SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Filistin

QHA - Kırım Haber Ajansı - Filistin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Filistin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BM Komisyonu: İsrail Gazze’de soykırım yapıyor Haber

BM Komisyonu: İsrail Gazze’de soykırım yapıyor

Birleşmiş Milletler (BM) İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, BM İnsan Hakları Konseyinin 60. Oturumu kapsamında İsrail'in saldırıları altında bulunan Gazze ile işgal altındaki Filistin topraklarındaki son duruma ilişkin raporunu paylaştı. Raporda, İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere karşı soykırım yaptığı kabul edildi. Ayrıca raporda, İsrail ve tüm devletlere, soykırımı sona erdirmek ve sorumlularını cezalandırmak için uluslararası hukuk kapsamındaki yasal yükümlülüklerini yerine getirmeleri çağrısı yapıldı. Komisyonun 7 Ekim 2023'ten bu yana yaşananları araştırdığı belirtilen raporda, "İsrailli yetkililer ile İsrail güvenlik güçlerinin, 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde tanımlanan 5 soykırım eyleminden 4'ünü, yani öldürme, ağır bedensel veya zihinsel zarar verme, Filistinlilerin tamamen veya kısmen yok edilmesini sağlayacak şekilde yaşam koşullarını kasıtlı olarak kötüleştirme ve doğumları engelleme amaçlı tedbirler uygulama eylemlerini gerçekleştirdiği sonucuna varıyoruz." denildi. İSRAİL GAZZE’DE SOYKIRIM YAPIYOR Aynı zamanda, İsrailli sivil ve askerî yetkililerin ifadelerinin yanı sıra İsrail güvenlik güçlerinin davranışlarının, soykırım eylemlerinin Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri bir grup olarak tamamen veya kısmen yok etme niyetiyle işlendiğini gösterdiği vurgulandı. NETANYAHU SUÇLU BULUNDU İsrailli siyasi ve askerî liderlerin eylemlerinin İsrail'e atfedilebileceği belirtilen raporda, "Bu nedenle Komisyon, İsrail devletinin, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere karşı soykırımın önlenmesindeki başarısızlıktan, soykırım işlemesinden ve soykırım faillerinin cezalandırılmamasından sorumlu olduğu sonucuna vardı. Komisyon ayrıca, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın soykırımı kışkırttıkları ve İsrailli yetkililerin bu kışkırtmayı cezalandırmak için harekete geçmedikleri sonucuna da vardı." ifadeleri kullanıldı. SOYKIRIMA KARŞI KÜRESEL ÇAĞRI Raporda, BM üyesi ülkelere, soykırım eylemlerinin işlenmesinde kullanılabilecek silah ve diğer teçhizatın İsrail'e transferini ve topraklarında bulunan kişi ile şirketlerin soykırımın işlenmesine veya soykırıma teşvik edilmesine yardımlarını durdurmaları çağrısı yapıldı. Aynı zamanda BM üyesi ülkelere, soykırıma doğrudan veya dolaylı olarak karışan kişi ve şirketlere karşı soruşturmalar ile yasal işlemler yoluyla hesap verebilirlik konusunda harekete geçmeleri tavsiye edildi. Raporda, İsrail'e "açlık politikasına son vermesi, ablukayı kaldırması, insani yardımın geniş ölçekte ve engelsiz erişimini kolaylaştırması" çağrısı yapılırken, BM personeli ve tüm uluslararası insani yardım kuruluşlarının erişiminin engellenmemesi gerektiği vurgulandı. İsrail'e, ABD-İsrail güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı"nın faaliyetlerine acilen son vermesi çağrısı da raporda yer buldu.

Kırım Tatar heyeti Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu panele katıldı Haber

Kırım Tatar heyeti Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu panele katıldı

Esma KASAR/QHA Ankara Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde bu yıl dördüncüsü tertip edilen Antalya Diplomasi Forumu (ADF 2025) bünyesinde “Gazze/Filistin'in Geleceğine İlişkin Gazze Temas Grubu Görüşleri" temalı panel 11 Nisan 2025 tarihinde gerçekleşti. Moderatörlüğünü Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yaptığı panele; Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Bedir Abdüllâti, Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa ve Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi konuşmacı olarak katıldı. Bununla birlikte panele; Kırım Tatarlarının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi olarak atanan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı ve eski siyasî tutsak Nariman Celâl, ile Kırım Millî Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov dinleyici olarak katılım sağladı. DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN, KIRIMOĞLU İLE KUCAKLAŞTI Panel öncesinde Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kırım Tatarlarının millî lideri Kırımoğlu ile bir araya gelerek, kendisine samimi bir şekilde sarıldı. “ULUSLARARASI TOPLUMUN FİLİSTİN’E KARŞI SORUMLULUĞU VAR” Bakan Abdüllâti, panelde Mısır’ın "Gazze’nin Erken İyileştirilmesi, Yeniden İnşası ve Kalkınması" başlıklı eylem planı hakkında konuştu. Bakan, bu plan çerçevesinde 57 Arap ve Müslüman ülkenin iş birliği içerisinde olduğunu söyledi. Abdüllâti ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile bazı tutukluların ve rehinelerin serbest bırakılması, insani yardımın ve tıbbi yardımın Gazze’ye tekrar girebilmesi ve sürdürülebilir bir ateşkes sağlanması konusunda görüştüklerini açıkladı. Ateşkesin sağlanmasının ardından iki gün içerisinde Mısır’ın başkenti Kahire’de Birleşmiş Milletlerin (BM) de katılımıyla büyük bir konferans düzenlenmesinin planlandığını ifade eden Abdüllâtif, özel sektörün rolü, yönetim ve güvenlik, toplumsal iyileşme ve yeniden toparlanma, Filistinlilerin kendi topraklarında kalmasını sağlayacak insani çözümler üzerine çalışacaklarını bildirdi. Abdüllâtif, Gazze’nin geçici yönetimi için 15 kişilik bir teknokratlar komitesi kurulacağını ve bu yönetimin 6 ay süreyle Filistin hükûmetiyle koordineli biçimde görev yapacağını da konuşmasına ekledi. Konuşmasının sonunda, “Ateşkes, yeniden inşa, yönetişim… Her konuda çözüm ve iş birliği için hazırız. Diğer taraftan da Filistinli halkı Filistinli olmak istiyor. Ateşkes için, Gazze'nin yönetimi için, yeniden inşası için cevaplar, çözümler, yollar ne olursa olsun.” diyen Abdüllâtif, uluslararası toplumun Filistin halkına karşı sorumluluğu olduğunu belirtti. “DİRENEN HALKLAR ZAFERİ TADACAKTIR” Filistin Başbakanı Mustafa ise sözlerine “Şimdi Filistin'in geleceğini düşünecek olursak, geleceği parlak. Yeter ki orada aynı niyetten insanlar bir araya gelsin. Yeter ki bir niyet ortaya koysun.” diyerek başladı. Mustafa, Gazze’de süregelen yıkım ve insani felaketin yanı sıra Batı Şeria’da da Filistinlilerin ciddi baskılara maruz kaldığını, kamplarda yaşayan insanların yerinden edildiğini ve ekonomik açıdan büyük bir darbe aldıklarını söyledi. Bu bağlamda Mustafa, “Giderek daha fazla insan yerinden ediliyor, şirketler kapanıyor, geçim kaynakları kuruyor. Bu durum halkımızın kendi topraklarında yaşamasını her geçen gün zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı. Muhammed Mustafa, Filistin’in uluslararası alanda artan desteğine de dikkat çekerek, “Bugün 149 ülke Filistin’i tanıyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Bu, haklı mücadelemizin dünya çapında karşılık bulduğunun göstergesidir.” dedi. “BU ORTAMDA BARIŞ ÜRETİLEMEZ” Bakan Safadi İsrail’in Gazze’de yürüttüğü saldırıların durmaksızın devam ettiğini vurgulayarak, Gazze’nin en önemli önceliğinin devam eden savaşın sonlanması olduğunu kaydetti. Batı Şeria ve Kudüs’te de benzer baskıların yaşandığını söyleyen Safadi, “İsrail ne yaparsa yapsın, Filistin halkı kendi topraklarında kalmak ve onurlu bir yaşam sürmek istiyor. Her geçen gün bu isteklerini daha da yüksek sesle dile getiriyorlar.” ifadelerini kullandı. İsrail tarafının gerçek bir barış partneri olmadığını kaydeden Safadi, “Radikal politikalar yalnızca bölgeyi değil insanlığın ortak vicdanını da rehin almış durumda. Maalesef böyle bir ideolojiye hizmet ediyorlar. Bu doğru değil, bu barış üretemez, güvenlik üretemez.” dedi.

İsrail ve Hamas, Gazze'de ateşkes için anlaşmaya vardı Haber

İsrail ve Hamas, Gazze'de ateşkes için anlaşmaya vardı

Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalarda bugün ateşkes kararı alındı. Ateşkesin, 19 Ocak 2025 tarihinde başlayacağı öğrenildi. Taraflar, ateşkes ve esir takası hususunda mutabakata vardı. Ateşkes kararını Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani açıklarken; karar Gazze'de büyük bir sevinçle karşılandı. Bu kapsamda, İsrail ve Hamas elindeki rehineleri serbest bırakacak.  İsrail güçleri, aşamalı bir şekilde Gazze'nin merkezinden çekilecek. İsrail güvenlik kabinesi ise bu anlaşmayı onaylamak için 16 Ocak 2025 tarihinde toplantı yapacak. BİDEN VE TRUMP ATEŞKES KARARINI DOĞRULADI Gazze'deki ateşkes, ABD Başkanı Joe Biden tarafından da doğrulandı. Biden, ateşkes ve esirlerin serbest kalması hususunda anlaşma sağlandığını açıkladı. Öte yandan, ABD'de 20 Ocak 2025 tarihinde Oval Ofis'e girecek olan Donald Trump, Hamas ve İsrail arasındaki ateşkesi duyurdu ve esirlerin serbest kalacağını bildirdi. Ateşkesi açıklayan ilk lider olan Trump, "Orta Doğu'daki rehineler için bir anlaşmamız var. Yakında serbest bırakılacaklar." açıklamasını yaptı. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN "ATEŞKES" YORUMU Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise ateşkes kararı hakkında, "Filistin Direniş Hareketi Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Anlaşmanın, Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere bölgemiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını, kalıcı barış ve istikrara kapı aralamasını temenni ediyoruz" açıklamasını yaptı. Diğer yandan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres ise İsrail güçleri ve Hamas arasında sağlanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını dile getirdi. Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Filistinli sivillerin Gazze'nin kuzeyine dönmeleri ve ablukada yaşayan bölgeye insani yardımın girmesi bekleniyor.

Lübnan’da neler oluyor? Haber

Lübnan’da neler oluyor?

Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA İsrail ile Hamas arasında 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana gerilim git gide artıyor ve Gazze’de İsrail tarafından katledilen sivil sayısı 41 bin 534’e yükseldi. İsrail ile Lübnan arasında ise neredeyse bir yıldır zaman zaman şiddetlenen çatışmalar meydana geliyor. Lübnan’da 17 Eylül 2024 tarihinde Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar meydana geldi. Hizbullah’a ait olduğu iddia edilen çağrı cihazları ve telsizler bir gün arayla patladı ve en az 37 kişi ölürken 3 binden fazla kişi yaralandı. Lübnan bu saldırılardan İsrail'i sorumlu tutuyor. İsrail yetkilileri ise  Beyrut'un iddialarına henüz bir yorum yapmadı. TELSİZLERE NASIL SIZILDI? Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizlerin patlamasına dair yanıtlanmayı bekleyen bir sürü cevap var. Uzmanların görüşü bu ölçüde hasara yol açabilmeleri için, Hizbullah'ın eline geçmeden önce cihazlara patlayıcılar konulduğu yönünde. Gözler ise “BAC Danışmanlık” adlı bir şirkete çevrildi. İnfilak eden çağrı cihazlarının büyük kısmında Gold Apollo Rugged Pager AR924 yazısı yer alıyordu. Tayvanlı şirket Gold Apollo ise AR-924 lisansını BAC Consulting'e verdiklerini, bu modelin Macar başkenti Budapeşte merkezli BAC tarafından tasarımlandığı, üretildiği ve satıldığını açıkladı. ÇAĞRI CİHAZLARI NASIL PATLADI? 19 Eylül 2024 tarihinde saat 15.30’da çağrı cihazlarına lider kadrosundanmış gibi görünen bir mesaj iletildi. Çağrı cihazı bildirim sesiyle titremesinin hemen ardından binlerce cihaz infilak etti. Kırım Haber Ajansı muhabiri (QHA) bölgeden ulaştığı kaynağından aldığı bilgiler doğrultusunda hem Lübnan halkı ve yönetimi gözünden olayları inceledi hem de Lübnan Türkmenlerinin bu durumdan nasıl etkilendiğini sordu. “BU İŞ İNSANLARI HİZBULLAH İLE YAKIN İLİŞKİ İÇİNDEYDİ, BU YÜZDEN CİHAZLAR DETAYLI BİR ŞEKİLDE İNCELENMEDİ” QHA’ya konuşan kaynak, “İsrail telefonları hedef almadı; Hizbullah askerleri tarafından kullanılan iletişim cihazlarını hedef aldı. Yaklaşık 4 bin cihaz, Macaristan'dan Hizbullah için iş insanları tarafından satın alındı. Bu iş insanları Hizbullah ile yakın ilişki içindeydi, bu yüzden cihazlar detaylı bir şekilde incelenmedi.” dedi. Kaynak, cihazları satan şirketin aslında Mossad için bir paravan şirketi olduğunu ve bu durumun iki olasılıkla karşı karşıya bıraktığını ise şu ifadelerle açıkladı: Ya iş insanları Mossad için çalışıyorlardı. Ki, doğru sonucun bu olduğunu düşünüyorum. Ya da şirketin İsrail ile bağlantılı olduğunu bilmiyorlardı. Şirket şimdi kapatıldı ve hakkında başka bir bilgi mevcut değil. LÜBNAN YÖNETİMİNİN BU OLAYLAR KARŞISINDAKİ TUTUMU NASIL VE CEVABI NASIL OLACAK?  QHA muhabirinin Lübnan yönetiminin tutumuna ilişkin sorusuna “Lübnan hükûmetinin üyelerinin çoğu Hizbullah ile müttefiktir. Yapabilecekleri tek şey, Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla İsrail'e karşı uluslararası mahkemelerde dava açmak, Lübnan halkına destek ve yardım sağlamaktır.” şeklinde cevap verdi. “GAZZE'Yİ DESTEKLEMEK İSTİYORLAR AMA KENDİ ÜLKELERİNİN YIKILMASINI DA İSTEMİYORLAR” Kaynak, “Lübnan halkı yaşanan bu gelişmeler hakkında ne düşünüyor? Ne istiyor ve hissediyor?” sorusunu cevaplarken  çoğu Lübnanlının savaşa karşı olduğu ancak İsrail'in Lübnan'a saldırmasından dolayı intikam alınmasını istediklerini kaydetti. Sözlerine “Gazze'de masum insanları öldüren bir ülkeye karşı zayıf görünmek istemiyorlar. Lübnan halkı arasında genel bir görüş var: Gazze'yi desteklemek istiyorlar ama aynı zamanda kendi ülkelerinin yıkılmasını da istemiyorlar. Hizbullah’ın iletişim cihazlarının patlaması insanlara fiziksel olarak zarar vermemiş olabilir ancak kamuya açık alanlarda meydana gelmesi, onları psikolojik olarak etkiledi. Herkes yakınlarıyla iletişime geçmeye çalışıyordu, bu da ek bir sıkıntıya neden oldu.” diyerek devam etti. LÜBNAN TÜRKMENLERİ İSRAİL SALDIRILARINDAN NASIL ETKİLENDİ? Lübnanlı Türkmenlerin yaşadığı bölgeleri genellikle çatışma bölgelerinden uzakta ancak iletişim cihazlarının infilak etmesinden dolayı tüm bölgeler etkilendi. Bekaa bölgesinde, Türkmen köylerinin çoğu Hizbullah’ın kontrolü altında. Kuzey bölgelerinin çoğu bombalamaya maruz kaldı ve bugün de İsrail tarafından bombalanıyor. QHA’ya konuşan kaynaktan alınan bilgilere göre, Batı Bekaa bölgesinde bulunan Kifrraya köyü ve Akkar'daki Türkmen bölgeleri Hizbullah'ın kontrolünde olmadığı için hava saldırılarına maruz kalmadı. Güney Lübnan’a en yakın Türkmen köyü ise Kifrraya köyü ve burası daha önce 1982 yılında İsrail güçleri tarafından işgal edildi. Bununla birlikte kaynak, Lübnan’a yapılacak herhangi bir işgal sonucunda Türkmen bölgelerinin de tehlikeye gireceğini ve Türkmenlerin yaşadığı en tehlikeli bölgenin şu an Kuzey Bekaa bölgesi olduğunu kaydetti. Ayrıca İsrail’in hava saldırılarının bu bölgede yoğunluk kazandığını belirtti. Kaynak bu noktada “Eğer imkanlarım olsaydı, bu bölgelerdeki Türkmenleri bombardıman bitene kadar güvenli yerlere gönderirdim.”  ifadelerini kullandı. İsrail ordusu 23 Eylül 2024 tarihinden bu yana Lübnan’ın güneyine hava saldırıları düzenliyor. Lübnan Sağlık Bakanlığının bildridiğine göre, İsrail’in saldırıları sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısı 581'e çıktı. Lübnan’da saldırılar sonucunda Beyrut’a doğru hareket eden yerinden edilen kişi sayısı yarım milyona yaklaşırken ülke genelinde eğitime ara verildi ve okullar yerinden edilen halkın barınması için kullanılıyor.   İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, Lübnan’da Hizbullah’a ait 100’den fazla hedefi bombaladıklarını bildirmişti. HİZBULLAH İLK DEFA TEL AVİV'E FÜZE FIRLATTI İsrail savaş uçakları, Lübnan'ın güney, doğu ve orta kesimlerindeki birçok beldeye hava saldırıları yaparken, Hizbullah da 8 Ekim 2023'ten bu yana ilk defa Tel Aviv'e füze fırlattı.

Çin'in soykırım politikasını destekleyen Abbas TBMM'de! Haber

Çin'in soykırım politikasını destekleyen Abbas TBMM'de!

Geçen yıl Çin'in özel davetiyle Pekin'e giden Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesinde, Uygur Soykırımı'nın insan hakları sorunu olmadığını, bu durumun Çin'in sözde terörizme ve bölücülüğe karşı mücadelesi olduğunu, bu konuda Çin hükûmetini desteklediğini belirtmişti. ÇİN'İ DESTEKLEYEN ABBAS TBMM'DE KONUŞTU Uygur Türklerine Çin'in ağzıyla terörist diyen Abbas, 15 Ağustos 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) konuşma yaptı. Abbas'ın konuşmasını; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanvekili Celal Adan, bakanlar, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve Genel Kurul'da bulunan milletvekilleri dinledi. ABBAS'TAN TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR TBMM'de gerçekleştirdiği konuşmasına "Sizlere, mübarek Filistin’den Kudüs’ten geliyorum. Büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla geliyorum. Halkım, uluslararası adaletten yoksun olarak vatanına ve haklarına sarılarak işgalci İsrail’in suçlarına karşı büyük mücadele yürütmektedir." diyerek başlayan Abbas, "İsrail’in saldırı, cinayet ve soykırımı nedeniyle şehit olanları anarak konuşmama başlamak istiyorum. Bunların sonuncusu İsmail Haniye’ye karşı işlenen suç olmuştur." şeklinde konuştu. Türkiye'nin Filistin halkının yanında yer aldığına vurgu yapan Abbas, "Her gün işgal devletinin Gazze’deki suçlarına, özellikle birkaç gün önce 100'den fazla şehit verilen El Tabin okulu saldırısı dahil, uluslararası toplum nasıl sessiz kalıyor? Erdoğan öncülüğünde Türkiye’yi cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kutluyorum. İsrail’in iğrenç suçlarını kınayan Türkiye’nin tüm siyasi partilerini kutluyorum. Asil duruşu ile Filistin halkını destekeyen kardeş Türk halkını kutluyorum. Türkiye, İsrail ile ticareti Filistin halkına destek için durdurdu." ifadelerini kullandı. Mahmud Abbas, TBMM'deki konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: Filistin devletinin tanınması için çalışmaya devam edeceğiz. BM nezdinde tanınmak istiyoruz. İşgal bitinceye kadar yolumuza devam edeceğiz. Avrupa ülkeleri artık Filistin’i tanıyor. UYGUR SOYKIRIMI BİR İNSAN HAKLARI MESELESİ DEĞİLDİR Geçmişte Çin’in Doğu Türkistan’daki faaliyetlerini desteklediğini ifade eden Abbas, "Bazılarının gündeme getirdiği Uygur Soykırımı bir insan hakları meselesi değildir. Bu Çin'in terörizm, aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadelesidir. Filistin hükûmeti, Çin'in bu mücadelesini her zaman destekliyor, Filistin her zaman Çin'e inandı. Çin'in her zaman adaleti yerine getireceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Çin malı gözetim araçları İsrail'e nasıl güç katıyor? Haber

Çin malı gözetim araçları İsrail'e nasıl güç katıyor?

İsrail'e karşı tutum sergilediğini öne sürerek Filistin'i desteklediğini açıklayan Çin yönetimi, perde arkasında İsrail ile iş birliği yapıyor. Doğu Türkistan'da Uygur soykırımına gözetim desteği veren Çinli kamera şirketi Hikvision'un cihazları, İsrail'in işgali altındaki Batı Şeria'da da Filistinlileri gözetliyor. SOYKIRIM DESTEKÇİSİ KAMERA ŞİRKETİ FİLİSTİN'DE Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) konuya ilişkin "Otomatik Irk Ayrımı (Automated Apartheid)" adlı rapor yayımladı. Rapora göre, Filistinlilerin sosyal olarak toplanıp gösteri düzenleyebildikleri tek kamusal alan olan Şam Kapısı’nda Filistinlilerin her an izlendiği kaydedildi. Filistinlilerin her adamını gözetleyen akıllı kameraların, Doğu Türkistan'da devam eden soykırıma teknolojik destek sağlayan Çinli gözetim şirketi Hikvision'un cihazları olduğu bildirildi. ŞİRKET ABD'DE KARA LİSTEYE ALINMIŞTI Raporda, Hikvision'un dünyanın en büyük video gözetim ekipmanı üreticilerinden biri olduğu vurgulandı. Öte yandan raporda, uluslararası insan hakları grupları arasında zaten kötü bir üne sahip olan şirketin, Çin'in Uygur Türklerine yönelik baskılarına ortak olduğu gerekçesiyle ABD tarafından kara listeye alındığı ve Birleşik Krallık tarafından da güvenlik tehdidi olarak tanımlandığı kaydedildi.  İSRAİL POLİSİNİN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRAN ÇİN KAMERALARI Uluslararası Af Örgütü, Doğu Kudüs'te yüzlerce Hikvision kamerası tespit ettiğini aktardığı raporunda, kameraların İsrail polisi ve bölgeye yerleştirilen Yahudiler tarafından işletildiğini vurguladı. Kameraların başta Şam Kapısı, Ermeni Mahallesi, Müslüman Mahallesi ve Silvan olmak üzere Doğu Kudüs'ün eski yerleşim yeri ve çevresindeki askeri altyapılara ve yerleşim alanlarına monte edildiği kaydedildi. Uygur Türkleri üzerinden deney yapılan yüz tanıma özelliklerine sahip ve herhangi bir kişinin yüzünün görüntüsüne dayanarak etnik kökenini, yaşını ve ırkını ayırt edebilen kameraların İsrail polisine kolaylık sağladığı bildirildi. ÇİNLİ ŞİRKET İNSAN HAKLARINI CİDDİYE ALMIYOR Gözetim araştırma yayını Internet Protocol Video Market'in (IPVM) hükumet araştırmaları direktörü Conor Healy, The Guardian'a yaptığı açıklamada, "Hikvision'ın Doğu Türkistan'daki Müslümanları gözetleme ve baskı altına almadaki kritik rolü ve şirketin hesap verebilirliği üstlenmemesi, şirketin etik veya insan haklarını koruma konusunda ciddi olmadığını gösteriyor" ifadelerini kullanmıştı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.