SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kıbrıs

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kıbrıs haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kıbrıs haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BM, Kıbrıs için yeni gayriresmî toplantıya hazırlanıyor Haber

BM, Kıbrıs için yeni gayriresmî toplantıya hazırlanıyor

Birleşmiş Milletler (BM), 16 ve 17 Temmuz tarihlerinde New York'ta, Kıbrıs konusunda tarafların bir araya geleceği gayriresmî toplantı yapılacağını bildirdi. Konuyla ilgili bilgi, BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric tarafından verildi. Dujarric, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, 16-17 Temmuz tarihlerinde BM Genel Merkezi’nde düzenlenecek gayriresmî toplantıya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) liderlerinin yanı sıra garantör ülkeler olan Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık temsilcilerini davet ettiğini açıkladı. Toplantının, diyaloğu sürdürme ve mart ayından bu yana kaydedilen ilerleme hakkında görüş alışverişinde bulunma fırsatı sunacağı belirtildi. ÖNCEKİ TOPLANTI MART AYINDA YAPILMIŞTI BM Genel Sekreteri Guterres'in himayesinde 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre'de genişletilmiş formatta bir toplantı gerçekleşmişti. Kıbrıs meselesinde ileriye dönük bir yol haritası belirlenmesi için görüş alışverişinde bulunulması öngörülen toplantıda, Kıbrıs Türk ve Rum tarafının yanı sıra garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’ın temsilcileri bir araya gelmişti. Toplantıya KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, GKRY lideri Nikos Hristodulidis, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Gerapetritis ve Birleşik Krallık Avrupa ve Kuzey Amerika’dan Sorumlu Devlet Bakanı Stephen Doughty ile beraberindeki heyetler katılmıştı.

Ertuğruloğlu: Kıbrıs’ta iki devlet var, BMGK gerçekleri görmezden geliyor Haber

Ertuğruloğlu: Kıbrıs’ta iki devlet var, BMGK gerçekleri görmezden geliyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 7 Mayıs 2025 tarihinde Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin "Ekoloji, Ekonomi, Enerji, Yapay Zekâ ve Sağlık" başlıklı oturumunda konuştu.  Bakan Ertuğruloğlu, 1960'ta kurulan "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin, Rumların Türkleri silah zoruyla hükûmet kurumlarından uzaklaştırmasıyla 1963'te sona erdiğini ve artık Kıbrıs’ta iki devlet olduğunu söyledi. BMGK KIBRIS SORUNUNU GÖRMEZDEN GELİYOR Ertuğruloğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 5 daimî üyesinin 1964'ten bu yana Kıbrıs Adası'nın gerçeğini görmezden geldiğini belirtti ve Konsey'in, ayrıca Kıbrıslı Rumların kendi başına Kıbrıs Cumhuriyeti gibi davranmalarına izin verdiğini vurguladı. Ertuğruloğlu, bu süreçte, BMGK daimî üyesi devletlerin, Kıbrıs'taki Türklerin "statüsünü ve egemenliğini göz ardı ettiğinin" altını çizerek "Kıbrıs sorununa" yanlış teşhis konulduğunu ve bu hatanın bugün de sürdüğünü söyledi. Ertuğruloğlu, bazı devletlerin, Kıbrıs konusunda alınan BMGK kararlarının bağlayıcı olduğuna "inandırıldığını" kaydetti ve “BMGK'nin Kıbrıs'la ilgili kararlarının hiçbiri bağlayıcı değil. Bunlar tavsiye niteliğinde. Bunun mükemmel örneği Türkiye. Türkiye, Kıbrıs Rum devletini Kıbrıs Cumhuriyeti'ymiş gibi tanımıyor, KKTC'yi tanıyor, bize büyükelçi gönderiyor ama BM ya da BMGK'nin Türkiye'yi Güvenlik Konseyi kararlarına uymadığı için cezalandırmaya çalıştığını duymuyorsunuz. Hiçbir işaret yok.” dedi. “KIBRIS’TA İKİ DEVLET VAR” Aynı zamanda Ertuğruloğlu, "Dünyanın geri kalanıyla aramızdaki fark, dünyanın geri kalanının BMGK'nin hatasına uymayı seçmesi ve adada meşru bir Kıbrıs Cumhuriyeti yokken sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıyormuş gibi davranmasıdır. Elimizde iki Kıbrıs (devleti) var." diye konuştu. Ertuğruloğlu, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin işlevsel federasyon şeklinde kurulduğunu ve iki ortak Türk ile Rumların birbirini dışlayarak devlet olduğunu iddia etme hakkı olmadığını vurguladı ve “Oysa uluslararası toplum tam da bunu yaptı.” ifadelerini kullandı. “ASIL KIBRIS SORUNU BUDUR” Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorunun çözülmesi gerektiğini söylemenin kolay olduğunu ve öncelikle bu sorundan neyin kastedildiğine karar verilmesi gerektiğinin de altını çizdi. Bu bağlamda, "Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Rum devletinin Kıbrıs Cumhuriyeti gibi tanınmasıdır. Bu hata yapılmaya devam edildiği ve adadaki Kıbrıs Türk devletinin varlığı inkâr edildiği sürece, Kıbrıs sorununun çözülmesi hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır." dedi. Kıbrıslı Türklerin kendini ifade edebilmesi için uluslararası platform bulamadığını kaydeden Ertuğruloğlu, “Bu platformda sizlerle konuşma fırsatı bulmamın tek nedeni de bu etkinliğin Türkiye'de yapılıyor olması. Başka hiçbir yerde böyle bir fırsatımız yok. Kıbrıs Türk halkından biri olarak değinmeye çalıştığım ayrımcılık bu.”  

Tatar’dan Annan Planı'nın 21. yılında çağrı: Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlar kaldırılsın Haber

Tatar’dan Annan Planı'nın 21. yılında çağrı: Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlar kaldırılsın

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Annan Planı Referandumu'nun 21. yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Tatar, başta Birleşik Milletler (BM) olmak üzere Avrupa Birliği’nin (AB) bütün ilgili kurumlarını ve güneydeki muhataplarını, Kıbrıs Türk halkına uygulanan zalim ve haksız izolasyonların ve engellemelerin kaldırılmasına çağırdı. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorunun bunca yıldır çözülememesinin temelinde, “Rum kesiminin Kıbrıslı Türkleri yok sayan, sözde küçük bir azınlık olarak gören tutum ve davranışları ile Kıbrıs Türk halkının iradesini ve egemen eşitlik hakkını sürekli ve ısrarlı biçimde reddetmesinin yattığını” söyledi. “RUM KESİMİ ÖDÜLLENDİRİLİRKEN KIBRIS TÜRKLERİ CEZALANDIRILDI” Tatar Kıbrıs’ta, neredeyse yüz yıla yaklaşan sorunun çözümü için BM tarafından ortaya konulan Annan Planı’nın referanduma sunulmasının üzerinden 21 yıl geçtiğine işaret etti ve 24 Nisan 2004’te, Kıbrıslı Türklerin, kalıcı bir çözüm umuduyla bu plana büyük çoğunlukla “evet” derken, Rum tarafının yüzde 75’i aşan bir oyla reddettiğini hatırlattı. Tatar, AB'nin o dönemde verilen tüm sözlere ve yapılan açıklamalara rağmen, kurucu anlaşmalara aykırı olarak sadece adanın Rum kesimini AB üyesi yapmasında herhangi bir sakınca görmediğini belirtti. Açıklamanın devamında Tatar şu ifadeleri kullandı: “Kıbrıs Türk halkı BM’nin ve AB’nin desteklediği plana ‘Evet’ dediği için hiçbir şey elde edememiş, Rumlar ise büyük bir çoğunlukla ‘Hayır’ dediği için adeta ödüllendirilmiş ve halkımızın kurucu anlaşmadan kaynaklanan hakları dahi yok sayılmaya devam etmiştir.   Halkımızın haklarının gasp edilmesini güçlendiren AB üyeliği, bir yandan Rum kesiminin, Kıbrıs Adası'nın tamamını temsil ediyormuşçasına davranmasını kolaylaştırırken, öte yandan da KKTC’nin ve halkımızın her alanda ve her platformda karşılaştığı zalimce ve haksızca sistematik izolasyon politikalarına hizmet etmekten başka bir şeye yaramamıştır. Sorunun bunca yıldır çözülememesinin temelinde; Rum kesiminin Kıbrıslı Türkleri yok sayan, bizleri sözde küçük bir azınlık olarak gören tutum ve davranışları ile halkımızın iradesini ve egemen eşitlik hakkımızı sürekli ve ısrarlı biçimde reddetmesi yatmaktadır. AB’nin 500 milyonluk nüfusu içinde okyanusta bir damla olan ve buna rağmen egemen eşitlik temelli bir üyeliğin bütün imkânlarından yararlanan Rum kesimi, konu Kıbrıs Türk halkına ve KKTC’ye geldiğinde maksimalist ve izolasyonist politikalar dışında yapıcı ve iş birliğine açık bir tutum sergilememiştir.” “KAN DÖKÜLMEMESİNİN SEBEBİ İKİ DEVLET OLMASI” Ayrıca Tatar, adada 1974’ten bu yana kan dökülmemesinin, toplumlararası çatışmalar yaşanmamasının nedeninin “Mevcut iki devletli, coğrafi sınırları belirli bir sistemin fiilen yürürlükte olması” olduğunu söyledi. Tatar, Kıbrıs Türk halkının yüz yılı aşan millî özgürlük mücadelesinin son aşaması olan KKTC devletini, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteği ile daha da güçlendireceklerinden kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini vurguladı. “TUTUKLAMA VE ENGELLEMELER BARIŞ SÖYLEMLERİ İLE ÇELİŞİYOR” Tatar, başta BM olmak üzere AB’nin bütün ilgili kurumlarına ve güneydeki muhataplarına, Kıbrıs Türk halkına uygulanan zalim ve haksız izolasyonların ve engellemelerin kaldırılması için çağrı yaparak şunları kaydetti: Emlak sektörüne uygulanan haksız tutuklama ve engellemeler sözde barış söylemleri ile çelişmektedir. Dünyanın gerek emlak sektöründe gerekse diğer sektörlerde, Rum kesiminin Kıbrıs Türklerine karşı yaptığı haksız uygulamaları görmesi, anlaması ve bu haksız uygulamalara karşı harekete geçmesi Kıbrıs Türk halkının beklentisidir. Bu haksız tutumlara çanak tutan AB’nin de Kıbrıs Türk halkını görmezden gelmeye devam etmemesi ve kendi iç hukuku, insan hakları, özgürlükler gibi söylemleri ile çelişen uygulamalarından vazgeçmesi gerekmektedir.  Kıbrıs Türk halkının millî kimliğini, iradesini, tarihsel hak ve kazanımlarıyla devletimizi, dünyanın her yerinde ve her şart altında savunmaya devam edeceğiz.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Rumların Türk karşıtı ırkçı söylemlerine sert tepki! Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Rumların Türk karşıtı ırkçı söylemlerine sert tepki!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios'un Paskalya mesajında KKTC ve Türkiye'yi hedef alan söylemlerine tepki gösterdi.  "BU ÇÖZÜM ÇAĞRISI DEĞİL, HALKIMIZA KARŞI İŞLEDİKLERİ SUÇLARI PERDELEMEYE ÇALIŞMAKTIR" Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lider Hristodulidis'in, "İşgal duvarını yıkma hedefli stratejimiz meyve vermeye başladı" mesajına yönelik olarak verdiği yanıtta, "Sayın Hristodulidis’in mesajındaki 'işgal duvarını yıkma stratejisi' gibi kabul edilmez ifadeleri, çözüm çağrısı değil, halkımıza karşı işledikleri suçları ve hegemonya arzularını perdelemeye çalışan bir söylemdir" ifadelerini kullandı.  Tatar, Rum liderin devamlı olarak "kaldığı yerden devam edildiği" vurgusu yaptığını ve iki bölgeli iki toplumlu federasyon modelinin artık fiilen tükendiğini aktararak, "Bu gerçek, sadece bizim tarafımızdan değil geçmiş süreçleri objektif değerlendiren tüm çevreler tarafından da kabul edilmektedir." dedi. KKTC, UZUN YILLARDIR UZLAŞI MÜCADELESİ VERİYOR! Ayrıca Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios'un, "Yunanistan, GKRY ve tüm Helenizm'in, Türkleri kovmak ve vatanı kurtarmak için ortak mücadele etmesi gerekir" şeklindeki hadsiz mesajına ise Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının tüm zorluklara rağmen yıllarca uzlaşı aradığını ve kimsenin artık taviz vermeyi beklememesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası toplumun uzlaşı gayretini ciddiyetle takip etmesi gerektiğini aktaran Tatar şunları söyledi: Sayın Hristodulidis’in mesajındaki 'işgal duvarını yıkma stratejisi' gibi kabul edilemez ifadeleri, çözüm çağrısı değil halkımıza karşı işledikleri suçları ve hegemonya arzularını perdelemeye çalışan bir söylemdir. Başpiskopos’un açıklamaları, sadece tarihi çarpıtmaktan ibaret olup, dini kisve altında halkımıza yöneltilmiş açık bir nefret dilidir.

Tatar’dan Antalya Diplomasi Forumu'nda net mesaj: İki devletli çözüm tek yol Haber

Tatar’dan Antalya Diplomasi Forumu'nda net mesaj: İki devletli çözüm tek yol

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle bu yıl dördüncüsü düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF2025) başladı. 11-13 Nisan 2025, tarihlerinde gerçekleşecek üst düzey forumun ana teması bu yıl "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" olarak belirlendi. Dördüncü Antalya Diplomasi Forumu bünyesinde düzenlenen ve moderatörlüğünü Yusuf Erim’in yaptığı , Nest Kongre ve Fuar Merkezi’nin Patara Salonu’nda gerçekleşen ADF Talks etkinliğine katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, geçen ay Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri himayesinde Cenevre’de düzenlenen gayriresmî Kıbrıs toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmalarına Kıbrıs Adası'nın tarihini ve sorununu anlatarak başladı. Tatar, Kıbrıs Türklerinin, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eş kurucu ortağı olduğunu ancak 1968’de yapılan saldırılarla cumhuriyetin dışına atılmak istendiğini anlattı. “FEDERAL ÇÖZÜM ÇABALARINA DÖNÜLEMEZ” Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasında Ada'da iş birliği kültürünü yaratmak üzere yeni adımlar atabilmek için Rum lider ile görüşmelerde bulunduğunu belirterek, “Kıbrıs Adası’nın geleceği için karşılıklı yarar sağlayacak konularda diyaloga ve iş birliğine her zaman açığım” dedi.  Ayrıca Tatar, “Kıbrıs’ta iki demokrasi, iki halk ve iki devlet var. Kıbrıs’ta bir çözüm ancak iki devlet temelinde olabilir. Federal çözüm arayışlarına dönülemez. Çözüm olacaksa bu iki devlet esasına göre olmalıdır. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve uluslararası eşit temsiliyeti kabul edilmelidir.” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Tatar, adil ve kalıcı bir çözümün Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tanınması temelinde mümkün olduğunu söyleyerek, “Kıbrıs Türk halkı, kendi kurduğu devleti KKTC’de barış içinde yaşamak, gelişmek ve dünyayla bağ kurmak istiyor.” ifadelerini kullandı.  “TÜRKLERE YÖNELİK AMBARGOLAR KALKMALI” Tatar, Kıbrıs Türk tarafının yıllardır maruz bırakıldığı siyasî ve ekonomik izolasyonun 1963 yılında başladığına işaret ederek, Rumların Kıbrıs'ı Yunanistan’a bağlama hedefi (ENOSİS) doğrultusunda yüzlerce Türk köyüne saldırılar düzenlediğini, Kıbrıs Türk halkının zorla kamplara ve gettolara itildiğini söyledi.  Cumhurbaşkanı Tatar, bu süreçte BM Güvenlik Konseyi’nin 1964 yılında aldığı 186 sayılı kararla, Kıbrıs Rum yönetiminin ada hükûmeti olarak tanınmasının Kıbrıs Türk halkının izolasyonunu daha da derinleştirdiğini yineledi. Tatar, Kıbrıs Türk halkının 1963’te ortak devlet yapısından silah zoruyla dışlandığını, 1960’ta kurulan ortaklığın Rum tarafı tarafından tek yanlı olarak gasp edildiğini ve ardından gelen saldırılar ve ambargolarla Kıbrıs Türk halkının izole edildiğini hatırlattı ve 1974’te ise Türkiye’nin müdahalesinin halkı soykırımdan kurtardığını vurguladı. Tatar, 2004’teki Annan Planı referandumunda Kıbrıs Türk tarafının yüzde 65 oranında “evet”, Rum tarafının ise yüzde 76 “hayır” oyu verdiğini hatırlattı. Buna rağmen Rumların Avrupa Birliği’ne (AB) tüm ada adına kabul edilmesinin büyük bir adaletsizlik olduğunu belirtti.  TATAR’DAN ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI Bu süreçte verilen doğrudan ticaret ve uçuş sözlerinin tutulmadığına işaret eden Tatar, Kıbrıs Türk halkına uygulanan ambargo ve izolasyonların hâlen devam ettiğini belirtti. Kıbrıs Türk halkının izole edilmesinin siyasî değil, insan haklarına dair bir mesele olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı, bu izolasyonun derhâl sona ermesi için uluslararası topluma çağrıda bulundu. Tatar, “Halkımızın kendi bayrağı altında spor müsabakalarına katılabilmesi, doğrudan uçuşların yapılabilmesi en temel hakkıdır.” dedi. Tatar, Kıbrıs Türk halkının doğrudan uçuş, ticaret ve temaslar gibi en basit insani haklara dahi erişemediğini vurgulayarak, Kıbrıslı Türklere dönük uygulanan izolasyon ve ambargolar kaldırılması gerektiğini söyledi.  Bu bağlamda Tatar, “Uluslararası toplum dünyanın diğer bölgelerinde iki devletli çözümlere destek verirken Kıbrıs Adası’nda gerçekte iki demokrasi ve iki devlet olduğunu neden göremiyor? Bu gerçekleri görmezden gelmek çözüm bulunmasına yardımcı olmayacaktır. Uluslararası topluma çağrım şudur: Kıbrıs Türk halkının sesini duyun! Bu adaletsizliği ve insanlık dışı izolasyonu sona erdirin! Haklarımızı geri verin!” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk tarafının tüm iyi niyetine rağmen, federal bir çözüm için nihai girişimin ise Temmuz 2017 yılında Crans Montana’da çöktüğünü anımsattı.   CENEVRE’DE NE KONUŞULDU Cumhurbaşkanı Tatar Cenevre’deki toplantıda, 4 yeni sınır kapısının açılması, mayın temizleme çalışmaları, gençlik komitesinin kurulması, madem alanlarını da içeren çevre ve iklim değişikliği konuları, ara bölgede güneş enerjisi ve mezarlıkların restorasyonu gibi konulardaki girişimlerde ise uzlaşma sağlandığını belirterek, BM Genel Sekreteri’nin özel temsilcisinin atanmasına da onay verdiğini dile getirdi. Tatar, Rum yönetimi ile İsviçre’nin Cenevre’de gerçekleşen görüşmede Kıbrıs’taki iki taraf arasında iş birliği imkânlarını değerlendirdiklerini bildirdi ve “İsviçre’de Kıbrıs’taki iki taraf arasında hangi konularda nasıl iş birliği yapılabilir konularını görüştük. Cenevre’de iki taraf arasında yeni geçiş noktaları açılmasını önerdim. Orada iki devlet arasında iş birliği konularını konuştuk. Yeni geçiş noktaları açılması önerimin kabul görmesini bekliyorum.” cümlelerini sarf etti. TATAR YENİ ENERJİ PROJESİNİN HABERİNİ VERDİ Konuşmasında enerji ve çevre politikaları konusunda önemli mesajlar veren Tatar, Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlanacak bir elektrik projesinin masada olduğunu açıkladı. Tatar, bu projenin çevre dostu enerji üretimi açısından büyük katkı sağlayacağını kaydetti ve “Türkiye üzerinden kabloyla elektrik projesi ile Avrupa’ya bağlanabiliriz. Bu fizibl ve uygulanabilir bir projedir. Bu proje ile çevre dostu yeşil enerji üretimi ile çevreyi de korumuş oluruz. Bu önerimiz masadadır.” dedi. “42 yıl önce ilan edildiğinden bugüne Kıbrıs Türk halkının vatanı olan KKTC’nin uluslararası toplumda hak ettiği yere ulaşabilmesi için mücadele etmeye devam ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Haziran 2004’ten beri İslam İşbirliği Teşkilatında (İİT) gözlemci üye olduğunu söyledi. Tatar ayrıca Kasım 2022’den bu yana ise anayasal ismiyle KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) gözlemci üye olarak kabul edildiğini dile getirdi.  RUM TARAFI TÜRK SUYUNU KABUL ETMEMEYE DEVAM EDİYOR Türkiye ve KKTC, asrın projesi adı verilen Anamur’dan deniz altından askılı boru sistemiyle KKTC’ye ulaşan Dragon çayının suyunu yıllardır Rum yönetimine “paylaşma” teklifinde bulunuyor. Türkiye ile KKTC arasındaki 80 kilometrelik denizi askılı boru sistemiyle geçen Anadolu suyu, KKTC’nin Girne kentindeki Geçitköy Barajı’na yılda 75 milyon metreküp su taşıyor. Ancak Rum tarafı bugüne kadar yapılan önerilere “Türk suyuna bağımlı kalmamak” amacıyla cevap bile vermiyor. GKRY’nin bu tavrı hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, su konusunda iş birliğine açık olduklarını yineledi. Bu bağlamda Tatar, “Biz Türkiye’den gelen suyu da Güney Kıbrıs ile paylaşmayı öneriyoruz. Gerçek olan bir şey varsa, adadaki iki devletin birbiriyle iş birliği içinde çalışması gerektiğidir. Ama Rum tarafı buna karşı çıkıyor.” şeklinde konuştu.

Ersin Tatar: Masalarda iyi niyetle çok uzun zaman geçirdik Haber

Ersin Tatar: Masalarda iyi niyetle çok uzun zaman geçirdik

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) kurucu lideri merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatının 28. yılı vesilesiyle düzenlenen “Alparslan Türkeş ve Kıbrıs” paneline katıldı. "ALPARSLAN TÜRKEŞ, BUGÜNLERİ GÖRECEK KADAR İLERİ GÖRÜŞLÜYDÜ" Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Lefkoşa Grand Pasha Otel'de gerçekleşen etkinlikte yaptığı konuşmada, panele katılan ve düzenleyen herkesi tebrik etti. Cumhurbaşkanı Tatar, Türkeş’in, dedesinin sınıf arkadaşı olduğunu ve dedesinin sürekli Türkeş’i kendisine anlattığını söyledi ve anılarını paylaştı. Hatıralara büyük önem verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, rahmetle andığı Türkeş’in, Kıbrıs’tan çıkarak Türkiye Cumhuriyeti’nde önemli bir yer alması ve bugünün de temellerini atılmasındaki önemine vurgu yaptı. "Alparslan Türkeş, o zamandan bugünleri görecek kadar ileri görüşlüydü." diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Alparslan Türkeş’in Kıbrıslı Türk yiğit bir devlet adamı olduğunu söyledi.  "BİZ BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN KOPMAZ PARÇASIYIZ" Cumhurbaşkanı Tatar, Osmanlı’nın 350 yıl buralarda hükümdarlık yaptığını ifade ederek, Kıbrıs’ta tarihe bakıldığında millî bir toprak olduğunu vurguladı. Egemenlik temelinde bu topraklarda varlıklarını sürdürmenin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, ülkede birlik beraberliği bozmak için, Türkiye ve Türk dünyası ile olan bağlara hakaretler yağdıranların olduğunu ifade ederek, “Biz büyük Türk milletinin kopmaz parçasıyız, bunlara karşı mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi. "KIBRIS’TA ARTIK FEDERASYON, ORTAKLIK GÖRÜŞMEK YOKTUR" Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusunda artık bir yola çıkıldığını ve iki devletli siyasetin Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle yürütüldüğünü ifade ederek, “Kıbrıs’ta artık yeni siyaseti tersine çevirmek, federasyon, ortaklık görüşmek yoktur. Federasyon görüşmesi demek, sıfır asker sıfır garanti demektir. Masalarda iyi niyetle çok uzun zaman geçirdik. İyi niyetle süreçleri yürüttük ama Rum hiç bir zaman ortaklığı kabul etmedi etmeyecek.” diye konuştu. İki devletli siyasetten geri dönüş olmadığını, KKTC'yi tanısalar veya tanımasalar, her gün bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceklerini, tanıtmak için çalıştıklarını ifade eden Tatar, “Her platformda yer almaya çalışıyoruz dünyanın farklı yerlerinde bayrağımızı dalgalandırıyoruz.” dedi. Türkeş’i anan Cumhurbaşkanı Tatar, oğlu Tuğrul Türkeş’i de andı ve Türkeş’in doğduğu evin müze yapıldığını, Kıbrıs Türk halkının millî mücadelesinde aldığı yerin öneminin vurgulandığını kaydetti.

Türkiye o sloganları küstahça buldu: Yunanistan'dan izahat istendi! Haber

Türkiye o sloganları küstahça buldu: Yunanistan'dan izahat istendi!

Yunanistan'ın bağımsızlık günü münasebetiyle Atina'da düzenlenen askerî geçit töreninde tarihî bir skandal yaşandı. Yunan Deniz Kuvvetlerinde görev yapan deniz piyadeleri 25 Mart 2025 tarihinde askerî geçit töreninde Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) hedef alan hadsiz söylemlerde bulundu. TARİHÎ SKANDAL YAŞANDI! Deniz piyadeleri, Türkiye'ye ağır küfürler yağdırarak yürüyüş yaptı. Tören esnasında halkın önünden geçen Yunan askerler, "Kıbrıs Yunan'dır, Türkiye s... git" şeklinde sloganlar attı. Söz konusu atıftan sonra halkın ise "Bravo" dediği duyuldu.  Türkiye Cumhuriyeti söz konusu haddi aşan söylemlerden dolayı harekete geçti. Anadolu Ajansının (AA) Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Türkiye'nin söz konusu sloganları küstahça bulduğu aktarıldı. Haberde, kaynaklara göre Türkiye-Yunanistan ilişkilerini baltalamayı hedefleyen bu davranışın kabul edilemez olduğu belirtildi. Ayrıca konuyla ilgili olarak Yunanistan makamlarından izahat istendiğini bildirildi. Yunan basını Deniz Kuvvetleri Komutanlığının konuya ilişkin disiplin soruşturması başlatmaya karar verdiği ifade edildi. Öte yandan Yunanistan'ın muhalefet partisi Radikal Sol İttifak SYRIZA da atılan sloganların kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, olayın araştırılmasını istedi. 

Türk Dışişlerinden Kıbrıs Adası'ndaki BM kararına tepki! Haber

Türk Dışişlerinden Kıbrıs Adası'ndaki BM kararına tepki!

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Adası'nda konuşlandırılan Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü'nün görev süresinin 1 yıl uzatılmasıyla ilgili karara tepki gösterdi. Bakanlık, BM Güvenlik Konseyinin kararı hakkında yazılı açıklama yayımladı. "KKTC TARAFININ ATACAĞI ADIMLARA TAM DESTEK VERECEĞİMİZİN ALTINI ÇİZİYORUZ" Türk Dışişleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığının karar kapsamındaki açıklamalarını desteklediklerinin altını çizdi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: BM Barış Gücü’nün görev süresi uzatılırken, yerleşik BM uygulamalarının hilafına, Kıbrıs Türk tarafının onayı bu defa da alınmamıştır. BM Barış Gücü’nün KKTC topraklarındaki faaliyetlerinin münhasıran KKTC makamlarının iyi niyeti çerçevesinde yürütülebildiğini hatırlatıyor, anılan faaliyetlerin devamı için hukuki bir zeminin süratle tesisinin elzem olduğunu vurguluyoruz. KKTC tarafının bu çerçevede atacağı adımlara tam destek vereceğimizin altını çiziyoruz. Diğer yandan, BM Güvenlik Konseyi’nin, Barış Gücü’nün görev süresini uzatan bu yılki kararında da raf ömrü tükenmiş ve olası bir çözüm bağlamında gündemden düşmüş olan çözüm modellerine atıfta bulunma ısrarını sürdürmesinden derin hayal kırıklığı duyuyoruz. Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm ancak sahadaki gerçekler temelinde bulunabilir. BM Güvenlik Konseyi’ni bu gerçeği kabul etmeye ve Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakları olan egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü tescil etmeye çağırıyoruz. KKTC'NİN ONAYI ALINMADAN VERİLEN KARARA TEPKİ GÖSTERİLMİŞTİ KKTC Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyinin kararına ilşikin olarak 31 Ocak 2025 tarihinde yazılı açıklama yayımlamıştı. Bakanlık, BM Barış Gücü'nün Ada'daki görev süresinin 31 Ocak 2026'ya kadar uzatılma kararının KKTC tarafının onayı alınmadan alınmış bir karar olduğunu ifade etmişti. Açıklamada, "BMBG’nin görev yönergesinin uzatılmasına dair sözde 'Kıbrıs Hükûmeti'nden alınan rızaya yapılan atıf kabul edilemezdir. Kıbrıs Türk tarafının iradesini ve varlığını yok sayan bu yaklaşımı kesinlikle reddediyoruz. Kuzey Kıbrıs’ta egemenlik, Kıbrıs Türk halkına ve onun devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne aittir. Barış Gücü’nün ülkemizdeki faaliyetlerini yalnızca meşru bir temele dayandırarak sürdürmesi gerektiğini ise bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isteriz." ifadeleri kullanılmıştı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.