SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Suriye

QHA - Kırım Haber Ajansı - Suriye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Suriye haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Garry Kasparov: Ukrayna, Rusya’nın karşısında durmasaydı Rus tankları çoktan Polonya’ya varmıştı Haber

Garry Kasparov: Ukrayna, Rusya’nın karşısında durmasaydı Rus tankları çoktan Polonya’ya varmıştı

Güvenlik alanında uluslararası ölçekte düzenlenen önemli etkinliklerden 17. Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu, 21 ve 23 Kasım 2025 tarihleri arasında, Kanada'nın Nova Scotia kentinde düzenlendi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e muhalifliğiyle bilinen Rus satranç oyuncusu ve insan hakları aktivisti Garry Kasparov da forumun katılımcıları arasında yer aldı. Demokratik ülkelerin umutsuzluğa düşemeyeceğine vurgu yapan ve Putin’in, 25 yıldır iktidarda olduğunu ve emperyalist planları konusunda açık olduğunu hatırlatan Kasparov, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın hazırladığı 28 maddelik barış planını ve NATO’nun mevcut pozisyonunu sert sözlerle eleştirdi. “SAVAŞMAYA VE ÖLMEYE GÖNÜLLÜ MÜSÜNÜZ?” “Bir pazarlık planı olan sözde barış planı hakkında tabii ki birçok şey söylenilebilir. Bu konuya dair müzakerelerin altında yatan nedenin farkındayız; bu planın barışla bir ilgisi yoktur, yalnızca arkasındaki şahısların maddi çıkarları gözetilmektedir” ifadelerini kullanan Kasparov, “Kaç silahınızın veya ne kadar cephanenizin olduğunun bir önemi yok, asıl mesele şudur: Savaşmaya ve ölmeye gönüllü müsünüz?” şeklinde konuştu. Kasparov, NATO’nun “sahte” bir teşkilat olduğuna ve “zayıflığına” vurgu yaparak, “Hâlâ burada oturup NATO’yu kutlayabilmenizin nedeni, Ukrayna’nın her dakika kan kaybetmesidir. Eğer Ukrayna, Rusya’nın karşısında durmasaydı Rus tankları çoktan Polonya’ya varmıştı” dedi. UKRAYNA’YA BORCUMUZ ÇOK BÜYÜKTÜR Ukrayna’nın dört yıldır hâlâ Avrupa’nın tamamı için savaş verdiğinin altını çizen Kasparov, “NATO, Afganistan’a veya Suriye’ye gitmek için değil; yalnızca bir savaş için, özgür Avrupa’yı, Rus saldırılarından korumak adına kuruldu. Ukrayna, bu savaşta mücadele veren tek ülke ve biz hâlâ Ukrayna’yı (NATO’ya) alıp almamayı konuşuyoruz. Ukrayna, NATO’nun amacını yerine getiren tek ülkedir ve Ukrayna’ya borcumuz çok büyüktür” değerlendirmesini yaptı. Barış planı konusunda Putin, Şi Çinping gibi isimler tarafından memnuniyetle karşılandığını kaydeden Kasparov; Rusya saflarında Kübalılar, Afrikalılar ve gönüllülerin savaştığını hatırlatarak, “Her şeyimiz var: Askerî, siyasi ve ekonomik güce sahibiz ama yine de savaşı kaybediyoruz” dedi. Putin’in Rus İmparatorluğu’nu tekrar kurma hayalini gerçekleştirememesinin Ukrayna sayesinde olduğunu belirten Kasparov, “Umarım bu senaryo başımıza gelmez fakat Ukrayna, bu anlaşmayı imzalamaya zorlanırsa Putin’in hayalini gerçekleştireceği gün gibi ortadadır. Ukrayna’dan sonra sırada siz varsınız ama savaşmaya tenezzül etmiyorsunuz” dedi.

ABD, Suriye lideri Ahmed Şara’yı terör listesinden çıkardı Haber

ABD, Suriye lideri Ahmed Şara’yı terör listesinden çıkardı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın “Özel Olarak Tanımlanmış Küresel Terörist" (SDGT) listesinden çıkarıldığını duyurdu. Açıklamayı yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Tommy Pigott, bu kararın “Suriye’nin yeni bir döneme geçişini tanıyan güçlü bir siyasi mesaj” olduğunu vurguladı. “MUHAMMED EL-CEVLANİ” ADIYLA LİSTELENMİŞTİ Şara, geçmişte El Kaide bağlantılı gruplarla ilişkisi olduğu gerekçesiyle “Muhammed el-Cevlani” adıyla SDGT listesine alınmıştı. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun kararıyla bu isim listeden çıkarıldı. Aynı zamanda ABD Hazine Bakanlığı da Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab’ı yaptırım listesinden çıkardı. “YENİ SURİYE” VURGUSU: BARIŞ, İSTİKRAR VE REFORM Pigott, açıklamasında Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetiminin kayıp Amerikalıların bulunması, terör ve uyuşturucuyla mücadele, kimyasal silahların ortadan kaldırılması ve bölgesel istikrarın sağlanması gibi konularda ciddi çaba gösterdiğini belirtti. Ayrıca, “Suriye liderliğinde ve Suriye’nin sahiplendiği kapsayıcı bir siyasi süreci destekliyoruz” dedi. BM GÜVENLİK KONSEYİ DE YAPTIRIMLARI KALDIRDI ABD’nin bu adımı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 6 Kasım’da aldığı kararla da örtüşüyor. Konsey, Şara ve Hattab’a yönelik uluslararası yaptırımların kaldırılmasını öngören kararı 14 oyla kabul etti. Çin ise çekimser kaldı.

ABD'den Suriye yaptırımlarının kaldırılmasına yeşil ışık Haber

ABD'den Suriye yaptırımlarının kaldırılmasına yeşil ışık

ABD Dışişleri Bakanlığı, Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımları içeren Sezar Yasası’nın kaldırılmasını desteklediklerini duyurdu. Bakanlık sözcüsü, Anadolu Ajansına (AA) yaptığı yazılı açıklamada, “Yönetim, Sezar Yasası'nın kaldırılmasını destekliyor. Kongre, bu kaldırmayı NDAA'ya dahil etmelidir” ifadelerini kullandı. DEAŞ’LA MÜCADELE VE SURİYE HALKI VURGUSU Sözcü, yaptırımların kaldırılmasının DEAŞ’ın kalıcı olarak yenilgiye uğratılması hedefiyle çelişmeyeceğini, aksine Suriye halkına daha iyi bir gelecek şansı sunacağını belirtti. Açıklamada, ABD’nin bölgesel ortaklarla düzenli temas halinde olduğu ve Suriye’ye yapılacak yatırımları memnuniyetle karşıladığı da vurgulandı. TRUMP YÖNETİMİ SÜRECİ BAŞLATMIŞTI ABD Başkanı Donald Trump, 30 Haziran 2025’te Suriye’ye yönelik yaptırım programını sonlandırmak için bir başkanlık kararnamesi yayınlamıştı. Ancak insan hakları ihlalleri, kimyasal silah faaliyetleri ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi başlıklardaki yaptırımlar halen yürürlükte. Trump, Mayıs ayında Suudi Arabistan’da düzenlenen yatırım forumunda Suriye yaptırımlarını kaldıracağını duyurmuş, ertesi gün Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile 25 yıl sonra ilk kez ABD-Suriye liderleri arasında gerçekleşen görüşmede bir araya gelmişti. SEZAR YASASI NEDİR? 2019’da yürürlüğe giren Sezar Yasası, Beşar Esad yönetimindeki Suriye’nin ekonomik toparlanmasını engellemek amacıyla hazırlanmıştı. Yasa, Esad rejimiyle iş yapan kişi ve kurumlara yaptırım uygulanmasını öngörüyordu. Yasanın kaldırılması, Mart 2025’te göreve gelen Cumhurbaşkanı Ahmed Şara liderliğindeki yeni yönetimin desteklenmesi ve yabancı yatırım ile yardım akışının yeniden başlaması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Suriye Kosova'yı resmen tanıdı Haber

Suriye Kosova'yı resmen tanıdı

Suriye ve Kosova'dan heyetler dün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ta bir araya geldi. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın katıldığı üçlü toplantıda taraflar, karşılıklı tanıma ve iş birliği hususunu masaya yatırdı. SURİYE, KOSOVA'YI TANIDI Toplantının ardından Suriye Dışişleri Bakanlığı, ülkesinin Kosova'yı tanıdığını açıkladı. Açıklamada, "Suriye, halkların kendi geleceğini tayin etme hakkına olan inancından ve Balkanlar'da barış ile istikrarın güçlendirilmesine yönelik kararlılığından hareketle, Kosova'yı bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanımaktadır" ifadeleri kullanıldı. Kararın Suriye'nin dünyadaki farklı ülkelerle yakın iş birliği köprülerini genişletme ve dostane ilişkileri geliştirme politikası çerçevesinde alındığı belirtildi. Öte yandan Suudi Arabistan'ın yapıcı rolüne değinerek, "Riyad yönetiminin görüş ayrılıklarını yakınlaştırma ve diyaloğu destekleme yönündeki çabaları bu kararın alınmasında uygun şartları oluşturmuştu." denildi. VJOSA OSMANİ'DEN SURİYE'YE TEŞEKKÜR Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ise Kosova'yı tanıma kararından ve Kosova halkına desteği nedeniyle Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara'ya teşekkür etti. Osmani sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Hem Kosova hem de Suriye halkı, özgürlüğe ulaşmak için çok acı çekti ve büyük fedakarlıklar yaptı. Bu nedenle, bugün gerçekleşen karşılıklı tanıma yalnızca devlet egemenliğinin teyidi değil, aynı zamanda özgür yaşamak için mücadele eden birçok neslin fedakarlığının da takdir edilmesidir." dedi. KOSOVA ARTIK 120 ÜLKE TARAFINDAN TANINIYOR Kosova Başbakanı Albin Kurti ise "Bugün büyük bir haber aldık. Suriye'nin de Kosova'yı tanıyan ülkeler arasına katılmasıyla birlikte Kosova artık, 120 ülke tarafından tanınıyor. Başarılı çabalarından dolayı Cumhurbaşkanı Osmani'ye ve emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ülkemiz, tarihinde yeni ve kritik dönemece girerken, ilişkilerimizi güçlendirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz." cümlelerini sarf etti. Yayılmacı emelleriyle hareket eden Rusya, Doğu Avrupa ülkelerine göz dikmişken ülkesinden kaçan Suriye'nin devrik diktatörü Beşşar Esed'i Moskova'da ağırlamaya devam ediyor.

13 ülkede 65 Türk okulu: Türkiye eğitim diplomasisiyle küresel etkisini artırıyor Haber

13 ülkede 65 Türk okulu: Türkiye eğitim diplomasisiyle küresel etkisini artırıyor

Türkiye, son yıllarda yürüttüğü kapsamlı eğitim diplomasisi faaliyetleriyle uluslararası arenada yumuşak gücünü güçlendirmeye devam ediyor. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yürütülen ikili anlaşmalar, kardeş okul projeleri, burs ve öğretmen değişim programları aracılığıyla Türkiye’nin bölgesel ve küresel görünürlüğü artıyor. EĞİTİM DİPLOMASİSİ TÜRKİYE’NİN YENİ YUMUŞAK GÜCÜ MEB’in öncülüğünde yürütülen eğitim diplomasisi, Türkiye’nin kültürel ortaklıklarını güçlendirerek dünya genelinde kalıcı bağlar kurulmasını sağlıyor. Bakanlık, eğitim ilişkilerini yasal çerçeveye oturtmak amacıyla bugüne kadar 125 ülke ile toplam 350 anlaşma imzaladı. Bu kapsamda, KKTC’den Katar’a, Yunanistan’dan Libya’ya, Kongo’dan Moğolistan’a kadar geniş bir coğrafyada eğitim alanında iş birlikleri ve mutabakat zabıtları hayata geçirildi. YENİ ANLAŞMALAR VE STRATEJİK ORTAKLIKLAR Son iki yılda 14 ülkeyle 16 yeni belge imzalanarak Türkiye’nin küresel eğitim ağı genişletildi. ​•​Suriye ile öğretmen eğitimi, mesleki gelişim ve özel eğitim alanlarını kapsayan protokol imzalandı. ​•​Moldova ile Recep Tayyip Erdoğan Türkiye-Moldova Koleji’nin açılışına yönelik iş birliği yapıldı. ​•​Ukrayna, Moğolistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelerle de yükseköğretimden mesleki eğitime kadar çeşitli alanlarda stratejik anlaşmalar gerçekleştirildi. ​•​KKTC, Türkmenistan ve Özbekistan ile yapılan görüşmeler kapsamında ise yeni Türk okulları açılacak. 13 ÜLKEDE 65 TÜRK OKULU Haziran 2025 itibarıyla Türkiye’nin yurtdışında 13 ülkede 65 eğitim kurumu faaliyet gösteriyor. Bu kurumlarda 12 bini aşkın öğrenci öğrenim görürken, 679 öğretmen görev yapıyor. Yeni açılacak okullar arasında Recep Tayyip Erdoğan Türkiye-Moldova Koleji ve Karabağ Türk Okulu öne çıkıyor. Bu kurumlar, Türkiye’nin eğitim alanındaki varlığını güçlendirirken kültürel diplomasi açısından da stratejik bir rol üstleniyor. KARDEŞ OKUL UYGULAMASIYLA KÜLTÜREL BAĞLAR GÜÇLENİYOR 1994’ten bu yana süren Kardeş Okul Uygulaması ile Türkiye’deki okullar 64 farklı ülkedeki okullarla eşleştirildi. Bugüne kadar 1.229 kardeş okul bağlantısı kuruldu; bunların 712’si yurt dışındaki okullarla gerçekleştirildi. Bu sayede kültürel etkileşim ve karşılıklı anlayış güçlendirildi. YABANCI ÖĞRENCİLER VE KÜLTÜREL ENTEGRASYON PROGRAMLARI MEB, yabancı uyruklu öğrencilere yönelik uyum sınıfları, PIKTES+ Projesi ve Türkçe-Türk Kültürü dersleriyle kapsayıcı eğitim modelini yaygınlaştırıyor. 2024-2025 döneminde 8 ülkede 2.174 öğrenciye Türkçe ve kültür dersleri verilirken, bu rakamın gelecek dönemde 11 ülkeye ulaşması hedefleniyor. ULUSLARARASI PROJELERLE ETKİ ALANI GENİŞLİYOR Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, AB ve BM kuruluşları ile yürüttüğü projelerle yetişkin eğitimi, sosyal uyum ve istihdam odaklı çalışmalara öncülük ediyor. Erasmus+, EPALE ve UNICEF, UNDP, UNHCR iş birlikleriyle yürütülen projeler, Türkiye’nin eğitim diplomasisi kapasitesini güçlendiriyor. “EĞİTİM DİPLOMASİSİ” TÜRKİYE’NİN KÜRESEL VİZYONUNUN BİR PARÇASI MEB'in yürüttüğü projeler ve anlaşmalar, Türkiye’nin eğitim alanında sadece bölgesel değil, küresel bir aktör haline geldiğini gösteriyor. Bakanlık yetkilileri, önümüzdeki dönemde yeni anlaşmalarla Türkiye’nin eğitim diplomasisini daha da kurumsallaştırmayı ve kapsayıcı eğitim modellerini uluslararası alanda yaygınlaştırmayı hedeflediklerini belirtti.

Kırım camilerinde gözetim: Rusya Kırım Tatarlarını izliyor Haber

Kırım camilerinde gözetim: Rusya Kırım Tatarlarını izliyor

İşgal altındaki Kırım’da artık ibadethaneler de gözetim altında. İşgalci Rus yönetimi, “güvenlik önlemi” bahanesiyle camilere güvenlik kameraları yerleştirdi. Ancak Kırım Tatar halkına göre bu adım, güvenlikle değil, inançla savaşın yeni cephesiyle ilgili. Müslümanların secdeye eğildiği anların bile kayıt altına alınması, işgalin yalnızca toprakları değil, insan ruhunu da kontrol altına alma çabasının bir sembolüne dönüşmüş durumda. Kırım Tatar yurttaş gazeteci ve insan hakları savunucusu Lutfiye Zudiyeva, ekim ayının başında, Rus işgal güçlerinin Kırım'daki camilere video gözetim kameraları taktığını bildirdi. Zudiyeva, işgalcilerce "güvenlik ve iç kontrol" olarak açıklanan bu uygulamanın, cemaatin dini yaşamının izinsiz takibi için kullanılabileceği uyarısında bulundu. İnsan hakları savunucularına göre bu adım, Müslümanların dini yaşamını izleme ve toplumu baskı altında tutma amacı taşıyor. Konu ile ilgili açıklama yapan Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi (Kırım Müftülüğü), camilere kamera yerleştirmenin ibadethanelerin ruhuna aykırı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: Cami Allah’ın evidir, kışla ya da karakol değildir. Namaza durduğunuzda başınızı eğiyor ve biliyorsunuz ki, o an bir kamera sizi izliyor. Bu, inanç özgürlüğüne doğrudan bir müdahaledir. "RUSYA ÖZGÜRLÜĞE VE KİMLİĞE KARŞI SAVAŞIYOR" Kırım Müftülüğü, söz konusu uygulamaların Müslümanları sindirme ve dini hayatı tam anlamıyla kontrol altına alma çabasının parçası olduğunu vurguladı. Açıklamada, “Rusya sadece Ukrayna’ya karşı değil, özgürlüğe, kimliğimize ve inancımıza karşı da savaş yürütüyor. Camiyi bir gözetleme mekanına dönüştürmeye çalışıyorlar. Ama ruhumuzu ve inancımızı asla kontrol edemeyecekler. Kırım Müslümanları her zaman Ukrayna'nın yanındaydı. Zulüme ve baskıya rağmen, özgür Ukrayna halkının bir parçası olmaya devam ediyoruz.” denildi. Kırım’da onlarca kişinin sözde “Hizb ut-Tahrir’e üyelik” gibi uydurma suçlamalarla mahkûm edildiğini hatırlatan Kırım Müftülüğü, bu gözetim uygulamalarının Müslümanlara yönelik sistematik baskının devamı olduğunu vurguladı. “KIRIM’DAKİ İSLAM GELENEĞİ RADİKAL DEĞİL” Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Sivil Özgürlükler Merkezi Uzman Konseyi Üyesi Vyaçeslav Likhaçov, kameraların kurulumunun güvenlik önlemleriyle ilgili olmadığını dile getirdi. Likhaçov, Kırım'daki İslam'ın geleneksel olarak ılımlı olduğunu ve radikalleşme potansiyeli taşımadığını belirterek, “‘Hizb ut-Tahrir’ gibi gruplar bile Kırım’da ağırlıklı olarak eğitim amaçlı faaliyet gösteriyordu. İşgalin devam ettiği on yılı aşkın süredir Kırım’da hiçbir radikal İslamcı terör yapısının varlığına dair kanıt bulunmadı.” dedi. “KIRIM TATARLARI İŞGALİ DESTEKLEMEDİ” “Umma” (Ümmet) Ukrayna Müslümanları Dini İdaresi Müftüsü Murat Süleymanov, Rusya’nın bu gözetim hamlesini, Kırım Tatarlarının işgale karşı duruşuyla ilişkilendirerek şunları kaydetti: Kırım Tatarları Kırım’ın Ukrayna'ya ait olduğunu biliyor. Geniş çaplı işgal başladığında, camiye giden Kırım Tatarları savaşı desteklemedi. Aksine, insanlara bunun haksız bir savaş olduğunu ve saldırganın Rusya olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Süleymanov, İslam dininin zulme ve tiranlığa destek vermeye izin vermediğini vurgulayarak, “Elbette bazı insanlar korkudan susmak zorunda kalıyor ama hiçbir Müslüman işgali ya da Rusya’nın adaletsizliğini onaylamaz. Hepimiz Suriye’de, Kırım’da ve işgal altındaki diğer bölgelerde Rusya’nın ne yaptığını biliyoruz.” dedi.

Azerbaycan gazı, Türkiye üzerinden Suriye'ye ulaştı Haber

Azerbaycan gazı, Türkiye üzerinden Suriye'ye ulaştı

Türkiye-Suriye Doğal Gaz Boru Hattı üzerinden Azerbaycan gazının Kilis’ten geçirilerek Suriye’ye verilmesiyle, Türkiye’den Suriye’ye ilk kez doğal gaz akışı sağlandı. Açılış törenine Türkiye, Azerbaycan, Suriye ve Katar’dan üst düzey temsilciler katıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kilis’teki törende yaptığı konuşmada, projede yer alan ülkelere teşekkür ederek, Suriye ile enerji alanında kurulan bu bağın bölgesel refaha katkı sağlayacağını ifade etti. Bayraktar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’de yaşamı normalleştirmeye dönük talimatlarını hatırlatarak, Türkiye’nin hem elektrik hem doğal gaz altyapısı desteğini artırdığını söyledi. 2017’den bu yana Afrin ve İdlib gibi bölgelere elektrik ihracatı yapan Türkiye, halihazırda Suriye’ye 8 farklı noktadan enerji ulaştırıyor. Bağlantı kapasitesinin kısa vadede yüzde 25, orta vadede ise iki katından fazla artırılması hedefleniyor. Tamamlanan hatlarla 861 megavatlık iletim sağlanacak ve 1,6 milyon haneye elektrik verilebilecek. Türkiye, Suriye’ye yılda 2 milyar metreküpe kadar doğal gaz sevkiyatı öngörüyor. Doğal gazla üretilecek yaklaşık 1200 megavatlık elektrik sayesinde 5 milyon haneye enerji sağlanacak. Gaz akışı Kilis’in Yavuzlu köyünde yer alan ölçüm istasyonundan başlayarak Halep ve Humus’a kadar uzanacak. Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayıl Cabbarov, projeyi “enerji tarihinin önemli bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR aracılığıyla sağlanan gaz, swap anlaşması çerçevesinde Türkiye-Suriye sınırında teslim ediliyor. Cabbarov, açılışın Azerbaycan, Türkiye ve Suriye arasındaki dostluğu ve iş birliğini daha da pekiştireceğini vurguladı. Suriye Enerji Bakanı Muhammed El-Beşir ise projenin ülkedeki karanlık dönemden çıkış sürecinin sembolü olduğunu söyledi. İlk etapta günlük 3,4 milyon metreküp gaz ile 750 megavatlık enerji üretiminin sağlanacağı ve ilerleyen dönemde gaz miktarının 6 milyon metreküpe çıkarılacağı belirtildi. Beşir, bu gelişmenin ekonomik canlanmaya ve yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşüne destek sunacağını ifade etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.