SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Emel Dergisi

QHA - Kırım Haber Ajansı - Emel Dergisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Emel Dergisi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Yazılarıyla Müstecip H. Fazıl Ülküsal ve Emel Muhiti" kitabı satışta! Haber

"Yazılarıyla Müstecip H. Fazıl Ülküsal ve Emel Muhiti" kitabı satışta!

Emekli Dr. Öğretim Üyesi Cezmi Karasu'nun derlemiş olduğu ve Selenge Yayınevi tarafından basılan "Yazılarıyla Müstecip H. Fazıl Ülküsal ve Emel Muhiti 1928-1940" isimli kitap raflardaki yerini aldı. 28 Kasım 2025 tarihi itibarıyla satışa sunulan kitapta, Kırım davasının liderlerinden ve önemli isimlerinden Müstecip Ülküsal'ın Emel mecmuasında yürüttüğü çalışmalar, Türkiye'deki faaliyetleri ve kaleme aldığı yazılara yer veriliyor. Kitap hakkında verilen bilgi yazısında, "Müstecip Ülküsal, sadece bir lider değil, aynı zamanda bir dava adamıdır. Hayatını milletine adayan ve halkı için gece gündüz çalışan bu öncü şahsiyetin anıları, yazıları ve fikirleri, Kırım davasını daha derinlemesine anlamamız için paha biçilmezdir." ifadelerine yer verildi. Öte yandan derlemesini yapan Dr. Cezmi Karasu, hazırladığı kitap hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) bilgi verdi. Kitabı Müstecip Ülküsal'ın doğumunun 125. yılına özel olarak 2024 yılında hazırladığını aktaran Karasu, telif hakları için muvafakiyetnameyi beklediklerini dile getirdi. Kitabın, Müstecip Ülküsal'ın Romanya'daki yazılarını ele aldığını aktaran Karasu, Emel Dergisi'nin yanı sıra başka gazetelerdeki yazılarının da bulunduğunu belirtti. Karasu, ayrıca Cafer Seydahmet de dahil 11 yıl boyunca Romanya'da çıkan Emel Dergisi'nin çevresinde bulunan kişilere de yer verildiğini bildirdi. Karasu; yazıların toplanması, transkiripsiyon edilmesi ve derlenmesinin uzun zaman aldığını belirterek, "Kariyerinin başlangıcındaki Müstecip Bey'i anlatmaya çalışan güzel bir eser oldu." dedi. Karasu, Müstecip Ülküsal'ın Emel Dergisi'nden önce çıkarmış olduğu "Halk" ve "Yıldırım" gazetelerindeki yazılarından da örnekler aldıklarını ifade etti. ROMANYA'DAKİ MİLLÎ ŞUURUN UYANDIRILMASINA YARDIMCI OLDU QHA'nın, "Sizi bu kitabı hazırlamaya iten şey neydi?" sorusu üzerine Karasu, "Emel, Kırım davasının çok abidevî bir çevresi. Sadece dergi olarak adlandırmak haksızlık olur. Bu, büyük bir kültür çevresi." yorumunu yaptı. Karasu, Müstecip Ülküsal'ın Emel'de çıkan yazılarında o dönemde Romanya'daki toplumun millî bilinç kazanmasına yardımcı olduğunun altını çizdi. Karasu, "Romanya'da yaşayan Tatar ve Türkler, 'Biz Tatarız, biz Türküz diyorlarsa, bunu Müstecip Ülküsal'a borçludur. O, 'Bir sosyolog gibi önce bir millet nasıl olur?' bunu tanımlıyor ardından teşkilatlanmak için kimler ne yapabilir?' bunlar üzerinde duruyor. 1933'ten itibaren de her köyde kültür cemiyetleri kuruyor. Bu cemiyetleri millî davalarını anlatmak için kültür aracılığıyla kaleme alarak çalışıyor." şeklinde konuştu. Sovyetler Birliği'nin ideolojisini yaymaya çalıştığı dönemde Müstecip Ülküsal'ın Kırım, Azerbaycan, İdil-Ural ve Türkistan Türklerininn davasının hepsini bağımsızlık davası içinde gördüğünü belirten Karasu, "Adına da Büyük Türkçülük ismini vermiş." dedi. Karasu, böylelikle Emel mecmuası çevresinin oluştuğunu da sözlerine ekledi.

Zafer Karatay, Dobruca’daki Kırım Tatar diasporasının güncel durumunu QHA'ya anlattı Haber

Zafer Karatay, Dobruca’daki Kırım Tatar diasporasının güncel durumunu QHA'ya anlattı

Emel Dergisi'nin isim babası, Dobruca’daki Kırım Tatar millî hareketinin öncüsü şair ve öğretmenin ideallerini yaşatmak için adına kurulan Mehmet Niyazi Kültür Derneği tarafından Köstence Tarih ve Arkeoloji Müzesi iş birliğinde tertip edilen, "Tarihte Güncellik: Kırım Tatarlarının Günümüzdeki Durumu ve Geleceğe Bakışı" konferansı vesilesiyle Dobruca bölgesine ziyarette bulunan, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay; Dobruca’daki Kırım Tatar diasporası ve Rumen halkının Türkiye tutumu hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) özel değerlendirmelerde bulundu. ‘’TOPLUM ÖNDERLERİ TEDBİR ALMALI” Konferans vesilesiyle Dobruca’daki Kırım Tatarlarının genel durumunu bir kere daha yakından görme fırsatı elde ettiğini, hem Romanya hem Bulgaristan tarafındaki Dobruca’nın köylerine gittiğini belirten Karatay, "Maalesef, hem Romanya’daki hem de Bulgaristan’daki Kırım Tatar toplumunun kan kaybettiğini söyleyebilirim. Romanya ve Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne girmesinden sonra pek çok Kırım Tatar genci, hatta aileler Avrupa Birliği ülkelerine gitmiş" dedi. Kırım Tatarlarının geleceği açısından endişesini dile getiren Karatay, "Benim dedemin doğduğu köy olan Karatay köyü, bir zamanlar Dobruca’nın en büyük köylerinden birisiydi fakat şimdi burada sadece üç veya dört Kırım Tatarı var. Bu köyde üç camiden bir tanesi ayakta ve birkaç gönüllünün gayretiyle tamir ediliyor ve yaşatmaya çalışıyor. O insanlar gittikten sonra buralara kim sahip çıkacak, gelecekte neler olacak? Çoğu köy sakininin çocukları geleceklerini başka yerlerde arıyorlar. Bunun gibi bir çok köyde ve kasabada benzeri durum var. Mesela, Şumnu’da 'Tatar Camisi' olarak da bilinen camiye gittik. Gittiğimizde öğlen ezanı okunuyordu. İmamla birlikte tek ben namaz kıldım. 20 yıla yakındır bu camide görev yapan imam, ‘Eskiden bu mahallede Kırım Tatarları çok olduğu için bu adla anılıyor camimiz ama şimdi üç dört hane ancak var. Gençler Avrupa'ya gidiyor, genel olarak gerek Kırım gerek Anadolu’dan gelip yerleşmiş bütün Türklerde böyle bir durum var' dedi. Kırım’ın Rusya tarafından işgali ve Ukrayna’daki savaştan sonra da oradaki insanlar; Avrupa ülkelerine, ABD'ye ve Kanada’ya gitti. Dobruca’da da durum böyle. Bu konuda toplum önderleri düşünmeli, tedbir almalı” şeklinde konuştu. KIRIM TATARLARININ KİMLİK MÜCADELESİ “Avrupa modası”nın sadece Romanya ve Bulgaristan için değil, Türkiye için de bir sorun olduğunu vurgulayan Karatay, “Elbette, gençlerimizin başka ülkelerde iyi üniversitelere gitmesi, eğitim almaları, bilgi ve görgülerini geliştirmeleri gerekir; bu çok da yararlı olur ama istikballerini o ülkelerde görmeleri ve temelli olarak gitmeleri son derece tehlikeli” dedi. “Türkiye’de nüfusumuz fazla olsa da Kırım’da ve Dobruca’da çok daha azız. Buralardaki kan kaybımızın oranı çok daha yüksek ve geleceğimiz için tehlikeli bir durum” değerlendirmesini yapan Karatay, Kırım Tatarlarının kimliğini kaybetmesinin, ailelerin ve toplumda faaliyet gösteren herkesin üzerine düşünmesi gereken ciddi bir konu olduğunun ve toplumun iç çekişmeleri bırakıp birlikte geleceğini kurtarmanın yollarını aramaları gerektiğinin altını çizdi. RUMEN HALKININ TÜRKİYE SEVGİSİ Rumen halkının Türkiye’ye karşı duyduğu sevgi ve sempatinin devam etmesi ve kuvvetlenmesi adına, Romanya’ya ziyarette bulunan Türk iş insanlarının tutum ve davranışlarının belirleyici olacağını dile getiren Karatay, Rumen halkının Türkiye’ye karşı olan tutumu üzerine şu ifadelere yer verdi: Romanya’da konferansa gelen akademisyenler ve müdürlerle sohbetlerimizden yola çıkarak Rumen halkının, genellikle Kırım Tatarlarına ve Türklere bakışının olumlu olduğunu söylemek mümkün. Kızıl Ordu, 1950’lerde Romanya’yı işgal ettikten sonra KGB mensuplarının emirleriyle sadece Kırım Tatarlarına ve Kırım davasına hizmet edenlere değil, Rumen halkına da büyük zulümler yaptı fakat daha sonra bu baskı giderek azaldı. Sovyetler Birliği ile kıyaslandığında kendi azınlıklarına en hoşgörülü davranan, geçmiş dönemlerde olduğu gibi yine Romanya olmuştur. Çavuşesku rejimi yıkıldıktan sonra Rumen halkında genel bir Türkiye sempatisinin ve sevgisinin olduğunu söylemek mümkün, bu durum da sevindirici. Romanya’nın Türklere bakışı için şunu da hatırlatayım: Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokratik Birliğinin kurucu başkanı ve Romanya’nın önde gelen Osmanlı tarihçilerinden Prof.Dr. Tasin Cemil, Romanya’nın Azerbaycan’daki ilk tam yetkili büyükelçisi olarak görevlendirildi, ardından da Türkmenistan’da büyükelçilik yaptı. Şu anda Romanya’nın Hindistan Büyükelçisi de Sena Latif adlı bir Kırım Tatar kızımız.

Emel Kırım Vakfı: Vatan Kırım Rusya'ya verilemez! Haber

Emel Kırım Vakfı: Vatan Kırım Rusya'ya verilemez!

Donald Trump idaresindeki ABD'nin inisiyatifiyle ortaya koyulan 28 maddelik yeni barış planı çerçevesinde müzakere masası yeniden kuruluyor. İsviçre'de başlayacak olan görüşmeler öncesinde Emel Kırım Vakfı ve Emel Dergisi ortak bir basın açıklamasında bulunarak, teklifin mazlumu cezalandırıp saldırganı ödüllendiren, Ukrayna’yı Rusya’ya teslim eden adil ve ahlakî olmayan bir yaklaşım olduğu vurguladı. Emel Kırım Vakfı ve Emel Dergisi tarafından "Vatan Kırım Rusya'ya Verilemez" başlığıyla kamuoyu ile paylaşılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Trump yönetimindeki ABD’nin son 28 maddelik Rusya-Ukrayna Savaşı'na son verecek barış antlaşması teklifini var gücümüzle reddediyoruz. Bu teklifi reddediyoruz çünkü mazlumu cezalandırıp saldırganı ödüllendiren adil ve ahlakî olmayan bir yaklaşımla hazırlanmış, Ukrayna’yı Rusya’ya teslim eden adeta bir Sevr dayatmasıdır. Ukrayna’nın, vatan Kırım’ı işgaliyle başlayan ve halihazırda süreduran Rusya’nın tam tekmil işgal girişimine, hastane, ev demeden asker-sivil ayrımı yapmayan bombalamalarına, çocuklar başta olmak üzere Ukrayna’ya ait çalabildikleri her şeyi hırsızlamalarına karşı 4 yıla yaklaşan onurlu direnişini hiçe sayan bu tuhaf antlaşmanın temelinde Ukrayna’nın topraklarının azımsanmayacak bir parçasının Rusya’ya hediye edilmesi ve gelecekteki benzer saldırılara karşı onu daha güçsüz kılacak şekilde silahlı kuvvetlerini tırpanlaması gibi akla mantığa aykırı bir yaklaşım yatıyor. Bilhassa tarihsel Rus zulmünün Türkiye’ye sürdüğü Kırım Tatar soydaşlarımızın öz vatanları Kırım’ın yabancı ellerin bir kalem oynatışıyla Ukrayna’dan alınıp Rusya’ya verilecek olması Kırım Tatarlarının kelimenin tam anlamıyla geleceklerini tamamen karartacak kabul edilemez bir hamledir. Devletler, sosyal ve siyasal kurumlar dahil, demokrasiye, insan haklarına inanan bütün insanlığı bu teklife karşı durmaya çağırıyoruz. Tarih boyunca her zaman Türk dünyasının hamisi ve son sığınağı olmuş olan Türkiye’nin temsilcilerinin bu teklife destek vermek şöyle dursun her şekilde karşı duracağından eminiz. Kırım dahil, Ukrayna’nın hiç kimseye verilecek tek bir santim toprağı yoktur. Kalıcı bir barış için başlangıç noktası olarak 2014’teki Rus işgali öncesi sınırlar temel alınmalıdır. Eğer bir bedel ödenecekse bu mağdurların değil, saldırganların sırtına yüklenmelidir."

Cafer Seydahmet Kırımer kabri başında anıldı Haber

Cafer Seydahmet Kırımer kabri başında anıldı

Kırım Tatar millî davasında ve fikriyatında önemli rol oynayan dava adamı, Emel Dergisinin kurucularından Cafer Seydahmet Kırımer, vefatının 65. yılında kabri başında anıldı. Emel Kırım Vakfı ve Emel Dergisi yönetimi, 6 Nisan 2025 tarihinde Cafer Seydahmet Kırımer'in Feriköy Mezarlığındaki kabrini ziyaret etti. Ziyaretçiler, Cafer Seydahmet Kırımer için dualar okudu.  CAFER SEYDAHMET KIRIMER KABRİ BAŞINDA ANILDI Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, Kırım Halk Cumhuriyetinde bakanlık görevi yapmış olan Cafer Seydahmet Kırımer, Kırım Tatar liderleri, mücadeleciler ve şehitler için Allah'tan rahmet dileyerek başladığı duasında, "Allah'ım, onun bütün ömrünü mücadelesine adadığı Kırım'ın istiklâlini tez zamanda görebilmeyi, Kırım'ın Rus işgalinden kurtarılmasını nasip eyle. Rus zulmü altında kalan halkımıza ve Rusya hapishanelerindeki tutsaklarımıza sabır ve güç ver ya Rabbi'm" dedi.  Ayrıca Kırım'ın Rus işgalinden kurtarılması adına halkın birlik içinde mücadele edebilmesi için dua eden Karatay; sürgün yollarında hayatını kaybedenler, Numan Çelebicihan, İsmail Bey Gaspıralı, Türk dünyası için canını feda eden mücadeleciler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlere Allah'tan rahmet diledi.  KIRIM İSTİKLÂL DAVASI İÇİN ÖMRÜNÜ ADAYANLARA ALLAH'TAN RAHMET DİLEDİ Emel Dergisi Editörü Bülent Tanatar ise yaptığı konuşmada, Cafer Seydahmet Kırımer'in Kırım'ın istiklâl davasının en önemli liderlerinden biri olduğunu vurguladı. Kendisini rahmetle andıklarını belirten Tanatar, "Kırım istiklâl davasına ömrünü adayanların ruhu şad olsun, hepsine müteşekkiriz." dedi. ZAFER KARATAY'DAN MÜCADELEYE DESTEK ÇAĞRISI  Karatay ise Kırımer'in kabri başındaki konuşmasında, mücadelecilerin büyük zorluklar altında büyük bir miras bıraktılarını belirtti. Cafer Seydahmet Kırımer, Numan Çelebicihan ve arkadaşlarının 1917'de Vatan Cemiyetini kurduklarını, kadınların seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu bir anayasaya dayalı Kırım Halk Cumhuriyeti'ni tesis ettiklerini anımsatan Karatay, 2014 yılında Kırım'ın işgal edildiğini ve Rus baskı rejimi altında kaldığını belirtti. Karatay, şu anda 100'den fazla Kırım Tatarının Rus hapishanelerinde tutsak olduğunu aktararak, "Bu mücadeleye seyirci kalmayalım. Eğer Kırım için bir geleceğimiz olacaksa herkesin elini taşın altına koyması lazım. Günümüzde mücadele çok kolay. Elimizdeki telefonlarla mesaj yazarak, paylaşım yaparak, iyi hizmetler yapanlara destek vererek, Rus propagandası yapanları eleştirerek mücadelemize katkı sağlayabiliriz." çağrısında bulundu.  Karatay, ayrıca Rus hapishanesinde haksız yere tutulan Kırım Tatarlarına mektup yazma kampanyasının devam ettiğini sözlerine ekledi. Kırım Tatar siyasi tutsaklar tamamen özgür olana kadar mektup kampanyası devam edecek CAFER SEYDAHMET KIRIMER KİMDİR? Cafer Seydahmet Kırımer, 1 Eylül 1889’da Kırım’ın Kızıltaş köyünde hayata gözlerini açtı. İlk eğitimini Kırım’da alan Cafer Seydahmet, ortaokul ve lise eğitimini ise İstanbul’da tamamladı. Kırımer, üniversite eğitimini sürdürmek için 1911 yılında Paris’e taşındı. Paris’te Hukuk Fakültesinde eğitimini sürdüren Kırımer, yakın arkadaşlarıyla birlikte Kırım için mücadele etmeye başladı ve gizli bir teşkilât kurdu. Rusya’da devrim başladığı sırada 1917 yılında Kırımer, Besarabya cephesinde asker olarak bulunmaktaydı. Besarabya’dan Odesa’ya geçen Kırımer, burada Kırım’da bulunan Numan Çelebicihan ile iletişime geçmişti. Kırımer bu dönemde, Çelebicihan’ın Başmüftülük görevine geçtiğini öğrenirken; kendinin de Vakıf İşleri Müdürlüğüne seçildiğini haber almıştır. Bu dönemde Kırım’daki aydınlar yeni bir mücadelenin içindeydi. Bu mücadelede Kırım Halk Cumhuriyeti’ne adım adım giderken Cafer Seydahmet Kırımer, seçim kanunu ve anayasa taslağı hazırladı. Herson’da bulunan Kırım Süvarilerini Kırım’a geri getirdi. Kırım’da toplanan Kurultay’ın ardından 26 Aralık 1917’de ilan edilen Kırım Halk Cumhuriyeti dönemde yine önemli görevlerde bulundu. Kırım Halk Cumhuriyeti sırasında Kırımer, Hariciye ve Harbiye Bakanlığını yapmıştır. Bolşeviklerin Kırım Halk Cumhuriyeti’ni işgal etmesi ve Kırım Tatar aydınlarını katletmesi neticesinde yeni bir dönem başladı. Kırım Tatar, Ukrayna ve Türkiye tarihinin sembol ismi olan Kırımer, Kırım Halk Cumhuriyeti’nde önemli görevler üstlendiği sırada Kıyiv’de kurulan Hruşevski hükûmeti ile dostane ilişkiler tesis etmiş, Bolşeviklerin Kırım’ı işgali üzerine Kıyiv’e giderek çalışmalarına bir süre de burada devam etmiştir. Daha sonra tekrar Kırım’a geçerek burada kurulan Süleyman Sulkiyeviç hükûmetinde yer alan Kırımer bu hükumetin Kasım 1918’de dağılmasıyla beraber bir süre İstanbul’da yaşamak zorunda kalmıştır. Bu tarihten itibaren hayatı Kırım dışında sürgünde geçen Kırımer, 1932-1933 yıllarında Stalin’in uyguladığı politikaların sebep olduğu ve milyonlarca Ukraynalının açlıktan öldüğü Holodomor’u dünya kamuoyuna duyurmak için önemli çabalar sarf etmiştir. 1 Ocak 1930’da Romanya’da Müstecib Ülküsal 10 idealist arkadaşıyla, Emel Dergisi'ni yayımlamaya başlamış, Cafer Seydahmet Kırımer’in isteğiyle Kırım bağımsızlık davasının resmi yayın organı olan bu dergi, 1941 yılında Almanların Dobruca’ya gelmeleri üzerine ülkeden ayrılan Ülküsal’la birlikte Türkiye’ye taşınmıştır. Daha sonraki hayatının önemli bir bölümünü Türkiye’de geçiren Kırımer, Kırım meselesinin Türk kamuoyunda anlaşılması için çeşitli faaliyetlerde bulunmuş, 3 Nisan 1960’ta İstanbul’da vefat etmiştir. Kırım Haber Ajansı (QHA) olarak Cafer Seydahmet Kırımer'i vefatının yıldönümünde saygı, rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz. Kırım Tatar millî davasında ve fikriyatında önemli rol oynamış efsanevi isimlerden Cafer Seydahmet Kırımer, vefatının 65 yılında anılmaya devam ediyor pic.twitter.com/baDep6h1Zo — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) April 3, 2025

Cafer Seydahmet Kırımer'in vefatının 65. yıl dönümü Haber

Cafer Seydahmet Kırımer'in vefatının 65. yıl dönümü

Kırım Tatar millî davasında ve fikriyatında önemli rol oynamış efsanevi isimlerden olan Cafer Seydahmet Kırımer’in vefatının 65. yıl dönümü kaydediliyor.  CAFER SEYDAHMET KIRIMER KİMDİR? Cafer Seydahmet Kırımer, 1 Eylül 1889’da Kırım’ın Kızıltaş köyünde hayata gözlerini açtı. İlk öğretim eğitimini Kırım’da alan düşünür, ortaokul ve lise eğitimini ise İstanbul’da tamamladı. Kırımer, üniversite eğitimini sürdürmek için 1911 yılında Paris’e taşındı. Paris’te Hukuk Fakültesinde eğitimini sürdüren Kırımer, yakın arkadaşlarıyla birlikte Kırım için mücadele etmeye başladı ve gizli bir teşkilât kurdu. Rusya’da devrim başladığı sırada 1917 yılında Kırımer, Besarabya cephesinde asker olarak bulunmaktaydı. Besarabya’dan Odesa’ya geçen Kırımer, burada Kırım’da bulunan Numan Çelebicihan ile iletişime geçmişti. Kırımer bu dönemde, Çelebicihan’ın Başmüftülük görevine geçtiğini öğrenirken, kendinin de Vakıf İşleri Müdürlüğüne seçildiğini haber almıştır. Bu dönemde Kırım’daki aydınlar yeni bir mücadelenin içindeydi. Bu mücadelede Kırım Halk Cumhuriyeti’ne adım adım giderken Cafer Seydahmet Kırımer, seçim kanunu ve anayasa taslağı hazırladı. Herson’da bulunan Kırım Süvarilerini Kırım’a geri getirdi. Kırım’da toplanan Kurultay’ın ardından 26 Aralık 1917’de ilan edilen Kırım Halk Cumhuriyeti dönemde yine önemli görevlerde bulundu. Kırım Halk Cumhuriyeti sırasında Kırımer, Hariciye ve Harbiye Bakanlığını yapmıştır. Bolşeviklerin Kırım Halk Cumhuriyeti’ni işgal etmesi ve Kırım Tatar aydınlarını katletmesi neticesinde yeni bir dönem başladı. Kırım Tatar, Ukrayna ve Türkiye tarihinin sembol ismi olan Kırımer, Kırım Halk Cumhuriyeti’nde önemli görevler üstlendiği sırada Kıyiv’de kurulan Hruşevski hükûmeti ile dostane ilişkiler tesis etmiş, Bolşeviklerin Kırım’ı işgali üzerine Kıyiv’e giderek çalışmalarına bir süre de burada devam etmiştir. Daha sonra tekrar Kırım’a geçerek burada kurulan Süleyman Sulkiyeviç hükûmetinde yer alan Kırımer bu hükumetin Kasım 1918’de dağılmasıyla beraber bir süre İstanbul’da yaşamak zorunda kalmıştır. Bu tarihten itibaren hayatı Kırım dışında sürgünde geçen Kırımer, 1932-1933 yıllarında Stalin’in uyguladığı politikaların sebep olduğu ve milyonlarca Ukraynalının açlıktan öldüğü Holodomor’u dünya kamuoyuna duyurmak için önemli çabalar sarf etmiştir. 1 Ocak 1930’da Romanya’da Müstecib Ülküsal 10 idealist arkadaşıyla, Emel Dergisi'ni yayımlamaya başlamış, Cafer Seydahmet Kırımer’in isteğiyle Kırım bağımsızlık davasının resmi yayın organı olan bu dergi 1941 yılında Almanların Dobruca’ya gelmeleri üzerine ülkeden ayrılan Ülküsal’la birlikte Türkiye’ye taşınmıştır. Daha sonraki hayatının önemli bir bölümünü Türkiye’de geçiren Kırımer, Kırım meselesinin Türk kamuoyunda anlaşılması için çeşitli faaliyetlerde bulunmuş, 3 Nisan 1960’ta İstanbul’da vefat etmiştir. Kırım Haber Ajansı (QHA) olarak Cafer Seydahmet Kırımer'i vefatının yıl dönümünde saygı, rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz. Kırım Tatar millî davasında ve fikriyatında önemli rol oynamış efsanevi isimlerden Cafer Seydahmet Kırımer, vefatının 65 yılında anılmaya devam ediyor pic.twitter.com/baDep6h1Zo — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) April 3, 2025

Emel dergisinin 289. sayısında "Kırım Tatar Büyükelçiler" işlendi Haber

Emel dergisinin 289. sayısında "Kırım Tatar Büyükelçiler" işlendi

Emel dergisinin "Kırım Tatar Büyükelçiler" temalı 289. sayısının başyazısı, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay tarafından kaleme alındı. Karatay, Ekim-Kasım-Aralık 2024 sayısında, farklı ülkelerde büyükelçi olarak atanan Kırım Tatarları; Nariman Celal, Prof. Dr. Tasin Cemil, Selim Hazbiyeviç ve Sena Latif'ten bahsetti. NARİMAN CELAL'İN ATANMASI, TÜRKİYE-UKRAYNA İLİŞKİLERİ İÇİN TARİHİ ÖNEMDE Zafer Karatay, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy'ın Rus esaretinden kurtarılan KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal'i, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi olarak atamasını hatırlattığı yazısında, bu adımın Türkiye-Ukrayna ilişkileri için tarihi bir önem taşıdığının altını çizdi. Karatay, "Bu atamayla tarihte ilk defa bir Kırım Tatarı Ukrayna devletini ve Cumhurbaşkanını bir ülkede Büyükelçi olarak temsil etmekle görevlendirilmiş oldu" ifadesine yer verdi. PROF. DR. TASİN CEMİL Nariman Celal'in bir ülkeyi temsil etme görevi üstlenen tek Kırım Tatarı olmadığını bunun yanı sıra Romanya'daki Kırım Tatarlarından Prof. Dr. Tasin Cemil'in, Azerbaycan ve Türkmenistan'da büyükelçi olarak çalıştığını belirtti. Bu vesileyle Cemil'in Romanya'yı başarıyla temsil ettiğini ifade eden Karatay, "Cluj/Napoca Babeş Bolyai Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Başkanı olarak Türk Tarihi, özellikle de Kırım Tatarlarının tarihi üzerine yaptığı ve yaptırdığı çalışmalar, yazdığı makale ve kitaplarla halkımızın parlak çolpan yıldızı olarak milletine hizmetini sürdürmektedir" dedi. Ukrayna, Romanya ve Polonya'yı,; Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan,Kazakistan,Kırgızistan ve Hindistan'da temsil eden Kırım Tatar Büyükelçileri, EMEL Dergimizin 289.sayısına yazdım. Kapak Tasarımı: İrfan ONGAR Okumak için https://t.co/mVSURmGb4r pic.twitter.com/leexiHogW0 — Zafer KARATAY (@KARATAYZafer) January 23, 2025 SENA LATİF Öte yandan Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokratik Birliğinin Bükreş Şube Başkanı olarak başarılı faaliyetler yapan Şerif Latif”in kızı olan Sena Latif'in de 25 Kasım 2024 tarihinde Romanya’nın Hindistan, Nepal ve Bangladeş nezdindeki Büyükelçisi olarak göreve başladığını ifade etti. Karatay, Latif'in ilk Kırım Tatar kadın Büyükelçisi olduğunu da sözlerine ekledi. SELİM HAZBİYEVİÇ  Doç. Dr. Selim Hazbiyeviç'in de Kazakistan ve Kırgızistan'da 2017-2023 yılları arasında Polonya'yı temsil eden başarılı bir Büyükelçi olduğunu kaydetti. Karatay, Hazbiyeviç hakkında şu bilgileri verdi: "Selim Beyin ataları, 1400’lü yıllarda Altın Orda döneminde, Kırım taraflarından Litvanya Prensliği’nin davetiyle ülkenin savunması için getirilip yerleştirilen Kıpçak Türkleridir. Kırım Hanlığı’nın kurucusu olan Hacı Geray Han’ın Litvanya Prensliği topraklarında (bugünkü Litvanya’nın sınırlarında kalan bölgede) doğduğunu bu vesileyle hatırlatalım. Günümüzde ne yazık ki, Beyaz Rusya, Polonya ve Litvanya topraklarında üç parçaya bölünmüş olarak yaşayan bu kardeşlerimizin Polonya’daki toplumunun en mümtaz şahsiyetlerinden biri olan Selim Hazbiyeviç, 1991 yılı Haziran ayında Vatan Kırım’da toplanan Kırım Tatar Millî Kurultayı’na temsilci olarak katılmış bir vatanseverdir." Başyazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Kırım millî davasının önemli isimlerinden İsmail Otar'ın vefatının 18. yılı Haber

Kırım millî davasının önemli isimlerinden İsmail Otar'ın vefatının 18. yılı

Kırım millî davasının muhaceretteki önemli isimlerinden biri olan İsmail Otar, vefatının 18. yılı münasebetiyle Türk dünyası sevdalıları tarafından anılmaya devam ediyor. OTAR'IN AİLESİ, ÇARLIK RUSYASI'NIN RUSLAŞTIRMA POLİTİKALARINDAN KORUNMAK İÇİN ÇABALADI İsmail Otar’ın dedesi, Bahçesaray sakinlerindendi. Dedesi, Çarlık hükûmetinin 1870’lerde başlatmış olduğu “Ruslaştırmaya yönelik” olan eğitim reformu hareketi nedeniyle 1892 yılında Türkiye’ye göç etti ve Bursa’ya yerleşti. Otar, Kırımlı Hafız Ali ve Emine Otar çiftinin çocuğu olarak 1 Ekim 1911 tarihinde Bursa’da dünyaya geldi. Otar, muhasebe alanında uzmanlaşmasına rağmen içindeki tarih ve edebiyat sevgisini kaybetmedi. Emel ve Kırım dergilerinde birçok makalesi yayımlanan Otar, aynı zamanda Kırım Tatar dil bilimci, şair ve yazar Bekir Sıtkı Çobanzade hakkında bir eser yazdı. Otar; Osman Akçokralı’nın Kırım Tatar Damgaları İsimli Kitabı Vesilesile, Kırımlı Türk Şair ve Bilgini Bekir Sıdkı Çobanzade, Cafer Seydahmet Kırımer’in Günlüğü, Çarlık Hakimiyetin’de Kırım Faciası, Tevarih-i Tatar Han ve Dağıstan, Moskov ve Deşt-i Kıpçak Ülkelerinindir, Risale-i Felekiyye Kitab’us Siyakat Hakkında, Muhasebede Siyakat Rakamları isimli kitaplarıyla da Türk dünyasında ses getirdi.   KIRIM DAVASINA HAYATININ 75 YILINI ADADI 1930 yılında Kırım Halk Cumhuriyeti'nde (1917-1918) savaş ve dışişleri bakanlığı yapmış olan Kırım Tatar siyasi lideri ve aktivist Cafer Seydahmet Kırımer’in izinden giden Otar, Kırımer'i siyasi mürşidi olarak kabul etti. Kırım millî kurtuluş hareketinin önemli şahsiyetlerinden biri olan Otar, Kırımer’den etkilenerek; çalışma disiplini, toplum önderliği gibi konularda görgü ve uygulamaya dayalı geniş bir bakış açısı kazandı. 1930-1940 yılları arasında Romanya'da yayınlanan ve bir Kırım Tatar dergisi olan  Emel dergisinin Türkiye temsilcisi oldu. Ayrıca 1986'da Emel Vakfı'nın kurucuları arasında yer alarak iki yıl başkanlığını yaptı.  Otar ilerlemiş yaşına rağmen, Türk dünyası için eser vermeye  ve Kırım davasına sahip çıkmaya devam etti. Kırım davasının önemli isimlerinden olan Otar, 30 Ekim 2005 yılında 94 yaşındayken hayata veda etti.   Kırım millî davasının muhaceretteki önemli isimlerinden olan İsmail Otar, vefatının sene-i devriyesinde anılmaya devam ediyor pic.twitter.com/oqFVhhqbTk — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) October 30, 2024

Müstecib Ülküsal’ın yeğeni QHA’ya anlattı: Dayım Kırım’dan başka bir şey düşünmezdi Haber

Müstecib Ülküsal’ın yeğeni QHA’ya anlattı: Dayım Kırım’dan başka bir şey düşünmezdi

Esma Kasar QHA Ankara Emel Dergisi ve Emel Kırım Vakfının kurucusu, ömrünü Kırım ve Kırım Tatarlarının millî davası ve millî hakları için mücadele ile geçmiş Müstecib Ülküsal'ın yeğeni Şaizer Resul, Kırım Haber Ajansına (QHA) özel açıklamalarda bulundu. Bir asra yaklaşan ömrüne sığdırdığı birçok tanıklık ile canlı bir kütüphane olma özelliği taşıyan 93 yaşındaki Şaizer Resul Kırım Tatarlarının  Romanya’da yaşadıklarına dair bilinmeyenleri paylaştı. "BABAM 12 YIL HAPİS YATTI" Romanya’nın Azaplar köyünde doğan Şaizer Resul, doğduğu köyün Romanya’nın en büyük Tatar köyü olduğunu ve en duru Tatarcanın konuşulduğunu dile getirdi. Savaş başlayana kadar her şeyin yolunda olduğunu, komünist rejimin gelmesinden sonra ise hayatlarının altüst olduğunu ifade eden Resul sözlerini şöyle sürdürdü: İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar Kırım’dan çekilmeye başladıktan sonra Tatarlar Romanya’ya gelmeye başladı. Ama komünist rejim geldikten sonra 1945’li yıllardan itibaren baskılar artmaya ve Tatarlar Özbekistan’a sürülmeye başladı. 1952 yılında annem, babam, dayım, yengem tutuklanıp hapse girdi. Biz 6 çocuk bir anda hem anasız hem de babasız kaldık. "TUTUKLANDIKTAN BİR HAFTA SONRA NECİP DAYIMI ÖLDÜRDÜLER" Babasının 12 yıl, annesinin 3 yıl, yengesinin ise 4 yıl hapiste kaldığını söyleyen Şaizer Resul, “Necip dayımın ölüsünü bize tutuklandıktan bir hafta sonra verdiler.” dedi. Şaizer Resul annesinin ve yengesinin daha az süre hapiste kaldığını, babasının ise 12 yıl hapis yattıktan sonra ancak Helsinki Anlaşması'ndan sonra serbest kaldığını aktardı. "SÜRGÜNDE 80 YAŞINDAKİ KİŞİLERE TAŞ KIRDIRDILAR" 1946 yılından itibaren komünist rejimin baskılarına bir de açlık ve kıtlığın eklendiğini, komünist rejimin insanları birbirinden ayırarak düşmanlaştırmaya çalıştığını ifade eden Resul  konuşmasına  şöyle devam etti: Komünist rejim gençlerimizi ortaokuldan sonra istedikleri bölümlere almadı. Kardeşim 10 sene gündüz çalışıp gece okumak zorunda kaldı. 1944 Kırım Sürgünü'nün benzerini bizler 1952 yılında Romanya’da yaşadık. Köyleri bozup insanları köylerinden uzaklaştırdılar. 80 yaşındaki amcalarımız sürgünde taş kırmak zorunda kaldı. Boş bir hayal peşinde Tuna’dan Karadeniz’e kanal yapmak isteyen rejim yüksek rütbeli memurları, amiralleri, bürokratları ve memurları kanal kazmak için çalıştırdı. O dönem pek çok kişi vatanından ayrılmak zorunda kaldı. Keşke herkes vatanında kalabilseydi… İnsanın vatanı gibisi yok. "MÜSTECİB DAYIM KIRIM'DAN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMÜYORDU." Şaizer Resul, dayısı Müstecib Ülküsal’ın hayatını Kırım’a adadığını ve "İnşallah bir gün Kırım bizim olacak" dediğini işaret ederek, hiçbir zaman umutsuzluğa düşmediğini vurguladı. Dayısının fikirleri ile birçok gence ilham kaynağı olduğuna dikkat çeken Resul,"Müstecib dayım Kırım'dan başka bir şey düşünmüyordu." şeklinde konuştu. Emel dergisinin birçok nüshasının kitaplardan ve fikirlerden korkan komünist rejim iktidarında ortadan kaldırıldığını söyleyen Resul; yakılan, saklandıkları yerde küflenen, çürüyen hazine değerindeki dergileri hatırladıkça bugün bile çok hüzünlendiğini kaydetti. "ANNEM TÜRKİYE AŞIĞIYDI" Şaizer Resul, Müstecib Ülküsal’ın Pazarcık’ta Emel dergisini çıkardığı yıllarda gençlere yönelik piyesler yazdığını annesinin de şiirleri ile dayısına destek olduğunu belirterek, annesiyle yıllar önce yaşadığı bir anısını paylaştı: Annem Türkiye aşığı bir kadındı ama ona Türkiye’de yaşamak nasip olmadı. Annem bir gün Bükreş’teki Türk Şehitlik Mezarlığı'nı ziyaret ediyor. Bu ziyaret onu çok duygulandırıyor ve ‘Tümsekler Diyarı’ adlı şiirini yazıyor. Annem bu şiiri yazarken ben işten eve geldim, bir de baktım ki annem şiirlerini yırtıyor. Onu engellemeye çalıştığımda yazdıklarından dolayı çok hapis yattığını bunları saklayamayacağını söyledi bana. Ancak ben bazı şiirlerini saklayıp kurtarmayı başardım. Müstecib Ülküsal'ın kardeşi, Şaizer Resul'un annesi Saliha Hanım'ın kaleme aldığı "Tümsekler Diyarı" şiirinin sözleri şu şekilde: Sükût ve sükûnete burunmuş bir diyar Her tümseğin başında taş bir bekçi var. Kimi uzun, kimi kısa, kimisi dar, Kimi geniş, kimi kabarık, çökenler de var. ... Kimine yazılmış bir iki satır yazı, Yanık sözlerle derdini hak edenler de var Her birinde okunur bir iftirak ahi, Yaş yerine kan dökmüş analar da var. ... Her biri saklamış bir sevgili vücud, Kimi ana, kimi baba, kardeş te var. Ana kucağından ayrılan yavrular da mevcud  İlkbahar çağında gidenler de var. ... Yıllar aylar dün bugün de  Aramızdan her an bu dünyadan göçenler var.  İrkilmez, her geleni saklar soğuk bağrında  Şehir, köy bitişiğinde tümsekler diyarı var  ... Doğmuş kim bilir hangi elde, hangi diyarda?  Belki ağlayan bir ana, bir sevgili yavrusu da var, Aşmış dağ, deniz, gelmiş ta bu diyara, O da olmuş bir tümsek, ziyarete gelecek kim var? ... Kışın haşin ayazı çatlatır toprağı, O toprakta yuvadan ayrılanlar var.  Soğuk, merhametsiz kar örter her tarafı  O tümsekler altında naz içinde büyüyenler var. ... Uğuldar fırtına, yağar yağmur, Saçında aşk kokusu kurumayan gençler var. Ateş, sıcak, her can gölge arıyor, Milyonlarca kımıldamadan yatanlar var. ... Hey zahir! yolun düşerse bu diyara Serilen tümseklerde ibret verici ders var! Dinle! kulak ver, esen rüzgâra  “Sen de olursun bir tümsek” sözü var.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.