SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Karadeniz

QHA - Kırım Haber Ajansı - Karadeniz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Karadeniz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Rus ordusu Odesa'yı hedef aldı! Haber

Rus ordusu Odesa'yı hedef aldı!

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı 24 Şubat 2022’de başlattığı topyekûn işgal girişimi sürüyor. Rus ordusu, 12 Aralık’ı 13 Aralık’a bağlayan gece Ukrayna’nın Odesa kentine yönelik yoğun hava saldırıları gerçekleştirdi. RUSYA 450 SİHA VE 30 FÜZE İLE SALDIRDI Yerel sosyal medya kanallarının aktardığı bilgilere göre, saldırıların ardından Odesa kentinin büyük bölümü ile çevre yerleşimlerde elektrik kesintileri yaşanırken, su temininde de ciddi aksaklıklar meydana geldi. Ukrayna Hava Kuvvetleri sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, saldırıların ana hedefinin Odesa bölgesi olduğunu bildirerek, Rusya’nın gece boyunca yaklaşık 450 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ve 30 farklı tipte füze kullandığını açıkladı. Rus güçlerinin saldırılarda Karadeniz üzerinden fırlatılan “Kalibr” tipi seyir füzeleri ile işgal altındaki Kırım’dan ateşlenen balistik füzeler kullandığı bildirildi. Ayrıca Odesa bölgesine yönelik saldırılarda “Kinjal” tipi füzelerin de devreye sokulduğu belirtildi. Ukrayna hava savunma unsurlarının saldırıların büyük bölümünü etkisiz hale getirdiği, ancak bazı füze ve SİHA’ların kritik altyapı tesislerine isabet ettiği kaydedildi. SIBİHA: SALDIRILAR RUSYA’NIN GERÇEK NİYETİNİ GÖSTERİYOR Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sıbiha, saldırılara ilişkin yaptığı açıklamada, Odesa’nın Karadeniz kıyısında yer alan stratejik bir liman kenti olduğunu hatırlatarak, Rusya’nın kritik altyapıyı, enerji tesislerini ve sivilleri hedef aldığını ifade etti. Sıbiha, yalnızca Odesa’nın değil, Kirovohrad, Mıkolaiv, Sumı, Harkiv, Herson ve Çernihiv bölgelerinin de saldırılara maruz kaldığını belirterek, birçok yerleşim bölgesinde halkın elektriksiz kaldığını söyledi. Rusya’nın saldırılar sırasında yüzlerce SİHA ve onlarca füze kullandığını kaydeden Sıbiha, “Bu saldırılar, Rusya’nın savaşı sona erdirme yönündeki gerçek niyetini ortaya koyuyor.” değerlendirmesinde bulundu. ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI Ukrayna Dişişleri Bakanı, uluslararası topluma çağrıda bulunarak Rusya’ya yönelik yaptırımların artırılması, Ukrayna’ya ek savunma ve enerji altyapısı desteği sağlanması ve tazminat kredisi mekanizmalarının gecikmeden hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Sıbiha, söz konusu adımların “güç yoluyla barışı” destekleyeceğini ve Ukrayna’nın hem sahada hem de müzakere masasında elini güçlendireceğini ifade etti.

Türk Dışişlerinden Rusya'nın Odesa'da vurduğu Türk gemisine ilişkin açıklama Haber

Türk Dışişlerinden Rusya'nın Odesa'da vurduğu Türk gemisine ilişkin açıklama

Rusya bugün öğlen saatlerinde Ukrayna’nın Odesa kentine füze saldırısı düzenledi. Saldırı sırasında Odesa limanında demirli bulunan Türk gemisi zarar gördü. Cenk RoRo şirketine ait geminin elektrik jeneratörleri taşıdığı öğrenilirken saldırı sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı resmî internet sayfasında yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Ukrayna'nın Chornomorsk Limanı’na yönelik olarak bugün (12 Aralık) düzenlenen saldırıda bir Türk şirketine ait yabancı bandıralı geminin de hasar görmesi, bölgemizde devam eden savaşın Karadeniz sathına yayılması ile deniz güvenliği ve seyrüsefer serbestisi bakımından daha önce kayda geçirdiğimiz endişelerimizin haklılığına işaret etmektedir. İlk gelen bilgilere göre, gemideki personel ve TIR şoförleri tahliye edilmekte olup, saldırı nedeniyle zarar gören vatandaşımız bulunmamaktadır. Odesa Başkonsolosluğumuzca gelişmeler yakından takip edilmekte ve vatandaşlarımıza gerekli destek sağlanmaktadır. Bu vesileyle, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın ivedilikle sona erdirilmesinin önemini bir kez daha vurguluyor, Karadeniz’de tırmanmayı önlemek amacıyla seyrüsefer emniyeti ile tarafların enerji ve liman altyapılarını hedef alan saldırıları askıya almaları yönünde bir düzenleme yapılması ihtiyacını hatırlatıyoruz."

Uzman tarihçi Halil Can Akgün: Kırım petroglifleri bozkır kültürünün Batı'ya uzanan taş belleğidir Haber

Uzman tarihçi Halil Can Akgün: Kırım petroglifleri bozkır kültürünün Batı'ya uzanan taş belleğidir

"Avrasya Kaya Resimlerinde Türk Kültür ve Mitolojisi" isimli kitabın yazarı uzman tarihçi Halil Can Akgün, Türk mitolojisi ile kaya resimleri arasındaki bağlantıyı, Kaya resimlerinin hangi bölgelerde farklılık gösterdiğini, Türk mitolojisinin kaya resimlerinde sembolik olarak en sık karşılaşılan temalarını, Kırım bölgesinde ve Karadeniz’in kuzeyinde yer alan petrogliflerin Türk kültür mirası açısından nasıl bir önem taşıdığını ve Türk mitolojisinin kaya resimlerinde sembolik olarak en sık karşılaşılan temaları Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. AKGÜN: GÖK TANRI İNANCI KAYA RESİMLERİNDE GÖRSEL BİÇİMLERE DÖNÜŞÜR Kaya resimlerinin, aslında mitolojinin en erken biçimlerinden biridir olduğunu belirten Halil Can Akgün, "Henüz yazının olmadığı dönemlerde insanlar dünyayı, inançlarını ve kozmolojik tasavvurlarını bu taş yüzeylere kazıyarak anlatmışlardır. Türk mitolojisindeki Gök Tanrı inancı, hayat ağacı, kutsal dağ, su ruhları, hayvan ata kültü gibi birçok temel motifle kaya resimlerinde görsel biçimlere dönüşür. Özellikle Türkistan steplerinde görülen güneş başlı şaman figürleri, göğe yükselişi simgeleyen dağ keçileri veya at kültü etrafında şekillenen sahneler, doğrudan mitolojik bir düşünce sisteminin izlerini taşır." ifadelerini kullandı. Bu resimlerdeki figürlerin yalnızca gündelik yaşamı betimlemediğini, aynı zamanda insan ile doğa, ruhlar ve evren arasındaki kutsal ilişkiyi anlattığını kaydeden uzman, "Türk mitolojisinin sözlü gelenekte yer alan anlatılarıyla kaya sanatı arasındaki paralellikler, bize o dönem insanının evreni anlamlandırma biçimini gösterir. Yani kaya resimleri, hem mitolojik bilincin erken bir ifadesi hem de Türk kültürünün köklerine ışık tutan görsel bir dil olarak değerlendirilmelidir." değerlendirmesinde bulundu. "KAYA RESİMLERİ YALNIZCA BİR SANAT DEĞİL, AYNI ZAMANDA KÜLTÜREL SÜREKLİLİĞİ BELGELEYEN BİR TARİHSEL HAFIZA BİÇİMİDİR" Kaya resimlerinin Altaylar’dan Sibirya’ya, Türkistan bozkırlarından Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada var olduğunu ve her bölgenin kendi çevresel koşulları, inanç sistemi ve tarihsel süreçleri doğrultusunda farklı üsluplar geliştirdiğini kaydeden Akgün, şöyle devam etti: Örneğin Altay ve Sayan Dağları çevresindeki petrogliflerde daha çok av sahneleri, şaman figürleri ve kozmik semboller görülür. Bu bölgedeki resimler, doğa ve ruh dünyası arasındaki bağı çok belirgin biçimde yansıtır. Kazakistan ve Kırgızistan’daki örnekler daha dinamik sahneler içerir; atlı savaşçılar, arabalar ve güneş motifleri bu bölgelerde oldukça yaygındır. Anadolu’ya gelindiğinde ise kaya resimleri yerel kültürlerle etkileşim içinde yeni biçimler alır; özellikle Türkistan ve Doğu Anadolu’daki örneklerde hem Türkistan kökenli simgeler hem de yerel inanç unsurları birlikte görülür. Bu çeşitlilik, aslında tek bir inanç sisteminin farklı coğrafyalarda aldığı biçimleri gösterir. Türk mitolojik düşüncesinin ana temaları -gökyüzü, hayvan ruhları, atalar kültü, doğa kutsallığı- değişmeden kalır, ancak bu temalar her bölgenin kendi sembolik diliyle yeniden yorumlanır. Bu yüzden kaya resimleri yalnızca bir sanat değil, aynı zamanda kültürel sürekliliği belgeleyen bir tarihsel hafıza biçimidir. "KURT, TÜRK MİTOLOJİSİNDE SADECE BİR HAYVAN DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİR ATADIR" Akgün, gördüğü kaya resimleri arasında hangisinin kendisini en çok etkilediği sorusunu, "Beni en çok etkileyen tasvirlerden biri, kurt başlı sancak taşıyan bir süvari figürüydü. Bu sahne ilk bakışta bir savaşçıyı gösteriyor gibi görünse de, aslında çok daha derin bir anlam taşır. Kurt, Türk mitolojisinde sadece bir hayvan değil, aynı zamanda bir atadır; soyun rehberi, yeniden doğuşun ve dirilişin simgesidir. Bu yüzden sancakta yer alması, topluluğun hem koruyucusunu hem de kökenini temsil eder. Bu figür bana Ergenekon ve Türeyiş destanlarındaki Bozkurt motifini hatırlatıyor. Her iki destanda da kurt, insan soyunu karanlıktan çıkaran, yol gösteren, hatta yeniden doğuran bir varlıktır. Kaya yüzeyine kazınmış bu süvari figürü, sanki o mitolojik anlatının görsel bir yankısı gibidir. Süvarinin taşıdığı kurt başlı sancak, bir savaş sembolü olmanın ötesinde, insanla kutsal arasındaki bağın, yani 'Aşina soyunun' göksel kökeninin ifadesidir. Taşa kazınan bu sahneye baktığınızda, yalnızca bir savaş sahnesini değil, aynı zamanda bir kimliğin doğuşunu görürsünüz. Bu yüzden o figür benim için hem tarih hem mitoloji, hem de köklerin sessiz ama görkemli bir hatırlatıcısıdır." şeklinde yanıtladı. "TÜRK KAYA SANATI YALNIZCA GÖRSEL BİR ANLATIM BİÇİMİ DEĞİL, MİTOLOJİK EVREN TASAVVURUNUN TAŞA KAZINMIŞ HALİ GİBİDİR" Türk mitolojisinin, doğa ile insan arasındaki kutsal dengeye dayandığını, bu yüzden kaya resimlerinde de en sık karşılaşılan temaların gökyüzü, hayvan ruhları, hayat ağacı, güneş ve ay gibi kozmik semboller etrafında şekillendiğini belirten uzman, her birinin, o dönemin insanının evreni anlamlandırma biçimini görsel dile dönüştürdüğünü kaydederek şunları söyledi: Gök Tanrı inancının etkisiyle güneş ve ışınlı başlı figürler sıkça betimlenir; bunlar çoğu zaman göğe dua eden ya da trans hâlinde tasvir edilen şamanlarla birlikte görülür. Hayat ağacı ise hem evrenin dikey düzenini hem de ruhların göğe yükselişini simgeler. Dağ keçisi, geyik ve at gibi hayvanlar yalnızca av sahnelerinin unsurları değildir; aynı zamanda ruhsal rehberler, totemik koruyucular ve kozmik geçişlerin simgeleridir. At motifi, özellikle dikkat çekicidir çünkü hem öte âleme geçişi hem de göçebe yaşamın kutsallığını temsil eder. Kurt figürü ise en eski dönemlerden beri soyun koruyucusu, dirilişin ve yol göstericiliğin sembolüdür. Bunların yanı sıra güneş diskleri, üç katlı evreni anlatan kompozisyonlar, insan-hayvan karışımı figürler ve dans eden ya da dua eden topluluk sahneleri de mitolojik düşüncenin ritüel yansımaları olarak karşımıza çıkar. Kısacası, Türk kaya sanatı yalnızca görsel bir anlatım biçimi değil, mitolojik evren tasavvurunun taşa kazınmış hali gibidir; her figür, bir inancın, bir kozmolojinin ve bir kimlik bilincinin sembolik izini taşır. "KIRIM PETROGLİFLERİ, YALNIZCA TARİHSEL BİR İZ DEĞİL, AYNI ZAMANDA KÜLTÜREL SÜREKLİLİĞİ BELGELEYEN SESSİZ ANLATICILARDIR" Kırım'da ve Karadeniz’in kuzeyinde yer alan petrogliflerin Türk kültür mirası açısından taşıdığını öneme değinen Akgün, "Kırım ve Kuzey Karadeniz bölgesi, Türk kültür tarihinin yalnızca göç yollarından biri değil, aynı zamanda çok erken dönemlerden itibaren yerleşilmiş, güçlü kültürel katmanlar taşıyan bir sahadır. Bu bölgedeki kaya resimleri, Türkistan ile Doğu Avrupa arasındaki bağlantıyı izlemek açısından son derece değerlidir. Özellikle İskit-Saka ve daha sonraki Hun ve Kıpçak topluluklarının izlerini taşıyan figürler, hem üslup hem de sembolik içerik bakımından Türkistan petroglif geleneğiyle belirgin paralellikler gösterir." değerlendirmesinde bulundu. "Kırım’daki kaya resimlerinde sıkça karşılaşılan atlı figürler, hayvan mücadele sahneleri ve güneş sembolleri, bozkırın kozmolojik dünyasının bu bölgeye taşındığını gösterir." diyen Akgün, şu ifadeleri kullandı: At kültünün güçlü varlığı, savaşçı toplulukların sadece askerî hayatını değil, ruhani evrenlerini de yansıtır. Yine bazı tasvirlerde kurt, boynuzlu hayvanlar ve şamanik pozlar dikkat çeker; bunlar hem İskit hem de erken Türk topluluklarının ortak inanç dairesinin görsel izleridir. Bu sahalar Türk kültür mirası açısından şu nedenle önemlidir: Bozkırın mitolojik sembollerinin Türkistan’dan Karadeniz’in kuzeyine, oradan Balkanlara kadar uzanan sürekliliğini gösterir. Yani kültürel bir 'köprü' işlevi görür. Kırım’daki petroglifler, sadece yerel bir geleneğin ürünü değil; Avrasya bozkırlarının ortak sembolik dünyasının batı ucundaki taş belleğidir. Böylece hem Saka sanatının hem de erken Türk topluluklarının kozmolojik anlayışının uzun mesafeli etkileşimlerle nasıl yayılıp biçim değiştirdiğini anlamamıza imkân verir. Bu yüzden Kırım ve Kuzey Karadeniz petroglifleri, Türk kültür kapsayıcılığı içinde yalnızca tarihsel bir iz değil, aynı zamanda kültürel sürekliliği belgeleyen sessiz anlatıcılardır. Taş üzerindeki her çizgi, bozkırın hem inanç hem kimlik taşımış olan eski topluluklarının göç yollarını hâlâ görünür kılar. "TÜRKİSTAN VE KARADENİZ’İN KUZEYİNDEKİ PETROGLİFLER, DOĞAL AŞINMA, İKLİM KOŞULLARI VE İNSAN ETKİSİ NEDENİYLE CİDDİ TEHDİT ALTINDA" Son olarak günümüzde kaya resimlerinin korunması ve bilimsel olarak incelenmesi konusunda yeterli çalışma yapılıp yapılmadığını değerlendiren uzman, "Maalesef kaya resimleri hâlâ yeterince korunmuş değil ve bilimsel araştırmalar açısından birçok eksiklik mevcut. Özellikle Türkistan ve Karadeniz’in kuzeyindeki petroglifler, doğal aşınma, iklim koşulları ve insan etkisi nedeniyle ciddi tehdit altında. Türkiye’de ve bazı bölgelerde koruma çalışmaları yapılmakla birlikte, bunlar genellikle yerel ölçekte kalıyor ve sistematik bir envanterleme, belgelenme ve dijital arşivleme sürecinden yoksun. Bilimsel araştırmalar da genellikle saha çalışmalarına dayanıyor; ancak kaya resimlerinin bütüncül bir şekilde analiz edilmesi, karşılaştırmalı ikonografik çalışmaların yapılması ve mitolojik bağlamlarının detaylı olarak yorumlanması hâlâ sınırlı. Modern yöntemler -3D tarama, dijital restorasyon, spektroskopik analizler- daha sık kullanılabilir ve kullanılmalı; çünkü bu sayede hem görsellerin korunması sağlanır hem de tarihsel ve kültürel yorumlar daha güvenilir bir temele oturtulabilir. Özetle, kaya resimleri hem Türk kültür mirası hem de evrensel arkeoloji açısından büyük bir değere sahip; ancak korunmaları ve bilimsel olarak incelenmeleri için hâlâ kapsamlı, disiplinler arası ve uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç var." dedi.

Fidan: Türkiye, Ukrayna barış görüşmelerinde kilit aktör, sürekli görüşümüz soruluyor Haber

Fidan: Türkiye, Ukrayna barış görüşmelerinde kilit aktör, sürekli görüşümüz soruluyor

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 3 Kasım 2025 tarihinde NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katıldı. Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen toplantı sonrasında Bakan Fidan, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. FİDAN: WİTKOFF'UN ÖNEMLİ BİR ROL OYNAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM Fidan, NATO çerçevesinde bir araya geldiği Avrupalı meslektaşlarıyla ağırlıklı olarak Ukrayna'daki muhtemel barış anlaşması ve buna ilişkin gelişmeleri değerlendirdiklerini belirterek, "Türkiye, Ukrayna barış görüşmelerinde kilit aktör olduğu için sürekli bizim görüşümüz de bu konularda soruluyor." diye konuştu. Rusya-Ukrayna barış müzakerelerinin olumlu sonuçlanmasına yönelik umudunun sürüp sürmediği ve NATO toplantılarındaki izlenimi hakkındaki soruyu cevaplayan Fidan, umudunun devam ettiğini belirtti. Bakan Fidan, müzakerenin devam etmesi ve tarafların masadan ayrılmamasının teknik bakımdan önem arz ettiğini dile getirerek, "Benim yıllardır Cumhurbaşkanımız adına özel temsilcilik yaparken veya diğer meselelerde ara buluculuk yaparken gördüğüm en önemli husus masadan ayrılmamak. Şartlar ne kadar kötü olursa olsun, pozisyonlar ne kadar farklı olursa olsun uzlaşma niyetiyle masa etrafındaysanız bir yerde buluşursunuz." dedi. Rusya-Ukrayna özelinde başlangıç pozisyonlarının birbirinden çok farklı olduğuna işaret eden Fidan, tarafların orta noktada buluşturulabileceğini dile getirdi. Fidan, "Burada özellikle ara bulucu rolünü şu anda oynayan, taraflarla görüşen (ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi) Steve Witkoff'un önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. Kendisinin bu noktada yeterince donanımı olduğunu, kabiliyetlerinin olduğunu da açıkçası düşünüyorum." diye konuştu. FİDAN: AVRUPA'DA YAPILACAK BARIŞ, AVRUPA'NIN SAVAŞ SONRASI YENİ SİSTEMİNİ ORTAYA ÇIKARACAK Rusya-Ukrayna meselesinde iç içe geçmiş birkaç husus bulunduğuna dikkati çeken Fidan, "Bu olay tabii, Ukrayna'nın topraklarıyla alakalı bir konu, Rusya'nın stratejik hedefleriyle ve güvenliğiyle alakalı bir konu. Bir bakıma da Avrupa'nın kendi güvenliğiyle alakalı bir konu. Bu kadar iç içe geçmişlik var. Her taraf kendiyle ilgili farklı parametrelerden farklı şeyler istiyor." ifadelerini kullandı. Fidan, NATO toplantılarında dün ve bugün gündeme getirilen "Avrupa'da yapılacak barışın, Avrupa'nın savaş sonrası yeni sistemini ortaya çıkaracağı" başlığından söz ederek, anlaşmanın sadece barışı değil yeni yapıyı da beraberinde getireceğini vurguladı. "Dolayısıyla şimdi herkes var olan potansiyel anlaşmaya gereğinden çok daha fazla ehemmiyet verme gayreti içerisinde. Çünkü bu sadece bugünü değil, savaşı durdurmayı değil, daha sonrasını da ilgilendiriyor." diyen Fidan, Avrupalıların geçmişteki anlaşmalardan sonra yaşananlara dikkat kesildiğini anlattı. Fidan, herkesin anlaşma sonrası Avrupa'nın güvenliğinin yanı sıra risk ve kazanç hesabı yaptığını söyleyerek "Bu kadar fazla ayrı hesabın yapıldığı bir yerde düşünce kargaşası da olur. Bunun net bir zihinle, spesifik hedeflere dönüştürülmesi ve bu hedeflere de tarafların yoğunlaştırılması şu anda giderek artan bir gayret alanı bizim için." diye konuştu. "TÜRKİYE OLARAK DOĞRUDAN GÖRÜŞMELERE EV SAHİPLİĞİ YAPMAK İSTEDİĞİMİZİ TEKRAR HATIRLATTIK" Akıl danışan muhataplarına nelere nasıl yoğunlaşılması gerektiğini söylediklerini aktaran Fidan, taraflar arasında gelinen son noktayı öğrenmek üzere önemli bir toplantıya gireceğini belirtti. Fidan, "Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) da Avrupalı liderlerle, (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'le görüşmeleri devam ediyor. Biz Türkiye olarak doğrudan görüşmelere ev sahipliği yapmak istediğimizi tekrar hatırlattık. Bu konuda Rusya'nın olumlu bir tutumu var. Ben yakında Ukrayna'nın da bu konuda olumlu bir pozisyon ortaya koyacağını düşünüyorum." diyerek, kağıt üzerinde bir çerçeve kabulü olursa bunun detaylarını netleştirmek için tarafların bir araya gelip yüz yüze konuşmaları gerektiğini vurguladı. Görüşmeler için Türkiye'den daha uygun bir yer bulunmadığını dile getiren Fidan, "Biz bunu İstanbul'da geçen yaz üç defa yaptığımız toplantıyla, ev sahipliğiyle ve toplantı yönetimiyle de ispat ettik. Her birinde taraflar gerçekten mutlu ayrıldılar." ifadelerini kullandı. Fidan, İstanbul'daki görüşmelerin Rusya ve Ukrayna'nın bütün sorunlarını çözememesine rağmen devam eden mevcut görüşmelere muazzam bir zemin hazırladığının altını çizdi. KARADENİZ'DE TİCARİ GEMİLERİN SALDIRIYA UĞRAMASI Karadeniz'de Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesinde ticari gemilerin saldırıya uğramasının ardından Romanya ve Bulgaristan dışişleri bakanlarıyla gerçekleştirilen toplantıya ilişkin soruya Fidan, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye'nin, özellikle savaştaki mayınların yüzerek kıyalara gelmesini ortadan kaldıracak bir çalışma grubu kurduğu yanıtını verdi. Deniz kuvvetlerinin bu konuyla ilgili çalışmaya başladığı bilgisini de paylaşan Bakan Fidan, "Özellikle Karadeniz'e şu anda son yapılan saldırılar aslında bizim Türkiye olarak en baştan itibaren yaptığımız uyarının ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Çünkü savaşın coğrafyası giderek yaygınlaşıyor. Bu çok korkutucu bir şey." dedi. "ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPIYORUZ" Bakan Fidan, Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesinde seyretmekte olan bu iki gemiye yapılan saldırının Karadeniz'deki seyrüsefer emniyetini tehlikeye atmasının yanı sıra, Karadeniz'i ticarete ve insan ulaşımına kapalı bir alan haline getirdiğine işaret etti. Türkiye’nin uluslararası sıcak sulara açılacak Ege ve Akdeniz gibi imkanları olduğunu ancak Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerin denize tek açılımının Karadeniz üzerinden olduğunu belirten Fidan, "Bu mesele onlar için daha büyük bir sorun. Ama Karadeniz'e en uzun sahil olan ülke olarak bizim de büyük bir sorumluluk almamız gerekiyordu. Bu konuda üzerimize düşeni yapıyoruz." şeklinde konuştu. Karadeniz’de, seyrüsefer güvenliği, boru hatları, enerji hatları, fiber hatlar, enerji için yapılan keşif çalışmaları, balıkçılık gibi önemli konular olduğunu aktaran Fidan, "Ama savaş şartlarında etkilendiğiniz zaman bu ekonomik fırsattan istifade edemiyorsunuz. Tersine riske giriyor." ifadelerini kullandı. Fidan, söz konusu toplantıda ne türden tedbirler geliştirilebileceği, bu tedbirlerin hangi kurumlarda ve nasıl bir koordinasyon mekanizmasında bir araya getirileceği gibi konuların konuşulduğunu ve karar alınan çeşitli konularda çalışılmaya devam edileceğini sözlerine ekledi.

Karadeniz’de Rusya’dan Gürcistan’a giden tankere saldırı! Haber

Karadeniz’de Rusya’dan Gürcistan’a giden tankere saldırı!

Rusya'dan Gürcistan'a giden geminin Karadeniz'de saldırıya uğradığı aktarıldı. Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada “MIDVOLGA-2” tankerinin, Rusya'dan Gürcistan’a ayçiçek yağı yüklü olarak seyrederken Türkiye kıyılarından 80 mil açıkta saldırıya uğradığını bildirildi. Açıklamada, “MIDVOLGA-2 tankeri, Rusya'dan Gürcistan’a ayçiçek yağı yüklü olarak seyrederken kıyılarımızdan 80 mil açıkta saldırıya uğradığını bildirmiştir. Halihazırda 13 personelinde olumsuz durum olmayan geminin yardım talebi yoktur. Gemi, makineleri ile Sinop’a doğru seyretmektedir.” ifadelerine yer verildi. ????MIDVOLGA-2 tankeri, Rusya'dan Gürcistan’a ayçiçek yağı yüklü olarak seyrederken kıyılarımızdan 80 mil açıkta saldırıya uğradığını bildirmiştir. Halihazırda 13 personelinde olumsuz durum olmayan geminin yardım talebi yoktur. Gemi, makineleri ile Sinop’a doğru seyir etmektedir. pic.twitter.com/Ov9tEeswEk — DENİZCİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (@denizcilikgm) December 2, 2025 RUS GÖLFE FİLOSU Rusya, kendisine yönelik yaptırımları aşmak adına “gölge filo” adı verilen bir tanker ağı oluşturdu. Bu filo, uluslararası yaptırımları aşarak petrol ihracatını sürdürmeye ve özellikle Çin ile Hindistan’a petrol ulaştırmaya olanak sağlıyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, Rusya’nın yaptırımlara rağmen yaklaşık bin 500 tankere sahip olduğunu daha önce sosyal medya üzerinden açıklamıştı.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı: Karadeniz kıyısında meydana gelen olay bölgede ciddi risk oluşturdu Haber

Türkiye Dışişleri Bakanlığı: Karadeniz kıyısında meydana gelen olay bölgede ciddi risk oluşturdu

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, dün Türkiye kıyılarına yakın bir noktada yaptırım listesinde olan Rus gölge filosuna ait iki tankerin patlamasına ilişkin sorulan soruya yanıt verdi. Sözcü Keçeli açıklamasında şu ifadeleri kullandı: Karadeniz’de Gambiya bayraklı “KAIROS” ve “VIRAT” isimli ticari tankerlere yönelik dün (28 Kasım) gerçekleştirilen saldırıları endişeyle karşılıyoruz. Karadeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölgemiz içerisinde meydana gelen bu hadiseler, bölgede seyir, can, mal ve çevre emniyeti bakımından ciddi riskler oluşturmuştur. Savaşın Karadeniz sathına yayılmasının ve daha da tırmanmasının önlenmesi, ayrıca ülkemizin bölgedeki ekonomik çıkar ve faaliyetlerinin olumsuz etkilenmemesi amacıyla ilgili taraflarla temaslarımızı sürdürmekteyiz. RUS “GÖLGE FİLOSU”NA AİT İKİ TANKER TÜRKİYE KIYILARINDA PATLADI Karadeniz’de, yaptırım listesinde olan Rus “gölge filosu”na ait tankerlerden Kairos ve Virat patladı. Kairos Türkiye kıyılarına yakın bir noktada patlarken, 25 mürettebat tahliye edildi. Virat’ın patlama nedeni henüz bilinmiyor. RUS GÖLGE FİLOSU Rusya, kendisine yönelik yaptırımları aşmak adına “gölge filo” adı verilen bir tanker ağı oluşturdu. Bu filo, uluslararası yaptırımları aşarak petrol ihracatını sürdürmeye ve özellikle Çin ile Hindistan’a petrol ulaştırmaya olanak sağlıyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, Rusya’nın yaptırımlara rağmen yaklaşık bin 500 tankere sahip olduğunu daha önce sosyal medya üzerinden açıklamıştı.

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay: Kırım’dan vazgeçmemiz mümkün değil Haber

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay: Kırım’dan vazgeçmemiz mümkün değil

Tarımsal Kalkınma Vakfı (TAK-VA) tarafından tertip edilen Cumartesi Sohbetleri'nde, bu hafta Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay konuk oldu. Kalkay, "Kırım Neden Gündemde ve Sahibi Kim?" konulu konferansta; Trump'ın sözde barış planı taslağını, Ukrayna'yı, işgal altındaki Kırım'ı ve Kırım Tatarlarını anlattı. 29 Kasım 2025 tarihinde TAK-VA binasında saat 14.00’te başlayan ve çevrim içi olarak da katılımın sağlandığı etkinlikte, Ukraynalıların istiklâl mücadelesi ve Kırım Tatarlarının barış konusundaki kararlı duruşu vurgulandı. TÜRKİYE İLE KIRIM’IN TARİHÎ BAĞLARINA DİKKAT ÇEKİLDİ Açılış konuşmasını yapan TAK-VA Başkanı Enver Şimşek, “Kırım Yarımadası, tarih boyunca Karadeniz’deki stratejik konumu nedeniyle büyük güçlerin dikkatini çekmiştir. Bu coğrafya, tarih boyunca Avrupa, Asya ve Orda Doğu arasında bir köprü işlevi görmesi nedeniyle askerî ve ekonomik açıdan önemli bir bölge” değerlendirmesini yaparak Kırım üzerindeki güç mücadelesinin Osmanlı Devleti, Sovyetler Birliği ve Rusya’ya, daha sonra ise Türkiye, Ukrayna ve Batı’ya kadar geniş bir yelpaze içerisinde yer aldığını hatırlattı. Türkiye ile Kırım’ın tarihî bağlarına dikkat çeken Şimşek, “Türkiye için Kırım, tarihî bağlar, kültürel miras ve bölgesel güvenlik çerçevesinde jeopolitik açıdan önemli bir konumdadır” dedi. “VATAN SAVUNMASINDAN DAHA KUTSAL BİR ŞEY YOKTUR” Tuncer Kalkay konuşmasında, “İster beğenin ister beğenmeyin, şu anda Ukrayna halkı, vatanını savunuyor. Fikrimce vatan savunmasından daha kutsal başka bir şey yoktur. Vatanını kaybetmiş bir milletin (Kırım Tatarlarının) çocuğu olarak bunu takdir etmem lazım” ifadelerini kullandı. Kalkay; Kırım Tatarlarının Rusya ve Ukrayna arasında değil, diktatörlükle demokrasi arasında bir seçim yapması gerektiğinin altını çizdi. “KURALLARLA HAREKET EDECEĞİZ VE HUKUKTAN YANA DURACAĞIZ” Kırım Tatarlarının unutulmaz lideri, Antlı Şehit Numan Çelebicihan’ın kaleme aldığı Kırım Tatar millî marşı Ant Etkenmen’i okuyan Kalkay, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: Biz, sözle kendimizi ifade edeceğiz, karşımızdaki ne kadar kötü olursa olsun hiçbir zaman silaha sarılmayacağız. Kurallarla hareket edeceğiz ve hukuktan yana duracağız. Kırım’dan vazgeçmemiz mümkün değil. Türkiye'de hem halkın hem de yönetimin Kırım Tatarlarına teveccüh gösterip Kırım Tatarlarının yanında olma çerçevesinde bir misyon üstlenmesi, bize büyük bir güç veriyor. Toplantı sonunda TAK-VA, Kalkay’a hediye takdim ederken, Kalkay ise 4 yıl boyunca üzerinde çalışarak Kırım Derneğinin arşivini bir araya getirdiği “Kırım Derneği 70. Yıl” kitabını TAK-VA’ya armağan etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.