SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Edebiyat

QHA - Kırım Haber Ajansı - Edebiyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Edebiyat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

“Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Edebiyat Yarışması”nın başvuru süresi 30 Eylül’e uzatıldı! Haber

“Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Edebiyat Yarışması”nın başvuru süresi 30 Eylül’e uzatıldı!

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ortaklığında tertip edilen, "Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Edebiyat Yarışması"nın başvuru süresi uzatıldı. Aile Tarihi konulu öykü yarışmasında eserlerin Latin harfleriyle Kırım Tatarca olarak yazılması gerekiyor. BAŞVURU TARİHİ GÜNCELLENDİ: 30 EYLÜL İki kategori olmak üzere 12-16 ve 17-29 yaş arasındaki yarışmacıların eserlerinin kabul edileceği yarışmanın son başvurusu 30 Eylül 2025'e kadar sürecek. Jüri ekibinde bulunan; Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zühâl Yüksel, AHBVÜ Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Işılay Işıktaş Sava, Kırım Tatar Dili Uzmanı Doç. Dr. Nariye Seydametova, Tavriya Milli Üniversitesi Öğr. Gör. Ayşe Arnautova, Kırım Tatar Dili Uzmanı Dilara Karaşayeva, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin ve Yazar Serra Menekay eserleri değerlendirecek. Komisyon 17-29 yaş kategorisinde birinci, ikinci ve üçüncüleri; 12-16 yaş kategorisinde ise "Gelecek Vaat Eden Gençler" ödülünün sahiplerini belirleyecek. Yarışma sonucunda 17-29 yaş kategorisinde, birinciye 10 bin TL, ikinciye 8 bin TL, üçüncüye 7 bin TL verilecek. Öte yandan 12-16 yaş kategorisinde ise birinci seçilen beş katılımcıya 4 bin TL para ödülü takdim edilecek. Başvurular aşağıda belirtilen e-posta adresine gönderilecek: drkirimliyarismasi@gmail.com Kırım Derneği tarafından yapılan yarışma duyurusunda, öykülerin kabul formatı şu şekilde belirtildi: Eserler MS Word 2003 formatında (*.doc), Times New Roman yazı tipinde, 12 punto ve 1,5 satır aralığı kullanılarak hazırlanmalıdır. Kapakta mutlaka eserin başlığı, katılımcının adı-soyadı, doğum tarihi, cep telefonu, adres, e-posta adresi, okul/meslek gibi bilgiler yer almalıdır. Eserin boyutu kapak dahil en az 3, en fazla 5 Word sayfası olacaktır. Ayrıca anonim kalmak istemeyen katılımcıların eserlerini gönderirken bunu belirtmeleri gerekmektedir. Bu durumda isimleri sadece jüri üyeleri tarafından bilinecek ve seçtikleri takma adla duyuruda yer alacaklardır. Yarışmanın koşulları ve ayrıntıları derneğin internet sayfasında yapılan duyuruda yer aldı.

Kazakistan edebiyatının duayen isimlerinden Muhtar Magavin vefat etti Haber

Kazakistan edebiyatının duayen isimlerinden Muhtar Magavin vefat etti

Kazakistan edebiyatının önemli isimlerinden Muhtar Magavin (Mukhtar Magauin), 9 Ocak 2025 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) evinde vefat etti. 84 yaşında hayatını kaybeden Magavin'in vefat haberi, oğlu Edige Magavin tarafından duyuruldu. Vefat haberinin duyulmasından sonra Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev de yazarın aile ve yakınlarına taziye mesajı göndererek başsağlığı diledi. Mesajında “Halk yazarının güçlü kaleminden doğan eserleri, tarihi çalışmaları, hatıra ve deneme yazıları okurların kalbini kazandı. Geride bıraktığı zengin edebi mirası, örnek kişiliği ve hayatı asla unutulmayacaktır.” ifadeleri yer aldı. MUHTAR MAGAVİN KİMDİR? 2 Şubat 1940 tarihinde Kazakistan'ın Semey (bugünkü adıyla Doğu Kazakistan) bölgesinde doğan Magavin, 1962’de Kazak Memlekettik Üniversitesi Filoloji bölümünden mezun oldu. 1965 yılında aynı üniversitede Kazak edebiyatı alanında doktora yaptı. 1965 yılından itibaren eserlerini yazmaya başlayan Magavin; Kazak Adebiyeti gazetesinde bölüm başkanlığı, 1967-1971 yılları arasında “Jazuvşı” yayınevinde başeditör yardımcısı olarak çalıştı. Moskova’da Gorki Edebiyat Enstitüsünde Kazak folkloru ve Kazak edebiyatı tarihi dersleri veren Magavin;1984-1986 yıllarında “Jazuvşı” yayınevinin başeditörlüğünü yaptı. 1998 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) tarafından Uluslararası Türk Dünyası Hizmet Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca yazar, bir dönem Türkiye'de yaşadı. Eserlerinden bazıları; Akşa Kar, Bir Atanın Balaları, Kıyandağı Kıstav, Kök Kepter, Kök Munar, Alasapıran, Kökbalak, Kıpçak Güzeli, Kazak Tarihinin Alfabesi ve Şakan Şeri'dir. Eserlerinde Kazak tarihini, gençlerin, öğrencilerin hayatını ele almıştır.

Rus Çarı’na karşı gelen Süzge Hanım'ın hikâyesi Türkiye Türkçesine aktarıldı Haber

Rus Çarı’na karşı gelen Süzge Hanım'ın hikâyesi Türkiye Türkçesine aktarıldı

Rus Çarlığına ve Sovyet Rusya’ya karşı gelen mücadeleci Türk kadınlarını eserlerinde konu edinen Kazakistanlı yazar Şerbanu Beysenova'nın "Süzge Hanım ve Bozok Güzeli" adlı eserinin, Türkiye Türkçesine aktarılması münasebetiyle Kazakistan’ın başkenti Astana’da tanıtım etkinliği düzenlendi. Anadolu Ajansının (AA) haberine göre; Türkiye Cumhuriyeti'nin Astana Büyükelçiliğinde düzenlenen kitap tanıtım programı, Astana Yunus Emre Enstitüsü (YEE) iş birliğiyle organize edildi. Toplantıya; Türkiye'nin Astana Büyükelçisi Mustafa Kapucu ve eşi Ahu Kapucu, Kazak Türkü yazar Şerbanu Beysenova, Kazak vekiller, yazarlar, akademisyenler ve çok sayıda davetli katıldı. "ESERLERİNDE KAHRAMAN TÜRK KADINLARINA SIKLIKLA RASTLANIR" Eserin tanıtım etkinliğinde konuşan Türkiye Astana Büyükelçisi Mustafa Kapucu "Türk dünyasının birliği ve ortak faaliyetlerimizin ileri bir seviyeye ulaşabilmesi ancak ortak yayınlarla ve dil birliğimizi tesis ederek mümkün olacaktır" dedi. Bununla birlikte Kapucu, yazar Beysenova’nın Kazak toplumunun kadim değerlerini ve geleneklerini güçlü kadın figürleri üzerinden anlatarak tarihin izlerini canlı tutan öyküler yarattığını dile getirdi. Büyükelçi, "Eserlerinde, tarihte yaşamış kahraman Türk kadınlarına sıklıkla rastlanır" ifadelerini kullandı. Ayrıca Kapucu, "Süzge Hanım ve Bozok Güzeli" eserinin Türk dünyasında kültürel bağları pekiştiren bir edebî köprü olarak öne çıktığını vurguladı. Çağdaş Kazak edebiyatının önemli kalemlerinden Şerbanu Beysenova' nın dilimize çevrilen "Süzge Hanım & Bozok Güzeli" adlı kitabının tanıtımı vesilesiyle Büyükelçiliğimiz konutunda bir etkinlik düzenlenmiştir. pic.twitter.com/TxBqyGiNdj — Türkiye in Kazakhstan (@TCAstanaBE) November 16, 2024 Tanıtım etkinliğine katılan Avrasya Millî Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Hayrunnisa Topçu, eserin kadının tarihteki ve toplum içindeki yerini öne çıkardığının altını çizerek, “Mücadeleci, güçlü, zeki ve onurlu iki kadının hikâyesi anlatılıyor. Metinlerin akıcı üsluplarıyla ve merak uyandıran kurgularıyla gençlerin ilgisini çekeceğini, böylelikle Türk tarihine duyulan ilginin artacağını umuyorum." dedi. RUS ÇARINA KARŞI GELEN KAZAK SÜZGE HANIM "Süzge Hanım ve Bozok Güzeli" adlı eserin ilk hikâyesi, 16. yüzyılda Altın Ordu devletinin dağılmasından sonra kurulan Türk-Tatar hanlıklarından biri olan Sibir Hanı Küçük Han’ın eşi olan Kazak kızı Süzge’nin hikâyesini anlatıyor. Küçük yaşında evlenerek saraya yerleşen Süzge, özgür bozkır ruhu nedeniyle sarayın katı kurallarına dayanamayarak; İrtiş Nehri kıyısında "Süzge Tura" adlı kale şehri inşa ettirdi. Süzge Hanım, burada yaşamaya başladı. Rus Çarı Korkunç İvan, Sibirya topraklarını işgal edince Rusların esir aldığı Süzge, İvan'a eş olmak yerine ölümü tercih ederek yaşamına son verdi. “Bozok Güzeli” adlı hikâye ise, yazarın Kazakistan’daki arkeolojik kalıntılardan esinlenerek yazdığı bir aşk hikâyesi. Oğuz kızı Banu Çiçek ve Kıpçak delikanlısı Kan Töre’nin sürükleyici aşkını anlatıyor. Eserin tanıtım etkinliğinin sonunda Kazak Türkü yazar Şerbanu Beysenova, Türkçe basılan kitaplarını imzaladı.

Kazan Tatar edebiyatının ve basın dünyasının öncüsü Ayaz İshakî Haber

Kazan Tatar edebiyatının ve basın dünyasının öncüsü Ayaz İshakî

Kazan Tatar edebiyatının ve basın dünyasının tanınmış isimlerinden, Kazan Tatarlarının aydınlanması ve özgür bir İdil-Ural devletinin kurulmasını savunan Ayaz İshakî, vefatının 70. yıl dönümünde saygı ve rahmetle anılıyor. Ayaz İshakî, Kazan ilinin Çistay ilçesinin Yevşirme köyünde 23 Şubat 1878’de dünyaya geldi. Öğrencilik döneminde gerçekleşen devrim hareketlerine aktif olarak katıldı. İshakî, büyük Kırım Tatar aydını İsmail Bey Gaspıralı’nın çıkardığı "Tercüman" gazetesini okuyarak fikir dünyasını genişletti. 1897’de Kazan'da yeni açılan Emirhanovlar Medresesi’nde çalışmaya başladı ve öğrencileri aktif katılıma teşvik eden yenilikçi bir eğitim metodu geliştirdi. 1905 yılı devrimini destekledi ve Tatar halkını uyandırmaya çalıştı. BAĞIMSIZ BİR İDİL-URAL DEVLETİ Ayaz İshakî, Çarlık rejimine karşı yazıları ve faaliyetleri nedeniyle sürekli olarak takip edildi ve hapse atıldı. 1907’de Arhangil vilayetine sürgün edildi. Bu dönemde Tatar gençlerinin devrimci hareketlere katılımını anlatan "Tartışma" adlı dramını yazdı. 1913'te genel afla serbest bırakıldı ancak Kazan'da yaşamasına izin verilmedi. Bu yüzden mücadelesine Petersburg'da devam etti ve "İl" gazetesini çıkardı. 1917’de Şubat Devrimi'ni sevinçle karşılayan Ayaz İshakî, Türk halklarının birliği ve millî özerklik için mücadele etti. Ancak, Ekim Devrimi sonrasında Bolşeviklerin baskısı altında milliyetçi düşüncelerini savunmak zorlaştı. Ufa'da Millî Meclis kurulduğunda, İshakî bağımsız bir İdil-Ural devletinin kurulmasını savundu. YAZDIĞI ESERLER, ONUN GENİŞ BİLGİ BİRİKİMİNİ VE ELEŞTİREL BAKIŞ AÇISINI YANSITIYOR 1918'de Paris Sulh Konferansı’na delege olarak gönderilen İshakî, Rusya'ya dönmedi ve sürgün hayatı başladı. Harbin, Paris, Berlin ve Varşova gibi şehirlerde yaşadı. 1939'da Türkiye'ye göç ederek İstanbul’a, ardından Ankara’ya yerleşti. 22 Temmuz 1954’te Ankara’da vefat eden Ayaz İshakî, vasiyeti üzerine İstanbul’daki Edirnekapı Şehitliği'ne defnedildi. Ayaz İshakî’nin yaşamı boyunca yazdığı eserler, onun geniş bilgi birikimini ve eleştirel bakış açısını yansıtmaya, mücadelesi, Tatar halkı ve Türk dünyası için bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

İstanbul'da Uygur Dili ve Edebiyatı Dersleri kitap serisi tanıtıldı Haber

İstanbul'da Uygur Dili ve Edebiyatı Dersleri kitap serisi tanıtıldı

Dünyanın dört bir yanında diasporadaki Uygurlar tarafından çok sayıda Uygurca ana dil okulları kurulu ve uzun süredir ana dilde dersler verilmekte. Ancak ders kitaplarının eksikliği, bu okullarda eğitim alanında büyük bir sorun yaratmakta. Uygur Akademisi Ana Dil Komitesi, bu sorunu çözebilmek ve sistemli bir düzen oluşturabilme adına "Uygur Dili ve Edebiyatı Dersleri" kitap serisini İstanbul'da yayımladı. UYGUR DİLİ VE EDEBİYATI DERSLERİ Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Dr. Mağfiret Kemal Yunusoğlu ile Ana Dil Komitesi Başkanı Doç. Dr. Rahile Kaşgarlı, 9 Haziran 2024 tarihinde Uygur Akademisi’nde Uygur Türkçesi'nde eğitim veren okulların yöneticileri ve ana dil öğretmenlerine yeni yayımlanan kitap serisi hakkında bilgi verdi. DOĞU TÜRKİSTAN’DA ANA DİL OKULLARDA YASAKLANDI Tanıtımda, 5 kitaptan oluşan “Uygur Dili ve Edebiyatı Dersleri” serisinin planlanmasından hazırlanıp yayınlanmasına kadar olan aşamalarda, katılım sağlayan ve destek verenlerin gösterdikleri çabalar takdir edilmekle birlikte, kitabın içeriğinde hangi konulara daha önem verildiği ve karşılaşılan zorluklar anlatıldı. Doğu Türkistan’da ana dilin okullarda yasaklandığı ve kullanım alanının gittikçe kısıtlandığı bu dönemde, diasporadaki Uygur çocuklarının Uygur dili ve edebiyatını öğrenmesinin ne kadar büyük önem taşıdığı ve ana dil öğretmenlerinin omzuna düşen yükün ağırlığına dikkat çekildi. "UYGUR MİLLİ KİMLİĞİ VE KÜLTÜRÜ HAKKINDA BİLGİ VERECEK" Kitabın içerikleriyle ilgili tanıtımda şu ifadelere yer verildi: "Kitaplarda yer alan vatansever metinler ve Uygurlara özgü resimler aracılığıyla Uygur çocuklara, Uygur milli kimliği ve kültürü hakkında bilgi verilecek; aynı zamanda bağımsız düşünebilen, kendine güvenen, cesur, azimli, zihinsel esaretten kurtulmuş, Uygur ruhuna ilham veren nesillerin yetişmesine de katkı sağlanacaktır. Bu ders kitaplarının derlenmesinde anayurtta basılan dil ve edebiyat ders kitaplarının metinleri esas alınmıştır, fakat başka metinler de eklenerek kitapların özgünlük oranı artırılmıştır" "UYGUR MİLLİ KİMLİĞİNİN, CANLI VE CANSIZ NESNELERİ TANIMA VE DÜŞÜNME SİSTEMİ" Uygur milli kimliğinin, canlı ve cansız nesneleri tanıma ve düşünme sisteminin, nesilden nesile aktarılan değerlerimizin öğretilmesine özel önem verilmiştir. Metodolojik olarak modern pedagoji biliminin güncel araştırma sonuçları dikkate alınmıştır. Konular, Uygur dilinin özellikleri dikkate alınarak her sınıf öğrencilerinin seviyesine göre düzenlenmiştir" Kitapların tanıtım aşamasından sonra katılımcıların görüşleri alındı. Uygur ana dil öğretmenleri, uzun zamandır Uygur dili ve edebiyatı eğitiminde materyal eksikliği sıkıntısı çektiklerini ve “Uygur Dili ve Edebiyatı Dersleri” serisinin ihtiyaç duyulan bir dönemde ortaya çıktığını belirtti. Öğretmenler ayrıca kitapları gözden geçirdikten sonra görünüş ve içerik bakımından çok kaliteli bir şekilde hazırlandığı yorumunda bulundu. Tanıtım sonrası, kitapları diasporadaki ana dil okullarına ve öğretmenlerine ücretsiz olarak dağıtmak üzere okullardaki öğrenci sayılarına göre ihtiyaç listesi hazırlandı.

"İlk Azerbaycan Romanları" monografisi yeniden yayımlandı Haber

"İlk Azerbaycan Romanları" monografisi yeniden yayımlandı

İlk baskısı, 1988 yılında Kiril alfabesiyle yapılan "İlk Azerbaycan Romanları" monografisi, Prof. Dr. Salide Şerifova tarafından yeniden gözden geçirilip düzeltmeler eklenerek tekrar yayımlandı. ÇALIŞMA AZERBAYCAN ROMANLARININ İLK ÖRNEKLERİNİ İNCELİYOR Monografi, ilk Azerbaycan romanlarının ortaya çıkışını, geleneksel düzyazı türlerindeki ilk roman örneklerini ve yeni türdeki ilk Azerbaycan romanlarını inceleyen sistematik bir bilimsel çalışması niteliğiyle öne çıkıyor. Monografide ayrıca Azerbaycan romanlarının oluşum ve gelişim tarihi ile kendine özgü millî özellikleri yer almakta. Prof. Dr. Salide Şerifova, çalışmasında Azerbaycan romanının kaynakları, ilk roman örnekleri, yeni türdeki ilk Azerbaycan romanlarını bilimsel metotlarla inceleyerek okuyucularına sundu. Eser, ilk Azerbaycan romanlarının konusu, kompozisyonu, imajı, karakteri, türü, dili, üslubu gibi konuları içeriyor. Çalışma, Farsça olarak kaleme alınan "Ahmed'in Kitabı" ve "İbrahimbey'in Seyahatnamesi" eserlerini de incelenmesi itibariyle Kuzey ve Güney Azerbaycan edebiyatının bir bütünlük içerinde değerlendirilmesine de olanak sağlıyor. Kitapta incelenen roman örneklerinin başlıca yazarları ise Azerbaycan edebiyatının önde gelen isimlerinden oluşuyor: "Mirze Feteli Ahundzade, Mirze Abdürrahim Talıbov, Hacı Zeynalabdin Marağayi, Neriman Nerimanov, Yusif Vezir Çemenzemenli, Abdulla Şaik, Memmed Seid Ordubadi, Sultan Mecid Ganizade"

Kırım Tatarlarının milli şairi Eşref Şemizade 115 yaşında! Haber

Kırım Tatarlarının milli şairi Eşref Şemizade 115 yaşında!

Kırım Tatar edebiyatının önemli isimlerinden, sürgün döneminde yeni yetişmekte olan şairler için adeta bir mektep vazifesi gören  şair, yazar, çevirmen ve edebiyat araştırmacısı Eşref Şemizade doğumunun 115. yıl dönümünde saygı ve rahmetle anılıyor. #Kırım Tatar Edebiyatının meşhur şairi Eşref Şemizadehttps://t.co/YfZGnV4dV5 pic.twitter.com/2Co1FC7ltD — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) June 21, 2023 EŞREF ŞEMİZADE HAYATI Eşref Şemizade, 21 Haziran 1908 yılında Kezlev’de dünyaya geldi. Şemizade; halk yırlarını, çınları, manileri, masalları, rivayetleri ve destanları dinleyerek büyüdü. Halk edebiyatının etkisi, gelecek yıllarda şairin eserlerine yansıdı. Eşref Şemizade, 1928 Şemizade’nin ilk şiiri “Çölde Yaz Akşamı”, 1923 yılında basıldı. Kısa süre sonra genç şairin yeteneğini fark eden Bekir Çobanzade ve Abdulla Latifzade, onu Akmescit’de davet ederek edebiyat çevrelerine katılmaya yardım etti. 1927 yılında Kırım Tatar harflerinin Arap alfabesinden Latin alfabesine geçmesi konulu konferanta, Eşref Şemizade süreci takip edecek komisyonun katibi olarak seçildi. Şemizade, 1927-1929 yılları arasında "Göz Aydın" dergisinin editörü olarak çalıştı. Mart 1930’da Eşref Şemizade, Moskova’daki Devlet Sinema Enstitüsünün Edebiyat ve Senaryo Yazarlığı Bölümünde eğitim almaya başladı. Eşref Şemizade, Moskova'da eşi Saniye Bodaninskaya ile tanışıp evlendi. 1931 yılında basılan “Dneprelstan” şiiri basıldıktan sonra Şemizade, ülkenin önde gelen şairleri arasına girdi. Devlet Sinema Enstitüsünden mezun olduktan sonra 1932’de eşiyle birlikte Kırım’a döndü. 1935-1937 yılları arasında Kırım Yazarlar Birliği Sekreteri görevini yaptı. Öte yandan 20 Eylül 1937’de Eşref Şemizade, "burjuva milliyetçileri ile dostane ilişkiler ve aile bağları kurmakla" suçlandı. Bundan sonra şair, görevinden alındı ve Yazarlar Birliğinden atıldı. 24 Haziran 1941’de tutuklandı ve 3 ay boyunca Akmescit’teki Sovyetler Birliği İçişleri Halk Komiserliği (NKVD) tutukevinde alıkonulduktan sonra İrkutsk’taki hapishaneye sevk edildi. 4 Nisan 1942’de Şemizade, kanıt yetersizliği nedeniyle serbest bırakıldı. Eşref Şemizade ailesi ile birlikte Kırım'da, 1959 Özbek yazarların daveti üzerine Aralık 1942’de Şemizade, Taşkent’e geldi ve Fergana’da yayımlanan gazetede çalışmaya başladı. 1944 ilkbaharında eşi ile oğlunun hayatta ve Akmescit’te (Simferopol) olduklarını öğrendi. Şair, 17 Mayıs’ta Kırım’a geldi ve ertesi gün sabah erken saatlerde ailesiyle ve tüm Kırım Tatar halkıyla birlikte sürgün edildi. Şemizade ve ailesi, Özbekistan’ın Andican bölgesine yerleştirildi. Eşref Şemizade’nin yeteneklerinin farkında olan yerel yönetim onu ilk başta Bölge Planlama Dairesi Başkanı görevine atadı. Ancak daha sonra Devlet Güvenlik Departmanın talebi üzerine Şemizade, Bölge Kültürel Eğitim Dairesi Başkan Yardımcısı görevine geçirildi. Bu görevde çalışırken  Eşref Şemizade ikinci kez tutuklandı. Soruşturma sırasında şaire yabancı bir gazete, Kırım Tatar halkı adına bir makale yazarak Sovyetler Birliği yönetimine ve Stalin’e Kırım Tatar halkını Orta Asya’ya sürgün ettiği için teşekkür etmesi ve Kırım Tatarlarının çok iyi şartlarda yaşadığını yazması için teklif getirdi. Şemizade'nin hapis cezası bu şekilde 25 yıldan 10 yıla indirilmesi vaat edildi. Ancak Eşref Şemizade bu teklifi kesin bir dille reddetti. 1954 yılında şaire yöneltilen suçlamaların bir kısmı düşürüldü ve cezası 7 yıla indirildi. 27 Aralık 1954’te Şemizade serbest bırakıldı. Eşref Şemizade ailesi ile birlikte Kırım'da, 1959 1958’de Şemizade, eşi ve 2 oğlu ile Taşkent’e yerleşti. Taşkent’te Şemizade farklı görevlerde çalıştı, şiirler yazdı ve dünyaca ünlü şairlerin eserlerini Kırım Tatar diline çevirdi. DÖNEMİN SOVYET İDARESİ KIRIM'A GÖMÜLMESİNİ İSTEMEDİ Eşref Şemizade, 11 Mart 1978’te Moskova’da vefat etti. Şairin eşi Sayde Bodaninskaya, "Ne pahasına olursa olsun 'tabutu yaya olarak vatanına sürüklemek zorunda kalsam' bile Eşref Şemizade’yi Kırım'da gömeceğim" dedi. Moskova’dan Kırım’a uçan uçak havalimanında bekletilse de yine de dönemin Sovyetler Birliği yönetimi ailenin şairi anavatanına toprağa verme kararına karşı çıkmaya cesaret edemedi. 14 Mart 1978’de Eşref Şemizade, Akçora köyündeki Müslüman mezarlığında toprağa verildi. Yabancı medya kuruluşları, Kırım Tatar şairi Eşref Şemizade’nin vefat ettiğini ve Kırım’da toprağa verildiğini duyururken, “Ancak ölümünden sonra şair vatanına dönebildi” ifadelerini kullanmıştı. EŞREF ŞEMİZADE'NİN "BORAN" ŞİİRİ Ey, qardaşlar! Alıp beriñ  Çüyden eski sazımnı.  Alıp beriñ, tatarlıqnı  Acısını çalayım!  Çalayım da, elimdeki  Şu qanlı mizrabımnı  Tellerge ve yüreklerge  Urıp-urıp alayım!  Sırttan boran ep borata,  Kök qarara, yel iñley.  Yel iñlemey, qızıl yıldız  Pancasında il iñley.  Carılğaçtan – Azavğace,  Çatır Tavdan – Orğace,  Qolu bağlı, közü bağlı,  Tili bağlı qul iñley.  Ah, Qırımım, doğğan mesken,  Neler ötti başıñdan!  Yarıp baqsañ, er taşıñnıñ  Kökreginden ot çıqar.  Otnen birge alevlene,  Yana er bir taşıñda  İlelebed, tek eki söz:  “Ya ölüm, ya intiqam!”.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.