SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Konser

QHA - Kırım Haber Ajansı - Konser haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Konser haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

“Kırım’ın Sesleri” Ukrayna Milli Filarmonisi’nde yankılandı Haber

“Kırım’ın Sesleri” Ukrayna Milli Filarmonisi’nde yankılandı

Ukrayna'nın başkenti Kıyiv’de bulunan Ukrayna Milli Filarmonisi, 28 Kasım 2025 tarihinde, besteci ve piyanist Usein Bekirov’un “Kırım’ın Sesleri” konserine ev sahipliği yaptı. Dinleyicilerin büyük ilgi gösterdiği etkinlik, Kırım’ın hafızasını ve ruhunu müzikle yeniden canlandıran etkileyici bir performansa sahne oldu. Program, klasik eserlerle modern caz kompozisyonlarını harmanlayarak zengin bir Kırım Tatar kültürü sundu. Konser salonu adeta Kırım’a dönüştü; ritimler, melodiler ve hafızaya dokunan ezgilerle Kırım’ın sesi müzikte yeniden hayat buldu. Konserde besteci ve piyanist Usein Bekirov’un solist sanatçı olarak sahnedeki yerini alırken orkestrayı şef Dilâver Osman yönetti. Konsere katılam misafirler arasında Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov da yer aldı. Kırım Tatar besteci ve müzisyen Usein Bekirov, “Bugün buraya gelip bize destek veren herkese teşekkür etmek istiyorum. Dünyaya zengin Kırım Tatar ve Ukrayna kültürlerini göstermek için bu tür etkinlikleri düzenliyoruz. Bu bizim gücümüz ve çocuklarımıza bırakacağımız mirastır.” şeklinde konuştu. Konserin kendisine yaşattığı duyguları paylaşan Kırım Tatar sanatçı, tasarımcı ve sivil aktivist Leniye İbrahimova, “Bu konseri dinlemek için gözlerinizi kapatmak gerekiyor. Ve müziği dinlerken insanları, duyguları, Kırım’daki yerleri görüyorsun, kokusunu hissediyorsun. Özellikle şu an Kırım’a gidemediğimiz bu zor zamanlarda bu müzik bizi vatanımıza taşıdı. İnşallah çok kısa zamanda Usein Bekirov bu konserin plağını çıkarır, daha çok insanın bunu dinlemesi gerek.” dedi. Bu tür etkinliğinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Abibula Seyitcelil, “Her notada Kırım’ı görüyor ve hissediyorsun. Besteci ve müzisyenler çok iyi iş çıkardılar. Bu tür etkinlikler bize Kırım’ı hatırlatıyor, umutla dolduruyor.” ifadelerini kullandı. Ukrayna'nın başkenti Kıyiv’de bulunan Ukrayna Milli Filarmonisi, 28 Kasım 2025 tarihinde, besteci ve piyanist Usein Bekirov’un “Kırım’ın Sesleri” konserine ev sahipliği yaptı. pic.twitter.com/nPwJYekSey — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 1, 2025

Camala, Katar'da konser verecek Haber

Camala, Katar'da konser verecek

2016 yılında düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması'nın birincisi, Kırım Tatar şarkıcı Camala, 7 Kasım’da Katar’ın başkenti Doha’da konser verecek. Konserde “QIRIM” albümünü canlı olarak seslendirecek sanatçıya Katar Filarmoni Orkestrası ve solistleri eşlik edecek. Camala’nın basın ekibinden yapılan açıklamada, “Bu konser yalnızca Ukrayna’da değil, tüm dünyada yankı uyandıran albümü canlı dinleme fırsatı sunuyor. ‘QIRIM’, Kırım Tatar kültürünün büyüleyici güzelliğine kapı aralayan, tarihe geçmiş bir albümdür.” denildi. Katar konserini “en üst düzeyde gerçek bir kültürel diplomasi örneği” olarak tanımlayan Camala, “Tüm biletlerin bir gün içinde tükenmesi benim için büyük bir sorumluluk ve onur.” ifadelerini kullandı. Konser; GPDNet, Ukrayna Enstitüsü, Ukrayna’nın Doha Büyükelçiliği ve Katar Filarmoni Orkestrası iş birliğiyle gerçekleştirilecek. QIRIM ALBÜMÜ 2016 yılında düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması birincisi, Kırım Tatar kökenli Ukraynalı sanatçı Camala’nın, “QIRIM” adlı albümünün galası 5 Mayıs 2023'te Kıyiv’de gerçekleşmişti. Ukrayna Ulusal Operası'nda gerçekleşen gala programında, Camala’ya Volodımır Sirenko şefliğindeki Ukrayna Ulusal Senfoni Orkestrası eşlik etmişti Camala’nın yeni albümünde 14 eski Kırım Tatar Türküsü yer alıyor. Kırım’ın farklı bölgelerinden derlenen halk türkülerinden oluşan albüm üzerindeki çalışmalara 80’den fazla müzisyen katıldı. 2024 yılında Camala “QIRIM” albümüyle, Ukrayna devleti tarafından Ukrayna kültürüne ve sanatına sağladığı katkı dolayısıyla verilen Taras Şevçenko Devlet Ödülleri kapsamında "Müzik Sanatı" kategorisinde ödül kazandı.

Alma Fest-2025 on binleri ağırladı: Almatı, Şehir Günü'nü coşkuyla kutladı Haber

Alma Fest-2025 on binleri ağırladı: Almatı, Şehir Günü'nü coşkuyla kutladı

Almatı’da her yıl Şehir Günü’nde düzenlenen geleneksel Alma Fest bu yıl da coşkulu bir atmosferde kutlandı. 21 Eylül’de Birinci Cumhurbaşkanı Parkı’nda gerçekleşen festival, gün boyu şehre renk kattı ve yaklaşık 100 bin kişiyi bir araya getirdi. Festival alanı sabahın erken saatlerinden itibaren yoğun ilgi gördü. Çiftçiler pazara yaklaşık 100 ton elma getirdi; kırmızı, yeşil ve sarı tonlarıyla çeşit çeşit elmalar stantlarda yerini aldı. Ziyaretçiler sadece elma değil, bal, reçel, şekerleme ve elma temalı birçok ürünü de tatma imkânı buldu. Etno alanında sergilenen el sanatları ve gastronomi duraklarındaki yöresel lezzetler festivalin kültürel zenginliğini artırdı. Çocuklar için eğlenceli oyun alanları kuruldu, spor etkinlikleri düzenlendi. Park, bir günlüğüne hem kültürün hem de eğlencenin buluşma noktası haline geldi. Akşam saatlerinde ise festival, müzik ve eğlenceye dönüştü. Gün boyu DJ performanslarıyla hareketli kalan sahne, geceye doğru büyük bir konsere ev sahipliği yaptı. TURAR, Astra, efsanevi topluluk Dos-Mukasan, Karina Abdullina ve Royals Band sahne alarak Almatı halkına unutulmaz anlar yaşattı. Festival boyunca hem şehrin simgesi olan elma ön plana çıktı, hem de Almatı’nın kültürel çeşitliliği ve sanatsal enerjisi bir kez daha vurgulandı. Alma Fest-2025, bir yandan nostalji, bir yandan da modern eğlence unsurlarıyla şehre damgasını vurdu ve Şehir Günü kutlamalarını coşkuyla taçlandırdı.

Litvanya’da Kırım Tatar müziği yankılandı: “MAQAM: Özgür Kırım’ın Müziği” projesi büyük ilgi gördü Haber

Litvanya’da Kırım Tatar müziği yankılandı: “MAQAM: Özgür Kırım’ın Müziği” projesi büyük ilgi gördü

Litvanya’nın Vilnius ve Kaunas kentlerinde, Kırım Tatar müziğini konu alan “MAQAM: Özgür Kırım’ın Müziği” adlı Ukrayna-Litvanya kültürel projesi kapsamında iki konser düzenlendi. Etkinliklerde RADANA Project grubu, ve Litvanya Tatarları ile Kırım Tatarlarından oluşan Efsane topluluğu, Kırım Tatar halk şarkılarıyla dansları sahne aldı. Konserlerin baş sanatçısı ise dünyaca ünlü, dört kez Grammy ödülüne aday gösterilen Kırım Tatar piyanist ve bestecisi Usein Bekirov oldu. Organizatörlerin aktardığına göre konserleri 500’den fazla kişi izledi; aynı sayıda kişi etkinliğe çevrim içi katılım gösterdi. Projenin, Litvanya kamuoyuna Kırım Tatarlarının zengin müzik mirasını tanıtmasının yanı sıra, Kırım ve Litvanya Tatarlarını da bir araya getirdiği vurgulandı. Bekirov’un caz ile Kırım Tatar folklorunu harmanlayan performansı büyük ilgi görürken, Efsane topluluğu halk şarkıları ve danslarıyla izleyicileri coşturdu, ayrıca geleneksel Kırım Tatar dansı üzerine atölye gerçekleştirdi. RADANA project ise Ukrayna ve Letonya şarkılarını seslendirdi. Bununla birlikte etkinlik çerçevesinde Kırım Tatar müzisyen, folklor uzmanı ve besteci Cemil Karikov’un hazırladığı “Kırım Renkleri: Kırım Tatar Halk Müziği Düzenlemeleri” adlı nota kitabı tanıtıldı. Eserin ücretsiz olarak Ukrayna ve Litvanya’daki müzik okulları ile kütüphanelere dağıtılacağı bildirildi. Ayrıca Vilnius’ta düzenlenen bir yuvarlak masa toplantısında ise Kırım ve Litvanya Tatarlarının ortak ve farklı kültürel özellikleri, korunmuş ve kaybolmuş gelenekler ile diasporalar arasında köprüler kuran çağdaş projeler ele alındı. “MAQAM: Özgür Kırım’ın Müziği” adlı proje kapsamında Kırım ve Litvanya Tatarlarını birleştiren kültürel bağları ve müziğin kimlik aktarımındaki rolünü anlatan bir belgesel de çekiliyor. Proje direktörü ve “Svitarta” Derneği Başkanı Svitlana Lyahovets, “MAQAM gibi kültürel projeleri Kırım Tatar kültürünü tanıtmak ve dünyaya Ukrayna’nın çok uluslu, çeşitliliğiyle güçlü bir ülke olduğunu göstermek için yapıyoruz.” dedi. Ukrayna-Litvanya ortaklığında gerçekleştirilen ve Avrupa Birliği’nin “Avrupa Evi” programı tarafından desteklenen MAQAM, Kırım Tatar müziğinin korunması ve dünyaya tanıtılması amacıyla hayata geçirildi.

Sanat değil provokasyon: Rus Kızıl Ordu Korosu'nun yeni hedefi Ukrayna Büyükelçiliği Haber

Sanat değil provokasyon: Rus Kızıl Ordu Korosu'nun yeni hedefi Ukrayna Büyükelçiliği

Temel hedefi provokasyondan ibaret olan Rusya Savunma Bakanlığına bağlı Rus Kızıl Ordu Korosu ve Dans Topluluğu, geçen sene Kırım Haber Ajansının (QHA) girişimleri ve Türk kamuoyu ile Kırım Tatarlarının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun tepkileri üzerine, SSCB'nin Kırım Tatar ve Çerkesleri sürgün ettiği tarihlerde iptal edilen konser adı altındaki çalışmalarını bu sene de gerçekleştirmeyi hedefliyor. KONSERLERİ İPTAL EDİLMİŞTİ Kırım Tatarlarının ana yurtlarından koparıldığı 18 Mayıs ve Çerkes halkın sürgün edildiği 21 Mayıs tarihlerinde Bursa ve Antalya'da provokasyon girişiminde bulunan Rus Kızıl Ordu Korosu, gelen sert tepkiler üzerine konser tarihini "erteleme" kararı almıştı. Yaşayan efsanevî lider Kırımoğlu'nun Türkiye Dışişleri Bakanlığına yazdığı mektup ve bizzat Türk yetkililer ile yaptığı görüşmeler sonucunda, Türkiye savaş suçlusu ülkenin bu sinsi oyununa "dur" demişti. QHA'nın gündeme taşıdığı bu çirkin saldırının kamuoyu üzerinde tepki çekmesinin ardından koro; 18, 20 ve 21 Mayıs tarihlerindeki konserlerini iptal etmek zorunda kalmıştı. BU YILKİ SİNSİ HEDEFİ UKRAYNA'NIN ANKARA BÜYÜKELÇİLİĞİ Rus Kızıl Ordu Korosu bu sene bir kez daha provokasyon amacı gütmeyi hedefliyor. Koro, 27 Mayıs'ta İstanbul'da, 28 Mayıs'ta ise başkent Ankara'da konser vermeyi planlıyor. Türkiye turnesine çıkan Rus Kızıl Ordu Korosu'nun bu seferki planı ise Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliğine yakın bir bölgede konser verecek olması. Türk aydınlarını şehit eden Sovyet Rusya'sının marşlarını ve şarkılarını söyleyen sözde koro ekibi Oran Açık Hava Sahnesi'nde izleyicilere propaganda çalışması yapacak. KIRIMOĞLU TÜRK YETKİLİLER İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ Rusya Savunma Bakanlığına bağlı Rus Kızıl Ordu Korosu'nun, provakasyon amacı taşıyan 2024 senesindeki Türkiye turnesinin tarihleri dikkatlerden kaçmadı. Çarlık Rusya tarafından 21 Mayıs 1864'te vatanlarından sürülen Çerkes halkı ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde eli kanlı Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te yurtlarından koparılan Kırım Tatarlarının acı günlerinin yıl dönümlerinde yapılması planlanan konserlerin iptal edilmesi için çağrılar yapılmıştı. Türkiye'ye resmî ziyaretlerde bulunan Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, konuyla ilgili tepkisini Türkiye tarafına iletmişti. Kırımoğlu, konserlerin tarihinden duyduğu rahatsızlığı Türkiye Dışişleri Bakanlığına yazdığı mektupla dile getirirken; 24 Nisan 2024 tarihinde başkent Ankara'da Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ile bir araya gelerek, konserin Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yıl dönümü ile Büyük Kafkasya Sürgünü'nün 160. yıl dönümünde yapılmaması için görüşmede bulunmuş, konuyu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile yaptığı görüşmeye de taşımıştı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI NASIL YAŞANDI? Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı. RUSYA, KARADENİZ KIYISINDA MÜSLÜMAN HALK İSTEMEDİ Çerkeslerin, Çarlık Rusyası’nın ana hedeflerinden biri haline gelmesi özellikle 1853-1856 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı ile birlikte oldu. Kırım Savaşı’nda Kafkasya’da bulunan Şeyh Şamil taraftarları ile birlikte Müslüman Çerkesler, Rusya’nın bölgeye kuvvet ayırmasına ve Kırım’daki cephelere destek göndermeyi engellemesine neden oldu. Rusya bu gelişmeden sonra Karadeniz kıyısında bulunan Müslüman topluluklarını yok etmeye yönelik emperyalist politikalarını hızlandırdı. Bu Müslüman toplulukları içerisinde Kırım Tatarları, Çerkes Adigeler, Abhazlar ve Nogaylar bulunuyordu. 1860’lı yıllara gelindiğinde Rusya’nın kontrol altına alamadığı tek alan, Çerkes halklarının bulunduğu bölgeyi kapsıyordu. Rusya bu tarihten itibaren Çerkesleri sürgün ederek, Karadeniz kıyılarından çıkarma planlarını devreye soktu. RUS ÇARI: YA SÜRGÜN YA BATAKLIK Rus Çarı II. Aleksandr ile Maykop’ta görüşme fırsatı yakalayan Çerkesler, kendilerinin uzlaşmak istediklerini ve bunun karşılığında sürgün politikasından vazgeçilmesini istediklerini bildirdiler. Ancak Çar II. Aleksandr, Çerkeslere “Ya göç edersiniz ya da Kuban Irmağı havzasındaki topraklara yerleşirsiniz” cevabını verdi. Çerkesler ise bataklıklar ile dolu sıtma tehlikesi yüksek olan ve Kozak milislerinin cirit attığı bir bölgeye asla yerleşmek istemediler. Bunun sonucunda Çarlık Rusyası 1862’de “Çerkeslerin göçüne izin veren” bir karar çıkardı. Bu kararın hemen ardından Rus birlikleri Çerkeslerin yaşadıkları bölgeye sevk edildiler. Direnişçi Çerkes yerleşimleri yakıldı ve insanlar katledildi. 1 yıllık bir direnişten sonra Çerkes halkları Ubıhlar dışında ateşkes istemek zorunda kaldı. Çerkeslerin Abadzeh kolunun bir kısmı sürgünü bir kısmı ise Kuban’a yerleşmeyi kabul etti. Şapsığlar ise Osmanlı’ya sürgün edilmek için kış koşullarının ortadan kalkmasını talep ettiler. Osmanlı İmparatorluğunun da isteği ile Şapsığlara Mart 1864’e kadar yerlerinde kalma hakkı tanındı. 1 MİLYON ÇERKES SÜRGÜN EDİLDİ 24 Mart 1864’te Ruslar Soçi’yi alarak Ubıh direnişine de son verdiler. Buradan sonra daha güneydeki Abhaz topluluklarının yerleşimlerine saldırarak buradaki halkların direnişi de kanlı bir şekilde bastırıldı. Birçok Çerkes halkı, Hristiyanlığa geçmeyi kabul etmeyenler dışında sürgüne tabi tutuldu. Geride kalan Çerkes halklarının sayıları ise keskin bir şekilde azaldı. Çerkes Sürgününde Rus kaynaklarına göre 1863-64 yılları arasında Osmanlı topraklarına 418 bin kişi göç ettirilmiştir. 1858-65 yılları arasında göç edenlerin toplam sayısı da 493 bindir. Bunlar arasında 30 bin Türk soylu Nogay olduğu da bilinmektedir. İngiliz savaş tarihçisi W.E.D.Allen’e göre, o zamanki Osmanlı topraklarına yerleştirilmiş olan Çerkeslerin (Adıge) sayısı 600 binden fazladır. Amerikalı Justin McCarthy, sürülen Çerkes ve diğer Kafkas topluluklarının sayısının 1.200.000 dolayında olabileceğini, bunun ancak 800 bin kadarının hayatta kalabildiğini belirtiyor. Sağ kalan nüfusun 600 bini 1856-64 arasında, 200 bini de 1864 sonrasında göç etmiştir.

Türk Dünyası Müzik Topluluğu, 25. yılına özel konser verecek Haber

Türk Dünyası Müzik Topluluğu, 25. yılına özel konser verecek

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu, 25. yılını sahnede kutlamaya hazırlanıyor. Sibirya'dan Balkanlar'a, Türkistan'dan Kafkaslara uzanan geniş bir coğrafyada konserler veren Türk Dünyası Müzik Topluluğu, Türkiye ile Türk toplulukları arasında kültürel köprü görevi görüyor. 2000 yılında resmi statü kazanan ve çalışmalarını profesyonel sahne şovlarıyla sürdüren Türk Dünyası Müzik Topluluğu, 25. yılını CSO Ada Ankara'da verecekleri özel konser ile kutlayacak. Dansların da sergileneceği konser, 25 Mayıs 2025 tarihinde saat 20.00'de CSO Ada Ankara Ziraat Bankası Ana Salon'da sanatseverler ile buluşacak. KONSER KÜLTÜREL BİR BULUŞMA NİTELİĞİNDE Topluluğun orkestra şefi Cem Gürdal, prova sonrası Anadolu Ajansına (AA) yaptığı açıklamada, 25. yıl konserinin yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda bir kültürel buluşma niteliği taşıdığını belirtti. Topluluğun oluşum sürecine dair bilgi veren Gürdal, "Sovyetlerden sesler gelmeye başladığında bizler de oradaki Türk kardeşlerimizin seslerinin burada bir yankı bulması adına ortak olmaya çalıştık. Önce üç kişilik, dört kişilik gruplarla Türk dünyasında bulabildiğimiz kadar coğrafyanın müzikleriyle amatörce uğraştık. Sonrasında bu işler biraz büyüdü." dedi. Bu süreçte İpek Yolu Türk Dünyası Müzik Topluluğu ile Altınay Türk Müziği Topluluğu'nu kurduklarını belirten Gürdal, "2000 yılına yaklaşırken 'Devletin sanatçısı ve devletin topluluğu olur musunuz?' teklifini aldık. Aynı yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu adıyla profesyonel çalışmalarımıza başladık." ifadelerini kullandı. "KIRIM HALKI İLE SAHNEDE GÖZYAŞLARIYLA BULUŞTUK, O ANI ASLA UNUTAMIYORUZ" Pek çok yerde konser verme imkanı bulduklarını belirten Gürdal, konserlerinde unutamadıkları anların olduğunu anlattı. Gürdal, bu anlardan birinin Kırım olduğunu kaydederek şu ifadeleri kullandı: Türk dünyasında, kardeşlerimizin yaşadığı hemen her coğrafyada, Sibirya'dan Balkanlar'a kadar pek çok yerde konser verme şansı bulduk. Bunlardan ilki o amatör topluluk yıllarımızda Sibirya'nın tam merkezi olan Tuva'da olmuştu. O bizi çok etkiledi. Yenisey Irmağı'nın kenarında, Kızıl şehrinde ve Yenisey Oteli'nde kalmak bizim gibi Türk dünyası sevdalıları için çok büyük bir tesadüftü. Ama konser olarak beni en çok etkileyen Sovyetler dağıldıktan sonra, Kırım'a ilk defa Türkiye'den bir topluluk girdi. Kırım Bahçesaray'da ve Akmescit'te verdiğimiz konserde hem biz hem de Kırım halkı sahnede gözyaşlarıyla buluştuk, o anı asla unutamıyoruz. 25. YILDA EN ÇOK BEĞENİLEN ESERLER SUNULACAK İzleyicilere, Türk dünyasına ait en beğenilen eserlerden oluşan özel bir repertuvar sunacaklarını belirten Gürdal, "Bu 25 yılda biriktirdiğimiz Türk dünyası dansları ve müziklerinden, seyircilerimizin teveccühleriyle, en çok beğenilen büyük eserlerimizden bir seçki sunacağız. Ayrıca topluluğumuza emek veren eski sanatçılarımız ve şeflerimiz de bu özel gecede bizlerle olacak." bilgisini verdi. "BU KADAR GENİŞ BİR COĞRAFYANIN SESİNİ AYNI SAHNEDE BULUŞTURAN BAŞKA BİR TOPLULUK YOK" Aynı zamanda Ankara Devlet Sahne Sanatları Topluluğu dansçılarının da gecede sahne alacağını kaydeden Gürdal, dansların daha kapsamlı olacağını belirtti. Açıklamasında "Her zamankinden daha kalabalık dans topluluklarıyla sahnede olacağız. 25. yılımız yalnızca bizim için değil, tüm Türk dünyası için de önemli. Çünkü bu kadar geniş bir coğrafyanın sesini aynı sahnede buluşturan başka bir topluluk yok." ifadelerini kullandı. Konserin dans koreografisini ise Ali Şar üstleniyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.