SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Konya Büyükşehir Belediyesi

QHA - Kırım Haber Ajansı - Konya Büyükşehir Belediyesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Konya Büyükşehir Belediyesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İletişim Başkanlığında afet haberciliğine dikkat çekildi Haber

İletişim Başkanlığında afet haberciliğine dikkat çekildi

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından sunulan Avrupa Birliği Erasmus+ Programı kapsamında hibe almaya hak kazanan "Afet Haberciliği: Haberin Afete Dönüşmesini Önlemek" isimli proje ile eğitim paneli tertip edildi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı himayesinde ve RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu), Konya Büyükşehir Belediyesi Sosyal İnovasyon Ajansı, Slovenya Primorska Üniversitesi, Ukrayna Kıyiv Üniversitesi ile İspanya Vigo Üniversitesi ortaklığında yürütülen proje kapsamında çok sayıda yabancı gazeteciye yönelik “Afet Haberciliği Eğitim Paneli” düzenlendi. Program kapsamında açılan doğal afet sergisinde Türkiye, Ukrayna, Slovenya ve İspanya’daki afetlerin sonuçlarını gösteren fotoğraflar yer aldı. Rus saldırısı sonucunda yaşanan Kahovka Barajı’nın patlaması sonucunda yaşanan afetin izleri ise katılımcıların dikkatine sunuldu. 2 Aralık 2025 tarihinde İletişim Başkanlığında gerçekleştirilen eğitim paneli saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başladı. Programın devamında afet haberciliği üzerine hazırlanan video kesit katılımcılara gösterildi. İletişim fakülteleri için uluslararası düzeyde tanınan bir Afet Haberciliği müfredatı ve ders içeriği ile medya profesyonelleri için eğitim rehberlerini tanıtmayı amaçlayan proje bağlamında Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) Başkanı Ali Hamza Pehlivan ve İletişim Başkanlığı Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Duran tarafından açılış konuşmaları icra edildi. AFAD Başkanı Pehlivan, kurumun faaliyet kategorilerden söz ederek başladığı konuşmasında çalışma grupları içerisinde afet iletişim başlığı altında faaliyet alanı olduğunu kaydetti. Pehlivan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Anadolu Ajansı (AA), TRT, AFAD Basın Müşavirliği ve diğer medya kurum ve kuruluşları ile birlikte afet süreci ve sonrası ile ilgili iletişim odaklı çalışmaları yerine getirdiğini belirtti. Pehlivan, “İletişim o kadar önemli bir husus ki, özellikle yaşamı birebir etkileyen afet gibi alanlarda insanların, toplumların doğru haber alma hakkını kullanması ziyadesiyle mühim.” diyerek kurum olarak iletişimi önemsediklerini vurguladı. Ayrıca dezenformasyona dikkat çeken Pehlivan, toplumların yanlış yönlendirilmesine neden olduğunun altını çizdi. Pehlivan, “Afetlerle ilgili habercilikte en ufak aksama veya yanlış aksettirme yeni felaketlere yol açabilmektedir.” dedi. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri'nde yapılan paylaşım sayısının 150 milyonu bulduğunu sözlerine ekleyen Pehlivan, dezenformasyon niteliği taşıyan bilgi aktarımlarının birer yük olduğunu belirtti. Pehlivan İletişim Başkanlığı ve AFAD’ın kamuoyunu doğru bilgilendirmek için o dönemde ortak çalışmalar yürüttüğünü bildirdi. İletişim Başkanlığı Başkanı Duran ise projede iş birliği sağlayan eğitim kurumları; Slovenya Primorska Üniversitesi, Ukrayna Kıyiv Üniversitesi ile İspanya Vigo Üniversitesine teşekkür etti. “İnsanı analitik merkeze alan toplumun lehine olan ve standartları yüksek olan bir medya sistemi vazgeçilmezimizdir.” ifadesine yer veren Duran, bu kapsamda yürütülen faaliyetlerle İletişim Başkanlığının hem teorikte hem de pratikte iletişime katkı sunmaya çalıştığını kaydetti. Duran, afet haberciliğinin yalnızca bir isim olmadığını afet anında toplumsal dayanışmayı, kamu düzenini ve can güvenliğini ilgilendiren bir uzmanlık alanı adı olduğunu vurguladı. Bu nedenle büyük bir hassasiyet gerektirdiğinin altını çizen Duran, insanların bilgi edinme talebi içinde olduğunu söyledi. Bilgi trafiğinin bazen telafi edilemeyecek sonuçlar doğurduğunun altını çizen Duran, gerçek bilgi ile sahte bilgiyi ayırt etmenin zor olduğu bir döneme girdiğimizi, bunun yapay zekâ ile önemli bir durum haline geldiğini dile getirdi. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri'nden örnek veren Duran, “O dönemde yalan, yanlış ve eksik bilgilerin hızla yayıldığına şahit olduk. İletişim Başkanlığı olarak dezenformasyona karşı mücadele ettik. Sadece 5 ay içinde 450’ye yakın dezenformasyon tespit ettik.” bilgisini verdi. Duran, bu kapsamda İletişim Başkanlığının medya mensupları için rehber niteliğinde kitap yayımladığını, sempozyum düzenlediğini, video ve görsel içeriklerle çalışmalar katkı sağladığını belirtti. Ayrıca İletişim Başkanlığı Başkanı, afet haberciliği konusunda beş dilde hazırlanan kitabın çalışmalarının devamlılığı niteliğinde olduğunu sözlerine ekledi. Açılış konuşmalarından sonra üç oturumdan oluşan panelin ilki “Afet Haberciliğinde Etik Zorluklar” başlığıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü RTÜK Başkan Yardımcısı Deniz Güler’in üstlendiği panelde; Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Kayıhan, Anadolu Ajansı Gaziantep Bölge Müdürü Kerem Kocalar ve TRT Haber Sunucu Fuat Kozluklu konuşma yaptı. RTÜK Başkan Yardımcısı Güler, “Amacımız yalnızca mevcut sorunları tespit etmek değil, aynı zamanda çözüm yollarını hep birlikte tartışmak.” diyerek başladığı konuşmasında afet haberciliğindeki önemli hususlara dikkat çektiği soruları panelistlere yöneltti. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri'ne işaret eden Doç. Dr. Kayıhan, asrın felaketi olarak adlandırılan ağır yıkımın medyaya yansımalarından söz etti. Bu hususta olayı aktarım, kurtarma hikâyeleri, mahremiyet eksikliği, dezenformasyon, muhalefet ve iktidar olumlu ve olumsuz haberleri ile ihtiyaçları barındıran haberlerin gündeme taşındığını aktardı. Kayıhan, yardımların basında büyük bir yankı uyandırdığını ancak politik yansımaların da çok fazla görüldüğünü vurguladı. Uzmanlara yeterince başvurulmadığına dikkat çeken Kayıhan, “Basında depremzedelerin konuşmalarına ve mağduriyetine de çok az yer verildiğini görmüş olduk.” yorumunu yaptı. Kriz haberciliği kadar risk haberciliğinin de önemli olduğunun altını çizen Kayıhan, “Risk haberciliği üzerine eğilebilirsek, birtakım krizlerin önüne geçebilir ve önlem alabiliriz. Politik odaklı değil, insan odaklı habercilik yapmak; hızlı, doğru ve net haberler önemli. Korkuya ve paniğe sürüklemeyecek etik kurallar çerçevesinde haberler yapmak da son derece önemli.” değerlendirmesinde bulundu. Kayıhan bu bağlamda afet muhabirlerine eğitimler verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. 20 yıllık saha deneyimini katılımcılara aktaran AA Gaziantep Bölge Müdürü Kocalar ise Kahramanmaraş Depremleri'nden sağ çıkarılan 70 yaşındaki bir teyzenin mahremiyet talebinin kendisi için kariyeri boyunca en önemli ders olduğunu ve mahremiyet olgusuna dikkat edilmesi gerektiğini aktardı. Kocalar, afet haberciliğinin en önemli meselelerinden birinin de fikri takip olduğunu söyledi. “Sahayı bu kadar iyi bilen biri olarak afet haberciliğini geliştirmek için neler yapılmalı?” sorusu üzerine Kocalar, “Bunun iki aşaması var. Birincisi medya şirketlerinin ‘afet haberciliği' birimi olması gerektiğini düşünüyorum. Bu ekibin, insan psikolojisini iyi bilen kişilerden oluşmalı. Bölgede haber yapan kişinin çevrede afetzede olduğunu unutmaması gerekir. Ayrıca açlığa, susuzluğa, uykusuzluğa dayanabilir kişilerden oluşması gerektiğini düşünüyorum. İkinci olarak afet bölgesindeki basın mensuplarına psikolojik destek verilmesi elzemdir.” ifadelerini kullandı. Birinci oturumun son konuşmacısı TRT Haber Sunucusu Kozluklu ise kariyerinde 7 deprem deneyimi olduğunu kaydederek, yaşadığı deneyimi katılımcılara aktardı. Usta çırak ilişkisiyle öğrenilmesi ve yürütülmesi gerek bir meslek olduğunu belirten Kozluklu, önce insan sonra gazeteci olma üslûbu olması gerektiğine dikkat çekti. Kozluklu, “Felaketin öznelerine hâlden anlayan duyguyla yaklaşıldığında etik gazeteciliğin gerekliliği büyük oranda yerine getirilmiş olur diye düşünüyorum.” dedi. Kozluklu, vicdan unsurunun önemine dikkat çekti. Panelin ilk oturumu İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Göksu, panelistlere teşekkür belgesi takdim etmesiyle son buldu. İkinci oturum ise “Afet Haberciliğinde Güvenliğin Önemi” başlığıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar’ın yaptığı oturumda İspanya Vigo Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Javier Abuin-Penas, AFAD Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Kubilay Özyurt ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Neval Genç panelist olarak yer aldı. Konuşmacılar, afet anında ve sonrasında bilginin etik bir şekilde aktarılmasının yanı sıra bilginin güvenliğine de dikkat çekti. Afet haberciliği sırasında ölümlerin veya yaralanmaların nedenlerinin hazırlıksız gitme, bilgi eksikliği, iletişim eksikliği veya yetersiz eğitim olduğu belirtildi. Yanlış bilgi nedeniyle devlete karşı güven kaybının da oluştuğu kaydedildi. Bu bağlamda resmî kaynakların referans alınması gerektiğinin altı çizildi. Oturumun sonunda İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Göksu, panelistlere teşekkür belgesi takdim etti. Öte yandan “Afet Haberciliğinde Teknoloji Kullanımı” başlıklı üçüncü oturumda ise afet sonrasında kamuoyunu bilgilendirme ve ilgili kuruluşları yönlendirme aracı olan teknolojinin doğru kullanımı ele alındı. Moderatörlüğünü Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Gölcü’nün yaptığı panelde BTK Basın Müşaviri Harun Arpacı, Gazeteci ve Sosyal Medya Yöneticisi Beatriz Nestar Bueno ve Bartın Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Özkan Avcı panelist olarak yer aldı. Afetle ilgili bilgi aktarımı esnasında basın mensubunun iletişim trafiğine takılmaması için önerilerde bulunuldu. Gazetecilerin baz istasyonu değil, internet tabanlı iletişim sağlaması gerektiği belirtildi. Sosyal medya hesapları üzerinden yayılan dezenformasyon bilgilerin gazetecilik mesleğini daha önemli hale getirdiği, çünkü bu işin doğruya ulaşmanın sahada yapılan profesyonellik gerektiren bir iş olduğuna dikkat çekildi. Program, İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Göksu'nun, panelistlere teşekkür belgesi takdim etmesiyle son buldu.

Büyükelçi Celâl Konya Büyükşehir Belediyesinde: "Türkiye'nin desteği 2014'ten bu yana devam ediyor" Haber

Büyükelçi Celâl Konya Büyükşehir Belediyesinde: "Türkiye'nin desteği 2014'ten bu yana devam ediyor"

Esma KASAR/QHA Ankara Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinin daveti üzerine kente gelen Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl, iki günlük programının ilk gününde Konya Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ile gerçekleşen görüşmede, iki ülke arasındaki ulusal ve yerel ölçekteki ilişkiler ele alındı. Büyükelçi Celâl ile birlikte ziyarette, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Başkâtibi Vyaçeslav Homenko, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Turan, Konya Büyükşehir Belediyesi Meclis 1. Başkan Vekili Mustafa Uzbaş, KONİAD Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Mustafa Balta, Konya Ticaret İl Müdürlüğü Esnaf ve Sanatkarlar Hizmetleri Şubesi Müdürü Zekeriya Olgunçelik, Kırım İş Adamları Derneği (KİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Çorabatır ve Kırım Haber Ajansı (QHA) Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar yer aldı. CELÂL: TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ 2014'TEN BU YANA DEVAM EDİYOR Ziyaretteki konuşmasında Büyükelçi Nariman Celâl, Türkiye ve Ukrayna arasında başta tarım ve sanayi olmak üzere birçok alanda iş birliği imkânlarının olduğunu ve gelecekte bu sektörlerde somut adımlar atmayı amaçladıklarını belirtti. İki ülke arasındaki Serbest Ticaret Antlaşması'na atıf yapan Büyükelçi Celâl, Ukrayna açısından parlamentoda kabul edilme aşamasında olduğunu ve yasalaşma süreci akabinde iş birliği imkânların daha da artacağını kaydetti. Türkiye ve Ukrayna arasındaki iş birliğinin yalnızca askerî, diplomatik ve siyasî alanda değil, aynı zamanda teknoloji ve ticaret gibi barış alanlarında da artması gerektiğini vurgulayan Celâl, buradaki gelişmelerin sadece iki ülke değil tüm bölgeye katkı sunduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin girişimiyle sağlanan Tahıl Koridoru sonucunda Ukrayna'nın Suriye ve Filistin'e savaşa rağmen tahıl desteği sağladığının altını çizen Büyükelçi, bu meselelerin devamının Karadeniz'in güvenliğine bağlı olduğuna işaret etti. Türkiye'nin Ukrayna'ya yönelik olarak desteğini, 2022 yılında Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş ile birlikte değil 2014'te Kırım'ın işgalinden bu yana aralıksız olarak sürdürdüğünü anımsatan Nariman Celâl, "Bugünlerde Gazze'de barışa ilk adım atıldı, insanlar vatanlarına dönmeye başladı. İnşallah, Ukrayna ile Rusya arasındaki bu savaşı da yakın zamanda sona erdireceğiz." ifadelerini kullandı. Ulusal ölçekli ilişkilerin yanı sıra yerel düzeyde iş birliklerinin de önemine dikkat çeken Celâl, Ukrayna kentleri ile Türkiye şehirleri arasında kardeş şehir projelerini hayata geçirmek için hazır olduklarını kaydetti. Bu anlamda Rivne şehrinin Konya'ya çok benzediği ve Konya ile kardeş şehir olmasının çok anlamlı olacağını söyledi. KONYA, UKRAYNA'DA KARDEŞ ŞEHİRLİĞE HAZIR Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ise, görüşmede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın barışın sağlanması adına yürüttüğü çabaların tüm dünyada takdirle karşılandığını dile getirerek, "Öncelikle bir an önce savaşın sona ermesini temenni ediyoruz. Sonra da yaraların sarılması konusunda hem Türk halkı hem de Konyalılar olarak elimizden geleni yapmaya hazırız." şeklinde konuştu. Ukrayna devletinin Büyükelçilik makamına bir Kırım Tatarını görevlendirmesinin Türkiye ile ilişkilerini ne denli önemsediğini gösterdiğini belirten Altay, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ukrayna'nın çok büyük bir gıda ihracatçısı, Konya'nın ise çok büyük bir gıda üreticisi olduğuna dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı, hem tarım makineleri konusunda hem de gıdaların işlenmesi konusunda birlikte çalışma imkânının olduğunu söyledi. "Ayrıca ben uluslararası görevlerim vesilesiyle de savaşın sona ermesiyle ilgili temennilerimi her platformda dile getirmeye gayret ediyorum. İnşallah sizin uygun gördüğünüz şehirlerde, Konya Büyükşehir Belediyesi olarak kardeşlik ilişkilerinin kurulması konularını konuşmaya hazırız." dedi. Bu tip ilişkilerin ticarete döndüğü takdirde kalıcı hale geldiği değerlendirmesinde bulunan Uğur İbrahim Altay, "Yoksa başkanlar imzayı atıyor ama arkası devam etmiyor. Bir yerde ticaret varsa gidiş gelişler devam ediyor ve şehirler arasındaki kardeşliği perçinliyor." ifadelerini kullandı. Öte yandan Büyükelçi Celâl'e eşlik eden Ukrayna heyeti, görüşmede Konya'da bir Ukrayna Kültür Günleri düzenlenmesini teklifinde bulundu. Ayrıca Rusya'nın Türkiye'de yerel yönetimlere yönelik olarak yürüttüğü çalışmalara dikkat çekildi. Heyet, Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne olan destek noktasındaki devlet politikasına aykırı olarak, başta Kırım olmak üzere işgal bölgelerinden sözde yerel yönetim temsilcilerinin Türkiye'de düzenlenen çeşitli etkinliklere katılarak meşruiyet sağlama çalışmaları konusunu gündeme taşıdı. Görüşme, karşılıklı olarak hediye takdim edilmesi akabinde sona erdi. Görüşmenin sonrasında Büyükelçi Celâl ve beraberindeki heyet, Büyükşehir Belediyesi binasında oluşturulan sergi alanlarını gezdi.

Büyükelçi Celâl, Konya Ticaret Odasını ziyaret etti: "Savaş bitecek, iş birliği derinleşecek" Haber

Büyükelçi Celâl, Konya Ticaret Odasını ziyaret etti: "Savaş bitecek, iş birliği derinleşecek"

Esma KASAR/QHA Ankara Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinin daveti üzerine kente gelen Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl'in iki günlük Konya ziyareti başladı. Nariman Celâl'i havaalanında Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Turan ve Kırım İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Çorabatır karşıladı. Büyükelçi Celâl, programına ilk olarak Konya Ticaret Odası ziyareti ile başlayarak, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Fahreddin Özkul ile bir araya geldi. Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk'ün şehir dışında bulunması münasebetiyle kendisinin ev sahipliği yaptığını belirten Fahreddin Özkul, görüşmede bir tarım ülkesi olan Ukrayna ile bir tarım kenti olan Konya arasında büyük bir sinerjinin yaratılabileceğini belirtti. Ukrayna ile Türkiye arasındaki ticari ilişkide Türkiye'nin daha fazla mal satan, daha az mal alan konumda bulunduğunu ancak bu durumun Konya özelinde tam tersi olduğunu kaydeden Özkul, "Biz iş adamları için öncelikli hedef, şu olmalı diye düşünüyorum; Konya özelinde bunu bir dengeye getirmemiz lazım. Karşılıklı olarak kazan-kazan ticaretine gitmemiz lazım. Konya'nın tarım sanayinde çok güçlü olduğunu malûm. Tarım makineleri sektöründe çok güçlüyüz, Hem kaliteli hem de ucuza çok güzel malzemeler üretiliyor sanayimizde." dedi. Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl ise Rusya'nın 2022 yılında başlattığı ve hâlâ devam eden savaş nedeniyle ekonominin daraldığını ama savaşın bir gün mutlaka biteceğini ve iki ülke iş birliğinin her alanda daha da gelişeceğini kaydetti. Olası yeni iş birliği alanlarının görüşüldüğü ziyarette Nariman Celâl ayrıca, savaşa rağmen Ukrayna'da faaliyet yürüten Türk şirketlerine vurgu yaptı. Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Turan ise, sanayicilerin ve sivil toplumun üniversite olarak gerek ticari alanda gerekse de sosyal ve kültürel alanda aracılık ve bilgi aktarma görevini yapmaya devam edeceklerini belirtti. Ziyarette ayrıca, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Başkâtibi Vyaçeslav Homenko, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kılıç, KONİAD Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Mustafa Balta, Konya Ticaret Odası Dış Ticaret Müdürü Hüsamettin Güngör, Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyeleri Serhat Yaya ve Ahmet Keresteci, Karatay Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü Misafir Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Olgunçelik, Kırım İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Çorabatır ve Kırım Haber Ajansı (QHA) Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar yer aldı. Büyükelçi Celâl, Konya ziyareti kapsamında Konya Valiliği, Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, Kırım Derneği Konya Şubesi ve Ukraynalılar Derneğini ziyaret edecek. Celâl ayrıca, Konyalı iş insanları ile toplantı yapacak ve yerel üretim tesislerini ziyaret edecek.

Kırım'daki sözde yöneticilerin Türkiye ziyaretine Konya Büyükşehir Belediyesinden açıklama! Haber

Kırım'daki sözde yöneticilerin Türkiye ziyaretine Konya Büyükşehir Belediyesinden açıklama!

Rus işgali altındaki Kırım'dan gelen sözde yetkililer, 26-28 Ekim 2023 tarihlerinde Konya’da düzenlenen Dünya Belediyeler Birliği olarak bilinen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) tarafından organize edilen UCLG Dünya Konseyine katılmıştı.  Daha sonra sözde Yalta Belediye Başkanı, işbirlikçi Yanina Pavlenko’nun İstanbul’un Beylikdüzü Belediyesine de kabul edilmişti. Görüşmede; belediyeler arasında "kardeşlik" anlaşması imzalama meselesi de ele alınmıştı. KIRIM DERNEĞİ KONYA ŞUBESİ, BELEDİYELERİN RUS PROPAGANDASINA ALET EDİLDİĞİNİ DİLE GETİRDİ Kırım Derneği Konya Şubesi, olaya ilişkin 2 Kasım 2023 tarihinde Konya Büyükşehir Belediyesine bir dilekçe gönderdi. Kırım Derneği Konya Şubesi, kaleme aldığı dilekçede, yaşananların Rus propagandasının üretimi olduğuna dikkat çekmişti. KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, ETKİNLİĞİN BİRLEŞMİŞ KENTLER VE YEREL YÖNETİMLER TEŞKİLATI KAPSAMINDA YAPILDIĞINA DİKKAT ÇEKTİ Konya Büyükşehir Belediyesi, Kırım Derneği Konya Şubesi’nin dilekçesine cevap verdi. 11 Kasım 2023 tarihinde yayımlanan cevapta, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin konuyla bir bağının bulunmadığına dikkat çekti. Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı’nın inisiyatifinde olan etkinlik hakkında açıklama yapan Belediye, “Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı (UCLG) dünyanın farklı bölgelerinden 240.000 kenti temsil eden en kapsamlı yerel ve bölgesel yönetim teşkilatıdır. UCLG Dünya Teşkilatı ademimerkeziyetçi bir yapıya sahip olup, dünya genelinde 9 bölge teşkilatı ile birlikte çalışmaktadır. Bu bölge teşkilatları; Afrika, Asya Pasifik, Avrasya, Avrupa, Latin Amerika, Orta Doğu ve Batı Asya, Kuzey Amerika, Metropoliten ve Bölgeler Forumu Teşkilatlarıdır. Bu bölgesel ve metropoliten teşkilatlar, kendi özerk tüzel kişilikleri olarak faaliyetlerini yürütmektedirler” ifadelerini kullandı. Konya’da yapılan etkinliğin davetlilerinin Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı tarafından belirlendiğini dile getiren Belediye, “Dünya Teşkilatının başlıca politika oluşturma organı olan, yılda en az bir kere toplanan ve 342 üyesi bulunan UCLG Dünya Konseyi, 26-28 Ekim 2023 tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirilmiştir. Konya Büyükşehir Belediyesi bu toplantının sadece ev sahipliğini üstlenmiş olup, Konsey Toplantısı davetleri UCLG tarafından Bölge Teşkilatları aracılığıyla duyurulmuştur. UCLG üyelik talepleri de yine bölge teşkilatları aracılığıyla Dünya Konseyine sunulmakta ve onaylanmaktadır. Şehrimizde gerçekleştirilen Dünya Konseyi Toplantısı gündeminde dilekçenizde yer alan yerel yönetimin üyelik talebi yer almamaktadır ve görüşülmemiştir” açıklamasını yaptı. KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ: BELEDİYEMİZ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN BELİRLEDİĞİ DIŞ POLİTİKAYA TAMAMEN BAĞLIDIR Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin belirlediği dış politikaya sadık kaldığını belirten belediye, “Konya Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın belirlediği dış politikaya tamamen bağlıdır ve ülkemizin dış politikasını şehir diplomasisi yoluyla destekleyen önemli bir yerel yönetim olarak hareket etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın vurguladığı gibi, Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan desteğimiz yıllardır değişmemiştir. Kırım Türklerinin durumu ülkemiz için her zaman önceliklidir ve Türkiye, Kırım Türklerinin kendi kimliklerini koruyarak güven ve huzur içinde yaşamalarını desteklemeye devam edecektir. Konya Büyükşehir Belediyesi de bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile aynı doğrultuda hareket etmekte ve Türkiye’nin dış politikasını desteklemektedir” dedi. KIRIM DERNEĞİ KONYA ŞUBESİ, RUS PROPAGANDASINA DİKKAT ÇEKTİ Kırım Derneği Konya Şubesi tarafından kaleme alınan dilekçede şu ifadelere yer verildi: “Konya Büyükşehir Belediyemizce, 26-28 Ekim 2023 tarihinde ev sahipliği yapılan UCLG Konya Konseyi organizasyonunda, biz Kırım Türklerini derinden yaralayan elim görüntüler ortaya çıkmış ve Rusya haber kaynaklarında servis edilmiştir. Organizasyonda, ülkemiz tarafından tanınmayan sözde Yalta Belediye yönetimi organizasyon bünyesine dahil edilerek ödüllendirilmiştir. Heyet, Sayın Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ile vermiş olduğu pozlar ile dünya kamuoyunda Rus propagandası yapmaktadır. Rusya hapishanelerinde esaret altında tutulan Kırım Türkü soydaşlarımızın, kaçırılan ve akıbeti dahi belli olmayan Ervin İbrahimov ve nicelerinin haklı mücadelelerine zarar veren bu propagandalar, ülkemizin de uluslararası politakalarında almış olduğu kararlara aykırı hareket ettiği görüntüsü vermektedir. Biz diasporadaki Kırım Türkleri olarak da bu elim olaydan ziyadesiyle elem duymaktayız. Yaşanan bu olayın kasten olmadığını ümit ederek, Sayın Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay Bey'in de bu propagandalara Rusya’nın sözde yönetimi tarafından alet edildiğini düşünmekteyiz. Bu konuyla ilgili, Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanımız Sayın Uğur İbrahim Altay’a teessürlerimizi iletirken, yapılan hatanın düzeltilmesi için gerekenlerin yapılmasını, bu konu ile ilgili düzeltmenin kamuoyuna bilgilendirilmesini arz ederiz” TÜRKİYE, KIRIM’IN İŞGALİNE TEPKİ GÖSTERİYOR Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne destek veren Türkiye, Kırım'daki Rus işgaline başından bu yana tepki gösteriyor.  Türkiye Dışişleri Bakanlığı 16 Mart 2023 tarihinde yayımladığı “Kırım’ın Yasa Dışı İlhakının Dokuzuncu Yıldönümü Hakkında” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer vermişti: "Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu tarafından dokuz yıl önce bugün (16 Mart) düzenlenen gayrimeşru bir referandumla ve uluslararası hukuka aykırı şekilde ilhak edilmiştir. İlhakın yıldönümü vesilesiyle, bu durumu tanımadığımızı yineliyor, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiğimiz desteği teyit ediyoruz. Kırım’ın yerli halkı olan Kırım Tatar Türklerinin durumu ülkemiz için her zaman önceliklidir. Türkiye, Kırım Tatar soydaşlarımıza tarihi vatanları Kırım’da, kendi kimliklerini muhafaza ederek, güven ve huzur içinde yaşamalarını teminen destek vermeye devam edecektir." KIRIM’IN RUS İŞGALİ 2014’TEN BERİ DEVAM EDİYOR Rus askerleri ilk olarak Kırım’a, 20 Şubat 2014 tarihinde girdi. Bundan tam dokuz yıl önce, sabahın erken saatlerinde plakaları sökülmüş askeri araçlar ve rütbe işaretleri taşımayan silahlı milisler, Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirmeye başladı. 26 Şubat 2014 tari̇hi̇nde Kırım'ın si̇vi̇l halkı, barışçıl şeki̇lde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savundu. Ancak 27 Şubat 2014 sabahında savaş suçlusu Puti̇n, Kırım'ın şi̇ddet kullanılarak i̇şgal edi̇lmesi̇ için harekete geçti. Rütbe i̇şaretleri̇ taşımayan silahlı kişiler, i̇dari̇ bi̇naları kontrol altına aldı. İşgalciler, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri̇ne ait üsleri kuşattıi limanları ve havaalanlarını ele geçi̇rdi̇. Kırım’daki şi̇ddete dayanamayan toplu di̇reni̇ş, maalesef Kırım'ın Rusya tarafından i̇şgali̇ni̇ önleyemedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.