BM üyesi 47 ülkeden Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine dair ortak açıklama
BM üyesi 47 ülkeden Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine dair ortak açıklama
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nin 50. oturumunda BM üyesi 47 ülke adına, Doğu Türkistan'daki işkence, insanlık dışı, zalimce cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet, zorla çalıştırma ve çocukların ebeveynlerinden koparılmasına dair duyulan endişeler dile getirildi. Çin, bağımsız gözlemcilerin bölgeye engelsiz erişimine izin vermeye çağrıldı.
Haber Giriş Tarihi: 15.06.2022 10:31
Haber Güncellenme Tarihi: 15.06.2022 15:49
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nin 50. oturumunda BM üyesi 47 ülke adına, Doğu Türkistan'da milyonlarca insanın toplama kampına kapatılması, işkence, insanlık dışı, zalimce cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet, zorla çalıştırma ve çocukların ebeveynlerinden koparılmasına dair duyulan endişeler dile getirildi. Çin, bağımsız gözlemcilerin bölgeye engelsiz erişimine izin vermeye çağrıldı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nin (BMİHK) 50. oturumunda, 14 Haziran 2022 tarihinde, Doğu Türkistan'da Çin'in uyguladığı insan hakları ihlalleriyle ilgili derin endişelerini dile getiren ve Çin'e çağrıda bulunan, 47 ülke adına hazırlanan bir ortak açıklama Hollanda'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Paul Bekkers tarafından sunuldu.
AYLAR ÖNCE HAZIRLANMIŞ RAPOR, BİR AN ÖNCE YAYIMLANSIN
Açıklamada, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'e, aylar önce hazırlanmış olduğu halde sürekli ertelenen, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine ilişkin raporun bir an önce yayınlanması çağrısı yapıldı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Rupert Colville 10 Aralık, Doğu Türkistan'daki ciddi insan hakları ihlallerine ilişkin mevcut bilgiler ışığında hazırladıkları değerlendirmeyi içeren raporu gelecek haftalarda kamuoyuna açıklayacaklarını duyurmuştu. Ardından raporun yayımlanmasının Çin tarafından Kış Olimpiyatları sonrasına ertelenmesinin istendiği bildirilmişti. Söz konusu rapor aradan aylar geçmesine rağmen yayımlanmadı.
Ülkelerin Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine ilişkin derin kaygılarının sürdüğü dile getirilen açıkılamada, kapsamlı araştırmalara dayanan çok sayıda güvenilir raporun, milyonlarca insanın keyfi olarak gözaltında tutulduğunu kanıtladığı belirtiliyor. Dahası, Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri ve diğer Müslümanların yaygın elektronik takibe ve ayrımcı uygulamalara maruz kaldığı, Uygur kültürü ile din ve inanç özgürlüğü dahil temel hak ve özgürlükler üzerinde aşırı kısıtlamaların uygulanmasının devam ettiğine dikkat çekildi.
BM üyesi 47 ülke adına yapılan açıklamada, Doğu Türkistan'daki işkence ve diğer insanlık dışı, zalimce ve aşağılayıcı muamele ve cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel ve cinsiyete dayalı şiddet, zorla çalıştırma ve çocukların ebeveynlerinden zorla koparılmasına dair duyulan endişeler ifade edildi.
Ülkeler, Çin hükümetinden, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Özel Prosedürler mekanizması dahil tüm bağımsız gözlemcilerin Doğu Türkistan'a anlamlı ve engelsiz erişimine izin vermesi, Irk Ayrımının Sonlandırılması Komitesinin (CERD) Ağustos 2018'de Doğu Türkistan konusundaki önerilerini yerine getirmesi ve o zamandan bu yana dile getirilen endişelere yanıt vermesi talep edildi.
UYGUR TÜRKLERİ ÇİN'E İADE EDİLMESİN
Ülkeler, Doğu Türkistan'daki insan hakları durumu nedeniyle diğer ülkelerden, Uygur Türklerine yönelik "sığınmacıları iade etmeme" kuralını uygulamasını talep etti.
DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ SOYKIRIM UYGULAMALARI
Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.
ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?
Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.
Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.
Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BM üyesi 47 ülkeden Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine dair ortak açıklama
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nin 50. oturumunda BM üyesi 47 ülke adına, Doğu Türkistan'daki işkence, insanlık dışı, zalimce cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet, zorla çalıştırma ve çocukların ebeveynlerinden koparılmasına dair duyulan endişeler dile getirildi. Çin, bağımsız gözlemcilerin bölgeye engelsiz erişimine izin vermeye çağrıldı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nin 50. oturumunda BM üyesi 47 ülke adına, Doğu Türkistan'da milyonlarca insanın toplama kampına kapatılması, işkence, insanlık dışı, zalimce cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet, zorla çalıştırma ve çocukların ebeveynlerinden koparılmasına dair duyulan endişeler dile getirildi. Çin, bağımsız gözlemcilerin bölgeye engelsiz erişimine izin vermeye çağrıldı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nin (BMİHK) 50. oturumunda, 14 Haziran 2022 tarihinde, Doğu Türkistan'da Çin'in uyguladığı insan hakları ihlalleriyle ilgili derin endişelerini dile getiren ve Çin'e çağrıda bulunan, 47 ülke adına hazırlanan bir ortak açıklama Hollanda'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Paul Bekkers tarafından sunuldu.
AYLAR ÖNCE HAZIRLANMIŞ RAPOR, BİR AN ÖNCE YAYIMLANSINAçıklamada, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'e, aylar önce hazırlanmış olduğu halde sürekli ertelenen, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine ilişkin raporun bir an önce yayınlanması çağrısı yapıldı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Rupert Colville 10 Aralık, Doğu Türkistan'daki ciddi insan hakları ihlallerine ilişkin mevcut bilgiler ışığında hazırladıkları değerlendirmeyi içeren raporu gelecek haftalarda kamuoyuna açıklayacaklarını duyurmuştu. Ardından raporun yayımlanmasının Çin tarafından Kış Olimpiyatları sonrasına ertelenmesinin istendiği bildirilmişti. Söz konusu rapor aradan aylar geçmesine rağmen yayımlanmadı.
RAPORLAR MİLYONLARCA UYGURUN KEYFİ GÖZALTINDA TUTULDUĞUNU KANITLIYORÜlkelerin Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine ilişkin derin kaygılarının sürdüğü dile getirilen açıkılamada, kapsamlı araştırmalara dayanan çok sayıda güvenilir raporun, milyonlarca insanın keyfi olarak gözaltında tutulduğunu kanıtladığı belirtiliyor. Dahası, Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri ve diğer Müslümanların yaygın elektronik takibe ve ayrımcı uygulamalara maruz kaldığı, Uygur kültürü ile din ve inanç özgürlüğü dahil temel hak ve özgürlükler üzerinde aşırı kısıtlamaların uygulanmasının devam ettiğine dikkat çekildi.
İŞKENCE, ZORLA KISIRLAŞTIRMA, ÇALIŞTIRMA, TECAVÜZ, ÇOCUKARIN KOPARILMASIBM üyesi 47 ülke adına yapılan açıklamada, Doğu Türkistan'daki işkence ve diğer insanlık dışı, zalimce ve aşağılayıcı muamele ve cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel ve cinsiyete dayalı şiddet, zorla çalıştırma ve çocukların ebeveynlerinden zorla koparılmasına dair duyulan endişeler ifade edildi.
BAĞIMSIZ GÖZLEMCİLERİN ENGELSİZ ERİŞİMİNE İZİN VERİLSİNÜlkeler, Çin hükümetinden, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Özel Prosedürler mekanizması dahil tüm bağımsız gözlemcilerin Doğu Türkistan'a anlamlı ve engelsiz erişimine izin vermesi, Irk Ayrımının Sonlandırılması Komitesinin (CERD) Ağustos 2018'de Doğu Türkistan konusundaki önerilerini yerine getirmesi ve o zamandan bu yana dile getirilen endişelere yanıt vermesi talep edildi.
UYGUR TÜRKLERİ ÇİN'E İADE EDİLMESİNÜlkeler, Doğu Türkistan'daki insan hakları durumu nedeniyle diğer ülkelerden, Uygur Türklerine yönelik "sığınmacıları iade etmeme" kuralını uygulamasını talep etti.
DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ SOYKIRIM UYGULAMALARIÇin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.
ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?
Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.
Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.
Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.
Son Haberler