Mariupol’da 20 Gün ve Andriivka’ya 2000 Metre belgeselleri
Yazının Giriş Tarihi: 01.12.2025 14:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.12.2025 00:15
2024 yılında 96'ncı Oscar Ödül Töreni'nde en iyi belgesel film dalında Ukrayna adına ilk Oscarı alan Mariupol’da 20 Gün filminin yönetmeni, Harkiv doğumlu Mstıslav Çernov ile 22 Kasım 2025 Cumartesi günü Ankara Goethe Enstitüsünde tanışma fırsatı buldum. Kendisinin yönettiği 2025-2026 Oscar Ödülleri’nde Ukrayna’yı temsil etmek üzere seçilen yeni belgeseli Andriivka’ya 2000 Metre filminin Türkiye galası için Ankara’ya gelmişti. Bu belgesel film, Rusların devamlı ateşi altında Bakhmut’a yakın Andriivka köyünün kurtarılma hikayesini Ukraya askerlerinin gözünden etkileyici şekilde anlatıyor. Mutlaka izlenmesi gerekir. İnternette İngilizce altyazılı olarak bulmak mümkün. Fakat çok fazla argo kelime olduğu için bipleme sesini fazlasıyla duyabilirsiniz. Gala gösteriminde bol bol Ukraince ve Rusça küfür öğrenmiş olduk.
Andriivka filmini izledikten sonra Mariupol’da 20 Gün filmini izlemediğimi birden fark ettim. Hafta sonunda filmi izledim. Her iki filmin ortak yapımcıları ABD Kamu Yayıncılık Servisi (PBS) Frontline programı ile Associated Press (AP). PBS içinde kamusal katkı sadece yüzde 6’dır. Finansmanın büyük kısmı izleyici, katkıları, hibeler, sübvansiyonlar, vergi indirimleri yoluyla sağlanır. Yani aslında Amerikan halkının bağımsız ve özgür sesidir. Filmin başında bu iki önemli kurumun adı olması zaten Rusların yalan haber (fake news) iddialarının aksine tamamen güvenilir ve hükûmet müdahalesi olmadan ABD Anayasası’nın 1.maddesi olan ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünün gerçekleştirilmesi temel görevleridir. Zaten filmin yönetmeni Mstıslav Çernov’un mesleği AP adına gazetecilik, kameramanlık ve savaş muhabirliği. 2022’de Rusya-Ukrayna Savaşı’nın çıkacağını ve en şiddetli çatışmaların Rusya sınırına 50 km. uzaktaki Mariupol’da olacağını gazeteci içgüdüsü ile bilmiş. 24 Şubat 2022’deki Putin’in televizyon konuşmasından savaşın başlamasından yirmi gün sonrası Kızılhaç konvoyuna yetişip iki kız çocuğu ve eşinden oluşan ailesine kavuşana kadar Mariupol halkı ile birlikte savaşı tüm yönleri ile kamerası ile kayda alıp ilk önce tüm dünyadaki haber kanallarına daha sonra belgesel filmi haline getirmiş.
Filmi yasal yollardan izlemek mümkün. Fakat bunun için VPN gerekli ve VPN ayarlarını ABD olarak güncellemelisiniz. Çünkü PBS websitesinde yayında olan Oscar ödüllü belgesel filmini ABD içinden internete bağlanabilirseniz seyredebiliyorsunuz. Filme buradaki linkten erişebilirsiniz.
Film, şu vurucu cümlelerle başlıyor; "Şubat 24, 2022. Şehir normal gözüküyor. Birisi bana şunu söylemişti: Savaşlar patlamalarla başlamaz, savaşlar, sessizlikle başlar." (February 24, 2022. The city looks normal. Someone once told me, wars don’t start with explosions, they start with silence.)
Normal bir güne Mariupol’un birkaç haftada Dante’nin cehennemine dönüştüğünü Rus işgaline 86 gün direnen kentte 25 bin insanın öldüğünü ve insanların toplu mezarlara nasıl gömüldüğünü görebiliyoruz. Huzur ve barış içinde yaşamak isteyen ve en çokta çocukları ile endişelenen kentte, savaşın korkunç, çirkin ve kaotik yüzünü seyircilere dokunacak şekilde aktarabilmiş yönetmen Çernov. İnsanların düştüğü umutsuzi aciz ve kaotik durumu insanların tepkisi en doğal şekilde veriyor.
Filmin Oscar kazanmasına neden olan iki replik bence çok önemli. Kentte yaralanan sivillerin getirildiği hastanedeki doktorlardan biri yönetmen Çernov’a şunu söylüyor; "Savaş bir X-ray (röntgen) gibidir. İnsanların içini görmenize yardımcı olur. Savaş döneminde iyi insanlar daha iyi olur. Adeta bir meleğe dönerler. Kötüler ise daha da kötü olurlar."
Filmde evi ve arabası bombalanan bir kadının yağmalanan bir markete girip şampuan aldıktan sonra bir anda markete giren diğer insanlara bağırıp çağırıp onları hırsızlıkla suçlaması savaşın insan psikolojisine etkisini çok net gösteriyor. Aynı şekilde doğum hastanesinin bombalanması sırasında kurtulanların onları bombalayanların Ukrayna uçakları olduğunu iddia etmeleri gibi.
Rusların sivilleri öldürmediklerini iddia ettiler. Hatta Mariupol 3 no’lu hastanenin çocuk ve doğum bölümlerini bombalanmadıklarını belirttiler. Burayı bombalayanların Azov taburu olduğunu ve Mstyslav’ın çektiği görüntülerdeki insanların figüranlardan oluşan bir film çektiklerini bile iddia etmişti. Ruslar Mstyslav’ın filminde çektiği ve AP olarak tüm dünyaya servis ettiği görüntülerdeki güzellik blogçusu olan Marianna Vishergiskaya’nın Rusya’yı karalamak için kiralanmış aktrist olduğunu, hamile bile olmadığını, yaralı olmadığını bile iddia ettiler.
Hamile olan Vishergiskaya biz kız çocuğu Veronika’yı doğurduktan sonra Mariupol Rusların eline geçtiği için Rus propagandası yukarıdaki absürt iddialarını kendi halkına ve ülkemizde ve tüm dünyada bu yalanlara inananları ikna edebilmek için onu kendi amaçları için kullanmaya devam ettiler. Savaştan bir yıl önce İstanbul’u da ziyaret etmişti.
Ama Mariupol’deki Hospital No. 2’de Rus işgalinin suçsuz kurbanlarını filmde görüyoruz. Hamile kadının karnındaki çocuğunun ölmesi, 4 yaşında küçük bir kız olan Evangelina, arkadaşlarıyla parkta futbol oynarken bombalardan bacağı koparak ölen Kiril, 18 aylık bebeğin kalp masajı ile hayata döndürülemeyip vefat etmesi ve birkaç günlük ölü bebeğin hastane bodrumundaki görüntüleri.
Internet üzerinden sosyal medyadaki videoları izlemekle savaşın gerçeklerinin anlamanın mümkün olmadığını yüzümüze sert bir şekilde vuran bir film. Hassas bünyesi olanların izlemesini tavsiye etmem. Mariupol kentinde kalan tek uluslararası muhabirlerin kuşatma altındaki kentteki Rus zulmünü ve savaş suçlarını görüntülerini doküman altına almışlar. Klavye başında savaş güzellemesi ve çığırtkanlığı yapanların mutlaka izlemesi ve Ukrayna halkının bu haklı kendini savunma (self-defense) mücadelesinde haklının, doğrunun, mazlumun safında yer alıp bunu hayat tarzı yapanlara tavsiye ediyorum. Güçlüye karşı zayıfın yanında, haksıza karşı haklının yanında, yalana karşı doğrunun yanında, zalimlere karşı mazlumun yanında durmalıyız. Türk milletinin mayasına zaten bu var.
Son olarak, Cuma günü Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Mirsada Colakovic’i ATAUM’da Coffee Talks Europe Series çerçevesinde dinleme fırsatım oldu. Kendisi Avrupa’da en uzun süre kuşatma altındaki şehir olan Saraybosna’da savaş yıllarından bahsederken, Sarajevo Safari adlı belgeselden de bahsetti. Slovenyanlı yönetmen Miran Zupaniç’in yönettiği bu belgesel, Bosna-Hersek’te 1992-1995 yılları arasındaki savaşta, dünyadaki bazı zenginlerin Sırp askerlerine para vererek nasıl Saraybosna’da“insan avı turizmi”ne çıktıklarını anlatıyor. Saraybosna kuşatması sırasında Müslüman Boşnak erkek, kadın ve çocuk öldürmek için farklı ücretlerin belirlendiği, bazı katılımcıların 100.000 Avroya kadar ödeme yaptığı ileri sürülüyor. Ünlü Epstein Skandalı’na benziyor.
Andriivka’ya 2000 Metre'nin resmi tanıtım filmine buradan erişebilirsiniz.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Sezai Özçelik
Mariupol’da 20 Gün ve Andriivka’ya 2000 Metre belgeselleri
2024 yılında 96'ncı Oscar Ödül Töreni'nde en iyi belgesel film dalında Ukrayna adına ilk Oscarı alan Mariupol’da 20 Gün filminin yönetmeni, Harkiv doğumlu Mstıslav Çernov ile 22 Kasım 2025 Cumartesi günü Ankara Goethe Enstitüsünde tanışma fırsatı buldum. Kendisinin yönettiği 2025-2026 Oscar Ödülleri’nde Ukrayna’yı temsil etmek üzere seçilen yeni belgeseli Andriivka’ya 2000 Metre filminin Türkiye galası için Ankara’ya gelmişti. Bu belgesel film, Rusların devamlı ateşi altında Bakhmut’a yakın Andriivka köyünün kurtarılma hikayesini Ukraya askerlerinin gözünden etkileyici şekilde anlatıyor. Mutlaka izlenmesi gerekir. İnternette İngilizce altyazılı olarak bulmak mümkün. Fakat çok fazla argo kelime olduğu için bipleme sesini fazlasıyla duyabilirsiniz. Gala gösteriminde bol bol Ukraince ve Rusça küfür öğrenmiş olduk.
Andriivka filmini izledikten sonra Mariupol’da 20 Gün filmini izlemediğimi birden fark ettim. Hafta sonunda filmi izledim. Her iki filmin ortak yapımcıları ABD Kamu Yayıncılık Servisi (PBS) Frontline programı ile Associated Press (AP). PBS içinde kamusal katkı sadece yüzde 6’dır. Finansmanın büyük kısmı izleyici, katkıları, hibeler, sübvansiyonlar, vergi indirimleri yoluyla sağlanır. Yani aslında Amerikan halkının bağımsız ve özgür sesidir. Filmin başında bu iki önemli kurumun adı olması zaten Rusların yalan haber (fake news) iddialarının aksine tamamen güvenilir ve hükûmet müdahalesi olmadan ABD Anayasası’nın 1.maddesi olan ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünün gerçekleştirilmesi temel görevleridir. Zaten filmin yönetmeni Mstıslav Çernov’un mesleği AP adına gazetecilik, kameramanlık ve savaş muhabirliği. 2022’de Rusya-Ukrayna Savaşı’nın çıkacağını ve en şiddetli çatışmaların Rusya sınırına 50 km. uzaktaki Mariupol’da olacağını gazeteci içgüdüsü ile bilmiş. 24 Şubat 2022’deki Putin’in televizyon konuşmasından savaşın başlamasından yirmi gün sonrası Kızılhaç konvoyuna yetişip iki kız çocuğu ve eşinden oluşan ailesine kavuşana kadar Mariupol halkı ile birlikte savaşı tüm yönleri ile kamerası ile kayda alıp ilk önce tüm dünyadaki haber kanallarına daha sonra belgesel filmi haline getirmiş.
Filmi yasal yollardan izlemek mümkün. Fakat bunun için VPN gerekli ve VPN ayarlarını ABD olarak güncellemelisiniz. Çünkü PBS websitesinde yayında olan Oscar ödüllü belgesel filmini ABD içinden internete bağlanabilirseniz seyredebiliyorsunuz. Filme buradaki linkten erişebilirsiniz.
Film, şu vurucu cümlelerle başlıyor; "Şubat 24, 2022. Şehir normal gözüküyor. Birisi bana şunu söylemişti: Savaşlar patlamalarla başlamaz, savaşlar, sessizlikle başlar." (February 24, 2022. The city looks normal. Someone once told me, wars don’t start with explosions, they start with silence.)
Normal bir güne Mariupol’un birkaç haftada Dante’nin cehennemine dönüştüğünü Rus işgaline 86 gün direnen kentte 25 bin insanın öldüğünü ve insanların toplu mezarlara nasıl gömüldüğünü görebiliyoruz. Huzur ve barış içinde yaşamak isteyen ve en çokta çocukları ile endişelenen kentte, savaşın korkunç, çirkin ve kaotik yüzünü seyircilere dokunacak şekilde aktarabilmiş yönetmen Çernov. İnsanların düştüğü umutsuzi aciz ve kaotik durumu insanların tepkisi en doğal şekilde veriyor.
Filmin Oscar kazanmasına neden olan iki replik bence çok önemli. Kentte yaralanan sivillerin getirildiği hastanedeki doktorlardan biri yönetmen Çernov’a şunu söylüyor; "Savaş bir X-ray (röntgen) gibidir. İnsanların içini görmenize yardımcı olur. Savaş döneminde iyi insanlar daha iyi olur. Adeta bir meleğe dönerler. Kötüler ise daha da kötü olurlar."
Filmde evi ve arabası bombalanan bir kadının yağmalanan bir markete girip şampuan aldıktan sonra bir anda markete giren diğer insanlara bağırıp çağırıp onları hırsızlıkla suçlaması savaşın insan psikolojisine etkisini çok net gösteriyor. Aynı şekilde doğum hastanesinin bombalanması sırasında kurtulanların onları bombalayanların Ukrayna uçakları olduğunu iddia etmeleri gibi.
Rusların sivilleri öldürmediklerini iddia ettiler. Hatta Mariupol 3 no’lu hastanenin çocuk ve doğum bölümlerini bombalanmadıklarını belirttiler. Burayı bombalayanların Azov taburu olduğunu ve Mstyslav’ın çektiği görüntülerdeki insanların figüranlardan oluşan bir film çektiklerini bile iddia etmişti. Ruslar Mstyslav’ın filminde çektiği ve AP olarak tüm dünyaya servis ettiği görüntülerdeki güzellik blogçusu olan Marianna Vishergiskaya’nın Rusya’yı karalamak için kiralanmış aktrist olduğunu, hamile bile olmadığını, yaralı olmadığını bile iddia ettiler.
Hamile olan Vishergiskaya biz kız çocuğu Veronika’yı doğurduktan sonra Mariupol Rusların eline geçtiği için Rus propagandası yukarıdaki absürt iddialarını kendi halkına ve ülkemizde ve tüm dünyada bu yalanlara inananları ikna edebilmek için onu kendi amaçları için kullanmaya devam ettiler. Savaştan bir yıl önce İstanbul’u da ziyaret etmişti.
Ama Mariupol’deki Hospital No. 2’de Rus işgalinin suçsuz kurbanlarını filmde görüyoruz. Hamile kadının karnındaki çocuğunun ölmesi, 4 yaşında küçük bir kız olan Evangelina, arkadaşlarıyla parkta futbol oynarken bombalardan bacağı koparak ölen Kiril, 18 aylık bebeğin kalp masajı ile hayata döndürülemeyip vefat etmesi ve birkaç günlük ölü bebeğin hastane bodrumundaki görüntüleri.
Internet üzerinden sosyal medyadaki videoları izlemekle savaşın gerçeklerinin anlamanın mümkün olmadığını yüzümüze sert bir şekilde vuran bir film. Hassas bünyesi olanların izlemesini tavsiye etmem. Mariupol kentinde kalan tek uluslararası muhabirlerin kuşatma altındaki kentteki Rus zulmünü ve savaş suçlarını görüntülerini doküman altına almışlar. Klavye başında savaş güzellemesi ve çığırtkanlığı yapanların mutlaka izlemesi ve Ukrayna halkının bu haklı kendini savunma (self-defense) mücadelesinde haklının, doğrunun, mazlumun safında yer alıp bunu hayat tarzı yapanlara tavsiye ediyorum. Güçlüye karşı zayıfın yanında, haksıza karşı haklının yanında, yalana karşı doğrunun yanında, zalimlere karşı mazlumun yanında durmalıyız. Türk milletinin mayasına zaten bu var.
Son olarak, Cuma günü Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Mirsada Colakovic’i ATAUM’da Coffee Talks Europe Series çerçevesinde dinleme fırsatım oldu. Kendisi Avrupa’da en uzun süre kuşatma altındaki şehir olan Saraybosna’da savaş yıllarından bahsederken, Sarajevo Safari adlı belgeselden de bahsetti. Slovenyanlı yönetmen Miran Zupaniç’in yönettiği bu belgesel, Bosna-Hersek’te 1992-1995 yılları arasındaki savaşta, dünyadaki bazı zenginlerin Sırp askerlerine para vererek nasıl Saraybosna’da“insan avı turizmi”ne çıktıklarını anlatıyor. Saraybosna kuşatması sırasında Müslüman Boşnak erkek, kadın ve çocuk öldürmek için farklı ücretlerin belirlendiği, bazı katılımcıların 100.000 Avroya kadar ödeme yaptığı ileri sürülüyor. Ünlü Epstein Skandalı’na benziyor.
Andriivka’ya 2000 Metre'nin resmi tanıtım filmine buradan erişebilirsiniz.