SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nı andı Haber

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nı andı

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 81. yıl dönümünü yayımladığı bir yazılı mesaj ile andı. Vakıf tarafından yayımlanan anma mesajında, “Kırım Tatar Türklerinin vatanlarından sürgün edilişinin yıl dönümünde sürgünde hayatını kaybeden soydaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Kırım’da devam eden Rus işgalini kınıyoruz.” ifadelerine yer verildi. Kırım Tatar Türklerinin vatanlarından sürgün edilişinin yıl dönümünde sürgünde hayatını kaybeden soydaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Kırım’da devam eden Rus işgalini kınıyoruz.#18Mayıs1944 pic.twitter.com/wqdOeZaoUA — Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı TDAV (@tdavresmi) May 18, 2025 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI 81 yıldır dinmeyen, azalmayan ve adalet bekleyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı pic.twitter.com/3M7ndq29Vy — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 17, 2025 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Josef Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuldu. O döneme değin gerçekleşen vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan bölgesinde kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de Kanada parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm, 2024'ün ekim ayında Estonya Parlamentosu (Riigikogu) ve 2024'ün aralık ayında Çekya Parlamentosunun üst kanadı olan Senato, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

İstanbul, 25. Türk Dünyası Çocuk Şöleni'ne hazır Haber

İstanbul, 25. Türk Dünyası Çocuk Şöleni'ne hazır

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı öncülüğünde, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle tertip edilecek olan 25. Türk Dünyası Çocuk Şöleni, Turan coğrafyasından çocukları bir araya getirecek. Türk cumhuriyet ve topluluklarında yaşayan Türk çocuklarının Türkiye'yi tanımaları, dünyanın dört bir köşesinde yaşayan kardeşleriyle bir araya gelmeleri, dostluklar edinmeleri, kardeşlik bağlarını güçlendirmeleri, kültürel alışveriş ve Türk dünyasının her yerindeki ailelerin bu vesile ile dost olmaları ve birbirlerini tanımaları amacıyla düzenlenen şölene, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Balkarya, Karaçay, Gagauz Yeri, Kırım, Saha/Yakutistan, Gürcistan, Bulgaristan, Kosova, Irak, Ahıska ve Doğu Türkistan Türkleri olmak üzere 20 grup, yaklaşık 250 öğrenci ve 40 civarında öğretmen katılacak. 25. Türk Dünyası Çocukları Şölen Yürüyüşü, 26 Mayıs 2025 Pazartesi günü saat 09.30’da Kadıköy-Söğütlüçeşme-Altıyol-İskele Meydanı güzergâhında gerçekleştirilecek. Yürüyüş, Atatürk Anıtı’nda son bulacak. Şölen Gösterisi ise 28 Mayıs 2025 Çarşamba günü saat 09.30 ile 13.00 arasında Bakırköy-Ataköy Ahmet Cömert Spor Salonu’nda düzenlenecek. Öte yandan, şölen kapsamında düzenlenen ve bu yıl 16.'sı gerçekleşecek olan 16. Türk Dünyası Çocukları Ses Yarışması 29 Mayıs 2025 Perşembe günü saat 19.30’dan itibaren Bağcılar Belediyesi Başkanlık Sahnesi'nde icra edilecek.

Roza Kurban, Kazan Tatar edebiyatının öncüsü Kayyum Nâsıri'yi anlatacak Haber

Roza Kurban, Kazan Tatar edebiyatının öncüsü Kayyum Nâsıri'yi anlatacak

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı 2024-2025 Faaliyet Dönemi Süleymaniye Kürsüsü Konuşmaları kapsamında Kazan Tatar tarihçi, araştırmacı ve yazar Roza Kurban'ı konuk edecek.  KAYYUM NÂSIRİ KONUŞULACAK Kurban, "Tatar Türklerinin İki Asra Sığmayan Aydını" başlığıyla doğumunun 200. yılında Kazan Tatar edebiyatının öncüsü, öğretmen, yazar Kayyum Nâsıri'yi anlatacak. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünde tertip edilecek olan program 15 Şubat 2025 tarihinde saat 14.00'te başlayacak.  KAYYUM NASIRİ KİMDİR? 15 Şubat 1825’te Kazan civarındaki Yukarı Şırdan köyünde doğdu. Asıl adı Abdülkayyûm’dur. Dedeleri ve babası bölgenin tanınmış âlimlerindendi. Babası Abdünnâsır Molla, Nâsırî’ye temel dinî bilgileri öğrettikten sonra onu Kazan’a götürerek Akmescid (Beşinci Mahalle) Medresesi’ne verdi. Burada 1855 yılına kadar dinî eğitim gördü; Arapça, Farsça ve Rusça öğrendi. Rus çocuklarının okuduğu ibtidâî dinî okulda ve bu okulun devamı olan İlâhiyat Akademisi’nde Tatarca öğretmenliği yaptı. 1871 yılında işten uzaklaştırılınca medreselerde okuyan Tatar çocuklarına Rusça kursları düzenledi. 1873’te müslüman mektepleri müfettişi Radloff’un yardımıyla Muallim Mektebi’nde Tatarca dersler vermeye başladı. Fakat Radloff’la araları açılınca görevinden istifa etti. 1879 yılına kadar bazı Rus okullarında da öğretmenlik yaptıktan sonra görevini bıraktı. Geçimini tercümanlık, kitaplarının geliri ve Rusça bilmeyen Tatarlar’ın resmî dairelerdeki işleri için yazdığı dilekçelerle sağlamaya çalıştı. 1860’lı yıllardan itibaren yayıncılık işine girişen Nâsırî risâlelerinin büyük bir kısmını çeşitli kitaplardan toplayarak kaleme almıştır. Nâsırî’nin en önemli yönlerinden biri dil konusundaki görüş ve faaliyetleridir. Eskiden beri İdil-Ural bölgesinde süregelen Osmanlı ve Çağatay Türkçesi karışımı bir Tatar Türkçesi yerine müstakil, saf Tatarca’yı ön plana çıkarmaya çalıştı, ancak bu hususta yalnız kaldı. Tatar Türkçesi’nin Çağatayca’nın bir kolu olduğunu, kendine has kaide ve usullerinin bulunduğunu savunarak saf Tatarca ile yazı yazmaya gayret etti. 1871’de İdil-Ural bölgesinde ilk defa takvim (salnâme) geleneğini başlatan Nâsırî bunu 1897 yılına kadar sürdürdü. Nâsırî, çıkardığı takvimlerde genel takvim bilgilerinden başka tarih, coğrafya, halk edebiyatı gibi konularda da makaleler yazdı. Ayrıca Türk-Tatar toplumu arasında ilk defa matematik, geometri, coğrafya, anatomi ve sağlık bilgisi ders kitapları kaleme aldı ve bu ilim dallarında yeni Tatarca terimler geliştirmeye çalıştı. Makaleleri Rus coğrafya cemiyeti mecmuasında yayımlandığı gibi 2 Kasım 1885 tarihinde Kazan Üniversitesi Arkeoloji-Tarih ve Etnografya Cemiyeti’ne aslî üye seçildi. Tatar yenilikçilik (Cedîdcilik) düşüncesinin en önemli temsilcilerinden olan Kayyûm Nâsırî Tatarlar’ın cahilliğinden ve eğitime önem vermemelerinden şikâyet ediyordu. Özellikle yazdığı ders kitapları, tâlim ve terbiye konusundaki görüşleriyle döneminde Gaspıralı İsmâil ile başlayan eğitimde yenileşme (usûl-i cedîd) hareketinin öncülerinden sayılıyordu. Nâsırî Şark edebiyatına hayrandı. Osmanlıca, Farsça ve Arapça’dan edebiyata dair çok sayıda metni Tatarca’ya tercüme etti. Kābusnâme, Kırk Vezir, Kırk Bakça ve Fevâkihü’l-cülesâ adlı eserlerinde bu hikâyelere yer verdi. Coğrafyayla ilgili eserlerini hazırlarken Kâtib Çelebi ve Ahmed Hamdi’nin kitaplarından faydalandı. Özellikle Kâtib Çelebi’nin Cihannümâ’sı onun üzerinde büyük etki bıraktı. Dil ve edebiyat meselelerine dair çalışmalara da ağırlık veren Nâsırî, Tatarca’nın imlâ kaideleriyle sarf ve nahvini (Kavâid-i Kitâbet, Enmûzec), sözlüğünü (Lehçe-i Tatarî, I-II, Kazan 1895) hazırladı. Özellikle yaz aylarında Tataristan’ın çeşitli bölgelerine seyahatler yaparak Tatar folklorunun örneklerini topladı ve bunları neşretti. Görüşlerinden dolayı mutaassıp kişilerce aşağılanan, hatta tehdit edilen Nâsırî gösterişten uzak bir şekilde yalnız yaşadı. Diğer aydın kesimle doğrudan ilişki kurmadı. Gaspıralı İsmâil’den de Ruslar’la olan ilişkileri sebebiyle uzak durdu. Nâsırî’nin Rusya hükümetiyle diyalogu hiçbir zaman iyi olmadı. 1886’da neşredilen çarın fermanına göre kadılık ve imamlık yapacak kişilerin 1891 yılından itibaren Rusça imtihan vermeleri şart koşulmuştu. Nâsırî bu fermanı Tatarca olarak yayımladı. Bunun üzerine halk fermana tepki gösterdi. Tatarlar’ın yoğun biçimde yaşadığı İdil-Ural bölgesinde çeşitli karışıklıklar çıkınca Nâsırî’nin tercümesi toplatıldı. Nâsırî, Tatar halkının Rusça öğrenmesi taraftarı olmakla birlikte bu işin zorla ve misyoner Rus papazları vasıtasıyla yapılmasına karşıydı. Bu sebeple Rusça öğrenmek isteyenler için çeşitli gramer kitapları ve sözlükler hazırladı. Nâsırî 2 Ekim 1902’de vefat etti. (Kaynak: İslam Ansiklopedisi)

Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi "Alfabe ve Dil Meselemiz" başlığıyla yayımlandı Haber

Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi "Alfabe ve Dil Meselemiz" başlığıyla yayımlandı

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının her ay düzenli olarak çıkardığı "Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi'nin" 453. sayısı basılı ve e-dergi formatında yayımlandı. Bugün itibarıyla "Alfabe ve Dil Meselemiz" başlığıyla ekim sayısını çıkaran dergi, piyasadaki yerini aldı. ALFABE VE DİL MESELEMİZ Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu tarafından 20 Eylül 2024 tarihinde yayımlanan bildiri kapsamında 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi'ni konu edinen 453. sayının kapağında, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan'ın, "İlmî alfabe yani sesleri ifade edecek, bütün farklılıkları tespit edecek olan alfabe transkripsiyon alfabedir ki onu ilim adamları kullanır. Orada kırk, elli harf de olabilir, yüzlerce işaret de olabilir. Fakat mahallî milliyetçilikten dolayı 'Benim bu sesim var' diye bunda ısrar ediyorsanız, 'e' harfinin üzerine bir işaret koymak kâfidir. On sene sonra da o knoktanın işi biter" ifadeleri yer aldı.  Ayrıca dergide Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay'ın "Yüzyılımdaki Cumhuriyet", Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot'un "Kafkas İslam Ordusu ve Türkiye-Azerbaycan İlişkilerine Etkisi" ile Kırım Tatarı yazar Metin Savaş'ın "Görünmezlerin Görünür Nesneleri (Mitler ve Gerçekler)" başlıklı yazıları yer aldı.  TÜRK DÜNYASI ORTAK ALFABE KOMİSYONU Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu, Türk Devletleri Teşkilatının girişimiyle her Türk devletinden sorumlu iki temsilcinin katılımıyla kurulmuş olup Uluslararası Türk Akademisine bağlı olarak faaliyet göstermekte. Komisyen toplamda 3 toplantı yaptı. İlk toplantı 28-29 Mayıs 2023'te Astana'da, ikinci toplantı ise 6-7 Mayıs 2024'te Bakü'de gerçekleşti. Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Şahin Mustafayev, çalışmalar doğrultusunda Türk dünyası ortak alfabesinin 14 harfinin onaylandığını duyurdu. 9 Eylül 2024 tarihinde Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonun 3. toplantısında 34 harften oluşan ortak alfabe son halini aldı.

İstanbul'da "24. Türk Dünyası Çocuk Şöleni" gerçekleştirildi Haber

İstanbul'da "24. Türk Dünyası Çocuk Şöleni" gerçekleştirildi

Mustafa KOÇYEGİT QHA Ankara 24. Türk Dünyası Çocuk Şöleni, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı (TDAV) liderliğinde, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), İstanbul Valiliği, Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve Korkut'un başlangıcında 31 Mayıs-7 Haziran 2024 Ücretli arasında İstanbul'da 3 ana etkinlik hâlinde. Her sene geleneksel olarak tertip edilen Türk Dünyası Çocuk Şöleni, TDAV tarafından, Türk Cumhuriyet ve topluluklarında yaşayan Türk ticareti Türkiye'yi tanımaları, dünyanın dört bir köşesinde yaşayanlarla bir araya gelmeleri, dostluklar kazanmaları, kardeşlik bağlarını güçlendirmeleri, kültürel alışverişte bulunmaları, Türk dünyasında her Ailelerin yerinde olması ve birbirleriyle dost olmaları ve birbirlerini tanımaları amaçlanıyor. Türk Dünyası Çocuk Şöleni'ne bu sene; Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kırım, Balkarya, Başkurdistan, Gagavuz Yeri, Saha/Yakutistan, Tataristan, Tuva, Buryatia, Gürcistan, Bulgaristan, Irak, Ahıska ve Doğu Türkistan Türkleri olmak üzere toplam 21 grup; Yaklaşık 250 öğrenci ile 40 civarında öğretmen katıldı. Şölenin ilk etkinliği olan Büyük Şölen Yürüyüşü, 3 Haziran 2024 tarihinde, Kadıköy-Söğütlüçeşme'den başlayarak, İskele Meydanı'nda konuk gruplar ile ev sahibi Türkiye'nin folklor ekiplerinin gösterileriyle son buldu. Söğütlüçeşme'den İskele Meydanı'na kadar olan alan, Sibirya'dan Balkanlara tüm Türk kısıtlayıcı değirmen kıyafetleri, bayrakları ve müzikleri ile oluşturdukları çiçek bahçelerine geri döndü. Şölenin ikinci etkinliği olan Büyük Şölen Gösterisi, 5 Haziran Çarşamba günü yapıldı. Gösteride, Türk dünyasının dört bir yanında Türkiye'ye gelen çocuklar, milli kıyafetler ve bayraklar ile Bahçelievler Şehit Mustafa Özel Spor Kompleksi'nde muhteşem gösterileri sunuldu. Gösteri sonunda Kırım'dan Adile Çerkezova, Azerbaycan'dan Turan Manafzade ve Gagavuz Yeri'nden Leonida'nın muhteşem konserleri tamamlandı. 24. Türk Dünyası Çocuk Şöleni'nin son ana etkinliği olan, 15. Türk Dünyası Çocukları Ses Yarışması ise, Fatih Belediyesinin ev sahipliğinde 7 Haziran 2024 tarihinde Fatih Kültür Sanat Merkezi'nde icra edildi. Ödüllü ses yarışmasında birinciliği, Tataristan'dan İnzilia Faizrahmanova; ikinciliği Kazakistan'dan Semser Ercaşulı; Üçüncülüğü Türkmeneli'nden Eyüp Cüneyt kazandı. Program sonunda Türk dünyasının sevilen sanatçılarından Elif Avcı, Arslanbek Sultanbekov ve Turan Manafzade seslendirdikleri eserlerle programıyla taçlandırıldı. Türk Halk Müziği sanatçısı Elif Avcı, etkinlikte bulunan Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten tarafından kendisine takdim edilen Kırım Tatar bayrağı ile birlikte  "Ey Güzel Kırım" türküsünü seslendirdi. Dinleyenlere duygu anlar yaşatılan eserin icra edildiği esnada, vatan Kırım'dan şölen için Türkiye'ye gelen Kırım Tatarı çocuklar da sahnede Tarak Tamgalı Gökbayrakları ile birlikte yer aldı. ???? Türk Halk Müziği sanatçısı Elif Avcı, "Ey Güzel Kırım" türküsünü seslendirdi pic.twitter.com/yBwbhI3JW1 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) 7 Haziran 2024 TDAV, şölenin ayrıntılarına ilişkin olarak Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği bilgide, 24. Türk Dünyası Çocuk Şöleni'ne grup sorumlusu olarak gelen tedavi TDAV'ın bakımının yapıldığı koşullarda; Oyunların İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kaydedildiğini ailelerde misafir ettiğini belirtti. Vakıf açıklamasında, şölenlenebilirliği Türk dünyasının gelen yeri, Türkiye'yi ve İstanbul'u tanımalarının temini için tarihî ve kültürel zenginliklerin sergilendiği etkinlikler yine TDAV'ın üstlendiğini ve her yıl olduğu gibi bu yıl da tarihî kullanımının aktarıldığı bir programın düzenlendiği kaydedildi. TDAV'ın misafiri olan rehberler eşliğinde İstanbul'u gezdiği; İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün İlk-Ortaokullarında konuklanan çocuklar ise konukçular ailelerle birlikte İstanbul'un müze, saray, cami, alışveriş ve eğlence merkezlerini gezmek, Türkiye'yi, Türk insanını ve Türk tarihini en iyi şekilde tanıma imkanını kullanabileceği vurgulandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.