Türkiye’de niye Putinizm ya da yaygın tabiriyle Putinciliğin yüksek olduğunu açıklamak gerekiyor. Cevap basit aslında.
En basit doğa kanunu: Doğa boşluk kabul etmez. Uluslararası ilişkilerde düşman ve müttefik ihtiyacı, ulusal kimliğin oluşumu ve devamında gereklidir. Türk dış politikasında buna eksen kayması diyebiliriz. Bu eksen kayması Batı, NATO, ABD, AB ekseninden ayrılmayı ve Rusya ve Çin’e yakınlaşma sonucuna yol açtı. Kadir Has Üniversitesi’nin son 2011 yılından beri yaptığı Türkiye Eğilimleri Araştırması bize ışık tutacaktır. Türk televizyonlarında ve sosyal medyasında son savaşta Putin’i destekleyici açıklamaların sebebi son on yılda yine Türk iç politikasında dış düşman yaratma ihtiyacının sonucu.
İç politikada safları sıklaştırmak için dış düşmana ihtiyacı Soğuk Savaş sırasında NATO üyesi olan ve Batı blokunda yer alan Türkiye’nin Doğu Bloku ve Sovyetler Birliği ve sosyalizme karşı olmasıyla sağlanmıştı. 2010 yılına gelince kadar AB üyelik süreciyle Türkiye’ye yüzünü Batı’ya çevirmişti. Fakat temelde iç politik nedenlerle dış düşman ihtiyacı Türk kamuoyunda Batı özellikle ABD algısını en üst seviyeye çıkardı. Bu sebepte TV ekranlarında gördüğümüz Putinci konuşmacıların sebebi Türkiye’deki bu algıyı beslemektir. Çünkü TV ekranlarındakiler kendi fikirlerini teyit edecek kişileri dinlemeyi tercih ederler. İnsan psikolojisi dengede kalmaya çalışır. Son on yıldır Batı karşıtlığının tavan yaptığı ve Putinizm’in tavan yaptığı ortamda bu kaçınılmaz. Buna sadece milliyetçi ve muhafazakar seçmeni değil sosyalist ve ulusalcı seçmeninde Batı karşıtlığının yüksek olduğunu belirtmek gerekir. Bu bağlamda AKP seçmeni ile CHP seçmeninin ortada buluştuğu konu Batı karşıtlığı. Bunu sık sık Batı emperyalizmi düşmanlığı olarak görüyoruz.
Fakat inanılmaz şekilde bu Putinizm’in Türkiye’de benimsenmesine yol açıyor. Dünyada tüm Rus yayın organlarının yasaklanmasına karşın Sputnik’in yasaklanmaması ve Türksat uydusundan Rus kanallarının kaldırılmaması bu sebepten. Twitter’da Zelenskıy’ın komedyen olarak yaptığı Türkiye’ye ile ilgili TV Show fotolarını paylaşanlar 2015 yılında Rus Su-24 uçağının düştüğü Türkiye-Rusya uçak krizi sırasında İngilizce yayın yapan Russia Today kanalını seyretselerdi Rus devletinin bırakın Türk milletine bakış açısını Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine söylenenler ve hakarete varan açıklamalar karşısında ne tepki verirlerdi merak ediyorum.
Kadir Has Üniversitesinin araştırmasına göre, 2021 yılında Türk halkının tehdit algıladığı ülkelerin başında ABD yüzde 60,5 ile birinci. 2018’de bu oran yüzde 81,9’du. 2019 yılında yüzde 64,5 ve 2020’de yüzde 60,5 idi. Rusya Federasyonu ise 2021’de yüzde 40,7, 2020’de yüzde 47,1 ve 2019’da yüzde 37,8. 2018’de ABD en üst düzeyde iken Rusya yüzde 39,1. 2017 yılında iki ülke arasındaki fark iki kat düzeyinde. ABD tehdit algısı yüzde 64,3 iken Rusya yüzde 25,1. Suriye’nin Rusya ile işgalinden sonra 2016 yılında Rus tehdit algısı yüzde 49,4 iken ABD yüzde 60,4. Bu yüzden aşağıdaki linkini verdiğim şekilde aklıselim ve tarafsız analiz yapmak mümkün değil. Fakat bu tek başına niye ulusalcı ve Avrasyacı sol kesimin Putinism savunmasını açıklamıyor. Putin’i sosyalist ve demokrat sanıp savunanlara aşağıdaki videoda Putin’in diktatör olarak nitelendirildiğini hatırlatmak isterim.
Lütfen, şu bağlantıdaki tartışmayı izleyiniz. "NATO danışmanının sözleri Abdullah Ağar'ı çileden çıkardı"
Putin’e "diktatör" dediğimiz için Batı tarafından tahrik edilmiş. Sıkışınca da yine sloganlar: “Ben Putinci değilim, Amerikancı da değilim. Ben bir Türk gibi düşünüyorum”
Bu cevaba sorum şu olurdu: Putin Rusya’sının burnumuzun dibi olan Suriye’de ne işi var? Bir Türk olarak bunu nasıl savunuyorsunuz. Türkiye’ye en yakın tehdit ve beka sorunu Rusya değil mi? Suriye Esad rejimi, Suriyeliler, PKK/YPG Rus politikalarının sonucu değil mi? Suriye’de katil Esad’ı diktatör Putin ayakta tutmamak mıdır? 2014’te Kırım’ı işgal ettikten sonra (Karadeniz güvenliği açısından Türkiye açısından bunun ne kadar güvenlik tehdidi olduğunu söylemeye gerek yok) 2015’te Suriye’nin daveti ile Rusya’nın gelmesi yine Batı’nın tahriki midir? Sonucunda milyonlarca Suriyeli’nin mülteci olması şu anda Ukrayna’da yaptığı gibi buldozer harekâtları ile çoluk çocuk, kadın, yaşlı ve hayvan demeden yasaklı silahları kullanan hatta kimyasal silah kullanan Putin ordusu değil midir? Suriye’deki ve Ukrayna’daki savaş Putin’in Savaşı desek de aslında Rus halkı da suçludur. 1917 Devrimi’ni yapan Rus halkı ki Rus Çarı’na karşı ayaklanmıştır. 2022’deki Yeni Rus Çarı Putin’e karşı da devrim yapabilir ve yapmalıdır. Sadece kendilerini değil tüm dünyayı uçuruma sürükleyen adamı durduracak olan Batı’nın orduları değil sokaktaki Rus halkıdır. Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldıracak duruma gelmiş olan Rus ayısını kim yatıştırabilir. Rus halkı. İşgalci Rus ordusu altyapıyı hedef alıyor. Elektrik, su, enerji, ısınma tesisleri vuruluyor. Amaç Ukrain halkının direncini kırmak.
Batı’da aslında aynısını yapıyor. Rus halkının direncini kırmak ve Putin’e karşı renkli devrim yapılması için Z-kuşağı Rusların evlerinden naklen seyrettikleri savaştan zarar görmelerini istiyor. Bunda haklı mı Batı? Bence evet. Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldırı emri verilmesi yanında bu tür hareketleri ırkçılık olarak tanımlamak yanlış. Örneğin, Abromoviç'in Chelsea'yi satma kararından tutun da Putin’in Savaşı’nın kınamayı ret ettikleri için Rus şef Valeri Gergiyev Münih Flarmoni ve ünlü opera divası Anna Netreboku'nun Bavyera Devlet Operası'ndan kovulmasına kadar bu durum spordan sonra sanat alanına da yayıldı. Fakat Twitter’da o kadar fazla Rus yanlısı yalan yanlış propoganda var ki. Netflix’in Anna Karenina dizisini kaldırmasının sebebi son savaşa tepki olup yasaklanması değil aslında. Netflix Rus kanalları platformundan çıkarması yanında savaş nedeniyle Anna K dizisinin çekimi Rusya’da olduğu için şu anda belirsizlik ortamında askıya alınmış durumda. Hatta Tarkovski filmlerinin yasaklandığı Twitter’da TT bile oldu. Fakat bu tamamen "fake news" yani yalan haber. Aslında yalan haber demek hafif kalıyor. Putin Hibrit Savaşı’nın bir parçası. Kitle propagandası.
Türkiye’deki genel kanı hayret edilecek şekilde şu: "Putin Batı tarafından tahrik edildi. Zelenskiy, Batı’nın kuklası. NATO ve AB Putin’in kırmızı çizgilerini aştı." Tarih, grup psikolojisi, Sovyet zamanındaki Holodomor ve Kırım Tatar Sürgünü soykırımları, Ukrain gerçekleri, Rus iç politikası, Putin’in psikolojisi hatta Ukrain Ortodoks Kilisesi’nin Fener Rum Patriği’nin desteği ile Rus Ortodoks Kilisesi’nden ayrılması kadar uzanan birçok farklı neden Putin’in şovenist ve yayılmacı politikasını açıklayabilir. Fakat en temel açıklama, Rus lideri Putin’in Napolyon ya da Hitler’in aynısı ve tıpkısı olduğu gerçeğinin kabul edilmesi olacaktır. Yani Putler ya da Napin…
Biliyorsunuz, Brest kentinde ateşkes görüşmeleri oluyor. Bu kentin iki önemi var. Birincisi, 1918 Brest-Livosk Antlaşması’nın imzalandığı şehir. İkincisi, 1991 yılında Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kuran Belovezh Antlaşması Viskuli hükümet binasında imzalanmıştır. Rusya Başkanı Yeltsin, Ukrayna Başkanı Kravçuk ve Belarus Başkanı Shushkeviç anlaşmayı imzalayan üç lider. Keşke BDT Avrupa Birliği gibi olsaydı. Gorbaçov Rusya’nın başında olsa belki bugün demokratik, insan haklarına saygılı, ekonomisi güçlü ve dünyaya entegre olmuş Rusya’yı konuşur olabilirdik. Zaten demokrasinin olduğu Rusya ve Ukrayna içinde yaşayan Kırım Tatarları ve diğer azınlıklarda insani ve mutlu şekilde yaşayabilirlerdi.
Bugün ise nükleer savaşı ve 3. Dünya Savaşı’nı konuşuyoruz maalesef...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Sezai Özçelik
Putinizm, Türkiye'de niçin yüksek?
Türkiye’de niye Putinizm ya da yaygın tabiriyle Putinciliğin yüksek olduğunu açıklamak gerekiyor. Cevap basit aslında.
En basit doğa kanunu: Doğa boşluk kabul etmez. Uluslararası ilişkilerde düşman ve müttefik ihtiyacı, ulusal kimliğin oluşumu ve devamında gereklidir. Türk dış politikasında buna eksen kayması diyebiliriz. Bu eksen kayması Batı, NATO, ABD, AB ekseninden ayrılmayı ve Rusya ve Çin’e yakınlaşma sonucuna yol açtı. Kadir Has Üniversitesi’nin son 2011 yılından beri yaptığı Türkiye Eğilimleri Araştırması bize ışık tutacaktır. Türk televizyonlarında ve sosyal medyasında son savaşta Putin’i destekleyici açıklamaların sebebi son on yılda yine Türk iç politikasında dış düşman yaratma ihtiyacının sonucu.
İç politikada safları sıklaştırmak için dış düşmana ihtiyacı Soğuk Savaş sırasında NATO üyesi olan ve Batı blokunda yer alan Türkiye’nin Doğu Bloku ve Sovyetler Birliği ve sosyalizme karşı olmasıyla sağlanmıştı. 2010 yılına gelince kadar AB üyelik süreciyle Türkiye’ye yüzünü Batı’ya çevirmişti. Fakat temelde iç politik nedenlerle dış düşman ihtiyacı Türk kamuoyunda Batı özellikle ABD algısını en üst seviyeye çıkardı. Bu sebepte TV ekranlarında gördüğümüz Putinci konuşmacıların sebebi Türkiye’deki bu algıyı beslemektir. Çünkü TV ekranlarındakiler kendi fikirlerini teyit edecek kişileri dinlemeyi tercih ederler. İnsan psikolojisi dengede kalmaya çalışır. Son on yıldır Batı karşıtlığının tavan yaptığı ve Putinizm’in tavan yaptığı ortamda bu kaçınılmaz. Buna sadece milliyetçi ve muhafazakar seçmeni değil sosyalist ve ulusalcı seçmeninde Batı karşıtlığının yüksek olduğunu belirtmek gerekir. Bu bağlamda AKP seçmeni ile CHP seçmeninin ortada buluştuğu konu Batı karşıtlığı. Bunu sık sık Batı emperyalizmi düşmanlığı olarak görüyoruz.
Fakat inanılmaz şekilde bu Putinizm’in Türkiye’de benimsenmesine yol açıyor. Dünyada tüm Rus yayın organlarının yasaklanmasına karşın Sputnik’in yasaklanmaması ve Türksat uydusundan Rus kanallarının kaldırılmaması bu sebepten. Twitter’da Zelenskıy’ın komedyen olarak yaptığı Türkiye’ye ile ilgili TV Show fotolarını paylaşanlar 2015 yılında Rus Su-24 uçağının düştüğü Türkiye-Rusya uçak krizi sırasında İngilizce yayın yapan Russia Today kanalını seyretselerdi Rus devletinin bırakın Türk milletine bakış açısını Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine söylenenler ve hakarete varan açıklamalar karşısında ne tepki verirlerdi merak ediyorum.
Kadir Has Üniversitesinin araştırmasına göre, 2021 yılında Türk halkının tehdit algıladığı ülkelerin başında ABD yüzde 60,5 ile birinci. 2018’de bu oran yüzde 81,9’du. 2019 yılında yüzde 64,5 ve 2020’de yüzde 60,5 idi. Rusya Federasyonu ise 2021’de yüzde 40,7, 2020’de yüzde 47,1 ve 2019’da yüzde 37,8. 2018’de ABD en üst düzeyde iken Rusya yüzde 39,1. 2017 yılında iki ülke arasındaki fark iki kat düzeyinde. ABD tehdit algısı yüzde 64,3 iken Rusya yüzde 25,1. Suriye’nin Rusya ile işgalinden sonra 2016 yılında Rus tehdit algısı yüzde 49,4 iken ABD yüzde 60,4. Bu yüzden aşağıdaki linkini verdiğim şekilde aklıselim ve tarafsız analiz yapmak mümkün değil. Fakat bu tek başına niye ulusalcı ve Avrasyacı sol kesimin Putinism savunmasını açıklamıyor. Putin’i sosyalist ve demokrat sanıp savunanlara aşağıdaki videoda Putin’in diktatör olarak nitelendirildiğini hatırlatmak isterim.
Lütfen, şu bağlantıdaki tartışmayı izleyiniz. "NATO danışmanının sözleri Abdullah Ağar'ı çileden çıkardı"
Putin’e "diktatör" dediğimiz için Batı tarafından tahrik edilmiş. Sıkışınca da yine sloganlar: “Ben Putinci değilim, Amerikancı da değilim. Ben bir Türk gibi düşünüyorum”
Bu cevaba sorum şu olurdu: Putin Rusya’sının burnumuzun dibi olan Suriye’de ne işi var? Bir Türk olarak bunu nasıl savunuyorsunuz. Türkiye’ye en yakın tehdit ve beka sorunu Rusya değil mi? Suriye Esad rejimi, Suriyeliler, PKK/YPG Rus politikalarının sonucu değil mi? Suriye’de katil Esad’ı diktatör Putin ayakta tutmamak mıdır? 2014’te Kırım’ı işgal ettikten sonra (Karadeniz güvenliği açısından Türkiye açısından bunun ne kadar güvenlik tehdidi olduğunu söylemeye gerek yok) 2015’te Suriye’nin daveti ile Rusya’nın gelmesi yine Batı’nın tahriki midir? Sonucunda milyonlarca Suriyeli’nin mülteci olması şu anda Ukrayna’da yaptığı gibi buldozer harekâtları ile çoluk çocuk, kadın, yaşlı ve hayvan demeden yasaklı silahları kullanan hatta kimyasal silah kullanan Putin ordusu değil midir? Suriye’deki ve Ukrayna’daki savaş Putin’in Savaşı desek de aslında Rus halkı da suçludur. 1917 Devrimi’ni yapan Rus halkı ki Rus Çarı’na karşı ayaklanmıştır. 2022’deki Yeni Rus Çarı Putin’e karşı da devrim yapabilir ve yapmalıdır. Sadece kendilerini değil tüm dünyayı uçuruma sürükleyen adamı durduracak olan Batı’nın orduları değil sokaktaki Rus halkıdır. Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldıracak duruma gelmiş olan Rus ayısını kim yatıştırabilir. Rus halkı. İşgalci Rus ordusu altyapıyı hedef alıyor. Elektrik, su, enerji, ısınma tesisleri vuruluyor. Amaç Ukrain halkının direncini kırmak.
Batı’da aslında aynısını yapıyor. Rus halkının direncini kırmak ve Putin’e karşı renkli devrim yapılması için Z-kuşağı Rusların evlerinden naklen seyrettikleri savaştan zarar görmelerini istiyor. Bunda haklı mı Batı? Bence evet. Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldırı emri verilmesi yanında bu tür hareketleri ırkçılık olarak tanımlamak yanlış. Örneğin, Abromoviç'in Chelsea'yi satma kararından tutun da Putin’in Savaşı’nın kınamayı ret ettikleri için Rus şef Valeri Gergiyev Münih Flarmoni ve ünlü opera divası Anna Netreboku'nun Bavyera Devlet Operası'ndan kovulmasına kadar bu durum spordan sonra sanat alanına da yayıldı. Fakat Twitter’da o kadar fazla Rus yanlısı yalan yanlış propoganda var ki. Netflix’in Anna Karenina dizisini kaldırmasının sebebi son savaşa tepki olup yasaklanması değil aslında. Netflix Rus kanalları platformundan çıkarması yanında savaş nedeniyle Anna K dizisinin çekimi Rusya’da olduğu için şu anda belirsizlik ortamında askıya alınmış durumda. Hatta Tarkovski filmlerinin yasaklandığı Twitter’da TT bile oldu. Fakat bu tamamen "fake news" yani yalan haber. Aslında yalan haber demek hafif kalıyor. Putin Hibrit Savaşı’nın bir parçası. Kitle propagandası.
Türkiye’deki genel kanı hayret edilecek şekilde şu: "Putin Batı tarafından tahrik edildi. Zelenskiy, Batı’nın kuklası. NATO ve AB Putin’in kırmızı çizgilerini aştı." Tarih, grup psikolojisi, Sovyet zamanındaki Holodomor ve Kırım Tatar Sürgünü soykırımları, Ukrain gerçekleri, Rus iç politikası, Putin’in psikolojisi hatta Ukrain Ortodoks Kilisesi’nin Fener Rum Patriği’nin desteği ile Rus Ortodoks Kilisesi’nden ayrılması kadar uzanan birçok farklı neden Putin’in şovenist ve yayılmacı politikasını açıklayabilir. Fakat en temel açıklama, Rus lideri Putin’in Napolyon ya da Hitler’in aynısı ve tıpkısı olduğu gerçeğinin kabul edilmesi olacaktır. Yani Putler ya da Napin…
Biliyorsunuz, Brest kentinde ateşkes görüşmeleri oluyor. Bu kentin iki önemi var. Birincisi, 1918 Brest-Livosk Antlaşması’nın imzalandığı şehir. İkincisi, 1991 yılında Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kuran Belovezh Antlaşması Viskuli hükümet binasında imzalanmıştır. Rusya Başkanı Yeltsin, Ukrayna Başkanı Kravçuk ve Belarus Başkanı Shushkeviç anlaşmayı imzalayan üç lider. Keşke BDT Avrupa Birliği gibi olsaydı. Gorbaçov Rusya’nın başında olsa belki bugün demokratik, insan haklarına saygılı, ekonomisi güçlü ve dünyaya entegre olmuş Rusya’yı konuşur olabilirdik. Zaten demokrasinin olduğu Rusya ve Ukrayna içinde yaşayan Kırım Tatarları ve diğer azınlıklarda insani ve mutlu şekilde yaşayabilirlerdi.
Bugün ise nükleer savaşı ve 3. Dünya Savaşı’nı konuşuyoruz maalesef...