SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kıbrıs

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kıbrıs haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kıbrıs haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

KKTC’den Norveç’in GKRY’ye silah ambargosunu kaldırma kararına sert tepki! Haber

KKTC’den Norveç’in GKRY’ye silah ambargosunu kaldırma kararına sert tepki!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı, Norveç hükûmetinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) uyguladığı 65 yılı aşkın süredir devam eden silah ambargosunu kaldırma kararına tepki gösterdi. Bakanlık, kararın Doğu Akdeniz’de her geçen gün giderek kırılgan hale gelen hassas dengeyi ciddi şekilde zedelediğini ve bölgedeki istikrar ile güvenlik ortamına olumsuz etkilerinin olacağını vurguladı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Norveç Parlamentosu tarafından 1959 yılında kabul edilen bir düzenleme uyarınca, çatışma yaşayan veya iç karışıklık riski bulunan ülkelere silah satışının yasaklandığı hatırlatıldı. Söz konusu ambargonun Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide tarafından 7 Kasım 2025 tarihinde GKRY lideri Nikos Hristodulidis’i arayarak kaldırıldığı belirtildi. “ADA’DAKİ HASSAS DENGEYE BİR MÜDAHALE” Açıklamada, Norveç’in geleneksel barış odaklı dış politikası ile çelişen bu kararın üzüntü ile karşılandığı ifade edildi. Bakanlık, ambargonun kaldırılmasının Ada’daki hassas dengeyi bozduğu ve bölgesel istikrara zarar verdiği görüşünü paylaştı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: Norveç hükûmetinin Kıbrıs Rum tarafının silahlanmasına imkân tanıyan bu kararı, Doğu Akdeniz’de her geçen gün giderek kırılgan bir hal alan mevcut hassas dengeye son derece zarar veren nitelikte olup, bölgedeki istikrar ve güvenlik ortamına katkı sağlamaktan oldukça uzaktır. Şüphesiz, Ada’da kalıcı barış ancak iki halkın eşit haklarının tanınması ve karşılıklı güven ortamının tesisi ile mümkün olabilecektir. Bu türden tek taraflı kararlar bu hedefe ulaştırmayı zorlaştırmakta, mevcut durumu tehlikeye sokmaktadır. “GEREKLİ ADIMLAR TÜRKİYE İLE BİRLİKTE ATILACAKTIR” Açıklamada ayrıca, Norveç hükümeti GKRY’nin provokatif tutumunu cesaretlendirecek ve silahlanma eğilimlerini artıracak girişimlerden vazgeçmeye, Kıbrıs Adası’nın gerçeklerine dayalı, bölgesel istikrar ve barışı destekleyici bir politika benimsemeye davet edildi. KKTC Dışişleri Bakanlığı, bu süreçte gereken adımları Türkiye ile birlikte atmaya devam edeceğini vurguladı. Bakanlık, kararın yalnızca Kıbrıs Türk tarafı için değil, bölgedeki tüm taraflar için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtti.

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman Hristodulidis ile görüşecek: Toplantıda BM yok Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman Hristodulidis ile görüşecek: Toplantıda BM yok

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Lideri Nikos Hristodulidis ile Birleşmiş Milletlerin (BM) dâhil olmayacağı, doğrudan bir görüşmede hemfikir olduklarını ancak tarihin henüz belli olmadığını açıkladı. Erhürman, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Hassim Diagne'yi 31 Ekim 2025 tarihinde kabul etti. KKTC Cumhurbaşkanlığında gerçekleşen ve yaklaşık yarım saat süren kabulde, Erhürman ve Diagne'nin, teknik komiteler ve Kıbrıs meselesi konusundaki diğer gelişmeleri ele aldıkları öğrenildi. BM’İN DÂHİL OLMAYACAĞI BİR GÖRÜŞME Erhürman gerçekleşen kabulün ardından açıklamalarda bulundu. Erhürman, Hristodulidis ile yaptığı telefon görüşmesinde, gelecek haftalarda bir görüşme yapılması konusunda hemfikir olduklarını bildirdi. Erhürman, "BM’nin dâhil olmayacağı, kendi temsilcilerimizle birlikte olacağımız bir görüşmede bir araya geleceğimizi telefonda kararlaştırdık. Görüşmenin tarihi henüz belli değil. Daha sonra Hristodulidis ile tarih bildirme konusunda anlaştık." ifadelerini kullandı. BM Genel Sekreteri'nin Şahsi Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar ile temas hâlinde olduklarını da söyleyen Erhürman, Cuellar ile 5 Aralık’ta görüşebileceklerini söyledi. Ayrıca Erhürman, görüşmede BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Diagne’ye başarı dileklerini ilettikleri, Kıbrıs'ta iki taraf arasında yaşamı kolaylaştıracak teknik komiteler konusunda karşılıklı görüşlerini paylaştıkları bilgisini paylaştı. “CUMHURBAŞKANI’NA TEBRİKLERİMİ İLETTİM” BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi UNFICYP Misyon Şefi Khassim Diagne de görüşmenin ardından çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, Erhürman ile ilk görüşmesini yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Diagne, BM Genel Sekreteri Guterres’in 27 Ekim'de Erhürman’a gönderdiği mektubu hatırlatarak, kendisinin de Cumhurbaşkanı'nı görevine başlaması dolayısıyla kutladığını ve başarı dileklerini ilettiğini bildirdi. Guterres'in, Kıbrıs’ta barışçıl ve sürdürülebilir çözüm yolu için tüm adanın refah ve güvenliğine yönelik çalışma kararlılığında olduğuna dikkat çeken Diagne, "Genel Sekreter’in ve BM Barış Gücünün temsilcisi olarak, bu hedefe ulaşmak için elimizden gelenin en iyisini yapacağımızı Sayın Cumhurbaşkanı’na ilettim." dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman: Türkiye adanın tamamının garantörüdür Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman: Türkiye adanın tamamının garantörüdür

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde düzenlenen devir teslim töreni sonrası yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin Kıbrıs'ın tamamında garantör olduğunu vurguladı. Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti evet, adanın tamamının garantörüdür, böyle olacak. Bugünkü koşullarda bu daha da önemli hale geldi. Çünkü kendimizi güvende hissetmemiz günden güne zorlaşıyor.” dedi. “SEÇİMİN KAZANANI HALKIMIZDIR, AYRIŞMAYA İZİN VERMEM” Kıbrıs Türk halkının demokrasi kültürüne dikkat çeken Erhürman, “Mecliste hararetli tartışmalar yaşanır ama dışarıda kahve içilir, sohbet edilir. Bu halkın derin bir hoşgörüsü var” ifadelerini kullandı. Seçim sonuçlarına ilişkin ise “Bu seçimin kaybedeni yok. Kıbrıs Türk halkı kazandı, çocuklarımız kazandı, kardeşliğimiz kazandı” diyerek toplumsal birlik mesajı verdi. SİYASİ EŞİTLİK VURGUSU: “MÜZAKERE DEĞİL, TAAHHÜT OLMALI” Kıbrıs müzakerelerine dair en net mesajını “siyasi eşitlik” konusunda veren Erhürman, “Bu benim yaşamsal kırmızı çizgimdir. BM Güvenlik Konseyi kararında yazan bir şeyi Rum liderle müzakere etmem. Bu pazarlık konusu olamaz.” ifadelerini kullandı. Crans-Montana sürecine atıf yapan Erhürman, Rum liderliğin siyasi eşitliği halkına anlatamadığını söyleyerek masadan çekildiğini hatırlattı. “BM KENDİ SÖZLERİNE SAHİP ÇIKSIN” BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Crans-Montana sonrası yaptığı “müzakere süreci olacaksa zaman sınırlaması olacak” açıklamasına dikkat çeken Erhürman, “BM bu söze sahip çıkmalı. Kıbrıs Türk halkının artık 5-6 yıl daha beklemeye tahammülü yok” dedi. ANNANCI ÇİZGİ: İZOLASYONLARA SON VERİLMESİ ÇAĞRISI Erhürman, eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın raporuna atıfta bulunarak, “Kıbrıslı Türklerin ‘evet’ iradesinden sonra üzerlerindeki izolasyonların hiçbir meşru gerekçesi kalmamıştır” ifadelerini hatırlattı. Bu raporun BM Güvenlik Konseyine gitmemesi nedeniyle izolasyonların sürdüğünü belirten Erhürman, “Bu kez baştan taahhüt istiyoruz” dedi. “GÖRÜŞME MASASI” ÖNERİSİ: TEKNİK BAŞLIKLAR ELE ALINABİLİR Kapsamlı çözüm müzakerelerinin tıkanması durumunda “görüşme masası” önerisini dile getiren Erhürman, bu masada Yeşil Hat Tüzüğü, geçiş noktaları, karma evliliklerden doğan çocukların AB vatandaşlığı gibi teknik başlıkların ele alınabileceğini söyledi. "TÜRKİYE CUMHURİYETİ, ADANIN TAMAMININ GARANTÖRÜDÜR" Erhürman, özellikle son 2 yıldır Güney Rum kesiminde, yabancı devletlerin askeri varlığını artırmasından kaynaklı şartlara ve bu bağlamda Türkiye'nin önemine işaret ederek, şunları söyledi: "İsrail'in güneye geldiği, ABD'nin güneye geldiği, Fransa'nın geldiği, Avrupa Birliği zaten orada, İngilizlerin zaten egemen üsleri var. Bütün bunlar varken, Türkiye Cumhuriyeti'nin Ada'nın tamamı üzerindeki garantörlüğünü herhalde tartışmaya açmayı düşünmüyordur (GKRY Lideri Nikos) Hristodulis diye düşünüyorum ben kendi adıma. Çünkü anlamlı değil artık bu noktadan sonra bu konu. Kesinlikle konuşulabilir bir konu değil. Türkiye Cumhuriyeti, evet, Ada'nın tamamının garantörüdür, böyle olacak ve bugünkü koşullarda daha da önemli hale geldi. Çünkü bizim kendimizi güvende hissetmemiz daha da güçleşiyor günden güne. Sonuçta İsrail, Gazze'de çocukları öldürüyordu. O sırada Baf Hava Üssü, İsrail'e imtiyazlı olarak kullanım hakkı noktasına geldi. Sonra İsrail döndü, İran'a saldırdı. İran'da dedi ki 'İsrail'e sadece size füze atmayacağız. Nerede üs kullanıyorsanız, oraya da füze atacağız.' Üs burada (GKRY) Baf Üssü. Ve Kıbrıs Türk tarafında, biz 1974'ten sonra ilk defa KKTC'de sığınaklar nerede diye bir tartışmanın içinde bulduk kendimizi. Yani hiçbir şekilde dahil olmadığımız, hiçbir şekilde irademizin olmadığı bir kararın. Bize içinde olmadığımız bir şeyin bedelini ödeme riski ile karşı karşıya kaldık." KKTC Cumhurbaşkanı, GKRY lideri Nikos Hristodulidis'in İsrail ile ilgili aldığı kararlarda, Kıbrıs Türk tarafının iradesinin bulunmadığını kaydederek, "Garantör ülke Türkiye, bütün Kıbrıs Adası'nın garantörüdür. Dolayısıyla, Baf kenti aslında Türkiye'nin yetki alanının dışında falan değil. Güneyde olması, Türkiye'yi yetkisiz kılmıyor. Konuşmamda da söylediğim gibi; (GKRY) hem bizi bypass ediyor, biz yokmuşuz gibi davranıyor, hem Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlük yetkilerini, yetkileri yokmuş gibi davranıyor ve dönüyor aldığı kararlarda bizi yaşamsal riske sokuyor. Bunlar kabul edemeyeceğim şeyler." ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİMİZ ÇOK ÖZELDİR" Erhürman, seçim kampanyası boyunca müzakerelerin Türkiye ile istişare etmeden yürütülmeyeceğine dair mesajlar verdiğini anımsatarak, ilk ziyaretini KKTC'de yerleşik bir devlet geleneği olarak Türkiye'ye yapacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bugün KKTC ile ilgili yaptığı açıklamalarla yemin törenine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın katıldığına dikkati çeken Erhürman, şöyle devam etti: Kampanyam boyunca gittiğim her yerde, her mitingde ifade ettiğim üzere; bugüne kadarki hiçbir cumhurbaşkanımız, hiçbir müzakere sürecini Türkiye ile istişare etmeksizin yürütmedi. Tek bir örneği yoktur. Ben de başbakanken Türkiye ile her konuda istişare içerisinde çalıştım. Dolayısıyla seçim boyunca hep söyledim. Müzakereler başlayacaksa veya yürüyecekse, bütün bunlar her zaman Türkiye ile istişare içerisinde yapılır. Başka türlüsü zaten mümkün değildir. Hepsini bir tarafa bırakın, Türkiye Cumhuriyeti bizim kardeş ülkemizdir, çok özel ilişkilerimiz var. Başka hiçbir iki devletin ilişkisine benzemez bizim Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkimiz. Türkiye ile ilişkimiz çok özeldir. Ama artı Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs'ta garantör devlettir zaten. Erhürman, KKTC ile Türkiye ilişkilerinin gelecek dönemde daha da ileriye taşınacağını vurgulayarak, "Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeksizin ne müzakere, ne Kıbrıs sorunuyla ilgili herhangi bir hamle, ne dış politikada herhangi bir hamle, bugüne kadar yapılmadığı gibi bundan sonra da yapılmayacak. Artı Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin çok daha iyi bir seviyeye gelmesi de benim kendime özel olarak görev bildiğim, misyon bildiğim bir şeydir." diye konuştu. "GKRY'DEKİ YABANCI ASKERİ VARLIK ENDİŞE VERİCİ" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ndeki (GKRY) başta İsrail olmak üzere yabancı askeri yapılanmanın sadece KKTC için değil Rum halkı için de endişe verici olduğunu söyleyen Erhürman, İngiliz üslerinin İran tarafından vurulma riski ortaya çıktığında hem KKTC'de hem de Güney Kıbrıs'ta 1974 sonrası ilk defa sığınak sorma ihtiyacı hissettiklerini, GKRY'deki yabancı askeri varlığının artışının endişe verici olduğunu ifade etti. GKRY lideri Nikos Hristodulidis'in, kendince Türkiye'ye karşı denge kurmak üzere bazı devletleri Kıbrıs'a çektiğini aktaran Erhürman, bu güç dengesini Hristodulidis'in kendi ordusu, silahı ve gücü ile değil başka devletler aracılığı ile kurmak istediğini vurguladı. Hristodulidis'in yürüttüğü sürecinin farklı yerlere kaydığını belirten Erhürman, şunları söyledi: "Türkiye'ye karşı güç dengesi kuracağım düşüncesiyle "büyük abiler" oraya gelirse, siz bileceksiniz ki bu büyük abiler girdikleri hiçbir coğrafyadan bugüne kadar çıkmadılar. Hiçbir coğrafyada da kimsenin arkasında durmadılar. Öne geçtiler. Siz arkaya düşeceksiniz ve dolayısıyla kendi iç yönetiminiz açısından da sıkıntı yaşayacağınız gibi güvenlik açısından da siz de sıkıntı yaşayacaksınız." Erhürman, GKRY'nin Hindistan'ı dahi Ada'ya getirmeye çalıştığını aktararak, "O dönemde, İran'ın sadece İsrail ile yetinmeyip üslerin olduğu yerleri vuracağını söylediğinde, biz bile sığınakları tartışmaya başladık. Aslında bu yaklaşım (GKRY'nin yaklaşımı), Ada'yı güvenli olmayan bir yere dönüştüren yaklaşım. Biz Kıbrıslı Türkler olarak dediğim gibi; Türkiye'nin garantörlüğünde kendimizi daha güvende hissetme noktasında durabiliriz. Ama Güney'deki Rumlar, kendilerini nasıl daha güvende hissedecekler onu bilmem?" diye konuştu. "Biz yokmuşuz gibi davranmaya çalışanlar eninde sonunda kaybeder" KKTC Cumhurbaşkanı, son zamanlarda gündeme gelen, Güney Kıbrıs-İsrail ve Yunanistan arasında kurulması düşünülen elektrik bağlantısı projesinin (Great Sea Interconnector) güzergahını da eleştirerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Elektrik bağlantısını, Güney Kıbrıs, İsrail, Yunanistan arasında kurmayı düşüneceksiniz. Neden? 'Türkiye dışarıda kalsın' diye. Halbuki fizibilite olarak baktığınızda en yakın coğrafya Türkiye. Buradaki mantıklı proje Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan. Ama siz sırf Türkiye'yi siyasi sebeplerle dışarıda bırakmak adına dönüyorsunuz hattı yüzlerce kilometre öteden Yunanistan'a bağlanmayı düşünüyorsunuz. Bu ekonomik değil, makul değil. Ama siyaseten bunu tercih ediyorsunuz. Şimdi böyle yaklaşımları sergilediğiniz müddetçe bu bölgede kalıcı barış, kalıcı istikrar sağlamak da çok kolay değil." Erhürman, siyasi yaklaşımlarla gerçeklerden uzaklaşmamak gerektiğine dikkati çekerek, "Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk halkı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu bölgede görmezden gelinemez. Biz hep vardık. Bugün de varız. Yarın da var olacağız. Biz yokmuşuz gibi davranmaya çalışanlar eninde sonunda kaybeder." dedi.

KKTC Meclisi, “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm” kararını kabul etti Haber

KKTC Meclisi, “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm” kararını kabul etti

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi, "Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm" konulu karar önerisini oy çokluğuyla kabul etti. KTCC Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'nda daha önce komiteden geçen "Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm" konulu karar önerisi için 14 Ekim 2025 tarihinde oylama yapıldı. Genel Kurulda oylanan karar önerisi, iktidardaki Ulusal Birlik Partisi (UBP), Demokrat Parti (DP) ve Yeniden Doğuş Partisi ile Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu'nun verdiği 29 oy ile kabul edildi. Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekilleri ise, oylamaya katılmadı. “KTCC’NİN Bİ HALKI VE DEVLETİ VARDIR” KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda KKTC’nin tanınması yönünde yaptığı çağrıları hatırlattı ve "KKTC’nin bir halkı ve bir devleti vardır. Biz, ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin destekleriyle bugünlere geldik." dedi. Federasyon görüşmelerinde Rumların tavizler verilmesine rağmen anlaşmaya yanaşmadıklarına dikkati çeken Üstel, "Avrupa’nın göbeğinde Bosna Hersek’te yaşananları hepimiz biliyoruz. BM Güvenlik Konseyi kararı olmamasına rağmen bugün yüze yakın ülke Bosna Hersek'i tanımaktadır. Gazze’deki ateşkesi biliyoruz. Yaklaşık 157 ülke Filistin’i BM kararı, Güvenlik Konseyi kararı olmadan tanımaktadır." ifadelerini kullandı. ANA MUHALEFETTEN İTİRAZ Genel Kurulda söz alan ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da Kıbrıs konusunda Türk halkının ortaklık hakkından vazgeçmeyeceğini söyledi ve "Kıbrıs sorunuyla ilgili bir kararın seçime beş gün kala alındığı tarihte görülmedi. Meclis, seçim maksadıyla kullanılacak bir enstrüman değildir." dedi. Erhürman, kararın Cumhuriyet Meclisine değil hükûmet'e ait olduğunu savunarak, ne Türkiye'nin ne de önceki cumhurbaşkanlarının Kıbrıs Türk halkını azınlık haline getirecek bir görüşmede bulunduğunu söyledi. KARAR METNİNDE “BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİMDİR” VURGUSU Cumhuriyet Meclisinde oy çokluğu ile kabul edilen "Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm" konusundaki karar önerisi metninde şu ifadeler yer alıyor: KKTC'ye yönelik haksız siyasi, ekonomik ve sosyal izolasyonların kaldırılması için çalışılması, KKTC'nin uluslararası alanda tanınması ve tanıtılması yönündeki çabaların hızlandırılması, 'iki devletli' uzlaşının Kıbrıs'ta gerçek ve kalıcı barışın temelini teşkil ettiğinin uluslararası topluma anlatılması. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi, dünyadaki gelişmeleri ve değişmekte olan dengeleri göz önünde bulundurarak, birlik ve beraberlik içinde olunması, ana vatan Türkiye ile sıkı bir çalışma içine girilmesi halinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bir an önce bu hedeflere ulaşabileceğine inanmaktadır. Öneride, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) tam üyeliği de hedefler arasında yer alırken, Cumhuriyet Meclisi ile Kıbrıs Türk halkının, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Bağımsızlık benim karakterimdir" vizyonuna bağlı olduğu vurgulandı.

Cumhurbaşkanı Tatar’dan BM’de net mesaj: “Egemen eşitlik vazgeçilmez” Haber

Cumhurbaşkanı Tatar’dan BM’de net mesaj: “Egemen eşitlik vazgeçilmez”

Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu kapsamında New York’ta bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri António Guterres ile gerçekleştirdiği ikili görüşmenin ardından BM Genel Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Görüşmenin “yapıcı ve samimi” geçtiğini belirten Tatar, bu yılki Genel Kurul toplantılarını “en kritik buluşmalardan biri” olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a KKTC’ye verdiği destek ve Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık dışı tecridin kaldırılması çağrısı için teşekkür etti. “İŞ BİRLİĞİ KÜLTÜRÜ ŞART, FEDERAL MODEL TÜKENMİŞTİR” Ersin Tatar, mart ve temmuz aylarında Kıbrıs Rum tarafıyla gerçekleştirilen görüşmelere atıfta bulunarak, güven inşa etmek ve yeni girişimlerde bulunmak konusunda mutabakata varıldığını hatırlattı. BM Genel Sekreteri’nin himayesinde yapılacak üçlü toplantıya “iyi niyet ve iyimserlikle” yaklaştığını belirten Tatar, bu görüşmelerin yeni sınır kapıları, ara bağlantılar, elektrik ve su gibi konularda somut ilerlemeye zemin hazırlamasını umduğunu söyledi. Tatar, “Bu adımlar günlük yaşamı iyileştirecek ve ada genelinde halklar arası iletişimi güçlendirecektir. Temel mesajım açıktır: Kıbrıs’taki iki halkın acilen iş birliği kültürü yaratması gerekiyor” dedi. Federal temelli müzakerelerin elli yılı aşkın süredir başarısızlıkla sonuçlandığını vurgulayan Tatar, sahadaki gerçekleri dikkate alan yeni bir yaklaşımın artık zorunlu olduğunu ifade etti. “EGEMEN EŞİTLİK VE ULUSLARARASI STATÜ OLMADAN ÇÖZÜM SÜRDÜRÜLEMEZ” Kıbrıs Adası’nda her biri kendi demokratik kurumlarına, kimliğine ve hedeflerine sahip iki halk bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, “Herhangi bir çözümün sürdürülebilir olması için, egemen eşitliğimize ve uluslararası statümüze dayanması gerekir” dedi. Ticaret, halk sağlığı, çevre ve kaynak yönetimi gibi alanlarda iş birliğinin ortak öncelik haline gelmesi gerektiğini vurguladı. Tatar ayrıca, iklim değişikliği, salgınlar ve enerji güvenliği gibi küresel zorlukların siyasi çözüme ulaşılana kadar iş birliğini zorunlu kıldığını belirterek, Kıbrıs'ta eşitlik, onur ve karşılıklı saygı temelinde etkileşimi teşvik eden yapıcı düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, BM Kıbrıs Kişisel Temsilcisi ile görüştü: Üçlü toplantı tarihi belli oldu Haber

Cumhurbaşkanı Tatar, BM Kıbrıs Kişisel Temsilcisi ile görüştü: Üçlü toplantı tarihi belli oldu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 15 Eylül 2025 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar'ı Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi'nde kabul etti. Bir saati aşan görüşmede, Kıbrıs meselesi, BM nezdinde taraflar arasında yapılacak görüşmeler ve iki taraf arasında açılması planlanan yeni sınır kapılarının gündeme geldiği öğrenildi. ÜÇLÜ TOPLANTI TARİHİ BELLİ OLDU Tatar gerçekleşen görüşmenin ardından bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Cuellar ile yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, 26 Eylül’de BM Genel Sekreteri ve heyetiyle 27 Eylül’de ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis ile üçlü toplantıda bir araya geleceklerini açıkladı. KKTC ile GKRY arasında sınır kapısı açılması için yapılan görüşmeler konusunda Rum tarafının negatif tutumunu Cuellar'a ilettiğini aktaran Tatar, 26-27 Eylül tarihlerinde New York’ta bu konuyu BM Genel Sekreteri nezdinde tekrar gündeme getireceğini bildirdi. “KIBRIS MESELESİ BİR STATÜ MESELESİDİR” Kıbrıs meselesinin özünde statü meselesi olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Bir taraf tanınmış cumhuriyet, Avrupa Birliği (AB) devleti diğer taraftan bizler ki, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olarak kendi egemenlik haklarımızla bu adadaki varlığımızı sürdürürken, bu kadar haksızlık altında, hala izolasyon, engellemeler, kısıtlamalar ve hatta ambargolarla yaşamamızın zorlaştırılması için baskıcı unsurlarla zorluklar çıkaran bir idare ile karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı. Öte yandan Tatar, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Cuellar ile yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiğini kaydederek, "Kıbrıs meselesinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma olacaksa, statü eşitsizliğinin ortadan kaldırılması, egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesi gerekir." diye konuştu. TATAR’DAN HAPİSHANE ŞARTLARINA VURGU Güney Kıbrıs’taki hapishanedeki durumların iç açıcı olmadığını da ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bizlerin vatandaşları orada büyük bir sıkıntı yaşıyorlar. Gerek hapishanedeki koşullar, gerek oradaki davranışlar gerçekten oradaki vatandaşlarımızın büyük bir zulümle karşı karşıya olduğu yönünde haberler geliyor.” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, bu konuda Holguin’den karşı tarafla görüşmesini ve vatandaşların insani koşullarda muamele görmesini rica ettiğini belirtti. TEMSİLCİ’DEN AÇIKLAMA Guterres’in Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Cuellar da görüşmenin ardından gazetecilere konuştu. Tatar ile görüşmesinde birkaç hafta içinde New York’ta Genel Sekreter ile yapılacak toplantıyla ilgili süreci ele aldıklarını dile getiren Cuellar, Genel Sekreter'e adadaki durum hakkında bir rapor hazırlamak için Kıbrıs'ta bulunduğunu ifade etti. Cuellar, Tatar ile görüşmesinin olumlu geçtiğinin de altını çizerek, "Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis arasındaki görüşmelerin yeniden başlamasını umuyorum ve bu yönde çalışmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Onlar destan yazdı: Şanlı Erenköy Direnişi'nin üzerinden 61 yıl geçti Haber

Onlar destan yazdı: Şanlı Erenköy Direnişi'nin üzerinden 61 yıl geçti

Türkün varlığına darbe vurmaya çalışan Rum ordusunun Erenköy'de gerçekleştirmeye çalıştığı katliam; Türkiye Cumhuriyeti, Erenköy halkı ve Kıbrıs Türkü öğrencilerin müdahalesiyle destansı bir direnişe neden oldu. Yüzbaşı Cengiz Topel'in esir alınarak şehit edildiği ancak Erenköy'ün teslim olmadığı şanlı direnişin bugün 61. yıl dönümü kaydediliyor. ŞANLI ERENKÖY DİRENİŞİ Türk varlığını yok etmek amacıyla tarihe kanlı izler bırakan Rumlar, Kıbrıs Adası'ndaki vahşetini Erenköy'de göstermeye başlamıştı. Rum ordusunun 21 Aralık 1963 tarihinde başlattığı korkunç katliam Türkiye Cumhuriyeti'nin müdalahesi ile kısa bir süre olsa da durmuştu. Ancak 1964 yılında da saldırılarını sürdüren Rum ordusu Erenköy mevkiinde Türkleri katletmeye devam etmişti. İngiltere ve Türkiye'de eğitim gören Kıbrıs Türkü öğrenciler tahsilini yarım bırakarak 1 haftada aldıkları eğitimle Erenköy'ü savunmaya and içti. 8 Ağustos 1964 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti, Erenköy halkı ve Kıbrıs Türkü öğrencilerin savunmasıyla Ada'daki direniş destan haline gelmiş, Erenköy ayakta kalmıştı. CENGİZ TOPEL İŞKENCELERLE ŞEHİT EDİLDİ Türkiye'den gelen filonun komutanlığını üstlenen Yüzbaşı Cengiz Topel söz konusu savunmaya büyük bir katkıda bulunmuştu. Ancak Rum ordusu tarafından esir alınan Yüzbaşı Topel, işkencelerle şehit edilmişti. Böylelikle Şehit Cengiz Topel, Cumhuriyet döneminin ilk hava harp şehidi olarak tarihte yerini aldı. Bu destansı mücadele ise tarihe Şanlı Erenköy Direnişi olarak yazıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.