SON DAKİKA
Hava Durumu

#Filistin

QHA - Kırım Haber Ajansı - Filistin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Filistin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çin'in soykırım politikasını destekleyen Abbas TBMM'de! Haber

Çin'in soykırım politikasını destekleyen Abbas TBMM'de!

Geçen yıl Çin'in özel davetiyle Pekin'e giden Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesinde, Uygur Soykırımı'nın insan hakları sorunu olmadığını, bu durumun Çin'in sözde terörizme ve bölücülüğe karşı mücadelesi olduğunu, bu konuda Çin hükûmetini desteklediğini belirtmişti. ÇİN'İ DESTEKLEYEN ABBAS TBMM'DE KONUŞTU Uygur Türklerine Çin'in ağzıyla terörist diyen Abbas, 15 Ağustos 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) konuşma yaptı. Abbas'ın konuşmasını; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanvekili Celal Adan, bakanlar, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve Genel Kurul'da bulunan milletvekilleri dinledi. ABBAS'TAN TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR TBMM'de gerçekleştirdiği konuşmasına "Sizlere, mübarek Filistin’den Kudüs’ten geliyorum. Büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla geliyorum. Halkım, uluslararası adaletten yoksun olarak vatanına ve haklarına sarılarak işgalci İsrail’in suçlarına karşı büyük mücadele yürütmektedir." diyerek başlayan Abbas, "İsrail’in saldırı, cinayet ve soykırımı nedeniyle şehit olanları anarak konuşmama başlamak istiyorum. Bunların sonuncusu İsmail Haniye’ye karşı işlenen suç olmuştur." şeklinde konuştu. Türkiye'nin Filistin halkının yanında yer aldığına vurgu yapan Abbas, "Her gün işgal devletinin Gazze’deki suçlarına, özellikle birkaç gün önce 100'den fazla şehit verilen El Tabin okulu saldırısı dahil, uluslararası toplum nasıl sessiz kalıyor? Erdoğan öncülüğünde Türkiye’yi cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kutluyorum. İsrail’in iğrenç suçlarını kınayan Türkiye’nin tüm siyasi partilerini kutluyorum. Asil duruşu ile Filistin halkını destekeyen kardeş Türk halkını kutluyorum. Türkiye, İsrail ile ticareti Filistin halkına destek için durdurdu." ifadelerini kullandı. Mahmud Abbas, TBMM'deki konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: Filistin devletinin tanınması için çalışmaya devam edeceğiz. BM nezdinde tanınmak istiyoruz. İşgal bitinceye kadar yolumuza devam edeceğiz. Avrupa ülkeleri artık Filistin’i tanıyor. UYGUR SOYKIRIMI BİR İNSAN HAKLARI MESELESİ DEĞİLDİR Geçmişte Çin’in Doğu Türkistan’daki faaliyetlerini desteklediğini ifade eden Abbas, "Bazılarının gündeme getirdiği Uygur Soykırımı bir insan hakları meselesi değildir. Bu Çin'in terörizm, aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadelesidir. Filistin hükûmeti, Çin'in bu mücadelesini her zaman destekliyor, Filistin her zaman Çin'e inandı. Çin'in her zaman adaleti yerine getireceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Çin malı gözetim araçları İsrail'e nasıl güç katıyor? Haber

Çin malı gözetim araçları İsrail'e nasıl güç katıyor?

İsrail'e karşı tutum sergilediğini öne sürerek Filistin'i desteklediğini açıklayan Çin yönetimi, perde arkasında İsrail ile iş birliği yapıyor. Doğu Türkistan'da Uygur soykırımına gözetim desteği veren Çinli kamera şirketi Hikvision'un cihazları, İsrail'in işgali altındaki Batı Şeria'da da Filistinlileri gözetliyor. SOYKIRIM DESTEKÇİSİ KAMERA ŞİRKETİ FİLİSTİN'DE Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) konuya ilişkin "Otomatik Irk Ayrımı (Automated Apartheid)" adlı rapor yayımladı. Rapora göre, Filistinlilerin sosyal olarak toplanıp gösteri düzenleyebildikleri tek kamusal alan olan Şam Kapısı’nda Filistinlilerin her an izlendiği kaydedildi. Filistinlilerin her adamını gözetleyen akıllı kameraların, Doğu Türkistan'da devam eden soykırıma teknolojik destek sağlayan Çinli gözetim şirketi Hikvision'un cihazları olduğu bildirildi. ŞİRKET ABD'DE KARA LİSTEYE ALINMIŞTI Raporda, Hikvision'un dünyanın en büyük video gözetim ekipmanı üreticilerinden biri olduğu vurgulandı. Öte yandan raporda, uluslararası insan hakları grupları arasında zaten kötü bir üne sahip olan şirketin, Çin'in Uygur Türklerine yönelik baskılarına ortak olduğu gerekçesiyle ABD tarafından kara listeye alındığı ve Birleşik Krallık tarafından da güvenlik tehdidi olarak tanımlandığı kaydedildi.  İSRAİL POLİSİNİN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRAN ÇİN KAMERALARI Uluslararası Af Örgütü, Doğu Kudüs'te yüzlerce Hikvision kamerası tespit ettiğini aktardığı raporunda, kameraların İsrail polisi ve bölgeye yerleştirilen Yahudiler tarafından işletildiğini vurguladı. Kameraların başta Şam Kapısı, Ermeni Mahallesi, Müslüman Mahallesi ve Silvan olmak üzere Doğu Kudüs'ün eski yerleşim yeri ve çevresindeki askeri altyapılara ve yerleşim alanlarına monte edildiği kaydedildi. Uygur Türkleri üzerinden deney yapılan yüz tanıma özelliklerine sahip ve herhangi bir kişinin yüzünün görüntüsüne dayanarak etnik kökenini, yaşını ve ırkını ayırt edebilen kameraların İsrail polisine kolaylık sağladığı bildirildi. ÇİNLİ ŞİRKET İNSAN HAKLARINI CİDDİYE ALMIYOR Gözetim araştırma yayını Internet Protocol Video Market'in (IPVM) hükumet araştırmaları direktörü Conor Healy, The Guardian'a yaptığı açıklamada, "Hikvision'ın Doğu Türkistan'daki Müslümanları gözetleme ve baskı altına almadaki kritik rolü ve şirketin hesap verebilirliği üstlenmemesi, şirketin etik veya insan haklarını koruma konusunda ciddi olmadığını gösteriyor" ifadelerini kullanmıştı.

14 Filistinli grup, neden Çin'i seçti? Haber

14 Filistinli grup, neden Çin'i seçti?

Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara Başta Hamas ve El Fetih olmak üzere 14 Filistinli grup, Türkiye'nin uluslararası arenada Filistin'deki vahşetin durması, insani yardımın sağlanması ve ateşkesin bir an önce hayata geçmesi konusundaki çabalarını yok saydı. Çin'in başkenti Pekin'de 21-22 Temmuz 2024 tarihleri arasında süren toplantıların sonunda, tüm Filistinli güçlerin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı altında yer aldığı kapsamlı bir ulusal birliğe ulaşma ve geçici bir ulusal uzlaşı hükümeti kurma konusunda anlaşmaya vardıkları açıklanmıştı. 14 Filistinli grup, Türkiye'nin yerine Çin'i tercih etmişti. "ÇİN, AMERİKA'YLA YÜRÜTMÜŞ OLDUĞU PAZARLIKLARDA BÖYLE BİR KROZ OLARAK ELİNDE TUTMAYI DÜŞÜNÜYOR" Bu bağlamda Çin'in Orta Doğu ve Arap dünyasındaki imajı da güçlendi. Araştırmacı yazar Abdullah Oğuz, QHA'ya Çin'in yeni stratejisini değerlendirdi. Abdullah Oğuz, Doğu Türkistan'da soykırım uygulayan Çin'in Filistin'i desteklemesine ilişkin, "Şu çok açık ve kesin Kızıl Terör Devleti diye tabir etmenin hiçbir yanlışlığı olmadığını düşündüğüm Çin'in, Doğu Türkistan'da çok açık ve net bir şekilde her türlü İslam'ın izini topyekun silmek ve oradaki Müslüman Türk milletini Çinlileştirmek için 2016 yılından beri uygulamış olduğu soykırım, çok açık bir şekilde en başta İslam'a ve Müslümanlara karşı bir savaştır. Dolayısıyla yani Çin'in Filistin'i desteklemesini bu bağlamda değerlendirmek çok önemli. Çin Amerika'yla olan problemlerini çözerken Amerika'ya karşı masada elinde birtakım kozlar olsun istiyor anladığım kadarıyla. Dolayısıyla da Filistin meselesine vermiş olduğu destek de bu" ifadelerini kullandı. ÇİN FİLİSTİNLİLERİ KULLANARAK ASLINDA ARAP DÜNYASINDA BİR SEMPATİ KAZANMAYI AMAÇLIYOR Öte yandan Çin'in Filistinli grupları kullanarak Arap dünyasında neyi amaçlıdığına değinen Oğuz, "Bildiğiniz gibi Çin, Mao sonrası ekonomisi felakete uğramış, ciddi sosyal felaketler yaşamış ve kırk milyon insanın açlıktan ölmüş olduğu bir ülkeydi. Daha sonra Ding Şaoping döneminde  Avrupa ve Amerika ile iş birliği yaparak bir yeniden yapılanma sürecine girdi ve bu süreçte kendisini güçlendirdi. Ding Şaoping döneminde Çinlilerin temel politikası yüksek profil göstermeden, gizliden  işleri yürütmekti ki bu Çin temel siyasetinin en önemli amaçlarından bir tanesidir. Kendileri zayıf oldukları zaman  güler yüzlü, yumuşak yüzlü bir siyaset yürüterek  çaktırmadan güçlenmeye çalıştılar ama, Şi Cinping'in iktidara gelmesinden itibaren yani 2013 yılından itibaren artık kendilerini de bir  emperyal hegemon güç olarak anmaya başladılar. Bu ortaya çıkma ve açıkça meydan okuma dönemi itibariyle Amerika'nın karşısında ciddi bir rakip olarak boy gösterdiler. Dolayısıyla bu mücadelede birtakım çıkar alanları ve Amerika'yla masaya oturdukları zaman kullanabilecekleri güç alanları yaratma peşindeler. Dolayısıyla Filistinlileri kullanmaları aslında İslam dünyasında ve Arap dünyasında bir sempati kazanmayı hedefliyor.  Orada kendi çıkarlarını yerleştirirken Çin'in her yere gittiğinde temel amacı olan, oraları sömürmek, yönetimini, Pakistan'da yaptığı gibi kendi kolonisi haline dönüştürmek amacındalar" dedi.  ÇİN BU DURUMDA ORTA DOĞU'DAKİ ANLAŞMALARI Ayrıca Çin ekonomisin çıkamaza girdiğine dikkat çeken Oğuz, Çin'in bu durumda Orta Doğu'daki anlaşmalara önem verdiğne dikkat çekerek, "Şu anda Çin ekonomisinin  ciddi bir çıkmazda olduğu çok açık olarak ortada. Konut sektöründe çok ciddi bir kriz var, ayrıca iç borç hacmi ekonomik büyüklüğün üç katını aştı, Büyüme her yıl düşüyor ve kapasite fazlası var. Bunlar bir ekonomi için hayati risk taşıyan problemlerdir. Çok ciddi bir kapasite fazlası var. Dolayısıyla bunları İran'la yapmış olduğu, Irak'la yapmış olduğu ve diğer Arap ülkeleriyle yapmış olduğu anlaşmalarla çözmeye çalışıyor. Temelde benim kanaatim, Filistinli gruplara vermiş olduğu bu desteğin temel amacı Amerika'ya karşı eline bir koz geçirmek. Bundan başka herhangi Işi olmadığı kanaatindeyim" ifadelerini kullandı. "ÇİN MALLARINA ARACILIK EDEN, ÇİN'DEN İTHAL EDEN BİR ÜLKE HALİNE DÖNÜŞME TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ" Oğuz ayrıca Türkiye için çok uzak olarak görülen Çin'in Orta Doğu'daki yakın komşu haline geldiğinin de altını çizdi. Bu durumun Türkiye için ne tür tehlikeleri beraberinde getireceğine dikkat çekerek, "Bu konuyu uzun yıllardan beri özellikle ekonomi bağlamında ciddi bir şekilde anlatmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı Avrupa Bölgesi. Türkiye'nin ihracatını yüzde 50'si  Avrupa Bölgesine ve Çin'in bizim yakınımıza gelmesi, Çin'in Kuşak Yol projesiyle üzerimizden Avrupa'ya mal sevk etmesi, bizim için ekonomimiz için en önemli, en büyük tehlike. Türkiye'nin dış ticaret açığının, cari açığının, Türkiye ekonomisinin en yumuşak karnı olan döviz ihtiyacının da en önemli kaynağının Çin olduğunu uzun yıllardan beri anlatmaya çalışıyoruz buna rağmen Türkiye'de hala Çin'den ithalat artıyor ve insanların zihninde bunun başka bir çaresi yokmuş gibi bir algı oluşmaya başladı. Bu Türkiye ekonomisi için çok büyük bir tehlike. Yarın öbür gün sadece ve sadece Çin mallarına aracılık eden, Çin'den ithal eden bir ülke haline dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyayız" dedi. "TÜRKİYE'NİN KOŞAR ADIM ÇİN'DEN KAÇMASI LAZIM" Aynı zamanda Çin'in yakın ekonomik ilişkiler geliştirdiği Pakistan, Sri Lanka ve Kırgızistan gibi ülkeleri nasıl yavaş yavaş ele geçirdiği net bir şekilde ortada olduğunun altını çizen Oğuz, "Dolayısıyla Türkiye'nin böyle bir sıkıntısı da var. Yani yakınımıza, Orta Doğu'daki Çin'in yerleşmesinin ekonomik olarak ve daha sonra siyasi olarak Türkiye'ye vereceği zarar öngörülemez kadar büyük ve bu bizim tarihimizde çok ciddi şekilde yaşanmış problemlerdir. Fakat Çin'in Türkiye'de çok güçlü bir ithalat lobisi var ve bu lobi gerçekten çok etkili. Şunu tekrar söylemek istiyorum. Türkiye'nin ekonomik olarak, siyasi olarak güçlü ve müreffeh bir devlet olabilmesi için koşar adım Çin'den kaçması lazım. Hiçbir şekilde Türkiye'ye dost olmadığı konusunda binlerce yıllık hafızamızın bize net olarak söylediği, Çin'in bu bölgeye yerleşmesinin Türkiye'nin bölgedeki çıkarları için de hiçbir şekilde bir artı veya katkı  sağlamayacağı konusunda kesinlikle eminiz" ifadelerini kullandı.

14 Filistinli grup, Türkiye’yi değil Çin'i seçti! Haber

14 Filistinli grup, Türkiye’yi değil Çin'i seçti!

Başta Hamas ve El Fetih olmak üzere 14 Filistinli grup, Türkiye'nin uluslararası arenada Filistin'deki vahşetin durması, insani yardımın sağlanması ve ateşkesin bir an önce hayata geçmesi konusundaki çabalarını yok saydı. 14 FİLİSTİNLİ GRUP TÜRKİYE'NİN YERİNE ÇİN'İ SEÇTİ Çin'in başkenti Pekin'de 21-22 Temmuz 2024 tarihleri arasında süren toplantıların sonunda, tüm Filistinli güçlerin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı altında yer aldığı kapsamlı bir ulusal birliğe ulaşma ve geçici bir ulusal uzlaşı hükümeti kurma konusunda anlaşmaya vardıkları açıklandı. 14 Filistinli grup Türkiye'nin yerine Çin'i tercih etti. ÇİN ORTA DOĞU'DA SÖZ SAHİBİ Filistinli gruplar Pekin Deklarasyonu’nu imzaladı. Çin, Pekin'de topladığı Filistinli gruplar arasında sorunları çözme, İsrail işgaline karşı koyma ve kapsamlı bir ulusal birliğin sağlanması hususlarında anlaşma sağladı. Hamas dahil 14 Filistinli grup, FKÖ’yü Filistin halkının meşru temsilcisi olarak ilan etti. Pekin yönetimi, bu hamlesi ile İran-Suudi Arabistan hamlesinden sonra Orta Doğu’da söz sahibi olduğunu ilan etmiş oldu. 14 FİLİSTİNLİ GRUP ÇİN'DE Toplantıya katılan 14 Filistinli grup arasında Fetih, Hamas, İslami Cihad, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi, Filistin Halk Partisi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Komutanlığı, Filistin Demokratik Birlik (FIDA), Filistin Kurtuluş Cephesi, Arap Kurtuluş Cephesi, Filistin Arap Cephesi ve Halk Kurtuluş Savaşçıları (Kuvvetler) yer aldı.

Ukrayna'dan Filistin'e tahıl desteği: Bin ton buğday Gazze'ye ulaştı Haber

Ukrayna'dan Filistin'e tahıl desteği: Bin ton buğday Gazze'ye ulaştı

Ukrayna'nın tahıl ticaretine engel koyan işgalci Rusya, hububatların ilgili ülkelere ihracatını engelleyerek, dünyayı gıda krizi eşiğine sürüklüyor. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy'ın girişimiyle başlatılan "GrainFromUA" ortaklığında gıdaya muhtaç ailelere tahıl gönderildi.  UKRAYNA'NIN GİRİŞİMİYLE FİLİSTİN'E GIDA YARDIMI  Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, İsrail ve Hamas arasındaki çatışmalar neticesinde Filistin'de açlıkla mücadele eden 100 binden fazla aileye GrainFromUA girişimi ile gıda yardımının ilk bölümünün gönderildiğini duyurdu. Açıklamada, ilk kez Filistin için gönderilecek olan bin ton buğday taşıyan geminin Türkiye üzerinden Ürdün'e ardından Gazze'ye ulaştığı aktarıldı. Kalan partilerin sonraki aylarda gönderileceği belirtildi. Buna bağlı olarak; Ukrayna, Norveç, Avusturya, Estonya, Fransa ve İzlanda'nın da bulunduğu bağışçıların desteğiyle Gazze'ye genel olarak 7 bin tondan fazla buğdayın tedarik edileceği duyuruldu.  Ukrayna, Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy'ın girişimiyle başlatılan GrainFromUA kapsamında Filistin'e bin ton buğday tedarik ederek 100 binden fazla aileye destek sağladı pic.twitter.com/GGvSd7l5c5 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) July 18, 2024 "UKRAYNA KÜRESEL GIDA GÜVENLİĞİ KONUSUNDAKİ DAYANIŞMASINI GÖSTERDİ" İşgalci Rusya'nın saldırıları nedeniyle 70 milyon insanın etkilendiği belirtilen açıklamada, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy'ın Barış Formulü'ndeki "gıda güvenliği" maddesine dikkat çekildi. Yermak tarafından yapılan duyuruda, "Ukrayna her zaman tüm dünya için gıda güvenliği bağışçısı olmuştur ve olmaya devam edecektir. Programın başlangıcından bu yana Ukrayna, aralarında Sudan, Etiyopya, Kenya ve Yemen'in de bulunduğu birçok ülkeye temel gıda maddeleri tedarik etti. Gıda güvenliği Barış Formülü'nün önemli maddelerinden biri ve tüm ülkeleri bunu başarmak için kolektif çabalarımıza katılmaya davet ediyorum. Ukrayna, ihtiyaç sahibi ülkelere destek verme yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ediyor ve küresel gıda güvenliği konusunda dayanışmasını ve sorumluluğunu gösteriyor." ifadeleri kullanıldı.  Ayrıca Yermak, gıda güvenliğinin sağlanması için ülkelerin iş birliği içinde ortak çaba sarf etmesi konusunda çağrıda bulundu. 

İspanya, İrlanda ve Norveç Filistin devletini resmen tanıdı Haber

İspanya, İrlanda ve Norveç Filistin devletini resmen tanıdı

İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana  Gazze’ye yönelik saldırılarını tüm şiddetiyle sürdürüyor. Ağır insan hakları suçu işleyen İsrail’e tepkiler gelmeye devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) üyeleri  İspanya, İrlanda ve Norveç Filistin devletini 28 Mayıs 2024 tarihinde resmen tanıdı. İspanya, İrlanda ve Norveç aldıkları bu kararla İsrail-Hamas arasında sağlanacak ateşkes sürecini hızlandıracağını kaydetti. Ayrıca Filistin devletini tanıma kararının diğer AB ülkelerini de teşvik edeceği bekleniyor. İspanya Hükümet Sözcüsü ve Eğitim Bakanı Pilar Alegria, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Alegria basın toplantısında  "İspanya dönüm noktası olan, tarihi bir karar alarak, bu zamana kadar 143 olan Filistin devletini tanıyan ülkelerin arasına eklenmiştir. Bu, İspanya'nın, adalet, tutarlılık ve barış vaadiyle bağdaşan bir kararıdır." ifadelerine yer verdi. TARİHİ BİR KARAR İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, konuya ilişkin tanıma kararı öncesinde "Bu, tek hedefi olan tarihi bir karardır: İsrailliler ve Filistinlilerin barışa ulaşması."  ifadelerini kullanmıştı. Ayrıca Sanchez, "Barışçıl bir geleceğe ulaşmak için herkesin tek çözüm olarak kabul ettiği şeye doğru ilerlemenin tek yolu budur; İsrail devletiyle barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayan bir Filistin devleti.” demişti. UKRAYNA'DA OLDUĞU GİBİ FİLİSTİN'DE… Sanchez Filistin devletinin tanınmasına ilişkin yaptığı açıklamada, İspanya'nın, "Ukrayna'da olduğu gibi Filistin'de de uluslararası insan haklarına saygı ve uluslararası hukuka uygunluğu" savunduğunu ifade etmişti. NORVEÇ, FİLİSTİN DEVLETİNİ RESMEN TANIDI Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide, iki devletli çözüm konusunda İsrail’in yapıcı taahhütte bulunmamasına tepki gösterdi. Filistin’i tanıma kararının, Norveç- Filistin ilişkilerinde dönüm noktası olduğunu belirtti. İRLANDA’DAKİ FİLİSTİN MİSYONU STATÜSÜ BÜYÜKELÇİLİĞE YÜKSELTİLDİ İrlanda Dışişleri Bakanlığı da, Batı Şeria'daki Ramallah'taki temsilcilik ofisini büyükelçiliğe yükselterek bir büyükelçi atayacağını, İrlanda'daki Filistin misyonunun statüsünü de büyükelçiliğe yükselteceğini duyurmuştu. İSRAİL, GAZZE’YE SALDIRILARINA DEVAM EDİYOR Filistin direniş örgütü Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim 2023 tarihinde abluka altındaki şehirlerin kontrolü yeniden sağlamak amacıyla başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu'na karşı İsrail güçleri harekete geçmişti. İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'ndeki sert müdahalesi ve hava saldırıları devam ediyor. Yaşanan çatışmalarda çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Gazze’de hayatını kaybedenlerin sayısı 35 bin 984'ü aştı. İSRAİL, ÇADIR KENTİ VURDU  İsrail, 26 Mayıs 2024 tarihinde Gazze Şeridi’nin Refah kentinde sivillerin sığındığı “Güvenli Bölge” diye adlandırılan kampı vurdu. İsrail saldırılarının sonucunda Refah’ta en az 40 kişi hayatını kaybetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.