BBC muhabiri Doğu Türkistan'da zor anlar yaşadı

BBC'nin Pekin muhabiri John Sudworth, Çin idaresi altındaki Uygur Özerk Bölgesi'nde (Doğu Türkistan) incelemelerde bulundu. John Sudworth, yaptığı çekimler sırasında yakın polis takibi nedeniyle zor anlar yaşadı.

Doğu Türkistan, Çin tarafından bir gözetleme laboratuvarı olarak kullanılmaya başlandığından beri özellikle Batılı basının yoğun ilgisini çekiyor. Daha önce The Wall Street Journal muhabiri Josh Chin'in yaptığı çekimler büyük bir yankı uyandırmıştı. Birleşik Krallık'ın Başbakanı Theresa May'in Çin'i ziyaret ettiği bugünlerde yayınlanan Doğu Türkistan haberi Çin'in bölgeyi kelimenin tam manası ile gözaltına aldığını ispatlıyor. Ayrıca Dünya Uygur Kongresi de Theresa May'e bir açık mektup yazarak ziyareti sırasında Çin hükümetinin ihlal ettiği insan haklarına vurgu yapmasını istemişti. 

John Sudworth yaptığı çekimlerde sürekli insanların kendisi ile konuşmaktan çekindiğini ve polisin her zaman takipte olduğunu vurguluyor.  Yüz tanıma sistemli kameralar, sonu gelmeyen x-ray cihazları, sivil ve üniformalaı polis ordusu videeoda sürekli göze çarpıyor. Videoda ayrıca Çin hükümetinin uygulamaları altyazı ile izleyicilere anlatılıyor. Doğu Türkistanlılardan milyonlarca DNA örneği toplandığı, akıllı telefonların karakollarda incelenmesini ve en önemlisi yüksek duvarlar ve dikenli tellerle örülmüş toplama kamplarını videoda gösteren Sudworth'un çekimlerinin sık sık polisler tarafından kesildiği görüldü. 

Videoda Türkiye'ye iltica eden bir Uygur Türk'ü olan Abdurrahman Hasan ile yapılan ropörtaja da yer verildi. Abdurrahman Hasan annesi ve eşinin toplama kamplarında olduğunu vegördükleri işkenceyi düşündükçe onların ölmesini yeğlediğini belirtti. Hasan, "Vurun onları. Kurşunun parasını ben vereceğim. Yeter ki işkence çekmesinler" ifadelerinde bulundu.

BBC ayrıca durum ile ilgili Britanya hükümetinden gelen açıklamaya da yer verdi. BBC'ye göre Britanya hükümeti "Bizim Doğu Türkistan'daki Müslümanlara yapılan uygulamalara dair endişelerimiz devam ediyor. Bu endişelerimizi Çin hükümeti ile paylaşacağız." şeklinde açıklamalarda bulundu.