SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Insan Hakları Ihlalleri

QHA - Kırım Haber Ajansı - Insan Hakları Ihlalleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Insan Hakları Ihlalleri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım SOS Başkanı Oleksiy Tilnenko: İşgalcilerin zulmü 2025'te de devam edecek Haber

Kırım SOS Başkanı Oleksiy Tilnenko: İşgalcilerin zulmü 2025'te de devam edecek

Kırım SOS Sivil Toplum Teşkilatı Başkanı Oleksiy Tılnenko, Rus işgali altındaki Kırım'da son bir yılda insan hakları ihlallerinin yoğunlaşması ve artmasının, bu uygulamaların 2025 yılında da devam edeceğine işaret ettiğini belirtti. RUS ZULMÜ ARTARAK DEVAM EDİYOR Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Kırım SOS Sivil Toplum Teşkilatı Başkanı Oleksiy Tilnenko, 2014 yılından bu yana Rus işgali altında bulunan Kırım’daki insan hakları durumunun Rusya'nın Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattığı 2022 yılından sonra daha da kötüleştiğini kaydetti. Ayrıca uzman son bir yılda Yarımada'da insan hakları ihlalleri sayısının önemli ölçüde arttığına dikkat çekti. Kırım’ın işgal yönetiminin savaşa karşı çıkan Kırımlılara yönelik baskı uygulamak için sık sık “Rus ordusunu itibarsızlaştırma” suçlaması yönelttiğini belirten Tilnenko, son dönemde ilgili suçlama çerçevesinde açılan davaların sayısının arttığını kaydederek, “2023 yılında Rus ordusunu itibarsızlaştırma sulamasıyla işgal mahkemelerine yaklaşık 600 dava açıldı. Bir yıl sonra bu davaların sayısı bin 100'ü aşmış durumunda. Bu eğilimin devam edeceğini ve bu tür vakaların sayısının artacağını düşünüyorum.” dedi. Uzman, işgalci güçlerin Kırımlılara yönelik baskıları artırdığına dikkat çekerek siyasi tutsakların sayısında da artış beklediğini belirterek şu şekilde konuştu: 2024 yılında sözde 'vatana ihanet' ve yürürlüğe yeni giren 'gizli iş birliği' maddesi kapsamında siyasi amaçlı soruşturmalarda önemli bir artış gördük. 2025 yılında da bu baskıların artacağını düşünüyorum. Ukrayna Savunma Kuvvetlerinin yürüttüğü çeşitli faaliyetler nedeniyle Kırım'daki Rus işgal güçlerine yönelik tehditlerin arttığını ifade eden Tilnenko, “Bu nedenle işgalciler, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine potansiyel olarak yardım edebilecek ve onlara karşı düzmece ceza davaları açabilecek kişileri arıyorlar." ifadelerini kullandı. KIRIMLILAR DİRENİŞİNİ GÖSTERECEK Zorla kaybettirme vakalarındaki artışın endişe verici olduğunu vurgulayan uzman, insanların işgalci güçlerin evlerinde yaptığı aramalar sonrasında kaybolduğunu ve sonrasındaki akıbetlerinin çoğu zaman bilinmediğini aktardı. Bununla birlikte Tilnenko, Rus işgali altındaki Kırım’da bağımsız gazetecilere yönelik baskıların 2025 yılında da devam edeceğini kaydederek, Kırım gazetesi Başeditörü Bekir Mamutov’un çarptırıldığı yaklaşık bir milyon ruble (347 bin TL) miktarındaki para cezasının işgalcilerin düzmece davalarda verdiği en büyük para cezası olduğunu belirtti. Bununla birlikte uzman sosyal ağlarda paylaşım yapan sıradan insanların da ifade özgürlükleri bağlamında zulüm gördüğünü aktardı. Öte yandan Kırımlıların işgalcilere karşı şiddet içermeyen direnişinin 2025 yılında da sürdüreceğini kaydeden Tilnenko, "Bu direnci gerçekten bastıracak hiçbir ön koşul görmüyoruz. Bunun için herhalde, 2014 öncesinde Kırım'da bulunan tüm nüfusun sınır dışı edilmesi ve yerine Rus vatandaşlarının yerleştirilmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Kırım'daki insan hakları ihlallerine karışan 260 işgalci yetkilinin ismi tespit edildi Haber

Kırım'daki insan hakları ihlallerine karışan 260 işgalci yetkilinin ismi tespit edildi

İnsan hakları savunucuları, Kırım'da Ukraynalı sivillere yönelik zulüm ve baskılara karışan 260'tan fazla kişiyi tespit etti.  ZMINA İnsan Hakları Merkezi, işgal altındaki Kırım'da yaşayan insanların haklarını ihlal eden, baskı uygulayan iş birlikçi yerel yetkililer ve Rusya'dan taşınan görevlilerin isimlerini tespit ederek işledikleri suçları belgelediklerini bildirdi. Merkezden yapılan açıklamada, şu ana kadar Kırımlılara baskı uygulayan 260’tan fazla işgalci yetkilinin kimliğinin tespit edildiği kaydedildi. KIRIM'DAKİ 260 İŞGALCİ YETKİLİNİN İSMİ TESPİT EDİLDİ İnsan hakları savunucuları; Kırım'da Ukrayna vatandaşlarına yönelik yasa dışı tutuklamalar, keyfi alıkonulmalar, ev baskınları ve siyasi tutsakların Kırım’ın dışına sevk edilmesi gibi suçların iş birlikçi ve Rusya’dan getirilen sözde savcı, yargıç ve soruşturma görevlileri tarafından işlendiğini belirtti. ZMINA İnsan Hakları Merkezi; suç işleyen bu yetkilileri kara listeye dahil etmek ve bu tür yetkililere kişisel yaptırımlar uygulamak da dahil olmak üzere Ukrayna'da ve yurt dışında cezalandırmak amacıyla bu suçluların kişisel verilerini topluyor ve belgeliyor. İnsan hakları savunucuları, Kırım’ı 2014 yılında işgal ettikten sonra Rusya'nın uluslararası insancıl hukuk kurallarını ihlal ederek; Kırım'da sistematik olarak baskı uyguladığını vurguladı. Ukrayna vatandaşlarına yönelik siyasi zulümler, keyfi tutuklamalar ve yargısız infazlar devam ederken; Putin Rusyası, bu ihlallerin sorumluluğundan kaçıyor. Son on yıldır Kırım'daki işgalin etkileriyle birlikte, insan hakları örgütleri, kaybolmalar, işkenceler ve yasa dışı tutuklamalar gibi birçok olayı belgeledi. Ayrıca, Kırım Tatarları ve Ukraynalılara yönelik ayrımcılığın arttığı, işgalci gücün Ukrayna ile bağlantılı her türlü direniş hareketini yok etmeye çalıştığı belirtildi.

BM'de insan hakları karnesi incelenen Çin'i neler bekliyor? Haber

BM'de insan hakları karnesi incelenen Çin'i neler bekliyor?

Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara Çin, işgal ettiği Doğu Türkistan'da senelerdir baskı ve zulüm politikasına devam ediyor. 2017 yılından bugüne kadar bölgede, Doğu Türkistanlılar toplama kamplarına alınarak asimilasyon ve soykırıma maruz kalıyor. Bu kapsamda, Çin'in Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlalleri, BM Evrensel Periyodik İnceleme (EPİ) Grubu tarafından 24 Ocak 2024 tarihinde incelendi.  UYGUR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ İCRA DİREKTÖRÜNDEN QHA'YA ÖZEL AÇIKLAMA BM İnsan Hakları Konseyinin 22 Ocak-2 Şubat 2024 tarihleri arasında gerçekleştireceği çalışma grubunun dördüncü oturumunda; Çin'i nelerin beklediğini ve inceleme çalışmasının önemini Uygur Araştırmaları Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris ile konuştuk. Uygur Türkü uzman Abdulhakim İdris, konu ile ilgili QHA'ya özel açıklamalarda bulundu. İdris, BM Evrensel Periyodik İnceleme Grubu'nun işlevi ve görevine değinerek, "Birleşmiş Milletler Evrensel Periyodik İncelemesi, insan hakları alanında tüm üye devletlerin insan hakları sicillerini düzenli aralıklarla gözden geçiren bir mekanizmadır. Bu süreç, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından yürütülmektedir ve her dört yılda bir gerçekleştirilir. Evrensel Periyodik İnceleme sürecinde, üye devletler kendi insan hakları kayıtlarını sunar, ardından diğer üye devletler ve sivil toplum kuruluşları tarafından gözden geçirilir. Bu inceleme, devletlerin insan hakları yükümlülüklerine ne ölçüde uyduklarını değerlendirmeyi, insan hakları durumlarını iyileştirmek için tavsiyelerde bulunmayı ve insan hakları ihlallerini ele almayı amaçlamaktadır" ifadelerini kullandı. "HAZİRAN AYINDA GENİŞ BİR RAPOR OLUŞTURULACAK" Ayrıca Çin'in insan hakları ihlallerinin bu grup tarafından incelenerek konu hakkında rapor yayımlanacağını aktaran İdris, "Çin’in bir önceki Evrensel Periyodik İncelemesi 2018 yılında tamamlanmıştı. İçinde bulunduğumuz süreçte üye devletlerin de öneri ve eleştirilerini sunmasıyla birlikte haziran ayında geniş bir rapor oluşturulacak ve bu rapor, önümüzdeki 5 sene boyunca sivil toplum kuruluşlarının ve üye devletlerin Çin’den beklentilerini yansıtacak" dedi. BM'nin Cenevre'deki binası önünde Çin'e karşı protesto düzenlendiğini belirten İdris, "Sivil toplum kuruluşları geçtiğimiz yılın temmuz ayında Çin’in insan hakları karnesiyle ilgili kendi raporlarını BM’ye sunmuştu. Sürecin devletler arasında yürütülen bu ayağında biz Uygur kuruluşları olarak; Çin ve üye ülkeler üzerinde etki oluşturmak, varlığımızı göstermek, Uygur Soykırımı'nı gündemde tutmak için Cenevre’deydik. Resmi oturumlara katılmanın yanı sıra üye ülkelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmelerde bulunduk ve BM önünde Uygur dostlarımızla protesto düzenledik" ifadelerini kullandı. "ÖNGÖRÜSÜZ BATI'NIN BÜYÜTTÜĞÜ ÇİN" Ayrıca İdris, Batılı ülkelerin öngörüsüz politikalarıyla ekonomik zenginlik kazanan Çin'in, elde ettiği ekonomik güçle çok rahat hareket ettiğine dikkat çekerek, "Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki daimi üyelik konumunun getirdiği imtiyazları da kötüye kullanarak, Birleşmiş Milletler sisteminin öngördüğü kural ve kaidelerin dışında hareket etmeyi ilke edinmiş bir ülke. Batılı ülkelerin öngörüsüz politikalarıyla ekonomik zenginlik elde eden Çin, şimdi bu iki gücünü dünyadaki ülkeleri kendine çekmek ve Uygur Soykırımı'na dair gerçekleri kâh tehditle kâh maddi çıkar sağlayarak örtbas etmek için kullanıyor. Örneğin, İslam İşbirliği Teşkilatı içinden sadece Türkiye ve Kuveyt, Uygurların insan haklarına vurgu yaptı. Çin’den menfaat elde etmeye çalışan ya da Çin’in borç tuzağına çektiği ülkeler de ya sessiz kaldılar ya da Çin’e güzellemelerde bulundular. Bir Afrika ülkesinin Çin’e Çince teşekkür etmesine dahi şahit olduk" dedi. "16 ÜLKE DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ ÇİN MEZALİMİNİ GÜNDEME ALMIŞTI" Çin'e karşı Uygurları destekleyen ülkelerin sayısının son yıllarda arttığını vurgulayan İdris, "Bunun yanı sıra, Çin’in 2018 yılında gerçekleştirilen bir önceki incelemesinde 16 ülke Doğu Türkistan’daki Çin mezalimini gündeme almıştı. Bugün bu sayı 28’e çıkmış durumda. Uygurları destekleyici tavır alan ülkelerin verdiği her tavsiye hem bu ülkelerin resmi tutumunu gösteriyor hem başka devletleri cesaretlendirici bir etki yaratıyor hem de Uygurların haklı mücadelesini yürüten kuruluşların sesini ve elini kamuoyunda ve devletler nezdinde güçlendirici bir rol oynuyor. Dünya devletlerinin Uygurların sesini duyması, Çin’in yürüttüğü soykırımın resmi belgelerde konu edilmesi Çin üzerinde kuşkusuz bir baskı oluşturuyor ve Çin’i gerçekleri içten içe kabul edip, örneğin uydu fotoğraflarıyla görünen kampları değiştirmeye, farklı farklı yalanlar üretmeye zorluyor, geri adım attırıyor. Ancak malesef bu baskının Çin’i durduracak bir seviyeye geldiğini söylemek güç. Soykırımı durdurma yolunda Uygur meselesine hassasiyet gösteren ülke sayısını yükseltmek ise çalışmalarımızın odağında olacak" ifadelerini kullandı. ABD'NİN BM TEMSİLCİSİ UYGUR TÜRKÇESİ'NDE BİLDİRİ YAYIMLADI İdris, son olarak ABD'nin BM temsilcisi tarafından Çin'e karşı Uygur Türkçesi ile bildiri yayımlanmasının önemine dikkat çekerek, "Bildiri Uygur Türkçesi, Tibetçe ve Çince olarak da yayınlandı. Bunun da Amerikan hükumetinin çabalarını mümkün olduğunca geniş kitlelere duyurmaya çalışmasıyla alakalı olduğunu düşünüyorum. Bildirinin Uygur Türkçesinde yayınlanması, Çin’in yok etmeye çalıştığı haklara, yok etmeye çalıştıkları dilleriyle hitap etmenin verdiği mesaj da önemli. Çinliler arasında İngilizce bilme oranının az olması, bildirinin Çince yayınlanması yoluyla Amerika’nın Çinlileri de ÇKP suçlarından haberdar etmek istediğinin bir göstergesidir" dedi.

İran'daki insan hakları ihlalleri BM Genel Kurulunda Haber

İran'daki insan hakları ihlalleri BM Genel Kurulunda

Birleşmiş Milletler (BM) 70. Genel Kurulu, 19 Kasım 2023 tarihlli kararını oy çokluğuyla kabul etti. Kararda İran'ın kıyafet kuralları gerekçesiyle hapse ve hatta ölüme terk ettiği kadınlara uyguladığı insan hakları ihlalleri yer aldı.  ORTADOĞU'DAKİ SALDIRILARDAN YARARLANAN İRAN, İNFAZ SAYISINI ARTIRDI İran Ulusal Direniş Konseyi'nin (NCRI) Başkanı Meryem Racavi, yaptığı değerlendirmede, kararın dünyakamoyunda fikir birliğine işaret ettiğini dile getirdi. Racavi, "İran, insan hakları, ilke ve standartlarını sürekli ve ciddi bir biçimde ihlal etmektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin tüm maddelerini sürekli ihlal eden bir infaz ve soykırım rejimi, Ortadoğu'daki korkunç savaştan (İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları) yararlanarak infazların sayısını artırdı. 7 Ekim 2023'ten bu yana 245 infaz, Kasım ayında ise aralarında siyasi tutuklular ve isyan kahramanlarının da bulunduğu 120 infaz kaydedildi." bilgisini verdi. "KÜRSEL TOPLUM, İRAN REJİMİ İLE İLİŞKİLERİNİ ASKIYA ALMALI" Racavi yaptığı değerlendirmede, insanlığa karşı suç işleyen ve soykırım uygulayan İran dini lideri Hamaney ve benzer isimlerin adalete teslim edilmesi gerektiğini vurguladı. Dünya kamuoyuna çağrıda bulunan Racavi, "Küresel toplum, bu acımasız rejimi yatıştırmak yerine, mahkumlara yapılan işkence ve infazlar, protestocuların katledilmesi sona erinceye kadar onunla siyasi ve ekonomik ilişkilerini askıya almalıdır." ifadelerini kullandı.

Kırım Derneği Genel Merkezinde "İşgal Altındaki Ukrayna’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" toplantısı yapıldı Haber

Kırım Derneği Genel Merkezinde "İşgal Altındaki Ukrayna’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" toplantısı yapıldı

Mustafa KOÇYEGİT QHA Ankara Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi tarafından 8 Aralık 2023 tarihinde "İşgal Altındaki Ukrayna’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" adlı toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda; Kırım Tatarlarının Millî Lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı, Ukrayna Milletvekili ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Başkanı Ahtem Çiygöz, Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Yetkilisi Dmıtro Lubinets ve Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadirov konuşmacı olarak yer aldı. Kırım Derneği Genel Merkezine ait Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi’nde yer alan Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde 8 Aralık 2023 cuma günü saat 14.30’da gerçekleşen etkinliğe;  Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Kırım Milli Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu ve Kırım Derneğinin yönetim kurulu üyeleri ile Kırım Tatar halkının milli mücadelesine destek veren çok sayıda isim katıldı. #Kırım Derneği Genel Merkezinde "İşgal Altındaki #Ukrayna’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" toplantısı yapıldıhttps://t.co/NBYfpxVKSl pic.twitter.com/790kICJGTa — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 8, 2023 MÜKREMİN ŞAHİN: KIRIM TATAR MİLLÎ HAREKETİ, AYNI ZAMANDA BİR İNSAN HAKLARI HAREKETİYDİ Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Başkan Mükremin Şahin, insan haklarının sınır ve devlet tanımayan yalnızca insanlar için olması gereken bir kavram olduğunu vurgulayarak, "Kırım Tatar millî hareketi, aynı zamanda bir insan hakları hareketiydi. Sovyetler Birliği zamanında Kırım Tatar millî hareketi, millî hareket olarak nam kazandı ama aynı zamanda dünyada insan hakları hareketi olarak da nam kazandı, itibar kazandı, saygı gördü" ifadelerini kullandı. Kırım Tatarlarının her zaman uluslararası hukuk, adalet, insan hakları prensipleriyle hareket ettiğini belirten Şahin, "Hiçbir zaman etnik ve dini kavramlar üzerinden hareket etmedik. Kendimiz için istediğimizi başka halklar için de istedik. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra vatana dönüş hareketi oldu ve 1991'de Meclisimiz, Kurultayımız toplandı. 23 yıllık Ukrayna zamanında halkımız vatana yerleşmek için çok mücadele etti, büyük insan hakları ihlalleri yaşandı fakat halkımız sabırla prensiplerinden ve ilkelerinden taviz vermeden mücadelesine devam etti" dedi. LUBİNETS: İŞGAL ALTINDAKİ KIRIM'DA EN ÇOK ZULÜM VE BASKI GÖRENLER KIRIM TATARLARIDIR Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Yetkilisi Lubinets, toplantı katılımcılarına gönderdiği bir video mesaj ile seslendi. Ukrayna ve dünyanın Rusya'nın eylemlerini soykırım suçu olarak tanıması ve adalete teslim etmesi için baskı mekanizmaları geliştirmek gibi zorlu bir görevle karşı karşıya olduğunu kaydeden Lubinets, mesajında "İşgal altındaki Kırım topraklarında, yerli halkın temsilcileri olan Kırım Tatarları en çok zulüm ve baskı görenlerdir. Şu anda Kırım'da tutulan veya Rusya Federasyonu'na nakledilen 190 siyasi mahkum var. Bunlardan 123'ü Kırım Tatarıdır. Bu kişilerin çoğu, uluslararası insancıl hukukun tüm normlarını ihlal ederek gözaltına alınıyor" ifadelerine yer verdi. BODNAR: İŞGAL YETKİLİLERİ TARAFINDAN 5 BİNDEN FAZLA İNSAN HAKLARI İHLALİ VAKASI GERÇEKLEŞTİRİLDİ  Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, toplantıda gerçekleştirdiği konuşmasında Ukrayna'nın işgal altındaki topraklarında, özellikle de Kırım'da insan hakları alanında yaşanan sorunların yalnızca temel hak ve özgürlüklerin ihlaliyle ilgili olmadığını, aynı zamanda uluslararası sorumluluk meselesiyle ve küresel tepki ihtiyacıyla da ilgili olduğunu belirtti. Bodnar, "Ukrayna'nın yerli halkı olan Kırım Tatarları, işgal yetkilileri tarafından ciddi oranda ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyor. Bu durum aynı zamanda yasa dışı tutuklamalar, zulümler, ifade ve toplanma özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, İslam'ı özgürce yaşama hakkının baskılanması ve Kırım Tatar Milli Meclisinin faaliyetlerinin yasaklanmasıyla da ifade ediliyor. Geçtiğimiz 10 yılda insan hakları savunucuları, işgal yetkilileri tarafından 5.000'den fazla insan hakları ihlali vakası kaydetti" dedi. Konuşmasında Uluslararası Ceza Mahkemesinin Vladimir Putin hakkında tutuklama emri çıkarttığını hatırlatan Bodnar, "Ukrayna'nın işgal altındaki bölgelerinde ve Rusya Federasyonu topraklarında, Ukrayna vatandaşlarının çocuklarının öz farkındalıklarının ideolojik olarak işlenmesi ve askerileştirilmesine yönelik kampanya gerçekleştirilmektedir. Yüzlerce çocuk aslında zorla akrabalarından ayrılarak Rusya Federasyonu'na götürüldü, orada ideolojik ve psikolojik baskıya maruz bırakıldı, zorla Ruslaştırıldı ve Ukrayna'ya karşı propaganda amacıyla kullanıldı" cümlelerine yer verdi. "MİLLETİMİZ MÜCADELESİNİ BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERDİ" Toplantının bir diğer konuşmacısı Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı, Ukrayna Milletvekili ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Eş Başkanı Ahtem Çiygöz ise düzmece suçlamalar çerçevesinde Rus mahkemesi tarafından Kırım Tatarlarına uygulanan siyasi baskılara değindi. Siyasi tutsaklar konusunda son yıllarda gerekli birçok çalışmanın yapıldığını ancak nihai başarıya ulaşılamadığını kaydeden Çiygöz, siyasi tutsak olan Kırım Tatarlarının Kırım'dan çıkartılarak Rusya'ya gönderildiğini söyledi. Ahtem Çiygöz konuşmasında, "Milletimiz 10 senedir mücadele ediyor ve bunu bütün dünyaya gösterdi. Dünyaca tanınan mücadelemiz, zor zamanlar geçirdi ama biz bunlara boyun eğmedik. Biz bu mücadele sonunda mutlaka Rusya'nın boynunu vuracağız" dedi. KADIROV: KIRIM TATARLARI ETNİK KÖKENLERİ VE DİNİ İNANÇLARI NEDENİYLE ZULME MARUZ KALIYOR Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadırov, toplantıya çevrim içi bağlantıyla katıldı. Kadırov, Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Temsilciliğinin 5 Aralık 2023 tarihli verilerine dayanan işgal altındaki bölgelerdeki duruma ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Kadırov, "Siyasi, dini ve cezai zulüm kapsamında gözetim altında tutulma yerlerinde bulunan 191 kişi; 21'i Kırım Tatarı olmak üzere 28 kişi, 102'si Kırım Tatarı olmak üzere 146 kişi, durumu belirsiz olan 17 kişi, Rusya'nın tam ölçekli işgale başlamasından sonra Herson ve Zaporijjya bölgelerinde en az 35 kişi gözaltına alındı ve Kırım'a götürüldü" bilgisini paylaştı. Kırım Tatarlarının dini ve etnik kökene bağlı olarak zulüm altında olduğunu açıklayan Kadırov, "Gözetim altında tutulma yerlerinde bulunan 191 kişiden 123'ü Kırım Tatarı, toplu olarak kamusal alanlarda bulunma organizasyonundan sorumlu tutulmuş 234 kişiden 205'i Kırım Tatarları" bilgisini verdi. TOPÇU: TÜRKİYE, UKRAYNA'NIN HAKLI DAVASINI DESTEKLİYOR Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, katılımcılara yaptığı konuşmasında, "Türkiye, her şeyden evvel devleti ve milletiyle; Ukrayna’nın Kırım dahil toprak bütünlüğünü ve egemenliğinin sağlanması, aynı zamanda Tatar Türklerinin kadim vatanları Kırım’da öz kimlikleri ile esenlik içinde yaşamalarını talep ediyor. Bunu her platformda, bizzat muhatabından talep ediyor. Sadece Birleşmiş Milletler vs. değil. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Rusya devlet başkanıyla görüştüğü zaman bunu ifade ediyor. Dışişleri Bakanı bunu ifade ediyor. Neticede Ukrayna'nın bu haklı davasını destekliyor." dedi. Uluslararası sistemde işgalci Rusya'nın halen bir şekilde ticari ilişkiler içerisinde olması konusunda ise Topçu, "Dolar, anayı kızdan ayırır; dolar, Rusya'yı herkesle dost edebilir ama Tatarı Kırım'dan asla ayıramaz" ifadelerini kullandı. KIRIMOĞLU: TEK ŞARTIMIZ VAR, BİZİM TOPRAKLARIMIZI TERK ETSİNLER Türk dünyasının yaşayan efsanesi, Kırım Tatarlarının Millî Lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, konuşmasına Kırım'ın işgalinin 2.5 ay sonra 10. yılı olacağını hatırlatarak başladı. Kırımoğlu, konuşmasında "İşgal yıllarında oradaki bizim soydaşlarımız, kendi sınırlı imkanlarına göre kendi millî ve insani onurlarını korumak için ellerinden gelen şeyleri yapmaya başladı. İşgalcilerin kanunsuzluğuna karşı tepki göstermeye çalıştılar. Kendi vatanlarına, kendi devletlerine sahip olduklarını nümayiş ettiler" cümlelerine yer verdi. İşgal altındaki Kırım'da en büyük baskının Kırım'ın yerli halkı olan Kırım Tatarlarına yönelik gerçekleştiğini kaydeden Kırım Tatarlarının Millî Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, "Savaş öncesindeki sayıma göre Kırım Tatarlarının oran olarak yüzde 10 civarında olmasına rağmen baskıların yüzde 75'i Kırım Tatarlarına geldi. Onlarca kaçırılıp öldürülenler, yüzlerce hapishaneye atılanlar var ve orada işkenceler hala devam etmektedir" açıklamasında bulundu. İşgalci Putin rejiminin Stalin döneminden bile daha ağır hukuksuzluklara imza attığını söyleyen Kırımoğlu, "Sovyetler zamanında da söylediğin fikirler için, yazdığın şeyler için, evinde bulunan Sovyet rejiminin hoşuna gitmeyen kitaplar için insanlar hapishanelere atılırdı ama bunlar için 3 yıl hapis cezası veriyorlardı. Şimdi, Rusların hoşuna gitmeyen birkaç kelime için 18-20 yıl hapis cezası veriyorlar. Nariman Celal n'aptı? Sadece Rusların hoşuna gitmeyen Kırım Platformuna iştirak etti ve orada konuşma yaptı. Sonrasında onun etrafındaki iki çocuğa elektrikle işkence yapıp ifade alıyorlar ve bu ifadeleri esas alıp 17 yıl hapishaneye gönderiyorlar" ifadelerini kullandı. "BÜTÜN DÜNYA TEHLİKEDE OLDUĞUNU İYİ ANLADI" Kırımoğlu, Rusya'nın yayılmacı emelleriyle 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı topyekun işgal girişimi ve savaşla ilgili olarak, "Eğer bu savaşta Ukrayna kaybederse yarın hangi ülkenin tehlike altında olacağını kimse bilemez ama bütün dünya tehlikede olduğunu iyi anladı" yorumunda bulundu. Kırımoğlu ayrıca, Ukrayna'ya yönelik gerçekleşen desteklerin tam anlamıyla yeterli olmadığını ve geciktiğini belirtti. Rusya'nın takındığı mevcut tavırla barışın gelemeyeceğini vurgulayan Kırımoğlu, "Tek şartımız var, bizim topraklarımızı terk etsinler" dedi. Mevcut savaşın Kırım Tatarları için yeryüzünde var olma ya da yok olma meselesi olduğunu belirten Kırımoğlu, "Biz, 50 yıldan uzun süre vatanımıza dönmek için mücadele verdik. 2014 yılında Ruslar geldikten sonra en az 30 bin Kırım Tatarı mecburen vatanlarını terk ettiler. Bu insanlarımızın büyük bir çoğunluğu Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinde düşmanla savaş halinde" şeklinde konuştu. 2022 yılının eylül ayı içerisinde Rusya'nın ilan ettiği seferberliğe Kırım Tatarlarının boyun eğmediğini kaydeden Kırımoğlu, "Binlerce insan yine vatanlarını terk etmek zorunda kaldı çünkü onları kendi devletine karşı ölüme göndermeye başladılar. O dönem Kırım ile Ukrayna anakarası arasındaki sınırın kapalı olması nedeniyle birçok insanımız başka ülkelere gitmek zorunda kaldı" ifadelerini kullandı. Kırımoğlu, "Yarım yüzyıl vatanımıza dönmek için mücadele verdik ama bu işgal neticesinde yine milletimiz bütün dünyaya dağıldı" değerlendirmesini yaptı.

BM: Ukrayna'da 8 bin 400 sivilin ölümü doğrulandı Haber

BM: Ukrayna'da 8 bin 400 sivilin ölümü doğrulandı

Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna topraklarının tamamına yönelik başlattığı işgal girişimi ve saldırıların ardından bir yıl geride kaldı. İşgalci Rus güçleri, bu süreçte sivillere yönelik saldırı, savaş suçu ve katliama imza attı. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, dün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin 52. Oturumu'nda konuşma yaptı. Türk, Ukrayna'daki sivil kayıplarına yönelik açıklama yaptı. 8 BİN 400 SİVİLİN ÖLÜMÜ VE 14 BİNİ AŞKIN YARALANMA VAKASI DOĞRULANDI Rusya'nın Ukrayna'daki saldırıları nedeniyle toplamda 8 bin 400 sivilin öldüğünün ve 14 bini aşkın sivilin yaralandığının doğrulandığını belirten Türk, "8 bin 400 sivilin ölümü doğrulanırken, 14 bini aşkın sivil ise yaralandı. Bu rakamlar buz dağının sadece görünen kısmı." açıklamasını yaptı. Türk, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi bünyesindeki çalışmalarda Rus saldırıları altındaki bölgelerde sivillere yönelik çok sayıda hak ihlali vakasının kaydedildiği öğrenildi.  Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisinin Rus güçlerinin ortaya koyduğu çok sayıda infaz ve saldırı fiilini belgelediği ifade edilirken Türk, "Bu süreçte 621 keyfi gözaltı ve zorla kaybetme kayıtlara geçti. 89 siville yapılan görüşmeye göre, gözaltına alınanların yüzde 91'i Rus personelleri tarafından işkence veya kötü muameleye tabi tutuldu. Zorla kaybetme kurbanlarının 5'i erkek ve biri henüz 14 yaşında. Bu çocukların 5'i de işkence ve kötü muameleye maruz kaldı." dedi. Ayrıca, Rus askerlerinin işlediği 109 cinsel şiddet vakası kayıtlara geçerken; bunların çoğunun gözaltı merkezi adı altındaki işkencehanelerde işlendiği öğrenildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.