SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Refat Çubarov

QHA - Kırım Haber Ajansı - Refat Çubarov haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Refat Çubarov haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Tatarlarından Bükreş çıkarması: Rumen yetkililere Kırım'daki durum aktarıldı Haber

Kırım Tatarlarından Bükreş çıkarması: Rumen yetkililere Kırım'daki durum aktarıldı

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ile birlikte Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri ve Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Namık Kemal Bayar, Romanya Müslüman Türk Tatar Birliği Başkanı Celil Esercep, Romanya Tatar Azınlık Milletvekili Varol Ahmet, Romanya Müftüsü Murat Yusuf, Kırım Müftüsü Ayder Rüstemov, Kırım Müslümanları Dini İdaresi İmamı Edem Basnaev ve Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokrat Birliği (UDTTMR) Bükreş Şube Başkanı Metin Ömer'den oluşan Kırım Tatar heyeti Romanya'nın başkenti Bükreş'te önemli ziyaretlerde bulundu. RUMEN MAKAMLARLA ÖNEMLİ GÖRÜŞMELER Romanya Tatarları Millî Günü etkinlikleri için ülkede bulunan heyet, başkent Bükreş'te sırasıyla Romanya Din İşleri Devlet Sekreteri Ciprian-Vasile Olinici, Etnik İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakan Yardımcısı Dinçer Cafer, Romanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu üyesi milletvekilleri, Romanya Dışişleri Bakanı Toiu Oana ve Türkiye'nin Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan'ı ziyaret etti. Ziyaretlerde Rusya’nın işgali altındaki Kırım'ın ve esaret altındaki Kırım Tatar halkının vaziyeti hakkında Rumen makamlarına bilgi verilerek Kırım'ın geleceğine dair tüm gelişmelerde Kırım Tatar halkının iradesine ve haklarına saygı ve güvence verilmesi gerektiğinin altı çizilerek vurgulandı. Atrıca görüşmelerde Romanya ve diasporada yaşayan Kırım Tatar halkının durumu ele alındı. GÜNDEM: BARIŞ SÜRECİ SONRASI KIRIM'IN DURUMU Heyetin Bükreş temaslarına ilişkin Kırım Haber Ajansına (QHA) açıklamalarda bulunan Namık Kemal Bayar, "Genel olarak görüşmelerin hemen hemen tamamında özellikle barış görüşmeleri çerçevesinde Kırım'ın geleceği konusunda alınacak kararlara dikkat çekildi." ifadelerini kullandı. "Kırım Tatarlarının Kırım'daki haklarının korunması, hayatlarının güvenliklerinin tesis edilmesi konusunda Rumen devlet makamlarından yardım istendi." diyen Bayar, Kırım'ın geleceğiyle ilgili bir görüşme yapılırken bir barış ya da ateşkes durumunda yarımadanın Rusya'da kaldığı bir denklemde Kırım Tatarlarının ve meselelerinin mutlaka gündemde olması gerektiğinin altını çizdiklerini kaydetti. Görüşmelerde ayrıca Kırım'da halihazırda Kırım Tatarlarına karşı uygulanan baskılar üzerinde de durulduğunu belirten Bayar, "Siyasi mahkumlarla ilgili bilgilendirmeler yapıldı ve onların kurtarılması için Rumen makamlardan destek talebinde bulunuldu" dedi. Öte yandan ziyaretlerinde Kırım Tatar diasporalarının da bir başlık olarak ele alındığını belirten Bayar, Romanya makamlarının dünyadaki Kırım Tatar diasporları hakkında bilgilendirildiğini, Kırım Tatar halkının günümüzde 21 ülkede yaşadığını vurguladıklarını aktardı. Özellikle Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarlarının çoğunun Romanya'da da akrabaları olduğundan bahsettiklerini söyleyen Bayar, "Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarlarının Romanya ile Türkiye arasında dostluk köprüsü olabileceğinin altını çizdik" diye konuştu.

Çubarov: Avukatlara yapılan baskınlar siyasi tutsaklara yardıma koşanlara misilleme Haber

Çubarov: Avukatlara yapılan baskınlar siyasi tutsaklara yardıma koşanlara misilleme

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Rus işgal güçlerinin, Kırım Tatar avukatlar Edem Semedlayev, Nazim Şeyhmambetov, Elvina Semedlayeva, Rüstem Kamilev ve Lilya Gemeci’nin ofislerine yaptığı baskını sert bir dille kınadı. Baskını Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendiren KTMM Başkanı, bu eylemleri siyasi tutsaklara yardım edenlere yönelik bir "misilleme" olarak değerlendirdi ve az sayıdaki cesur avukatın da hedef alınmasının Rusya'nın Kırım Tatarlarına yönelik baskılarını daha da artıracağına işaret ettiğine dikkat çekti. İşgalcilerin Kırım Tatar avukatlarına uyguladığı baskıyı "ileri dönük bir tehdit" olarak nitelendiren Çubarov şu ifadeleri kullandı: Eğer Rus işgalciler sonuna kadar gider ve bu insanları 'terörist' maddeler çerçevesinde suçlarlarsa, bu, az sayıdaki avukatın da yokluğunda, Rus işgalcilerin Kırım'da Kırım Tatarlarına yönelik çok daha büyük çaplı zulümlere başlayabileceği anlamına gelir. Bu durumda siyasi baskı vakalarının yalnızca dünya kamuoyu için değil, bizzat Kırım’ın kendi içinde dahi görünmez hâlde kalacağını belirten Çubarov, “Yani avukatlara yönelik bu baskı hem bu cesur insanlara yönelik bir misilleme hem de işgalcilerin Kırım’da işleyecekleri yeni suçlara hazırlıktır.” dedi. Kırım Tatar halkına yönelik baskı ve zulmün sürekli arttığını belirten KTMM Başkanı, “İşgalcilerin amacı net: Kırım Tatarlarının iradesini ezmek, yok etmek, kimsenin sesini çıkarmaya cesaret edememesini sağlamak ve bilhassa Rus işgalcilere karşı çıkmasını engellemek istiyorlar." şeklinde konuştu. Çubarov, “Bunu, insanların Kırım’ı terk etmesi için yapıyorlar; çünkü insanlar için artık yaşamanın imkânsız olduğu koşullar oluşturuyorlar.” dedi. İşgal altındaki Kırım'daki hukuksuzluğa karşı koyan, sahte suçlamalarla karşı karşıya kalan insanlara yardıma koşan avukatların sayısının son derece azaldığına dikkat çeken Çubarov, "Siyasi gerekçeli davalarda insanları savunan avukatların sayısı çok az. Çünkü hepsi baskı altına alındı; avukatlar siyasi tutsakları savunmaktan korkuyor. Hele ki siyasi gerekçeli davada suçlanan kişi bir de Kırım Tatarı ise, bu kişi savunmak isteyen çok az avukat bulunabiliyor. Son yıllarda alıkonulanların sayısı hızla artıyor öte yandan bu davalara bakmaya cesaret eden avukat sayısı bir elin parmaklarını geçmez hale geldi." ifadelerini kullandı. AVUKATLARIN OFİSİNE BASKIN Kremlin rejimi kontrolündeki sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezi görevlileri 11 Aralık 2025 tarihinde avukatların ofisine baskın düzenledi. Açıklamaya göre baskın sırasında ofiste siyasi davalarda aktif rol alan avukat Edem Semedlâyev ve hukukçular Nazim Şeyhmambetov, Elvina Semedlâyeva, Rüstem Kamilev, Lilya Gemeci bulunuyordu. Baskın sırasında ofiste olmayan avukat Emil Kurbedinov’un ise içeri alınmadığı bildirildi. İşgal güçlerinin, Kırım Tatar avukatları “terör örgütü faaliyeti yürütmek”, “terörizme yardım etmek” ve “vergi kaçırmak” gibi suçlamalarla hedef aldığı bildirildi. BASKINI İŞ BİRLİKÇİ ŞAMBAZOV KOORDİNE ETTİ Baskının sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezinin bölge şefi Ruslan Şambazov’un koordine ettiği bildirildi. İş birlikçi, vatan haini Şambazov'un Kırım'daki birçok aktivistin zulüm ve alıkonulmasında yer aldığını biliniyor. Ayrıca Şambazov, Kırım Tatarlarına karşı duyduğu aşırı nefretle tanınıyor. KIRIM TATARLARINI SAVUNAN AVUKATLAR HEDEF ALINIYOR Baskın, Kırım Tatar avukatlara yönelik yıllardır süren sistematik baskının devamı niteliği taşıyor. Kremlin rejimi kontrolündeki sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezi görevlileri, ilk kez 2016 yılında avukatların ofisine zorla girmeye çalışmıştı. Bir yıl sonra aynı ekipler avukatların ofisine yeniden gelerek aynı gün Emil Kurbedinov’un evini de aramıştı. Ardından Kurbedinov, eski bir sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek “aşırıcılık” suçlamasıyla 10 gün tutuklanmıştı. 2018 yılında Rus işgal güçleri, Kırım Dayanışması sivil teşkilatının toplantılarına iki kez baskın düzenledi ve avukatlar Gemeci, Semedlayev ve Kurbedinov’a “Rusya’ya karşı aşırılık yanlısı eylemler” düzenledikleri iddiasıyla resmî uyarılar verdi. Aynı yıl Kurbedinov yeniden alıkonuldu; bu kez daha önce ceza aldığı aynı paylaşımın farklı bir sosyal medyada yer alması nedeniyle cezalandırıldı. Öte yandan baskılar yalnızca adli yollarla sınırlı kalmadı. 2018 sonunda kimliği belirsiz bir kişi, avukatların ofisine demir boru ile saldırarak pencereleri kırdı. 2019’da ise Lilya Gemeci, Nazim Şeyhmambetov ve Rüstem Kamilev hakkında disiplin süreçleri başlatılmaya çalışıldı. Gemeci hakkında, Kırım Tatarlarının terör suçlamalarıyla toplu hâlde hedef alınmasına dair verdiği bir röportaj nedeniyle “meslek etiğini ihlal” iddiasıyla soruşturma başlatılma girişiminde bulunuldu. Ardından diğer Kırım Tatar avukatları; Edem Semedlayev, Nazim Şeyhmambetov, Ayder Azamatov ve Emine Avamileva gazetecilere açıklama yaptıkları ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle idari cezalara çarptırıldı. Kırım’daki baro ise avukatların bölgesel kaydını bilinçli olarak geciktirdi ve 2022 yazında Gemeci, Kamilev ve Şeyhmambetov’un avukatlık lisansları, kendilerine haber verilmeden ve savunma hakkı tanınmadan düşürdü. Avukatlar karara itiraz etmeye çalıştılar, ancak başarılı olamadılar.

KTMM Başkanı: Ukrayna’nın zaferi insan haklarının zaferi olacaktır Haber

KTMM Başkanı: Ukrayna’nın zaferi insan haklarının zaferi olacaktır

Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 77. yılında dünya genelinde insan onuru, özgürlük ve eşitliğin temel değerlerinin yeniden tehdit altında olduğunu vurguladı. Tarihsel hatırlatmaların yer aldığı açıklamada, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen beyannameye Sovyetler Birliği'ni -Belarus Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti- ile birlikte “çekimser” oy kullandığını belirten Çubarov, “Bu tutum, Sovyet yetkililerinin savaştan sonra da işlediği kitlesel suçların uluslararası incelemeye alınması ve totaliter rejimin gerçek doğasının açığa çıkması korkusundan kaynaklanıyordu.” dedi. SOVYET DÖNEMİNDE TOPLU İHLALLER VE SÜRGÜN KTMM Başkanı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edildiği günlerde milyonlarca insanın Sovyet baskı mekanizmasının hedefi olduğunu anımsatarak şu ifadeleri kullandı: Birleşmiş Milletler kürsüsünden evrensel değerler ve insan hakları ilan edilirken, Kırım Tatar halkı 18 Mayıs 1944'te zorla sürgün edildikleri özel yerleşim yerlerinde dört yılı aşkın bir süredir yok oluyordu. Öyle ki, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünden sadece iki hafta önce, 26 Kasım 1948'de, SSCB Yüksek Konsey Başkanlığı, 'keyfi ayrılma', yani özel yerleşim yerlerinden kaçma girişimleri için 20 yıl ağır çalışma cezası öngören bir kararname yayınladı. Kırım Tatarları gibi anavatanlarından sürgün edilen Koreliler, Almanlar, İngriya Finleri, Karaçaylar, Kalmıklar, Çeçenler, İnguşlar, Balkarlar ve Ahıska Türkleri gibi diğer halklar da aynı koşullar altındaydı. Birçoğu için sürgün, sadece vatanlarından kovulma değil, aynı zamanda milli özerkliklerinin de yok edilmesi anlamına geliyordu. Bu durum, özellikle Kırım Tatar halkının özerkliği olan Kırım Özerkliği için de geçerliydi. MİLLİ MÜCADELESİNDE BEYANNAMENİN ROLÜ KTMM Başkanı, Kırım Tatar millî hareketinin gücünü büyük ölçüde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan insan hakları ilkelerinden aldığını, bu ilkelerin halkın anavatanına dönüş hakkının ve milli-bölgesel özerkliğinin temel dayanağı olduğunu kaydetti. Ayrıca Çubarov, 1991’de toplanan II. Kırım Tatar Millî Kurultayı tarafından kabul edilen belgelerin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilkeleri üzerine inşa edildiği hatırlattı. RUS İŞGALİ ALTINDAKİ GÜNCEL HAK İHLALLERİ Çubarov, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı işgaliyle başlayan ve 2022’de geniş çaplı saldırıyla derinleşen savaşın, işgal altındaki topraklarda kitlesel katliamlar, sistematik ve zulümlerle birlikte sürdüğü vurgulayarak şunları kaydetti: Rusya Federasyonu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni ve insan hakları ile milletlerin hakları alanındaki diğer tüm uluslararası belgeleri kabaca hiçe sayan bir terör devletine dönüşmüştür. Yalnızca işgal altındaki Kırım'da, büyük çoğunluğu Kırım Tatarları olmak üzere yüzlerce insan yasa dışı bir şekilde özgürlüğünden mahrum bırakılıyor. “UKRAYNA’NIN ZAFERİ, EVRENSEL İNSAN HAKLARININ YENİDEN TESİSİ OLACAK” Açıklamasının sonunda KTMM Başkanı Ukrayna’nın özgürlüğü için verilen mücadelenin aynı zamanda insanlığın evrensel değerlerini savunma mücadelesi olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: İnsan onurunu ve millelerin eşitliğini tesis etmeye yönelik insan hakları aktivistlerinin, siyasetçilerin ve diplomatların devasa çabalarının yeniden tehdit altına atıldığını ve 20. yüzyılın ortalarındaki gerçeklere geri döndürüldüğünü görmek acı vericidir. Ancak tam da bugün, Ukrayna'nın özgürlük mücadelesinin ön saflarında yer aldığı bu zamanda, demokratik ve özgürlüğü seven ulusların onun etrafında birleşmesi umudu geri getiriyor. Ukrayna'nın zaferi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde belirlenen uluslararası ilkelerin yeniden tesis edilmesine giden yolu açacak ve insan haklarının en yüksek değere sahip olduğu bir dünyaya olan inancı güçlendirecektir.

Çubarov’dan Trump’ın “Kırım” sözlerine yanıt: “Kırım’ın geleceğini yalnızca Ukrayna ve Kırım Tatar halkı belirler” Haber

Çubarov’dan Trump’ın “Kırım” sözlerine yanıt: “Kırım’ın geleceğini yalnızca Ukrayna ve Kırım Tatar halkı belirler”

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın Kırım’a ilişkin sözlerine yanıt verdi. Trump’ın “Kırım; dört okyanusla çevrili küçük bir toprak parçasıdır” şeklindeki ifadesine tepki gösteren Çubarov, uluslararası hukuk ilkelerinin önemine dikkat çekti. “BM ŞARTI’NDA YER ALAN PRENSİPLERE BAĞLI KALMALARINI BEKLEMEK HAKKIMIZDIR” KTMM Başkanı Refat Çubarov, her dünya siyasetçisinin Kırım’ın coğrafyasını, tarihini ve Kırım'ın yerli halkı olan Kırım Tatarlarını mükemmel şekilde bilmesinin şart olmadığını ve bunu beklemediğini belirterek, “Ancak uluslararası hukukun temel ilkelerini asgari düzeyde anlamalarını ve BM Şartı’nda yer alan prensiplere bağlı kalmalarını beklemek hakkımızdır” dedi. Refat Çubarov, devletlerin egemen eşitliği, güç kullanma tehdidinin kabul edilemezliği, iç işlerine karışmama, devletlerin iş birliği yükümlülüğü, halkların kendi kaderini tayin hakkı ve uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi gibi ilkelerin barış ve güvenliğin korunması açısından hayati olduğunu vurguladı. “KIRIM’IN GELECEĞİNİ YALNIZCA UKRAYNA VE KIRIM TATAR HALKI BELİRLER” Bu ilkeler ışığında Kırım’ın geleceğini belirleme hakkının yalnızca Ukrayna devleti ve Kırım Tatar halkına ait olduğunu vurgulayan Çubarov, “Başka aktörlerin Ukrayna’ya ve Kırım Tatar halkına Kırım’ın geleceğini dikte etmeye çalışması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

KTMM'den Kırım Tatar millî hareketi emektarı Ayder Seitosmanov için taziye mesajı Haber

KTMM'den Kırım Tatar millî hareketi emektarı Ayder Seitosmanov için taziye mesajı

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, hayatını kaybeden Kırım Tatar millî hareketinin önemli isimlerinden, Kırım Tatar Kaynak Merkezi uzmanı ve 2001-2007 yılları arasında Kırım Tatar Millî Meclisi üyesi olarak görev yapan Ayder Seitosmanov’u andı. Çubarov mesajında, Seitosmanov’un ömrünü Kırım Tatar halkının millî mücadelesine adamış saygın bir aydın olduğunu belirterek, onun hem Kırım’daki hem de Ukrayna’nın farklı bölgelerindeki toplumsal ve kültürel projelere önemli katkılar sunduğunu ifade etti. Anma mesajında şu ifadeler yer aldı: "2025 yılının 6 Aralık akşamı, Belçika’nın Gent kentinde bulunan UZ Gent Üniversite Kliniği'nde, Kırım Tatar millî hareketinin aktivisti, Ukrayna’da yerel yönetim reformu alanında tanınmış uzman, Kırım Tatar Millî Kurultayı delegesi ve önceki dönem Kırım Tatar Millî Meclisi üyesi Ayder Seitosmanov hayata gözlerini yumdu. Ayder Seitosmanov, 7 Aralık 1964 tarihinde sürgünde, Kırım Tatar halkının tamamının 18 Mayıs 1944’te Kırım’dan sürgün edilmesi sonrası yerleştirildiği Özbekistan SSC’nin Cizzah şehrinde, Seyityakub Seitosmanov ile Esire Kurt-Umerova’nın ailesinde dünyaya geldi. 1987 yılında Taşkent Haberleşme Enstitüsü’nden mezun oldu. 1991’de vatanı Kırım’a dönen Seitosmanov, birçok Kırım Tatarı gibi sürgünden dönüş sürecinde açık bir arazide kendi evinin temelini atarak yerleşmeye başladı. Bu bölge daha sonra Yevpatoriya yakınlarında İsmail-Bey köyüne dönüştü. Aynı dönemde, Kırım Tatar halkının millî uyanış sürecine aktif olarak katıldı ve Kırım Tatar gençlerini bir araya getiren ‘Yaşlık Kültür Merkezi’ adlı sivil toplum örgütünü kurdu. 1995–1996 yıllarında İsmail Gaspıralı Kırım Tatar Cumhuriyet Kütüphanesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yaptı. 1996’dan itibaren, çeşitli eğitim, kültür ve bilgilendirme projeleri yürüten ‘Kırım Tatar İnisiyatifi Vakfı’nın kurucuları arasında yer aldı ve kuruluşun 2014 yılına kadar direktörlüğünü yaptı. Vakfın çalışmaları, Kırım’da sivil toplumun güçlenmesine önemli katkılar sağladı. Seitosmanov, özellikle 1990–2000’li yıllarda Kırım Tatarca eğitim veren okulların yeniden canlandırılmasına yönelik projelere büyük önem verdi. 2004–2014 yılları arasında BM Kalkınma Programı’nın Kırım Temsilciliği’nde başuzman olarak çalıştı. Bu çerçevede yerel yönetimlerin, ekonominin ve sivil toplumun geliştirilmesine yönelik projelerin hayata geçirilmesine katkıda bulundu. Bu süreçte Ukrayna Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Yönetimi Ulusal Akademisi’ni tamamlayarak mesleki yetkinliğini artırdı. Seitosmanov, Ukrayna’da tabandan yükselen sivil inisiyatiflerin desteklenmesinin, yerel toplulukların ve devletin güçlenmesi açısından kritik önemde olduğunu savunan ilk uzmanlardan biriydi. Ayrıca Kırım Tatar Millî Kurultayı delegesi seçildi ve Kırım Tatar Millî Meclisi üyeliği yaptı. Kırım’ın Rus işgalinden sonra ailesiyle birlikte Ukrayna anakarasına geçmek zorunda kaldı. Bu dönemde İsveç-Ukrayna ortak projesi olan “Ukrayna’da Yerelleşme Reformuna Destek Projesi”nde uzman olarak çalıştı; yerel yönetim reformu üzerine çok sayıda yayın yaptı ve Ukrayna, uluslararası ve Kırım Tatar kuruluşlarının kültürel ve eğitim faaliyetlerine aktif şekilde katıldı. Ayder Seitosmanov; insanlarla kolay iletişim kurabilen, geniş bir dünya görüşüne ve derin bilgi birikimine sahip, azmi, samimiyeti ve bitmeyen çalışma isteğiyle tanınan bir kişiydi. Son yıllarda cesurca mücadele ettiği ağır hastalık bile topluma fayda sağlama arzusunu azaltmadı; Meclis ve sivil toplum kuruluşlarıyla sürekli temas hâlinde kalarak önemli projelere destek verdi. Kırım Tatar Millî Meclisi üyeleri, bu büyük kayıp nedeniyle merhuma rahmet; eşi Zarema’ya, oğulları Timur ve Remzi’ye, kızları Elvina ve Ülviye’ye, kız kardeşi Dilyara’ya ve tüm dostları ile mücadele arkadaşlarına başsağlığı dileklerini iletti." CENAZE MERASİMİNİN YERİ VE SAATİ DUYURULACAK Çubarov ayrıca, Seitosmanov’un cenaze merasiminin yeri ve zamanının, naaşın Kıyiv’e ulaşmasının ardından ayrıca duyurulacağını bildirdi.

Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar gazeteci Lenora Dyulber’e yönelik baskıları kınadı Haber

Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar gazeteci Lenora Dyulber’e yönelik baskıları kınadı

Ukrayna Parlamentosu (Verhovna Rada) İfade Özgürlüğü Komisyonu, Rus işgal güçlerinin Kırım’ın Sudak kentinde yaşayan Kırım Tatar araştırmacı ve sunucu Lenora Dyulber’e yönelik gerçekleştirdiği ev baskını ve alıkoyma girişimini sert bir dille kınadı. Komisyon, bu eylemleri uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirerek, uluslararası toplumu acil müdahaleye çağırdı. Ukrayna Parlamentosu İfade Özgürlüğü Komisyonu tarafından 4 Kasım’da yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Gazetecilerin hedef alınması, yarımadadaki duruma dair herhangi bir bağımsız bilgiyi bastırma ve toplumu gerçeği bilme hakkından mahrum etme girişimini teşkil ediyor. Komisyon, ifade özgürlüğünün temel bir değer olduğunun ve gazetecilik faaliyetlerinin baskı için bir gerekçe olamayacağının altını çiziyor. Komisyon, uluslararası kuruluşları, demokratik devletlerin hükûmetlerini ve insan hakları kurumlarını Kırım'daki gazetecilere yönelik baskı durumuna "derhal müdahale etmeye" ve işgalcilerin bu eylemlerini kınamaya çağırdı. Ayrıca Rusya üzerindeki siyasi, diplomatik ve yaptırım baskısının artırılmasını, yarımadada gazetecilik hakları ihlallerinin uluslararası düzeyde izlenmesinin sağlanmasını, baskı tehdidi altındaki medya mensuplarının ve insan hakları savunucularının desteklenmesi ve korunmasını talep etti. EVİNDE ARAMA YAPILDI VE ALIKONULDU Lenora Dyulber, 4 Aralık sabah saat 05.00 civarında evine düzenlenen baskın ve aramanın ardından işgalciler tarafından Akmescit'te bulunan FSB ofisine götürüldü. Gazeteci, daha sonra aynı gün içinde serbest bırakıldı. Kırım Dayanışması sivil teşkilâtına konuşan gazetecinin annesi Elmira Dyubler, Rus işgal güçlerinin evin tüm bölümlerine girdiğini ve hem avluda hem de odalarda eş zamanlı çalıştığını aktardı. Annenin ifadesine göre, "soruşturmacılar" kitapları, belgeleri ve teknolojik cihazları detaylıca inceledi. Aramanın ardından gazetecinin bilgisayarı ve telefonuna el konuldu. KIRIM'DAKİ BASKILAR ARTIYOR Konu ile ilgili açıklama yapan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, “İşgal altındaki Kırım'da bu kez tanınmış bir araştırmacı ve gazeteciye yönelik yeni bir baskın ve arama, Kırım Tatar halkının iradesini kırmak ve onları kendi vatanları Kırım’dan uzaklaştırmak amacıyla uygulanan baskı ve zulmün daha da arttığını gösteriyor.” ifadelerini kullanmıştı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.