SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ahtem Çiygöz

QHA - Kırım Haber Ajansı - Ahtem Çiygöz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ahtem Çiygöz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Rusya'nın Kırım stratejisi: Propaganda ve sistematik baskıyla etnik kimliği yok etme girişimi Haber

Rusya'nın Kırım stratejisi: Propaganda ve sistematik baskıyla etnik kimliği yok etme girişimi

Rusya'nın Kırım'ı işgali sonrası Kırım Tatarlarının statüsü ve izledikleri politikalar üzerine akademik çalışmalar yapan Genç Tatar İnisiyatifi Başkanı Kâmil Can, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği özel röportajda, Kırım’ın 2014 yılındaki işgalinden sonra Kırım Tatarlarının durumu ve Rusya’nın başvurduğu propaganda taktikleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Can; Rusya’nın Kırım Tatarlarına siyaset, ekonomi, medya ve kültür alanlarında yaşattığı baskılara değindi. “KIRIM’IN RUSYA TARAFINDAN İŞGALİ, BİR GECEDE ALINMIŞ ASKERÎ BİR KARAR DEĞİLDİR” Kırım’ın Rusya tarafından işgaline giden süreci değerlendiren Kâmil Can, “Kırım’ın 2014’te Rusya tarafından işgali, bir gecede alınmış askerî bir karar değildir; uzun süredir hazırlığı yapılan, psikolojik, toplumsal boyutları olan bir sürecin bir sonucudur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya, Kırım’ı tarihsel kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak görmeyi sürdürdü ve bölgedeki Rus nüfusu üzerinden de ‘koruma’ söylemini stratejik bir araç hâline getirdi. Bu sürecin kırılma noktası ise, 2013 yılının Aralık ayında başlayan Euromaydan olaylarıdır.” şeklinde konuştu. Bu süre içerisinde Rusya’nın Ukrayna’daki yönetim boşluğunu da kendi lehine çevirmeyi hedeflediğini ifade eden Can, Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunun o dönemde Viktor Yanukoviç’i desteklediğini ve gerekirse bağımsızlık ilan edeceklerine dair açıklamalar yaptığını belirterek, 2014 başında Rus yanlısı siyasetçilerin ‘öz savunma güçleri’ adı altında paramiliter yapılar oluşturduğunu ve bu yapıların Rus askerî varlığının sivil uzantısı hâline geldiğini hatırlattı. “20 Şubat 2014 tarihinde Kırım Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov’un Moskova ziyareti ve Yanukoviç’in de ülkeyi terk etmesi sonrasında Rusya, Ukrayna’da kurulan geçici hükûmeti gayrimeşru ilan etti ve müdahale sürecini başlattı. 22-24 Şubat 2014 tarihlerinde ise kimliksiz Rus askerleri olan ve Yeşil Adamlar olarak da bilinen birlikler, Kırım’ın stratejik noktalarını ele geçirdiler ve 27 Şubat 2014 tarihinde de Kırım Parlamentosunu işgal ederek bu işgal sürecini askerî boyutta tamamladılar.” ifadelerine yer veren Can, Kırım’ın işgalini, 2013 yılının aralık ayında Viktor Yanukoviç’in bir anlaşma imzalamak istememesi sebebiyle Ukrayna halkının sokağa inmesi, ardından Rusya’nın bu olaylara bir müdahale gerçekleştirmesi şeklinde yorumlamanın doğru olmayacağını vurguladı. Bu sürecin 1783’ten itibaren devam eden Ruslaştırma politikasının bir sonucu olarak adlandırılabileceğini söyledi. “SİLAHLARLA YAPILAN BİR REFERANDUM ÖZGÜR İRADEYİ NE KADAR İFADE EDEBİLİR?” Can, Rusya’nın Kırım’ı işgalinde başvurduğu propaganda yöntemleri hususunda Moskova’nın, işgali hukuki bir boyuta sokma amacıyla öne sürdüğü birkaç temel söyleminin başında Euromaydan olayları geldiğini ifade ederek Rusya’nın bu olayları Batı destekli bir darbe olarak nitelendirdiğini ve işgali, Kırım’da yaşayan halkın referandum yoluyla kendi iradesiyle Rusya’ya katılımı şeklinde lanse ettiğini aktardı. “16 Mart 2014 tarihinde düzenlenen referandum ise silahlı birliklerin gölgesinde ve uluslararası veya ulusal denetimin olmadığı bir ortamda yapıldı. Silahlar altında yapılan bir referandum, özgür iradeyi ne kadar ifade edebilir? Rusya’nın kendi kaderini tayin hakkı ilkesi ve insani müdahale argümanları uluslararası hukuka uymamaktadır. Uluslararası hukuk nezdinde bu durum, fiilî (de facto) bir işgalin ideolojik bir kılıfı olarak değerlendirilebilir.” açıklamasını yapan Can, Kırım’ın her zaman Rusya’ya ait olduğu iddiasına karşılık ise Kırım’da Türklerin varlığının milattan önce 3. yüzyıla kadar uzandığını; İskitler, Hazarlar ve Altın Orda Devleti’nin Kırım’da görüldüğünü fakat Ruslara rastlanılmadığının altını çizdi. 1783’ten önce 1441’de Kırım Hanlığı kurulduktan sonra 1441’den 1783’e kadar Kırım Hanlığı ile birlikte Selçuklu ve Osmanlı Devleti’nin de varlığının Kırım’da görüldüğünü dile getirerek, “Biz Kırım Tatarlarının birinci işgal dediği işgal, 1783 yılında gerçekleşti, 1917’de ise biz Kırım Halk Cumhuriyeti’yle ilk demokratik Türk müslüman devletini kurduk. 1944 yılında ise zaten sürgüne uğradık. Ruslar en fazla 400 yıl hüküm sürdükleri toprakları ebedi topraklarıymış gibi gösteriyor fakat biz Türkler olarak hep oradaydık.” ifadelerini kullandı. “ERVİN İBRAGİMOV NEREDE?” Kırım Tatarlarının 2014 yılındaki işgalden sonra yaşadığı siyasi baskıları değerlendiren Can, Rusya’nın Kırım’ın etnokültürel dokusunu dönüştürme stratejisine yönelik planının 1783’e kadar uzandığını ifade etti. İşgalden sonra Kırım Tatar Milli Meclisinin kapatıldığını, üyeleri hakkında davalar açıldığını ve bu üyelere karşı aşırılıkçı faaliyet suçlamalarının yöneltildiğine değindi. Rusya’nın Kırım Tatarlarının siyasi temsiliyetini fiilen ortadan kaldırmaya çalıştığına ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Refat Çubarov, Ahtem Çiygöz, Nariman Celal, İlmi Ümerov gibi isimlerin şu an serbest olsalar bile önceden tutuklandıklarına ya da yarımadaya girişinin yasaklandığına dikkat çekerek, “Dünya Kırım Tatar Kongresi Üyesi Ervin ise hâlâ kayıp. Ervin İbragimov nerede? Biz Ervin’in ne cenazesini gördük ne de sesini duyduk.” şeklinde konuştu. Can, Kırım Tatarlarının karşılaştığı ekonomik baskılar hakkında ise Rusya’nın Kırım Tatarlarına ait olan işletmelerin önüne bürokratik engeller koyduğunu, kamu çalışanlarını ise Rus vatandaşlığı almamaları hâlinde işten çıkardığını dile getirerek Rusya’nın aynı zamanda tazminat ödemeyerek insanların topraklarını ve mülklerini gasp edip bu kamulaştırmayı bir sindirme aracı olarak kullandığını beyan etti. Medya alanında ise Rusya’nın Kırım Tatarlarının bağımsız yayın organlarını kapatıp gazetecilere ise fiziksel şiddet uygulayarak Kırım Tatarlarının dilini, kültürünü ve hafızasını hedef aldığının altını çizerek 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü ve 26 Haziran Kırım Tatar Milli Bayrak Günü etkinliklerinin de yasaklandığını belirten Can, “Kırım Tatarca konuşan bir çocuk, akranları tarafından darbedildi. Bir kadın kuaföründe ise bir kadın, Kırım Tatarca konuştuğu için kendisine ‘doğru dili’ yani Rusçayı konuşması yönünde baskı uygulandı yani ‘Rusça konuşmuyorsan yoksun,’ denildi.” değerlendirmesini yaptı.

Kırımoğlu ve KTMM heyeti, Kıyiv'de Atlantik Konseyi yetkilileriyle Kırım'ın geleceğini ele aldı Haber

Kırımoğlu ve KTMM heyeti, Kıyiv'de Atlantik Konseyi yetkilileriyle Kırım'ın geleceğini ele aldı

Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Eş Başkanı ve KTMM Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de Atlantik Konseyinden üst düzey yetkilileriyle bir araya geldi. Görüşmede, işgal altındaki Kırım'ın geleceği ve Kırım Tatar halkının karşı karşıya olduğu tehditler ele alındı. KTMM basın servisinden yapılan açıklamada, Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, KTMM Başkanı Refat Çubarov, KTMM Başkan Yardımcısı ve Ukrayna Milletvekili Ahtem Çiygöz ile Kırım Millî Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov’un Atlantik Konseyi üst düzey yetkilileri; ABD'nin 2003-2006 yıllarında Kıyiv Büyükelçisi olarak görev yapan John Herbs ve 2006'dan 2009'a kadar ABD'nin Kıyiv Büyükelçisi olan William Taylor ile bir araya geldiği bildirildi. KIRIM'IN GELECEĞİ ELE ALINDI Uzun ve kapsamlı geçen görüşmede, ABD ile Ukrayna arasındaki Ukrayna-Rusya Savaşı'na ilişkin mevcut diyalog değerlendirildi. Toplantının ana gündem maddesi, işgal altındaki Kırım'ın geleceği ve yerli Kırım Tatar halkının karşı karşıya olduğu tehditler oldu. Görüşmede, Amerikalı siyasetçilere ve kamuoyuna Kırım'daki durumun hassasiyetini ve Kırım Tatar halkının maruz kaldığı baskıları anlatmaya yönelik ortak eylem planları üzerinde duruldu.

Ukrayna Milletvekili Çiygöz: Türkiye'nin yardımı bizim için mühimdir Haber

Ukrayna Milletvekili Çiygöz: Türkiye'nin yardımı bizim için mühimdir

Mustafa KOÇYEGİT QHA Ankara Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Eş Başkanı ve KTMM Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz, yarın TBMM'de gerçekleşecek görüşmenin konu başlıklarını Kırım Haber Ajansına (QHA) açıkladı. Ukrayna Milletvekili Ahtem Çiygöz ayrıca, 16 Mayıs 2025 ve 2 Haziran 2025 tarihlerinde İstanbul'da Ukrayna ile Rusya arasında gerçekleşen ateşkes görüşmelerini değerlendirdi. ÇİYGÖZ: TÜRKİYE'NİN ÇOK BÜYÜK BİR ROLÜ OLABİLİR Ukrayna heyeti olarak TBMM Türkiye-Ukrayna Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Yıldırım Tuğrul Türkeş'in daveti üzerine Türkiye'ye geldiklerini belirten Ahtem Çiygöz, "Bizim açımızdan, Türkiye'deki dostlarımızla sık sık bir araya gelerek Ukrayna'daki vaziyeti görüşmek ve konuşmak çok mühimdir." dedi. Görüşmenin ana gündeminin gelecekte hayata geçirilebilecek olası iş birliklerinin olacağını belirten Çiygöz, "Ukrayna devleti ve Kırım Tatar halkı olarak önümüzde ciddi meseleler var. Özellikle, Kırım Tatarlarının sesinin dünyada yankılanması açısıdan Türkiye'nin çok büyük bir rolü olabilir." şeklinde konuştu. "KIRIM VE İŞGAL EDİLEN DİĞER TOPRAKLARIMIZ İŞGALCİLERDEN BOŞALTILSIN" Ukrayna ile Rusya arasında İstanbul'da Türkiye'nin ev sahipliğinde mayıs ve haziran aylarından gerçekleşen ateşkes görüşmelerini değerlendiren Ahtem Çiygöz, "Öncelikli olarak bu görüşmelerin Türkiye'de yapılması bizim açımızdan çok doğrudur." ifadelerini kullandı. Görüşmelerin neticesinin Ukrayna'ya bağlı olmadığının altını çizen Milletvekili, "Bizim taleplerimiz açıktır: Uluslararası olarak tanınan sınırlarımız sağlansın. Kırım ve işgal edilen diğer topraklarımız işgalcilerden boşaltılsın." diye konuştu. "ÜLTİMATOMLARLA GELİP BİZİMLE KONUŞMANIN BİR NETİCESİ OLMAZ" Rus tarafının isteklerine de değinen Çiygöz, "Ültimatomlarla gelip bizimle konuşmanın bir neticesi olmaz. Bunu Rusya da çok iyi biliyor. O yüzden benim değerlendirmem, Rusya savaşı bitirmek istemiyor. Eğer Putin'in rejimi bugün savaşı noktalasa rejim de yok olup gidecek. Putin ve etrafındaki askerler bunu çok iyi anlıyor. Putin, rejimin devam etmesi için savaşa devam edecek." değerlendirmesinde bulundu. "SAVAŞ DEVAM EDECEK" Türkiye'de gerçekleşen görüşmelerde Ukrayna heyetine Savunma Bakanı Rüstem Umerov'un başkanlık etmesinin oldukça önemli olduğunu kaydeden Ahtem Çiygöz, bu durumun Rus tarafına Kırım'dan vazgeçilmediğine dair net bir mesaj olduğunu belirtti. Çiygöz, İstanbul görüşmelerine ilişkin son olarak şu değerlendirmede bulundu: Savaş devam edecek. Onun için Türkiye'nin yardımı bizim için mühimdir. "TEK ÇÖZÜM TOPRAKLARIMIZIN İŞGALCİLERDEN BOŞALTILMASIDIR" QHA'nın sorusu üzerine Kırım Tatarlarının neden esir takasında yer almadığını aktaran Milletvekili, Putin'in Kırım Tatarlarını düşmanları içerisindeki en keskin düşman olarak gördüğünü vurguladı. Öte yandan siyasi tutsakların birisinin özgürlüğe kavuşması durumunda Rusya'nın uydurma bir suçlamayla başka bir masumu alıkoyduğunu belirten Çiygöz, "Onun için bunun sonu yok. Tek çözüm topraklarımızın işgalcilerden boşaltılmasıdır" ifadelerini kullandı.

Kırım Tatar millî özerkliğinin kurulması tarihi adaletin yeniden sağlanmasıdır Haber

Kırım Tatar millî özerkliğinin kurulması tarihi adaletin yeniden sağlanmasıdır

Mıkola Şevçuk - Anife Bilal / QHA Ankara Uluslararası Dünya Yerli Halklar Günü, Birleşmiş Milletler (BM) teşkilâtının kararı üzerine, 1995 yılından bu yana her 9 Ağustos tarihinde kutlanıyor. BM'nin yerli halkların haklarını korumaya yönelik komisyonu ise ilk kez 9 Ağustos 1982 tarihinde bir araya gelerek çalışmalarına başladı. UNESCO verilerine göre, bugün dünyada 7 binden fazla etnik dilde konuşan ve kültürel geleneklerine bağlı kalan yaklaşık 300 milyon yerli halk topluluğu ikamet ediyor. Günümüzde, Rus işgali altındaki anavatanları Kırım Yarımadası'nda yaşayan, işgalcilerin sistematik baskı politikalarının hedefi olan Kırım Tatarları da bahsi geçen yerli halklardan birisi. UKRAYNA’NIN YERLİ HALKLARI YASASI Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, 21 Temmuz 2021 tarihinde “Ukrayna’nın Yerli Halklarına Dair” başlıklı yasayı imzaladı. Kırım Tatarları, Karaylar ve Kırımçakları Ukrayna’nın yerli halkları olarak tanıyan yasanın hükümlerine göre, Ukrayna’nın yerli halkları ve temsilcileri, BM Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, BM Yerli Halkların Hakları Bildirgesi ve Ukrayna Parlamentosu tarafından tanınan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde tanımlanan; ayrıca Ukrayna Anayasası ve yasalarıyla öngörülen tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden kolektif ve bireysel olarak tam yararlanma hakkına sahip. Söz konusu yasa aynı zamanda, yerli halklarının enstitüleri gibi kurumların ve yerli halkların dil, din, örf ve adetlerini korumak adına başlatılan projelerin devlet tarafından desteklenmesi ve finanse edilmesini öngörüyor. Artık Kırım’ın yerli halklarının kendi kaderini tayin etme hakkının sağlanması için Ukrayna Anayasası'nın 10. maddesinde değişikliklerin yapılması bekleniyor. Birçok siyasetçi ve aktivist için Kırım'ın statüsünü Özerk Cumhuriyet olarak belirleyen Anayasa'nın 10. maddesi tartışmalı hükümdür. "Özerk Cumhuriyet" statüsünün korunup korunmayacağı, Kırım’a “milli özerklik” statüsünün verilip verilmeyeceği konusunda birçok tartışma yapılıyor.  Kırım Tatarları, Yarımada’nın Ukrayna’ya bağlı bir millî-bölgesel özerklik statüsünün verilmesi için mücadele ediyor.  Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı ve Ukrayna Milletvekili Ahtem Çiygöz ile Kırım Tatar millî hareketini araştıran Ukraynalı tarihçi Martin Oleksandr Kıslıy, Kırım’ın mevcut statüsünün neden değiştirilmesi gerektiğini ve Anayasa üzerinde yapılacak değişikliklerin gerçekleştirilme olasılığı hakkında değerlendirmelerde bulundu. “1991’DE ORTAYA ÇIKAN ÖZERKLİK BİR TÜR FRANKENSTEİN’DİR” Kırım Tatar millî hareketini araştıran tarihçi Martin Oleksandr Kıslıy, 1991'de onaylanan ve Anayasa'da yer alan özerkliğin daha ziyade Sovyet mirası bir oluşum olduğunu belirterek, “1991’de ortaya çıkan özerklik bir tür Frankenstein'dır. O dönemde hâlâ komünist olan yerel elitler iktidarı gerek Kıyiv'le gerekse geri dönen Kırım Tatarlarıyla paylaşmak istemediği için bu durum ortaya çıktı. Dolayısıyla doğası gereği bu özerklik post-Sovyet ve post-komünisttir. Elbette bu özerklik uzun yıllar boyunca, 2014 yılına kadar, doğası gereği, Rusya'nın Kırım'a nüfuz etmesi ve Kırım'daki politikasının uygulanması için bir araçtı. Bu politikadan Rusya yanlısı güçler yararlandı." ifadelerini kullandı. “YERLİ HALKLAR YASASININ KABUL EDİLMESİ BÜYÜK BİR BAŞARI” 2021 yılında Ukrayna Parlamentosu, ilgili yasayı kabul ederek Kırım Tatarlarını, Karayları ve Kırımçakları yerli halklar olarak tanıdı. Tarihçiye göre uzun zamandır beklenen yasa 90'larda veya en azından 2014'te kabul edilmeliydi. Yasanın nihayet kabul edilmesinin büyük bir başarı olduğuna dikkat çeken Kıslıy, “Ancak bunun bir çerçeve yasa olduğunu hatırlamakta fayda var. Yasanın kabul edilmesi, aslında yerli halkların kendi haklarının sağlanması için yasal bir temel oluşturan diğer yasal düzenlemelerin kabul edilmesini gerektiriyor. Şu an için çerçeve yasasının kabul edilmesi dışında daha fazla ilerleme kaydedilmedi. Bunu, Kırım Tatar halkının temsil organı olarak KTMM'nin tescili konusu örneğinde de görebiliyoruz. Bu tescil bilinmeyen bir nedenden dolayı geciktiriliyor. Başta Ukrayna Etnopolitik Dairesi başta olmak üzere bu sürece dahil olan tüm sorumlu kurum ve makamlar, sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını garanti ediyor. Yasa 2021 yılında kabul edildi ancak KTMM’nin hala temsil organı olarak tescil edilmemesi saçmalıktır.” dedi. “KIRIM STATÜSÜNÜN KESİN OLARAK BELİRLENMESİ GEREKİYOR” KTMM, Ukrayna Anayasası’nda belirlenen Kırım’ın özel statüsünün, Kırım Tatar halkının Ukrayna'nın yerli halkı olarak kendi kaderini tayin etme hakkına dayanması gerektiğini savunuyor. Bu nedenle, Kırım'ın mevcut özerklik statüsünün, Ukrayna‘ya bağlı millî-bölgesel özerklik şeklinde yeniden biçimlendirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. KTMM Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz, “Sıkıyönetim sırasında Ukrayna Anayasasında herhangi bir değişiklik yapılmaz. Ancak adım adım ilerlemek gerekiyor. Özellikle Yerli Halklar Yasası'nın kabul edilmesiyle Ukrayna yetkilileriyle iş birliği yeni bir seviyeye ulaştı. ‘Kırım Tatar Halkının Statüsüne Dair’ başlıklı yasa tasarısı üzerinde çalışmalar sürüyor. Bu yasa kabul edildikten sonra Anayasa'da yapılacak değişikliklerin kabul edilmesi için engel kalmayacak.” dedi. Yerli Halklar Yasası'nın kabul edilmesinin Ukrayna’yı olumlu etkilediğini belirten Çiygöz, özellikle uluslararası kuruluşların açıklamalarında, yerli halk olan Kırım Tatarları sadece siyasi olarak değil pratik düzeyde de algılanmaya başladığını vurguladı. KTMM Başkan Yardımcısı, “‘Kırım Tatar halkının Statüsüne Dair’ başlıklı yasasının kabul edilmesi toplumda her zaman manipülatif olan bir dizi sorunu çözme fırsatı verecektir. Ve özerklik statüsündeki değişiklikleri kabul ettiğimizde Ukrayna devleti ve halkı, uluslararası kurumlar ile bu konuda ortak hareket içinde olacaklardır. Çünkü Kırım’ı işgalden kurtarabiliriz ama Kırım’ın statüsünü nihai olarak belirlemezsek devletin toprak bütünlüğüne ilişkin olası spekülasyonlara hâlâ açık kapı bırakmış olacağız.” şeklinde konuştu. KIRIM’DA KIRIM TATAR ÖZERKLİĞİN KURULMASI, TARİHİ ADALETİN SAĞLANMASIDIR Kırım'da Kırım Tatar millî özerkliğin kurulmasının tarihi adaletin yeniden sağlanması anlamına geleceğini vurgulayan tarihçi Martin Oleksandr Kıslıy, “Tarih açısından bakıldığında, millî-bölgesel özerkliğe ilişkin değişikliklerin yapılması, tarihi adaletin yeniden sağlanması anlamına gelecek ve soykırıma uğrayan halka kendi kaderini tayin hakkını kullanma fırsatı verecektir.” diye konuştu. Bununla birlikte tarihçi, Kırım’ın millî-bölgesel özerklik statüsüne ilişkin Anayasa'da değişikliklerin yapılmasının Ukrayna toprak bütünlüğünü korumaya yardımcı olacağını ve Rusya'nın Kırım'ı işgaline ilişkin senaryonun gelecekte tekrarlanmasını önleyeceğini belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.