SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tika

QHA - Kırım Haber Ajansı - Tika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tika haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Srebrenitsa Soykırımı'nın sembol mekanlarından biri müzeye dönüştürülüyor Haber

Srebrenitsa Soykırımı'nın sembol mekanlarından biri müzeye dönüştürülüyor

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından, Birleşmiş Milletler (BM) askerlerinin üs olarak kullandığı ve Sırplar tarafından soykırımın gerçekleştirildiği eski akümülatör fabrikası müzeye dönüştürülecek. TİKA ve Srebrenitsa Anıt Merkezi ortaklığında eski akümülatör fabrikasının müzeye dönüştürülmesi konusunda ortak bir çalışma gerçekleştirilecek. Bu bağlamda gerçekleştirilen imza töreninde, TİKA Başkanı Serkan Kayalar, Srebrenitsa Anıt Merkezi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Aida Barucija, Srebrenitsa Anıt Merkezi Müdürü Emir Suljagic ve TİKA Bosna Hersek Koordinatörü Erdinç Işık yer aldı. Müze, TİKA ve Srebrenitsa Anıt Merkezi arasında imzalanan bu protokol kapsamında kurulacak. “TİKA OLARAK 3 YILDIR BU FABRİKANIN BİR MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ NOKTASINDA ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ” TİKA Başkanı Kayalar konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada Srebrenitsa'da çok ciddi bir acı yaşandığını ancak dünyanın henüz bu acıyla yüzleşmediğini, şehitlerin yaşadığı acıyı tüm dünyaya anlatmak istediklerini ifade ederek şunları söyledi: "TİKA olarak 3 yıldır bu fabrikanın bir müzeye dönüştürülmesi noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önce çatısını tadilattan geçirdik, müzeye çevrilmeden önce fabrikanın asli işlemlerine yönelik tadilat işlemlerini ve tesisatla ilgili çalışmalarımızı yaptık. Protokolü imzalayacağız ve bunun akabinde hızlı bir şekilde müze çalışmalarımızı ihale edip, çalışmalarımıza başlayacağız. Allah nasip ederse önümüzdeki sene içinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlandırdığı bu projede, burayı dünya çapında bir soykırım anma müzesi olarak inşallah faaliyete geçireceğiz." “BU SİZİN HİKAYENİZ, SİZ ANLATACAKSINIZ” Srebrenitsa Anıt Merkezi Müdürü Suljagic de Türkiye Cumhuriyeti'nin Srebrenitsa'nın en büyük bağışçısı olduğuna işaret etti. Suljagic, “Alan 4 bin 300 metrekare. Burada neyi söyleyip neyi söyleyemeyeceğimiz konusunda kimseyle mücadele etmek zorunda kalmadık. Çünkü dostlar, kardeşler böyle iş birliği yapar. Kimse bize burada ne olduğunu söylemeye çalışmadı, aksine 'Bu sizin hikayeniz, siz anlatacaksınız, sergiye neyin dahil olacağını siz seçeceksiniz, bu sizin anlatınız ve biz bunu en iyi şekilde yapmanız için yanınızda olacağız' dediler, her şey bu şekilde ilerliyor." dedi. MÜZE, SOYKIRIMIN 30’UNCU YILINDA AÇILACAK Suljagic müzeyi soykırımın 30’uncu yılında açmak istediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: "1992 yılına kadar olan olaylarla ilgili insanlara bilgi verilecek bir bölüm olacak ve Boşnaklarla ilgili daha önce görülmemiş bazı şeyler sergilenecek. Burada daha önce hiç yayımlanmamış, eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinin Srebrenitsa ile ilgili soruşturmalarından elde edilen video materyalleri sergilenecek. Örneğin, Şubat ve Mart 1996 tarihli Kravica deposundaki çekimlerde kemikler, ayakkabılar, giysiler yer alıyor. Türkler gibi daha fazla dosta ihtiyacımız var. Bu müzeyle birlikte anıt merkezinin hikayesi tamamlanacak." SREBRENİTSA KATLİAMI NASIL GERÇEKLEŞTİ? 1992’de Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Bosna Hersek, 3 buçuk yıl süren bir savaşa sahne olacaktı. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa’nın, can güvenliği tehlikesi yaşayan 25 bin sığınmacıya yuva olması bekleniyordu. Ancak, burası binlerce insana mezar oldu. Tarihler 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde Srebrenitsa’yı korumakla yükümlü Birleşmiş Milletler Temsilcisi Hollandalı Albay Ton Karremans ve 400 kişilik sözde Hollandalı Barış Gücü askeri, bölgeyi Sırpların eline teslim etti.  Sonradan “Bosna Kasabı” olarak anılacak olan savaş suçlusu Sırp Komutan Ratko Mladiç, bir ilkokulun öğretmenler odasında atılan imza ile Srebrenitsa’da Müslümanların katledilmesi için Sırp güçlerine emir verdi.  Evlerinden “Elleriniz yukarıda dışarı çıkın, bir şey olmayacak” sözleriyle çıkarılan Müslüman Boşnaklar, o gün ölüme yürüdü. Kadınlar ve erkekler birbirinden ayrıldı. Tecavüze uğrayan kadınların çocukları ve eşleri ise dağlarda, ormanlarda kurşuna dizildi. Yaşanan insanlık ayıbını örteceğini düşünen Sırplar katliamın izini silmek için öldürülen Boşnakların kemiklerini toplayıp toplu mezarlara gömdü. Yetmedi, uydu görüntüleriyle toplu mezarları gizlemeye kalktılar. Katledilen Boşnakların ahını duyan mavi kelebekler mezarların başında kanat çırpmaya başladı. Böylelikle katliamın kanıtları bir bir ortaya döküldü.  Lahey Uluslararası Adalet Divanı, Srebrenitsa’da yaşanan katliamı, 2007 yılında soykırım olarak nitelendirdi. Bosna kasabı Mladiç ve katliamdan sorumlu Sırplar, savaş suçlusu olarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı.  Müslüman olduğu için katledilen 8 bin 372 kimliği tespit edilen Boşnakın, kemikleri her sene katliamın yıldönümünde Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnediliyor.  Katliamın acısı yürekleri kanatsa da bilge lider Aliya İzzetbegoviç’in şu sözleri akıllara geliyor: “Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”

TİKA’nın desteğiyle “Türk Dünyası Düşünce Kuruluşları Forumu” düzenlendi Haber

TİKA’nın desteğiyle “Türk Dünyası Düşünce Kuruluşları Forumu” düzenlendi

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) desteklediği “Türk Dünyası Düşünce Kuruluşları Forumu” İstanbul Gelişim Üniversitesinde gerçekleşti. Uluslararası Foruma  Türk dünyasından düşünce kuruluşu temsilcileri ve uzmanlar katıldı. İlk oturum, Diplomasi Vakfı Direktörü Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin’in başkanlığını yaptığı “Türk Devletleri Teşkilatı’nın Bugünü ve Geleceği” başlığı altında yapıldı. Bu oturumda uzmanlar Türk devletlerinin aralarındaki  iş birliğini değerlendirdi. KKTC’NİN TANINMASINA İLİŞKİN ÖNEMLİ HABERLER BEKLENİYOR Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADİV) Yönetim Kurulu Başkanı Aygün Attar, Azerbaycan’ın Şuşa kentinde düzenlenecek olan TDT Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’ne değinerek buradan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) TDT’ye üye olması ve diğer Türk devletleri tarafından tanınması adına önemli haberler beklediklerini söyledi. “BİRLİKTE NASIL BİR GELECEK İNŞA EDECEĞİMİZİ DÜŞÜNMEMİZ LAZIM” Kazakistan Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Yerkin Tukumov, Türk devletlerinin ortak bir mirasa sahip olduğunu belirterek “Birlikte nasıl bir gelecek inşa edeceğimizi düşünmemiz lazım.” dedi. MACARİSTAN, AVRUPA İLE TÜRK DÜNYASI ARASINDA KÖPRÜ OLABİLİR Macaristan Ludovika Kamu Hizmetleri Üniversitesi Strateji ve Savunma Çalışmaları Enstitüsünden Dr. Zoltan Egeresi ise forumda “Macaristan olarak TDT’nin henüz gözlemci üyesiyiz, gurur duyuyor ve çok büyük olanak olarak görüyoruz. Macar diplomatlar, siyasiler, şirketler son dönemlerde TDT’ye ilgilerini artırdılar ve aktif olmaya çalışıyorlar.” şeklinde konuştu. Ayrıca Egeresi, Macaristan’ın coğrafi olarak orta Avrupa’da yer almasının bir fırsat olduğunu ve Avrupa ile Türk dünyası arasında köprü olabileceğine dikkat çekti. TDT ARTIK BİRLİK HALİNE GELMELİ Güney Kafkasya Araştırmaları Merkezinden Ferhad Memmedov, konsey ve teşkilat aşamalarını tamamlayan TDT’nin artık birlik haline gelmesi gerektiğini ve teşkilattan birliğe geçmek için evrimsel bir sürece girdiğini dile getirdi. Kırgız Cumhuriyeti Ulusal Stratejik Çalışmalar Merkezinden Asan Kenzhebaevich Akhmatova ise Karabağ zaferinden dolayı büyük mutluluk duyduklarını, birlik üyeleri arasında kan, dil ve kültür açısından birliktelik olduğunu vurguladı. Kıbrıs Akademisinden Prof. Dr. Ulvi Keser, KKTC’nin çok büyük bir baskı altında olduğunu, Türkiye ve Türk dünyası olmadan KKTC’nin var olamayacağını işaret ederek şu ifadeleri kullandı: “110 yıldır diplomasi masasında müzakere ile meşruiyetimizi ispat etmeye çalışıyoruz. 1974’e kadar silahlı mücadelenin içinde fiziki mevcudiyetimizi ispat etmeye çalışıyorduk. Bizi Türkiye Cumhuriyeti devleti dışında kimse tanımıyor, hala bunun sıkıntısını çekiyoruz.” TDT ÜYELERİ BÖLGESEL VE KÜRESEL MESELELERDE AKTİF OLARAK YER ALIYOR Özbekistan Kalkınma Stratejisi Merkezi Direktörü Eldor Tulyakov, “Tüm üyelerin dış politika meselelerinde, bölgesel meselelerde, küresel meselelerde aktif olarak yer aldığını görüyoruz. TDT üyelerinin, diyelim ki Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının kabul edilmesinde birbirlerini aktif olarak desteklediklerini görüyoruz.” dedi. Avrasya Araştırma Enstitüsü Direktörü Dr. Suat Beylur, son dönemde Türk devletlerinin birliktelik konusunda ilerlediğini belirtti ve “Türk dünyası hayal değil.” diyerek sözlerine devam etti. Orta Asya Araştırmaları Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nasuh Uslu ise Batı dünyasının krizlerden kendi adına fayda devşirme ve kendisine uzak olacak bir şekilde yönetme düşüncesinin farklı uluslararası organizasyonların ortaya çıkmasına sebep olduğunu kaydetti.  Uslu, bu organizasyonların çözüme dair politikalar üretemediğini de ifade etti. TDT’NİN ORTAK DIŞ POLİTİKA İZLEMESİ, TÜRK DÜNYASININ ETKİSİNİ DAHA DA GENİŞLETECEKTİR Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fırat Purtaş, “TDT’nin ortak dış politika izlemesi, teşkilatın siyasi nüfuzunu artıracak ve Türk dünyasının etkisini daha da genişletecektir.” dedi. “AYDINLARA BÜYÜK ROL DÜŞÜYOR” Son olarak söz alan Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Sarıkaya, TDT üyesi ülkeler arasında ilkelerde birlik temin edilmesi ve diplomasi dilinde müşterekliğin sağlanması gerektiğinin altını çizerek “Bütünleşmeyi yaşayarak gözlemlemek gerekiyor ve bu noktada aydınlara büyük rol düşüyor.” ifadelerine yer verdi.

Özbekistan’da Türkçe Dil Öğretim Merkezi açıldı Haber

Özbekistan’da Türkçe Dil Öğretim Merkezi açıldı

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı(TİKA) 18 Temmuz 2024 tarihinde Özbekistan'ın başkenti Taşkent'teki Devlet Ulaştırma Üniversitesi bünyesinde Türkçe Öğretim Merkezi açtı. Merkezin açılışı için düzenlenen törene Türkiye’nin Taşkent Büyükelçisi Olgan Bekar, TİKA Taşkent Koordinatörü Ali Rıza Tezcan, Taşkent Devlet Ulaştırma Üniversitesi Rektörü ve Senatör Prof. Dr. Odil Abdurakhmanov, büyükelçilik personeli ile öğretim üyeleri katıldı. "ORTAK KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZİ TANITMADA BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAĞINA İNANIYORUZ” Büyükelçi Bekar törende yaptığı konuşmada, “Eğitim, milletler arası ilişkilerin ve kardeşliğin pekişmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Adı geçen merkezin halklarımız arasındaki kardeşlik bağlarını güçlendireceğine ve ortak kültürel değerlerimizi tanıtmada büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. PROJEYE TİKA DESTEK VERDİ Rektör Abdurakhmanov ise üniversite bünyesinde kurulan Türk-Özbek Teknik İşbirliği Merkezinin Türkiye üniversitelerinde okumak isteyen öğrencilere danışmanlık hizmeti sunan ülkedeki ilk resmî kuruluş olduğunu kaydederek, “Türkçe Öğretim Merkezinin açılışı, üniversitemiz için büyük bir gurur kaynağıdır. Bu merkez, öğrencilerimize Türkçe öğrenme imkânı sunarak onların dil ve kültür zenginliğine katkıda bulunacaktır. TİKA’nın desteğiyle hayata geçen bu proje, iki ülke arasındaki dostluk ve iş birliğinin güzel bir örneğidir” dedi. TÜRK DİLİNİ VE KÜLTÜRÜNÜ TANITMAK  TİKA Taşkent Koordinatörü Tezcan ise, “TİKA olarak dünya genelinde Türk dilini ve kültürünü tanıtmak amacıyla çeşitli projeler yürütüyoruz. Mezkûr üniversite bünyesinde açılan bu merkez, yürüttüğümüz projelerimizin önemli bir parçasıdır. Projemizin Türkçe öğrenmek isteyen öğrencilere kolay eğitim ortamı ve fırsatı sağlayacağını umuyoruz” şeklinde konuştu.

Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen kayıp kent bulundu! Haber

Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen kayıp kent bulundu!

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) desteğiyle İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü iş birliğinde Moğolistan’da kazı çalışmalarına başlandı. Moğolistan’da ortak kazı yapmayı içeren protokol kapsamında Tuul Vadisi’nde yürütülen kazı çalışmalarındaki alanın Dokuz Oğuzlar’ın yaşadığı ve Göktürkler ile savaştığı “Togu Balık” kenti olduğuna dair kalıntılar bulundu. “TOGU BALIK OLDUĞUNU İSPAT EDECEK BULUNTULARA ULAŞTIK” Kazı projesinin sorumlusu İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, çok sayıda Türk devlet ve topluluğuna ev sahipliği yapan, Moğolistan topraklarında eski Türklerden kalma şehir harabeleri, anıt mezar kompleksleri, kurganlar ve petroglifler başta olmak üzere sayısız kültür varlığı bulunduğunu ifade etti. "TÜRKLERİN YERLEŞİK HAYATA GEÇİŞİNE DAİR YENİ BİLGİLERE ULAŞILMASINI SAĞLAYACAK" Doğan konuya ilişkin açıklamasında  “Tarihi kaynaklarda adı geçen ancak neresi olduğu bugüne kadar tam olarak tespit edilemeyen Togu Balık, bilinen Uygur şehirlerinden çok daha eski. Bu şehrin gün yüzüne çıkarılıp kazılması Uygurlar’ın yerleşik yaşamına dair bulgularımızı en az 100 yıl geriye götürecek. Çalıştığımız alanla ilgili uzun zaman yüzey araştırmaları ve literatür taraması yaptık. Bazı çalışmalarda bölgede Uygur dönemiyle ilişkilendirilebilecek buluntulardan bahsedilmiş ancak detaylandırılamamıştı. Biz bu bölgenin Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaşmayı başardık. Kazı çalışması yaptığımız bir bina kalıntısında binaya ait olduğu kesinleşen Uygur seramiklerine ulaştık. Ekibimizdeki Türk ve Moğol arkeologlar bu konuda hemfikir. Biz artık net olarak burası Dokuz Oğuzlar’ın Togu Balık şehri diyebiliyoruz. Bize göre çok önemli bir keşif. Bu, Türklerin yerleşik hayata geçişine dair yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayacak.” ifadelerine yer verdi. Kazı çalışmalarının yapıldığı Moğolistan’ın Tuul Vadisi’ndeki yerleşim yerinin, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında da adı geçen Dokuz Oğuzlara (Uygurlar’ı kuran boylar) ait Togu Balık kenti olduğu düşünülüyor. Moğolistan’da yapılan çalışmalar ile eski Türklerin inanç, ölü kültü, şehircilik gibi konularda geliştirdikleri yaşam şekilleriyle ilgili detaylı bilgilere ulaşılması bekleniyor. Araştırma, Tuul Nehri’nin iki yakasındaki şehir kalıntıları ve buraları çevreleyen Mayhan, Tömst ve Agit dağlarını kapsayan 100 kilometrekarelik alanda yürütülüyor.

25. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi başladı Haber

25. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi başladı

Anadolu Ajansı (AA), Polis Akademisi Başkanlığı ve Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ortaklığında savaş, afet ve olağanüstü hallerde görev yapacak olan muhabirlere eğitim verilecek. "25. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi" bugün itibarıyla Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğündeki AAtölye'de başladı. 12 Temmuz'a kadar sürecek olan eğitime 10'u Anadolu Ajansı, 15'i ise farklı ülkelerden olmak üzere 25 muhabir katılım sağlıyor.  "MESLEĞİNİZİ GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE YAPIN İSTİYORUZ" Eğitimin açılış konuşmasını yapan AA Akademi ve Yayın Koordinatörü Yahya Bostan, savaşların sadece askerî birlikleri değil kadın ve çocuk olmak üzere tüm sivilleri etkilediğini belirtti. Bu bağlamda Bostan, Rus saldırıları nedeniyle Ukrayna'da 16, İsrail'in saldırısı altındaki Gazze'de ise 150 gazetecinin hayatını kaybettiğini söyledi. Gazze'de yaşamını yitiren gazetecilerin arasında AA Kameramanı Muntasır es-Savvaf'ın da bulunduğunu sözlerine ekleyen Bostan, bu sebeple savaş muhabirliği eğitiminin de son derece önemli olduğunu vurguladı. Bostan, "Biz bu eğitimi, bu yüzden çok önemsiyoruz. Özellikle bugün çok önemli bu eğitim. Sizin can güvenliğinizi çok önemsiyoruz. Olası bir çatışma ve afet anında can güvenliğinizi koruyabilin, mesleğinizi güvenli bir şekilde yapabilin istiyoruz." dedi. "BİR GÖRÜNTÜ BİLE SAVAŞIN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİR" TİKA Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Dairesi Başkanı Uğur Tanyeli, kursiyerlerin savaş ortamlarına çok yakın bir eğitime tabî tutulduğunu dile getirdi. Muhabirin çektiği görüntünün bile savaşın seyrini değiştirebileceğinin altını çizen Tanyeli, "Basın mensupları da çatışmaların son bulması, barışın tesisi konusunda birinci elden ürettikleri içeriklerle katkıda bulunuyor. Dolayısıyla bu eğitimin ana fikri de savaş koşullarında eğitimlerinizi yaparken, mesleklerinizi icra ederken hayatta kalıp oradan içerik üretmeye devam etmeniz." ifadelerini kullandı.  Polis Akademisi Başkan Yardımcısı 1. Sınıf Emniyet Müdürü Doç. Dr. Ufuk Ayhan ise savaşın ülkelerin değerini yok ettiğini belirttiği konuşmasında kursiyerlerin eğitimde zorlanabileceğini ancak söz konusu eğitim sayesinde mesliekî bir katkı sağlayacaklarını ifade etti. SAVAŞ MUHABİRLİĞİ EĞİTİMİNE QHA DA KATILDI Eğitim sürecinde; kişisel güvenlik, medya yönetimi, ilk yardım, suda hayatta kalma, kimyasal ve biyolojik saldırılara karşı korunma yöntemleri gibi 26 farklı alanda verilecek derslere, Kırım Haber Ajansı (QHA) Muhabiri Selahaddin Kaşgarlı da katılım sağlayacak. 

TİKA Osmanlı dönemine ait el yazması eserlere sahip çıkıyor Haber

TİKA Osmanlı dönemine ait el yazması eserlere sahip çıkıyor

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Türk tarihine ait yazılı belgeler üzerindeki tespitin üzerine yeni bir çalışmaya imza attı. TİKA'nın koordinatörlüğü, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı ve Cezayir İslami İlimler ve Medeniyet Araştırmaları Merkezi iş birliği içinde Cezayir’in el-Agvat (Laghouat) kentinde Osmanlı dönemine ait bin 500 el yazmasının tespiti, onarımı, tasnifi ve dijital ortama aktarımı konusunda 22 akademisyen ve uzmanın katılımıyla eğitim programı düzenlendi. Program kapsamında İslami İlimler ve Medeniyet Araştırmaları Merkezinde düzenlenen törende eğitime katılan akademisyen, uzman ve merkez çalışanlarına sertifika dağıtıldı. Törene; TİKA Cezayir Koordinatörü Gökçen Kalkan, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Konya Bölge Müdürü Bekir Şahin ve Cezayir İslam ve Medeniyet Araştırmaları Merkezi Müdürü Ahmet Binsağir katıldı.  "CEZAYİR'DEKİ YAZMA ESERLER FRANSA İŞGALİNDE YOK EDİLDİ" TİKA Cezayir Koordinatörü Kalkan programda konuyla ilgili olarak yaptığı konuşmada, Cezayir'in Fransa işgali sonrasında birçok el yazmasının yok edildiğine dikkat çekti. Bulunan birçok tarihi eserin ise cami, ev ve zaviyelerden çıkarıldığını kaydeden Kalkan, “TİKA tarafından bu proje başlatılınca Cezayir’in birçok şehrinden şahıslar ofisimizle irtibat kurarak kendilerinde de yazma eserler olduğunu haber vermeye başladılar. Proje, Türk-Cezayir ortak tarihine ve ortak kültürel zenginliğine ışık tutacak olan eserlerin gün yüzüne çıkarılması, korunması ve dijital ortama aktarılması yoluyla araştırmacıların dikkatine sunulmasının yanında Cezayir’de yazma eserler hususunda büyük bir farkındalık oluşmasına katkı sağlamıştır” ifadelerini kullandı.  CEZAYİR'DEKİ EL YAZMASI ESERLER İÇİN KÜTÜPHANE OLUŞTURULACAK Öte yandan Cezayir İslam ve Medeniyet Araştırmaları Merkezi Müdürü Binsağir, projeye destek veren TİKA, Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi Muhammet Mücahit Küçükyılmaz ve Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığına teşekkür etti. Bensağir, Cezayir'deki vatandaşların proje sayesinde evlerindeki el yazması eserleri getirdiklerini vurguladı. Bensağir, Cezayir İslam ve Medeniyet Araştırmaları Merkezi bünyesinde, toplanan eserler için kütüphane oluşturulacağını duyurdu.  Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Konya Bölge Müdürü Şahin ise el-Agvat şehrinin el yazma eserler açısında büyük bir zenginliğe sahip olduğunu ifade etti. Şahin konuşmasında, "Bu eserlerin muhafazası ve araştırmacıların istifadesine sunmak hususunda çok önemli bir aşama katettiğimizei nanıyorum. Proje süresince gördüğüm ilgi, alaka ve samimiyetten dolayı çok mutluyum." dedi. Dijital ortama aktarılan eserlerin katalog olarak basılması konusundaki çalışmalar ise devam ediyor. 

TİKA Azerbaycan'da bin 850 yardım kolisi dağıtacak Haber

TİKA Azerbaycan'da bin 850 yardım kolisi dağıtacak

Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Ramazan ayı münasebetiyle çeşitli coğrafyalarda ihtiyaç sahiplerine çok sayıda yardımda bulundu. Kültür ve sanat başta olmak üzere her alanda projeyi faaliyete geçiren TİKA, ihtiyaç sahibi ailelere yardım kolisi de ulaştırıyor.  TİKA'DAN 1.850 AİLEYE YARDIM KOLİSİ TİKA, Ramazan ayında düzenlediği etkinlik kapsamında Azerbaycan'da bin 850 aileye yardım kolisi dağıtmaya başladı. Etkinliğe; Türkiye'nin Bakü Büyükelçiliği Müsteşarı Gülçin Zeynep Kıvılcım, Azerbaycan Mülteci ve Zorunlu Göçmenlerden Sorumlu Devlet Komitesi Başkan Yardımcısı Fuad Hüseynov, Azerbaycan Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Elşen Selimzade, TİKA Bakü Program Koordinatörü Hayrettin Özçelik ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.  YARDIM KOLİLERİ AZERBAYCAN'DA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE DAĞITILACAK TİKA Bakü Program Koordinatörü Özçelik yaptığı konuşmada, TİKA'nın 30 yıl içinde bin 300 projeyi hayata geçirdiklerini aktardı. TİKA'nın Ramazan ayı boyunca pek çok ihtiyaç sahibi aileye ulaştığını vurgulayan Özçelik, "Azerbaycan'da da içerisinde temel gıda ürünleri bulunan bin 850 koliyi ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız. Bu kolileri savaş mağdurları, göçmenler, Ahıska Türkleri ve dar kesimli bireylere dağıtacağız. Dağıtımı STK temsilcilerimizle birlikte gerçekleştiriyoruz ki yerine ulaşsın" ifadelerini kullandı.  Yardım kolileri Azerbaycan'ın birçok kentindeki ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılmak üzere yola çıktı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.