NADİR BEKİROV: EMNİYET ORGANLARIMIZIN BAZI ÇALIŞANLARININ RUS İSTİHBARATI TARAFINDAN SATIN ALINDIĞI FİKRİNİN GÜÇLÜ DAYANAKLARI V

Ukrayna’nın Emniyet Organlarının bazı çalışanları Rus İstihbaratı tarafından satın alındı.
Bu fikri, dünkü basın konferansında, Kırım Tatar Milli Meclisi Yönetim Kurulu üyesi, Kırım Tatar Milli Meclisi Politik ve hukuki İdaresi Başkanı Nadir Bekirov dile getirdi.
Konferansı açarken, Nadir Bekirov, basın konferansının “Azatlık” kampanyası çerçevesinde yapıldığını ilan etti. Konferansa 19 Ağustos’ta meydana gelen şiddet olaylarında zarar gören kişiler katıldı.
Nadir Bekirov, “Azatlık” kampanyasının, Simeiz ve Akmescit’teki (Simferopol) “Koton” barındaki olaylara tepki olarak 2004’te başladığını hatırlattı.
Nadir Bekirov, Kırım Tatarlara karşı şiddet olaylarının arttığından dolayı kampanyanın faaliyet alanını genişlettiğini bildirdi. 19 Ağustos tarihinde Sudak ve Bahçesaray’daki olaylar üzerinde toplanan basın konferansında Nadir Bekirov, bu olaylarla ilgili basında çıkan haberlerin başlıklarını okudu. Nadir Bekirov, Kırım2da bazı medya kuruluşlarının önyargılı olduğunu, bazılarının da Rusya Federasyonu Gosudarstvennaya Duma (Parlamento) üyelerinin siparişi üzerinde çalıştığını kaydetti. Ayrıca Nadir Bekirov Kırım medya kuruluşları ve Kırım Emniyet organları çalışmaları arasındaki benzerlikleri dile getirdi.
Nadir Bekirov’un söylediğine göre, son zamanlarda emniyet organları yetkilileri, Kırım Tatarları gerekli hukuki prosedürü atlayarak tutukluyorlar, hapsediyorlar ve onlara işkence yapıyorlar. Son benzeri olay 4 Eylül’de Bahçesaray bölgesinin Gavr (Plotinnoye) köyünde meydana geldi. Servin Hatipov 28 yaşındadır ve Gavr’da yaşar. Servin Eylül 4, 2006 da saat 22.30 da camiden arabayla dönüyormuş. Eve yaklaştığı zaman sokakta bir başka araba görmüş. Servin kendi arabasından inerken öbür yabancı arabadan da beş kişi inerek başlarına siyah maskeler takmaya başlamışlar. Kaçarken kendisini kovalayan 5 kişiden biri tarafından yakalanan Servini diğer 4 kişi de gelip bir saat dövdükten sonra elini ayağını bağlayıp arabasına atıp ormanlık bir yere götürüp kendisini oraya atmışlardır. Bu arada olayları uzaktan gören komşuları siyah arabayı da görmüş ve plakasını da alıp Servin’in ailesine bildirmişlerdir. Akraba ve dostları Bahçesaray polisine gidip şikayette bulunmak istemişlerdir ama bu kimseler nöbetçi bulunan polisler tarafından içeri dahi sokulmamışlar. Bunun üzerine Servin’in akrabaları (10-12 kişi) polisin önünde toplanmış ve bu olayı protesto etmeye başlamışlar. Birkaç saat protestodan sonra polisler şikayeti Kabul etmek için aileyi en sonunda içeri almışlardır. Bu arada Servin’in karısı polise telefon etmiş ve kocasının kaybolduğunu bildirmiştir. Tanıklara göre Servinin karısına Tabaçnoye köyünde yaşayan bir Rus bayan ona telefon etti ve “senin kocan bizim köyümüzün yolunun yanında elbiseleri parçalanmış vaziyette ve çok feci dövülmüş bir vaziyette yatıyor” diye haber vermiştir. Bu Rus bayanı yerde saatlerce baygın yattıktan sonra kendine gelen Servin bir evin kapısına giderek bulmuştur ve evine telefon ettirmiştir. Tabaçnoye köyü Bahçesaray’dan 50 kilometre uzaklıktadır. Bu haber üzerine 50 kilometre giden Servinin akrabaları Tabaçnoye köyüne giderek Servin’i acele Bahçesaray hastanesine kaldırmışlardır. Nadir Bekirov, “Bunun emniyet organları yetkilileri tarafından gerçekleştiğini düşünmek dayanıksız değildir” dedi. Aynı olayla Asan Peticiyev de karşılaştı. Onun annesi Anife Peticiyeva, polislerin 19 Ağustos’ta eve girerek onun oğlu Asan’ı götürdüler. Şu anda Asan Peticiyev hapistedir ve aile öldürmekle suçlanmaktadır. Onun bu cinayeti işlediğine dair hiçbir delil yok, tek onun bu cinayeti işlediğini itiraf ettiği protokol mevcut. Daha sonra Asan Peticiyev bu itiraftan vazgeçti ve bu itirafı işkenceler altında verdiğini beyan etti. Asan’ın annesi Anife Peticiyeva, basın konferansında oğlunun dövülmüş olarak gördüğünü belirtti. Ayrıca Anife Peticiyeva, “Polis yetkilileri, oğluma ilettiğim kolileri geri çeviriyor, ve “oğlun “doğru bir tutum” sergilemeye başladığı zaman kolileri oğluna vereceğiz” diyorlar” diye kaydetti.
Aynı gün Ağustos 19, 2006 da Ay-Petri yalısında çalışan Aromat köylü 25yaşındaki Rustem Peticiyev (Asan Peticiyev’in kardeşi) ve arkadaşı Abdualim Avetisov gündüz zamanı gizlice yakalanmış ve akrabalarına veya avukatlara haber verilmeden göz altına alınmıştır. Rustem’i alıp Yalta’ya götüren polisler başına çuval geçirip saatlerce dövmüşler. Polisler birkaç cinayeti itiraf etmeye zorladılar. Rustem bunu yapmaya reddetti. Daha sonra polisler onu tutukladığı zaman direndiğini belgeleyen protokolü imzalatmaya zorladılar. Rustem bunu da yapmaya reddetti. Polisler Rustemi 7 gün daha hapiste tuttular ve ondan sonra Yalta’dan Akmescit’e (Simferopol) nakletmişler ve ondan sonra da işkencelere 3 gün aralıksız devam etmişlerdir. Onun yanında olan paraları zorla almışlar ve geri vermemişlerdir. Rustem 1 Eylül 2006’da hapisten delil yetersizliği yüzünden çıkarılmış ve serbest bırakılmıştır. Rustem Akmescit’ten Bahçesaray’a yaya olarak geldi. Nadir Bekirov, polisin, dövme izlerini bir şekilde örtbas etmek için Rustem’e, onun tutuklanma sırasında direnmesini belgeleyen protokolü imzalatma istediğini kaydetti. Ve bunun için 7 gün daha hapiste tuttuğunu belirtti. Aynı duruma Abdualim Avetisov düştü. Polisler onun barda sarhoş olarak kavga çıkarttığı ile ilgili itirafname imzalamasını istediler. Abdualim reddetti. Abdualim Avetisov da Bahçesaray’da Konovalov ve başka milis subayları tarafından yere yatırılarak saatlerce yerde tekmelenmiş ve işkence edilmiştir. Her tarafı mor ve tekmelerden ezilmiş olarak ertesi günü delil yetersizliğinden suçsuz bulunan Abdualim de de serbest bırakılmıştır. Abdualim Avetisov dövülmüş olduğunu savcılıkta belgelendirmek istedi. Ancak Bahçesaray bölge savılığında isteği reddedildi. Bunun üzerinde Abdualim Akmescit’e (Simferopol) giderek orada belegelendirmeye mecbur kaldı. Nadir Bekirov bu olay üzerinde Kırım Özerk Cumhuriyeti Savcısı Viktor Şevçuk adına başvuru hazırladığını ve ilettiğini bildirdi.
Nadir Bekirov dün Servin Hatipov’u ziyeret etmiş olduğunu ve orada iki polis yetkilisi ile karşılaştığını bildirdi. Onlardan birisi Abdualim Avetisov’a işkence yapan binbaşı Konovalov idi.
Basın konferansında, Sudak’taki olaylarda bıçakla yaralanan kişilerden birisi olan İsmail Turk da söz aldı. O, olay hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Onun söylediğine göre, “Dostluk” kafesinde oturan Rus turistler feneri kırdılar. Koruma görevlisi Sale Saliyev onları dışarıya çıkarttı. Orada onlar Sale saliyevi vurarak bayılttılar. Bundan sonra bu Rus turistler kaçmaya başladılar. Öldürülen Yunus Rasulov, İsmail ile birlikte onları yakalamaya karar verdiler. Ancak Ruslar onları bekliyorlardı. İsmail ve diğer tanıklar, bu Rus turistlerin bıçakları çıkartarak onlara karşı kullandığını gördüler. İsmail Turk ve Yunus Rasulov bıçaklandılar. Yunus hastaneye götürülürken öldü.
İsmail Turk ve diğer tanıklar, onları soyadı Semenets olan polis yetkilisi soruşturduğunu kaydetti, ancak soruşturmada Semenets onların gördüğünü değil, onun istediğini protokole dahil ederek imzalatmaya çalıştığını vurguladı.
Bunun üzerine, Nadir Bekirov, Kırım emniyet organlarının bazı yetkililerinin Rus istihbaratı tarafından satın alındığı sonucu çıktığını beyan etti. Ukrayna yönetimi ise buna hiçbir tepki göstermiyor. Bilindiği üzere Sudak’taki olaylarda adamı öldüren Rus turistler (bunların özel komando olduğu ortaya çıktı) serbest bırakıldı. Ukrayna İçişleri Bakanlığı Kırım Özerk Cumhuriyeti Genel İdaresi yetkilileri bu olgu ile ilgili bilgileri medyaya ayrıntılı bir şekilde anlatmak yerine, gazetecileri Kırım’daki Rusya Federasyonu konsolosluğuna gönderiyorlar.
Bekirov’un kaydettiğine göre, Kırım Tatarlara karşı işlenen cinayet olaylarında, sadece Nevzi Gafarov’u öldürenler hapsedildi ve cezaya çarptırıldı. Diğer cinayetlerin failleri ya meçhul kaldı yada serbest bırakıldı (Yunus Rasulov’u öldüren kişiler gibi). Nadir Bekirov’a göre, daha önce söz konusu olan Bahçesaray’da 19 Ağustos 2006’da (bu olaylar, Azizler yerinde kurulan pazarın kaldırılması ile ilgili olaylardan tam bir hafta sonra meydana geldi) meydana gelen olaylar da göz önünde bulundurulduğunda, Kırım’da kanlı çatışma palnlanmaktadır, çünkü belirli güçler mütemadiyen Kırım Müslümanlarının zafiyetlerini arıyor ve araştırıyorlar.