SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Nikos Hristodulidis

QHA - Kırım Haber Ajansı - Nikos Hristodulidis haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nikos Hristodulidis haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman: Türkiye adanın tamamının garantörüdür Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman: Türkiye adanın tamamının garantörüdür

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde düzenlenen devir teslim töreni sonrası yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin Kıbrıs'ın tamamında garantör olduğunu vurguladı. Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti evet, adanın tamamının garantörüdür, böyle olacak. Bugünkü koşullarda bu daha da önemli hale geldi. Çünkü kendimizi güvende hissetmemiz günden güne zorlaşıyor.” dedi. “SEÇİMİN KAZANANI HALKIMIZDIR, AYRIŞMAYA İZİN VERMEM” Kıbrıs Türk halkının demokrasi kültürüne dikkat çeken Erhürman, “Mecliste hararetli tartışmalar yaşanır ama dışarıda kahve içilir, sohbet edilir. Bu halkın derin bir hoşgörüsü var” ifadelerini kullandı. Seçim sonuçlarına ilişkin ise “Bu seçimin kaybedeni yok. Kıbrıs Türk halkı kazandı, çocuklarımız kazandı, kardeşliğimiz kazandı” diyerek toplumsal birlik mesajı verdi. SİYASİ EŞİTLİK VURGUSU: “MÜZAKERE DEĞİL, TAAHHÜT OLMALI” Kıbrıs müzakerelerine dair en net mesajını “siyasi eşitlik” konusunda veren Erhürman, “Bu benim yaşamsal kırmızı çizgimdir. BM Güvenlik Konseyi kararında yazan bir şeyi Rum liderle müzakere etmem. Bu pazarlık konusu olamaz.” ifadelerini kullandı. Crans-Montana sürecine atıf yapan Erhürman, Rum liderliğin siyasi eşitliği halkına anlatamadığını söyleyerek masadan çekildiğini hatırlattı. “BM KENDİ SÖZLERİNE SAHİP ÇIKSIN” BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Crans-Montana sonrası yaptığı “müzakere süreci olacaksa zaman sınırlaması olacak” açıklamasına dikkat çeken Erhürman, “BM bu söze sahip çıkmalı. Kıbrıs Türk halkının artık 5-6 yıl daha beklemeye tahammülü yok” dedi. ANNANCI ÇİZGİ: İZOLASYONLARA SON VERİLMESİ ÇAĞRISI Erhürman, eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın raporuna atıfta bulunarak, “Kıbrıslı Türklerin ‘evet’ iradesinden sonra üzerlerindeki izolasyonların hiçbir meşru gerekçesi kalmamıştır” ifadelerini hatırlattı. Bu raporun BM Güvenlik Konseyine gitmemesi nedeniyle izolasyonların sürdüğünü belirten Erhürman, “Bu kez baştan taahhüt istiyoruz” dedi. “GÖRÜŞME MASASI” ÖNERİSİ: TEKNİK BAŞLIKLAR ELE ALINABİLİR Kapsamlı çözüm müzakerelerinin tıkanması durumunda “görüşme masası” önerisini dile getiren Erhürman, bu masada Yeşil Hat Tüzüğü, geçiş noktaları, karma evliliklerden doğan çocukların AB vatandaşlığı gibi teknik başlıkların ele alınabileceğini söyledi. "TÜRKİYE CUMHURİYETİ, ADANIN TAMAMININ GARANTÖRÜDÜR" Erhürman, özellikle son 2 yıldır Güney Rum kesiminde, yabancı devletlerin askeri varlığını artırmasından kaynaklı şartlara ve bu bağlamda Türkiye'nin önemine işaret ederek, şunları söyledi: "İsrail'in güneye geldiği, ABD'nin güneye geldiği, Fransa'nın geldiği, Avrupa Birliği zaten orada, İngilizlerin zaten egemen üsleri var. Bütün bunlar varken, Türkiye Cumhuriyeti'nin Ada'nın tamamı üzerindeki garantörlüğünü herhalde tartışmaya açmayı düşünmüyordur (GKRY Lideri Nikos) Hristodulis diye düşünüyorum ben kendi adıma. Çünkü anlamlı değil artık bu noktadan sonra bu konu. Kesinlikle konuşulabilir bir konu değil. Türkiye Cumhuriyeti, evet, Ada'nın tamamının garantörüdür, böyle olacak ve bugünkü koşullarda daha da önemli hale geldi. Çünkü bizim kendimizi güvende hissetmemiz daha da güçleşiyor günden güne. Sonuçta İsrail, Gazze'de çocukları öldürüyordu. O sırada Baf Hava Üssü, İsrail'e imtiyazlı olarak kullanım hakkı noktasına geldi. Sonra İsrail döndü, İran'a saldırdı. İran'da dedi ki 'İsrail'e sadece size füze atmayacağız. Nerede üs kullanıyorsanız, oraya da füze atacağız.' Üs burada (GKRY) Baf Üssü. Ve Kıbrıs Türk tarafında, biz 1974'ten sonra ilk defa KKTC'de sığınaklar nerede diye bir tartışmanın içinde bulduk kendimizi. Yani hiçbir şekilde dahil olmadığımız, hiçbir şekilde irademizin olmadığı bir kararın. Bize içinde olmadığımız bir şeyin bedelini ödeme riski ile karşı karşıya kaldık." KKTC Cumhurbaşkanı, GKRY lideri Nikos Hristodulidis'in İsrail ile ilgili aldığı kararlarda, Kıbrıs Türk tarafının iradesinin bulunmadığını kaydederek, "Garantör ülke Türkiye, bütün Kıbrıs Adası'nın garantörüdür. Dolayısıyla, Baf kenti aslında Türkiye'nin yetki alanının dışında falan değil. Güneyde olması, Türkiye'yi yetkisiz kılmıyor. Konuşmamda da söylediğim gibi; (GKRY) hem bizi bypass ediyor, biz yokmuşuz gibi davranıyor, hem Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlük yetkilerini, yetkileri yokmuş gibi davranıyor ve dönüyor aldığı kararlarda bizi yaşamsal riske sokuyor. Bunlar kabul edemeyeceğim şeyler." ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİMİZ ÇOK ÖZELDİR" Erhürman, seçim kampanyası boyunca müzakerelerin Türkiye ile istişare etmeden yürütülmeyeceğine dair mesajlar verdiğini anımsatarak, ilk ziyaretini KKTC'de yerleşik bir devlet geleneği olarak Türkiye'ye yapacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bugün KKTC ile ilgili yaptığı açıklamalarla yemin törenine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın katıldığına dikkati çeken Erhürman, şöyle devam etti: Kampanyam boyunca gittiğim her yerde, her mitingde ifade ettiğim üzere; bugüne kadarki hiçbir cumhurbaşkanımız, hiçbir müzakere sürecini Türkiye ile istişare etmeksizin yürütmedi. Tek bir örneği yoktur. Ben de başbakanken Türkiye ile her konuda istişare içerisinde çalıştım. Dolayısıyla seçim boyunca hep söyledim. Müzakereler başlayacaksa veya yürüyecekse, bütün bunlar her zaman Türkiye ile istişare içerisinde yapılır. Başka türlüsü zaten mümkün değildir. Hepsini bir tarafa bırakın, Türkiye Cumhuriyeti bizim kardeş ülkemizdir, çok özel ilişkilerimiz var. Başka hiçbir iki devletin ilişkisine benzemez bizim Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkimiz. Türkiye ile ilişkimiz çok özeldir. Ama artı Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs'ta garantör devlettir zaten. Erhürman, KKTC ile Türkiye ilişkilerinin gelecek dönemde daha da ileriye taşınacağını vurgulayarak, "Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeksizin ne müzakere, ne Kıbrıs sorunuyla ilgili herhangi bir hamle, ne dış politikada herhangi bir hamle, bugüne kadar yapılmadığı gibi bundan sonra da yapılmayacak. Artı Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin çok daha iyi bir seviyeye gelmesi de benim kendime özel olarak görev bildiğim, misyon bildiğim bir şeydir." diye konuştu. "GKRY'DEKİ YABANCI ASKERİ VARLIK ENDİŞE VERİCİ" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ndeki (GKRY) başta İsrail olmak üzere yabancı askeri yapılanmanın sadece KKTC için değil Rum halkı için de endişe verici olduğunu söyleyen Erhürman, İngiliz üslerinin İran tarafından vurulma riski ortaya çıktığında hem KKTC'de hem de Güney Kıbrıs'ta 1974 sonrası ilk defa sığınak sorma ihtiyacı hissettiklerini, GKRY'deki yabancı askeri varlığının artışının endişe verici olduğunu ifade etti. GKRY lideri Nikos Hristodulidis'in, kendince Türkiye'ye karşı denge kurmak üzere bazı devletleri Kıbrıs'a çektiğini aktaran Erhürman, bu güç dengesini Hristodulidis'in kendi ordusu, silahı ve gücü ile değil başka devletler aracılığı ile kurmak istediğini vurguladı. Hristodulidis'in yürüttüğü sürecinin farklı yerlere kaydığını belirten Erhürman, şunları söyledi: "Türkiye'ye karşı güç dengesi kuracağım düşüncesiyle "büyük abiler" oraya gelirse, siz bileceksiniz ki bu büyük abiler girdikleri hiçbir coğrafyadan bugüne kadar çıkmadılar. Hiçbir coğrafyada da kimsenin arkasında durmadılar. Öne geçtiler. Siz arkaya düşeceksiniz ve dolayısıyla kendi iç yönetiminiz açısından da sıkıntı yaşayacağınız gibi güvenlik açısından da siz de sıkıntı yaşayacaksınız." Erhürman, GKRY'nin Hindistan'ı dahi Ada'ya getirmeye çalıştığını aktararak, "O dönemde, İran'ın sadece İsrail ile yetinmeyip üslerin olduğu yerleri vuracağını söylediğinde, biz bile sığınakları tartışmaya başladık. Aslında bu yaklaşım (GKRY'nin yaklaşımı), Ada'yı güvenli olmayan bir yere dönüştüren yaklaşım. Biz Kıbrıslı Türkler olarak dediğim gibi; Türkiye'nin garantörlüğünde kendimizi daha güvende hissetme noktasında durabiliriz. Ama Güney'deki Rumlar, kendilerini nasıl daha güvende hissedecekler onu bilmem?" diye konuştu. "Biz yokmuşuz gibi davranmaya çalışanlar eninde sonunda kaybeder" KKTC Cumhurbaşkanı, son zamanlarda gündeme gelen, Güney Kıbrıs-İsrail ve Yunanistan arasında kurulması düşünülen elektrik bağlantısı projesinin (Great Sea Interconnector) güzergahını da eleştirerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Elektrik bağlantısını, Güney Kıbrıs, İsrail, Yunanistan arasında kurmayı düşüneceksiniz. Neden? 'Türkiye dışarıda kalsın' diye. Halbuki fizibilite olarak baktığınızda en yakın coğrafya Türkiye. Buradaki mantıklı proje Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan. Ama siz sırf Türkiye'yi siyasi sebeplerle dışarıda bırakmak adına dönüyorsunuz hattı yüzlerce kilometre öteden Yunanistan'a bağlanmayı düşünüyorsunuz. Bu ekonomik değil, makul değil. Ama siyaseten bunu tercih ediyorsunuz. Şimdi böyle yaklaşımları sergilediğiniz müddetçe bu bölgede kalıcı barış, kalıcı istikrar sağlamak da çok kolay değil." Erhürman, siyasi yaklaşımlarla gerçeklerden uzaklaşmamak gerektiğine dikkati çekerek, "Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk halkı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu bölgede görmezden gelinemez. Biz hep vardık. Bugün de varız. Yarın da var olacağız. Biz yokmuşuz gibi davranmaya çalışanlar eninde sonunda kaybeder." dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Rumların Türk karşıtı ırkçı söylemlerine sert tepki! Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Rumların Türk karşıtı ırkçı söylemlerine sert tepki!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios'un Paskalya mesajında KKTC ve Türkiye'yi hedef alan söylemlerine tepki gösterdi.  "BU ÇÖZÜM ÇAĞRISI DEĞİL, HALKIMIZA KARŞI İŞLEDİKLERİ SUÇLARI PERDELEMEYE ÇALIŞMAKTIR" Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lider Hristodulidis'in, "İşgal duvarını yıkma hedefli stratejimiz meyve vermeye başladı" mesajına yönelik olarak verdiği yanıtta, "Sayın Hristodulidis’in mesajındaki 'işgal duvarını yıkma stratejisi' gibi kabul edilmez ifadeleri, çözüm çağrısı değil, halkımıza karşı işledikleri suçları ve hegemonya arzularını perdelemeye çalışan bir söylemdir" ifadelerini kullandı.  Tatar, Rum liderin devamlı olarak "kaldığı yerden devam edildiği" vurgusu yaptığını ve iki bölgeli iki toplumlu federasyon modelinin artık fiilen tükendiğini aktararak, "Bu gerçek, sadece bizim tarafımızdan değil geçmiş süreçleri objektif değerlendiren tüm çevreler tarafından da kabul edilmektedir." dedi. KKTC, UZUN YILLARDIR UZLAŞI MÜCADELESİ VERİYOR! Ayrıca Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios'un, "Yunanistan, GKRY ve tüm Helenizm'in, Türkleri kovmak ve vatanı kurtarmak için ortak mücadele etmesi gerekir" şeklindeki hadsiz mesajına ise Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının tüm zorluklara rağmen yıllarca uzlaşı aradığını ve kimsenin artık taviz vermeyi beklememesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası toplumun uzlaşı gayretini ciddiyetle takip etmesi gerektiğini aktaran Tatar şunları söyledi: Sayın Hristodulidis’in mesajındaki 'işgal duvarını yıkma stratejisi' gibi kabul edilemez ifadeleri, çözüm çağrısı değil halkımıza karşı işledikleri suçları ve hegemonya arzularını perdelemeye çalışan bir söylemdir. Başpiskopos’un açıklamaları, sadece tarihi çarpıtmaktan ibaret olup, dini kisve altında halkımıza yöneltilmiş açık bir nefret dilidir.

Resmî açıklama geldi: KKTC lideri Tatar, Rum mevkidaşı ile görüşecek! Haber

Resmî açıklama geldi: KKTC lideri Tatar, Rum mevkidaşı ile görüşecek!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum lider Nikos Hristodulidis'in 20 Ocak Pazartesi günü saat 10.30’da bir görüşme gerçekleştireceğini açıkladı. GÜNDEM GEÇİŞ KAPILARININ AÇILMASI Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın ara bölgede bulunan ikametgâhında gerçekleşecek görüşmede, iki lider yeni geçiş kapılarının açılabilmesine yönelik istişarelerde bulunacak. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Tatar, Metehan’da yaşanan sıkışıklığı da giderecek Lefkoşa’da ikinci bir araçlı geçiş kapısının açılmasının şart olduğunu söyleyerek, Haspolat kapısının açılmasını önermişti. Haspolat kapısının açılmasıyla araçlı geçişlerde rahatlama sağlanması, aynı zamanda iki taraf arasında yeşil hat tüzüğü kapsamında gerçekleştirilen ticaretin hacminin de arttırılması hedefleniyor. Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la 8 Ocak 2025 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu ortak basın toplantısında Rum lidere bir kez daha çağrıda bulunarak, Haspolat kapısına bir karşılık istiyorsa bir an önce bir geçiş kapısı önerisi yapmasını istemişti. Bilindiği üzere Rum tarafının mevcut önerilerileri geçiş kapısı değil yatay ve güneyden güneye olacak şekilde transit geçişlerden oluşuyor. GKRY'DEN GÖRÜŞMEYE İLİŞKİN AÇIKLAMA Öte yandan çevrim içi olarak faaliyet gösteren Gerçek Gündem gazetesinde yer alan habere göre, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis konuya ilişkin bir açıklamada bulundu. Letymbiotis, “Bu toplantıya yapıcı bir tutumla gidiyoruz ve yeni geçiş noktalarının açılması hedefini kolaylaştırmak için aynı samimi iradenin diğer tarafça da gösterilmesini umuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs'ta yeni bir müzakere sürecinden bahsedilebilir mi? Haber

Kıbrıs'ta yeni bir müzakere sürecinden bahsedilebilir mi?

Dilara Dilşah KAYA / QHA Ankara Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’ın ev sahipliğinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile 15 Ekim 2024 tarihinde New York’ta gayriresmî akşam yemeğinde buluştu. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Şahin, gerçekleşen görüşmeyi Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. UFUKTA ADA İÇİN YENİ BİR MÜZAKERE SÜRECİ GÖRÜNMÜYOR Prof. Dr. İsmail Şahin, iki lider arasında diyalog kurulmasını önemli bir gelişme olarak ele aldı. Prof. Dr. Şahin, gerçekleştirilen bu tür gayriresmî toplantıların genelde uluslararası ilişkilerde yeni bir dönem başlatma potansiyeli taşıdığını belirtti. Mevcut koşullar altında ufukta Kıbrıs Adası için yeni bir müzakere sürecinin görünmediği vurgulayan Şahin, tarafların izledikleri politikalarda ısrarcı olduğunu belirtti. "Zira yeni bir müzakere sürecini başlatabilecek ortak bir zeminden bahsetmek pek mümkün değil." diyen Şahin, "Nitekim Rum tarafı, adada kalıcı bir çözüm için federasyon ısrarını sürdürürken; Türk tarafı, iki devletli çözüm modelini müzakere şartı olarak ileri sürüyor. Bilindiği üzere federal bir çözüm için yapılan son girişim, Rum tarafının masadan kalkması üzerine 2017 yılında Crans-Montana’da çökmüştü. Rum tarafı, görüşmelerin 2017 yılında kaldığı yerden devam etmesini isterken, Türk tarafı ise 1977 yılından beri devam eden ve birçok kez başarısız olan federasyon modelini yeniden müzakere ederek zaman kaybetmek istemiyor." değerlendirmesinde bulundu. ŞAHİN: FEDERASYON MODELİ NE TEORİKTE NE DE PRATİKTE KIBRIS’A UYGUN BİR MODEL DEĞİL Görüşmeyi değerlendiren Şahin, iki tarafın da sürdürdüğü politikaları yorumladı. Şahin, şu ifadeleri kullandı: Şurası bir gerçek ki, federasyon modeli ne teorikte ne de pratikte Kıbrıs’a uygun bir model değil. Uluslaşma süreçlerini tamamlamış toplumlara federasyon modelinin uygulanamayacağı bilinen bir gerçektir. O yüzden iki devletli çözüm önerisi, federasyondan daha gerçekçi ve sürdürülebilir bir model olarak karşımıza çıkıyor. KKTC’NİN SAVUNDUĞU İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ÖNERİSİ TARTIŞMAYA AÇILMIYOR Kıbrıs Adası’nda iki ayrı halk ve devlet olduğunu vurgulayan Şahin; iki tarafın da 60 yılı aşkın bir süredir kendi kendini yönettiğini, bu süreçte Rum tarafının hiçbir şekilde iki devletli çözüm önerisi konusunu ele almadığını belirtti. Türk tarafını masaya oturtmak için farklı yollardan baskıların uygulandığını vurgulayan Şahin, şu ifadeleri kullandı: Nihayetinde Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve iki ayrı devlet vardır. Her iki taraf da 60 yılı aşkın bir süredir kendi kendini yönetmektedir. Buna rağmen Rum tarafı, şimdiye kadar iki devletli çözüm önerisini tartışmaya açmadı. Rum lider Hristodulidis her fırsatta iki devletli çözümün asla müzakere edilmeyeceğini ifade ediyor. Rum tarafı, Türk tarafını yeniden federasyon temelinde müzakere masasına oturtabilmek için KKTC’nin ekonomisini yıpratacak baskıcı davranışlar ortaya koyarak, turizmden eğitime, ticaretten inşaat sektörüne KKTC’ye gelen tüm yatırımları baltalamaya çalışmaktadır. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde, Kıbrıs’ta yeni bir müzakere sürecinin uzağında olduğumuzu söyleyebiliriz. BİR SONRAKİ GÖRÜŞMEYE TÜRKİYE VE YUNANİSTAN DAVET EDİLDİ İsmail Şahin, son olarak taraflar arasında gerçekleşecek bir sonraki görüşmeye Türkiye ve Yunanistan’ın davet edilmesini değerlendirdi. Şahin, davetin sebebini şu ifadelerle açıkladı: Türkiye ve Yunanistan'ın bir sonraki toplantıya çağrılmasının önemli bir nedeni Orta Doğu'da büyüyen jeopolitik riskler ve tehditler. Kıbrıs'ın da bu tehditlerin hemen dibinde olduğunu da unutmamak gerekiyor. Zira askeri riskler kadar olası bir mülteci krizinden ilk etkilenecek ülkeler Türkiye ve Yunanistan olacaktır.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.