Rusya işgal altındaki Kırım’da neden yeni cezaevleri inşa etmeyi planlıyor?
Rusya'nın Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattığı 24 Şubat 2022’den önce Kırım’da yalnızca bir tutukevi vardı. Ukrain ve Kırım Tatar siyasi tutsaklar Akmescit (Simferopol) şehrindeki 1 No’lu bu tutukevinde tutuluyordu. Topyekûn işgal girişimi başladıktan sonra Rusya yarımadada iki yeni tutukevi açtı. Ancak bununla yetinmeyen Moskova, Kırım’da yeni cezaevleri kurmayı hedefliyor.
RUS YÖNETİMİ GEREKÇE OLARAK “AŞIRI DOLULUĞU” GÖSTERİYOR
Rusya, 20 Ağustos 2025’te, işgal altındaki Kırım’da cezaevi altyapısının genişletilmesine dair bir karar aldı. Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Temsilciliğinin aktardığına göre, söz konusu karar çerçevesinde işgalciler ilk başta 366 kişilik tutukevi ve ardından iki aşamada toplam bin 500 kişi kapasiteli yeni bir tutukevi inşa etmeyi planlıyor. Ayrıca mevcut bir cezaevini de 20 yeni hücre ile yeniden yapılandırmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, mahkûmların zorla çalıştırılması için 85 adet üretim ekipmanı satın alınacak. İşgalcilere göre Kırım'daki tutukevlerinin doluluk oranı şu anda yüzde 103'ün üzerinde.
Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan ZMİNA İnsan Hakları Merkezi Proje Yöneticisi Viktoriya Nesterenko, siyasi tutsakların Kırım’daki tutukevlerinin aşırı kalabalık olduğu konusunu defalarca gündeme getirdiklerine dikkat çekti.
Ayrıca yoğun doluluk oranı nedeniyle işgalcilerin tutsakları başka bölgelerdeki tutukevlerine sevk etmeye başladığını belirterek, “Ayrıca, geniş çaplı işgal başladıktan sonra, Kırım'daki tutukevlerinde yer olmaması nedeniyle çeşitli suçlardan alıkonulan tutukluların büyük bir kısmının yeni işgal edilen topraklardaki tutukevlerine nakledilmeye başlandığını öğrendik." şeklinde anlattı.
TUTUKEVLERİNDE İŞKENCE VE HAK İHLALLERİ YAŞANIYOR
İşgal altındaki Kırım'da tutukevi ve cezaevi koşullarının kötü olduğunu ve mahkûmların temel haklarının ihlal edildiğini belirten insan hakları savunucusu, “Örneğin sekiz kişilik odada 2 veya 3 kat tutsak alıkonuluyor.” dedi
Kırım'daki hapishanelerde uygulanan işkence ve kötü muameleler, sadece eski tutsaklar veya başka yere sevk edilen kişiler aracılığıyla gün yüzüne çıkıyor. Avukat Lilya Gemeci'nin aktardığına göre, işgalcilerin Kırım’da Kırım Tatarlarına baskı uygulamak amacıyla kurguladığı Hizb-ut Tahrir Davası çerçevesinde alıkonulan Kırım Tatarları Ekrem Kroş ve Leman Zekeryayev, 2024'te Akmescit’teki 2 No’lu tutukevinde elektrikle işkence gördüklerini ve darp edildiklerini bildirdi.
Akmescit’teki 1 No’lu tutukevinde özellikle Kırım Tatarlarının, dini inançları nedeniyle ayrımcılığa uğradığı bililiyor. Kırım SOS Sivil Toplum Teşkilatı Yönetim Kurulu Başkanı Oleksiy Tilnenko, Müslüman mahkûmların gayrimüslimlerle aynı koğuşlarda tutulduğunu ve dini inançları nedeniyle tutukevinde genellikle domuz eti kullanarak yapılan yemekleri yiyemediği için yetersiz beslendiklerini aktardı.
Yasa dışı bir şekilde yedi yıl hapis cezasına çarptırılan Kırımlı gazeteci ve hemşire İrına Danılovıç, Akmescit’teki tutkevindeyken bir veya birkaç kez felç geçirdi. Siyasi tutuklu ayrıca bir kulağında işitme kaybı yaşadı. Danılovıç, Kırım’daki tutukevinde tıbbi bakım alabilmek için açlık grevi yapmıştı.
“MUHTEMELEN TUTUKEVLERİ KADIN TUTSAKLARI İÇİN GENİŞLETİLİYOR”
Ağustos ayında Kırım Tatar Kaynak Merkezi, geçen yıl işgal altındaki Kırım’da kaybolan üç kadının Akyar tutukevinde bulunduğunu açıkladı. 7 Mart 2024’te Larısa Hayday, ertesi gün ise Tetyana Pavlenko (Simonенко) ve Elvira Aboyazova kaybolmuştu. Bir süre boyunca kadınların nerede olduklarına dair hiçbir bilgi yoktu.
Nesterenko, ZMINA İnsan Hakları Merkezinin neredeyse her gün Kırım’da insanların alıkonulduğuna dair bilgi aldığını aktararak son dönemde özellikle kadınların gözaltına alınma vakalarının arttığına dikkat çekti. İnsan hakları savunucusu, Rusya’nın yeni gözaltı merkezleri inşa etme planının bu durumla ilgili olabileceğini belirterek, "Birçok kadın gözaltına alınıyor, muhtemelen bu yüzden. Çünkü Kırım’da kadın cezaevi yok ve cezalarını çeken kadınların hepsi Rusya’ya gönderiliyor. Belki de kadın cezaevi kurmayı planlıyorlar. Ya da, işgalciler mevcut tutukevlerinde kadınlara ayrılan blok sayısını artırmak istiyor.” dedi.
Mevcut tutukevlerinde kadın mahkumlar için yerlerin yetersiz olduğunu tanıklardan öğrendiklerini belirten Nesterenko, “Örneğin, bir buçuk yıl önce serbest bırakılan mahkûmlardan öğrenildiğine göre 2 No’lu tutukevinde kadınların tamamı tek bir hücrede tutuluyordu. Orada dört ya da beş kadın vardı. Aradan bir buçuk yıl geçti ve tutuklu kadın sayısı arttı. Belki de bu yüzden cinsiyete göre ayırmayı planlıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Nesterenko, Rusya’nın işgal altındaki bölgelerde tutukluların koşullarını iyileştirmek için bütçeden para harcamak istemediğini ancak propaganda amaçlı vitrin projeler yaptığını söyleyerek, “Herkesin görebileceği alanlar yapıyorlar, sözde yaşam kalitesini artırıyorlarmış gibi görünüyor. Ama bu tamamen propaganda. Vatandaşların haklarını güvence altına almak istemiyorlar. Bu özellikle sağlık ve cezaevi sistemi için geçerli.”şekilde vurguladı.
Ayrıca, Kırım’daki “hapishane altyapının genişletilmesi” için ayrılan paraların başka yerlere “kaybolabileceğini”, çünkü işgalcilerin asıl yatırımı Kırım’daki askerî faaliyetlere yaptığını belirterek, “Ukrayna ile savaşı sürdürmek için, tutukevi ve kolonilerdeki koşulları iyileştirmek için değil.” dedi.
“YENİ HAPİSLERİN İNŞA EDİLMESİ ULUSLARARASI HUKUKUN İHLALİ”
Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Temsilciliği yaptığı açıklamada, işgal altındaki yarımadada yeni tutukevlerinin inşasının uluslararası insancıl hukukun ve Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali olduğunu vurguladı. Sözleşme, işgalci devletin ele geçirilen topraklarda altyapı ve yasaları, nüfus üzerindeki baskıyı artıracak şekilde değiştirmesini yasaklıyor.
Açıklamada, bu planların Rusya’nın baskıcı politikalarının artırması ve Rusya'nın bu yılın 25 Ağustos'unda duyurulan İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Avrupa Sözleşmesi'nden çekilmesiyle aynı döneme denk geldiği hatırlatılarak, “Bu karar, tutukluların koşullarının uluslararası izleniminden kaçma girişimi ve işgal altındaki Kırım’da insan hakları için risklerin artması anlamına geliyor.” denildi.
Temsilcilik, uluslararası topluma Rusya üzerindeki siyasî ve yaptırım baskısını artırma çağrısında bulunarak, Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinde insan hakları ihlallerinin ve yasa dışı faaliyetlerin durdurulmasını talep etti.