SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Rus Vatandaşlığı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Rus Vatandaşlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rus Vatandaşlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Rusya'nın Kırım stratejisi: Propaganda ve sistematik baskıyla etnik kimliği yok etme girişimi Haber

Rusya'nın Kırım stratejisi: Propaganda ve sistematik baskıyla etnik kimliği yok etme girişimi

Rusya'nın Kırım'ı işgali sonrası Kırım Tatarlarının statüsü ve izledikleri politikalar üzerine akademik çalışmalar yapan Genç Tatar İnisiyatifi Başkanı Kâmil Can, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği özel röportajda, Kırım’ın 2014 yılındaki işgalinden sonra Kırım Tatarlarının durumu ve Rusya’nın başvurduğu propaganda taktikleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Can; Rusya’nın Kırım Tatarlarına siyaset, ekonomi, medya ve kültür alanlarında yaşattığı baskılara değindi. “KIRIM’IN RUSYA TARAFINDAN İŞGALİ, BİR GECEDE ALINMIŞ ASKERÎ BİR KARAR DEĞİLDİR” Kırım’ın Rusya tarafından işgaline giden süreci değerlendiren Kâmil Can, “Kırım’ın 2014’te Rusya tarafından işgali, bir gecede alınmış askerî bir karar değildir; uzun süredir hazırlığı yapılan, psikolojik, toplumsal boyutları olan bir sürecin bir sonucudur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya, Kırım’ı tarihsel kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak görmeyi sürdürdü ve bölgedeki Rus nüfusu üzerinden de ‘koruma’ söylemini stratejik bir araç hâline getirdi. Bu sürecin kırılma noktası ise, 2013 yılının Aralık ayında başlayan Euromaydan olaylarıdır.” şeklinde konuştu. Bu süre içerisinde Rusya’nın Ukrayna’daki yönetim boşluğunu da kendi lehine çevirmeyi hedeflediğini ifade eden Can, Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunun o dönemde Viktor Yanukoviç’i desteklediğini ve gerekirse bağımsızlık ilan edeceklerine dair açıklamalar yaptığını belirterek, 2014 başında Rus yanlısı siyasetçilerin ‘öz savunma güçleri’ adı altında paramiliter yapılar oluşturduğunu ve bu yapıların Rus askerî varlığının sivil uzantısı hâline geldiğini hatırlattı. “20 Şubat 2014 tarihinde Kırım Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov’un Moskova ziyareti ve Yanukoviç’in de ülkeyi terk etmesi sonrasında Rusya, Ukrayna’da kurulan geçici hükûmeti gayrimeşru ilan etti ve müdahale sürecini başlattı. 22-24 Şubat 2014 tarihlerinde ise kimliksiz Rus askerleri olan ve Yeşil Adamlar olarak da bilinen birlikler, Kırım’ın stratejik noktalarını ele geçirdiler ve 27 Şubat 2014 tarihinde de Kırım Parlamentosunu işgal ederek bu işgal sürecini askerî boyutta tamamladılar.” ifadelerine yer veren Can, Kırım’ın işgalini, 2013 yılının aralık ayında Viktor Yanukoviç’in bir anlaşma imzalamak istememesi sebebiyle Ukrayna halkının sokağa inmesi, ardından Rusya’nın bu olaylara bir müdahale gerçekleştirmesi şeklinde yorumlamanın doğru olmayacağını vurguladı. Bu sürecin 1783’ten itibaren devam eden Ruslaştırma politikasının bir sonucu olarak adlandırılabileceğini söyledi. “SİLAHLARLA YAPILAN BİR REFERANDUM ÖZGÜR İRADEYİ NE KADAR İFADE EDEBİLİR?” Can, Rusya’nın Kırım’ı işgalinde başvurduğu propaganda yöntemleri hususunda Moskova’nın, işgali hukuki bir boyuta sokma amacıyla öne sürdüğü birkaç temel söyleminin başında Euromaydan olayları geldiğini ifade ederek Rusya’nın bu olayları Batı destekli bir darbe olarak nitelendirdiğini ve işgali, Kırım’da yaşayan halkın referandum yoluyla kendi iradesiyle Rusya’ya katılımı şeklinde lanse ettiğini aktardı. “16 Mart 2014 tarihinde düzenlenen referandum ise silahlı birliklerin gölgesinde ve uluslararası veya ulusal denetimin olmadığı bir ortamda yapıldı. Silahlar altında yapılan bir referandum, özgür iradeyi ne kadar ifade edebilir? Rusya’nın kendi kaderini tayin hakkı ilkesi ve insani müdahale argümanları uluslararası hukuka uymamaktadır. Uluslararası hukuk nezdinde bu durum, fiilî (de facto) bir işgalin ideolojik bir kılıfı olarak değerlendirilebilir.” açıklamasını yapan Can, Kırım’ın her zaman Rusya’ya ait olduğu iddiasına karşılık ise Kırım’da Türklerin varlığının milattan önce 3. yüzyıla kadar uzandığını; İskitler, Hazarlar ve Altın Orda Devleti’nin Kırım’da görüldüğünü fakat Ruslara rastlanılmadığının altını çizdi. 1783’ten önce 1441’de Kırım Hanlığı kurulduktan sonra 1441’den 1783’e kadar Kırım Hanlığı ile birlikte Selçuklu ve Osmanlı Devleti’nin de varlığının Kırım’da görüldüğünü dile getirerek, “Biz Kırım Tatarlarının birinci işgal dediği işgal, 1783 yılında gerçekleşti, 1917’de ise biz Kırım Halk Cumhuriyeti’yle ilk demokratik Türk müslüman devletini kurduk. 1944 yılında ise zaten sürgüne uğradık. Ruslar en fazla 400 yıl hüküm sürdükleri toprakları ebedi topraklarıymış gibi gösteriyor fakat biz Türkler olarak hep oradaydık.” ifadelerini kullandı. “ERVİN İBRAGİMOV NEREDE?” Kırım Tatarlarının 2014 yılındaki işgalden sonra yaşadığı siyasi baskıları değerlendiren Can, Rusya’nın Kırım’ın etnokültürel dokusunu dönüştürme stratejisine yönelik planının 1783’e kadar uzandığını ifade etti. İşgalden sonra Kırım Tatar Milli Meclisinin kapatıldığını, üyeleri hakkında davalar açıldığını ve bu üyelere karşı aşırılıkçı faaliyet suçlamalarının yöneltildiğine değindi. Rusya’nın Kırım Tatarlarının siyasi temsiliyetini fiilen ortadan kaldırmaya çalıştığına ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Refat Çubarov, Ahtem Çiygöz, Nariman Celal, İlmi Ümerov gibi isimlerin şu an serbest olsalar bile önceden tutuklandıklarına ya da yarımadaya girişinin yasaklandığına dikkat çekerek, “Dünya Kırım Tatar Kongresi Üyesi Ervin ise hâlâ kayıp. Ervin İbragimov nerede? Biz Ervin’in ne cenazesini gördük ne de sesini duyduk.” şeklinde konuştu. Can, Kırım Tatarlarının karşılaştığı ekonomik baskılar hakkında ise Rusya’nın Kırım Tatarlarına ait olan işletmelerin önüne bürokratik engeller koyduğunu, kamu çalışanlarını ise Rus vatandaşlığı almamaları hâlinde işten çıkardığını dile getirerek Rusya’nın aynı zamanda tazminat ödemeyerek insanların topraklarını ve mülklerini gasp edip bu kamulaştırmayı bir sindirme aracı olarak kullandığını beyan etti. Medya alanında ise Rusya’nın Kırım Tatarlarının bağımsız yayın organlarını kapatıp gazetecilere ise fiziksel şiddet uygulayarak Kırım Tatarlarının dilini, kültürünü ve hafızasını hedef aldığının altını çizerek 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü ve 26 Haziran Kırım Tatar Milli Bayrak Günü etkinliklerinin de yasaklandığını belirten Can, “Kırım Tatarca konuşan bir çocuk, akranları tarafından darbedildi. Bir kadın kuaföründe ise bir kadın, Kırım Tatarca konuştuğu için kendisine ‘doğru dili’ yani Rusçayı konuşması yönünde baskı uygulandı yani ‘Rusça konuşmuyorsan yoksun,’ denildi.” değerlendirmesini yaptı.

Rusya, Kırım Tatar siyasi tutsak Marlen Mustafaev’in vatandaşlığını iptal etti Haber

Rusya, Kırım Tatar siyasi tutsak Marlen Mustafaev’in vatandaşlığını iptal etti

İşgalci Rusya, Kırım’daki siyasi tutsaklara yalnızca uzun hapis cezalarıyla zulmetmekle yetinmiyor; şimdi de onları vatandaşlıktan çıkararak ikinci bir sürgüne mahkûm ediyor. Birbirinin ardına alınan bu kararlarla, mahkûmlar cezalarını tamamlasalar bile kendi vatanlarına, Kırım’a dönemez hale getiriliyor. Bu uygulama, Kırım Tatar halkına yönelik sistematik baskının ve bitmeyen sürgün politikasının yeni bir yüzü olarak öne çıkıyor. İşgalcilerin Kırım Tatarlarına baskı uygulamak amacıyla kurguladığı sözde Hizb-ut Tahrir davası çerçevesinde 16 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edilen Kırım Tatar siyasi tutsak Marlen Mustafayev’in Rus vatandaşlığının iptal edildiği bildirildi. Mustafayev, şu anda Rusya'nın Krasnoyarsk bölgesindeki 6 numaralı cezaevinde tutuluyor. Konuyu gündeme taşıyan Kırım Tatar Kaynak Merkezi Müdürü Zarema Bariyeva, 11 Haziran 2025’te Mustafaev’e “mahkûm edildiği maddeleri” gerekçe gösterilerek Rusya vatandaşlığının sona erdirildiğinin bildirildiğini, kendisinin ise bu bilgiyi ancak 8 Eylül’de öğrenebildiğini aktardı. PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL BASKI Barieva, Mustafayev’in cezaevinde hem fiziksel hem de psikolojik baskıya, etnik ve dini ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Ayrıca yetersiz beslenme nedeniyle siyasi tutsağının sağlığının kötü durumda olduğunu kaydetti. RUS VATANDAŞLIĞINDAN ÇIKARMA UYGULAMASI YAYGINLAŞIYOR Bariyeva, bu tür vatandaşlık iptallerinin sadece Mustafayev'le sınırlı olmadığını, Nasrulla Seydaliyev, Lenur Seydametov ve Ekrem Mamedov gibi diğer Kırım Tatar siyasi tutsakların da benzer durumlarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Siyasi tutsaklara verilen belgelere göre, bu kişiler, serbest bırakıldıktan sonra sınır dışı edilecekler ve 10 yıl boyunca Rusya'ya girişleri yasaklanak. RUSYA 1944 SÜRGÜNÜ'NÜ DEVAM ETTİRİYOR Söz konusu vakaları "hibrit sürgün" olarak nitelendiren Bariyeva, bu politikanın amacının, Rusya için "uygun olmayan" vatandaşları baskı altına alma ve onları bölgeden uzaklaştırma olduğunu vurguladı. Bu bağlamda Bariyeva, demokratik ülkelerin parlamentolarına 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıma çağrısında bulundu. “Bir daha asla yaşanmaması gereken bu trajedi, yeni bir ivme kazanıyor. İşgalin başladığı 2014’ten bu yana işgalciler yasa dışı arama ve gözaltılar, tutuklamalar ve işkenceler sırasında Kırım Tatarlarını sürekli tehdit ediyor. Kırım Tatarlarına sürekli ‘Buradan gideceksiniz, size Kırım’da yer yok’ deniyor.” ifadelerini kullanan Bariyeva bu durumun, Kırım Tatar halkına yönelik sürgün sürecinin hâlâ devam ettiğini gösterdiğini vurguladı.

İşgalci yönetimden yeni baskı: Kırım Tatarı Mamedov vatansız kaldı Haber

İşgalci yönetimden yeni baskı: Kırım Tatarı Mamedov vatansız kaldı

Rus işgali altındaki Kırım’ın Kremlin kontrolündeki sözde İçişleri Bakanlığı, düzmece bir dava çerçevesinde haksız yere 8 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilen Kırım Tatarı Ekrem Mamedov’un Rusya vatandaşlığını iptal etti. Böylece Mamedov, cezasını tamamladıktan sonra vatanı Kırım’a geri dönemeyecek. Kırım Tatar Kaynak Merkezi Müdürü Zarema Bariyeva’nın aktardığına göre, 39 yaşındaki Mamedov işgalden sonra Kırım’dan ayrılmak istemedi. Bu yüzden işlerini sürdürebilmek, çocuklarını okula gönderebilmek ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için Rusya pasaportu almak zorunda kaldı. Rus işgal güçleri, 18 Temmuz 2024’te Akmescit (Simferopol) bölgesindeki Novomıkolayivka köyünde yaşayan Ekrem Mamedov’un evinde arama yaptı ve aramadan sonra Kırım Tatarını alıkoydu. İşgalciler, 2020’de yaptığı ticari para transferlerini bahane ederek Mamedov’u “yasa dışı silahlı grupları finanse etmekle” suçladı. Temmuz 2024’ten Nisan 2025’e kadar Akmescit’teki 2 numaralı tutukevinde tutulan Mamedov, Ekim 2024’te sahte tanık ifadeleriyle desteklenen kurgulanmış bir davayla mahkûm edildi. Nisan 2025’te ise binlerce kilometre uzağa, Rusya’nın Vladimir kentindeki cezaevine nakledildi. İŞGALCİLER HAPİS CEZASIYLA YETİNMEDİ Kırım Tatar Kaynak Merkezi Yöneticisi Zarema Bariyeva, Mayıs 2025’te Rus cezaevinde alıkonulan Ekrem Mamedov’un, işgalci yönetimin kendisini “Rus vatandaşlığından” çıkarma kararını kabul ettiğini öğrendiğini belirterek, “Bu karar, onun cezasını tamamladıktan sonra da evine, Kırım’a dönemeyeceği anlamına geliyor. Rusya, hukuksuz yargılama sürecini vatandaşlıktan çıkarma kararıyla pekiştirerek onu sürgüne mahkûm etti.” ifadelerini kullandı.

Putin imzaladı: Rus vatandaşlığı almayanlar işgal altındaki bölgeleri terk etmek zorunda kalacak Haber

Putin imzaladı: Rus vatandaşlığı almayanlar işgal altındaki bölgeleri terk etmek zorunda kalacak

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Rusya'da yasal olarak kalma hakları bulunmayan" Ukrayna vatandaşlarının, 10 Eylül 2025’e kadar Rus işgali altındaki Herson, Zaporijjya, Donetsk ve Luhansk bölgelerini terk etmeleri ya da "hukuki durumlarını düzenlemeleri" gerektiğine dair bir kararname imzaladı. Söz konusu kararname işgal altındaki topraklarda yaşayan ve Rus vatandaşlığı almak istemeyen Ukrayna vatandaşlarını hedef alıyor. Rus hükûmetinin resmî internet sayfasında 20 Mart 2025 tarihinde yayımlanan kararnamede, Ukrayna vatandaşlarının, "hukuki durumlarını düzenlemek için" yerel yetkililere başvurduklarında, fotoğraf çektirip parmak izi bırakmaları halinde, idari cezaya çarptırılmayacakları ifade edildi. Radio Svoboda'nın gündeme taşıdığı haberde, ilgili kararnamede Putin'in 30 Aralık 2024 tarihli "Bazı Yabancı Vatandaş Kategorilerinin Hukuki Statülerini Düzenleyen Geçici Tedbirler Hakkında" başlıklı kararnamesine atıf yapıldığı belirtiyor. Belgenin metninden anlaşılacağı üzere, Ukrayna vatandaşlarından özellikle biyometrik veri sunmaları, uyuşturucu testleri de dahil olmak üzere sağlık muayenesinden geçmeleri ve Rus dili ile Rus tarihi bilgisine ilişkin bir sınava girmeleri istenecek. Ayrıca mevcut borçlarını da ödemek zorundalar. İŞGALCİLER UKRAYNA VATANDAŞLARINA ZORLA RUS VATANDAŞLIĞI DAYATIYOR Rusya İçişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gorovıy, Rusya’nın Ukrayna'nın işgal altındaki Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinde yürüttüğü zorunlu vatandaşlık dayatma kampanyasının sona erdiğini duyurmuştu. Daha önce, Rusya'nın işgal altındaki Ukrayna topraklarında, 5 Şubat 2025 itibarıyla "kontrollü kişiler listesi" adı verilen yeni bir kayıt sistemi devreye gireceğini bildirilmişti. İlgili sisteme, Rusya'da yasa dışı olarak bulunan ve sınır dışı edilmesi gereken yabancılar ile vatansız kişiler kaydedilecek.  İşgalcilerin açıklamasına göre bir kişi, "kontrollü kişiler listesine” dahil edildikten sonra Rusya İçişleri Bakanlığı, bu kişinin coğrafi konumlarını izleyebilme hakkına sahip olacak. Ayrıca listeye dahil edilen kişiler; bankacılık hizmetlerini kullanamayacak, emlak kaydı yaptıramayacak, araç kullanamayacak ve evlenemeyecek.

Rusya'da yeni uygulama: Ya Rus vatandaşlığı al ya da vatanından git Haber

Rusya'da yeni uygulama: Ya Rus vatandaşlığı al ya da vatanından git

Rusya'nın işgal altındaki Ukrayna topraklarında, 5 Şubat 2025 itibarıyla "kontrollü kişiler listesi" adı verilen yeni bir kayıt sistemi devreye girecek. İşgalci yönetimin açıklamasına göre bu sisteme, Rusya'da yasa dışı olarak bulunan ve sınır dışı edilmesi gereken yabancılar ile vatansız kişiler kaydedilecek. Öte yandan bu uygulama ile işgal altındaki topraklarda yaşayan ve Rus vatandaşlığı almak istemeyen kişiler hedef alınacak. Kırım Tatar Kaynak Merkezi, 6 Ocak 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, işgalci Kremlin yönetiminin Kırım dahil Rus işgali altındaki Ukrayna topraklarında, 5 Şubat 2025 itibarıyla "kontrollü kişiler listesi" adı verilen yeni bir kayıt sistemi başlattığını duyurdu. Söz konusu kayıt sistemi yürürlüğe girdikten sonra, Rusya'da yasa dışı olarak bulunan ve sınır dışı edilmesi gereken yabancılar ve vatansız kişiler ya Rusya'dan ayrılmak ya da Rusya’da kalabilmek için yasal bir dayanak edinmek zorunda kalacak. RUS VATANDAŞLIĞI DAYATMAK İÇİN BİR BASKI ARACI DAHA İşgalci yönetim, bu uygulama ile Rus işgali altındaki Ukrayna topraklarında yaşayan ve Rus vatandaşlığına geçmek istemeyen kişileri Rus vatandaşlığı almaya zorlayacak. Çünkü işgalcilerin yasalarına göre işgal altındaki topraklarda yaşayan ve Rusya vatandaşlığına geçmeyi kabul etmeyen Ukrayna vatandaşları da güya “Rusya'da yasa dışı olarak bulunan” kişiler olarak kabul ediliyor. İşgalcilerin açıklamasına göre bir kişi, "kontrollü kişiler listesine” dahil edildikten sonra Rusya İçişleri Bakanlığı, bu kişinin coğrafi konumlarını izleyebilme hakkına sahip olacak. Ayrıca listeye dahil edilen kişiler; bankacılık hizmetlerini kullanamayacak, emlak kaydı yaptıramayacak, araç kullanamayacak ve evlenemeyecek. RUSYA İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARDA YAŞAYANLARA ZORLA VATANDAŞLIK DAYATIYOR Kırım’ı 2014 yılında işgal altına alan Rusya Federasyonu, kısa süre içerisinde Ukrayna vatandaşlarını zorla Rus vatandaşlığına geçirme sürecini başlattı. Kırım'da zorla vatandaşlık dayatılması süreci, yerel nüfus üzerinde kontrol sağlamak için kullanılan ilk ve en önemli araçlardan biri haline geldi. Rus pasaportu almayı reddeden Kırım sakinleri; iş bulma, ikamet kaydı yaptırma ve sağlık sigortasından yararlanma gibi olanaklardan mahrum bırakılıyor. Ayrıca, Rus pasaportunun reddedilmesi; düzmece davalarla suçlu duruma düşürülme, zorla kaçırılma ve işkencelere yol açıyor.  İşgal altındaki Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporijjya bölgelerinde de aynı politika sürdürülüyor.

Rusya’nın vatandaşlık dayatma politikası, Kırım halkını Kremlin'in esiri haline getirdi Haber

Rusya’nın vatandaşlık dayatma politikası, Kırım halkını Kremlin'in esiri haline getirdi

Kırım’ı 2014 yılında işgal altına alan Rusya Federasyonu, kısa süre içerisinde Ukrayna vatandaşlarını zorla Rus vatandaşlığına geçirme sürecini başlattı. Kırım'da zorla vatandaşlık dayatılması süreci, yerel nüfus üzerinde kontrol sağlamak için kullanılan ilk ve en önemli araçlardan biri haline geldi. Rus pasaportu almayı reddeden Kırım sakinleri; iş bulma, ikamet kaydı yaptırma ve sağlık sigortasından yararlanma gibi olanaklardan mahrum bırakılıyor. Ayrıca, Rus pasaportunun reddedilmesi; düzmece davalarla suçlu duruma düşürülme, zorla kaçırılma ve işkencelere yol açıyor.  Kremlin'in işgal ettiği topraklarda Rus vatandaşlığı dayatması hakkında; Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Vekili Olha Kurışko, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi olarak atanan KTMM Başkan Yardımcısı, eski siyasi tutsak Nariman Celal ve Kırım İnsan Hakları Grubu Başkanı Olha Skrıpnık, Kırım Haber Ajansına (QHA) konu hakkında beyanat verdi. Ajansa demeç veren yetkililer, Rus işgali altındaki Kırım’da Rus vatandaşlığı dayatma sürecinin nasıl gerçekleştiğini anlattı ve Kırım'da yaşayanlar için Rus pasaportu almanın doğuracağı sonuçları değerlendirdi. “RUS VATANDAŞLIĞININ DAYATILMASI TAMAMEN YASA DIŞI BİR EYLEMDİR” Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Vekili Olha Kurışko, Kırım'daki işgalci yönetimin yasa dışı referandum düzenledikten sonra 18 Mart 2014 tarihinde yarımadada yaşayan tüm Ukrayna vatandaşlarını sözde Rusya Federasyonu vatandaşı ilan ettiğini hatırlattı. Kurışko, bu kararı reddetmenin tamamen şekli bir anlam taşıdığına dikkat çekti. Ukrayna vatandaşlığını korumak isteyenlere, işgalci devletin vatandaşlığından feragat etmek için yalnızca bir ay süre verildiğini ve bu süreçte yapay engellerin yaratıldığını belirten Kurışko, "Aslında gerçek başvuru süresi 18 güne kadar kısaltıldı ve başvuru yalnızca belirli göçmenlik hizmeti merkezlerinde şahsen yapılabiliyordu. Kırım'da yaşayan 2,3 milyonun üzerinde insan için başvuru noktaları başlangıçta yalnızca iki, daha sonra ise dokuz merkezde açılmıştı. Ayrıca, çocuklar için yapılan vatandaşlık feragat başvurusu her iki ebeveyn tarafından imzalanmalıydı. Sonuç olarak, sadece 3 bin 247 kişi bu feragat hakkından yararlanabilmişti" dedi. "İŞGALCİLER KIRIM'DA YAŞAYANLARA TUZAK KURDU" Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov, işgalcilerin o dönemde Kırım sakinlerine bir tuzak kurduğunu kaydederek şu şekilde konuştu: 9 Nisan’da iki başvuru noktası açıldı, 10 Nisan’da ise üçüncü nokta açıldı ve başvuru süresi 18 Nisan’da sona erdi. Yani, tutumlarını göstermek, korkmadan hareket etmek isteyenlere yalnızca 9 gün süre verdiler çünkü o dönemde insanlar gerçekten çok korkuyordu. Böylece bir tuzak kurdular ve insanları evlerinde, dört duvarları arasında ses çıkarmadan yaşamaya zorladılar. Ancak kimse koşa koşa Rus pasaportu almaya gitmedi. Kırım İnsan Hakları Grubu Başkanı Olha Skrıpnık, işgalcilerin Kırım sakinlerine dayattığı Rusya pasaportu alma ve Ukrayna vatandaşlığından çıkma başvurusu yapma zorunluluğunun saçmalık olduğunu vurgulayarak şu açıklamada bulundu: Bu tamamen saçmaydı çünkü Ukrayna vatandaşlığı konusunda yalnızca Ukrayna devleti karar verebilir. Yani, Rus yetkililer için yazılan bir başvuru kesinlikle hiçbir hukuki anlam taşımıyordu. Bu yüzden insanlar bunu yapmadılar çünkü Ukrayna yasalarına aykırıydı. Ardından Ruslar, 'otomatik olarak Rus vatandaşı sayılacaksınız’ dediler. İnsan hakları savunucusu Skrıpnık, Rusların Kırım'da kayıtlı olan tüm kişilerin şahsi bilgilerine tam erişimi olduğunu ve bu belgeler üzerinden Rus pasaportları verdiklerini belirtti. Skrıpnık, “Ukrayna yasaları ve uluslararası normlar açısından bu tamamen yasa dışı bir eylemdir. Bu nedenle, pasaport verme süreci, özellikle uluslararası belgelerde zorla yapılan bir işlem olarak kabul edilmiştir. Çünkü insanlar, Rus pasaportu alıp almama konusunda herhangi bir seçim şansına sahip değillerdi" değerlendirmesini yaptı. Kırım Temsilcisi Vekili Olha Kurışko, Rusya'nın fiziksel olarak Rus pasaportu almamış olan Kırım sakinlerini bile kendi vatandaşları olarak kabul ettiğine dikkat çekti. Kırım Temsilcisi Vekili, 18 Mart 2014'te Kırım'ın sözde Rusya’ya bağlanmasına ilişkin hukuka aykırı sözde "ilhak anlaşması" ve 21 Mart 2014 tarihli yasanın kabulünden sonra Moskova'nın, Ukrayna vatandaşlarına zorla pasaport verme sürecine başladığını kaydetti. Kurışko, “Bu, Ukrayna ve tüm medeni dünya için hukuken geçersiz olan sözde yasalarla işgalci devlet, sözde 'Kırım Cumhuriyeti ve federal bir birim olan Sivastopol (Akyar) şehri' sınırlarında ikamet eden tüm kişileri kendi vatandaşları olarak kabul etti" şeklinde konuştu. Kurışko, işgalcilerin Ukrayna belgelerinde ikamet yeri Kırım olarak gözüken ancak aslında Kırım’da yaşamayan insanlara bile Rus vatandaşlığını dayattığını anlatarak, “Bu tür vakalar, Herson bölgesi ile işgal altındaki yarımada arasındaki idari sınırın geçişinde yaşanıyordu." dedi. KIRIM’DA İKAMET KAYDI OLAN HERKES İŞGALCİLER TARAFINDAN RUS VATANDAŞI İLAN EDİLDİ İnsan hakları savunucusu Skrıpnık, Kırım'da ikametgâh kaydı olan herkesin otomatik olarak Ruslar tarafından sanki Rusya vatandaşıymış gibi kaydedildiğine dikkat çekerek, "Kırım'da yaşamayan insanlar, yarımadada yaşayan akrabaları üzerinden Rus pasaportuna sahip olduklarını öğrendiler" değerlendirmesini yaptı. Rus işgal güçleri tarafından 2014 yılında alıkonulan eski siyasi tutsaklar Oleg Sentsov ve Oleksandr Kolçenko’yu örnek veren Skrıpnık, "Sentsov ve Kolçenko, Moskova’daki Lefortovo gözaltı merkezine sevk edildiğinde onlara Rus vatandaşı oldukları bildirildi. Ancak, ne Oleksandr ne de Oleg, Rus pasaportu için başvuru yapmadılar çünkü zaten hapishanedeydiler. Yani, tüm Ukrayna devlet kurumlarını ele geçiren Ruslar, Kırım'da yaşayan insanların tüm kimlik belgelerine sahipti ve herkese Rus vatandaşlığı dayatıyordu" ifadelerini kullandı. Olha Skrıpnık, Kremlin'in; zorla dayatılan Rus vatandaşlığını, işgal altındaki bölgelerde yaşayan Ukrayna vatandaşlarını "vatana ihanet" suçlamasıyla yargılamak için kullandığına dikkat çekti. KTMM Başkanı Refat Çubarov, hemen hemen tüm siyasi tutsakların çıkarıldıkları sözde mahkemelerde Ukrayna vatandaşı olduklarına vurgu yaptıklarına dikkat çekerek şu şekilde konuştu: En azından, avukat veya siyasi tutsakların aileleri tarafından bana gönderilen ve incelediğim tüm mahkûmiyet kararlarında, her zaman siyasi tutsaklar Ukrayna vatandaşı olarak yargılıyorlar. Ancak, aynı zamanda davada belirli bir tarihte pasaport aldıkları belirtiliyor. Ama onlar pasaport almadılar, onlara bu pasaport zorla dayatıldı. “RUS PASAPORTU ALMAYAN KİŞİ KIRIM’DA NEFES BİLE ALAMIYOR” Olha Kurışko, Kırım başta olmak üzere işgal altındaki Ukrayna bölgelerinde Rus pasaportunu reddeden insanların; iş bulmalarının zorlaştığını, ikamet kaydı yaptırmalarının yasaklandığını, sağlık sigortası ve ücretsiz tedavi haklarından mahrum bırakıldığını ve bunun gibi birçok zorlukla karşılaştığını vurguladı. 2016 yılından itibaren Rus mahkemelerinin, Kırım'da Rus pasaportu olmayan kişileri işe alan işverenlere para cezaları uygulamaya başladığını belirten Kurışko, "Ceza miktarı 250 bin rubleye kadar çıkabiliyordu bu da insanları Rus pasaportunu almaya mecbur bıraktı. Ukrayna vatandaşlarının, işgal altındaki topraklarda zorla ve otomatik olarak Rusya Federasyonu vatandaşlığına geçirilmesi, Ukrayna tarafından tanınmamaktadır ve Ukrayna vatandaşlığının kaybı için bir gerekçe teşkil etmez" dedi. "14 YAŞINA GELEN ÇOCUKLARIN RUSYA PASAPORTU ALMALARI ZORUNLU" İşgalcilerin, çocuklara da 14 yaşından itibaren zorla Rus pasaportu dayattığını belirten KTMM Başkanı Çubarov şu şekilde konuştu: "Onların barbar Rus yasalarına göre, 14 yaşındaki çocukların Rusya pasaportu almaları zorunlu. Kırım'ı kendi toprakları olarak kabul ettikleri için, 14 yaşına giren tüm çocuklara pasaport veriyorlar. Eğer bu pasaport alınmazsa, çocuklar eğitimlerini tamamladıklarına dair belge alamıyorlar, yani ortaöğretim ve lise diplomasını alamıyorlar. Yani, işgalin başından bu yana 10 yıl geçti zorla Rus pasaportu alan çocuklar artık yetişkin oldu. Eğer onlara herhangi bir suçlama yöneltilirse, bu çocuklara bu pasaportların zorla verildiğini anlamak gerekiyor." Rus pasaportu olmadan işgal altındaki yarımadadaki sağlık kuruluşlarında hizmet almanın imkansız olduğuna dikkat çeken Çubarov şu ifadeleri kullandı: Hastanelere, belirli bir tarihten itibaren Rus pasaportu olmayan hastalara hizmet verilmemesi yönünde özel talimatlar verildi. Sürekli olarak insanları sıkıştırıyorlar böylece eğer Rus pasaportu yoksa bir insan nefes alamaz hale geliyor. RUS VATANDAŞLIĞI ALMAK İSTEMEYENLER BASKI VE İŞKENCELERE MARUZ KALIYOR Rus vatandaşlığının reddedilmesi başka sonuçlara da yol açabiliyor. Bu tür vatandaşlar, Rus istihbarat servislerinin odağına giriyor.  Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi olarak göreve atanan, KTMM Başkan Yardımcısı ve eski siyasi tutsak Nariman Celal, Rus vatandaşlığının olmamasının, cezaevlerindeki tutuklulara baskı uygulamak için bir gerekçe olduğunu söyledi. Celal, "İşgal altındaki bölgelerde alıkonulanlar sık sık cezaevi yönetimine çağrıldıklarını ve Rus pasaportu alma konusunda baskı gördüklerini anlatıyordu. Rus pasaportu almayı reddedenler uydurma bir gerekçeyle hücre cezasına gönderiliyor ve ya başka olanaklardan mahrum bırakılıyor" dedi. Bu uygulamanın, özellikle Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattıktan sonra sıkılaştığını belirten Celal şöyle konuştu: "Kremlin rejimi işgal altındaki Ukrayna topraklarında yaşayan herkesi Rus vatandaşı olarak tanıdığı için bir kişide Rus pasaportunun olup olmaması onlar için pek fark etmiyor. Dava dosyalarında Ukrayna vatandaşı olduğum konusunda defalarca ısrar etmek zorunda kaldım." Ayrıca Celal, Rus işgal güçleri tarafından işgal altındaki Nova Kahovka kentinde kaçırılan Ukraynalı aktivist ve gazeteci Sergiy Tsıpiga’nın, Rus hapishanesinde Rus pasaportu almayı reddettiği için psikolojik ve fiziksel baskılara maruz kaldığını aktardı. İŞGAL ALTINDAKİ BÖLGELERDE VERİLEN RUS PASAPORTLARININ YASAL GEÇERLİLİĞİ YOKTUR Kırım Daimi Temsilcisi Vekili Olha Kurışko, geçici olarak işgal altındaki bölgelerde Rus vatandaşlığının dayatılmasının yasal bir sonucu olmadığını dolayısıyla bu yüzden bir kişinin sorumlu tutulamayacağını vurguladı. Olha Kurışko, "Ukrayna'nın Geçici İşgal Altındaki Topraklarında Vatandaşların Hak ve Özgürlüklerini Sağlama ve Hukuki Rejimi Düzenleme" başlıklı Ukrayna kanununa göre; Ukrayna vatandaşlarının, geçici olarak işgal altındaki topraklarda Rusya Federasyonu vatandaşlığını zorla ve otomatik olarak almalarının Ukrayna tarafından tanınmadığını ve bu durumun Ukrayna vatandaşlığının kaybı için bir temel teşkil etmediğini kaydetti. Kurışko konuyla ilgili şunları söyledi: "Uluslararası ortaklar da açıkça bu tür eylemleri kınayarak işgal altındaki bölgelerde Rus vatandaşlığının zorla dayatılmasının uluslararası hukukun ihlali olduğunu ve hiçbir meşruiyet taşımadığını vurguluyor." Ukrayna Adalet Bakanlığı da, 2024 yılının eylül ayında yaptığı açıklamada, işgal altındaki bölgelerde verilen Rus pasaportlarının hiçbir yasal geçerliliği olmadığını ve işgal altındaki bölgeler dışında hiçbir yerde tanınmadığını belirtti. "RUS PASAPORTU ALMAK SUÇ DEĞİLDİR ÇÜNKÜ BU BİR ZORLAMADIR" İnsan hakları savunucusu Olha Skrıpnık, Kırımlıların işgal yönetiminin yarattığı şartlar ve baskılar nedeniyle Rus pasaportu almaya mecbur kaldığına dikkat çekti. Skrıpnık; bazı insanların bilinçli olarak Rus pasaportları aldığını, örneğin işgalci yönetimin kurumlarındaki görevlere atanmak amacıyla bunu yaptığını belirtti. Bu insanların arasında işgalcilerle iş birliği yapan yargıçlar, savcılar ve polislerin de yer aldığını belirten Skrıpnık şu değerlendirmede bulundu: Bu durumda; Rus pasaportu, işledikleri suç bağlamında değerlendirilmektedir. Yani, işgal altında Rus pasaportu almak suç değildir çünkü bu bir zorlamadır. Ancak, vatana ihanet ve işbirlikçilik yapmak suçtur. Bunun için insanlar cezalandırılacak. Çünkü, bu suçları işlemek için Rus pasaportu aldılar. Kırım başta olmak üzere işgal altındaki topraklarda yaşayan Ukrayna vatandaşlarına Rus vatandaşlığının dayatılması, uluslararası insancıl hukukun ciddi bir ihlalidir ve Savaş Sırasında Sivil Nüfusun Korunmasına Dair Cenevre Sözleşmesi'nin ihlalidir. Bu tür eylemler,  Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, BM İnsan Hakları Yüksek Komitesi ve diğer uluslararası ve ulusal kurumlar tarafından kınanmıştır. Dayatılan Rus vatandaşlığı, Ukrayna ve dünya çapında çoğu ülke tarafından tanınmamaktadır. “BASKI NEDENİYLE RUS PASAPORTU ALMAK ZORUNDA KALAN VATANDAŞLAR CEZAİ SORUMLULUK TAŞIMIYOR” Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) Savcılığı, 2014 yılında Kırım’da Ukrayna vatandaşlarının zorla Rusya vatandaşlığına geçirilmesi uygulamasını başlatan işgalci Kremlin rejiminin, halihazırda bu uygulamayı diğer işgal altındaki Ukrayna topraklarında devam ettirdiğini aktararak şu açıklamada bulundu: Bu, Rusya'nın güya 'Rus vatandaşlarını koruma' bahanesiyle, Ukrayna'ya karşı süregelen silahlı saldırganlığını meşrulaştırmanın bir yoludur. Sağlık hizmeti alma hakkının olmaması, sosyal yardımların engellenmesi, iş bulmanın imkansızlaştırılması, sınır dışı tehdidi gibi işgalci yönetim tarafından yapılan tüm bu baskılar, insanlara seçim hakkı bırakmıyor ve onları Rusya vatandaşlığına geçmeye zorluyor. İşgalci yönetim tarafından zorla dayatılan pasaportlar, Ukrayna tarafından tanınmamaktadır. Bu pasaportları alan vatandaşlar, cezai sorumluluk taşımazlar ve Ukrayna vatandaşlıklarından mahrum bırakılmayacaklardır. İşgalci devlet Rusya'nın bu eylemlerinin, işgal altında yaşamaya zorlanan Ukrayna vatandaşları üzerinde sistematik baskı oluşturduğunu ve uluslararası hukukun ilkelerine aykırı olduğunu belirten Kırım Savcılığı, "Rusya pasaportlarının dayatılması, Ukrayna vatandaşlarını terör devletinin rehineleri haline getiriyor. Bu şekilde; Rusya, Ukrayna vatandaşlarını kendi devletlerine karşı savaşmaya zorluyor" ifadelerini kullandı.

BM, Kırımlılara Rus vatandaşlığının dayatılmasını insan hakları ihlâli olarak kabul etti Haber

BM, Kırımlılara Rus vatandaşlığının dayatılmasını insan hakları ihlâli olarak kabul etti

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi, işgal edilen Kırım'da yaşayan insanlara Rus vatandaşlığının dayatılmasının uyruğa dayalı ayrımcılık teşkil ettiğini ve bu eylemle Rusya'nın insan haklarını ihlâl ettiğini kabul etti. Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Yetkilisi Dmıtro Lubinets, 30 Nisan 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, “Geçici olarak işgal edilen Kırım'da yaşayanlara Rus vatandaşlığının dayatılması, uyruk temelinde ayrımcılıktır ve insan haklarını ihlal etmektedir. Bu, BM İnsan Hakları Komitesi tarafından kabul edildi. Komite ayrıca, Rusya Federasyonu'nun hapis cezalarını çekmeleri için Ukrayna vatandaşlarını yasa dışı bir şekilde Kırım Yarımadası'ndan kendi topraklarına sevk ettiğini ve bunun da insan hakları ihlali olduğunu kabul etti.” ifadelerini kullandı. "RUS VATANDAŞLIĞININ ZORLA VERİLMESİ UYRUĞA DAYALI BİR AYRIMCILIKTIR" BM komitesinin 3 Ukrayna vatandaşının bireysel şikayetlerini değerlendirdiğini belirten Lubinets, bunlardan birinin Yarımada'nın Rusya tarafından işgal edilmeden önce gözaltına alındığını ​​ve ardından Rus yasalarına göre mahkûm edildiğini, diğer ikisinin ise Kırım'ın işgalden önce mahkûm edildiğini, daha sonra cezalarını Rus Ceza Kanunu'na göre değiştirildiğini aktardı. İlgili üç kişiye de Rus vatandaşlığı dayatıldığını ve cezalarını çekmek üzere Rusya Federasyonu topraklarına sevk edildiğini kaydeden İnsan Hakları Yetkilisi şu açıklamada bulundu: “BM Komitesi, Rusya Federasyonu'nun taraf olduğu Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi uyarınca insan haklarını gerçekten ihlal ettiğini kabul etti. Karara göre; Rusya Federasyonu'nun Ukrayna vatandaşlarını gözaltına alması keyfidir; çünkü bu kişiler, Rusya Federasyonu'nun ceza mevzuatını Kırım'ı kapsayacak şekilde genişletmesinden önce işlenen eylemlerden dolayı mahkûm edildiler.  Ukrayna vatandaşlarının cezalarını çekmek üzere Rusya Federasyonu'na nakledilmesi yasa dışıdır.  Rus vatandaşlığının zorla verilmesi aynı zamanda Ukrayna vatandaşlarının haklarını da ihlal etmektedir ve uyruğa dayalı bir ayrımcılıktır." TARİHİ BİR KARAR Komitenin, bir kişinin uyruğunun o kişinin kimliğinin önemli bir bileşeni olduğuna ve özel hayata keyfi veya hukuka aykırı müdahaleye karşı korumanın, yabancı uyrukluğun zorla dayatılmasına karşı korumayı da içerdiğine inandığını vurgulayan Lubinets, “BM İnsan Hakları Komitesinin vardığı sonucu tarihi bir karar olarak adlandırılabilir. Bu şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Kırım'daki benzer davalarda vereceği yeni kararlar için sağlam bir temel oluşturuluyor. Bu sonuç uluslararası arenada bir emsal teşkil ediyor ve Rusya Federasyonu'nun tüm ihlaller konusunda daha fazla sorumluluk almasına zemin oluşturuyor." dedi.

İşgalci Putin, kaçırılan Ukraynalı çocuklara Rus vatandaşlığı dayatıyor Haber

İşgalci Putin, kaçırılan Ukraynalı çocuklara Rus vatandaşlığı dayatıyor

Rus yetkililer, sözde tahliye bahanesiyle işgal altına aldığı Ukrayna bölgelerinden binlerce çocuğu Rusya’ya kaçırdı. Kremlin yönetimi çeşitli kararlar ve yasaları uygulamaya sokarak Ukrayna’da işlediği savaş suçlarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Rusya Başkanı Vladimir Putin, 4 Ocak 2024 tarihinde “Rusya Federasyonu vatandaşlığına başvurma hakkına sahip belirli yabancı vatandaş ve vatansız kişi kategorilerinin tanımlanmasına dair” başlıklı kararı imzaladı. İlgili karar, yetim ve devlet koruması altında olan Ukrayna vatandaşı çocukların, federal mevzuatın tüm veya bireysel şartlarına bakılmaksızın, Rusya Federasyonu Başkanının kişisel kararıyla Rusya vatandaşlığına geçirilmesini öngörüyor. Karara göre, Ukraynalı çocukların zorla alıkonulduğu Rus kuruluşlarının yöneticileri, çocukların adına Rus vatandaşlığı için başvuruda bulunabilir. RUSYA, UKRAYNALI ÇOCUKLARIN VATANLARINA GERİ DÖNÜŞ YOLUNU KESİYOR Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, bugün yayımladığı yazılı açıklamada, işgalci devlet Rusya’nın kabul ettiği bu kararın Ukrayna mevzuatını ve uluslararası insani hukuk normlarını kaba bir şekilde ihlal ettiğine ayrıca hukuki olarak geçersiz olduğuna dikkat çekilerek, “Rusya Federasyonu tarafından vatandaşlığa ilişkin yeni mevzuatın getirilmesi, kaçırılan Ukraynalı çocukların vatana dönme fırsatından mahrum bırakılmasını amaçlıyor. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, sözde ‘insani koruma’ bahanesiyle Rusya Federasyonu topraklarına zorla götürülen Ukrayna vatandaşı olan tüm çocukların Ukrayna vatandaşı olarak kalmaya devam ettiğini bir kez daha vurguluyor. Ukrayna makamları, onların yasal hak ve özgürlüklerini korumak için mümkün olan her türlü tedbiri almaya devam ediyor.” ifadelerine yer verildi. RUSYA’NIN BU EYLEMLERİ SOYKIRIM NİTELİKLERİNİ TAŞIYOR Söz konusu kararın Rusya’nın, Ukraynalı çocukları kaçırma ve onları zorla asimile etme girişimi gibi Ukrayna'ya karşı işlediği savaş suçlarının bir başka kanıtı olduğunu vurgulayan bakanlık, “Uluslararası Ceza Mahkemesini, Rusya Federasyonu yönetimini, zorla Rus vatandaşlığı vermek de dahil olmak üzere Ukraynalı çocukları bir etnik gruptan diğerine nakletmeye yönelik ve soykırım niteliklerini taşıyan bu eylemlerini dikkate almaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası toplumu, Vladimir Putin'in uluslararası adalet organlarına teslim edilmek üzere tutuklanması için Uluslararası Ceza Mahkemesinin çıkardığı tutuklama emrini bir an önce uygulamaya ve gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.” çağrısında bulundu. RUSYA UKRAYNALI ÇOCUKLARI KAÇIRIYOR! Rus yetkilileri, sözde tahliye bahanesiyle işgal altına aldığı Ukrayna bölgelerinden çocukları ailelerinden kopararak Rusya’ya kaçırıyor. Rusya, işgal altına aldığı Ukrayna bölgelerinden kaçırdığı Ukraynalı çocuklara fiziksel ve psikolojik baskı uyguluyor. Ukrayna’ya iade edilen çocuklar, Rusya’da aşağılandıklarını ve kötü muamele gördüklerini anlatıyor. Ukrayna yönetimi, yaklaşık 20 bin Ukraynalı çocuğunun Rusya tarafından kaçırıldığını resmi olarak teyit edildiğini bildiriyor. Öte yandan Rus tarafı, işgal altındaki Ukrayna topraklarından 700 bin çocuğun kaçırılmasını, sözde tahliye bahanesine sığınarak savunmaya çalışıyor. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDEN PUTİN HAKKINDA YAKALAMA KARARI Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), çocuk kaçırma dahil Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında "savaş suçu" gerekçesiyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.