SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Antalya Diplomasi Forumu

QHA - Kırım Haber Ajansı - Antalya Diplomasi Forumu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Antalya Diplomasi Forumu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır Haber

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır

Antalya, dünya ülkelerinden liderlerin, siyasilerin, diplomatların, uzmanların ve gazetecilerin bir araya geldiği foruma dördüncü kez ev sahipliği yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının himayesinde Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF 2025), bu yıl "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" ana temasıyla dünya kamuoyunda öne çıkan meseleleri, dış politika cephesindeki acil çözüm bekleyen konuları tartışma ve çözüm üretme imkânı sağladı. Belek'teki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 140'ı aşkın ülkeden davetlinin yer aldığı foruma, Ukrayna her yıl olduğu gibi üst düzey katılım sağladı. Forum sonrasında Ankara’da 15 Nisan 2025 tarihinde Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen “Fighting For Peace vs Negotiating For War” (Barış İçin Mücadele Etmek ve Savaş İçin Müzakere Etmek) konulu konferansa katılan Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, Ukrayna’nın ADF2025 temasları hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) konuştu. ÇERNIŞEV: UKRAYNA KARARLI Çernışev, ADF’nin bu yıl da oldukça yoğun geçtiğini belirtti ve “Dışişleri Bakanımız foruma hem katılımcı olarak hem de panelde konuşmacı olarak davet edildi. Avrupa güvenliği konusunda bir panel düzenlendi. Bu panelde, Avrupa'daki güvenlik mimarisinin günümüzde karşı karşıya olduğu çağrılar ve geleceğe ilişkin öngörüler üzerine bir konuşma yapıldı. Sayın Bakanımız da burada Ukrayna’nın pozisyonunu ifade etti. Birçok yerde tekrarladığımız gibi Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır. Bu konuda kararlı ve bu yöndeki adımlarımızı atmaya devam etmekteyiz.” dedi. “FORUM GELECEĞE YÖNELİK BAKIŞIMIZI ELE ALMAKLA GEÇTİ” Forum kapsamında 20’nin üzerinde ikili görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Çernışev, bu temasların Afrika, Asya, Avrupa ülkeleri ve çeşitli uluslararası örgütlerle yapıldığını ifade etti. Çernışev, “Yine forum çerçevesinde 20'nin üzerinde ikili görüşmelerimiz oldu. Bunlar Afrika, Asya, Avrupa ülkeleri ve uluslararası örgütlerin temsilcileri ile gerçekleşti. Devletlerle olan görüşmeler genellikle ikili ilişkiler gündeminde gerçekleşti. Yani meslektaşları, Dışişleri Bakanları ile değerlendirmenin yanı sıra Ukrayna'nın pozisyonunu yine teyit ediyor. Aynı zamanda forum geleceğe yönelik bakışımızı ele almakla geçti.” ifadelerini kullandı. “AFRİKA ÜLKELERİ İLE İKİLİ GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİ” ADF’nin artık gelenekselleştiğine dikkat çeken Çernışev, forumun küresel güney ülkeleriyle temas kurmak için önemli bir platform sunduğunu belirtti.  “Örneğin iş birliğimizin devam ettiği ve Ukrayna'dan tahıl sevk eden Somali ile ikili diplomatik ilişkiler tesis ettik. Yine Saint Kitts ve Nevis ülkesinin temsilcileri ile bir araya geldik. İkili gündemimizi değerlendirdik. Her bir görüşme oldukça verimli geçti. Özellikle de uluslararası süreçler, mekanizmalar bağlamında, uluslararası kuruluşlarla da oldukça faydalı konular ele aldık diyebiliriz.” dedi. “TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ YETKİLİLERİYLE BULUŞTUK” Aynı zamanda Çernışev, Türkiye ile olan ilişkilerin de ele alındığını belirterek, “Dışişleri Bakanımız ADF’nin ev sahibi Türkiye Cumhuriyeti'nin de önemli yetkilileriyle bir araya gelip ikili ilişkilerimizin gündemini pekiştirdi. Bu açıdan bizim için yine oldukça faydalı bir ziyaret ve forum oldu.” şeklinde konuştu.

KTMM Başkanı Refat Çubarov: Kırım'ın geleceği, Kırım Tatar halkının geleceğiyle ilgilidir Haber

KTMM Başkanı Refat Çubarov: Kırım'ın geleceği, Kırım Tatar halkının geleceğiyle ilgilidir

Antalya, dünya ülkelerinden liderlerin, siyasilerin, diplomatların, uzmanların ve gazetecilerin bir araya geldiği foruma dördüncü kez ev sahipliği yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının himayesinde Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF2025), bu yıl "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" ana temasıyla dünya kamuoyunda öne çıkan meseleleri, dış politika cephesindeki acil çözüm bekleyen konuları tartışma ve çözüm üretme imkanı sağladı. Belek'teki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 140'ı aşkın ülkeden davetlinin yer aldığı foruma, Ukrayna her yıl olduğu gibi üst düzey katılım sağladı.  Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov; foruma iştirak ederek konuşmaları dinledi, pek çok önemli temasta bulundu. Kırım Haber Ajansı (QHA), 4. Antalya Diplomasi Forumu marjında çeşitli üst düzey temaslar gerçekleştiren Çubarov ile özel bir röportaj gerçekleştirdi. Başkan Refat Çubarov; Antalya’da gerçekleştirilen resmî temaslarını, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın Kırım hakkındaki söylemlerini ve Rus işgali altındaki Kırım için yapılması gerekenleri değerlendirdi. “UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN ROLÜ ÖNEMLİ” Katılım sağladığı ADF’yi değerlendiren Çubarov, kendileri için buradaki en önemli gelişmelerden birisinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması olduğunu vurguladı. Türkiye’nin Ukrayna-Rusya Savaşı’ndaki rolüne dikkat çeken Çubarov şu ifadeleri kullandı: “Antalya Diplomasi Forumu'nda bizim için en önemli şey, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasıydı. Ukrayna-Rusya Savaşı konusunda Türkiye’nin rolü önemli çünkü, son dönemde dünyanın birçok sorununa Türkiye’nin rolüyle cevap verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında Ukrayna'daki topyekûn savaşın adil ve kalıcı bir barışla son bulması gerektiğini, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne desteğin devam ettiğini, Türkiye olarak kimsenin topraklarında gözleri olmadığını söyledi. Bunlar mühim açıklamalardı.” “KIRIM'IN GELECEĞİ, KIRIM TATAR HALKININ GELECEĞİYLE İLGİLİDİR” Aynı zamanda, Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) beklentilerinin NATO ile ilişkilerinin de önemli bir husus olduğunu vurgulayan KTMM Başkanı, “Bizim coğrafyamızda Türkiye’nin rolü giderek artıyor. Türkiye ne kadar güçlenirse o kadar bu sorunların çözümüne katkı sağlayacak. Forum kapsamında gerçekleşen panelde, Ukrayna konusunda Dışişleri Bakanımız Andriy Sıbiha çok önemli mesajlar verdi. Bizler de Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve KTMM üyeleri olarak o panelde hazır bulunduk. Kırım'ın geleceğinin, muhakkak Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve Kırım Tatar halkıyla ilgili olduğunu çok güzel ifade etti.” şeklinde konuştu. Forumun ikinci gününde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile çok açık ve ayrıntılı görüşme imkanı yakaladıklarını belirten Çubarov, “Liderimiz Kırımoğlu, orada önemli konular anlattı. Ben, Ahtem Çiygöz ve Kınyajıtskıy konusma yaptık. Ukrayna-Rusya Savaşı ve Kırım'ın konu edildiği bütün görüşmelerde, Ukrayna devletinin ve Kırım Tatar halkının temsilcilerinin masanın etrafında mutlaka olması gerekir. Çünkü Kırım bizimdir, Kırım Tatar halkının ana vatanıdır, Ukrayna devletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu yüzden Kırım'ın geleceği, Kırım Tatar halkının geleceğiyle ilgilidir.” ifadeleriyle Kırım’ın Kırım Tatarlarına ait olduğunu vurguladı. “AZERBAYCAN'IN SAVAŞLA İLGİLİ MESELEDE, TUTUMUNU DAHA YÜKSEK PERDEDEN SESLENDİRMESİ ÖNEMLİYDİ” Öte yandan forum kapsamında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile kısa bir görüşme yaptıklarını aktaran Çubarov, Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile birlikte yakın bir zamanda Bakü'deki bir toplantıda yaptığı açıklamalar nedeniyle Aliyev'e teşekkür ettiklerini aktardı. Değerlendirmesinde, “Kendisinin Ukrayna'ya desteğini bildirmesi, Rusya'ya açıktan tepki göstermesi bizi sevindirdi. Azerbaycan'ın savaşla ilgili meselede, tutumunu daha yüksek perdeden seslendirmesi önemliydi. İlham Aliyev, bize bu cümleleri inanarak yürekten söylediğini ifade etti.” ifadelerine yer verdi. KIRIM’I RUS TOPRAĞI OLARAK KABUL ETMEK, KIRIM TATARLARININ ÖLDÜRÜLMESİNE İZİN VERMEK DEMEKTİR Çubarov, kendisine yöneltilen ABD Başkanı Donald Trump’ın Kırım’ı Rus toprağı olarak tanıması durumunda KTMM’nin nasıl bir politika izleyeceği sorusuna ise şu ifadelerle cevap verdi: “Biliyorsunuz bir atasözü var: Sarhoşun dilinde olan fikrinde de vardır. ABD Başkanı Trump'a yakın kişiler; Kırım ve Ukrayna’nın diğer işgal edilen topraklarının Rusya'ya ait olduğu konusundaki düşüncelerini resmi olarak ifade etmeseler de ihtimal, senaryo olarak bunları dillendiriyorlar. Bu kesinlikle doğru değildir. Bana göre; ABD'deki yeni iktidar, bir arayış içinde. Çünkü, savaşı 24 saatte bitireceklerini söylediler ama bunu beceremiyorlar. Şimdi buna çeşitli yollar arıyorlar. Bu meseleyi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'la da konuştuk. Biz bu senaryolara hiçbir vakit yol vermeyeceğiz. Ukrayna devleti de bunu müzakere bile etmeyecek. Ama hayatta her şey olabilir. Çünkü dünya çok büyük bir karışıklık içinde. O yüzden, bu sakıncalı fikirleri kimler seslendiriyorsa onlara ilk olarak, burada sorunun yalnızca bölge ve toprak meselesi olmadığını söylemek gerekir. O toprakta yaşayanlar var, oranın bir yerli halkı var. O toprakların sahibi Kırım Tatar halkıdır. Bu yüzden eğer birileri bizim topraklarımız, bizim hayatımız hakkında karar alacağını söylüyorsa; bilmelidir ki, bu hüküm Kırım Tatarlarının öldürülmesine izin vermek demektir.” KREMLİN, KIRIM’I ASKERİ ÜS HALİNE ÇEVİRİYOR Ayrıca, İşgalci Rusya’nın Kırım Yarımadası'ndaki faaliyetleriyle adayı askeri bir alete çevirdiğini aktaran Çubarov; Rusya’nın yeni saldırılara hazırlandığına dikkat çekti. Değerlendirmesinde, “Karadeniz, Akdeniz, Boğazlar, Romanya ve Bulgaristan'a yeni saldırılar için Kırım'ı kullanacaklar. Kremlin, Kırım'ı bu şekilde bir askeri üs haline çevirince; orada Rusları sevmeyen, Rusları kabul etmeyen kişilerin yok edilmesi gerektiğini düşünüyor. Kırım Ruslara teslim edilirse o zaman, Çariçe Katerina, Stalin döneminde olduğu gibi Putin rejimi de bizleri tamamen yok etmeye çalışacak.” ifadeleriyle dünya kamuoyunu bu tehlikeye karşı uyardı. Çubarov, forumda kendileriyle konuşan ve destek veren dünya ülkelerinden siyasetçilere, “Bu tarz sözlere hiçbir şekilde fırsat vermeyin. Eğer birisi bunu seslendirirse; o zaman onlara Kırım Tatarlarının geleceği ve güvenlik mekanizması ne olacak diye sorun” dediklerini aktardı. “KIRIM'DA ULUSLARARASI İZLEME HEYETLERİ OLMALI” Aynı zamanda Başkan Çubarov, 2014’ten beri Rus işgali altında olan Kırım’da uluslararası bir izleme heyeti olması gerektiğini ve bu heyette Türkiye’den de temsilcilerin bulunması gerektiğini vurguladı. Değerlendirmesinde, “Rus işgalinin devam ettiği Kırım'da uluslararası izleme heyetleri olmalıdır. Örneğin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Misyonu gibi. Böyle bir heyet kurulursa içinde mutlaka Türkiye Cumhuriyeti'nin de temsilcisi olmalı. Kırım Tatar Milli Meclisinin yasağı iptal edilsin. Bizlere vatanımıza girme izni verilsin. Güvenlik garantilerimiz olsun. Daha öncelikli olarak, Kırım'da alıkonulan 250'den fazla insanımız serbest bırakılsın” ifadelerine yer verdi. “VATANIMIZDAKİ İŞGALİ NE UKRAYNA NE DE KIRIM TATAR HALKI KABUL ETMEYECEK” Rus işgali devam ettiği sürece bu hipotezlerin gerçekleşmeyeceğine emin olduklarını aktaran Çubarov, “Vatanımızdaki işgali ne Ukrayna ne de Kırım Tatar halkı kabul etmeyecek. Hepimiz kargaşa dolu bir devirde yaşıyoruz ama panik olmak için çok fazla sebep yok. Sükûnetimizi korumalı ve dikkatli olmak zorundayız. Ne yapacaksak şimdi yapmalıyız. Yarına bırakmak onu yetiştirememek demektir. Dünya karmaşık olduğu kadar çok çabuk da değişiyor. Böyle dönemlerde sağlam durmak çok önemlidir” vurgusunu yaptı.

Bakan Fidan: Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın yeniden tesisi için yapıcı çabaların içinde yer almaya devam edeceğiz Haber

Bakan Fidan: Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın yeniden tesisi için yapıcı çabaların içinde yer almaya devam edeceğiz

Bu sene 11-13 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu bugün sona eriyor. 155 ülkeden devlet yetkilisi, diplomat, bilim insanı ve basın mensubunun yer aldığı forumun kapanışında düzenlenen basın toplantısını Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yaptı.  ADF 2025'TE 50 OTURUM DÜZENLENDİ Toplamda 6 kişinin katıldığı forumu değerlendiren Bakan Fidan, "Bu yılki buluşmamızda insanlığın ortak gelişimine dair umutlarımızı ve kaygılarımızı hep beraber dile getirdik. Bu geleceği birlikte inşa etmek için millî mekanizmalarını ele aldık. Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenme anlayışıyla diplomaside kutuplaşmayı değil, uzlaşıyla nasıl öne çıkarağımızı tartıştık. Diplomasinin sadece kriz anlarında başvurulan bir araç değil, aynı zamanda dönüştürücü bir akıl ve onarıcı bir irade olduğunu vurguladık." cümlelerini sarf ettiği konuşmasında üç gün boyunca toplamda 50 oturum düzenlediklerini bildirdi. Fidan, Karadeniz'den Ortadoğu'ya, Balkanlar'dan Afrika'ya kadar pek çok oturumda enerji, eğitim, yapay zeka, ekonomi, bölgesel ve küresel güvenlik alanında görüşmeler ve paneller yapıldığını kaydetti. Antalya Diplomasi Forumu'na ilişkin olarak değerlendirmelerde bulunan Bakan Fidan şunları dile getirdi: "Üç gün boyunca yalnızca bugünün değil, aynı zamanda geleceğin dünya düzenine dair sorulara cevap aradık. Dünya çok eksenli dönüşümlerden geçerken küresel diplomaside yeni bir akla yeni bir dile ve cesur adımlara ihtiyaç duymaktadır." "UKRAYNA'DA ADİL VE KALICI BARIŞIN YENİDEN TESİSİNE YÖNELİK ÇABALARA DEVAM DECEĞİZ" Bu kapsamda Fidan, Türkiye'nin Ukrayna'yı desteklediğini yinelediği konuşmasında, "Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın yeniden tesisine yönelik tüm yapıcı çabaların içinde yer almaya devam edeceğiz." dedi. Türkiye'nin coğrafî sınırların ötesinde dış politikada iş birliğini çeşitlendirdiğini, dostluk köprülerinin çoğaltıldığını vurgulayan Fidan, "Ortak payda ve karşılıklı saygı temelinde küresel etkileşimimizi derinleştiriyoruz. Bölgesel refah ve kalkınma projelerine imza atıyoruz. Kritik konularda güven inşa ederek tarafları birbirine yaklaştırmaya ve arabuluculuk rolü üstlenmeye devam ediyoruz." ifadelerine yer verdi. "TARAFLAR TÜRKİYE'DE BİR ARAYA GELMEK İSTERSE KAPIMIZ HER ZAMAN AÇIK" Bakan Fidan basından gelen "Gelecek günlerde barış masası Türkiye'de kurulur mu?" sorusuna şu yanıtı verdi: Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) barışa yönelik katkının her türlüsünü vermek konusunda çok ciddi bir iradeye sahip durumda. Hem Dışişleri Bakanlığı hem diğer ilgili kurumlarımızla beraber biz de bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 'Ukrayna ve Rusya arasındaki bu savaşı nasıl durdururuz, taraflarla müzakereleri daha kolay hâle nasıl getirebiliriz?' bunu konuşuyoruz. Bu sadece Türkiye'nin değil, dünyanın bir problemi. Dolayısıyla birçok aktör bu işin içerisinde. Ama Türkiye'nin ender rastlanan özellikleri var. Her iki iki tarafla yürütebildiği ilişki niteliğinden dolayı bunları barış amaçlı kullanmak istiyoruz. Rus ve ABD'li diplomatlar 10 Nisan'da bir araya geldiler. Daha önce iki defa daha bir araya gelmişlerdi. Amaçları kendi aralarındaki dondurulan bazı alanların yeniden açılması, bazı konsoloslukla ilgili faaliyetlerin yeniden başlatılmasına ilişkin görüşmeler yapıyorlar. Diğer taraftan kapsamlı barış görüşmelerine ilişkin somut ev sahipliği yapmak gibi çok fazla faaliyetin içerisinde yer alıyoruz. Taraflar tabii ki Türkiye'de bir araya gelmek isterlerse her zaman için kapımız açık olacak. Yeter ki barış olsun.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sıbiha: Ateşkesin sağlanması gerekiyor bu Rusya'dan talep edilmeli Haber

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sıbiha: Ateşkesin sağlanması gerekiyor bu Rusya'dan talep edilmeli

Esma KASAR/QHA Ankara Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sıbiha, "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" temasıyla gerçekleşen 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF-2025) çerçevesinde 11-12 Nisan 2025 tarihlerinde önemli görüşmelere imza attı ve Ukrayna'nın dış politika hassasiyetlerine dikkat çekti. Forum, çerçevesinde 20'nin üzerinde görüşme yaptığını belirten Bakan Sıbiha, Kırım Haber Ajansının sorularını yanıtladı. Bakan Sıbiha; Antalya Diplomasi Forumu marjındaki görüşmeleri ve vardığı sonuçları, Türkiye-Ukrayna ilişkilerinin gelişen stratejik yönünü, Rusya ve ABD ile topyekun savaşın adil bir şekilde sona ermesi hususundaki müzakereleri ve Ukrayna'nın dış politika hedeflerini dile getirdi. Andriy Sıbiha, Kırım Haber Ajansına verdiği özel röportajda şu şekilde konuştu: "GÖRÜŞME YAPTIĞIM KİŞİLER, HAYSİYETLİ DURUŞ İÇİN VE ONURUMUZU SAVUNDUĞUMUZ İÇİN BİZE (UKRAYNA) TEŞEKKÜR ETTİ" "Antalya Diplomasi Forumu çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz görüşmeler sonucunda vardığımız ana sonuç şudur: Herkes, Ukrayna’daki savaşın adil bir şekilde sona erdirilmesinin gerekliliğini ve önemini anlıyor. Ukrayna’ya karşı başlatılan bu sebepsiz savaşı sona erdirmek ve Rus saldırganlığını durdurmak için Ukrayna’nın bu yoldaki çabalarının desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. Ayrıca açıkça görüyorum ve şu sonuca varabilirim ki; Ukrayna’nın küresel düzeydeki önemi ve anlamı büyüktür. Ukrayna’daki güvenlik durumu ve bu savaşın nasıl sona ereceği, ne şekilde sona ereceği dünyanın diğer bölgelerindeki güvenlik durumu ve gelişmeler üzerinde doğrudan etkili olacaktır. Afrika’da, Orta Doğu’da ve Pasifik bölgesinde... Bunların hepsi birbiriyle bağlantılıdır. Görüştüğüm tüm meslektaşlarım bu gerçeği kabul etmektedir. Forumda, ikili görüşmeler sırasında bizim ilkeli yaklaşımımıza yönelik desteği hissettim, çünkü bu ilkeleri savunarak aslında küresel ölçekte de BM Şartı'nın temel ilkelerini, toprak bütünlüğü ve egemenliğin dokunulmazlığını, uluslararası hukukun temel ilkelerini savunmuş oluyoruz. Forum çerçevesinde çoğu dışişleri bakanıyla olmak üzere 20'den fazla görüşme gerçekleştirdim. Görüşme yaptığım kişiler bize haysiyetli duruş için ve onurumuzu savunduğumuz için teşekkür etti. Çünkü bizim duruşumuz onurdan söz etmeye imkân tanıyor. Bunu duymak beni çok mutlu etti. Elbette, barış dışında, tüm görüşmelerde ikili iş birliği perspektifleri hakkında da konuştuk. Afrika’da muazzam bir potansiyele sahibiz. Savaşa rağmen, orada dokuz temsilcilik açtık. Ve Afrika kıtasındaki varlığımızı artırmayı başardık, çünkü bu karşılıklı faydaya dayalı bir ilişki. Ülkeme kesinlikle güçlendireceğimiz belirli alanlar konusunda net bir anlayış kazanarak geri dönüyorum. Önemli bir diğer husus ise, somut bir sonucun ortaya çıkmasıdır." "STRATEJİK ORTAĞIMIZ TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİMİZİ DAHA DA DERİNLEŞTİRECEĞİZ" Ukrayna ve Türkiye arasında yıllardır devam eden stratejik ortaklık ilişkisi ve bu minvalde devam eden görüşmeler hususunda ise Bakan Sıbiha şunları ifade etti: "Türkiye’nin bizim barış çabalarımıza verdiği desteği takdir ediyoruz ve bu konuda aktif rol oynamaya devam edeceğine güveniyoruz. Türkiye, elbette Karadeniz bölgesinde önemli bir rol oynamaktadır. Esir alınan komutanlarımızın serbest bırakılmasında bize yardımcı oldular. Ve tüm bu konular gündemde kalmaya devam ediyor. Bu nedenle, stratejik ortağımız olan Türkiye ile var olan ikili ilişkilerimizi daha da derinleştireceğiz. "ADİL BARIŞIN ÖNÜNDEKİ ENGEL UKRAYNA DEĞİL" Bakan Sıbiha, son olarak Ukrayna'nın Rusya'nın işgal girişimi ve saldırıları noktasında diplomasi cephesindeki mücadelesi hususunda ise şunları vurguladı: "Savaşın sona erdirilmesine yönelik ilk adım olarak; Rusya'dan, ABD'nin önerdiği koşulsuz ateşkes teklifine karşı açık ve kesin bir yanıt vermesini talep etmeliyiz. Ayrıca bir ateşkesin sağlanması gerekiyor. Bu, Rusya’dan talep edilmeli. Bu forum gibi etkinliklerde kendi tutumumuzu söylediğimizde, muhataplarımız bizi anlıyor ve destekliyor. Ayrıca adil bir barışın önündeki engelin Ukrayna olmadığını açık ve net görüyorlar. Biz Cidde’de ABD’nin (ateşkes) teklifini kabul ettik. Öte yandan Rusya, enerji altyapısı dahil olmak üzere Ukrayna’daki sivil tesislere yönelik saldırılarını, füze terörünü artırdı. Cidde görüşmesinin üzerinden bir ay geçti ve elimizde Rusya’nın bize karşı kullandığı silahların istatistiği var. Rus ordusu bu süre içinde Ukrayna’ya karşı yaklaşık 70 füze, 2 bin 200’ten fazla Şahid tipi SİHA, ve 6 binden fazla güdümlü bomba kullandı. Bu Rusya’nın tüm tekliflere verdiği cevap. Saldırganlıklarını sürdürmek için zaman kazanıyorlar, manipüle ediyorlar ve ortaklarımızla oynuyorlar. Birleşerek onları durdurmalıyız."

ADF2025’te nükleer tehdit tartışıldı: Caydırıcılığın sınırları, 'Yeni Başlangıç' ve küresel endişeler Haber

ADF2025’te nükleer tehdit tartışıldı: Caydırıcılığın sınırları, 'Yeni Başlangıç' ve küresel endişeler

Antalya Diplomasi Forumu (ADF 2025) başladı. 11-13 Nisan 2025 tarihlerinde gerçekleşecek üst düzey forumun ana teması bu yıl "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" olarak belirlendi. ADF 2025 bünyesinde Nuclear Escalation: A Re-emerging Threat? (Nükleer Tırmanma: Yeniden Ortaya Çıkan Tehdit?) isimli oturum düzenlendi. Moderatörlüğü Martin Sklenar tarafından üstlenilen oturuma Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması Örgütü (CTBTO) İcra Sekreteri Robert Floyd ve MEF Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu konuk oldu. Oturumda konuşan Kibaroğlu, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana sürdürdüğü topyekûn işgal girişimi ve saldırılarıyla birlikte gündeme taşınan nükleer silahlanma ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın (NPT) mevcut etki alanı hakkında önemli bilgiler verdi. Kibaroğlu cümlelerine gerçekleştirmiş olduğu bilimsel araştırmalardan yola çıkarak, Soğuk Savaş döneminin nükleer caydırıcılığın işe yarayacağına dair bir tür “a priori” (önsel) durum olduğunu belirterek başladı. Buna karşın nükleer caydırıcılığın özellikle de Soğuk Savaş döneminden geçmemiş veya Küba Füze Krizi gibi durumları yaşamamış liderler için işe yarayacağından şüpheli olduğunu bildirdi. ABD VE ÇİN NÜKLEER ARENADA KARŞI KARŞIYA Bu sebeple Kibaroğlu, nükleer caydırıcılığa çok fazla güvenilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) yeni testler için, yeni silahların test edilmesi için bazı sahalar hazırladığı söyleniyor, çünkü ABD herkesin bildiği gibi Çin'e bakıyor ve Çin'in nükleer silahlarının sayısını artırdığı ya da arttırmayı planladığı söyleniyor.” dedi. New START (Yeni Başlangıç) anlaşmasının süresinin gelecek yıl şubat ayında dolduğunu bildiren Kibaroğlu, “Şu an için bildiğimiz kadarıyla yerine geçecek bir şey yok, şu an için ufukta somut bir şey yok. Dolayısıyla Çin nükleer stokunu artırırsa ve artırdığında, ABD'nin gözünün Çin'in üzerinde olması ve nükleer stokunu Çin'in nükleer kapasitesinden gelebilecek potansiyel tehdide karşı ayarlaması gerekecektir. Sadece akademisyenler değil, diplomatlar arasında da özel sohbetlerde ya da toplantılarda tartışılan konu budur. Dolayısıyla, tüm akademik kariyerim boyunca gördüğüm en önemli sorun, nükleer silahları diğer silahlar gibi kategorize etmememiz gerektiğidir.” ifadelerini kullandı. NÜKLEER SİLAHLAR POLİTİKA KONUSU OLAMAZ Kibaroğlu cümlelerine şu şekilde devam etti: İstediğiniz kadar yıl geriye gidebilirsiniz ve dünyanın her yerinde yıkıcı savaşlar oldu ancak biliyorsunuz, doğa iyileşti, insanlar tüm bu yıkımdan kurtuldu. Ancak, Allah korusun, nükleer silahların değişimi gerçekleşirse ve gerçekleştiğinde, önümüzdeki birkaç yüz bin yıl boyunca hiçbir yere gitmeyecek radyasyon olacaktır. Dolayısıyla nükleer silahlarla şaka yapamazsınız. Politika açısından kısasa kısas için nükleer silahları test edemezsiniz. Dolayısıyla nükleer caydırıcılığa belli bir seviyeden fazla güvenmemeliyiz ve bu da karar vericilerin son derece rasyonel olmasını gerektirir. Etrafınıza baktığınızda, herkesin bu göreve hazır olmadığını görebilirsiniz ve bu nedenle önce bir akademisyen, sonra da bir diplomat olarak beni en çok endişelendiren şey bu. YENİ BAŞLANGIÇ ANLAŞMASI’NDAN SONRA NE OLACAK? Kibaroğlu cümlelerine “Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konusunda elbette bir başarısızlık daha yaşanırsa ve nihai bir belge ortaya çıkmazsa, bu anlaşmanın sonu olacağı anlamına gelmez, ancak insanlar, yani birçok ülkenin anlaşmaya olan inancı zamanla azalabilir ve başka alternatifler arayabilir.” diyerek devam etti. Buna karşın Yeni Başlangıç Anlaşması’nın denge kurmak konusunda hâlâ etkin olduğunu bildiren Kibaroğlu, “Evet, bir yandan önümüzdeki yıla kadar fazla zaman yok, ancak yenilenip yenilenmeyeceği ya da bir şekilde bir çözüm, diplomatik bir çözüm bulunup bulunmayacağı konusunda gelişmeler yaşanacağına inanıyorum. Yeni bir başlangıç için saati durdurabilir ve hâlâ yürürlükte olduğunu söyleyebilirsiniz ve bilirsiniz, her iki taraf (Rusya ve ABD) da pozisyonlarını açıklayabilir ve bu da en azından mevcut duruma bağlı kalacaklarına dair bir tür güvence verebilir.” cümlelerini sarf etti. ÜLKELER NEDEN NÜKLEER CAYDIRICILIĞI TERCİH ETSİNLER? Öte yandan “Ülkeler büyük güç rekabetinde mümkün olduğunca güçlü olmak istiyorlarsa neden silahların kontrolünü tercih etsinler?” sorusunu yanıtlayan CTBTO Yönetici Sekreteri Floyd, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın (NPT) “bir düzenleme taşı” olduğunu bildirdi ve şu şekilde konuştu: NPT hâlâ çok güçlü bir şekilde ayakta durmaktadır ve NPT'ye sahip olduğumuz için şanslıyız. NPT'nin giriş paragraflarından birinde, nükleer denemelerin kapsamlı bir şekilde yasaklandığı bir dünya arzusu yer almaktadır. Ve bu 1960'larda gerçekleşti. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın (NPT) müzakerecileri, bunun NPT'nin bir parçası olması gerektiği konusunda bir uzlaşma sağlayamadılar. Bunun nedeni de büyük ölçüde teknik nedenlerdi; o zaman böyle bir yasağın doğrulanması mümkün değildi. Ama bunu istediler ve bu yüzden giriş bölümünün bir parçası olarak yer aldı. Diplomatlar daha sonra bir araya gelerek mimarideki bir diğer çok taraflı unsur olan Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması (CTBT) metnini kabul ettiler. “RUSYA ANLAŞMADAN ÇEKİLMEDİ, SÜREÇ DEVAM EDİYOR” Bununla birlikte Floyd, Rusya’nın CTBT’den çekildiğine dair açıklamalarına rağmen Rusya’nın hâlâ anlaşmanın tarafı olduğunu bildirdi ve “Rusya Federasyonu CTBT'yi imzalamıştı ve hâlen de tarafıdır. Uluslararası hukuk konusunda bilgi sahibi olmayanlarınız için söyleyeyim, bir antlaşmanın imzacısı olmak, bir devletin antlaşmanın amaç ve hedeflerine bağlılık göstermesi anlamına gelir. İşte taahhüt burada ortaya çıkar. Onaylama Birleşmiş Milletlere (BM) ve diğer devletlere verdiğiniz taahhütleri yerine getirebilmek için her şeyi yaptığınızı bildirmektir. Rusya Federasyonu imzacı olmaya devam etmektedir ve dolayısıyla CTBT'ye bağlılığını sürdürmektedir. Dolayısıyla bazı literatürde, gazetecilik faaliyetlerinde CTBT'den çekildiklerini okuyabilirsiniz. Bu doğru değil. Üye devlet olmaya devam etmektedirler. Bu anlaşmanın amaç ve hedeflerine, yükümlülüklerine ve bir parçası olmanın getirdiği ayrıcalıklara bağlı kalmaya devam etmektedirler.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuştu: Barışın, savaştan daha fazla emek istediğinin farkındayız Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuştu: Barışın, savaştan daha fazla emek istediğinin farkındayız

Dünya liderleri ve diplomasi çevrelerini bir araya getiren Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF2025) resmi açılış töreni 11 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirildi. Bu sene dördüncüsü yapılan Antalya Diplomasi Forumu'nun teması "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" olarak belirlendi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde ve Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'nun resmi açılış töreni; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hitaplarıyla başladı. Antalya Diplomasi Forumu'na; 20'den fazla devlet ve hükumet başkanı, 74 bakan, yaklaşık 450 üst düzey temsilci ve 140'ı aşkın ülkeden katılımcı iştirak etti. Ukrayna heyeti içerisinde açılış törenine; Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sıbiha, Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov, Ukrayna Milletvekili, Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Eş Başkanı ve KTMM Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi olarak atanan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı ve eski siyasi tutsak Nariman Celâl, Ukrayna Milletvekili Mıkola Knyajıtskıy ve Kırım Millî Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov katıldı. BAKAN HAKAN FİDAN: TÜRKİYE, KRİZLERİN TAM KALBİNDE AMA ÇÖZÜMÜN DE MERKEZİNDE DURAN BİR ÜLKEDİR Forumun açılış konuşmasını yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu yıl forumun ana teması olarak belirlenen küresel ayrışma ve diplomasi hususunda değerlendirmeler yaptı. Bakan Fidan, "Bugün diplomasiyi koridorlardan ve masalardan ibaret görmek yanlış olur. Yeni çağda diplomasi daha çok katmanlı ve daha çok dinamik bir anlayış talep etmekte. Bir başka ifadeyle, uluslararası ilişkiler, bugün görülmez ağlarla örülü, sabit çizgilerden uzak, dinamik bir evreni temsil etmekte." ifadelerini kullandı. Bakan Hakan Fidan, "Türkiye krizlerin tam kalbinde, gerilimlerin orta yerinde ama çözümün de merkezinde duran bir ülkedir. Bugün Türkiye, Gazze için sesini yükselten, Ukrayna için barış çağrısı yapan, Suriye için istikrar ve yeniden imarı savunan, Kafkaslar'da, Balkanlar'da ve Afrika'da işbirliği inşa eden bir aktördür. Bu duruşumuz sadece coğrafyamızdan değil, tarihimizden ve milletimizin vicdanından kaynaklanmaktadır." değerlendirmesini yaptı. "DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR ÇÜNKÜ İNSANLIK BEŞTEN BÜYÜKTÜR" Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu’nun açılış konuşmasında dünyanın dört bir yanından gelen konuklara teşekkür ederek; foruma gösterilen yoğun ilgiden memnuniyet duyduğunu ifade etti. “Diplomasinin insani, girişimci ve geleceğe dönük yönünü daha fazla öne çıkarmalıyız. Dünya beşten büyüktür çünkü insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken amacımız böyle bir anlayışın hakim kılınmasıdır.” diyen Erdoğan, Türkiye’nin tarihi, kültürel ve insani birikimiyle dünyaya bu mesajı en net şekilde verebilecek ülkelerden biri olduğunu vurguladı. "BARIŞIN SAVAŞTAN DAHA FAZLA EMEK İSTEDİĞİNİN FARKINDAYIZ" Uluslararası krizlerin merkezinde bulunan bir coğrafyada Türkiye’nin sadece şahit değil bin yıllık geçmişiyle bu toprakların aynı zamanda sahibi de olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, "Çatışmanın değil uzlaşının ve barışın hâkim olduğu bir bölge bırakmak istiyoruz. Barışın savaştan daha fazla emek istediğinin farkındayız. Biz kolayı değil her zaman zoru seçtik. Bugün de zor olanın tarafındayız. Bu anlayışla; Ukrayna, Sudan, Libya ve Somali gibi yakın dostluğumuz olan ülkelerde nasıl barış ve istikrar için mücadele ediyorsak Afrika ve Asya'da da arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık gibi inisiyatiflerle sorumluluk üstleniyoruz" dedi. İsrail'in Gazze'de yürüttüğü saldırılara da değinen Erdoğan, “İsrail, 1,5 senedir en temel insan haklarını hiçe sayarak, Filistin halkına apaçık bir soykırım uyguluyor. Buna tepki vermek bizim insanlığımızın bir gereğidir. Masum bebekleri acımasızca katletmek barbarlık değilse nedir?” ifadelerini kullandı. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası toplumun tüm üyelerini bir kez daha akan kanı durdurmaya ve Filistin halkının yanında olmaya davet etti. "RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA HEDEFİMİZ ADİL BİR BARIŞ" Öte yandan, devam eden Ukrayna-Rusya Savaşı ile ilgili de konuşan Erdoğan şunları ifade etti: "Dördüncü yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı'nın adil ve sürdürülebilir bir barış anlaşması ile sona ermesi önceliğimiz olmaya devam ediyor. İlk günden beri muhafaza ettiğimiz dengeli ve proaktif tutumumuzu aynı şekilde sürdüreceğiz." "AB ÜYELİĞİ HEDEFİNDEN SAPMADIK" Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinden Türkiye’nin vazgeçmediğini belirten Erdoğan, “AB mevcut sınamaların üstesinden gelmek istiyorsa buna göre davranmalı bagajlarından kurtulmalı ve Türkiye tam üye olana kadar birlikteki sandalyesine bir an önce kavuşmalıdır. Biz üyelik sürecini ilerletme noktasında hazırız ve kararlıyız” dedi. "SAVUNMADAKİ YERLİ ÜRETİM YÜZDE 80'E ULAŞTI" Erdoğan, güçlü dış politikanın güçlü savunma sanayiyle mümkün olduğunu belirterek, "Bugün bu alanda yüzde 80 seviyesinde yerlilik oranına ulaştık. Böylece kendi göbeğimizi kendimiz keser duruma geldik. Silahlı-silahsız, insansız hava araçlarımız gemilerimiz, tanklarımız, roket ve füzelerimizin yanı sıra pek çok yeteneğimizle kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın çok ötesine geçtik" şeklinde konuştu. "ABD İLE 100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HEDEFİMİZ VAR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine önem verdiklerini vurgularken, “ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize büyük önem veriyoruz. Başkan Trump’ın ikinci döneminde kendisi ile olan yakın dostluğumuzun katkısı ile Amerika ile ilişkilerimizin her alanda serpileceğine inanıyorum.” dedi. Erdoğan, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması konusunda başta Trump ve Putin olmak üzere bölgede etkili aktörlerle anlayış birliği ve yakın temas içinde olduklarını ifade etti. "AYRIŞAN DÜNYADA DİPLOMASİYİ SAHİPLENMEK" Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde, 11-13 Nisan 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF2025) dördüncüsü Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde düzenleniyor. Forumun bu yılki teması olan “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek”, küresel bölünmelerin arttığı bir ortamda diplomasinin istikrar kazandırıcı bir güç olarak kendisini yeniden kabul ettirmesine duyulan acil ihtiyacı yansıtıyor.

Erdoğan ve Aliyev, Antalya Diplomasi Forumu'nda görüştü Haber

Erdoğan ve Aliyev, Antalya Diplomasi Forumu'nda görüştü

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Dördüncü Antalya Diplomasi Forumu bünyesinde bir araya geldi. Görüşmede Türkiye ile Azerbaycan ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Azerbaycan’ın enerji, ulaştırma ve savunma sanayi başta olmak üzere, birçok alanda iş birliğini ileriye taşıyacak adımlar atmaya devam edeceğini belirtti. GÜNEY KAFKASYA’DA BARIŞIN MİMARI Ayrıca Erdoğan, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış sürecinin memnuniyet verici olduğunu bildirerek, Türkiye’nin Azerbaycan’ı, "Güney Kafkasya barışının mimarı" olarak görmek istediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Ermenistan ile normalleşme sürecini de dikkatli bir şekilde sürdürdüğünü ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen görüşme, basına kapalı olarak yapıldı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Antalya Diplomasi Forumu'na davet için Erdoğan'a teşekkürlerini sunarak, forumun uluslararası gündemdeki önemli konuların tartışıldığı önde gelen küresel platformlardan biri olduğunu söyledi. Devlet başkanları ayrıca ikili ilişkilerin yanı sıra Güney Kafkasya ve Ortadoğu bölgelerindeki durum hakkında da görüş alışverişinde bulundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.