SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türkoloji

QHA - Kırım Haber Ajansı - Türkoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkoloji haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Tatarca, Macaristan’da akademik bir pencere açıyor: Öğrenciler hem dili hem kültürü öğreniyor Haber

Kırım Tatarca, Macaristan’da akademik bir pencere açıyor: Öğrenciler hem dili hem kültürü öğreniyor

QHA ÖZEL Eötvös Loránd Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nde doktora eğitimi alan Şeyma Gezer, Macaristan’da Kırım Tatarca dersleri veriyor. Gezer, Kırım Haber Ajansı (QHA) ile yaptığı röportajda, Kırım Tatarcanın Macaristan Türkolojisi’ndeki akademik yerini ve edindiği kişisel deneyimleri aktardı. Gezer, Stipendium Hungaricum burs programı kapsamında Macaristan’a gittiğini ve Türkoloji bölümünde kendisine Türkçe dersleri verip veremeyeceğinin sorulduğunu aktararak, Kırım Tatarca ders verme sürecinin bu şekilde başladığını anlattı. “Böylece hem akademik hem kişisel kimliğim birleşti diyebilirim.” diyen Gezer, Kırım Tatarca öğretirken kullandığı kaynaklar ve öğrenme teknikleri hakkında da bilgi verdi. Gezer, farklı akademik çalışmalardan, edebî metinlerden ve kendi hazırladığı notlardan yararlandığını belirtti ve derslerde Kırım Tatar Türkolog Bekir Çobanzade, Kırım Tatarlarının unutulmaz lideri, Antlı Şehit, Ant Etkenmen Marşı'nın yazarı Numan Çelebicihan ve Kırım Tatar aydını, düşünür, yazar ve Tercüman gazetesinin kurucusu İsmail Bey Gaspıralı gibi şahsiyetlerin eserlerine de yer verdiğini söyledi. Gezer, derslerde öğrencilerin dili akıcı konuşmalarından ziyade, yazılı bir metnin hangi Türk dili ya da lehçeye ait olduğunu ayırt edebilmesini hedeflediğini vurguladı. KIRIM TATARCA LEHÇELERİYLE BİRLİKTE ÖĞRETİLİYOR Gezer ayrıca, Kırım Tatarcanın üç ana diyalektini de derslerinde örneklendirdiğini aktararak, “Yazılı dilde standart Bahçesaray diyalektini öğretiyorum. Konuşma dili olarak ise Çöl-Kuzey diyalektinden örnekler sunuyorum. Çöl ağzına dair elimizde çok fazla materyal yok ancak eski şiirler, halk edebiyatı ve şarkı sözlerinden faydalanıyorum.” dedi. Macaristan’daki Türkoloji öğrencilerinin ilk kez kendisinden Kiril alfabesi öğrendiğini ifade eden Gezer, “Önceden Azerbaycan Türkçesi ya da Özbek Türkçesi dersleri almışlardı ama bunları Latin harfleri üzerinden öğrenmişlerdi. Kiril’e dair bir tecrübeleri yoktu. O yüzden alfabeleri karşılaştırmalı şekilde işledik; Sovyet dil planlamasının sonuçlarını da derslere dâhil ettim.” sözleriyle süreci anlattı. Aynı zamanda Gezer, Macarca ve Kırım Tatarca arasındaki benzerliklerden de yaralandığını ekledi. Öte yandan Gezer, bu alanda yabancılar için hazırlanmış Kırım Tatarca kaynakların eksikliğine de vurgu yaptı. “KIRIM TATARCA TÜRK DİLLERİ ARASINDA BİR KÖPRÜ” Gezer, derslere ilginin sadece zorunluluktan kaynaklanmadığını vurguladı. Gezer, Türkoloji öğrencilerinin yanı sıra tarih, Rus Dili ve Edebiyatı gibi bölümlerden gönüllü olarak katılım sağlayan öğrenciler de olduğunu belirtti. “Ben katılımı hiçbir zaman zorunlu tutmadım. Buna rağmen öğrenciler kendi istekleriyle derse geliyordu.” diyen Gezer, dersleri Macarca anlatmasının da ilgiyi artırdığını ifade etti. Gezer, “Bir yabancı okutmanın kendi ana dillerinde ders vermesi, örnekleri Macar tarihi ve dili üzerinden aktarması onlar için farklı bir deneyim oldu.” dedi. Gezer, öğrencilerine Kırım Tatarcanın diğer Türk dilleriyle ilişkisini de anlattığını aktararak, “Türkoloji öğrencisisiniz, Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Uygur Türkçesi gibi birçok Türk dili öğreneceksiniz. Kırım Tatarca Kıpçak ve Oğuz Türkçesi arasında bir köprü dildir. Eğer Kırım Tatarcayı öğrenirseniz, diğer Türk dillerini anlamanız kolaylaşır.” sözleriyle dersin önemine işaret ettiğini belirtti. ÖĞRENCİLERİM TÜRK DÜNYASINA DA İLGİ DUYUYOR Gezer, öğrencilerin motivasyonunun sadece Türk dillerine değil Türk dünyasına da olduğunu belirterek, “Bu ders, onların sadece sorumluluklarını yerine getirmesi için değil, aynı zamanda Türkolojiye ve Türk dünyasına daha geniş bir açıdan bakabilmeleri için de bir fırsat sunuyor. Kırım Tatarca onlar için hem tanıdık hem de yeni bir pencere açıyor.” cümlelerini sarf etti. Gezer, dil öğretiminin yanında kültürel miras ögeleri de derslerine dâhil ettiğini belirtti. Gezer, Kırım Tatar mutfağına öğrencilerin büyük ilgi gösterdiğini ifade ederek, “Bir gün kendi evimde cantık yaptım ve öğrencilerime götürdüm. Onlar da kendi mutfaklarında benzer hamur işleri olduğunu söyleyip ıspanaklı versiyonlarıyla kıyasladılar.” dedi. Ayrıca “Çağdaş Türk Halkları” dersi kapsamında Kırım Tatarları üzerine de ders verdiğini kaydeden Gezer, “Yaklaşık 70 öğrencinin seçtiği bu derste önce genel tarihlerini anlatıyorum. Daha sonra günümüzde hangi ülkelerde yaşadıklarını, hangi kültürel etkinlikleri sürdürdüklerini ele alıyoruz. Türkiye’de yapılan tepreşler, dans kültürü, gençlik kurultayları ve çibörek günleri gibi etkinliklerden bahsediyoruz.” diye konuştu. Bununla birlikle Gezer, Kırım Tatar işlemelerini çalışan bir öğrencisinin gönüllü olarak derslerine katılım sağladığını da ekledi. MACAR TÜRKOLOJİSİ'NDE KIRIM TATARCA Gezer, Macaristan’daki Kırım Tatarca çalışmalarını ve akademik geleneği değerlendirdi. Gezer, Macar Türkolojisi’nin 19. yüzyıldan beri güçlü bir geleneğe sahip olduğunu belirterek, “Armin Vambery ile başlayan bu miras, Kıpçak-Kuman döneminden Osmanlı dönemi araştırmalarına kadar geniş bir alanda çalışmalar yürütüyor. Bu miras, Kırım Tatarlarına, Tatarlara ve Moğollara yönelik araştırmaların da önünü açmış.” dedi. Aynı zamanda Gezer, Macar araştırmacıların Türkçe alıntı sözcükleri dönemlendirirken erken Türkçe kökenli sözcükleri Hazarlara ve Bulgarlara dayandırdıklarını, ikinci dönemi ise Kuman-Kıpçak bağlantıları olarak ele aldıklarını belirtti. 13. yüzyılda Macaristan’a büyük bir Kıpçak göçü ve iskanının yaşandığını vurgulayan Gezer, “Bu dönemde yerleşen Kıpçaklar 17. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürdü ve konuştukları dil, Kuman Türkçesi, günümüz Kırım Tatar Türkçesinden çok da farklı değildi. Bu yüzden bu alanda değerli araştırmalar yapıldı.” dedi. Gezer, Ignác Kúnos, Zsuzsa Kakuk, günümüzde İvan İçmariye ve İmre Baski gibi araştırmacıların çalışmalara devam ettiğini ifade etti. Ayrıca 1916 yılında Kırım Tatar Türkolog Bekir Çobanzade’nin Budapeşte’de Codex Cumanicus üzerine doktorasını tamamladığını belirten Gezer, İmre Baski’nin yakın dönemde Kırım Tatarca sözlüğü alanında çalışmalar yaptığını aktardı. “AKADEMİK ÇALIŞMALAR GÖRÜNÜRLÜLÜĞÜ ARTIRIYOR” Gezer, Macaristan’daki Kırım Tatar diasporasının oldukça sınırlı olduğunu belirtti. Gezer, “Burada belirgin bir Kırım Tatar diasporası yok. Benim gibi akademik amaçlarla gelen öğrenciler ve araştırmacılar var, fakat genel anlamda bir topluluk oluşmuş değil.” dedi. Öte yandan Gezer, üniversitedeki derslerin sadece akademik eğitim sağlamadığını, aynı zamanda Kırım Tatar dilinin görünürlüğünü artırdığını ve kültürel dayanışmaya katkı sağladığını vurguladı. Romanya ve Bulgaristan’daki Kırım Tatar diasporasının Macar araştırmacılar açısından önem taşıdığını belirten Gezer, “Romanya’daki azınlık hakları, dil politikaları ve Kırım Tatarlarının durumu üzerine çalışmalar yapılıyor. Bu tür araştırmalar, Macarlar için hem kendi diaspora deneyimlerini hem de diğer toplulukları inceleme fırsatı sunuyor.” ifadelerini kullandı. Gezer, akademik çalışmaların Kırım Tatar kimliğinin görünürlüğünü artırmada önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bunun bireysel bir mücadele olduğunu da vurgu yapan Gezer, “Daha çok insanın bizim hakkımızdaki gerçekleri duymasını tabii ki istiyoruz. Bu bizim tabii ki kimlik korumamızın bir farklı yolu. Akademide Kırım Tatarlarını biz nasıl temsil edebiliyoruz? Sadece araştırmacı olarak değil hem de bir taraftan kimlik koruma olarak biz bunu yapıyoruz.” dedi. Bununla birlikte Gezer, 2024 yılında Budapeşte’de düzenlenen “Doğu’ya Doğru” konferansında, Kırım Tatar kadınlarının millî hareketteki rolünü anlattığını belirtti. YENİ NESİL KIRIM TATARCAYI ANLIYOR AMA KONUŞAMIYOR Ayrıca Gezer, yakın zamanda Macarca olarak yayımlanacak makalesinde Türkiye’deki Kırım Tatarlarının göç ve diaspora süreçlerini analiz edeceğini aktardı. Gezer, “Genel olarak Kırım'dan Türkiye'ye göçler, birdenbire olan bir süreç değildi. Romanya'da, Bulgaristan’da ve Türkiye'de 1789'dan itibaren aşamalı olarak farklı dönemlerde çok fazla Kırım Tatar diasporası oluştu. Bu ülkelerde şimdi resmî olarak bir Kırım Tatarca öğretimi yok. Türkiye de dâhil olmak üzere herkes evin içinde ne konuşuluyorsa aslında bu dili öğreniyor. Annesinden, babasından, babaannesinden hangi kültürü gördüyse onu devam ettiriyor. Şu anki gençlerin büyük bir kısmı aslında Kırım Tatarcayı sadece anlıyor ama konuşamıyor.” dedi. Türkiye’de Kırım Tatar köyleri ve Nogay yerleşimleri üzerine çalışmalar yapan Prof. Dr. Hakan Kırımlı’nın yazılarını örnek gösteren Gezer, 1960’lardan itibaren dilin aşamalı olarak kaybedildiğini gözlemlediğini ifade etti. Gezer, “Okullarda Tatarca konuşmak yasak olmasa da bazen öğrenciler para cezası alabiliyordu. Bu olumsuz etkiler her ülkede farklı boyutlarda görülüyor.” şeklinde konuştu. Öte yandan yeni neslin Kırım Tatarcayı öğrenmesi için kültür dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla farkındalık çalışmalarını artırmayı hedeflediğini söyleyen Gezer, akademik ve kültürel girişimlerin dilin ve kimliğin korunmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.

Stalin’in siyasi baskılarının kurbanı olan bir Kırım Tatar Türkolog: Agatangel Krımskiy Haber

Stalin’in siyasi baskılarının kurbanı olan bir Kırım Tatar Türkolog: Agatangel Krımskiy

Sovyet Rusyası’nın uygulamaya koyduğu siyasi baskılar neticesinde 1941’de hapse atılan ve burada hayatını kaybeden Kırım Tatar kökenli ünlü Ukraynalı bilim insanı Agatangel Krımskıy, Türkoloji çalışmaları ile saygı ve rahmetle hatırlanıyor. ???? Ömrünü Türklük Bilimine hizmete adayan Kırım Tatar kökenli Ukraynalı bilim insanı Agatangel Krımskiy, eserleri ve çalışmalarından dolayı Sovyetlerin baskılarına maruz kaldı. Sürgün hayatının ardından hapiste hayatını kaybetti. Agatangel Krımskiy, vefatının 83. yılında saygıyla… pic.twitter.com/M717UXDbqB — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) January 25, 2025 Ukrayna Bilimler Akademisi Kurucu Üyesi, Türkçe eserleri bilim dünyasına tanıtan Türkolog Krımskıy, 1930’lu yıllarda Sovyet Rusyası’nın baskılarına maruz kalarak 1941’de Kazakistan’ın Kostanay şehrine sürgün edilerek ve hapse atıldı. Krımskıy, 1942’de ise hapishanede hayatını kaybetti. Krımskıy, Türkoloji dünyasına kazandırdığı eserler ile halen hatırlanıyor. Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de, 150. doğum yıl dönümüne ithafen Aralık 2020’de Agatangel Krımskıy’ın çalışmalarının bir araya derlendiği “Doğu Devlet Kurma Gelenekleri” isimli kitabın tanıtımı yapıldı. UKRAYNA’DA ADINA PARA BASILDI Ukrayna’da, Kırım Tatar kökenli ünlü bilim insanı Agatangel Krımskıy'ın anısına madeni para basıldı. Madeni paranın ön yüzünde bilim insanının faaliyetini ve bilgi kaynağını simgeleyen bir kompozisyon bulunuyor. Kompozisyonun merkezinde ise Agatangel Krımskıy’yn, “Bir Ukrainofil (Ukrayna yanlısı) olmam gerektiğini oldukça bilinçli şekilde anladım” sözleri, altında da Agatangel Krımskıy’ın faksimilesi yer alıyor. Paranın arka yüzünde ise Krımskıy’in trajik kaderini simgeleyen, dikey çizgilerin arka planında dilbilimcinin portresi, adı ve yaşadığı yıllar belirtildi. Hatıra parasının, 12 Ocak 2021’de tedavüle sokulduğu kaydedildi. AGATANGEL KRIMSKIY'IN HAYATI Babası Kırım Tatarı, annesi Ukraynalı olan Krımskıy, lise öğrenimini Ostroh Lisesi’nde ve Kıyiv Pavlo Halahan Koleji’nde tamamlamış; daha sonra Moskova Lazarev Doğu Dilleri Enstitüsü (1894) ile Moskova Üniversitesi Tarih ve Filoloji Fakültesini (1896) bitirmiştir. 1896-1898 yılları arasında dil öğrenmek ve araştırma yapmak üzere Suriye ve Lübnan’da bulunmuş ve ardından 1900’de Profesör olmuştur. 1898-1918 yıllarında Lazarev Doğu Dilleri Enstitüsü İslam Tarihi Kürsüsü’nde çalışmış; burada Doğu dilleri (Arapça, Farsça ve Türkçe) ve edebiyatları dersleri vermiştir. Drevnosti Vostoçnıye (Oriental Antiquities) dergisinin editörlüğünü yapmıştır. Çarlık rejiminin dağılmasının ardından Ukrayna’ya dönmüştür. Ukrayna Bilimler Akademisi’nin kurucuları arasında yer alıp 1918-1941 yıllarında Kıyiv Üniversitesi’nde çalışmıştır. 1930’lu yıllarda Sovyet Rusyası’nın Türkoloji Repressiyası politikasıyla baskı altına alınmış ve 1941’de Kazakistan’ın Kostanay şehrine sürgün edilmiş ve burada hapse atılmıştır. 1942’de ise hapishanede hayatını kaybetmiştir.

Türkoloji bayrağı Zagreb'de 30 yıldır dalgalanıyor Haber

Türkoloji bayrağı Zagreb'de 30 yıldır dalgalanıyor

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) destekleriyle, Zagreb Üniversitesi Felsefe Fakültesi bünyesinde 1994 yılından bu yana faaliyet gösteren Türkoloji Bölümü’nün “30. Kuruluş Yıldönümü” dolayısıyla “Fotoğraf Kareleriyle Türkoloji” resim sergisi düzenlendi. “30. Kuruluş Yıldönümü Resepsiyonu” kapsamında düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin Zagreb Büyükelçisi Hayriye Nurdan Erpulat Altuntaş, TİKA Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik, Zagreb Üniversitesi Felsefe Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Domagoj Toncinic, Zagreb Üniversitesi Felsefe Fakültesi Türkoloji Bölümü Kurucusu Prof. Dr. Ekrem Çauşeviç (Ekrem Čaušević), TİKA Zagreb Kooesinatörü Sedef Bulut ve Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Fuat Korkmaz ve diğer yetkililer katıldı. TİKA, BALKANLARDA 120'DEN FAZLA TÜRKOLOJİ PROJESİNE DESTEK VERDİ Etkinlikte konuşan Türkiye’nin Zagreb Büyükelçisi Hayriye Nurdan Erpulat Altuntaş, Türkiye ve Hırvatistan arasındaki ilişkilere Türkoloji bölümünün katkılarından söz ederek, Hırvatistan’da Türk kültürü ve diline olan ilgiden dolayı memnuniyetini dile getirdi. Ayrıca Türkoloji bölümüne emeği geçenlere teşekkürlerini ileten Büyükelçi Altuntaş, Türkoloji bölümünün kuruluşuna büyük katkıları olan Prof. Dr. Ekrem Çauşeviç’e 2011 yılında Dışişleri Bakanlığı Üstün Hizmet Ödülü verildiğini de anımsattı. TİKA Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik ise konuşmasında Türk kültürünü ve dilini ve kimliğini yaşatmada Türkoloji’nin öneminden bahsederek bu kapsamda emeği geçenlere teşekkürlerini iletti. TİKA tarafından Balkan coğrafyasında 120’den fazla Türkoloji projesine destek verildiğini anlatan Dr. Mahmut Çevik, Türkoloji'nin, Türk milletinin dilini, tarihini, kültürünü, edebiyatı ve  Türk kimliğini tanıma açısından önemli olduğunu, Türkolojiye olan ilginin dünyada arttığını, bunun ise en mühim sebeplerinden birinin Türklerin tarihi süreçte oynadığı rol ve geniş bir coğrafyada varlığını sürdürmüş olması olduğunu vurguladı. Konuşmasında Balkanlara da değinen Dr. Çevik; farklı dil ve inanç ta toplulukların yoğun  yaşadığı Balkanlarda dili bir barış enstrümanı olarak gördüklerini belirtti. Program sonunda, Büyükelçi Altuntaş ve Başkan Yardımcısı Çevik, Türkoloji bölümü akademisyenlerine teşekkür plaketlerini takdim etti. ZAGREB ÜNİVERSİTESİ TÜRKOLOJİ BÖLÜMÜ Zagreb Üniversitesi Türkoloji Bölümü, 1994 yılında Prof. Dr. Ekrem Çauşeviç tarafından oldukça kısıtlı imkânlarla kurulmuş olup, günümüzde onun yetiştirdiği öğrenciler tarafından faaliyetlerini sürdürmektedir. Zagreb Üniversitesinde İngilizce, Almanca ve İtalyanca bölümlerinden sonra en çok tercih edilen dördüncü bölüm olan Türkoloji, 2024-2025 öğretim döneminde yaklaşık 170 öğrenciye ev sahipliği yapmaktadır. Türkoloji Bölümü, öğrencilerine yalnızca Türk dili değil, Türk kültürü hakkında da eğitim veriyor. Ayrıca, Türkiye’den gelen öğretim görevlileri de dönemsel olarak ders vermekte. Bölümde yetişen öğrenciler, Türkiye ve Hırvatistan arasındaki diplomatik, ticari ve kültürel ilişkilere önemli katkılar sunuyor.

Kırım Tatar aydını Bekir Sıtkı Çobanzade şehadetinin 87. yılında saygıyla anılıyor Haber

Kırım Tatar aydını Bekir Sıtkı Çobanzade şehadetinin 87. yılında saygıyla anılıyor

İrem Kaya / QHA Ankara Dil bilimine yön veren çalışmalar ile belirtildi, Kırım Tatar Türkologu Bekir Sıtkı Çobanzade,  13 Ekim 1937'de eli kanlı Sovyet rejimi tarafından kurşuna dizilerek, şehit edilmişti. Ömrünü Türk dünyasının birliğine aday olan fikir insanı Çobanzade, akademik çalışmalarıyla ün kazanmıştı. Fikirleri, eserleri ve Türkoloji çalışmalarıyla Türk dünyasında hizmet eden Çobanzade, bugün şehadetinin 87. yılında saygı ve minnetle anılıyor.  Türk faaliyetine hizmet eden, Türkoloji çalışmalarıyla dil bilimine yön veren Kırım Tatar dilbilimcisi, fikir insanı, şair ve yazar Bekir Sıtkı Çobanzade şehadetinin 87. yılında anılıyor pic.twitter.com/noPQW0kTLT — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) 13 Ekim 2024 BEKİR SITKI ÇOBANZADE KİMDİR? 15 Mayıs 1893 tarihinde Doğan Çobanzade, Kırım'da Karasupazar'da ilk ve orta öğretim tahsilini yaptı. 1909 yılında liseyi okumak için İstanbul'a giderek Arapça ve Fransızca öğrenildi. 1915'te Odesa'ya giden Çobanzade burada da Slav dillerini topladı. KIPÇAKLARA AİT İLK SÖZLÜK: CODEX CUMANICUS'U (KUMAN/KIPÇAK SÖZLÜĞÜ) TANITTI 1916 ise Budapeşte Üniversitesine giden Çobanzade, Kıpçak lehçesinin en önemli yazılı kaynağı olan Codeks Cumanicus'u (Kuman Kitabı veya Kıpçak Kitabı) inceledi. 1920'de bu üniversitede doktor ünvanını alan Çobanzade, 1920'de ise vatan Kırım'a geri döndü.   1926 YILINDA BAKÜ I. TÜRKOLOJİ KONGRESİSİ'NE KATILDI 1926 Bakü'de düzenlenen I. Türkoloji Kongresi'nde “Türk Lehçeleri Arasında Karşılıklı İlişkiler” ve “Türk Tatar Dillerinde İlmi Terminoloji Meydana Getirme” olayların önemli tebliğler veren Çobanzade, Azerbaycan Birliği Yeni Alfabeler Merkez Komitesi, Terminoloji Komitesi gibi komisyonlarda Türk takvimlerinin yılda bir kez alfabesi, imlası ve terminolojisi hakkında pek çok çalışma yaptı. Almanca, Fransızca, Arapça, Macarca, Çekce ve Lehçe'yi çok iyi bilen Çobanzade, Türk şivelerinin hemen hepsiyle ilgili eserler verdi. Hemen bütün Türk lehçeleri ve Türk dilbilimi hakkında hemen hemen 120'den fazla kitap ve makaleleri bulunan Çobanzade, 1932'de SSCB İlimler Akademisi Kafkas Şubesinin, 1935'ten itibaren Azerbaycan Şubesinin daimi üyesi oldu ve 1935'te Paris Linguistik Cemiyetine üye olarak seçildi. Yine bu dönemde “Yanı Çolban” , “İleri” ve “Okuv İşleri” adlı dergilerde bilimsel makaleler yazarı Çobanzade, farklı üniversitelerde profesör, dekan ve rektör olarak çalıştı. SOVYET TERÖRÜNÜN KURBANI OLDU 1920'leri takip eden Josef Stalin'in siyasî kıyımları Çobanzade'yi de sunuyor ve başta Azerbaycan olmak üzere farklı Türk ülkelerinin üniversitelerinde öğretim üyesi olarak çalışmak, çalışmak zorunda kalıyordu. Ancak Çobanzade'yi vatanından uzaklaşmak ve siyasî ayrılmak son vermek de kurtarılamadı. Bütün Türk dünyasında tanınan bilim insanı, ünlü Kırım Tatar Türkologu Bekir Sıtkı Çobanzade 13 Ekim 1937'de Sovyet terörü tarafından Azerbaycan sınırlarında kurşuna dizilerek şehit edildi.

Kırım Tatar halk hikayelerini derleyen ünlü Macar Türkolog QHA'ya konuştu! Haber

Kırım Tatar halk hikayelerini derleyen ünlü Macar Türkolog QHA'ya konuştu!

Kürşad İsmayıl / QHA Ankara Macar Türkolog, Eötvös Loránd Üniversitesi öğretim üyesi İmre Baski, ünlü Macar Türkolog Ignác Kúnos tarafından I. Dünya Savaşı sırasında, özellikle Macar kamplarındaki Rus Müslüman savaş esirlerinden Kırım Tatar folklor metinlerini kaleme aldı. Baskı tarafından yayınlanan metin, 38 masaldan ve Çora Batır destanının bir kısmı bir versiyonundan oluşuyor. Baski'nin yayımladığı bu eserde padişahlar ve oğullarının yer aldığı masallar, Kırım Tatar halkının hayal gücü büyüleyici çeşitliliğini sergiliyor. Hikayeleri dilbilimsel açıdan incelendiğinde Baski, Kırım lehçelerinin karakteri olarak oldukça karışık olması ve yalnızca kuzey (Kıpçak) ve güney (Oğuz) unsurlarının farklı oranlarıyla ayrıştırılması nedeniyle, logaritma masalları arasında keskin bir şekilde ayrılamayacağı açıkça ortaya çıkıyor. Mevcut eser, Kırım Tatar folklorunun değerini korurken ve dilsel içgörüler sunarken, aynı zamanda uzak bir zamana ve kültüre benzersiz bir pencere açılır. " Eser, Kırım Tatarcası 1860 ile 1945 arasında halk hikayelerini esas alıyor. Bu hikayeleri incelediğinizde nasıl ulaştınız? Halk sembolleri bu hikayeye nasıl yansımıştı?" Dr. Baski İmre:  saklandığı gibi, Ignác Kúnos Türkiye'deki folklor araştırmalarının kurucusudur, hatta bu araştırmaların babası denilebilir. Kúnos, Birinci Dünya Savaşı esir kamplarına da folklor araştırmacısı olarak gitti ve oraya Başkurtlar, Türkmenler, Kazan Tatarları, Nogaylar ve Kırım Tatarlarının oğullarından halk edebiyatı malzemesi toplama amacı güttü. Kúnos koleksiyonunu keşfeden ve yönetilen Prof. Zsuzsa Kakuk, başlangıçta koleksiyonun yayımlanmasından itibaren, yani kaynak verileri olarak raporları önemli ölçüde buldu. Onun ve onun yönetimi ve sonrasında benim katkılarımla yayımlanan eserlerde (Kasantatarische Volkslieder /1980/, Kasantatarische Volksmärchen /1989/, Kırım Tatar Şarkıları /1993/ vs.) dilbilimsel notlar neredeyse hiç yok ve folklor bilimi (folkloristik) açıdan da hiç bir detay bulunmuyordu. Kırım Tatar masallarının yayımlanmasına gelindiğinde, bu ilkeyi değiştirmedim, yani masalların profesyonel folkloristik analizini çalışmaya devam ediyor. Aynı zamanda kitabın önsözü ayrıntılı ve özet dilbilimsel analizini içermektedir. Sorunuzda belirtilen zaman çerçevesini değiştirebilirsiniz. Zira, en yaşlı bilgi vericiyi varsayarsak ve bu kişinin büyüklerinden de masallar duymuş olabilirse, masalların 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren mevcut olduğu, ancak 1918'de geç bir tarihte yazılmış olabilirler. Masalcıların ve masalların ne kadar daha yaşadığını bilemeyiz. “Kırım Tatar halkının tarihsel süreci içinde kendi hikayelerini nasıl anlatmış?” Baski İmre:  Eksik Çora-batır destanı çeşidi saymazsak, koleksiyonda belirli bir tarih olayıyla ilişkilendirilebilecek bir masal yoktur. Çoğu masal, sıradan sihirli masal (peri masalı) ve günlük hayatın olaylarını, insan tiplerini gösteren, alay eden hikayelerdir. "Bu bilgiler başlarken ana motivasyonunuz biliniyor mu? Niçin bu araştırma konusunu seçtiniz?" Dr. ​20. yüzyılın başlarında olağanüstü koşullar altında, Tatarca metinleri değerli buldular ve bunları daha geniş bir kitleye tanıtmayı önemli gördüm. İtiraf etmeliyim ki, bu çalışmalar sırasında ben de çok şey öğrendim.

Gürcistan'da TİKA desteğiyle Türkçe sınıfı açıldı Haber

Gürcistan'da TİKA desteğiyle Türkçe sınıfı açıldı

Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te yer alan Sokhumi Devlet Üniversitesinde Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) destekleriyle Türkçe sınıf açıldı. Açılış programına Türkiye’nin Tiflis Büyükelçisi Ali Kaan Orbay, TİKA Başkan Yardımcısı Dr. Ümit Naci Yorulmaz, Sokhumi Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zurab Khonelidze, TİKA heyeti ile birlikte öğrenciler ve eğitimciler katıldı.  "BU SINIFI TÜRKİYE'NİN BİR PARÇASI OLARAK GÖREBİLİRSİNİZ" İki ülkenin marşları okunduktan sonra açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Khonelidze, TİKA'ya desteklerinden dolayı teşekkür etti. Ayrıca Gürcistan'a yardım ve destek sağlayan Türkiye'ye minnettar olduklarını dile getiren Khonelidze, iki ülkenin stratejik ortak olduğunu belirtti. Rektör, üniversitedeki Türkoloji bölümü için "Bu sınıfı Türkiye'nin buradaki küçük bir adası, bir Türk alanı olarak görebilirsiniz" değerlendirmesini yaptı. TİKA Başkan Yardımcısı Yorulmaz ise konuşmasında üniversitedeki bu açılışın Türk-Gürcü ilişkilerini daha da sağlamlaştıracağına vurgu yaparak, "Bugün burada iki dost ve kardeş ülkenin köklerini daha da sağlamlaştıracak açılış projesi için bir aradayız" ifadelerini kullandı. TİKA'nın 29 yıldır Gürcistan'da faaliyet gösterdiğini belirten Yorulmaz, eğitimin öncelikli olduğunu dile getirdi. "İKİ ÜLKE ARASINDAKİ KADİM DOSTLUĞUN EN BÜYÜK AYAĞI" Büyükelçi Orbay da üniversitedeki Türkçe sınıfın açılmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti. Orbay öğrencilere ithafen, "Sizler, ülkelerimiz arasındaki dostluk bağlarının, kültürel köprünün, bu kadim dostluğumuzun en önemli yapı taşlarısınız, en büyük ayaklarısınız" dedi. İki ülke arasındaki ortaklığa dikkat çeken Orbay, "Gürcistan'ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve güvenliğine desteğimiz her zaman güçlü olarak devam edecek" ifadelerini kullandı.

Ömrünü Türkoloji'ye hizmete adayan Agatangel Krımskıy Haber

Ömrünü Türkoloji'ye hizmete adayan Agatangel Krımskıy

Sovyet Rusyası’nın uygulamaya koyduğu siyasi baskılar neticesinde 1941’de hapse atılan ve burada hayatını kaybeden Kırım Tatar kökenli ünlü Ukraynalı bilim insanı Agatangel Krımskıy, Türkoloji çalışmaları ile saygı ve rahmetle hatırlanıyor. Ukrayna Bilimler Akademisi kurucu üyesi, Türkçe eserleri bilim dünyasına tanıtan Türkolog Krımskıy, 1930’lu yıllarda Sovyet Rusyası’nın baskılarına maruz kalarak 1941’de Kazakistan’ın Kostanay şehrine sürgün edilerek ve hapse atıldı. Krımskıy, 1942’de ise hapishanede hayatını kaybetti. Krımskıy, Türkoloji dünyasına kazandırdığı eserler ile halen hatırlanıyor. Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de, 150. doğum yıl dönümüne ithafen Aralık 2020’de Agatangel Krımskıy’ın çalışmalarının bir araya derlendiği “Doğu Devlet Kurma Gelenekleri” isimli kitabın tanıtımı yapıldı. UKRAYNA’DA ADINA PARA BASILDI Ukrayna’da, Kırım Tatar kökenli ünlü bilim insanı Agatangel Krımskıy'ın anısına madeni para basıldı. Madeni paranın ön yüzünde bilim insanının faaliyetini ve bilgi kaynağını simgeleyen bir kompozisyon bulunuyor. Kompozisyonun merkezinde ise Agatangel Krımskıy’yn, “Bir Ukrainofil (Ukrayna yanlısı) olmam gerektiğini oldukça bilinçli şekilde anladım” sözleri, altında da Agatangel Krımskıy’ın faksimilesi yer alıyor. Paranın arka yüzünde ise Krımskıy’in trajik kaderini simgeleyen, dikey çizgilerin arka planında dilbilimcinin portresi, adı ve yaşadığı yıllar belirtildi. Hatıra parasının, 12 Ocak 2021’de tedavüle sokulduğu kaydedildi. AGATANGEL KRIMSKIY'IN HAYATI Babası Kırım Tatarı, annesi Ukraynalı olan Krımskıy, lise öğrenimini Ostroh Lisesi’nde ve Kıyiv Pavlo Halahan Koleji’nde tamamlamış; daha sonra Moskova Lazarev Doğu Dilleri Enstitüsü (1894) ile Moskova Üniversitesi Tarih ve Filoloji Fakültesini (1896) bitirmiştir. 1896-1898 yılları arasında dil öğrenmek ve araştırma yapmak üzere Suriye ve Lübnan’da bulunmuş ve ardından 1900’de Profesör olmuştur. 1898-1918 yıllarında Lazarev Doğu Dilleri Enstitüsü İslam Tarihi Kürsüsü’nde çalışmış; burada Doğu dilleri (Arapça, Farsça ve Türkçe) ve edebiyatları dersleri vermiştir. Drevnosti Vostoçnıye (Oriental Antiquities) dergisinin editörlüğünü yapmıştır. Çarlık rejiminin dağılmasının ardından Ukrayna’ya dönmüştür. Ukrayna Bilimler Akademisi’nin kurucuları arasında yer alıp 1918-1941 yıllarında Kıyiv Üniversitesi’nde çalışmıştır. 1930’lu yıllarda Sovyet Rusyası’nın Türkoloji Repressiyası politikasıyla baskı altına alınmış ve 1941’de Kazakistan’ın Kostanay şehrine sürgün edilmiş ve burada hapse atılmıştır. 1942’de ise hapishanede hayatını kaybetmiştir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.