SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kırım Türkleri Kültür Ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Türkleri Kültür Ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Türkleri Kültür Ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dünya genelindeki Kırım Tatarlarının meseleleri Ankara’da ele alındı Haber

Dünya genelindeki Kırım Tatarlarının meseleleri Ankara’da ele alındı

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi tarafından desteklenerek hayata geçirilen 10. Kırım Tatar Yaşlık Kurultayı, Ankara Gölbaşı’nda bulunan Mogan Turizm Otelcilik Meslek Lisesi Uygulama Oteli’nde devam ediyor. Kırım Tatar gençlerinin birbirlerini tanıması, birbirleriyle diyalog içerisinde olması ve beraber çalışabilme imkanlarını geliştirmesi amacıyla düzenlenen kurultay, ikinci gününde “Halqara Havadis” programıyla başladı. Toplantıda Türkiye ve Türkiye dışı ülkeden gelen Kırım Tatar gençleri, ülkelerindeki Kırım Tatarların durumuna dair bilgi paylaşımı yaptı. Toplantının sunuculuğu Kırım Derneği Gençlik Kolu Üyesi Zemine Gezer tarafından yapıldı. “Halqara Havadis” oturumu, Kırım Tatar Gençlik Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ankara Delegesi Tuğçe Ağıral tarafından yapıldı. Ağıral, Ankara'nın Türkiye’de Kırım Tatarlarının en yoğun olarak yaşadığı kentlerden biri olduğunu söyledi. Öte yandan Kırım Tatarcanın konuşulmaması sebebiyle artık unutulmak üzere olduğunu belirten Ağıral, Kırım Tatar dilinin unutulmaması için çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade etti. Bu bağlamda Ağıral, Kırım Tatar Gençlik Komisyonunun geleneksel dans, müzik, Kırım geceleri, şiir dinletileri, konferanslar gibi programları hayata geçirdiklerini söyledi. Ağıral, “Derneğimizin bu günlere gelmesinde zamanında Kırım davasına gönül vermiş kimselerin büyük bir katkısı vardır. Biz de bunun bilincinde olup mümkün olduğu kadar çok Kırım Tatar gençlere ulaşmayı ve Kırım Tatar davasına gönül vermeyi görev bildik.” ifadelerini kullandı. “KIRIM TATAR GENÇLERİ BAŞARACAK” Romanya Delegesi sözlerine Romanya’nın Dobruca şehrinin, yüzyıllardır Kırım Tatarlarının köklü yurdu olduğunu belirterek başladı. Delege, Dobruca’da yaşayan Kırım Tatar geleneklerinden ve mutfağından bahsederek, bu geleneklerin hâlâ güçlü bir şekilde yaşatıldığını söyledi. Öte yandan kentleşme ve ekonomik sebeplerle gerçekleşen iç ve dış göçlerin Dobruca’da yaşayan Kırım Tatar nüfusunun azalmasına neden olduğunu vurgulayan Romanya Delegesi, bu durumun kuşaklar arası kopmaya sebep olduğunu belirtti. Konuşmasının devamında, “Romanya'daki tüm demografik ve toplumsal değişmelere rağmen dil, gelenek, inanç ve dayanışma yoluyla kültür ve kimliklerini korumaya devam ediyor. Gençlerin kültürlerine takip çıkma çabaları umut vericidir. Ancak bu sürecin sürdürülebilir olması için kurumsal destek ve eğitim hayatı önem taşımaktadır. Burada toplanmış olmamız, hepimizin kimliğimizi kutluyor olmamız onun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor ve umuyorum ve inanıyorum ki biz genç nefesler ve gelecek yüzyıllarda bunu başaracağız.” cümlelerini sarf etti. “PAYLAŞAYIM Kİ HERKES BİLSİN, BEN TATARMAN DİYEBİLSİNLER” Oturumda konuşan Konya Delegesi, şehirlerindeki Kırım Tatar topluluğunun güncel durumu ve karşılaştıkları sorunlar hakkında bilgi verdi. Konya'da 15'e yakın Kırım Tatar köyünün bulunduğunu ifade eden Delege, 1990'lı yıllardan itibaren şehir merkezine yerleşen Tatar ailelerin sayısının giderek arttığını ve bugün Konya'da yaklaşık 50 bin civarında Kırım Tatarının yaşadığının tahmin edildiğini söyledi. Köylerde gelenek ve göreneklerin daha yoğun şekilde yaşatıldığını belirten Delege, “Toy geleneklerimiz, düğün adetlerimiz, geleneksel yemeklerimiz hâlâ köylerde yaşatılıyor. Konya köylerinde Kırım mutfağı güçlü şekilde ayaktadır.” dedi. Öte yandan Delege, en büyük sorunlardan birinin dilin kaybolmaya yüz tutması olduğunu dile getirdi. “Genç nesil Kırım Tatarcayı anlayabiliyor ancak konuşamıyor. Bu durum özellikle 2000 sonrası doğanlarda daha belirgin.” dedi. Gençlerin Kırım Tatarca ile bağlarını yeniden kurabilmeleri için sosyal medyada Kırım Tatarca içeriklerin paylaşılması gerektiğini vurgulayan Delege, “Paylaşayım ki herkes bilsin, ben Tatarman diyebilsinler.” diye konuştu. KIRIM TATARCANIN YOK OLUYOR OLMASINA VURGU YAPILDI Bulgaristan delegeleri, diğer ülkelerde olduğu gibi Bulgaristan’da yaşayan Kırım Tatarları arasında, Kırım Tatarcanın artık konuşulmadığına vurgu yaptılar. Öte yandan delegeler, Kırım Tatar mutfağının, geleneklerinin, halk oyunlarının, Tepreş gibi bayramların Kırım Tatar gençleri tarafından ilgi gördüğünü ifade etti. Buna karşın, Kırım Tatarcanın artık unutulmaya başlamasının Kırım Tatar aileleri içinde kimlik ve kültürel zayıflıklara yol açtığını kaydeden delegeler, dil aktarımı olmaması sebebiyle ailelerde kültürel bağların koptuğunu söylediler. Bu karşın Kırım Tatar toplumunun birlik olması gerektiğine işaret eden delegeler, “Birlikte olursak unutmayız; unutmazsak kaybolmayız.” cümleleriyle sunumlarını sonlandırdılar. KIRIM TATAR GENÇLERİ KÜLTÜREL KARMAŞA İLE KARŞI KARŞIYA KALIYOR Eskişehir delegeleri sunumlarında, Kırım Tatar gençlerinin güncel sorunlarını da ele aldı. Bu bağlamda delegeler Kırım Tatarların Eskişehir’de bir kültürel kimlik karmaşası ile karşı karşıya kaldıklarını söylediler. Bu sorunlara rağmen, Eskişehir Kırım Derneği olarak gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatarak; Kırım Tatar halk oyunları, “Kırım Geceleri”, film geceleri gibi etkinliklerden söz ettiler. ALMANYA’DAKİ KIRIM TATARLARI Almanya Delegesi, Almanya hükûmetinin dil kurslarından mesleki eğitim ve iş bulma programlarına kadar kapsamlı destek paketleri sunduğunu belirterek konuşmalarına başladı. Delege bu sayede yeni gelen Kırım Tatarlarının Almanya’ya uyum süreci kolaylaştığını söyledi. Delege, Almanya’daki en büyük Kırım Tatar derneklerinden birinin Dortmund’da faaliyet gösterdiğini belirterek, her yıl düzenlenen toplu bayram kutlamalarının ve kültür günlerinin, ülkenin dört bir yanındaki Kırım Tatarlarını buluşturduğunu ifade etti. Öte yandan Kırım Tatar gençlerinin kendi aralarında yeterince iletişim kuramadığını bildiren Almanya Delegesi, bu alanda çevrim içi olarak ders verdiğini kaydetti. “HİÇBİR YER ASLA KIRIM OLAMAZ” Ukrayna-Kırım Delegesi, sözlerine Ukrayna’daki Kırım Tatarlarının durumundan bahsederek başladı. Delege, 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinin ve Rusya'nın Ukrayna'ya karşı 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana sürdürdüğü topyekûn işgal girişimi ve saldırılarının Kırım Tatarlarının başka ülkelere göç etmesine sebep olduğunu ifade etti. Buna rağmen Kırım Tatarlarının Ukrayna’da çalışmalarına devam ettiğini kaydeden Ukrayna-Kırım Delegesi, kültürel miraslarını yaşatmaya gayret ettiklerini vurguladı. Delege aynı şekilde Ukrayna’da Kırım Tatarcaya karşı yoğun bir ilgi olduğunu söyledi. Bu bağlamda Ukrayna'nın başkenti Kıyiv'de bulunan Millî Taras Şevçenko Üniversitesi Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı Bölümü olduğunu belirten Delege, Ukraynalıların Kırım Tatar diline meraklı olduğunu söyledi. Ukrayna-Kırım Delegesi sözlerine, Kırım’daki Kırım Tatarlarının yaşadığı hak ve hukuk ihlallerini anlatarak devam etti. İşgalci Rusya’nın Kırım Tatarcanın yaşatılması üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu ifade eden Delege, Kırım Tatar çocuklarının ve gençlerin ana dilini unutmakta olduğunu vurguladı. Aynı şekilde Delege, Kırım’daki Kırım Tatar gençlerinin Kırım Tatar millî hareketine iştirak etmek istediklerini ancak gençlerin işgal altındaki şartlar yüzünden millî harekete katılamadıklarını söyledi. Ukrayna-Kırım Delegesi sözlerini, “Ukrayna bizim vatanımız olsa da hiçbir yer bizim için Kırım değildir. Hiçbir vakit de olamaz. Kırım bizim yıllardır kanayan yaramızdır. Bu yüzden Kırım’ın işgal altında olduğunu unutmayın. Halkımızın baskılara uğradığını ve siyasî tutsakları unutmayın. Vatanımızı işgalden kurtarılması için elimizden geleni yapmalıyız; faydalı olmalıyız. İnşallah en yakın zamanda özgür Kırım’da bir araya geliriz.” ifadeleri ile sonlandırdı. İLGİ DÜZEYİ KÜLTÜRÜN AKTARIMINI ETKİLİYOR Litvanya Delegesi sözlerine, Litvanya’daki 3 bin kişilik Kırım Tatar halkının sayıca az olmalarına rağmen, kültürlerini yaşatmak adına önemli adımlar attığını söyleyerek başladı. Litvanya’da Kırım Tatar kültürüne desteklemek adına 20 sivil toplum kuruluşunun olduğunu belirten Delege, bunlardan birinin Litvanya Tatar Kültür Merkezi olduğunu söyledi. Bununla birlikte Delege, “Dil kaybı, Litvanya toplumuna entegrasyon, Kırım Tatar nüfusunun azalması, tarihî çalkantılar ve Kırım Tatar mirası hakkında sınırlı bilgi nedeniyle bağlılık zayıflamıştır.” diyerek karşılaşılan sorunları ele aldı. Ayrıca Kırım Tatar kültürel mirasın korunmasında en büyük zorluklardan birinin de genç kuşakların ilgi düzeyi olduğunu kaydetti. “Halqara Havadis” adlı oturum, toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. “Halqara Havadis” adlı oturumdan sonra, “Dünya’da Kırım Tatar Teşkilatları ve Millî Meseleler” başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, “Kırım Tatar Millî Meclisinin Genel Siyaseti ve Kırım’da Son Durum” temalı bir konuşma yaptı. Yüksel konuşmalarına ana dili Kırım Tatarca ile konuşacağını vurgulayarak başladı. Kırım Tatar gençlerine hitap eden Yüksel şu ifadeleri kullandı: “Neresi olursa, memleket ne olsa olsun hepiniz başarılısınız, bunu ilk olarak, bir not olarak koymamız lazım ki başarılısınız. Benim size birinci bir mesajım şudur ki şuna inanın. Bizim millî davamız, bizim halkımızın geleceği çok güvenli, çok güçlü ellerde. Çünkü arkadan gelen gençler, en önemli yerlerde faaliyetini gösteren gençler başarılı. “MİLLÎ DAVAMIZ GÜVENLİ ELLERDE” Konuşmalarının devamında “Dünyanın neresinde olursak olalım Kırım Tatar kimliği pek mühimdir. Kırım Tatar olmak, bu Kırım Tatarlığının içinde saklanmak pek mühimdir.” diyen Yüksel, kendi kimliğinden uzak duranların bu hayatta bir başarı elde edemediğini söyledi. Ayrıca dil ve kültürü yaşatmak için küçük-büyük ayrımı yapmadan herkesin katkı verebileceğini söyleyen Yüksel, aile büyüklerinin sürgün anılarını kayıt altına almak gibi basit adımların bile önemli olduğuna dikkat çekti. Yüksel KTMM, Kurultay ve Dünya Kırım Tatar Kongresi gibi temsil organlarının diasporadaki gençler için yol haritası sunduğunu kaydederek, “Eminim ki bu Kırım Tatar millî hareketinde hepiniz belli bir şekilde yer alacaksınız ve buna kendi katkınızla ve kendi çalışmalarınızla fayda sağlayacaksınız.” dedi. “YENİ NUMAN ÇELEBİCİHANLAR YETİŞİYOR” 1. Kırım Tatar Yaşlık Kurultayı Tertip Komitesi Üyesi ve Kırım Derneği Gençlik Kolu Eski Başkanı Nur Şeker, “Yaşlık Kurultayları Nasıl Başladı, Nasıl Gelişti?” konulu konuşmasında 2002’de tohumları atılan Gençlik Kurultaylarının bugün çok uluslu bir platforma dönüşmesinden duyduğu gururu anlattı. 2001 yılında Gençlik Komisyonu Başkanı seçildiğinde kendisine Kırım’da bir gençlik kurultayı yapma notu yazdığını belirten Şeker şu ifadeleri kullandı: “Bu konuda kendimle yaşlık kurultaylarına katılan tüm gençlere çok şanslı görüyorum. 1917 yılında Kırım'da millî bilincimizi güçlendirmek için toplanan kurultayın devamının tohumlarının 2002 yılında benim Gençlik Komisyonu Başkanlığımda filizlenmesini sağlamak çok büyük gurur. Daha sonra Ankara'da dört kurultay düzenledik ve beşinci kurultay, 2005 yılında vatan Kırım'da yapıldı. Böylece ben Gençlik Komisyonu Başkanlığımı huzurla tamamlamış oldum. Ayrıca Şeker Antlı şehit Numan Çelebicihan’a ithaf yaparak, “Daha 32 yaşındayken kurultaya reislik yapabilecek yapıya sahip Numan Çelebicihan’ın önder alan siz gençler, gençlik kurultayları ile gençliğin Numan Çelebicihan'larını çıkaracaktır. Bundan benim hiç şüphem yok. Daha da donanımlı bir Kırım Tatar gençliği demek, daha sağlam bir millî bilinç ve vizyonla geleceğe bakmak demektir. Bu yıl derneğimizin kuruluşunun 70. yıl dönümü. 70 yılın ardında nice emek, nice fedakârlık, nice dua var. Bugün hayatta olmayan gençlerin birazcık bile yaşayan çınarlarımızda kalbiyle arıyoruz. Bu dava, ellerimizin inancı, bizlerin kararlılığı ile devam edecek.” cümleleriyle konuşmasını sonlandırdı. “KIRIM’IN KADERİNE SADECE KIRIM TATARLARI KARAR VEREBİLİR” Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri, Kırım Derneği Başkan Vekili Av. Namık Kemal Bayar, “Kırım Tatar Gençlik Teşkilatlarının Oluşumu ve Dünya’da Kırım Tatar Teşkilatları” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Bayar konuşmasında, KTMM’yi Kırım Tatar halkının en yüksek karar organı olarak tanımladı. Kırım Tatar tarihindeki önde gelen isimleri sıralayan Bayar, İsmail Bey Gaspıralı’nın Tercüman’ı çıkardığında 32 yaşında olduğunu söyledi. Aynı şekilde Numan Çelebicihan’ın 33’ünde devlet başkanı olduğunu kaydetti. Ayrıca 1917 Kurultayı’nda 5 kadın vekil olduğunu ve Şefika Gaspıralı’nın 43 oyla başkanvekili seçildiğini söyledi. 2015 Ankara Kongresi’nde alınan temel kararı yineleyen Bayar, “Orada dedik ki, Kırım başkalarının iddia ettiği ve ortalığa yalan söylediği şekilde değil, Kırım Tatarlarının ana ve tarihî vatanıydı. Kırım'ın kaderine Kırım Tatarı’nın iradesi ve kararı belli olmadan veya onlara başvurulmadan hiç kimse karar vermez. Kırım'ın kaderi Kırım Tatarı'nın. Biz bu sözümüzü hâlâ devam ettiriyoruz. Buna saygılı olan her devletle oturup konuşuyoruz. Kırım'ın kaderine ne ABD Başkanı ne Rusya Başkanı ne de başka bir devletin başkanı karar vermez. Biz sözümüzü söylemeden kimse karar veremez.” ifadelerini kullandı. Bayar konuşmasında Kırım Tatar millî hareketinin temel ilkelerine yer verdi ve “Her türlü hukuksuzluğun karşısındayız. Dünyanın neresinde olursa olsun her türlü insan hakları ihlalinin karşısındayız. Bizim milli hareketimizin ilkelerini sorduğunuz zaman size bizim vereceğimiz birinci cevap bu olacaktır.” cümlelerini sarf etti. DEZERFORMASYON BALONU RUSYA Kırım Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu Eski Üyesi Serkan Sava ise, “Hibit Savaş ve Propaganda” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. Sava konuşmasında Rus dezenformasyonunun üç evresini ele aldı. Sava; ilk evrenin 2003 sonrası, ikinci evrenin 2014 yılında Kırım’ın işgali, üçüncü evrenin ise 2022 yılında Ukrayna’nın topyekûn olarak işgal girişimi olduğunu belirtti. Aynı şekilde gündemde olan ABD ve Avrupa ile ilgili dezenformasyonların Kırım Tatarlarının asıl meselesi olmadığını vurgulayan Sava, “Bizim derdimiz Kırım. ABD masum mu demek, Rusya’nın yaptığı kötü hareketleri hafifletme çabasıdır. Konuyu değiştirme çabasıdır.” dedi. Sava Rusya’da birçok insanın Orta Çağ şartlarında yaşadığını belirterek, “Rusya'da evlerin yüzde 30'unda tuvalet evin dışında ve kanalizasyon yok. İnanın gerçekten Orta Çağ seviyesinde yaşayan milyonlarca insan var. Putin bunu bastırmak için, bunu gözlerden uzak tutmak için işte ‘ben güçlü liderim, ayılarla güreşiyorum’ gibi hareketler yapıyor. Ukrayna cephesinde askerlerine 1940’lardan kalma tüfekler veriyor. Bu tip hareketlerde insanların bilinçaltına hitap ediyor. ‘Bak ben böyle yaptığım için Rusya da güçlü bir ülkedir’ diyor.” ifadelerini kullandı.

Antlı Şehit Numan Çelebicihan ve Kırım Tatar şehitler dualarla anıldı Haber

Antlı Şehit Numan Çelebicihan ve Kırım Tatar şehitler dualarla anıldı

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi, 23 Şubat 2025 tarihinde "Çelebicihan'ı ve Kırım Tatar Şehitlerini Anma Programı" düzenledi. Ahmet İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi'ndeki anma ve dua programı saat 19.00'da başladı. Programa; Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Vekili Av. Namık Kemal Bayar, Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkan Yardımcısı ve Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Kırım Derneği ve Kırım Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri ve diasporadan isimler katıldı. “NUMAN ÇELEBİCİHAN, KIRIM TATAR MİLLÎ HAREKETİNİN İLKELERİNİN KURUCUSU OLARAK TARİHE GEÇEN BİR BÜYÜĞÜMÜZ" Anma günü programının açılış konuşmaları, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Vekili Av. Namık Kemal Bayar tarafından yapıldı. Bayar, şubat ayının Kırım Tatar tarihinde acı günleri taşıyan aylardan bir tanesi olduğunu belirtti ve “Numan Çelebicihan, Kırım Tatar millî hareketinin ilkelerinin kurucusu olarak tarihe geçen bir büyüğümüz. Bugün burada, Çelebicihan’ın şehit edilişinin yıl dönümünde, göçlerde, sürgünlerde, işgallerde ve soykırımlarda, ayrıca 2014 sonrası Rusya'nın Kırım'da başlattığı teftiş hareketleri sonucunda hayatlarını kaybeden ve hâlâ kendilerinden haber alamadığımız dostlarımızı anmak üzere toplandık.” dedi.  Ardından Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Gençlik Kolları üyesi Hanzade Aktaran, Numan Çelebicihan’ın Sarı Tülpan (Lale) isimli şiirini okudu. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Gençlik Kolları Başkanı Samet Cengiz, Numan Çelebicihan’ın öz yaşam öyküsünü katılımcılar ile paylaştı. Gerçekleşen konuşmaların ardından tekrar söz alan Bayar, Numan Çelebicihan’ın Kırım Tatar edebiyatına verdiği katkıların yanı sıra önemli bir hatip olduğunu vurguladı. Bayar, “Bahçesaray’da, Hansarayı’nda Kırım Tatar Millî Müzesi’nin açılışındaki nutku, Ufa’daki Kırım Müftüsü’nün nutku gibi nutuklar hakikaten hitabet sanatının önemli eserlerinde olarak karşımıza çıkıyor.” ifadelerini kullandı. NUMAN ÇELEBİCİHAN VE TÜM KIRIM TATAR ŞEHİTLER İÇİN KUR'AN-I KERİM TİLAVETİ YAPILDI Konuşmaların ardından; Prof. Dr. Enver Aydoğan, Ömer Özel ve Ali Muradasilov, şehit lider Numan Çelebicihan ve Kırım Tatar şehitler için Yasin-i Şerif okudu. Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra dua edildi. Katılımcılar, “Qırımnın 1783-ünci yılda Rus Çarlığı tarafından işğalinden son, yıl-yıldan artqan zulum ve bassqılar sebebinden; dinini, tilini, can ve namusını qorçalamaq içün öz vatanlarını terk etmege mecbur olunğan, qıyın köç yollarda yaki köçip yerleşken topraqlarda köz yumğan atalarımıznın ruhlarına bağışladıq, qabul eyle Alla’m. Ayrıca, Qırımnın milliy küreşinde pek mahsus yerleri olğan; 'Tilde, Fikirde, İşte Birlik' şiarı ile bütün Türk ve İslam âlemini uyandıruv ideali oğrunda ömürini feda etken İsmail Bey Gaspıralı’nın ve arqadaşlarının ve dahi ömürlerini Qırımnın müstaqilligi küreşine adağan, 1917 qurultaynı toplağan qaramanlarımızga, 1937’inci ve 1938’inci yıllarda toplu qatliamlarğa oğratılğan ziyalılarımıznın ruhlarına, 18 Mayıs 1944 büyük Qırımtatar Sürgünin'de can bergen köbüsi balaçıq, apaqay ve qart on binlernen Sürgün qurbanlarının ruhlarına da bağışladıq, qabul eyle Alla’m.” ifadelerinin yer aldığı duaya hep bir ağızdan "Amin" dedi. Anma programı şehitlerin ruhu için kavrulan helvanın dağıtılmasıyla son buldu.

Kırım Derneğinden OdaTV’nin Rus yanlısı yazısına karşı açıklama Haber

Kırım Derneğinden OdaTV’nin Rus yanlısı yazısına karşı açıklama

OdaTV’nin internet sayfasında 27 Nisan 2024 tarihinde “Karar’dan Soğuk Savaş propagandası: Kızıl Ordu konseri iptal edildi... Çerkes Sürgünü'yle ne ilgisi var” başlığı ile yayınlanan, hayal ürünü gerekçelerle Kırım Tatarlarını karalamayı ve Rusya ile Sovyetler Birliği’nin katliamlarını aklamayı hedefleyen iftiralarla dolu yazı hakkında Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi tarafından 30 Nisan 2024 tarihinde bir basın açıklaması yayımlandı. Dernek resmî internet sayfasında yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Kırım Tatar sürgününün 80. Yıl dönümüne denk gelen 14-22 Mayıs 2024 günlerinde Rusya Ordu Korosunun Türkiye’nin değişik yerlerinde konserler verecek olması üzüntüyle karşılanmış ve kamuoyuna yapılan duyurumuzda “Bu koro tarafından seslendirilen her nota biz Kırım Tatarlarının canını yakacak, Kırım Tatar sürgününde hayatlarını kaybedenlerin kemiklerini sızlatacaktır.” denmişti. Tarih bilincine vurgu yapılan duyurumuzda Rusya Kızıl Ordu Korosunun özellikle sürgün günlerinin yıl dönümüne denk getirilmiş olmasının tesadüf olamayacak kadar bilinçli bir hareket olduğuna dikkat çekilmişti. Kamuoyundan yükselen protestolar nedeniyle 18 ve 21 Mayıs günlerindeki gösteriler iptal edilmiştir. Bu iptal haberi üzerine OdaTV’de yayımlanan yazının yol açtığı tepkiler çerçevesinde açıklama yapmamıza gerek duyulmuştur. Talihsiz yazıda tarihi gerçekliklerle uyuşmayan pek çok yalan ve iftiraya yer verilmiştir, esefle kınıyoruz. Kırım Tatarları 18 Mayıs 1944 tarihinde topyekûn sürgün edilmişlerdir. Erkekleri Kızıl Ordu saflarında cephede savaşmakta olan aileler de sürülmüştür. Eğer yazıda belirtildiği gibi yayılmacı-istilacı güçle işbirliği yapmaları nedeniyle yani “Haklı gerekçelerle!” sürgüne gönderildilerse neden Kırım’da tek bir Kırım Tatar bile bırakılmamıştır? O yıllarda sadece Kırım Tatarları değil, Karadeniz çevresinde yaşayan tüm Türk soylu halklar sürgün edilmiştir. Bunun bir etnik temizlik olduğunu görememek için nasıl bir bilgi eksikliği/akıl tutulması yaşıyor olmak gerekir? Sürgünün nasıl şartlarda gerçekleştiği, sürgünü bizzat yaşayanların tanıklıklarıyla yazılıp ortaya konmuşken sürgün kararnamesinde yazan tozpembe şartları uygulanmış gibi göstermek için nasıl bir bilgi eksikliği/akıl tutulması yaşıyor olmak gerekir? Kararname kaynak gösterilerek yazılanlara bakılırsa “Her aile yanına 500 kilogramı geçmeyecek kadar kişisel eşyasını alabilecekti. Geride kalan menkul ve gayrimenkul malları sayım yapılarak teslim alınacak ve gittikleri yerde karşılığı verilmek üzere kaydedilecekti. Sürgünlerin bindirilecekleri her bir trene bir doktor ve iki hemşire ile tıbbi malzeme verilecekti. Yolda her gün sıcak yemek ve normlara uygun diğer gıda verilecekti.” Bu yazılara bakıldığında Stalin’in emriyle Kırım Tatarlarının turistik Doğu Ekspresiyle bedava tatile gönderildiğini sanabilirsiniz. Ancak binlerce kişinin tanık olduğu gerçekler şöyledir: 18 Mayıs günü sabaha karşı istisnasız bütün Kırım Tatar evleri silâhlı askerlerce basılmış, Kırım Tatarları 15 dakika içinde sürgüne gönderilmişlerdir. Yanlarına sadece birkaç kilo yiyecek almalarına izin verilmiştir. Pek çok halde buna bile izin verilmemiştir. 15 ila 20 gün süren sürgün yolunda sıcak yemek ve normlara uygun gıda verilmiş olması kuyruklu yalandır. Kırım Tatarları evlerinden çıkarken yanlarına aldıkları yiyeceklerle hayatta kalabilmişlerdir. Yolda ölenlerin cenazeleri tren her durduğunda yol kenarına bırakılmak zorunda kalmıştır. Cenazelerin gömülmesine bile izin verilmemiştir. Bu şartlar altında yolda toplam 191 kişinin öldüğünü iddia edenlere sormak gerekir; vagonlardan yol kenarına bırakılan cenazeleri kim saymıştır? Hayvan vagonlarında üst üste sürgüne gönderilen, temiz hava, temiz su ve gıda, oturabilecek bir yer bile bulamayarak aile fertlerini birer birer ölüme yollayan Türk insanının tanıklıkları dururken, bu uydurulup üretilmiş 191 sayısını veri olarak sunmak için nasıl bir bilgi eksikliği/akıl tutulması yaşıyor olmak gerekir? Kırım Tatarlarının sürüldükleri yerlerde günde 200 gram ekmek karşılığında çalıştırıldıkları kanıtlarıyla, belgeleriyle ortaya konmuşken “Menkul ve gayrimenkul malları sayım yapılarak teslim alınacak ve gittikleri yerde karşılığı verilecekti.” yalanına inanmak için nasıl bir bilgi eksikliği/akıl tutulması yaşıyor olmak gerekir? Kırım’ın şartlarından koparılıp Özbekistan, Sibirya ve Urallar gibi çok farklı iklim ve coğrafyalara sürülen Kırım Tatarlarının %46’sı gittikleri yerlerde bir yıl içinde yakalandıkları salgın hastalıklar, açlık ve gayri-insani şartlar nedeniyle hayatlarını kaybetmişlerdir. Bunlar Sovyet kaynaklarında belirtilen rakamlardır. Gerçek rakamların çok daha yüksek olduğunu tahmin etmek için asgarî zekâ ve hayat bilgisi yeterliyken, bu ölüm rakamlarını bile abartılı bulmak için nasıl bir bilgi eksikliği / akıl tutulması yaşıyor olmak gerekir? Günümüzün bilgi ve haber alma dünyasında bile devletlerin yaptıkları istatistiklere inanmayanların 1944 yılında Stalin’in yaptırdığı istatistiklere inanmayı seçmesi nasıl açıklanabilir? Kırım Tatarlarının bizzat birinci elden aktardığı bu kadar yaşanmışlık, bu kadar tanıklık varken kirli, manüplatif ve yalanlarla dolu Rusya propagandasına inanmak nasıl mümkün olabilir? Türk tarihinin en karanlık günlerinden birinin yıldönümünde, o matemi yaratan zihniyetin kara propagandasına, damarlarında asil kan taşıyanlar alet olur mu? Rusların bile diyemediği bu yalanları Türkçe dilinde yazarak ve paylaşarak sürgün kurbanlarımızın kemiklerini sızlatmak sadece bilgisizlik veya akıl tutulmasıyla açıklanabilir mi? Tarih bilinci, doğru bilgilerin, iyi çalışan bir akıl süzgecinden geçerek damıtılmasıyla oluşur. Bu talihsiz yazının hatalar, yalanlar, iftiralar ile dolu içeriğinin bilgi eksikliğinden mi, akıl noksanlığından mı, bilinç yetersizliğinden mi, vicdansızlıktan mı yoksa ahlaksızlıktan mı kaynaklandığını siz kamuoyunun değerlendirmesine bırakıyoruz. Saygılarımızla"

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.