SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tdt

QHA - Kırım Haber Ajansı - Tdt haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tdt haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türk dünyasının dezenformasyonla mücadelesi Ankara'da ele alındı Haber

Türk dünyasının dezenformasyonla mücadelesi Ankara'da ele alındı

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından “Türk Devletleri Dezenformasyonla Mücadele Forumu” başlıklı kapsamlı programın açılışı, 18 Aralık 2025 tarihinde yapıldı. Başkent Ankara'da Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üye ve gözlemci ülkelerin basın mensuplarını bir araya getiren ve iki gün sürecek etkinlik, açılış ve protokol konuşmaları ile başladı. DEZENFORMASYONDA MÜCADELE İÇİN ORTAK YAKLAŞIM ŞART TDT Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ömer Kocaman, konuşmasına UNESCO 43. Konferansı’nda kabul edilen 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü’nü kutlayarak başladı. Kocaman, “Bu özel gün ortak kimliğimizin temelini oluşturan dil mirasımızın ne kadar köklü ve zengin olduğunu bize bir kez daha hatırlatmaktadır.” dedi. Dezenformasyon, ile asparagas haberlerin her geçen gün daha da yaygın hale geldiğini vurgulayan Kocaman, etkili bir mücadele için güçlü koordinasyon, karşılıklı güven ve ortak bir yaklaşımın şart olduğunu kaydetti. Kocaman, “Bu toplantı yalnızca bir etkinlik değil, geçmişten bu yana medya alanında sürmekte olan çatışmalarımızdan dolayı ortak taahhütlerimizin somut eylemlere dönüştürülmesi yönünde atılmış bir adımdır.” diye konuştu. "DEZENFORMASYON ÇERÇEVESİNDEKİ TEHDİT HAKİKATE TEHDİTTİR" Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Duran, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü’nü kutlayarak başladığı konuşmasında, ortak alfabe ile yayımlanan Türk Dünyası Vizyon Belgesi'nin hayırlı olmasını diledi. Duran, TDT’nin 16 yıldır “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla ekonomik entegrasyondan, ulaştırma koridorlarına savunma iş birliğinden, eğitim ve kültür politikalarına kadar pek çok alanda çalışmalar yürüttüğünü ve yeni hedefler belirlediğini vurguladı. Ayrıca “Dezenformasyon çerçevesindeki tehdit aslında hakikate karşı bir tehdittir.” diyen Duran, bunun giderek uluslararası alana yayıldığını aktardı. Millî güvenlik, toplumsal istikrar ve uluslararası itibarı doğrudan ilgilendiren bir mesele olduğunu ifade eden Duran, dezenformasyonun algı oluşturma veya toplumları kutuplaştırma amacı taşıdığını da sözlerine ekledi. İletişim Başkanı, savaşın artık askerî boyutta olmadığını, yeni yüzyılda medyadaki dezenformasyon ile yapıldığına dikkat çekti. Türkiye’de İletişim Başkanlığı çatısı altında asparagas haberlere karşı 2022 yılında Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kurulduğunu anımsatan Duran, “Yanlış bilgileri, kurgusal içerikleri ifşa ediyoruz, algı operasyonlarına karşı mücadele veriyoruz.” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından heyet başkanlarının protokol konuşmaları gerçekleşti. TEKNOLOJİ İLE DEZENFORMASYON YAYILDI Azerbaycan Cumhuriyeti Medya Kalkınma Ajansı Başkanı Ahmet İsmayılov, teknolojinin getirdiği gelişmelerle dezenformasyon dalgasının yayıldığını vurguladı. Yürekten birleşen TDT ülkelerinin ortak problemi olduğunu söyleyen İsmayılov, dezenformasyonun önüne geçilmesi adına müzakerelerin yapılmasını ve ülkeler arası iş birliği ile çalışılması gerektiğini kaydetti. KAZAKİSTAN'DAN DEZENFORMASYONA KARŞI 3 ÖNERİ Kazakistan Cumhuriyeti Kültür ve Enformasyon Bakan Yardımcısı Ahmet İskakov ise Kazakistan’ın dezenformasyon alanında iş birliğini genişletmeyi destekleyen bir ülke olduğunu vurguladığı konuşmasında, dezenformasyonun engellenmesi ve doğru bilgi paylaşımının yapılması için üç öneride bulundu. İskakov, “Her şeyden önce, dezenformasyonu izlemek için bir uzman platformunun kurulması ve bulunması gerekmektedir. İkinci olarak, düzenli araştırma yapmak, ağ analisti konseyinin geliştirilmesi gerekmektedir. Üçüncüsü ise yeni nesil gazetecilerin ve medya profesyonellerinin eğitimi çok önemli bir iş birliğidir.” şeklinde konuştu. İskakov, Türk devletlerinin çabalarını birleştirerek, “Modern bilgi zorluklarını etkili bir şekilde ele alabilecek, karşılıklı güveni güçlendirebilecek ve Türk dünyasının olumlu ve yapıcı gündemini uluslararası sahnede tanıtılabilecek dayanıklı bir sistem kurulacağından emin olduğunun” altını çizdi. Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Enformasyon ve Gençlik Politikası Bakan Yardımcısı Marat Tagaev de dezenformasyon konusunda Türk devletleri arasındaki iş birliğine dikkat çekti. Tagaev ayrıca forumun TDT bünyesindeki ortak anlayışı yansıttığını ve Kırgızistan'ın aktif katılım sağlayacağını belirtti. "ÖZBEKİSTAN GÜVENİ SAĞLAMLAŞTIRMAYA YÖNELİK GİRİŞİMLERİ DESTEKLEMEYE HAZIR" Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Medya İçerik Üretim Merkezi Direktörü Kobuljon Ahmedov, dijital ortamdaki zorluğun dezenformasyona kapı araladığını aktardı. Ahmedov, “Özbekistan bugün açık bir bilgi ortamı, kaliteli içerik ve medya okuryazarlığının geliştirilmesine yönelik istikrarlı reformlar gerçekleştirmektedir.” diyerek üniversiteler ve uluslararası ortak kurumlarla eğitim programları düzenlenebileceğine işaret etti. Ahmedov, “Özbekistan, Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesinde bilgi alanındaki iş birliğini daha da derinleştirmeye, ortak projeler uygulamaya ve genel bilgi alanında güveni sağlamlaştırmaya yönelik tüm girişimleri desteklemeye hazırdır.” ifadelerini kullandı. KKTC'DE DEZENFORMASYON AYRI BİR ÖNEM TAŞIYOR Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise, medya ve enformasyonun KKTC için soyut bir anlamı olmadığını, kolektif hafızanın, varoluş mücadelesinin ve meşru haklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. 1960 ve 1970’lı yıllarda gündemde olması gerekirken Kuzey Kıbrıs Türk halkının yaşadığı acıların susturulduğunu belirten Ertuğruloğlu, bu nedenle dezenformasyonun önemine değindi. Ertuğruloğlu, “Sesimizin sizler aracılığıyla duyulması bakış açımızın medya platformlarınızda yer bulması halkımızın kendini daha güvende ve güçlü hissetmesini sağlamaktadır.” değerlendirmesini yaparak TDT üye ülkelere birliktelik mesajı verdi. Aile fotoğraf çekiminin ardından program, TDT üye ve gözlemci ülkelerin medya temsilcilerinden oluşan panelistlerin kapsamlı sunumuyla devam etti. "TÜRK DÜNYASI'NI HEDEF ALAN DEZENFORMASYON ÖRNEKLERİ VE MÜCADELE ÇALIŞMALARI" Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü Deniz Demir’in moderatörlüğünü yaptığı “Türk Dünyası’nı Hedef Alan Dezenformasyon Örnekleri ve Mücadele Çalışmaları” başlıklı panelde; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve KKTC’den gelen medya temsilcileri yer aldı. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sivil Toplum Kuruluşlarıyla Çalışma ve İletişim Departmanı İletişim Politikası Sektörü Başkanı Cavid Musayev, yapay zekâ aracılığıyla dezenformasyona çok kez şahit olduklarını dile getirdi. Musayev bir ülkenin işgal edilmesi için artık yalnızca saldırının olmadan, dijital ortamda bile yapılabileceğini söyledi. Yabancı medya mensuplarının Karabağ Savaşı’nı yerinde haber yaptıklarını kaydeden Musayev, “Her gün basın toplantısı ile Azerbaycan devleti, yabancı medya mensuplarına malumatlar verdi.” diyerek dezenformasyonun önüne geçtiklerini ifade etti. Azerbaycan ve Türkiye ortaklığında dezenformasyonun engellenmesi adına birlikte çalıştığını sözlerine ekleyen Musayev, bunun TDT çatısı altında yapılmasının faydalı olacağını vurguladı. TEKNOLOJİ YENİ SORULARI VE SORUNLARI BERABERİNDE GETİRDİ Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Enformasyon ve Gençlik Politikası Bakanlığı Bilgi Politikası Departmanı Başuzmanı Zarina Taştanova Kalmuratova, akıllı telefonların ve akıllı saatlerin yeni çağda popülerleşmesiyle yeni soruların ve sorunların ortaya çıktığına değindi. Eskiden çocukların “yabancılarla konuşma” sözleriyle büyütüldüğünü ancak şu anda internet ortamında yabancılarla konuşulduğunun altını çizen Kalmuratova, medya okuryazarlığının doğru kullanılması gerektiğini vurguladı. Kalmuratova, Kırgızistan’ın Tündük Devlet Dijital Platformu ile dolandırıcılara geçit vermediğini belirterek, bu hususta alınan önlemlerden birini örnek gösterdi. Kalmuratova sözlerine, “İstanbul, Türkiye’nin kalbi, Ankara ise Türkiye’nin beyindir. Burada oturan gazeteciler ve medya mensupları için bu bilgi paylaşımı çok faydalı olacak.” ifadeleriyle son verdi. Öte yandan Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Medya İçerik Üretim Merkezi Daire Başkanı Tohir Umarov ise ülkesinin kitle araçlarıyla ilgili eğitimler verdiğinden bahsetti. Dijital çağdaki dezenformasyonun insan kaynaklı olduğuna dikkat çeken Umarov, meselenin soruna yanıt vermek değil, faaliyetleri engellemek olduğunun altını çizdi. Umarov, “21. yüzyıla ayak uydurarak bu hususlarda çalışıyoruz. Bu yanlış bilgiler çok hızlı dolaşıma giriyor. Oldukça güçlü, hakiki bilginin dolaşıma sokulmasındaki sorumluluğumuz bunun tam tersine içerik üretmektir.” dedi. Umarov, Türk dünyası ülkelerinin bu alanda iş birliği yapması gerektiğine de işaret etti. "MEDYA OKURYAZARLIĞINDA DOĞRULAMA BECERİSİ ZORUNLULUKTUR" Son olarak Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) Müdürü Fehmi Gürdallı, iletişimi kolaylaştıracağı düşünülen internet ortamının beraberinde sahte haber, sahte içerik, güvensizlik ve kutuplaşma getirdiğini belirtti. Yalan haberin doğru haberden 6 kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Gürdallı, doğru haber yayınlanması halinde bile dezenformasyonun önüne geçilemediğini aktardı. Gürdallı, “Medya okuryazarlığı sadece içerik tüketme değil; şüphe, sorgulama ve doğrulama becerisini beraberinde getirdi, nitekim bu artık bir zorunluluktur. Dijital medya analizi ve dijital medya içeriklerinin değerlendirilmesi, veri okuryazarlığı, analiz etme ve sonuç çıkarma becerileri, dijital güvenlikte kişisel verilerin korunması ve bu alanın ne kadar geniş bir yelpazede ele alındığının bir göstergesidir.” yorumunu yaptı. TAK Müdürü, basının daha çok Batı merkezli olduğunu ancak günümüzde Rusya ve Çin etkisiyle dezenformasyonun arttığını kaydetti. Gençlerin ve yaşlıların yalan haberlere daha fazla kapıldığını aktaran Gürdallı, sosyal medyanın bu konuda etkili olduğunu dile getirdi. Gürdallı, “Bu nedenle Türk dünyası ortak bir dijital eğitim ve medya okuryazarlığı planını hayata geçirmeli.” önerisinde bulundu. Gürdallı sözlerini, "Sahte haberle dezenformasyon hayatî önem taşıyor. Bu mücadele son derece elzemdir. Aksi halde yeni nesilleri dezenformasyon kampanyalarıyla baş başa bırakmanın bedeli hepimiz için ağır olacaktır." ifadeleriyle bitirdi. Program, toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Erdoğan: İsmail Bey Gaspıralı'nın şiarıyla Türk dünyası ülkeleriyle ilişkilerimizi güçlendiriyoruz Haber

Erdoğan: İsmail Bey Gaspıralı'nın şiarıyla Türk dünyası ülkeleriyle ilişkilerimizi güçlendiriyoruz

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti Türk Dünyası Vizyonu Belgesi Tanıtım Programı"nda Türk dünyasının birlikteliğine dikkat çekti. ERDOĞAN, DÜNYA TÜRK DİLİ AİLESİ GÜNÜ'NÜ KUTLADI AK Parti Türk Devletleri İle İlişkiler Başkanlığı tarafından AK Parti Kongre Merkezinde tertip edilen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü'ne işaret ederek, "Türk dünyasının ve yeryüzünün farklı köşelerinde aynı dili konuştuğumuz, aynı hayali kurduğumuz, kalplerimizin beraber çarptığı tüm kardeşlerimizin Türk Dili Ailesi Günü kutlu olsun." dedi. Erdoğan, Özbek Türkü şair ve yazar Süleyman Çolpan'ın kurşuna dizilerek hayatını kaybetmesine neden olan kaleme aldığı şiiri "Güzel Türkistan'ın" satırlarını dile getirdi. Son 200 yılın Türk dünyası için zorluk, işgal, çile ve sıkıntıyla geçtiğini ifade eden Erdoğan, "Kültür coğrafyamızın birçok bölgesine o toprağın kadim kimlikleri, dilleri, inanç değerleri yasaklandı, halklar parçalandı. Kelimenin tam anlamıyla bir hazan mevsimi yaşadık." şeklinde konuştu. "NİCE MÜNEVVER YA HAPSE ATILDI, YA SÜRGÜN EDİLDİ..." Erdoğan, Türklerin tek yürek, tek bilek olmaması için tüm yolların denendiğini vurgulayarak, "Kimliğini savunan, değerlerine sahip çıkan münevverler Turancılıkla suçlanarak ya hapse atıldı ya sürgün edildi ya da kurşuna dizildi." dedi. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) dağıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı, Türk cumhuriyetilerinin bağımsızlığını tanıyan ilk ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunun altını çizdi. Erdoğan, akabinde bir sene sonra Türkiye'in girişimleriyle "Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları" adında zirveler düzenlendiğini aktararak, 21. yüzyılın Türk ve Türkiye Asrı olacağını kaydetti. İSMAİL BEY GASPIRALI'NIN ŞİARI TÜRK DEVLETLERİ İLE İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRİYOR Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan; Kırım Tatar aydını, büyük fikir insanı, Tercüman gazetesinin kurucusu İsmaill Bey Gaspıralı'nın "Dilde, fikirde, işte birlik" şiarıyla Türkiye'nin Türk devletleri ile olan ilişkilerini her alanda güçlendiridiğini belirtti. "TÜRK DÜNYASI İLE ARAMIZDA YENİ KÖPRÜLER KURDUK" Türk Konseyi'nin kurucu belgesi Nahçıvan Antlaşması'nın Türk dünyası açısından bir dönüm noktasını teşkil ettiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi: 2021 senesinde Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünün kutlandığı İstanbul Zirvesi'nde iş birliğimizi bir üst aşamaya çıkardık ve Türk Devletleri Teşkilatı olarak yola devam etme kararı aldık. Zirvede, ayrıca, Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi'ni kabul ettik. Teşkilatımızın gözlemci üyelerinden Macaristan'da düzenlenen zirvede ise teklifimiz üzerine 2021 Mart'ın Türk Devletleri Teşkilatı Nevruz Anma ve Kutlama Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdık. Geride bıraktığımız 34 yıllık süreçte, Türk devletleri olarak eğitimden ticarete, güvenlikten enerjiye, kültürden sanata kadar her alanda geçmişle kıyas dahi yapılamayacak sıkı bağlar geliştirdik. TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarımız aracılığıyla Türk dünyası ile aramızda yeni köprüler kurduk. Programa; Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi, Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Gayana Yüksel, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay ve Kırım Derneği Genel Başkan Yardımcısı İsmet Yüksel de katıldı.

Türk dünyası STK’ları dayanışma için Azerbaycan’da bir araya geldi Haber

Türk dünyası STK’ları dayanışma için Azerbaycan’da bir araya geldi

Azerbaycan Cumhuriyeti Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Desteği Ajansı tarafından, 23-26 Kasım 2025 tarihleri arasında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) katkılarıyla düzenlenen “Türk Devletleri Teşkilatına Üye Ülke STK’larının Dayanışma Forumu” başkent Bakü ve Nahçıvan’da düzenlendi. Etkinliğe; Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Macaristan’dan toplamda 500’ü aşkın sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Forumun açılışında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in mesajını katılımcılara iletti. Aliyev mesajında, Türk dünyasının yükseliş dönemini yaşadığını vurgulayarak Karabağ Zaferi’nin Türk halklarının ortak gururu olduğunu ifade etti. Aliyev ayrıca, yeniden inşa edilen Karabağ ve Doğu Zengezur bölgeleri ile açılacak Zengezur Koridoru’nun Türk devletleri arasındaki iş birliğini güçlendireceğini belirtti. TİKA Bakü Koordinatörü Hayrettin Özçelik ise yaptığı konuşmada, TİKA Bakü ofisinin 1994 yılından bu yana yaklaşık 2000 projeye imza attığını belirterek, “Sivil toplumun medeni memleketlerin temel taşlarından biri olduğu bilinciyle hareket ederek, ortak mirasımızın inkişafına ve modern tecrübelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.” dedi.

Türk dünyasının ulaştırma vizyonu Taşkent’te masaya yatırıldı Haber

Türk dünyasının ulaştırma vizyonu Taşkent’te masaya yatırıldı

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Özbekistan Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Lojistik Merkezleri ve Kargo Taşımacıları Birliği iş birliğiyle, 12 Kasım 2025 tarihinde Taşkent’te Uluslararası Çok Modlu Taşımacılık Forumu tertip edildi. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in TDT'nin Bişkek ve Gebele zirvelerinde dile getirdiği inisiyatif üzerine hayata geçirilen forum, kamu ve özel sektör temsilcileri, önde gelen ulaştırma ve lojistik şirketleri ile iş insanları dâhil olmak üzere 400’ün üzerinde katılımcıyı bir araya getirdi. Bilgi paylaşımı, yapıcı fikir alışverişi ve çok modlu taşımacılık koridorlarının geliştirilmesine yönelik ortak girişimlerin ele alınması açısından bir platform işlevi gören etkinliğin açılışında konuşan TDT Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, bu tür platformların hükûmetler ile özel sektörü buluşturarak pratik çözümler üretme ve stratejik güzergâhlar arasında koordinasyonu güçlendirme açısından önemli katkılar sağladığını kaydetti. Genel Sekreter, Orta Koridor'un yalnızca mesafe ve verimlilik bakımından değil, aynı zamanda yük güvenliği ve güzergâh çeşitliliği açısından da önemli olduğunu belirtti. Orta Koridor'un hızlı bir büyüme sergilediğini dile getiren Genel Sekreter, yük hacminin 2023 yılında 2,7 milyon ton iken 2024’te 4,5 milyon tona ulaştığını, 2027 yılında ise 10 milyon tona çıkmasının öngörüldüğünü ifade etti. Forum kapsamında, Türk devletlerinin ulaştırma bakanları, uluslararası kuruluş temsilcileri, sektörün önde gelen şirket ve uzmanları tarafından sunumlar yapıldı. Etkinlik kapsamında şu oturumlar düzenlendi: - Ulaştırma Bağlantısının Sağlanmasında Orta Koridorun Önemi: Ulaştırma güzergâhları, ortak operatörler ile lojistik merkezlerinin ve çok modlu taşımacılık merkezlerinin kurulması; - Liman ve Kara Altyapısının Geliştirilmesi, Deniz Taşımacılığı: Küresel eğilimler, bölgesel zorluklar ve lojistik zincirlerinin dönüşümü; - Elektronik Belgelendirmeye Geçiş: Uluslararası taşımacılıkta uygulama ve entegrasyon; - Sınır Geçişlerinin ve Prosedürlerin Basitleştirilmesi: Zorluklar ve çözüm önerileri. Forum, Türk devletlerinin bölgesel ulaştırma bağlantılarını güçlendirme, lojistik ağlarını modernize etme ve sürdürülebilir, verimli ve işbirliğine dayalı çok modlu taşımacılık çözümlerini geliştirme konusundaki kararlılığını bir kez daha teyit etti.

Erdoğan: Allah Azerbaycan'ı ve Türk dünyasını nice zaferlere kavuştursun Haber

Erdoğan: Allah Azerbaycan'ı ve Türk dünyasını nice zaferlere kavuştursun

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakü'de tertip edilen Azerbaycan'ın Zafer Günü Töreni'nde konuştu. ERDOĞAN'DAN AZERBAYCAN ORDUSUNA TEBRİK Konuşmasına, "Zafer Günü'nüzün 5. yıl dönümünde sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. İlham Aliyev kardeşimin nazik daveti için şükranlarımı sunuyorum. Sizlere Türkiye'deki kardeşlerinizin selamlarını getirdim." sözleriyle başlayan Erdoğan, bu gurur gününde Türk Devletleri Teşkilatının da aynı coşkuyu yaşadığını belirtti. "Zaferiniz kutlu olsun. Cenab-ı Allah Azerbaycan'ı ve Türk dünyasını nice zaferlere kavuştursun." diyen Erdoğan, vatan muharebesinde toprağa düşen tüm şehitleri, Azerbaycan'ın yiğit evlatlarını rahmetle yad etti. Erdoğan, Azerbaycan edebiyatının sembol isimlerinden Mehmet Aras'ın Azerbaycan Türkü'nün vatan aşkını, "Bugün gerek her anımız vatan desin. Kılıcımız, kalkanımız, vatan desin. Ölenlerin yerine kalanımız vatan desin. Vatan desin, kalbimizin her duygusu her vurgusu vatan desin. Farkı yoktur harda olak, zamanımız, mekanımız vatan desin." sözleriyle anlattığını söyledi. Kalpleri her seferinde "vatan" diye çarpan kahraman gazilere minnet duygularını ifade eden Erdoğan, hayatları pahasına verdikleri destansı mücadeleyle 30 yıllık işgali sona erdiren Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensuplarını bir kez daha tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'i tebrik etti, başarılarının daim olmasını diledi. "BU BARIŞ VE GÜVEN İKLİMİ DAHA DA GÜÇLENMEYE DEVAM EDECEK" Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: Karabağ'ın azatlığa kavuşması sadece Azerbaycan için değil, Türk dünyası içinde büyük bir gurur vesilesidir. Azerbaycan Ordusunun Karabağ toprağında attığı her adım, istiklal ve izzet uğruna dökülen her damla kan, Türk dünyasının tarihinde birer şeref nişanesi olarak ortak tarihimize altın harflerle yazılmıştır. Bugün burada Azerbaycan askeri Türkiye'den gelen asker kardeşleriyle omuz omuza yan yanalar. Askerlerimize baktıkça iki devlet tek millet şiarının ne demek olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Şehitlerimizin birbirine karışan kanlarının üzerinde yükselen hürriyet sancağı, Karabağ'ın dört bir yanında şanla, şerefle, gururla dalgalanıyor. Bundan 45 gün önce aslen Karabağlı olan büyük bir şairi rahmeti rahmana uğurladıklarını hatırlatan Erdoğan, merhum Yavuz Bülent Bakiler'in Karabağ'a olan hasretini, "Toprağına bayraklarla girebilirim. Kara sevdalılar gibi hasretim Karabağ'a. Uğruna ölebilirim. Bir gün biterse her şey Karabağ'ı görmeden, istemem bandolar büyük çelenkler. Allah'ım, ruhuma biraz sükun ver. Üstüme okunmuş birkaç avuç mübarek Karabağ toprağından serpilse yeter." mısralarıyla dile getirdiğini hatırlattı. Yıllarca şairlerin Karabağ için böyle özlem dolu şiirler yazdığını aktaran Erdoğan, "İlham kardeşimin dirayetli liderliği altında Azerbaycan Ordusu, Karabağ'ı işgalden kurtararak gönüllerdeki 30 yıllık bu yangını da söndürdü. Allah'a hamdolsun bugün Laçin'den Şuşa'ya, Zengilan'dan Hankendi'ne, Hocalı'dan Fuzuli'ye kadar Karabağ'ın her karışında huzur var, kalkınma var, barış, refah ve özgürlük var. İnşallah bu barış ve güven iklimi daha da güçlenmeye devam edecek." diye konuştu. "BU ZAFERİ KAFKASYA'DA KALICI BARIŞA GİDEN YOLUN KİLOMETRE TAŞI OLARAK GÖRÜYORUZ" Karabağ Zaferi'nin vicdanları kanatan büyük bir adaletsizliği sonlandırmakla kalmadığını aynı zamanda bölgede yeni bir dönemin kapılarını araladığını belirten Erdoğan, "Vatan muharebesi, Asya ve Avrupa'daki jeopolitik dengeleri de değiştirdi. Biz ne kin tutarız ne de geçmişteki acıların tekrar yaşanmasına izin veririz. Dolayısıyla bu zaferi bir son olarak değil, Kafkasya'da kalıcı barışa giden yolun kilometre taşı olarak görüyoruz." dedi. Kafkasya'da barışın hakim olmasının Asya'dan Avrupa'ya tüm bölgenin refahına hizmet edeceği kanaatinde olduklarına değinen Erdoğan, şöyle devam etti: Şunu da burada özellikle vurgulamak isterim; biz kalıcı barış noktasında son derece ümit varız, iyimseriz. İlham Aliyev kardeşimin kalıcı barışın tesisi için gösterdiği, samimi çabaları takdirle karşılıyoruz. Ermenistan Başbakanı Sayın (Nikol) Paşinyan'ın da bu yolda attığı cesur adımları memnuniyetle takip ediyoruz. İnşallah bu muhteşem zafer her iki liderin yapıcı tavrıyla bölgede huzuru ve barışı edecek kalıcı bir anlaşmayla neticelenecektir. Türkiye olarak bu konuda üzerimize ne düşüyorsa inşallah bunu yapmaya devam edeceğiz. Gelinen noktada Can Azerbaycan'ın hem bölgesinde hem de ötesinde kaydettiği ilerlemeden büyük bir kıvanç duyuyoruz. İlişkilerin somut ve stratejik projelerle her geçen gün daha da güçlendiğini kaydeden Erdoğan, "Hatırlayacaksınız asrın proje Azeri-Çırak-Güneşli başta olmak üzere Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Şahdeniz ve TANAP ile taçlandırdığımız iş birliğimizi son olarak Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı'nı faaliyete geçmesiyle daha da perçinledik. Şimdi bu iş birliğimizi daha da ileriye götürmenin ve kapsamını geliştirmenin gayreti içindeyiz. Kafkasya'da tesis edilecek yeni rotaların ulaştırma ve enerji iletim imkanlarını arttırmasını temenni ediyoruz. Hazar Geçişli Doğu Batı Orta Koridoru'nun bölgedeki tüm kardeşlerimizin faydasına olacak şekilde yatırımlarla geliştirmemiz gerekiyor." diye konuştu. ⁠"AZERBAYCAN, BÖLGENİN YENİDEN İMAR VE İHYASI İÇİN BÜYÜK BİR GAYRET SARF EDİYOR" Bilhassa Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Hattı'nı en verimli şekilde kullanmak için Azerbaycan'la beraber çok daha ileri adımlar atacaklarına inandığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Azerbaycan, Karabağ başta olmak üzere bölgenin yeniden imar ve ihyası, halkın güvenli geri dönüşü ve yok edilen kültürel ve dini mirasın restorasyonu için büyük bir gayret sarf ediyor." ifadelerini kullandı. İlham Aliyev ile Karabağ'a yaptıkları ziyaretlerin bir kısmına Şahbaz Şerif'in de iştirak ettiğini hatırlatan Erdoğan, zaferden sonra Karabağ'ın tamamında yaşanan kalkınma ve yatırım seferberliğine bizzat şahitlik ettiğini söyledi. Havalimanlarını, yolları, köprüleri, tünelleri, demir yollarını, evleri, yükselen binaları, tarım ve ulaştırma projelerini yerinde gördüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: İlham kardaşımın liderliğinde Can Azerbaycan'ın neleri başarabileceğine yakından tanık olduk. Bir kez daha 'maşallah, barekallah' diyorum. Tabii bizim gördüklerimiz sadece bir başlangıç, inşallah bunların devamı da gelecek. Muhteşem güzelliğiyle Karabağ tekrar bölgenin parlayan yıldızı olacak. Bu süreçte biz de Azerbaycan'a gereken her türlü desteği vereceğiz. Can Azerbaycan'la ikili işbirliğimizin yanı sıra Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki birlik ve dayanışmamızı da sürdürüyoruz. Aile meclisimizin tüm fertlerinin en üst düzey katılımıyla Ekim ayında Gebele'de 12. Zirvemizi gerçekleştirdik. Zirvede çağrısını yaptığım, 15 Aralık Dünya Türk Dili Günü kararının da UNESCO bünyesinde hayata geçmesinden memnuniyet duyuyorum. ERDOĞAN, ENVER PAŞA VE NURİ PAŞA'YI ANDI Azerbaycan'ın sarsılmaz desteğiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Türk dünyası içindeki konumunun güçlenmesini temenni ettiklerini belirten Erdoğan, "Bu düşüncelerle vatan muharebesinde alkanlarıyla toprağa sulayan aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Aynı şekilde 1918'de Bakü'yü işgalden kurtarın Kafkas İslam Ordusu'nun bütün şehitlerin, bilhassa Gazi-i Namdar, Şehid-i Ala Enver Paşa'yı ve kardeşi Nuri Killigil Paşa'yı bir kez daha minnetle anıyorum. Bu vesileyle 9 Kasım Devlet Bayrak Günü'nüzü de yürekten kutluyorum." dedi. Töreni, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif birlikte izledi. Üç ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başlayan törenin ardından 44 günlük savaşta şehit düşen askerlerin aziz hatırasına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Erdoğan, Aliyev ve Şahbaz'ın konuşmalarından sonra Türk askerlerinin de yer aldığı geçit töreni gerçekleştirildi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Türkiye Cumhuriyeti'nin 102. yılını kutladı Haber

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Türkiye Cumhuriyeti'nin 102. yılını kutladı

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kutlama mesajı gönderdi. Aliyev, mesajında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 102. kuruluş yılı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve Türk halkını şahsı ve Azerbaycan halkı adına kutladı. "TÜRKİYE, TÜM ALANLARDA YENİ ZİRVELER FETHEDİYOR" Mesajında, "İleri görüşlü ve kararlı siyasetiniz sayesinde bugün Türkiye, tüm alanlarda yeni zirveler fethediyor, büyük başarılara imza atıyor, uluslararası konularda söz sahibi güçlü ve kudretli bir devlet olarak tanınıyor. Küresel ölçekte ve bölgede yaşanan süreçlerde sergilediği aktif ve ilkeli tutum, barış ve istikrarın tesisi yönündeki çabaları, Türkiye'ye dünyada büyük itibar ve güven kazandırmıştır." ifadesini kullanan Aliyev, Türkiye'nin her başarısına sevindiklerini ve gurur duyduklarını belirtti. Aliyev, iki ülke halkının iradesinden kaynaklanan ve "bir millet, iki devlet" ilkesine dayanan Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin en yüksek düzeyde olmasının büyük bir gurur kaynağı olduğuna işaret ederek, "Şuşa Beyannamesi ile stratejik müttefiklik seviyesine yükselen devletlerarası ilişkilerimizin her geçen gün daha da derinleşmesi ve yeni içerik kazanması, kararlı siyasi irademizin ve ortak çabalarımızın parlak bir ifadesidir." değerlendirmesinde bulundu. "TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE VE HALKINA DA DAİMA HUZUR, REFAH VE ESENLİK DİLİYORUM" Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin, birliğinin ve müttefikliğinin dünyada eşi benzeri olmadığını vurgulayan Aliyev, bu birliğin bölgedeki barışa, güvenliğe, refaha ve işbirliğine hizmet eden önemli bir unsur olduğunu belirtti. Aliyev, Erdoğan'ın ekim başında Gebele'de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları 12. Zirve Toplantısı'na katılımını hatırlatarak, Erdoğan'ın Türk dünyasının birliği ve TDT'nin uluslararası arenada itibarının artırılması yönündeki kararlı faaliyetlerinden takdirle bahsetti. Azerbaycan ile Türkiye arasındaki kardeşlik ilişkilerinin halkların iradesine uygun şekilde daha da genişletilmesi ve derinleştirilmesi yönündeki ortak çabaların kararlılıkla sürdürüleceğine inandığını belirten Aliyev, "Böylesine anlamlı bir günde size sağlık, mutluluk ve devlet işlerinizde başarılar, kardeş Türkiye Cumhuriyeti'ne ve halkına da daima huzur, refah ve esenlik diliyorum." ifadesini kullandı.

Kızıl Elma'nın peşinde bir eğitimci: Doç. Dr. Şamil Sadık QHA'ya konuştu Haber

Kızıl Elma'nın peşinde bir eğitimci: Doç. Dr. Şamil Sadık QHA'ya konuştu

Hedef Şirketler Grubu Kurucu Başkanı ve Azerbaycan Yayıncılar Birliği Başkanı Doç. Dr. Şamil Sadık, eğitime adanmış yaşam öyküsünü, Türk Dünyası vizyonunu ve “Kızıl Elma” anlayışını anlattı. Kazakistan’da gerçekleştirilen röportajda Sadık, eğitimin yalnızca bir meslek değil, bir medeniyet meselesi olduğunu vurguladı. “ELİMDEKİ ŞANSI EN DOĞRU ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMELİYİM” "Doğrusu, öğretmen olmayı hiç planlamamıştım." diyen Doç. Dr. Şamil Sadık, üniversiteden mezun olduktan sonra devlet okulunda öğretmenliğe başladığını ve sınıfa ilk girdiğinde tek düşüncesinin, “Elimdeki şansı en doğru şekilde değerlendirmeliyim.” olduğunu belirtti. 2001 yılında öğretmenliğe başladıktan sonra 2008'de kardeşiyle birlikte "Hedef" adını taşıyan eğitim kurumunu kurduklarını anlatan Doç. Dr. Sadık, bugün Hedef Grubu bünyesinde okullar, kurslar, kolejler ve yayınevlerinin bulunduğunu, bin 500 çalışan ve yılda yaklaşık 10 bin öğrenciye ulaştığını belirtti. BİLGE İNSANI ORTAYA ÇIKARAN BEŞ DEĞER Hedef Okullarının amacını ise millî değerlerle çağın ruhunu birleştiren bireyler yetiştirmek olarak özetleyen Sadık, şöyle konuştu: Bizim hedefimiz Kızıl Elma’dır. Kızıl Elma’ya ulaşmak isteyenlerin hedefi hiçbir zaman bitmez; çünkü o, bir ufuktur. Biz, millî değerlere sahip çıkan, vatanını, milletini, devletini seven; insanlığa, tabiata ve kültüre değer veren bireyler yetiştirmek istiyoruz. Ancak sadece millî kimliğe sıkışıp kalamayız; dünyayı da anlamak gerekir. Millî kimliğimizi korurken çağın ruhuna da açık olmalıyız. Okullarında öğrencilerden "beş temel değeri” benimsemelerini istediklerini belirten Sadık, bu değerlerleri şu şekilde sıraladı: Kökünü bilmek Manevî ve bedensel sağlık Beceri sahibi olmak Yaratıcılık Bilgelik Bu beş unsurun birleştiğinde ortaya “bilge insan” çıktığını söyleyen Doç. Dr. Şamil Sadık, "Ayrıca bu beş temel değer, okulumuzun logosu olan Hayat Ağacı ile de sembolleştirilmiştir. Hayat Ağacı’nın beş kolu, bu beş değeri temsil eder. Kökleri geleneklerimizde, gövdesi milletimizin iradesinde, dalları ise geleceğe uzanan gençliğimizdedir. Çünkü insan özünü tanıdıkça geleceğe bir ağaç gibi kök salabilir. Bizim kültürümüzde doğa kutsaldır. 'Ağaç bizim bütün hayatımızdır.' deriz. Okullarımızda hem çağdaş teknoloji atölyeleri hem de otağ kültürünü yansıtan Türk çadırı bulunur. Böylece öğrenci hem geleceğe hem geçmişe dokunur." ifadelerini kullandı. SADIK: TÜRK DÜNYASINDA ORTAK DİL TÜRKİYE TÜRKÇESİ OLMALIDIR Türk dünyasında ortak bir müfredatın mümkün olup olmadığına ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Şamil Sadık, şu yorumda bulundu: Evet, mümkündür. Hatta bunun ilk adımları atılmış durumda. Artık Türk Devletleri Teşkilatı tarafından ortak alfabe onaylandı. 'Ortak Türk Tarihi', 'Ortak Türk Edebiyatı' ve 'Ortak Türk Coğrafyası' kitapları hazırlanıyor. Ancak bu yeterli değil. Gerçek bir birlik için yalnızca dil veya tarih değil, ekonomik, kültürel ve turistik entegrasyon da sağlanmalıdır. Biz sadece 'sanatkâr halk' değiliz; aynı zamanda bilim halkıyız. Öğrencilerimiz, yalnız Batı bilim insanlarını değil, kendi köklerinden gelen bilginleri de tanımalı. Mesela, sıfırı bulan Harezmî, kozmik çalışmaların öncüsü Kerim Kerimov gibi isimler bizim medeniyetimizin ürünleridir. Ayrıca destanlarımız da ortak bilincimizdir. Manas Destanı yalnızca bir şiir değil, bir yaşam felsefesidir. Biz böyle bir destanı ortaya çıkaran bir milletin evladıyız. Aynı zamanda Han Neşriyatın da kurucusu olan Sadık, Türk dünyasında ortak bir dil ihtiyacının olup olmadığı hususunda ise "Elbette var. Bu ortak dil Türkiye Türkçesi olmalıdır. Çünkü Türkiye hem eğitimde hem siyasette bu rolü üstlenebilecek güce sahiptir. Kardeş ülkeler 'neden bizim dilimiz değil' diye rekabet etmemeli. Aksine, hepimiz bu dili desteklemeliyiz. Bugün Azerbaycan’da okunan kitapların yüzde 30-40’ı Türkiye Türkçesiyle yazılıyor. Bu zaten doğal bir birliktir." dedi.

Aliyev'den Kazakistan ziyareti: Astana ile Bakü arasında stratejik ortaklık güçleniyor Haber

Aliyev'den Kazakistan ziyareti: Astana ile Bakü arasında stratejik ortaklık güçleniyor

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in daveti üzerine 20-21 Ekim tarihlerinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan’a resmî bir ziyaret gerçekleştirecek. İki Türk devleti arasındaki bu üst düzey ziyaret, son dönemde rekor kıran ticaret hacmi, Trans-Hazar güzergâhındaki hızlı büyüme ve bölgesel önem taşıyan enerji ve dijital altyapı projeleri ekseninde iş birliğinin daha da derinleştirilmesini hedefliyor. Kazakistan ile Azerbaycan, 33 yıllık diplomatik ilişkileri boyunca 170’ten fazla anlaşmayla güçlendirilmiş kapsamlı bir ortaklık kurdu. İki ülke, hem ikili düzeyde hem de BM, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), BDT ve AGİT gibi uluslararası platformlarda birlikte çalışıyor. İlişkilerin temelini 2005 tarihli Stratejik Ortaklık Anlaşması ve 2022’de imzalanan Derinleşmiş İş Birliği Deklarasyonu oluşturuyor. LİDERLER ARASINDA YOĞUN DİPLOMASİ TRAFİĞİ 2025 yılı boyunca Tokayev ve Aliyev arasında telefon görüşmeleri ve uluslararası zirvelerde yüz yüze temaslar gerçekleşti. Ocak ayında Abu Dabi’de Sürdürülebilirlik Haftası kapsamında çevre ve dijital dönüşüm konuları ele alındı. Mayıs ayında Budapeşte’deki TDT Gayriresmî Zirvesi’nde bölgesel entegrasyon ve ortak ekonomik girişimler görüşüldü. Ekim ayında Gebele’deki 12. TDT Zirvesi’nde lojistik koridorların modernizasyonu, enerji ve dijital iş birlikleri masaya yatırıldı. TİCARET VE YATIRIMDA REKOR ARTIŞ 2025’in ilk sekiz ayında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 547,6 milyon dolara ulaştı. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre üç kat artış anlamına geliyor. Kazakistan’ın başlıca ihracat kalemleri arasında buğday (121,5 milyon dolar) ve petrol ürünleri (38,2 milyon dolar) yer alıyor. Kazakistan’da 1500 Azerbaycan sermayeli şirket, Azerbaycan’da ise 150 Kazak şirketi faaliyet gösteriyor. 2005’ten 2025’e kadar Azerbaycan’ın Kazakistan’a yatırımı 424,6 milyon dolar, Kazakistan’ın Azerbaycan’a yatırımı ise 156 milyon dolar oldu. ORTA KORİDOR VE ENERJİ İŞ BİRLİĞİ İki ülke, Hazar üzerinden geçen Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridoru’nun geliştirilmesinde kilit rol oynuyor. 2025’in ilk yedi ayında koridordan taşınan yük miktarı 2,6 milyon tona ulaşarak geçen yıla göre yüzde 2 artış gösterdi. Konteyner taşımacılığı ise iki kat artarak 40 bin TEU’ya yükseldi. Kazak petrolünün Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı üzerinden ihracatı da artıyor. 2023’te 1 milyon ton olan sevkiyat, 2024’te 1,4 milyon tona, 2025’in ilk sekiz ayında ise 900 bin tona çıktı. 2027 itibarıyla yıllık 7 milyon tona ulaşılması hedefleniyor. HAZAR ÜZERİNDEN DİJİTAL VE ENERJİ KORİDORLARI İki ülke, bölgesel öneme sahip iki büyük altyapı projesini hayata geçiriyor: - Aktau–Sumgait deniz altı fiber optik hattı: 380 km uzunluğundaki bu hat, Kazakistan’ı küresel internete bağlayacak ve Avrupa-Çin veri trafiğini hızlandıracak. Kapasitesi 400 terabit/saniyeyi aşacak. - Derin su enerji kablosu: Kazakistan, Azerbaycan ve Özbekistan’ın enerji sistemlerini birbirine bağlayacak. Bu hat, Avrupa’ya yeşil enerji ihracını mümkün kılacak. Her iki proje, 2026’da tamamlanmak üzere planlandı. TURİZM, SAVUNMA VE GÜVENLİK İŞ BİRLİĞİ 2024’te 102 bin Azerbaycanlı turist Kazakistan’ı, 71 bin Kazak turist ise Azerbaycan’ı ziyaret etti. 2025’te 20’den fazla ortak askerî etkinlik düzenlendi. Kazak askerî öğrenciler, bu yıl itibarıyla Haydar Aliyev Askerî Enstitüsünde eğitim almaya başladı. Haziran’da Caspian Breeze 2025 deniz tatbikatı, Temmuz’da ise Tarlan 2025 İHA tatbikatı gerçekleştirildi. KÜLTÜREL KARDEŞLİK: ASTANA’DAN KARABAĞ’A KİTAP, BAKÜ’DE KAZAK SİNEMASI Kültürel ilişkiler, ikili iş birliğinin bir diğer önemli boyutunu oluşturuyor. Kazakistan, Karabağ’daki kütüphanelere kitap bağışladı, Fuzuli’de Çocuk Yaratıcılık Merkezi inşa etti. Bakü ve Sumgait’te Kazak kültür ve bilim insanlarının adları sokaklara verildi. 2025’te Bakü’de düzenlenen Kazak Sineması Ayı, “Dos Mukasan”, “Kazakh Khanate” ve “Diamond Sword” gibi filmlerle büyük ilgi gördü. Mart ayında iki ülke üniversiteleri arasında 40 mutabakat zaptı imzalandı, 23 Kazak üniversitesi Bakü’deki eğitim fuarına katıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.