeleri altüst ettiğini belirterek, “Ukrayna'nın hedefi barıştır. Görevimiz Karadeniz'de barışı ve istikrarı yeniden sağlamaktır.” dedi. Karadeniz ve çevresindeki bölgelerin stratejik, ekonomik, çevresel ve kültürel dinamiklerini ele almayı hedefleyen, genel teması "Çatışma Çözümleri, Sürdürülebilirlik ve Kalkınma" olan 8'inci Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi, 8-9 Mayıs 2025 tarihleri arasında, Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi Maltepe Yerleşkesi'nde bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde gerçekleşiyor. SAVAŞIN BÖLGEYE FELAKET BOYUTUNDA ETKİLERİ VAR Kongre’de, 8 Mayıs’ta konuşma yapan Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Rusya'nın Karadeniz'de yürüttüğü saldırgan politikanın sadece Ukrayna’ya değil, tüm bölgeye tehdit oluşturduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: Karadeniz bölgesi uzun zamandır jeopolitik önemiyle bilinmektedir. Önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktadır. Farklı halkların, dillerin, kültürlerin ve dinlerin bir arada yaşadığı bir yerdir. Bu bölgenin güvenliği, tüm Avrupa'nın istikrarı ve refahı için tartışmasız bir gerekliliktir. Bu durum, özellikle Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya karşı başlattığı geniş çaplı işgalin üzerinden üç yıldan fazla bir süre geçmişken, bugün daha da net bir şekilde ortadadır. Devam eden savaş, hiç şüphesiz bölgenin karşı karşıya olduğu en büyük tehdittir. Sonuçları, abartısız bir şekilde, felaket boyutundadır. On binlerce insan hayatını kaybetti. Binlerce aile evlerini kaybedip, doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldı. Yüzlerce şehir ve kasaba yok edildi. Ek olarak, bölgenin ekonomik potansiyeli zayıflatıldı, ticaret yolları kesintiye uğradı, çevresel ve nükleer felaket riski ortaya çıktı. Bu durumlara örnek olarak Rus birliklerinin Kahovka Barajı’nı yıkması sonucu yaklaşık 80 yerleşim yerinin sular altında kalması ve Rusya Federasyonu’nun sürekli nükleer silah kullanma tehdidinde bulunması gösterilebilir. UKRAYNA’NIN HEDEFİ: ADİL VE KALICI BARIŞ Bölgedeki tehdit seviyesinin halen yüksek olduğunu, Rusya’nın Ukrayna’nın Odesa, Herson, Mıkolayiv ve diğer şehirlerindeki sivil hedeflere yönelik sistematik olarak saldırılar düzenlediğini belirten Başkonsolos, “Ortak Karadeniz bölgemizdeki çoğu ülkenin olduğu gibi Ukrayna'nın da hedefi barıştır. İstikrarlı, kalıcı, adil ve güvenilir barış. Görevimiz Karadeniz'de barışı ve istikrarı yeniden sağlamaktır. Bunu çocuklarımızın geleceği, savaşsız bir yaşam için yapmak zorundayız. Bu zorlu görev, ancak ortak bir fikir etrafında güçlerimizi birleştirerek gerçekleştirilebilir.” dedi. Nedilskıy, Ukrayna’da süren savaşın sadece toprak bütünlüğünü koruma mücadelesi değil, aynı zamanda halkın var olma, ana dilini konuşma, özgürce yaşama ve gelecek kurma hakkı için verilen bir direniş olduğunu vurguladı. Nedilskıy, "Bu mücadeleyi tüm özgür dünyanın desteğiyle sürdürüyoruz" diyerek, savaşın sadece askeri değil, insani bir boyutu olduğunu hatırlattı. Başkonsolos, mevcut tehditler karşısında Karadeniz bölgesinde yeni bir güvenlik mimarisi inşa edilmesi gerektiğini, bununla birlikte küresel düzeyde yeni bir güvenlik düzeninin de düşünülmesinin zorunlu hale geldiğini ifade etti. TÜRKİYE’NİN ROLÜNE ÖVGÜ Konuşmasında Türkiye’nin rolüne özel bir parantez açan Nedilskıy, “Türkiye, Ukrayna’dan yapılan gıda ihracatının sürekliliğini sağlayarak, özellikle Afrika ülkelerinde kıtlığın önlenmesinde kilit rol oynadı. Ayrıca, bu korkunç savaşta müzakere için etkili bir platform öneren ilk ülke oldu.” ifadelerini kullandı. Ayrıca Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne verdiği açık destek de Başkonsolos tarafından övgüyle anıldı.

Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Nedilskıy'dan Çernobil'in yıl dönümünde uyarı: Nükleer tehdit yeniden gündemde Haber

Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Nedilskıy'dan Çernobil'in yıl dönümünde uyarı: Nükleer tehdit yeniden gündemde

Günümüzden tam 39 yıl önce Çernobil (Çornobıl) Nükleer Santrali'nde meydana gelen kaza, dünyayı derinden etkiledi. Çernobil nükleer felaketi insanlığın doğrudan varlığını tehdit etti. Yaklaşık olarak 7 milyon kişinin zarar gördüğü patlama sonucu oluşan radyoaktif bulutlar, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı birçok ülkeyi etkiledi.  Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, 1986’da yaşanan Çernobil nükleer felaketinin yıl dönümü münasebetiyle Kırım Haber Ajansına (QHA) yaptığı açıklamada, bu trajedinin Ukrayna halkı için hâlâ kapanmamış bir yara olduğunu ve uluslararası toplum için önemli bir uyarı niteliği taşıdığını söyledi. Nedilskıy, hem geçmişte yaşanan yıkımın boyutlarını hem de günümüzde nükleer güvenliği tehdit eden yeni tehlikelere dikkat çekerek, dünyayı nükleer terör ve şantaja karşı daha kararlı bir duruş sergilemeye çağırdı. 26 Nisan’da Uluslararası Çernobil Afetini Anma Günü’nün kaydedildiğini belirten Nedilskıy, “Bu trajedi, barışçıl bir atom ile binlerce kilometrekarelik bir alanda yaşamı yok edebilecek kontrolsüz bir felaket arasındaki çizginin ne kadar kırılgan olduğunun acı bir şekilde hatırlattı.” dedi. "UKRAYNA HALKI İÇİN HALA KAPANMAMIŞ BİR YARA" Kazanın ardından atmosfere 190 tondan fazla radyoaktif madde salındığını, yaklaşık 160 bin kilometrekarelik alanın kirlendiğini ve felaketin sonuçlarının ortadan kaldırılması için 600 binden fazla kişinin seferber edildiğini hatırlatan Başkonsolos, milyonlarca Ukraynalının yüksek dozda radyasyona maruz kaldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: Çernobil, Ukrayna halkı için yalnızca bir tarihî olay değil, hâlâ kapanmamış bir yaradır. Ekolojik tahribatın ötesinde, toplumun sosyal ve psikolojik yapısını da kökten sarsan bir dönüm noktasıdır. Bu aynı zamanda daha büyük bir yıkımı önlemek, felaketin sonuçlarını ortadan kaldırmak için hayatlarını tehlikeye atan yüz binlerce insanın kahramanlığıdır. YENİ NÜKLEER TEHDİT: RUS İŞGALİ ALTINDAKİ ZAPORİJJYA NÜKLEER SANTRALİ Ukrayna’nın bugün yeniden bir nükleer tehditle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Nedilskıy, “Bu kez bir teknik arıza değil; kasıtlı, düşmanca bir tehdit söz konusu. Rusya Federasyonu, 2022 yılının şubat ayında başlattığı geniş çaplı işgalin bir parçası olarak, Avrupa’nın en büyük nükleer tesisi olan Zaporijjya Nükleer Santrali’ni işgal etti. O tarihten bu yana santral, adeta bir nükleer şantaj aracına dönüştürüldü. Tesis mayınlarla döşendi, zaman zaman bombardımana uğradı ve Ukraynalı personel ağır baskı altında çalıştırılıyor. Bu durum yalnızca Ukrayna’yı değil, tüm Avrupa kıtasını tehdit eden bir güvenlik krizine işaret ediyor. Bu, dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir durumdur. Bir nükleer tesis, askeri bir kalkan ve siyasi tehdit unsuru olarak kullanılıyor. Uluslararası hukuk, nükleer güvenlik ilkeleri ve insanlık değerleri açıkça hiçe sayılıyor. Bu tutum, modern Kremlin rejiminin gerçek yüzünü net biçimde ortaya koymaktadır.” dedi. NÜKLEER SANTRALLER ŞANTAJ ARACINA DÖNÜŞTÜ Rusya’nın nükleer tesisleri askeri hedef hâline getirmesinin Zaporijjya Nükleer Santrali ile sınırlı kalmadığını, geniş çaplı işgalin ilk günlerinde Çernobil Nükleer Santrali’nin de hedef alındığını belirten Nedilskıy şunları kaydetti: 24 Şubat 2022’de, işgalin ilk saatlerinde, Çernobil Nükleer Santrali de hedef alındı. Santral bir aydan fazla süre Rus işgali altında kaldı. İşgalciler temel nükleer güvenlik standartlarını hiçe saydılar, en yoğun şekilde radyasyonla kirlenmiş bir bölge olan Kızıl Orman'da hendekler kazdılar, istasyonun elektrik beslemesini keserek atık yakıt havuzlarının soğutma sistemini tehlikeye attılar. Bu, savaş sırasında bir nükleer tesisin ele geçirilmesinin dünyadaki ilk örneğiydi. Ama ne yazık ki sonuncusu değil… 14 Şubat 2024 gecesi, Çernobil Nükleer Santrali bir kez daha hedef alındı. Şahid tipi silahlı insansız hava aracı, santralin 4. reaktörünü örten yapıya isabet etti. Dış ve iç kaplamada ciddi hasar meydana geldi; vinç sistemleri zarar gördü. Bu saldırı, Rusya'nın tüm gezegeni tehdit eden bir nükleer terörist olduğunun bir başka kanıtıdır.” "İNSANLIK İÇİN FELAKETLE SONUÇLANABİLECEK SUÇLARA KARŞI DÜNYA KAYITSIZ KALMAMALI" Açıklamasında uluslararası topluma çağrıda bulunan Başkonsolos, “Bu nedenle bugün Çernobil’i anarken yalnızca hayatını kaybedenlerin anısına saygı duruşunda bulunmamalı, aynı zamanda şunu da vurgulamalıyız: Bu çapta trajediler bir daha asla yaşanmamalıdır. Bu bir harekete geçme çağrısıdır. Bu, insanlık için felaketle sonuçlanabilecek suçlara karşı dünyanın kayıtsız kalmaması gerektiğine dair bir uyarıdır.” diyerek, nükleer şantaj ve teröre karşı dünya kamuoyunu birlik olmaya çağırdı. Son olarak Türkiye’ye ve tüm uluslararası ortaklara desteklerinden dolayı teşekkür eden Nedilskıy, “Ukrayna, 1986’da olduğu gibi bugün de güvenli bir gelecek için ön saflarda mücadele ediyor. Çernobil bize, trajedilerin sınır tanımadığını çok iyi bir şekilde göstermiştir. Bu nedenle bugün, trajedinin tekrar yaşanmasını önlemek için, hatırlamak, her zamankinden daha fazla önemlidir.” dedi.

İstanbul'da "Türk fotoğrafçıların gözünden Rusya-Ukrayna Savaşı" sergisi Haber

İstanbul'da "Türk fotoğrafçıların gözünden Rusya-Ukrayna Savaşı" sergisi

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı geniş çaplı işgal saldırısının 3. yıl dönümü nedeniyle İstanbul’da “Türk Fotoğrafçıların Gözünden Rusya-Ukrayna Savaşı” adlı sergi düzenlendi. Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen sergide Anadolu Ajansı foto muhabirleri Erçin Ertürk, Özge Elif Kızıl ve Emin Sansar’ın Rusya tarafından bombalanan Ukrayna yerleşim yerlerinde, Ukrayna cephe hattında çekilen resimleri sergilendi. Sergi savaşta hayatını kaybeden Ukraynalı askerler ve sivillerin anısına saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı. Ardından açılış konuşmasını yapan Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, “Savaş hiçbir aileyi es geçmedi, herkesi etkiledi. Ama aynı zamanda bu savaş bizi güçlendirdi ve birleştirdi. Kaybettiklerimizin hatırası, ortak acımız ve ortak sorumluluğumuz. Hayatta kalmak için tek bir seçeneğimiz var; zafer kazanmaktır. Ukrayna halkı sayıca üstün ve acımasız bir düşmana karşı dünyaya cesaret, direnç ve birlik örneği gösterdi. Ukrayna halkının direnişi, sadece hayatta kalma ve özgürlük mücadelesi değil. Bu savaşta Ukrayna, var olma hakkını ve milli kimliğini savunuyor.” şeklinde konuştu.  Yabancı basın tarafından Ukrayna’da çekilen görüntülerin dünyaya yayılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Başkonsolos, “Bu fotoğraflar sadece görüntüden ibaret değil. Onlar, acıları ve yıkımları anlarken, aynı zamanda Ukrayna halkının cesaretini, sarsılmaz ruhunu ve kararlılığı da gözler önüne seriyor.” dedi. Sergi açılışına katılan Anadolu Ajansı foto muhabirlerinden Erçin Ertürk, “Ukrayna'da ziyaret ettiğim şehirlerde savaşın yıkıcı etkilerini gördüm. Ancak şunu fark ettim ki, her zorluğun içinde her zaman bir umut ışığı var. Özellikle kadın askerlerin cephedeki varlığı bu umudu sonsuzlaştıran bir sembol. Bu sergi sadece savaşı değil, o savaşta insanın ve ailenin hayatının nasıl şekillendiğini gösteriyor. Ve bugün bu görsellerin İstanbul’da Ukrayna Başkonsolosluğu tarafından sergileniyor olması kültürlerarası bağların ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyor." ifadelerini kullandı. Daha sonra Ukraynalı müzik grubu “PREKASKA” sergi katılımcıları için küçük konser düzenleyerek duygusal anlar yaşattı.

İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy: Ukrayna, adil ve uzun süreli barış istiyor Haber

İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy: Ukrayna, adil ve uzun süreli barış istiyor

İşgalci Rusya, 11 yıl önce 2014'te Kırım'ı işgal ederek Ukrayna’ya karşı savaş başlattı. Sekiz yıl sonra ise Kremlin, tüm Ukrayna’ya karşı topyekun savaşın fitilini ateşledi. Tam 3 yıl önce 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya, sabah saat 05.00'te savaş suçlusu Putin’in Ukrayna’da  güya "özel askeri operasyon" başlattığını duyurdu. Sonrasında, Rusya Ukrayna’nın farklı yerleşim yerlerindeki önemli stratejik hedefleri vurmaya ve Rus ordusu kuzey, doğu ve güney olmak üzere 3 yönden Ukrayna topraklarına girmeye başladı. Putin Rusyası, 3 gün içinde Kıyiv’e girmeyi ve tüm ülkeyi işgal altına almayı planlıyordu. Ancak Ukrayna devleti ve halkının büyük direnişiyle karşılaştı. Aradan üç yıl geçtikten sonra Ukrayna, hala sayıca ve teknolojik olarak kendinden kat kat üstün bir saldırgana karşı kahramanca mücadele ediyor. Topyekun savaşın 3. yılında Kırım Haber Ajansının sorularını cevaplayan Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Rus saldırılarının Ukrayna’ya verdiği zarar hakkında bilgi vererek; Türkiye-Ukrayna ilişkileri, cephedeki durum ve gündemdeki Ukrayna barış müzakerelerini değerlendirdi. EĞİTİM VE SAĞLIK ALTYAPISI BÜYÜK ZARAR GÖRDÜ Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik kapsamlı işgalinin eğitim ve sağlık altyapısına büyük zarar verdiğini belirten Ukrayna Başkonsolosu, "Rus ordusu, yalnızca askeri hedefleri vurduğunu iddia etse de okulları, üniversiteleri, kreşleri ve yetimhaneleri kasıtlı olarak yok ediyor" diyerek şu ana kadar Ukrayna’daki her 7 okuldan birinin Rus saldırılarından etkilendiğini vurguladı. Geçen 3 yılda Ukrayna’da Rus saldırılarında 3 bin 798 eğitim kurumunun zarar gördüğünü, bunlardan 365’inin tamamen yıkıldığını kaydeden Roman Nedilskıy, "Bu sadece çocukların eğitime erişimini zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda ülkemizin geleceğine de büyük darbe vuruyor. Eğitim, bir ulusun gelişiminin temelidir ve bunu sistematik olarak yok etmek suçtur. Dünya Bankasının tahminlerine göre, eğitim altyapısını yeniden inşa etmek için yaklaşık 14 milyar dolara ihtiyaç var" değerlendirmesini yaptı. İşgalci Rusya, yalnızca okulları değil sağlık altyapısını da hedef aldı. Başkonsolos, "Bin 982 sağlık kurumu hasar gördü, bunlardan 301’i tamamen yıkıldı. Bu, yüz binlerce Ukraynalının temel sağlık hizmetlerine erişimi kaybetmesine neden oldu. Ayrıca 500'ün üzerinde ambulans tahrip edildi ya da hasar gördü. Bu saldırılar, sadece binaları değil yaşam kurtarma kapasitesini de hedef alıyorlar" şeklinde konuştu. Tüm bunlara rağmen Ukrayna'nın direnişini sürdürmeye devam ettiğini aktaran Başkonsolos, "Yıkılan hastaneler onarılıyor, yeni sağlık programları başlatılıyor ve her Ukraynalı için kaliteli sağlık hizmeti sağlanmaya çalışılıyor. Bu çabalar, sadece zafer için değil güvenli bir gelecek için de mücadele ettiğimizin bir kanıtıdır" dedi. UKRAYNA’NIN ENERJİ ÜRETİM KAPASİTESİNİN YÜZDE 42’Sİ YOK EDİLDİ Rus saldırganlığı nedeniyle Ukrayna’nın enerji altyapısı da ciddi zarar gördü. Ukrayna'nın enerji üretim kapasitesinin yüzde 42'sinin yok edildiği ya da işgal altına alındığını belirten Nedilskıy, “İşgal edilen en büyük tesis, yalnızca kritik bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda ciddi bir nükleer tehdit oluşturan 6 GW kapasiteli Zaporijjya Nükleer Santralidir. En büyük kayıp termik enerji üretiminde yaşandı; kömürle çalışan termik santrallerin yüzde 87’si kalıcı olarak tahrip edildi ve bu durum enerji dengesinin hızlı bir şekilde yeniden sağlanmasını zorlaştırıyor. Ayrıca, düşman saldırıları nedeniyle hidroelektrik santrallerinde 2,3 GW üretim kapasitesi zarar gördü” ifadelerini kullandı. 2023 yılı boyunca Ukrayna’nın enerji sisteminin bin 750 füze ve silahlı insansız hava aracı tarafından saldırıya uğradığını aktaran Başkonsolos, "Bunların 900’ü 17 Kasım 2023'ten sonra kış sezonu sırasında gerçekleşti. Bu durum, ülkeyi kış aylarında maksimum düzeyde yıpratmayı hedefleyen sistematik bir enerji terörünü ortaya koyuyor" dedi. Söz konusu saldırıların sonuçlarını milyonlarca Ukraynalı hissetti. Uzun süreli elektrik kesintileri su temini, ısıtma, sağlık hizmetleri ve eğitim sistemini aksattı. Başkonsolos Nedilskıy, “Bu saldırılar yalnızca altyapıya yönelik değil; Ukraynalıların normal yaşamlarını sürdürmelerini engelleme, kaos yaratma ve insanları evlerini terk etmeye zorlama girişimidir” şeklinde vurguladı. Buna rağmen Ukrayna, enerji altyapısını ayakta tutmaya devam ediyor. Başkonsolos, konu hakkında, "Hasarlı tesisler onarılıyor, alternatif enerji kaynakları devreye sokuluyor ve elektrik ithalatı artırılıyor. Ukraynalılar, mühendislerden işçilere kadar herkesin emeğiyle bu zorluklara karşı duruyor ve asla pes etmeyecekler" değerlendirmesini yaptı. “RUSYA, ÇERNOBİL NÜKLEER SANTRALİNE SALDIRARAK EŞİ BENZERİ OLMAYAN BİR SUÇ İŞLEDİ” Rus ordusunun geçen haftalarda Ukrayna’daki Çernobil (Çornobıl) Nükleer Santraline gerçekleştirdiği saldırı hakkında konuşan Roman Nedilskıy şunları kaydetti: Rusya, Çernobil Nükleer Santrali’ne yönelik saldırısıyla bir kez daha dünyada eşi benzeri görülmemiş bir suç işledi. Daha önce hiç kimse, son derece tehlikeli bir nükleer tesisi kasıtlı olarak yok etmeye çalışmamıştı. 13 Şubat’ı 14 Şubat’a bağlayan gece, Rusya’nın hava saldırısı sonucu, tahminen bir ‘Şahid’ tipi silahlı insansız hava aracı (SİHA), Çernobil Nükleer Santrali’nin 4. enerji bloğunun üzerindeki yapıya isabet etti. Bu saldırı, dış ve iç kaplamaların yanı sıra ana vinç sisteminin de zarar görmesine yol açtı. Radyasyon seviyesi, otomatik sistemler tarafından sürekli olarak izleniyor ve şu ana kadar belirlenen sınırların üzerine çıkmadı. Ancak SİHA saldırısı sonucu koruyucu kalkanda büyük deliğin oluşması nedeniyle ciddi bir risk devam ediyor. Rus insansız hava araçlarının Çernobil’in üzerinden sıkça uçtuğunu ancak doğrudan istasyonu hedef alan böyle bir saldırının ilk kez gerçekleştiğini belirten Başkonsolos, saldırının Münih Güvenlik Konferansı’nın açılış günü yapıldığını vurgulayarak, "Bu, Kremlin’in dünyaya gönderdiği açık bir mesajdı: Rusya, küresel bir nükleer felaket riskini bile göze alarak saldırılarını sürdürecek" şeklinde konuştu. Roman Nedilskıy, Rus SİHA’sının, 1986 Çernobil felaketinden sonra inşa edilen eski sığınağın birkaç metre yakınına isabet etmesi durumunda, sonuçların çok daha korkunç olabileceğine dikkat çekerek, “Bu durumda Kremlin, yeni bir radyasyon felaketini tetiklemiş olacaktı" dedi. Son olarak; Ukraynalı Başkonsolos, "Bu saldırı, Rusya’nın küresel güvenliğe doğrudan tehdit oluşturan bir nükleer terörist olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Eğer şimdi durdurulmazsa, neden olabileceği felaketlerin boyutlarını tahmin etmek imkânsız olacak" şeklinde uyarı yaptı. TÜRKİYE-UKRAYNA İLİŞKİLERİ Türkiye ile Ukrayna arasındaki ilişkileri de değerlendiren Başkonsolos Nedilskıy şu değerlendirmede bulundu: Türkiye ile Ukrayna arasında askeri-teknik iş birliği, ekonomik ilişkiler, insani yardım ve siyasi destek gibi birçok alanda yakın bir stratejik ortaklık bulunmaktadır. En üst düzeyde düzenli görüşmeler yapılıyor ve bu görüşmelerin temel konuları arasında Karadeniz'de deniz taşımacılığının güvenliği, esir değişimi, ekonomik ortaklık ve güvenlik garantileri yer alıyor. Ayrıca, Türkiye, Ukrayna'da tahrip edilen altyapının yeniden inşasında önemli bir rol üstlenmektedir. Başkonsolos, "Türkiye, 33 milyon ton Ukrayna tahılının, özellikle en çok ihtiyacı olan ülkelere ulaştırılmasını sağlayan Tahıl Koridoru Anlaşmasının imzalanmasında kilit bir rol oynamıştır." dedi. Gelecekte ekonomik ortaklığın daha da güçlendirilmesi ve Türk iş dünyasının Ukrayna'nın savaş sonrası yeniden inşasına aktif olarak katılmasının beklendiğini ifade eden Nedilskıy, Karadeniz’de deniz taşımacılığının güvenliği konusunda iş birliğinin sürdürülmesinin önemini vurguladı. Başkonsolos, "Bu konu, sadece Ukrayna için değil tüm bölge için kritik bir meseledir" dedi. Ayrıca, Ukraynalı savaş esirleri ve sivil rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik çabaların artırılması gerektiğini belirterek, "Bu konu, savaşın en önemli insani meselelerinden biri olmaya devam etmektedir" şeklinde konuştu. “CEPHEDEKİ DURUM ZOR” Öte yandan, Ukrayna-Rusya Savaşı'nda sıcak çatışmaların yaşandığı cephedeki durumun zor ve kritik olduğunu kaydeden Başkonsolos, “Askerlerimizin cesareti sayesinde, düşmanın teknik üstünlüğüne ve insani güç açısından sayıca fazla olmasına rağmen onları durdurmayı başarıyoruz” dedi. Topraklar hakkında yüzdelik rakamlarla konuşmayı pek sevmediğini belirten Nedilskıy, "Çünkü bu basit sayılar, askerlerimizin terini, kanını ve gözyaşlarını, vatan uğruna verdikleri canları temsil ediyor. Bu rakamların ardında, işgal nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan insanların dramı yatıyor. Ne yazık ki, bunu özellikle burada, İstanbul’da çok net görüyorum. Çünkü işgal altındaki bölgelerden en çok Ukraynalı mülteci buraya geliyor. Şunu vurgulamak isterim: Ukrayna, topraklarının işgalini asla kabul etmeyecektir. Büyüklüğü ne olursa olsun!” değerlendirmesinde bulundu. “UKRAYNA ADİL, DÜRÜST, KAPSAYICI VE UZUN VADELİ BARIŞ İSTİYOR” Rusya ile ABD arasında başlayan süreç ve medyada Ukrayna’daki barış müzakereleri hakkında çıkan haberleri değerlendiren Başkonsolos, Rusya gibi büyük ve sinsi düşmana karşı koymak için Ukrayna’nın askeri, ekonomik, siyasi olmak üzere uluslararası desteğe ihtiyaç duyduğunu belirtti. Başkonsolos, “Son haftalarda, Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesine yönelik müzakereler hakkında oldukça fazla yorum, değerlendirme, tavsiye ve açıkça söylemek gerekirse yalanlar ortaya çıktı. Biz duruşumuzda kararlıyız. Bize bir, iki veya beş yıl sürecek bir ateşkes gerekmiyor. Ukrayna barış istiyor. Adil, dürüst, kapsayıcı ve uzun vadeli bir barış. Öyle bir barış ki, tüm uluslararası toplum için barışçıl bir yaşam kurmaya olanak tanısın. Ülkenin büyüklüğü veya askeri gücüne bakılmaksızın.”şeklinde sözlerini tamamladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.