SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ukrayna-Rusya Savaşı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Ukrayna-Rusya Savaşı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ukrayna-Rusya Savaşı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Rusya Ukrayna'yı karadan, havadan ve denizden vurdu! Haber

Rusya Ukrayna'yı karadan, havadan ve denizden vurdu!

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı topyekûn saldırı ve işgal girişimi tüm şiddetiyle devam ediyor. Rus ordusunun 25 Ağustos'u 26 Ağustos'a bağlayan gece başlattığı hava saldırısı, sabaha kadar devam etti. Başta yakıt ve enerji sektörü olmak üzere Ukrayna'nın kritik altyapı tesislerine havadan, karadan ve denizden saldırı düzenleyen Rusya, toplamda 236 füze ve silahlı insansız hava aracı (SİHA) fırlattı. RUSYA 127 FÜZE VE 109 SİHA İLE SALDIRDI Ukrayna Hava Kuvvetlerinden 26 Ağustos 2024 tarihinde yapılan açıklamada, işgalci Rusya'nın 127 füze ve 109 SİHA ile saldırı gerçekleştirdiği kaydedildi. 102 füze ve 99 SİHA olmak üzere toplam 201 hava hedefinin vurulduğu belirtilen açıklamada, Rusya'nın; Ryazan ve Lipetsk hava sahasından 3 adet X-47M2 Kinzhal nükleer kapasiteli hipersonik aero-balistik füze, Kursk ve Voronej bölgelerinden 6 adet İskender-M/KN-23 tipi balistik füze, Volgograd bölgesi ve Hazar Denizi bölgesi hava sahasından Tu-95MS uçaklarından 77 adet X-101 seyir füzesi, Karadeniz'in doğu kısmındaki su üstü/sualtı taşıyıcılarından 28 adet Kalibr tipi seyir füzesi, Voronezh bölgesindan 3 adet X-22 seyir füzesi, Belgorod bölgesi hava sahasından ve Mariupol bölgesinden Su-57 ve Su-34 uçakları ile 10 adet X-59/X-69 güdümlü füze fırlattığı aktarıldı. Ayrıca tamamı Şâhid tipi olan 109 adet SİHA'nın, Primorsko-Akhtarsk, Kursk, Yeysk ve işgal altındaki Kırım'dan fırlatığı açıklandı. Ukrayna'da 26 Ağustos Pazartesi günü Rus füzelerinin saldırısı sonucu ilk bilgilere göre, en az 5 kişi hayatını kaybederken, 47 kişi ise yaralandı.

Rusya, 85 gün süren Mariupol kuşatması sırasında "aç bırakma taktiği" kullandı Haber

Rusya, 85 gün süren Mariupol kuşatması sırasında "aç bırakma taktiği" kullandı

Rusya’nın 24 Şubat 2022’ta Ukrayna’ya karşı başlattığı geniş çaplı işgal saldırısı devam ederken Kremlin rejiminin savaş yöntemleri ile ilgili yeni ve çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) sunulan yeni bir raporda Rusya'nın açlığı bir savaş silahı olarak kullandığı ifade edildi. Ukrayna hükümetiyle iş birliği yapan Küresel Haklara Uyum örgütünü avukatlarının Lahey'deki UCM'ye sunduğu bir raporda, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarında  kullanılan savaş yöntemleri hakkında yeni ve ayrıntılı bir analize yer verildi. Yeni rapora göre Rusya, 2022'nin başlarında Ukrayna'nın Mariupol kentine yönelik 85 günlük kuşatma sırasında "kasıtlı aç bırakma taktiği" uyguladı. Belgede Rusya ve liderlerinin çok sayıda sivili öldürme ve onlara zarar vermeyi amaçladığı iddia ediliyor. KUŞATMADA 22 BİN KİŞİ ÖLDÜ Tahminlere göre, Rusya’nın Ukrayna'ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattıktan sonra Mariupol şehrinin kuşatılması ve ele geçirilmesi sırasında 22 bin kişi hayatını kaybetti. Kuşatmanın ardından sivil nüfus havanın eksi 10 derece altına düşmesi sonucu birkaç gün boyunca su, doğalgaz ve elektrik gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakıldı. RUS ORDUSUNDAN DÖRT AŞAMALI KUŞATMA Küresel Haklara Uyum ortaklarından Catriona Murdoch, “Rusya'nın kuşatmasının dört aşamadan oluştuğunu gördük. Sivil altyapıya yönelik saldırılardan başlayarak elektrik, ısıtma ve su tedariki kesildi. Daha sonra insani tahliyelere izin verilmedi ve insanların tahliye için toplandığı ve insani yardımın dağıtıldığı yerler saldırıya uğradı. Bu sırada bölgeye insani yardımın ulaşması da engellendi.” açıklamasında bulundu. Murdoch, üçüncü aşamada kalan kritik altyapı tesislerinin, su ve yardım dağıtma merkezlerine yardım için gelen sivillerin hedef alındığını belirtti. Dördüncü aşamada ise Rusya, kalan altyapı unsurlarını yok etmek veya ele geçirmek için stratejik saldırıları gerçekleştirdi. RUSYA EN BAŞTAN SİVİL NÜFUSA MERHAMET ETMEMEYİ PLANLIYORDU Murdoch, Rus işgal güçlerinin Mariupol’de gerçekleştirdiği aşamalı kuşatmasının, Rusya’nın en baştan 450 bin nüfuslu şehri sivillere karşı hiçbir merhamet göstermeden kontrol altına geçirmeyi planladığını sergilediğini kaydetti. BİNALARIN YÜZDE 90'I TAHRİP EDİLDİ Raporda, şehirdeki sağlık tesislerinin ve evlerin yaklaşık yüzde 90'ının kuşatma sırasında tahrip edildiği veya hasar gördüğü, gıda dağıtım noktalarının yanı sıra insani tahliye yollarının da bombalandığı belirtiliyor. RUSYA’NIN İŞLEDİĞİ SAVAŞ SUÇLARI SAYISI ARTIYOR Kasıtlı olarak aç bırakma ve sivil yaşam için gerekli olanaklardan mahrum bırakma, savaş suçu sayılıyor. RUSYA'NIN EN YOĞUN BOMBARDIMANLARINA MARUZ KALAN MARİUPOL KENTİ Ukrayna'nın güneydoğusundaki liman kenti Mariupol, 24 Şubat 2022'de Putin Rusyası'nın başlattığı işgal girişimi ve saldırıların en yoğun yaşandığı bölgelerden birisi.  Haftalarca karadan, denizden ve havadan bombalanan kentin çoğu kısmı Rus saldırılarında yok edildi. Ukrayna yetkililerinin açıklamalarına göre kentte en az 20 bin sivil hayatını kaybetti. Kentte hayatını kaybedenlerin sayısını gizlemek için Rus işgal güçleri, saldırılarda zarar gören apartmanları, enkaz kaldırma çalışmalarını yapmadan iş makineleriyle yıktı. İşgalciler, hayatını kaybeden insanları toplu mezarlara gömdü.

Denizli Türk Ocağında “Ukrayna-Rusya Savaşı ve Kırım Türklerinin Mücadelesi” konuşuldu Haber

Denizli Türk Ocağında “Ukrayna-Rusya Savaşı ve Kırım Türklerinin Mücadelesi” konuşuldu

Şubat ayı, Kırım Tatar halkının ana vatanı Kırım’ın Rusya tarafından işgalinin ve Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı topyekûn savaşın yıl dönümlerini ihtiva etmesi nedeniyle büyük önem taşıyor. Kırım’ın işgalinin 10. yılı ve Rusya’nın başlattığı savaşın 2. yılına girerken, Kırım Tatar halkının millî mücadelesini gündeme getirmek adına Türk Ocakları Denizli Şubesi tarafından önemli bir söyleşiye imza atıldı. Kırım Haber Ajansı (QHA) Başeditörü ve Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı Ömer Cihad Kaya’nın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, “Ukrayna-Rusya Savaşı ve Kırım Türklerinin Milli Mücadelesi” konusu ele alındı. "BİZ TÜRKLER OLARAK NEYİ KAYBETTİĞİMİZİN FARKINDA DEĞİLİZ" Kırım’ın Türk dünyası ve Türk tarihi açısından önemine dikkat çeken QHA Başeditörü Kaya, geçmişten günümüze Kırım’ın ve genel olarak Deşt-i Kıpçak sahasının, dilden kültüre kadar Oğuz ve Kıpçak Türklüğünü birleştiren bir coğrafya olduğunu ifade etti. Kaya, bu çerçevede tarihçilerinin kutbu Prof. Dr. Halil İnalcık’ın “Kırım birbiri ardına gelen Türk kavimlerinin müzesidir” sözünü hatırlattı. Kırım’ın jeopolitik ve stratejik olarak çok müstesna bir bölgede olduğunun altını çizen Kaya, 1774 Küçük Kaynarca Anlaşması ve akabinde gelişen Kırım’ın 1783’teki işgalinin, Osmanlı Türkleri için dramatik bir husus olduğunu belirtti. Kırım’ın bu müstesna konumunun, Karadeniz jeopolitiği açısından da büyük önem taşıdığını vurgulayan Kaya, Karadeniz üzerinde Türkler ve Ruslar arasında geçmişten bugüne büyük çatışmalara bu işgal ile beraber Rusların emperyal siyasetinin sebep olduğunu ifade etti. Kaya, bu hususa ilişkin, “2014 yılında Kırım’ın son kez işgalinin ardından Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, Karadeniz'deki Rus filosu ve Türk Deniz Kuvvetleri arasındaki güç oranının son birkaç yıl içerisinde ciddi biçimde değiştiğini vurgulamış ve ‘Türkiye artık Karadeniz'in efendisi değil’ demiştir. Bilinçli bir çarpıtma dahi olsa tarihi süreklilik ve tarih bilmek neden önemlidir bence bu cümleler bunu anlatıyor. Ayrıca, biz Türkler olarak neyi kaybettiğimizin farkında değiliz ama Ruslar neyi kazandığının gayet farkındadır” değerlendirmesini yaptı. "KOLONYAL VE ŞOVENİST RUS SİYASETİ, KIRIM’DA İLK İŞGALDEN GÜNÜMÜZE UYGULANMAKTADIR" Ardından gelen süreçte Kırım’da başlayan hızlı Ruslaştırma siyasetinin, Kremlin adlı zulüm ve baskı mekanizması tarafından kolonyal, emperyal ve sömürgeci bir şekilde uygulandığını belirtti. Kaya, “Bu kolonyal ve şovenist Rus siyaseti, Kırım’da ilk işgalden günümüze uygulanmaktadır. Halk anlatıları dahil olmak üzere Kırım adım adım, ‘Ruskiy Mir’ dedikleri Rus dünyasına entegre edilmeye çalışılmıştır” ifadelerini kullandı. Rusya’nın savaş suçlusu lideri Putin’in ortaya koyduğu siyasete ilişkin de konuşan Kaya, özellikle “Rusya’nın sınırı yoktur” anlayışıyla Rus kimliğini egemen kılmak için türlü savaş suçlarına imza attığını belirtti. Kaya, “Kırım, Çariçe Katerina’dan Stalin’e, Stalin’den Putin’e kadar asırlar boyunca bir zulüm merkezi haline gelmiş, Türkler bu tarihi topraklarından adeta kazınmıştır.” değerlendirmesini yaptı. KIRIMOĞLU'NUN MÜCADELESİ Bu zulüm dalgasına rağmen Kırım’ın ve Kırım Tatar halkının milli mücadeleden tarihin hiçbir döneminde geri adım atmadığını kaydeden Kaya, Türk dünyasında aydınlanmanın büyük öncüsü İsmail Bey Gaspıralı, Kırım Halk Cumhuriyeti hükûmetinin ilk Başkanı Numan Çelebicihan’ın mücadelesini aktardı. 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’na da değinen Kaya, sürgünün Kırım Tatar halkı için çok büyük bir travma olduğunun altını çizdi. Ardından, Kırım Tatar Türklüğünün adeta bir “Anka Kuşu” gibi yeniden küllerinden doğmasını temsil eden Kırım Tatarlarının millî lideri, Ukrayna Milletvekili ve Türk dünyasının yaşayan efsanesi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun mücadele hayatına değindi. Ömer Cihad Kaya, “Kırımoğlu’nun gerçek bir efsane olmasının arkasında yatan sebep, bedeli ne olursa olsun haksızlığa karşı tarihin her döneminde dik durması ve haksızlığa ‘dur’ diyebilmesidir. Onun Sovyetlerin cinayetlerine haksızlıklarına karşı başlattığı bu muhalefet, bugün Ukrayna’nın tek bir vücut olarak Putin Rusyası’na karşı koyabilmesini sağladı” dedi. "İŞGAL ALTINDAKİ KIRIM, RUSLARIN TEMEL İKMAL HATTIDIR" Kırımoğlu’nun şahsında Kırım Türklerinin verdiği varoluş mücadelesinin dünya halklarına örnek olması gerektiğini savunan Kaya, 2014 yılında Kırım’ın işgali ile Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ihlal edildiğini belirtti. Bu tarih ile 24 Şubat 2022’de başlayan topyekûn saldırıların birbirinden farklı görülmemesi gerektiğini belirten Kaya, 10 yıldır Ukrayna’nın topraklarından Rusları çıkarmak için uğraş verdiğini ve artık silahlı bir mücadele içerisine girildiğini kaydetti. Tıpkı geçmişte olduğu gibi Kırım’ın jeopolitik açıdan hayli önemli olduğunu belirten Kaya, Rusların temel ikmal hattının Kremlin tarafından askeri üsse çevrilen Kırım yarımadası olduğunu vurguladı. Kırım Tatar halkının, bu savaşta her zaman ön planda olduğunu ve Rusları ana vatanları Kırım’dan çıkarmak için hiçbir geri adım atmayacaklarını vurgulayan Kaya, Türkiye’deki ve dünyadaki Kırım Tatar diasporasının da bu savaşın ilk günlerinden itibaren Rusların işlediği suçları ve baskıları dünyaya duyurmak için çaba sarf ettiğini kaydetti. Kırım’ın savaşın düğümü ve Rus ordusunun sıklet merkezi olması bakımından öneminin her geçen gün arttığını ve Ukrayna askeri komuta kademesinin de bunun farkında olduğunu belirten Kaya, Ukrayna Savunma Bakanlığının açıkladığı son rakamlara göre Rusya Karadeniz Filosu’nun yüzde 20’sinin imha edilmesinin çok önemli bir veri olduğunu vurguladı. Ayrıca, Ukrayna ordusunun, 24 Şubat 2022’den sonra işgal edilen toprakların yüzde 50’sini geri aldığını buna mukabil Rus ordusunun, yakıp yıktığı az sayıda köy ve kasabayı ele geçirebildiğini ve savaş sahasında ilerleme kaydedemediğini belirtti. Türkiye Cumhuriyeti’nin Ukrayna’nın verdiği vatan mücadelesini de desteklediğini vurgulayan Kaya, Türk SİHA’larının ve Türk askerî araçlarının cephede Ukrayna ordusunun en büyük yardımcısı olduğunu ifade etti. "KIRIM'IN AZATLIĞI, HER ZAMANKİNDEN DAHA YAKINDIR" QHA Başeditörü Ömer Cihad Kaya, “Kırım, savaşın belirleyici alanıdır ve Ukrayna’nın bu yıl ile beraber Kırım cephesine ağırlık vermek için çalışmalara başladığını biliyoruz. İnanıyoruz ki, Kırım Tatar halkı, Yolbaşçı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov ile gerek cephede gerekse de cephe gerisinde verdikleri mücadeleyi zaferle taçlandıracaktır. 2014’ten bu yana geçen 10 yılda Kırım, Rus işgalinden kurtularak azat olmaya her zamankinden daha yakındır” değerlendirmesini yaptı. Kaya, son olarak Kırım Haber Ajansının, Ukrayna’da devam eden savaş ve Kırım Tatar halkının millî mücadelesine ilişkin en güncel, doğru ve objektif bilgileri kaynağından okuyucularına sunduğunu ifade ederek, sosyal medya hesapları üzerinden takip edilmesinin önemine vurgu yaptı. Bu kapsamda ortaya koyduğu çalışmalar ile Kırım Tatar halkının millî mücadelesi için uzun yıllardır faaliyette olan Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve şubelerinin, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfının, Emel Kırım Vakfının ve Kırım Tatar Milli Hareketi’ne bağlı diğer sivil toplum kuruluşlarının takip edilmesi gerektiğini belirtti. Yine, Kırım Tatar halkının millî mücadelesini anlamak için Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay’ın kaleme aldığı “Kırımoğlu: Bir Halkın Mücadelesi” eserinin alanında yazılmış en kapsamlı ve etkili çalışma olduğunu ve muhakkak surette okunmasını tavsiye etti. Söyleşi sonunda Pamukkale Üniversitesi Yeni Türk Dili Bölüm Başkanı, Türk Ocakları Denizli Şubesi Başkanı Prof. Dr. Turgut Tok tarafından, konuşmacı Ömer Cihad Kaya'ya günün anısına hediye takdim edildi.

KTMM Başkanı Çubarov: Biz haklıyız, hakkımızı savunmayı sürdüreceğiz! Haber

KTMM Başkanı Çubarov: Biz haklıyız, hakkımızı savunmayı sürdüreceğiz!

Lahey’deki Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Adalet Divanı, 31 Ocak 2024 tarihinde Ukrayna'nın “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme” ve “Terörizmin Finansmanının Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme” kapsamında açtığı davada nihai kararını açıkladı. Adalet Divanı, Ukrayna’nın çoğu iddiasını reddetse de Rusya'nın her iki Sözleşme'yi de ihlal ettiğini kabul etti. Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, mahkeme kararını QHA’ya değerlendirdi. BM Uluslararası Adalet Divanının açıkladığı karar ile ilgili Çubarov, “Açıkça söylemek gerekirse biz bu karardan pek memnun değiliz, çünkü beklediklerimizi mahkeme kararında duymadık” ifadelerini kullandı. KTMM Başkanı Refat Çubarov, Lahey’deki BM Uluslararası Adalet Divanının, 31 Ocak 2024'te Ukrayna'nın Rusya’ya karşı açtığı davada açıkladığı kararı QHA’ya yorumladı Videonun tamamını izlemek için: ???? https://t.co/ZrIdWXmnCJ pic.twitter.com/1frsemKtj4 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) February 2, 2024 UKRAYNA 2016'DA BM ULUSLARARASI ADALET DİVANINA BAŞVURDU Rusya'nın, Kırım’ı işgal ettikten sonra yasa dışı aramalar, alıkonulmalar, insan kaçırma, cinayetler ve diğer insan hakları ihlalleri aracılığıyla Ukrain ve Kırım Tatarlarına baskı uygulamaya başladığını, Kremlin rejiminin 2016 yılında KTMM'nin faaliyetlerini yasaklandığını hatırlatan Çubarov, şu şekilde konuştu: “Bu bağlamda, Ukrayna devleti BM Uluslararası Adalet Divanına iki uluslararası sözleşmesi çerçevesinde dava açtı. Bunlar; Terörizmin Finansmanının Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme ve Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’dir. Yani Ukrayna, Kırım Tatarların ve Ukrainlerin özellikle etnik gerekçelerle zulüm gördüğüne vurgu yaptı. İkinci sözleşme konusu ise, o dönemde Ukrayna'nın doğusunda çatışmalar başlamıştı ve çok korkunç olaylar yaşanıyordu. Ukrayna devleti, haklı olarak tüm bu eylemlerin Rusya tarafından finanse edildiğini, yani Rusya’nın uluslararası terörizmi finanse eden bir devlet olduğunu iddia etti. Yıllar boyunca bu dava görüldü, bizim bazı beklentilerimiz vardı ve bunlar boş beklentiler değildi. Nisan 2017’de, Ukrayna BM Adalet Divanına başvurduktan bir yıl sonra, geçici bir tedbir açıklanmıştı. Bu tedbir çerçevesinde mahkeme, Rusya’yı KTMM yasağına dair aldığı kararları kaldırmaya ve KTMM üyelerine işgal altındaki Kırım’a engelsiz erişimini sağlamaya mecbur tuttu. Rusya bu kararı yerine getirmedi. Dün açıklanan mahkeme kararında buna dikkat çekildi.” IRK AYRIMCILIĞI BAĞLAMINDA UKRAYNA’YA SADECE BİR KONUDA HAK VERİLDİ BM Uluslararası Adalet Divanının 31 Ocak’ta açıkladığı karar hakkında “Maalesef mahkeme Ukrayna’nın çoğu talebini kabul etmedi” değerlendirmesini yapan KTMM Başkanı, mahkemenin Ukrayna’nın Rus yönetiminin Kırım’daki insan hakları ihlalleri ile ilgili öne sürdüğü tüm iddiaların gerçek olduğunu teyit ettiğini ancak bunların çoğunun “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi” kapsamına girmediği yönünde karar aldığını aktardı. Çubarov, “Mahkeme ‘Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’ çerçevesinde Ukrayna’ya sadece bir madde konusunda destek vererek Ukraince eğitim veren tüm okulların Rusya taraftan kapatılmasının ilgili sözleşmeyi doğrudan ihlal ettiğini kabul etti.” dedi. MAHKEME KIRIM TATARLARININ SİYASİ BASKIYA MARUZ KALDIĞI SONUCA VARDI Kırım Tatarlara yapılan baskılar konusunda açıklanan kararlar hakkında Çubarov, “KTMM ve Kırım Tatar halkına yapılan sistematik baskılar konusunda yargıçlar tüm bunların gerçek olduğunu kaydetti ancak bunların etnik baskı olmadığını, bu baskıların siyasi nedenlerden ötürü yapıldığını belirtti. Yani KTMM, Rus işgaline karşı çıktığı için yasaklandı, KTMM üyeleri ise Rus yönetimini kabul etmediği için baskıya maruz kaldı ve birçok Kırım Tatarı Rus yönetimine karşı çıktığı için alıkonuluyor. Böylece mahkemeye göre, Kırım Tatar halkına karşı yapılan ihlaller ‘Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesinin’ kapsamına girmiyor ve bu bizim için bu kabul edilemez.” şeklinde konuştu. “BU KARAR ÖZELLİKLE YERLİ HALKLAR AÇISINDAN ÇOK TEHLİKELİ” BM Uluslararası Adalet Divanının, Rus işgali altındaki Kırım’da Kremlin kontrolündeki kukla Kırım Tatar kuruluşlarının faaliyet göstermesi gerekçesi ile Kırım Tatar halkının bir etnik ayrımcılığa uğramadığına karar vermesinin özellikle yerli halklar açısından çok tehlikeli bir karar olduğuna dikkat çeken Çubarov, “Mesela Çin’de baskıya uğrayan Uygurlar var. Bu durumda şöyle diyebilirler: ‘Çin çok fazla suç işlemiyor, çünkü 20 milyon Uygurdan sadece 5-6 milyon Uygur baskıya maruz kalıyor, diğerleri ise rahat rahat yaşıyorlar. Bu yanlış.” ifadelerini kullandı. “HAKLIYIZ VE HAKKIMIZI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Çubarov, Kremlin yönetiminin BM Adalet Divanının açıkladığı bu karını çarpıtarak kendi propagandasını yaymak için aktif bir şekilde kullanacağının altını çizdi. Ukrayna ve Kırım Tatarlarının uluslararası mahkemelere başvurarak hakkını aramaya devam edeceğini belirten KTMM Başkanı, “Davamızı sürdürmeliyiz. Alınan karar bizi hayal kırıklığına uğratsa da, biz haklıyız, hakkımızı savunmaya ve topraklarımızı Rus işgalcilerden kurtarmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.