SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Şeyma Gezer

QHA - Kırım Haber Ajansı - Şeyma Gezer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şeyma Gezer haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Tatarca, Macaristan’da akademik bir pencere açıyor: Öğrenciler hem dili hem kültürü öğreniyor Haber

Kırım Tatarca, Macaristan’da akademik bir pencere açıyor: Öğrenciler hem dili hem kültürü öğreniyor

QHA ÖZEL Eötvös Loránd Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nde doktora eğitimi alan Şeyma Gezer, Macaristan’da Kırım Tatarca dersleri veriyor. Gezer, Kırım Haber Ajansı (QHA) ile yaptığı röportajda, Kırım Tatarcanın Macaristan Türkolojisi’ndeki akademik yerini ve edindiği kişisel deneyimleri aktardı. Gezer, Stipendium Hungaricum burs programı kapsamında Macaristan’a gittiğini ve Türkoloji bölümünde kendisine Türkçe dersleri verip veremeyeceğinin sorulduğunu aktararak, Kırım Tatarca ders verme sürecinin bu şekilde başladığını anlattı. “Böylece hem akademik hem kişisel kimliğim birleşti diyebilirim.” diyen Gezer, Kırım Tatarca öğretirken kullandığı kaynaklar ve öğrenme teknikleri hakkında da bilgi verdi. Gezer, farklı akademik çalışmalardan, edebî metinlerden ve kendi hazırladığı notlardan yararlandığını belirtti ve derslerde Kırım Tatar Türkolog Bekir Çobanzade, Kırım Tatarlarının unutulmaz lideri, Antlı Şehit, Ant Etkenmen Marşı'nın yazarı Numan Çelebicihan ve Kırım Tatar aydını, düşünür, yazar ve Tercüman gazetesinin kurucusu İsmail Bey Gaspıralı gibi şahsiyetlerin eserlerine de yer verdiğini söyledi. Gezer, derslerde öğrencilerin dili akıcı konuşmalarından ziyade, yazılı bir metnin hangi Türk dili ya da lehçeye ait olduğunu ayırt edebilmesini hedeflediğini vurguladı. KIRIM TATARCA LEHÇELERİYLE BİRLİKTE ÖĞRETİLİYOR Gezer ayrıca, Kırım Tatarcanın üç ana diyalektini de derslerinde örneklendirdiğini aktararak, “Yazılı dilde standart Bahçesaray diyalektini öğretiyorum. Konuşma dili olarak ise Çöl-Kuzey diyalektinden örnekler sunuyorum. Çöl ağzına dair elimizde çok fazla materyal yok ancak eski şiirler, halk edebiyatı ve şarkı sözlerinden faydalanıyorum.” dedi. Macaristan’daki Türkoloji öğrencilerinin ilk kez kendisinden Kiril alfabesi öğrendiğini ifade eden Gezer, “Önceden Azerbaycan Türkçesi ya da Özbek Türkçesi dersleri almışlardı ama bunları Latin harfleri üzerinden öğrenmişlerdi. Kiril’e dair bir tecrübeleri yoktu. O yüzden alfabeleri karşılaştırmalı şekilde işledik; Sovyet dil planlamasının sonuçlarını da derslere dâhil ettim.” sözleriyle süreci anlattı. Aynı zamanda Gezer, Macarca ve Kırım Tatarca arasındaki benzerliklerden de yaralandığını ekledi. Öte yandan Gezer, bu alanda yabancılar için hazırlanmış Kırım Tatarca kaynakların eksikliğine de vurgu yaptı. “KIRIM TATARCA TÜRK DİLLERİ ARASINDA BİR KÖPRÜ” Gezer, derslere ilginin sadece zorunluluktan kaynaklanmadığını vurguladı. Gezer, Türkoloji öğrencilerinin yanı sıra tarih, Rus Dili ve Edebiyatı gibi bölümlerden gönüllü olarak katılım sağlayan öğrenciler de olduğunu belirtti. “Ben katılımı hiçbir zaman zorunlu tutmadım. Buna rağmen öğrenciler kendi istekleriyle derse geliyordu.” diyen Gezer, dersleri Macarca anlatmasının da ilgiyi artırdığını ifade etti. Gezer, “Bir yabancı okutmanın kendi ana dillerinde ders vermesi, örnekleri Macar tarihi ve dili üzerinden aktarması onlar için farklı bir deneyim oldu.” dedi. Gezer, öğrencilerine Kırım Tatarcanın diğer Türk dilleriyle ilişkisini de anlattığını aktararak, “Türkoloji öğrencisisiniz, Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Uygur Türkçesi gibi birçok Türk dili öğreneceksiniz. Kırım Tatarca Kıpçak ve Oğuz Türkçesi arasında bir köprü dildir. Eğer Kırım Tatarcayı öğrenirseniz, diğer Türk dillerini anlamanız kolaylaşır.” sözleriyle dersin önemine işaret ettiğini belirtti. ÖĞRENCİLERİM TÜRK DÜNYASINA DA İLGİ DUYUYOR Gezer, öğrencilerin motivasyonunun sadece Türk dillerine değil Türk dünyasına da olduğunu belirterek, “Bu ders, onların sadece sorumluluklarını yerine getirmesi için değil, aynı zamanda Türkolojiye ve Türk dünyasına daha geniş bir açıdan bakabilmeleri için de bir fırsat sunuyor. Kırım Tatarca onlar için hem tanıdık hem de yeni bir pencere açıyor.” cümlelerini sarf etti. Gezer, dil öğretiminin yanında kültürel miras ögeleri de derslerine dâhil ettiğini belirtti. Gezer, Kırım Tatar mutfağına öğrencilerin büyük ilgi gösterdiğini ifade ederek, “Bir gün kendi evimde cantık yaptım ve öğrencilerime götürdüm. Onlar da kendi mutfaklarında benzer hamur işleri olduğunu söyleyip ıspanaklı versiyonlarıyla kıyasladılar.” dedi. Ayrıca “Çağdaş Türk Halkları” dersi kapsamında Kırım Tatarları üzerine de ders verdiğini kaydeden Gezer, “Yaklaşık 70 öğrencinin seçtiği bu derste önce genel tarihlerini anlatıyorum. Daha sonra günümüzde hangi ülkelerde yaşadıklarını, hangi kültürel etkinlikleri sürdürdüklerini ele alıyoruz. Türkiye’de yapılan tepreşler, dans kültürü, gençlik kurultayları ve çibörek günleri gibi etkinliklerden bahsediyoruz.” diye konuştu. Bununla birlikle Gezer, Kırım Tatar işlemelerini çalışan bir öğrencisinin gönüllü olarak derslerine katılım sağladığını da ekledi. MACAR TÜRKOLOJİSİ'NDE KIRIM TATARCA Gezer, Macaristan’daki Kırım Tatarca çalışmalarını ve akademik geleneği değerlendirdi. Gezer, Macar Türkolojisi’nin 19. yüzyıldan beri güçlü bir geleneğe sahip olduğunu belirterek, “Armin Vambery ile başlayan bu miras, Kıpçak-Kuman döneminden Osmanlı dönemi araştırmalarına kadar geniş bir alanda çalışmalar yürütüyor. Bu miras, Kırım Tatarlarına, Tatarlara ve Moğollara yönelik araştırmaların da önünü açmış.” dedi. Aynı zamanda Gezer, Macar araştırmacıların Türkçe alıntı sözcükleri dönemlendirirken erken Türkçe kökenli sözcükleri Hazarlara ve Bulgarlara dayandırdıklarını, ikinci dönemi ise Kuman-Kıpçak bağlantıları olarak ele aldıklarını belirtti. 13. yüzyılda Macaristan’a büyük bir Kıpçak göçü ve iskanının yaşandığını vurgulayan Gezer, “Bu dönemde yerleşen Kıpçaklar 17. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürdü ve konuştukları dil, Kuman Türkçesi, günümüz Kırım Tatar Türkçesinden çok da farklı değildi. Bu yüzden bu alanda değerli araştırmalar yapıldı.” dedi. Gezer, Ignác Kúnos, Zsuzsa Kakuk, günümüzde İvan İçmariye ve İmre Baski gibi araştırmacıların çalışmalara devam ettiğini ifade etti. Ayrıca 1916 yılında Kırım Tatar Türkolog Bekir Çobanzade’nin Budapeşte’de Codex Cumanicus üzerine doktorasını tamamladığını belirten Gezer, İmre Baski’nin yakın dönemde Kırım Tatarca sözlüğü alanında çalışmalar yaptığını aktardı. “AKADEMİK ÇALIŞMALAR GÖRÜNÜRLÜLÜĞÜ ARTIRIYOR” Gezer, Macaristan’daki Kırım Tatar diasporasının oldukça sınırlı olduğunu belirtti. Gezer, “Burada belirgin bir Kırım Tatar diasporası yok. Benim gibi akademik amaçlarla gelen öğrenciler ve araştırmacılar var, fakat genel anlamda bir topluluk oluşmuş değil.” dedi. Öte yandan Gezer, üniversitedeki derslerin sadece akademik eğitim sağlamadığını, aynı zamanda Kırım Tatar dilinin görünürlüğünü artırdığını ve kültürel dayanışmaya katkı sağladığını vurguladı. Romanya ve Bulgaristan’daki Kırım Tatar diasporasının Macar araştırmacılar açısından önem taşıdığını belirten Gezer, “Romanya’daki azınlık hakları, dil politikaları ve Kırım Tatarlarının durumu üzerine çalışmalar yapılıyor. Bu tür araştırmalar, Macarlar için hem kendi diaspora deneyimlerini hem de diğer toplulukları inceleme fırsatı sunuyor.” ifadelerini kullandı. Gezer, akademik çalışmaların Kırım Tatar kimliğinin görünürlüğünü artırmada önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bunun bireysel bir mücadele olduğunu da vurgu yapan Gezer, “Daha çok insanın bizim hakkımızdaki gerçekleri duymasını tabii ki istiyoruz. Bu bizim tabii ki kimlik korumamızın bir farklı yolu. Akademide Kırım Tatarlarını biz nasıl temsil edebiliyoruz? Sadece araştırmacı olarak değil hem de bir taraftan kimlik koruma olarak biz bunu yapıyoruz.” dedi. Bununla birlikte Gezer, 2024 yılında Budapeşte’de düzenlenen “Doğu’ya Doğru” konferansında, Kırım Tatar kadınlarının millî hareketteki rolünü anlattığını belirtti. YENİ NESİL KIRIM TATARCAYI ANLIYOR AMA KONUŞAMIYOR Ayrıca Gezer, yakın zamanda Macarca olarak yayımlanacak makalesinde Türkiye’deki Kırım Tatarlarının göç ve diaspora süreçlerini analiz edeceğini aktardı. Gezer, “Genel olarak Kırım'dan Türkiye'ye göçler, birdenbire olan bir süreç değildi. Romanya'da, Bulgaristan’da ve Türkiye'de 1789'dan itibaren aşamalı olarak farklı dönemlerde çok fazla Kırım Tatar diasporası oluştu. Bu ülkelerde şimdi resmî olarak bir Kırım Tatarca öğretimi yok. Türkiye de dâhil olmak üzere herkes evin içinde ne konuşuluyorsa aslında bu dili öğreniyor. Annesinden, babasından, babaannesinden hangi kültürü gördüyse onu devam ettiriyor. Şu anki gençlerin büyük bir kısmı aslında Kırım Tatarcayı sadece anlıyor ama konuşamıyor.” dedi. Türkiye’de Kırım Tatar köyleri ve Nogay yerleşimleri üzerine çalışmalar yapan Prof. Dr. Hakan Kırımlı’nın yazılarını örnek gösteren Gezer, 1960’lardan itibaren dilin aşamalı olarak kaybedildiğini gözlemlediğini ifade etti. Gezer, “Okullarda Tatarca konuşmak yasak olmasa da bazen öğrenciler para cezası alabiliyordu. Bu olumsuz etkiler her ülkede farklı boyutlarda görülüyor.” şeklinde konuştu. Öte yandan yeni neslin Kırım Tatarcayı öğrenmesi için kültür dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla farkındalık çalışmalarını artırmayı hedeflediğini söyleyen Gezer, akademik ve kültürel girişimlerin dilin ve kimliğin korunmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.