Kırım'da silahların gölgesindeki sözde referandumun 10. yılı
Kırım'da silahların gölgesindeki sözde referandumun 10. yılı
Kırım Tatar halkının ana vatanı Kırım, 16 Mart 2014 tarihinde kamuflajlı Rus askerlerinin baskısı altında düzenlenen göstermelik bir referandum yoluyla Rusya'nın işgaline uğradı.
Haber Giriş Tarihi: 16.03.2024 10:00
Haber Güncellenme Tarihi: 18.03.2024 12:43
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Bundan tam 10 yıl önce, 16 Mart 2014 tarihinde Kırım Tatar halkının ana vatanı Kırım'a giren Rusya, kamuflajlı Rus askerlerinin baskısı altında düzenlenen göstermelik bir referanduma imza attı. Vatan Kırım, bir oldubitti ile Rusya'nın işgaline uğradı.
16 Mart 2014 tarihinde işgal altındaki Kırım'da, kamuflajlı Rus askerlerinin gözetimi altında göstermelik bir referandum yapıldı. 2 gün sonra, 18 Mart 2014 tarihinde Kremlin’de “Kırım’ın Rusya’ya bağlanması” anlaşması imzalandı. İşgalci Rusya, sözde referandumu yasa dışı hamlesini meşrulaştırmak amacıyla düzenledi.
???? Kırım Tatar halkının ana vatanı Kırım, 16 Mart 2014 tarihinde kamuflajlı Rus askerlerinin baskısı altında düzenlenen göstermelik bir referandum yoluyla Rusya'nın işgaline uğradı pic.twitter.com/lOblvdDjKc
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) March 16, 2024
Rusya, Şubat 2014’te Ukrayna’ya ait Kırım Yarımadası’nı işgal için harekete geçti. Silahlı Rus askerleri Kırım ile Herson bölgesi arasındaki idari sınırında kontrol noktaları oluşturdu. Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirdi. Ukrayna birliklerinin konuşlandırıldığı askeri üsleri kuşatma altına aldı.
6 Mart 2014’te Kırım’ın sözde Parlamentosu, Kırım’ı Rusya’ya bağlama ve 16 Mart’ta Kırım’ın statüsüne dair “referandum” düzenleme kararı aldı. Referandumda, Kırım'da yaşayanlara; Rusya’ya bağlanma veya 1992 Kırım Cumhuriyeti Anayasasının yeniden uygulamaya konulması ve ona göre Ukrayna’ya bağlı özerklik olarak kalma seçenekleri sunuluyordu.
1992 Kırım Cumhuriyeti Anayasası, Kırım'ın, "Ukrayna'ya gönüllü olarak devredenler dışında tüm yetkileri kendi topraklarında kullanan" kendi devlet organlarına sahip olduğunu, yani Kırım'ın geniş özerklik haklarına sahip olduğunu belirliyordu. Anayasa, yarımadanın bağımsız Ukrayna'nın bir parçası olmasından hemen sonra Kırım Parlamentosu tarafından kabul edilmişti. Bu anayasanın yardımıyla Kremlin, Kırım'ı kontrol altına almaya çalışmıştı. Ancak, Ukrayna Parlamentosu, bu belgeyi anayasaya aykırı olarak iptal etmişti. Yani aslında, 16 Mart 2014’teki sözde referandumda, Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olarak kalması seçenekler arasında yoktu.
Rus silahlarının namlusu altında gerçekleştirilen sözde referandum, Rusya tarafından “Kırım sakinlerinin iradesini tecelli etmesi” olarak adlandırılıyor. Moskova tarafından tüm düzeylerde yerel yasalara ve uluslararası uygulamaya göre yapıldığı savunuluyor.
Sözde referandum daha yapılmazken Ukrayna, oy kullanımını yasa dışı ve Anayasaya aykırı olarak kabul etti. 15 Mart 2014 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, sözde referandumu “geçersiz” olarak ilan edilmesini öngören kararı inceledi. Ancak karar, Rusya tarafından bloke edildi. Venedik Komisyonu, Avrupa Birliği ve ABD, yasa dışı olarak yapılan sözde referanduma karşı çıktı, Kırım Tatar Milli Meclisi başta Kırım Tatarları olmak üzere Kırımlılara sözde referandumu boykot etme çağrısı yaptı.
Kırım Tatar Milli Meclisi, 6 Mart 2014'te gerçekleştirdiği açıklamasıyla, Kırım halkını, Parlamentonun yasa dışı aldığı kararla yapılacak referandumu boykot etmeye çağırdı.
Buna rağmen 16 Mart 2014 tarihinde saat 08.00’de işgal edilen Kırım’da bin 205 seçim bölgesi oluşturuldu. Seçim bölgeleri açılır açılmaz sosyal ağlarda sözde oylama sırasında yer alan ihlallere ilişkin bilgiler paylaşılmaya başlandı. Rusya vatandaşları dahil isteyen herkese çok sayıda oy pusulası verildi.
İşgalcilerin sözde referanduma katılım oranı ile ilgili açıkladığı “resmi verileri” de ciddi şüpheler uyandırıyor. Kremlin kontrolündeki sözde Seçim Komisyonu katılım oranının yaklaşık yüzde 83 olduğu duyurdu. Oylamaya katılanların yüzde 96,77’sinin “Kırım'ın Rusya’ya bağlanması için” oy verdiği iddia edildi.
18 Mart 2014 tarihinde Kremlin’de “Kırım’ın Rusya’ya bağlanması” anlaşması imzalandı.
Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) gizli raporlarına atıfta bulunarak sözde referanduma gerçek katılım oranının yaklaşık yüzde 34,2 olduğunu, Kırım Tatarlarının yüzde 99’unun ise oy kullanmadığını bildirdi.
Vladimir Putin idaresindeki Rusya, Kırım topraklarını hâlâ işgal altında tutmakta ve Kırım Tatarlarının özgürlüğüne, kültürüne, diline ve dinine yönelik baskılarını artırarak sürdürmektedir
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kırım'da silahların gölgesindeki sözde referandumun 10. yılı
Kırım Tatar halkının ana vatanı Kırım, 16 Mart 2014 tarihinde kamuflajlı Rus askerlerinin baskısı altında düzenlenen göstermelik bir referandum yoluyla Rusya'nın işgaline uğradı.
Bundan tam 10 yıl önce, 16 Mart 2014 tarihinde Kırım Tatar halkının ana vatanı Kırım'a giren Rusya, kamuflajlı Rus askerlerinin baskısı altında düzenlenen göstermelik bir referanduma imza attı. Vatan Kırım, bir oldubitti ile Rusya'nın işgaline uğradı.
16 Mart 2014 tarihinde işgal altındaki Kırım'da, kamuflajlı Rus askerlerinin gözetimi altında göstermelik bir referandum yapıldı. 2 gün sonra, 18 Mart 2014 tarihinde Kremlin’de “Kırım’ın Rusya’ya bağlanması” anlaşması imzalandı. İşgalci Rusya, sözde referandumu yasa dışı hamlesini meşrulaştırmak amacıyla düzenledi.
Rusya, Şubat 2014’te Ukrayna’ya ait Kırım Yarımadası’nı işgal için harekete geçti. Silahlı Rus askerleri Kırım ile Herson bölgesi arasındaki idari sınırında kontrol noktaları oluşturdu. Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirdi. Ukrayna birliklerinin konuşlandırıldığı askeri üsleri kuşatma altına aldı.
6 Mart 2014’te Kırım’ın sözde Parlamentosu, Kırım’ı Rusya’ya bağlama ve 16 Mart’ta Kırım’ın statüsüne dair “referandum” düzenleme kararı aldı. Referandumda, Kırım'da yaşayanlara; Rusya’ya bağlanma veya 1992 Kırım Cumhuriyeti Anayasasının yeniden uygulamaya konulması ve ona göre Ukrayna’ya bağlı özerklik olarak kalma seçenekleri sunuluyordu.
1992 Kırım Cumhuriyeti Anayasası, Kırım'ın, "Ukrayna'ya gönüllü olarak devredenler dışında tüm yetkileri kendi topraklarında kullanan" kendi devlet organlarına sahip olduğunu, yani Kırım'ın geniş özerklik haklarına sahip olduğunu belirliyordu. Anayasa, yarımadanın bağımsız Ukrayna'nın bir parçası olmasından hemen sonra Kırım Parlamentosu tarafından kabul edilmişti. Bu anayasanın yardımıyla Kremlin, Kırım'ı kontrol altına almaya çalışmıştı. Ancak, Ukrayna Parlamentosu, bu belgeyi anayasaya aykırı olarak iptal etmişti. Yani aslında, 16 Mart 2014’teki sözde referandumda, Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olarak kalması seçenekler arasında yoktu.
Rus silahlarının namlusu altında gerçekleştirilen sözde referandum, Rusya tarafından “Kırım sakinlerinin iradesini tecelli etmesi” olarak adlandırılıyor. Moskova tarafından tüm düzeylerde yerel yasalara ve uluslararası uygulamaya göre yapıldığı savunuluyor.
Sözde referandum daha yapılmazken Ukrayna, oy kullanımını yasa dışı ve Anayasaya aykırı olarak kabul etti. 15 Mart 2014 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, sözde referandumu “geçersiz” olarak ilan edilmesini öngören kararı inceledi. Ancak karar, Rusya tarafından bloke edildi. Venedik Komisyonu, Avrupa Birliği ve ABD, yasa dışı olarak yapılan sözde referanduma karşı çıktı, Kırım Tatar Milli Meclisi başta Kırım Tatarları olmak üzere Kırımlılara sözde referandumu boykot etme çağrısı yaptı.
KIRIM TATAR MİLLİ MECLİSİNDEN SÖZDE REFERANDUMU BOYKOT ÇAĞRISI
Kırım Tatar Milli Meclisi, 6 Mart 2014'te gerçekleştirdiği açıklamasıyla, Kırım halkını, Parlamentonun yasa dışı aldığı kararla yapılacak referandumu boykot etmeye çağırdı.
Buna rağmen 16 Mart 2014 tarihinde saat 08.00’de işgal edilen Kırım’da bin 205 seçim bölgesi oluşturuldu. Seçim bölgeleri açılır açılmaz sosyal ağlarda sözde oylama sırasında yer alan ihlallere ilişkin bilgiler paylaşılmaya başlandı. Rusya vatandaşları dahil isteyen herkese çok sayıda oy pusulası verildi.
İşgalcilerin sözde referanduma katılım oranı ile ilgili açıkladığı “resmi verileri” de ciddi şüpheler uyandırıyor. Kremlin kontrolündeki sözde Seçim Komisyonu katılım oranının yaklaşık yüzde 83 olduğu duyurdu. Oylamaya katılanların yüzde 96,77’sinin “Kırım'ın Rusya’ya bağlanması için” oy verdiği iddia edildi.
18 Mart 2014 tarihinde Kremlin’de “Kırım’ın Rusya’ya bağlanması” anlaşması imzalandı.
Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) gizli raporlarına atıfta bulunarak sözde referanduma gerçek katılım oranının yaklaşık yüzde 34,2 olduğunu, Kırım Tatarlarının yüzde 99’unun ise oy kullanmadığını bildirdi.
Vladimir Putin idaresindeki Rusya, Kırım topraklarını hâlâ işgal altında tutmakta ve Kırım Tatarlarının özgürlüğüne, kültürüne, diline ve dinine yönelik baskılarını artırarak sürdürmektedir
EN ÇOK OKUNANLAR