Çin'in Tayvan politikası, Rusya'nın Kırım'ı işgaline benziyor: Japonya savunma bakanı saldırılara karşı uyardı
Çin'in Tayvan politikası, Rusya'nın Kırım'ı işgaline benziyor: Japonya savunma bakanı saldırılara karşı uyardı
Çin'in Tayvan politikası, Rusya'nın Kırım'ı işgaline benziyor: Japonya savunma bakanı saldırılara karşı uyardı
Haber Giriş Tarihi: 25.10.2021 17:54
Haber Güncellenme Tarihi: 25.10.2021 17:54
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Japon Savunma Bakanı, Moskova'nın 2014 yılında Kırım'ı fiziksel olarak işgal etmesinden çok daha öncesinde siber saldırılara başladığını belirterek, Çin'in de benzer bir şekilde Tayvan'ı ele geçirmeye çalışabileceğini söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli düşünce kuruluşu CSIS ve Japon gazetesi Nikkei iş birliği ile düzenlenen ortak sempozyumda konuşan Japonya Savunma Bakanı Nobuo Kishi, Tayvan'a yönelik olası bir Çin saldırısına atıfta bulundu. Japon Bakan Kishi, Çin'in uyguladığı "gri bölge" taktiklerinin Rusya'nın Kırım'ı ele geçirmek için kullandığı dolaylı stratejiye benzediğini vurguladı. Kishi, "Kimse farkına varmadan bir istila başlayabilir ve askeri güçler kullanılmadan da bir savaş yapılabilir" dedi.
Çin, bu ayın başlarında Tayvan hava savunma teşhis bölgesine (ADIZ) rekor sayıda uçak göndererek sözde "yeniden birleşme"nin kaçınılmazlığından bahseden resmi açıklamalarda bulundu.
Bakan Kishi, "Moskova'nın eylemleri de yasa dışıydı ancak siber saldırılar, Rusya'nın Kırım'da asker konuşlandırmasından ve 2014'te bölgenin kontrolünü fiziksel olarak ele geçirmesinden çok önce başladı" dedi. Nikkei gazetesi ise hibrit savaş yaklaşımlarının; dezenformasyon, ekonomik manipülasyon, vekillerin kullanımı, isyanlar, diplomatik baskı ve pek çok yöntemi içerdiğini belirtti.
Sempozyuma katılan panelistler, Tayvan, Japonya ve komşu ülkelerin birliğine ve Çin saldırganlığına karşı konulmasına yönelik ihtiyacı dile getirdiler.
RUS İŞGALİNDEKİ KIRIM’DA 7 YILDIR BASKI VE ZULÜM DEVAM EDİYOR
İşgalci Rus askerleri Kırım’a ilk olarak, 20 Şubat 2014 tarihinde girdi. Altı yıl önce bugün, sabahın erken saatlerinde plakaları sökülmüş askeri araçlar ve rütbe işaretleri taşımayan silahlı milisler Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirmeye başladı.
Rus propaganda medyalarında “Kırım Özsavunması” oldukları iddia edilen, kamuflaj giymelerinden hareketle “kibar yeşil adamlar” olarak da adlandırılan Rus askerleri ve onların yanında gezen işbirlikçi milisler, yarımadanın kontrolünü yasa dışı olarak ele geçirdi. Rus propaganda mekanizmasınca işgal, sözde “bağlanma” adı altında legalleştirilmeye çalışılsa da dünya kamuoyu bu adımı asla tanımadı.
16 Mart 2014 tarihinde kamuflajlı Rus askerlerinin silahlarının gölgesi altında göstermelik bir referandum düzenlendi. Sözde referandum daha yapılmazken Ukrayna, oy kullanımını yasa dışı ve Anayasaya aykırı olarak kabul etti. 15 Mart 2014 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, sözde referandumu “geçersiz” olarak ilan edilmesini öngören kararı inceledi. Ancak karar, Rusya tarafından bloke edildi. Venedik Komisyonu, Avrupa Birliği ve ABD, yasa dışı yapılan sözde referanduma karşı çıktı, Kırım Tatarları boykot etti.
İşgalciler, sözde referanduma katılım oranının yüzde 84,17 olduğunu ileri sürerken, seçmenlerin yüzde 96,57’sinin “Kırım’ın Rusya’ya bağlanması için” oy kullandığın, yüzde 2,66’sının ise yarımadanın Ukrayna’ya bağlı özerklik statüsü için oy verdiği iddia edildi. Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, kendi kaynaklarına atıfla, sözde referanduma gerçek katılım oranının yüzde 30-50 civarında olduğunu, Kırım Tatarlarının yüzde 99’unun oy kullanmadığını bildirmişti.
Ardından, 18 Mart 2014 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım sözde Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov, dönemin sözde Kırım Başbakanı Sergey Aksyonov ve sözde Sivastopol Belediye Başkanı Aleksey Çalıy, Kırım ve Sivastopol’ün iki ayrı birim olarak “Rusya’ya bağlanmasına” ilişkin anlaşma imzaladılar., Rus işgaliyle adeta “açık hava cezaevi”ne dönüşen Kırım yarımadası, bir yandan silahlandırma hamleleriyle dünyayı tehdit eden askeri bir üs haline getirildi. Diğer yandan da işgale direnen Kırımlılar baskı mekanizmasının sürekli hedefi haline geldi. Yarımadada 2014’ten beri Rus işgalini onaylamadıklarını ifade eden ve tutumlarıyla belirten Kırım Tatarları başta olmak üzere Ukrayna’ya bağlı kalmak isteyenler, kaçırılmalarla, düzmece davalarla, keyfi baskın ve sorgularla korkutulmaya çalışılıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çin'in Tayvan politikası, Rusya'nın Kırım'ı işgaline benziyor: Japonya savunma bakanı saldırılara karşı uyardı
Çin'in Tayvan politikası, Rusya'nın Kırım'ı işgaline benziyor: Japonya savunma bakanı saldırılara karşı uyardı
Japon Savunma Bakanı, Moskova'nın 2014 yılında Kırım'ı fiziksel olarak işgal etmesinden çok daha öncesinde siber saldırılara başladığını belirterek, Çin'in de benzer bir şekilde Tayvan'ı ele geçirmeye çalışabileceğini söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli düşünce kuruluşu CSIS ve Japon gazetesi Nikkei iş birliği ile düzenlenen ortak sempozyumda konuşan Japonya Savunma Bakanı Nobuo Kishi, Tayvan'a yönelik olası bir Çin saldırısına atıfta bulundu. Japon Bakan Kishi, Çin'in uyguladığı "gri bölge" taktiklerinin Rusya'nın Kırım'ı ele geçirmek için kullandığı dolaylı stratejiye benzediğini vurguladı. Kishi, "Kimse farkına varmadan bir istila başlayabilir ve askeri güçler kullanılmadan da bir savaş yapılabilir" dedi.
Çin, bu ayın başlarında Tayvan hava savunma teşhis bölgesine (ADIZ) rekor sayıda uçak göndererek sözde "yeniden birleşme"nin kaçınılmazlığından bahseden resmi açıklamalarda bulundu.
Bakan Kishi, "Moskova'nın eylemleri de yasa dışıydı ancak siber saldırılar, Rusya'nın Kırım'da asker konuşlandırmasından ve 2014'te bölgenin kontrolünü fiziksel olarak ele geçirmesinden çok önce başladı" dedi. Nikkei gazetesi ise hibrit savaş yaklaşımlarının; dezenformasyon, ekonomik manipülasyon, vekillerin kullanımı, isyanlar, diplomatik baskı ve pek çok yöntemi içerdiğini belirtti.
Sempozyuma katılan panelistler, Tayvan, Japonya ve komşu ülkelerin birliğine ve Çin saldırganlığına karşı konulmasına yönelik ihtiyacı dile getirdiler.
RUS İŞGALİNDEKİ KIRIM’DA 7 YILDIR BASKI VE ZULÜM DEVAM EDİYORİşgalci Rus askerleri Kırım’a ilk olarak, 20 Şubat 2014 tarihinde girdi. Altı yıl önce bugün, sabahın erken saatlerinde plakaları sökülmüş askeri araçlar ve rütbe işaretleri taşımayan silahlı milisler Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirmeye başladı.
Rus propaganda medyalarında “Kırım Özsavunması” oldukları iddia edilen, kamuflaj giymelerinden hareketle “kibar yeşil adamlar” olarak da adlandırılan Rus askerleri ve onların yanında gezen işbirlikçi milisler, yarımadanın kontrolünü yasa dışı olarak ele geçirdi. Rus propaganda mekanizmasınca işgal, sözde “bağlanma” adı altında legalleştirilmeye çalışılsa da dünya kamuoyu bu adımı asla tanımadı.
16 Mart 2014 tarihinde kamuflajlı Rus askerlerinin silahlarının gölgesi altında göstermelik bir referandum düzenlendi. Sözde referandum daha yapılmazken Ukrayna, oy kullanımını yasa dışı ve Anayasaya aykırı olarak kabul etti. 15 Mart 2014 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, sözde referandumu “geçersiz” olarak ilan edilmesini öngören kararı inceledi. Ancak karar, Rusya tarafından bloke edildi. Venedik Komisyonu, Avrupa Birliği ve ABD, yasa dışı yapılan sözde referanduma karşı çıktı, Kırım Tatarları boykot etti.
İşgalciler, sözde referanduma katılım oranının yüzde 84,17 olduğunu ileri sürerken, seçmenlerin yüzde 96,57’sinin “Kırım’ın Rusya’ya bağlanması için” oy kullandığın, yüzde 2,66’sının ise yarımadanın Ukrayna’ya bağlı özerklik statüsü için oy verdiği iddia edildi. Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, kendi kaynaklarına atıfla, sözde referanduma gerçek katılım oranının yüzde 30-50 civarında olduğunu, Kırım Tatarlarının yüzde 99’unun oy kullanmadığını bildirmişti.
Ardından, 18 Mart 2014 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım sözde Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov, dönemin sözde Kırım Başbakanı Sergey Aksyonov ve sözde Sivastopol Belediye Başkanı Aleksey Çalıy, Kırım ve Sivastopol’ün iki ayrı birim olarak “Rusya’ya bağlanmasına” ilişkin anlaşma imzaladılar., Rus işgaliyle adeta “açık hava cezaevi”ne dönüşen Kırım yarımadası, bir yandan silahlandırma hamleleriyle dünyayı tehdit eden askeri bir üs haline getirildi. Diğer yandan da işgale direnen Kırımlılar baskı mekanizmasının sürekli hedefi haline geldi. Yarımadada 2014’ten beri Rus işgalini onaylamadıklarını ifade eden ve tutumlarıyla belirten Kırım Tatarları başta olmak üzere Ukrayna’ya bağlı kalmak isteyenler, kaçırılmalarla, düzmece davalarla, keyfi baskın ve sorgularla korkutulmaya çalışılıyor.
Son Haberler