SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Uluslararası Ceza Mahkemesi

QHA - Kırım Haber Ajansı - Uluslararası Ceza Mahkemesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uluslararası Ceza Mahkemesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Holodomor Soykırımı 92. yılında Başkent Üniversitesinde konuşuldu Haber

Holodomor Soykırımı 92. yılında Başkent Üniversitesinde konuşuldu

Ukrayna’da 1932-33 yıllarında kasıtlı olarak meydana getirilen açlık soykırımı Holodomor, bu sene 92. yılında Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği ve Başkent Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen program ile ele alındı. Başkent Üniversitesi Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu’nda 26 Kasım 2025 tarihinde düzenlenen “Geçmiş ve Bugün: Holodomor ve Rusya'nın Ukrayna'ya Karşı Savaşı" başlıklı panele yoğun katılım oldu. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl ve Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakan Özkardeş’in de katıldığı program; saygı duruşu, İstiklâl Marşı ve Ukrayna millî marşının okunmasıyla başladı. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA DÜNYA, SOVYETLER BİRLİĞİ OLMAK İSTEYEN ÜLKENİN KARŞISINDA DAHA İYİ DURMALI Panelin açılış konuşmalarını Rektör Özkardeş ve Büyükelçi Celâl gerçekleştirdi. Prof. Dr. Özkardeş, Ukrayna’nın yaşadığı hadiselerin dünya tarihinde örneklerinin olduğunu belirtti. Bir asır önce egemenlik ve bağımsızlık mücadelesi veren Türkiye’nin her zaman Ukrayna’nın yanında yer aldığına vurgu yapan Özkardeş, “Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin gözünün topraklarımızda olmasını da istemiyoruz." dedi. Ukrayna’nın, yeniden Sovyetler Birliği olmak isteyen bir ülkeyle karşı karşıya olduğunun altını çizen Özkardeş, bunların karşısında dünyanın daha iyi durması gerektiğini söyledi. Özkardeş, “Elimizin ulaştığı yere kadar Başkent Üniversitesi olarak Ukrayna’nın yanında olmaya devam edeceğiz.” ifadesine yer verdi. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA BİRÇOK ÜLKE HOLODOMOR'U SOYKIRIM OLARAK TANIDI Büyükelçi Celâl sözlerine başta Rektör Özkardeş olmak üzere programın icra edilmesini sağlayan herkese teşekkür ederek başladı. Celâl, 1932-33 yıllarındaki Holodomor’un yalnızca geçmişin acı bir sayfası değil, açlık ve ablukanın siyasi baskı aracı olarak kullanılmasının yol açtığı önemli bir uyarı olduğunun altını çizdi. Birçok dünya ülkesinin Holodomor’u soykırım olarak tanıdığını ve kınadığını belirten Celâl, Holodomor’u ele alırken yalnızca Ukrayna’yı değil, günümüzde yaşanan pek çok insanî felaketin yaşanmaya devam ettiğini hatırlattığını da kaydetti. Celâl, “Bugün Ukrayna yine benzer yöntemlerle yüz yüzedir. Rusya’nın saldırganlığı sonucu kaynaklara erişimin engellenmesi, zorla tehcirler, geçici işgal altındaki bölgelerde sivillere yönelik baskılar ve bunların tümü, geçmişteki totaliter suçların mantığını yeniden ortaya koymaktadır. Bu nedenle, totaliter bir rejim tarafından yapay olarak oluşturulan kıtlıkta milyonlarca vatandaşını kaybetmiş bir ülke olarak Ukrayna, insani koridorların açılması ve ablukaların sivillerin hayatını tehdit etmesini önlemeye yönelik uluslararası çabaları her zaman güçlü şekilde desteklemiştir.” ifadelerini kullandı. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin adil ve kalıcı bir barış için sarf ettiği çabanın takdir edildiğini sözlerine ekleyen Büyükelçi, bu desteklerin önemli olduğunu vurguladı. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA "DÜNYA SESSİZ KALDIĞINDA TRAJEDİLER TEKRAR EDER" “Geçmiş ve bugün bize şunu hatırlatıyor: Dünya sessiz kaldığında trajediler tekrar eder.” diyen Celâl, 1944’te yaşanan Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nı da anımsattı. Büyükelçi Celâl sözlerine son verirken, “Holodomor’un hatırasını yaşatmak yalnızca geçmişe saygı değildir. Bu, sivillerin hayatının siyasi şantaj aracı hâline gelmesine izin vermeme yönünde bugünkü sorumluluğumuzdur. Bu, uluslararası insancıl hukukun önemine ve küresel dayanışmanın güçlendirilmesine yapılan bir çağrıdır.” ifadelerini kullandı. HOLODOMOR VE KAÇIRILAN UKRAİN ÇOCUKLAR Ardından Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Aydıngün’ün moderatörlüğünü üstlendiği panel gerçekleştirildi. Aydıngün, “kasıtlı olarak aç bırakmak” şeklinde tanımlanan Holodomor’un birçok ülke tarafından soykırım olarak tanındığını dile getirdi. Ukrayna’nın çok önemli bir tarım ülkesi olduğunu vurgulayan Aydıngün, o dönemin Sovyet yönetimi tarafından milyonlarca tahılın ihraç edilerek, Ukrayna halkını sunî bir açlığa sürüklediğini söyledi. Panelde ele alınacak konuları sıralayan Aydıngün ayrıca Rusya tarafından kaçırılan Ukraynalı çocukların da programda konuşulacağını belirtti. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA "RUSYA UYGULADIĞI BU İKİ POLİTİKADA UKRAİN KİMLİĞİNİ HEDEF ALIYOR" Çocukların ilk olarak işgal altındaki bölgelerde bulunan yetimhanelerden kaçırıldığını aktaran Aydıngün, Rusya’ya götürülen çocukların kendilerine ait tüm belgelerinin yok edildiğini ve Rus vatandaşı olmaya zorlandığını ifade etti. Bu iki konunun ele alınmasının sebeplerine yer veren Aydıngün, “Bu iki olgu arasındaki ortak nokta ikisinin de Ukrayna halkının bir millet olarak var olmasının engellenmeye çalışılmasıdır. Holodomor bir toplumu açlık yoluyla yok etmeyi hedeflemiştir. Ukrain çocukların kaçırılması da Ukrayna'nın gelecek kuşaklarını Ruslaştırma yoluyla yok etmeyi hedeflemektedir. Rusya uyguladığı bu iki politikada Ukrayna toplumunu hedef alan Ukrain kimliğini silmeye, Ukrayna millî bilincini yok etmeye yönelik politikadır.” dedi. Bunun sadece Ukrayna’nın sorunu olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizen Aydıngün, bunların birer hukuk ihlâli olduğunu sözlerine ekledi. Öğretim Üyesi, “Dolayısıyla bu hepimizi ilgilendiren küresel bir sorundur.” ifadeleriyle hukuk düzeninin sarsılmasının güç siyasetinin yolunu açabileceğini ve savaş riskini beraberinde getirebileceğini vurguladı. ÇIKIŞ YASAĞI AÇLIĞIN KASITLI MEYDANA GETİRİLDİĞİNİ GÖSTERİYOR Kapadokya Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Valeriy Morkva, “Holodomor Soykırımı: Ukrayna’nın Unutulmaz Acısı” başlığıyla yaptığı konuşmasında açlıkla ölümün en büyük işkencelerden biri olduğunu söyledi. Morkva, açlık çeken halkın bulunduğu bölgelerden çıkmasına yasak koyulmasının kasıtlı bir niyetle yapıldığını gösterdiğini ifade etti. Benzer bir açlığın Mao’nun politikaları sonucunda 1950’li yıllarda Çin’de ve 19. yüzyılda İrlanda’da yaşandığını örneklendiren Valeriy Morkva, “Ama Ukrayna’da böyle olmadı. Ne yanlış ekonomik politika ne de doğal sonuçla oldu. Bu kasıtlı bir soykırımdı. 1932’nin ortasından itibaren komünist Rusya rejimi Ukrayna’daki tüm tahılları ve yiyecekleri aldı. Vermeyenlerin daha ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacağı tehdidi yaydılar.” bilgisini verdi. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA EN AZ 3 MİLYON UKRAYNALI HAYATINI KAYBETTİ Bir sene sonra kış mevsimi itibarıyla insanların ölmeye başladığını belirten Morkva, aynı yılın baharında açlıktan ölümün zirvede yaşandığını sözlerine ekledi. Öğretim Üyesi, tahılların sanayileşme için satıldığını söyledi. Morkva bu nedenle en az 3 milyon Ukrayna halkının hayatını kaybettiğini bildirdi. Ayrıca bunun Rusya tarafından inkâr edildiğini dile getiren Morkva, “Bunu yapma sebepleri belliydi: Aç kalan insanın ayaklanması zordur. Çünkü ortada Ruslaştırma politikası vardı.” değerlendirmesini yaptı. Ukraynalı aydınların da kurşuna dizildiğini anımsatan Morkva, “Ukrayna kimliğini yok etmeyi, Ukrayna devletini sildirmeyi günümüzde de sürdürüyorlar.” diyerek Ukrayna-Rusya Savaşı’na işaret etti. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA RUSYA TARAFINDAN KAÇIRILAN UKRAİN ÇOCUKLAR Öte yandan Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aydıngün, “Hepiniz Russunuz: Stratejik Emperyal Demografik Politikanın Çocuk Kurbanları” başlığıyla Rusya tarafından kaçırılan Ukrain çocukları gündeme taşıdı. Aydıngün, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tarihsel yaklaşımını ele alarak konuşmasına başladı. Emperyal demografik politikaya değinen Aydıngün, “Bu kavram Rusya'nın Ukrayna’ya yönelik tarihsel yaklaşımını, ötekini yok etme gibi ‘bize dönüştürme’ projesi olarak anlamayı mümkün kılmaktadır.” dedi. Kaçırılan Ukrain çocukların sayısının belirlenmesinde güçlük yaşandığını kaydeden Aydıngün, Ukrayna verilerine göre 19 bin 546 çocuğun kaçırıldığının belgelendiğini söyledi. Aydıngün, “Rus kaynakları, gönüllü tahliye veya kurtarma süreleri çerçevesinde 744 bin çocuğun Rusya’ya götürüldüğünü iddia etmektedir. Bağımsız uzmanlar ise gerçek sayıların yüz binlerle ifade edilmesi gerektiği ileri sürmektedir. Sayılardaki olağanüstü fark, savaş koşullarının yarattığı ortam nedeniyle doğru verilen toplanamaması Rusya'nın sistematik kayıp manipülasyonu ve çocukların kimlik bilgilendirilmesi nedeniyle daha da derinleşmektedir.” yorumunda bulundu. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA UKRAİNCE KONUŞMALARI YASAKLANIYOR Çocukların toplu bir şekilde yetimhanelerden götürüldüğüne ya da ailelerinin tamamen ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Aydıngün, aynı zamanda kaçırılan çocukların ana dili olan Ukrainceyi konuşmalarının da yasaklandığını aktardı. Aydıngün ayrıca Rusya’nın çocukları kaçırma gibi insanlık suçuna “gönüllü tahliye veya kurtarma” olarak, “Rus vatandaşlığının ise kimlik sildirme değil, vatandaşlık fırsatı sunma” gibi gerekçelerle kılıf geçirdiğinin altını çizdi. Öğretim Üyesi, “Bu çerçeve Rusya'nın saldırgan değil, koruyucu bir aktör olduğunu ima eden taktiğidir.” cümlelerini sarf etti. "ÇOCUK KAÇIRMALARI RUS NÜFUSUNUN NİTELİKSEL GÜÇLENDİRİLMESİNİ AMACINI TAŞIYOR" Aydıngün konuşmasını, “2014’ten itibaren Rusya'nın Ukrayna'da işgal ettiği bölgelerde kamusal alanlar silinmiştir. Eğitimde Rusya yanlısı müfredatlar dayatılmıştır. Ukrayna tarihi taşıyan referanslar kaldırılmıştır. Ukrayna sadakat potansiyeli taşıyan çocuklar özellikle hedef alınmıştır. Bu nedenle çocukların kaçırmaları hem gelecek kuşakların sayı olarak azaltılması hem de Rus nüfusunun niteliksel olarak güçlendirilmesi amacını taşımaktadır.” ifadeleriyle sürdürdü. Aydıngün, konuşmasının sonunda Mart 2023’te çocuk kaçırma suçundan dolayı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevena hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yakalama kararı çıkarıldığını anımsattı. PROGRAMIN SONUNDA PLAKET TAKDİMİ YAPILDI Panelin sonunda katılımcılar tarafından sorular soruldu. Program, panelistlere plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA

AB’den Tacikistan’a sert tepki: “Putin’e yönelik tutuklama emri görmezden gelinemez” Haber

AB’den Tacikistan’a sert tepki: “Putin’e yönelik tutuklama emri görmezden gelinemez”

Avrupa Birliği (AB), hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından tutuklama emri çıkarılan savaş suçlusu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Tacikistan ziyaretine ilişkin sert bir açıklamada bulundu. AB Dış Basın Servisi tarafından 9 Ekim 2025'te yapılan yazılı açıklamada Tacikistan'ın UCM Roma Statüsü'ne taraf bir devlet olmasına rağmen, tutuklama emrini yerine getirmemesine tepki gösterildi. AB, TÜM UCM DEVLETLERİNE İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISINDA BULUNDU Ukrayna'da başlattığı geniş kapsamlı savaşla birlikte Ukraynalı çocukların kaçırılmasından sorumlu olan Putin'in UCM kararıyla tutuklama emrinin çıkarıldığının hatırlatıldığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: AB, uluslararası hukuk kapsamındaki tüm suçların, Rusya'nın saldırganlık savaşından kaynaklanan insan hakları ihlallerinin ve istismarlarının tam olarak hesap verebilirliğini sağlama çabalarına ve mağdurların adalet, tazminat ve tekrarlanmama güvencelerine erişim haklarına en güçlü desteğini ifade etmektedir. Bu bağlamda AB, Ukrayna'daki Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmaları desteklemeye devam etmekte ve tüm devletlere iş birliği çağrısında bulunmaktadır. Ayrıca AB'nin Uluslararası Ceza Mahkemesine ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ile egemenliğine yönelik desteğinin sarsılmaz olduğu vurgulandı. Tacikistan, Putin'e yönelik tutuklama emrini uygulamayan ikinci Uluslararası Ceza Mahkemesi üyesi ülke oldu. Putin, 2024'te UCM ülkesi Moğolistan'da kırmızı halıyla karşılanmıştı .

Tutuklanma korkusu engel oldu: Putin BRICS Zirvesi’ne gidemiyor Haber

Tutuklanma korkusu engel oldu: Putin BRICS Zirvesi’ne gidemiyor

BRICS Zirvesi, 6-7 Temmuz 2025 tarihlerinde Brezilya'nın Rio de Janeiro kentindeki Modern Sanat Müzesi'nde düzenlenecek. Öte yandan, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (ICC) tutuklama emri nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS zirvesine katılamayacak. Putin'in Dış Politika Uzmanı Yuri Ushakov, Putin’in BRICS Zirvesi’ne video konferans yoluyla katılacağını söyledi ve “Bu, ICC'nin gereklilikleri bağlamında bazı zorluklardan kaynaklanıyor.” dedi. PUTİN HAKKINDA YAKALAMA EMRİ VAR Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) 2023’ün mart ayında, çocuk kaçırma dâhil Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında "savaş suçu" nedeniyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu. Bu bakımdan UCM üyesi olan Brezilya, Putin’in zirveye katılması hâlinde onu tutuklamakla yükümlü oluyor. Geçen yıl Putin, UCM üyesi olan Moğolistan'a resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. Söz konusu ziyaret, Putin'in ülkeye girişine izin verilmesi nedeniyle hem UCM hem de Avrupa Birliği (AB) tarafından eleştirilmişti. ÖZEL MAHKEME ANLAŞMASI İMZALANDI Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy ile Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset, 25 Haziran 2025 tarihinde, Fransa'nın Strazburg kentindeki Avrupa Sarayı’nda, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı işlediği saldırı suçunu yargılayacak Özel Uluslararası Mahkemesinin kurulmasını öngören anlaşmayı imzaladı. Özel mahkeme, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Başbakanı, Rusya Dışişleri Bakanı ve diğer üst düzey yetkililer üzerinde yargı yetkisine sahip olacak. Ayrıca mahkemenin yargı yetkisi; saldırı eylemlerinin planlanması, hazırlanması, başlatılması veya yürütülmesi dâhil olmak üzere saldırı suçunun tüm yönlerini kapsayacak.

Macaristan, Uluslararası Ceza Mahkemesinden çekildiğini açıkladı! Haber

Macaristan, Uluslararası Ceza Mahkemesinden çekildiğini açıkladı!

Macaristan Parlamentosu, 29 Nisan 2025 tarihinde Uluslararası Ceza Mahkemesinden (UCM) çekildiğini duyurdu. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, yaptığı yazılı açıklamada bu haberi duyurdu. UCM'yi "tarafsızlığını ve otoritesini yitirmiş, siyasallaşmış bir kurum" olarak nitelendiren Szijjarto, ülkesinin böyle bir kurumun parçası olmayı reddettiğini belirtti.  UCM'Yİ TARAFLI VE OTORİTESİZ OLARAK DEĞERLENDİRDİ Açıklamasında tam olarak, “Macaristan Parlamentosu, az önce UCM'den çekilme kararı aldı. Bu kararla, tarafsızlığını ve otoritesini yitirmiş, siyasallaşmış bir kurumun parçası olmayı reddediyoruz” ifadelerini kullandı. The Hungarian Parliament just voted to withdraw from the @IntlCrimCourt. With this decision, we refuse to be part of a politicized institution that has lost its impartiality and credibility. https://t.co/C9dit8xaB8 — Péter Szijjártó (@FM_Szijjarto) April 29, 2025 NETENYAHU İÇİN UCM'DEN ÇEKİLDİLER Macaristan hükûmeti, hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yakalama kararı çıkarılan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için UCM'den çekilme kararı aldı. Karar, Netanyahu'nun Macaristan'a gerçekleştirdiği resmî ziyaret esnasında duyuruldu. Netanyahu, 3 Nisan 2025 tarihinde Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın daveti üzerine Macaristan'a 4 günlük çalışma ziyareti gerçekleştirdi.  Macaristan hükûmeti, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ağırladığı gün Uluslararası Ceza Mahkemesinden (UCM) çekilme prosedürünü başlattıklarını açıklamıştı. NETANYAHU'NUN UCM KARARINDAN SONRA AVRUPA İLE İLK TEMASI Macaristan'ın aldığı kritik karar, UCM'nin tutuklama emri kapsamında aranan Netanyahu'nun ülkeye gitmesinden kısa bir süre sonra duyuruldu. Böylelikle Netanyahu, UCM'nin Gazze'de işlediği suçlardan dolayı hakkında tutuklama kararı çıkarmasından bu yana Avrupa topraklarına ilk kez ayak basmış oldu. ORBAN "KARARIN MACARİSTAN'A HİÇBİR ETKİSİ OLMAYACAK" DEMİŞTİ UCM, Gazze Şeridi'nde işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan dolayı 21 Kasım 2024 tarihinde Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama emri çıkarmıştı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, yakalama kararının açıklamasından saatler sonra İsrail Başbakanını ağırlamak için mahkemeye meydan okuyacağını açıkça belirtmişti. Orban, gazetecilere UCM'nin kararının “Macaristan'da hiçbir etkisi olmayacağını garanti edeceğini” ifade etmişti. PUTİN HAKKINDA MART 2023'TE YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'da savaş suçu işlemesi nedeniyle 17 Mart tarihinde hakkında yakalama kararı çıkardı. UCM Başsavcısı Karim Khan, söz konusu kararın ömür boyu işleyeceğini belirtti. Başsavcı Khan BBC Radyo 4'e yaptığı açıklamada, "Savaş suçları ise zaman aşımı yoktur" dedi. Khan, 24 Şubat 2022'de Ukrayna'nın ana karasına yönelik başlatılan Rus saldırılarının sona ermesinin hiçbir şey ifade etmeyeceği savaş sona erse de Putin'in yakalama kararının geçerli olacağını vurguladı.  PUTİN, YAKALANIRSA MÜEBBET HAPSE GİRECEK Söz konusu kararın İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Nürnberg savaş suçları mahkemesinin ilkelerinden birine dayandığını dile getiren Khan, "Dünyanın neresinde olursa olsun kişiler, hukukun var olduğunu ve yetkiyle birlikte sorumluluğun da geldiğini anlamalılar" ifadesini kullandı. Khan, bağımsız yargıçların davayı reddetmediği sürece kararın ömür boyu geçerli olacağını kaydederek, Putin ile Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova'nın ömür boyu hapse mahkum edileceğini ifade etti.

Moğolistan UCM'nin Putin kararına kulak asmadı! Haber

Moğolistan UCM'nin Putin kararına kulak asmadı!

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ömür boyu tutuklama kararı aldığı Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) tarafı Moğolistan'a gitti. Putin'in dikkat çeken bu ziyareti Mart 2023'te alınan kararın ardından UCM'ye taraf olan bir ülkeye yaptığı ilk ziyaret oldu.  MOĞOLİSTAN TUTUKLAMA ÇAĞRISINA KULAK ASMADI Ukrayna'daki sivillerin canına kast eden Putin, Ukrayna ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun tutuklama çağrısında bulunmasına rağmen 3 Eylül 2024 tarihinde Moğolistan'ın başkenti Ulan Batur'a iniş yaptı. Putin'i Moğolistan Dışişleri Bakanı Batmunkh Battsetseg, havalimanında karşıladı. Ukrayna müttefikleri ise söz konusu ziyarete tepki göstererek Moğolistan'ı “savaş suçlarının sorumluluğunu paylaşmakla” suçladı.  "SAVAŞ SUÇLUSU PUTİN'İ BURADAN ÇIKARIN!" Kıyiv, Moğolistan'ın tutuklama emrinin yerine getirmesi konusundaki çağrısını yinelerken, UCM tüm üyelerin mahkeme tarafından kişileri gözaltına alma yükümlülüğü olduğunu söyledi. Ayrıca Ulan Batur'daki meydanda protesto gösterisi yapan kişiler, “Savaş suçlusu Putin'i buradan çıkarın!” yazılı pankart açtı.  MART 2023'TE YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI UCM, Mart 2023'te, Ukrayna'da işlenen suçlara ve Ukraynalı çocukların Rusya'ya kaçırılmasına ilişkin olarak yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında savaş suçu işlemeleri nedeniyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu. Bu kapsamda mahkeme Putin ve Belova'nın UCM'ye taraf olan ülkelerde bulunmasıyla birlikte ömür boyu hapis cezasına çarptırılacağını ifade etti.

Ukrayna, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsü'nü onayladı Haber

Ukrayna, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsü'nü onayladı

Ukrayna Parlamentosu, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) Roma Statüsü'nü onayladı. Ukrayna Milletvekili Yaroslan Jeleznyak, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada tasarı için 281 milletvekilinin “evet” oyu kullandığını aktardı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy (Volodimir Zelenski) 15 Ağustos 2024 tarihinde, Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'nün Onaylanmasına İlişkin Yasa Tasarısı'nı parlamentoya sunmuştu. UKRAYNA UCM’YE KATILIYOR Ukrayna'nın UCM Roma Statüsü’nün onaylaması, Ukrayna'nın UCM’ye tam katılımı anlamına gelecek. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı İrına Mudraya, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Ukrayna'nın UCM’ye dahil olması sonucu, UCM'nin Ukrayna ile ilgili çalışmalarının etkinliğinin artırılması, Rus vatandaşlarının Ukrayna topraklarında işlediği suçlar nedeniyle cezalandırılması mümkün olacaktır. Böylece UCM’nin çalışmalarına dahil olacağız ve meselemizin bu kurumda önceliklendirilmesini sağlama fırsatına erişeceğiz." değerlendirmesinde bulunmuştu. UCM, İŞGALCİ PUTİN HAKKINDA YAKALAMA EMRİ ÇIKARDI UCM Mart 2023’te, Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında savaş suçu nedeniyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu. Ayrıca UCM Rusya'nın saldırganlığı nedeniyle eski Rusya Savunma Bakanı, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov dahil 4 Rus general hakkında yakalama emri çıkardı. Roma Statüsü, 15 Haziran-17 Temmuz 1998'de toplanan Birleşmiş Milletler Konferansı'nın İtalya'nın başkenti Roma'da karara bağladığı Uluslararası Ceza Mahkemesinin kuruluş statüsüdür.

Ukrayna, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsü'nü onaylamak için harekete geçti Haber

Ukrayna, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsü'nü onaylamak için harekete geçti

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy (Volodimir Zelenski) 15 Ağustos 2024 tarihinde, Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'nün Onaylanmasına İlişkin Yasa Tasarısı'nı parlamentoya sundu.  Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı İrına Mudraya, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Ukrayna'nın UCM’ye dahil olması sonucu, UCM'nin Ukrayna ile ilgili çalışmalarının etkinliğinin artırılması, Rus vatandaşlarının Ukrayna topraklarında işlediği suçlar nedeniyle cezalandırılması mümkün olacaktır. Böylece UCM’nin çalışmalarına dahil olacağız ve meselemizin bu kurumda önceliklendirilmesini sağlama fırsatına erişeceğiz.” ifadelerini kullandı. UCM, İŞGALCİ PUTİN HAKKINDA YAKALAMA EMRİ ÇIKARDI UCM Mart 2023’te, Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında savaş suçu nedeniyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu. Ayrıca UCM Rusya'nın saldırganlığı nedeniyle eski Rusya Savunma Bakanı, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov dahil 4 Rus general hakkında yakalama emri çıkardı. Roma Statüsü, 15 Haziran-17 Temmuz 1998'de toplanan Birleşmiş Milletler Konferansı'nın İtalya'nın başkenti Roma'da karara bağladığı Uluslararası Ceza Mahkemesinin kuruluş statüsüdür.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.