SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Savaş

QHA - Kırım Haber Ajansı - Savaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Savaş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hakan Fidan: Putin, ateşkesi ve kapsamlı bir barış anlaşmasını kabul etmeye hazır Haber

Hakan Fidan: Putin, ateşkesi ve kapsamlı bir barış anlaşmasını kabul etmeye hazır

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ukrayna ile Rusya'nın eskiye kıyasla barışa daha fazla hazır olduğunu söyleyerek, savaşa ve güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Almanya ziyareti kapsamında Welt am Sonntag gazetesine konuşan Bakan Fidan, savaşın Rusya'da ciddi mali sonuçlar yarattığını vurgulayarak, "Putin de belirli koşullar altında ateşkesi ve kapsamlı bir barış anlaşmasını kabul etmeye hazır. Bu durum Ukrayna tarafına iletildi ve biz de bunun bazı boyutlarına angaje oluyoruz." dedi. "YENİ SALDIRILARI ÖNLEMEK İÇİN TARİHÎ FIRSAT" Fidan, Avrupa ülkeleri tarafından sıklıkla dile getirilen "egemen bir ülkenin güvenlik garantisinin kendisinin kararlaştırması gerektiğine" yönelik söylemleri haklı bulduğunu vurguladı. Bu bağlamda her ülkenin millî güvenliğini koruma hakkına ve yükümlülüğüne sahip olduğunu anımsattığı açıklamasında, barış anlaşmasının yalnızca Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için değil, aynı zamanda Avrupa için kalıcı istikrar sağlamak açısından önemli olduğuna dikkat çekti. Fidan, "Avrupa güvenliğinin nasıl garantiye alınabileceği açısından önerilen anlaşmanın bazı maddelerini daha yakından incelemeliyiz. Bu bağlamda, yeni saldırıları önlemek için tarihi bir fırsat görüyorum." ifadelerini kullandı. Öte yandan barış anlaşmasının kendi güvenlik garantilerinden taviz vermek demek olmadığının altını çizen Dışişleri Bakanı, “Ne Avrupalılar ne de Ruslar bunu yapacaktır, aksine farklı senaryolara yönelik hazırlıklarını sürdürecekler. NATO da bunu yapacak. Zaman, barışın ne kadar sürdürülebileceğini gösterecek. Ancak Rusya da ekonomik ve sosyal açıdan zarar görmektedir ve bir anlaşmadan fayda sağlayacaktır." yorumunda bulundu. ÇIKARLAR İHLÂL EDİLDİĞİNDE TÜRKİYE RUSYA'YA TEPKİ GÖSTERİYOR "Türkiye Rusya'yı tehdit olarak görüyor mu?" sorusu üzerine, Türkiye'nin hiçbir zaman sorun çıkaran bir taraf olmak istemediğini ancak zaman zaman Rusya ile karşı karşıya geldiğini belirten Fidan, Moskova ile diyaloğun hiçbir zaman kesilmediğini, çıkarlar ihlâl edildiğinde Rusya'ya tepki gösterildiğinin altını çizdi. Fidan, komşu ülkelerle sürekli çatışma halinde olmak istemediklerini de sözlerine ekledi. Türkiye'nin Avrupa ile muhtemel senaryoları ve iş bölümünü ele aldığını aktaran Fidan, bu hususta dikkat çektiği 3 hususu şöyle açıkladı: "Birincisi, Avrupa güvenlik yapısı. Bu yapı NATO yapılarına dayanmaktadır ve bence Avrupa devlet ve hükûmet başkanları bunu bu şekilde sürdürmek istemektedir. İkincisi, savunma sanayii. Ukrayna savaşı bu sanayinin zayıf yönlerini ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle, önümüzdeki 10 yıl içinde Avrupa savunma sanayisinin geliştirilmesi için çok büyük bir bütçeden söz ediyoruz. Türkiye bu süreçlere katılmaya çalışıyor. Üçüncüsü ise Amerikalıların Avrupa'nın güvenliğine ilişkin angajmanının geleceği ile ilgili senaryolar hakkında informel tartışmalar var."

Holodomor Soykırımı 92. yılında Başkent Üniversitesinde konuşuldu Haber

Holodomor Soykırımı 92. yılında Başkent Üniversitesinde konuşuldu

Ukrayna’da 1932-33 yıllarında kasıtlı olarak meydana getirilen açlık soykırımı Holodomor, bu sene 92. yılında Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği ve Başkent Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen program ile ele alındı. Başkent Üniversitesi Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu’nda 26 Kasım 2025 tarihinde düzenlenen “Geçmiş ve Bugün: Holodomor ve Rusya'nın Ukrayna'ya Karşı Savaşı" başlıklı panele yoğun katılım oldu. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl ve Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakan Özkardeş’in de katıldığı program; saygı duruşu, İstiklâl Marşı ve Ukrayna millî marşının okunmasıyla başladı. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA DÜNYA, SOVYETLER BİRLİĞİ OLMAK İSTEYEN ÜLKENİN KARŞISINDA DAHA İYİ DURMALI Panelin açılış konuşmalarını Rektör Özkardeş ve Büyükelçi Celâl gerçekleştirdi. Prof. Dr. Özkardeş, Ukrayna’nın yaşadığı hadiselerin dünya tarihinde örneklerinin olduğunu belirtti. Bir asır önce egemenlik ve bağımsızlık mücadelesi veren Türkiye’nin her zaman Ukrayna’nın yanında yer aldığına vurgu yapan Özkardeş, “Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin gözünün topraklarımızda olmasını da istemiyoruz." dedi. Ukrayna’nın, yeniden Sovyetler Birliği olmak isteyen bir ülkeyle karşı karşıya olduğunun altını çizen Özkardeş, bunların karşısında dünyanın daha iyi durması gerektiğini söyledi. Özkardeş, “Elimizin ulaştığı yere kadar Başkent Üniversitesi olarak Ukrayna’nın yanında olmaya devam edeceğiz.” ifadesine yer verdi. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA BİRÇOK ÜLKE HOLODOMOR'U SOYKIRIM OLARAK TANIDI Büyükelçi Celâl sözlerine başta Rektör Özkardeş olmak üzere programın icra edilmesini sağlayan herkese teşekkür ederek başladı. Celâl, 1932-33 yıllarındaki Holodomor’un yalnızca geçmişin acı bir sayfası değil, açlık ve ablukanın siyasi baskı aracı olarak kullanılmasının yol açtığı önemli bir uyarı olduğunun altını çizdi. Birçok dünya ülkesinin Holodomor’u soykırım olarak tanıdığını ve kınadığını belirten Celâl, Holodomor’u ele alırken yalnızca Ukrayna’yı değil, günümüzde yaşanan pek çok insanî felaketin yaşanmaya devam ettiğini hatırlattığını da kaydetti. Celâl, “Bugün Ukrayna yine benzer yöntemlerle yüz yüzedir. Rusya’nın saldırganlığı sonucu kaynaklara erişimin engellenmesi, zorla tehcirler, geçici işgal altındaki bölgelerde sivillere yönelik baskılar ve bunların tümü, geçmişteki totaliter suçların mantığını yeniden ortaya koymaktadır. Bu nedenle, totaliter bir rejim tarafından yapay olarak oluşturulan kıtlıkta milyonlarca vatandaşını kaybetmiş bir ülke olarak Ukrayna, insani koridorların açılması ve ablukaların sivillerin hayatını tehdit etmesini önlemeye yönelik uluslararası çabaları her zaman güçlü şekilde desteklemiştir.” ifadelerini kullandı. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin adil ve kalıcı bir barış için sarf ettiği çabanın takdir edildiğini sözlerine ekleyen Büyükelçi, bu desteklerin önemli olduğunu vurguladı. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA "DÜNYA SESSİZ KALDIĞINDA TRAJEDİLER TEKRAR EDER" “Geçmiş ve bugün bize şunu hatırlatıyor: Dünya sessiz kaldığında trajediler tekrar eder.” diyen Celâl, 1944’te yaşanan Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nı da anımsattı. Büyükelçi Celâl sözlerine son verirken, “Holodomor’un hatırasını yaşatmak yalnızca geçmişe saygı değildir. Bu, sivillerin hayatının siyasi şantaj aracı hâline gelmesine izin vermeme yönünde bugünkü sorumluluğumuzdur. Bu, uluslararası insancıl hukukun önemine ve küresel dayanışmanın güçlendirilmesine yapılan bir çağrıdır.” ifadelerini kullandı. HOLODOMOR VE KAÇIRILAN UKRAİN ÇOCUKLAR Ardından Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Aydıngün’ün moderatörlüğünü üstlendiği panel gerçekleştirildi. Aydıngün, “kasıtlı olarak aç bırakmak” şeklinde tanımlanan Holodomor’un birçok ülke tarafından soykırım olarak tanındığını dile getirdi. Ukrayna’nın çok önemli bir tarım ülkesi olduğunu vurgulayan Aydıngün, o dönemin Sovyet yönetimi tarafından milyonlarca tahılın ihraç edilerek, Ukrayna halkını sunî bir açlığa sürüklediğini söyledi. Panelde ele alınacak konuları sıralayan Aydıngün ayrıca Rusya tarafından kaçırılan Ukraynalı çocukların da programda konuşulacağını belirtti. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA "RUSYA UYGULADIĞI BU İKİ POLİTİKADA UKRAİN KİMLİĞİNİ HEDEF ALIYOR" Çocukların ilk olarak işgal altındaki bölgelerde bulunan yetimhanelerden kaçırıldığını aktaran Aydıngün, Rusya’ya götürülen çocukların kendilerine ait tüm belgelerinin yok edildiğini ve Rus vatandaşı olmaya zorlandığını ifade etti. Bu iki konunun ele alınmasının sebeplerine yer veren Aydıngün, “Bu iki olgu arasındaki ortak nokta ikisinin de Ukrayna halkının bir millet olarak var olmasının engellenmeye çalışılmasıdır. Holodomor bir toplumu açlık yoluyla yok etmeyi hedeflemiştir. Ukrain çocukların kaçırılması da Ukrayna'nın gelecek kuşaklarını Ruslaştırma yoluyla yok etmeyi hedeflemektedir. Rusya uyguladığı bu iki politikada Ukrayna toplumunu hedef alan Ukrain kimliğini silmeye, Ukrayna millî bilincini yok etmeye yönelik politikadır.” dedi. Bunun sadece Ukrayna’nın sorunu olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizen Aydıngün, bunların birer hukuk ihlâli olduğunu sözlerine ekledi. Öğretim Üyesi, “Dolayısıyla bu hepimizi ilgilendiren küresel bir sorundur.” ifadeleriyle hukuk düzeninin sarsılmasının güç siyasetinin yolunu açabileceğini ve savaş riskini beraberinde getirebileceğini vurguladı. ÇIKIŞ YASAĞI AÇLIĞIN KASITLI MEYDANA GETİRİLDİĞİNİ GÖSTERİYOR Kapadokya Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Valeriy Morkva, “Holodomor Soykırımı: Ukrayna’nın Unutulmaz Acısı” başlığıyla yaptığı konuşmasında açlıkla ölümün en büyük işkencelerden biri olduğunu söyledi. Morkva, açlık çeken halkın bulunduğu bölgelerden çıkmasına yasak koyulmasının kasıtlı bir niyetle yapıldığını gösterdiğini ifade etti. Benzer bir açlığın Mao’nun politikaları sonucunda 1950’li yıllarda Çin’de ve 19. yüzyılda İrlanda’da yaşandığını örneklendiren Valeriy Morkva, “Ama Ukrayna’da böyle olmadı. Ne yanlış ekonomik politika ne de doğal sonuçla oldu. Bu kasıtlı bir soykırımdı. 1932’nin ortasından itibaren komünist Rusya rejimi Ukrayna’daki tüm tahılları ve yiyecekleri aldı. Vermeyenlerin daha ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacağı tehdidi yaydılar.” bilgisini verdi. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA EN AZ 3 MİLYON UKRAYNALI HAYATINI KAYBETTİ Bir sene sonra kış mevsimi itibarıyla insanların ölmeye başladığını belirten Morkva, aynı yılın baharında açlıktan ölümün zirvede yaşandığını sözlerine ekledi. Öğretim Üyesi, tahılların sanayileşme için satıldığını söyledi. Morkva bu nedenle en az 3 milyon Ukrayna halkının hayatını kaybettiğini bildirdi. Ayrıca bunun Rusya tarafından inkâr edildiğini dile getiren Morkva, “Bunu yapma sebepleri belliydi: Aç kalan insanın ayaklanması zordur. Çünkü ortada Ruslaştırma politikası vardı.” değerlendirmesini yaptı. Ukraynalı aydınların da kurşuna dizildiğini anımsatan Morkva, “Ukrayna kimliğini yok etmeyi, Ukrayna devletini sildirmeyi günümüzde de sürdürüyorlar.” diyerek Ukrayna-Rusya Savaşı’na işaret etti. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA RUSYA TARAFINDAN KAÇIRILAN UKRAİN ÇOCUKLAR Öte yandan Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aydıngün, “Hepiniz Russunuz: Stratejik Emperyal Demografik Politikanın Çocuk Kurbanları” başlığıyla Rusya tarafından kaçırılan Ukrain çocukları gündeme taşıdı. Aydıngün, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tarihsel yaklaşımını ele alarak konuşmasına başladı. Emperyal demografik politikaya değinen Aydıngün, “Bu kavram Rusya'nın Ukrayna’ya yönelik tarihsel yaklaşımını, ötekini yok etme gibi ‘bize dönüştürme’ projesi olarak anlamayı mümkün kılmaktadır.” dedi. Kaçırılan Ukrain çocukların sayısının belirlenmesinde güçlük yaşandığını kaydeden Aydıngün, Ukrayna verilerine göre 19 bin 546 çocuğun kaçırıldığının belgelendiğini söyledi. Aydıngün, “Rus kaynakları, gönüllü tahliye veya kurtarma süreleri çerçevesinde 744 bin çocuğun Rusya’ya götürüldüğünü iddia etmektedir. Bağımsız uzmanlar ise gerçek sayıların yüz binlerle ifade edilmesi gerektiği ileri sürmektedir. Sayılardaki olağanüstü fark, savaş koşullarının yarattığı ortam nedeniyle doğru verilen toplanamaması Rusya'nın sistematik kayıp manipülasyonu ve çocukların kimlik bilgilendirilmesi nedeniyle daha da derinleşmektedir.” yorumunda bulundu. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA UKRAİNCE KONUŞMALARI YASAKLANIYOR Çocukların toplu bir şekilde yetimhanelerden götürüldüğüne ya da ailelerinin tamamen ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Aydıngün, aynı zamanda kaçırılan çocukların ana dili olan Ukrainceyi konuşmalarının da yasaklandığını aktardı. Aydıngün ayrıca Rusya’nın çocukları kaçırma gibi insanlık suçuna “gönüllü tahliye veya kurtarma” olarak, “Rus vatandaşlığının ise kimlik sildirme değil, vatandaşlık fırsatı sunma” gibi gerekçelerle kılıf geçirdiğinin altını çizdi. Öğretim Üyesi, “Bu çerçeve Rusya'nın saldırgan değil, koruyucu bir aktör olduğunu ima eden taktiğidir.” cümlelerini sarf etti. "ÇOCUK KAÇIRMALARI RUS NÜFUSUNUN NİTELİKSEL GÜÇLENDİRİLMESİNİ AMACINI TAŞIYOR" Aydıngün konuşmasını, “2014’ten itibaren Rusya'nın Ukrayna'da işgal ettiği bölgelerde kamusal alanlar silinmiştir. Eğitimde Rusya yanlısı müfredatlar dayatılmıştır. Ukrayna tarihi taşıyan referanslar kaldırılmıştır. Ukrayna sadakat potansiyeli taşıyan çocuklar özellikle hedef alınmıştır. Bu nedenle çocukların kaçırmaları hem gelecek kuşakların sayı olarak azaltılması hem de Rus nüfusunun niteliksel olarak güçlendirilmesi amacını taşımaktadır.” ifadeleriyle sürdürdü. Aydıngün, konuşmasının sonunda Mart 2023’te çocuk kaçırma suçundan dolayı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevena hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yakalama kararı çıkarıldığını anımsattı. PROGRAMIN SONUNDA PLAKET TAKDİMİ YAPILDI Panelin sonunda katılımcılar tarafından sorular soruldu. Program, panelistlere plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA Fotoğraf: Elif Başak Boyacı/QHA

20 Kasım Dünya Çocuk Günü’nde Ukrayna’nın acı bilançosu: Rus saldırılarında yüzlerce çocuk hayatını kaybetti Haber

20 Kasım Dünya Çocuk Günü’nde Ukrayna’nın acı bilançosu: Rus saldırılarında yüzlerce çocuk hayatını kaybetti

Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna'ya karşı başlattığı topyekûn işgal girişimi, Ukrayna topraklarında sivillere, özellikle de çocuklara yönelik katliamlarla sürüyor. Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Günü kapsamında Ukrayna, savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisine dikkat çeken acı bir tablo paylaştı. Ukrayna Acil Durumlar Servisi sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, 24 Şubat 2022’den bu yana Rus saldırılarda en az 669 Ukraynalı çocuğun hayatını kaybettiğini, 2 binden fazla çocuğun yaralandığını bildirdi. Açıklamada, bu kayıpların yalnızca istatistik olmadığının altı çizilerek şu ifadeler kullanıldı: Bu rakamlar sadece sayı değil. Bunlar yıkılmış ailelerdir. Bunlar, anne babalarının hafızasında sonsuza dek yaşayacak isimlerdir. Her gün çocukların yaşam hakkını, güvenli bir çocukluk sürme hakkını korumak için mücadele ettiklerinin altı çizelen açıklamada, "Her gün onların hayatta kalması için savaşıyoruz. Hava saldırısı kaygısının olmadığı mutlu bir çocukluk için. Hiç kimsenin çalamayacağı aydınlık bir gelecek için. Anneler, babalar, askerler, gönüllüler, doktorlar, kurtarma ekipleri… Hepimiz, tek bir halk olarak çocuklarımız ile bu topraklara çöken karanlığın arasında duruyoruz." denildi. GERÇEK SAYILAR DAHA FAZLA Bununla birlikte Ukraynalı yetkililer, çatışmaların ve Rus işgalinin devam ettiği bölgelerdeki verilere ulaşılamaması sebebiyle savaş nedeniyle zarar gören çocukların sayısının açıklanan sayıdan çok daha fazla olduğuna dikkat çekiyor.

Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı: Rusya için Kırım, imparatorluk hırslarının kaynağıdır Haber

Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı: Rusya için Kırım, imparatorluk hırslarının kaynağıdır

Kırım Platformu çerçevesinde düzenlenen "Küresel Kırım: Ukrayna'yı Güney Üzerinden Anlamak" (Crimea Global. Understanding Ukraine through the South) başlıklı uluslararası konferansın üçüncüsü bugün Kıyiv’de başladı. Ukrayna'nın uluslararası alandaki konumunu güçlendirmeyi hedefleyen ululslararası konferans bu sene 17-18 Kasım tarihleri arasında “Tutunmak, Ses Yükseltmek” sloganıyla düzenleniyor. Ukrayna ile Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki bağları güçlendirmeye odaklanan konferansta, ortak küresel güvenlik sorunları ve Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının sonuçları ele alınıyor. Konferansta konuşma yapan Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Serhiy Kıslıtsa, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın açık bir neokolonyal saldırı olduğunu belirterek, Kremlin’in Ukraynalıları “hayali imparatorluğu yeniden kurmak için bir kaynak” olarak gördüğünü dile getirdi. Uluslararası konuklara hitap eden Bakan Yardımcısı, Rus işgalinin ağır sonuçlar doğurduğuna dikkat çekerek, işgal edilen bölgelerde Ukrayna okullarının kapatıldığını, ciddi çevre felaketlerinin yaşandığını, kültürel varlıkların yasa dışı olarak Rusya’ya taşındığını ve kitlesel insan hakları ihlâllerinin sürdüğünü vurguladı. Kıslıtsa, Rusya’nın Kırım’a yönelik yaklaşımını ise şu sözlerle özetledi: Rusya için Kırım bir kaynaktır. İmparatorluk hırsları, Karadeniz ve Akdeniz’de askeri güç gösterisi, yeni toprakları ele geçirme arzusu ve 19. yüzyıl dünyasına geri dönme girişimlerinin kaynağı... Bu anlayışta devletin büyüklüğü vatandaşların refahıyla ya da teknolojik gelişmeyle değil, nükleer silahlarla ve diğer halkları boyunduruk altına alma kabiliyetiyle ölçülüyor. Bununla birlikte Kıslıtsa, ABD Başkanı Donald Trump dahil uluslararası ortakların barış için gösterdiği çabalara rağmen Rusya’nın hâlâ uzlaşmaya hazır olmadığına dikkat çekti.

Valeriy Zalujnıy: Rusya, diplomasiyi savaşın devamı olarak görüyor Haber

Valeriy Zalujnıy: Rusya, diplomasiyi savaşın devamı olarak görüyor

Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin bir önceki Başkomutanı, Ukrayna'nın Londra Büyükelçisi Valeriy Zalujnıy, Kremlin'in diplomasiyi askerî eylemlerin devamı olarak gördüğünü ve müzakereleri zaman kazanmak için kullandığını ifade etti. New York Post’ta yayımlanan “Sözler De Bir Silahtır” başlıklı makalesinde Zalujnıy, Rusya’nın diplomasi anlayışının “diyalog değil, savaşın doğal uzantısı” olduğunu belirtti. “Ukrayna varlığını savunurken, diplomasiyi diyalog olarak değil, askerî eylemlerinin doğal bir uzantısı olarak gören bir rakiple karşı karşıyayız. Rus müzakereciler, generaller gibi davranıyor: Yormak, kafa karıştırmak ve bölmek için savaşıyorlar. Amaçları barış değil, zaman kazanmak, anlaşarak uzlaşma değil, aldatma yoluyla fetih.” ifadelerini kullanan Zalujnıy, Batılı ülkelere “erken barış” baskısına karşı dikkatli olmaları çağrısında bulundu. Büyükelçi, “Rus füzeleri sivilleri öldürürken belgeler imzalayarak gerçek barışa ulaşılamaz. Bunun için zaman, güç ve kiminle uğraştığımıza dair net bir anlayışa ihtiyacımız var." dedi. Modern Rus diplomasisini, anlaşmaya varmak yerine manipülasyona yönelik tasarlanmış Sovyet müzakere sistemine benzeten Zalujnıy, SSCB'nin 28 yıl kesintisiz dışişleri bakanlığını yapan Andrey Gromıko ile günümüz Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’u karşılaştırarak, her ikisinin de “gerçeği bulandırma ve zamanı uzatma” taktiklerini kullandığını belirterek, “Lavrov, tıpkı Gromıko gibi, diplomasiyi bir tiyatroya dönüştürdü; gerçeği gizleyen, sorumluluğu erteleyen bir sahne.” dedi. Zalujnıy, ülkesinin diplomatlarını da askerler kadar hazırlıklı yetiştirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Rusya’nın tempoyu belirlemesine izin veremeyiz. Görevimiz, Moskova’nın yalanlarını ifşa etmek, onlara uyum sağlamak değil.” ifadelerini kullandı. Rusya Dışişleri Bakanlığını “Kremlin’in askerî mekanizmasının uzantısı” olarak nitelendiren Büyükelçi, “Rus elçiler, sahada sivilleri hedef alan ordularını gizlemek için diplomasi maskesi takıyor.” dedi. “Ukrayna barışı reddetmiyor” diye vurgulayan Zalujnıy. “Biz, barış kisvesi altındaki teslimiyeti reddediyoruz. Gerçek barış, toprak bütünlüğümüzün yeniden sağlanması, savaş suçlularının yargılanması ve hiçbir saldırganın bir daha Moskova'dan Avrupa'yı tehdit edemeyeceği garantisiyle mümkündür.” ifadelerini kullandı.

Ukrayna’dan dijital savaş hamlesi: “Army of Drones” sistemiyle Rusya’ya nokta atışı Haber

Ukrayna’dan dijital savaş hamlesi: “Army of Drones” sistemiyle Rusya’ya nokta atışı

İşgalci Rusya'nın 24 Şubat 2022'den bu yana sürdürdüğü tam kapsamlı savaşta savunmasız sivilleri ve kritik altyapı tesislerini hedef alırken, Ukrayna geliştirdiği yeni bir dijital sistemle Rus birliklerine meydan okuyor. "Army of Drones: Bonus" (İHA Ordusu: Ödül Sistemi) adı verilen sistem ile Ukraynalı askerler öldürdürdükleri her işgalci Rus asker veya imha edilen her ekipmandan puan kazanabiliyor. Böylelikle kazanılan puanlar savunma sanayisine katkı sağlıyor. CEPHEDEKİ UKRAYNILARIN YÜZDE 90'I KULLANIYOR Geçen sene Ukrayna Dijital Dönüşüm Bakanı olarak görev yapan Ukrayna Başbakan Yardımcısı Mıhaylo Federov'un öncülüğünde başlatılan bu uygulamayı cephedeki Ukraynalı askerlerin yüzde 90'ı kullanıyor. Konuyla ilgili olarak Gaurdian'a açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımıcısı Federov, bu sistemin Ukraynalı birlikler arasında viral hale geldiğini, bunun hava savunma operasyonlarını geliştirdiğini belirtti. Federov, "Tüm savunma güçleri bunu biliyor ve bu insansız hava araçlarını, elektronik harp sistemlerini ve savaşta kendilerine yardımcı olacak diğer şeyleri elde etmek için puanlar için rekabet yaşanıyor. Ne kadar çok piyade öldürürseniz, o kadar çok insansız hava aracıyla daha fazla piyade öldürebiliyorsunuz. Bu, bir tür kendi kendini besleyen bir döngü haline geliyor." ifadelerini kullandı. YARIŞMA SAYESİNDE SADECE EYLÜL AYINDA 18 BİN ASKER ÖLDÜ VEYA YARALANDI Ayrıca Federov, insansız hava aracı (İHA) takımlarının bu sistem sayesinde eylül ayında 18 bin Rus askerini öldürdüğünü veya yaraladığını kaydetti. Fderov şu anda 400 İHA'nın yarışma kapsamında kullanıldığını da sözlerine ekledi. Yarışma kapsamında vuruş yapan askerler, 100'den fazla farklı İHA, otonom araç ve diğer İHA savaş malzemeleriyle dolu "Amazon-for-war" adlı çevrim içi mağaza Brave1'de daha fazla silah satın almak için kullanabilecekleri puanlarla ödüllendiriyor. Oyunla ilgili olarak Uber hedeflemesi adını verdiklerini sisteme işaret eden Federov, "Temelde bir taksi için Uber haritasına kendinizi bırakır gibi haritaya bir işaretçi bırakıyorsunuz, ancak taksi yerine başka bir birimden gelen bir İHA hedefi vuruyor." bilgisini verdi. Ukrayna'nın dört yıldır savaş içinde olduğunu belirten Ukraynalı yetkili, artık duyguya yer olmadığını, işgalci askerleri öldürmedikleri takdirde sivillerin hedef alınma ve kentin işgal edilme ihtimali olduğunun altını çizdi. Öte yandan Ukraynalı Komutan Yuriy Fedorenko ise "Öncelikle görevimizi yerine getirmeliyiz, çünkü bu bir savaş. Puan peşinde koşmak değil, yapmamız gereken bu." dedi.

Trump, Tomahawk füzelerinin tedarikini rafa mı kaldırdı? Haber

Trump, Tomahawk füzelerinin tedarikini rafa mı kaldırdı?

ABD Başkanı Donald Trump, Rus saldırıları altındaki Ukrayna'ya tedarik edilmesi planlanan Tomahawk füzeleri hakkında yeni bir açıklamada bulundu. One Air Force uçağında gazetecilerin sorularına yanıt veren Trump, Ukrayna'ya Tomahawk füzesinin sevkiyatını henüz düşünmediğini söyledi. "ŞU ANDA DÜŞÜNMÜYORUM" Daha önceki açıklamalarında Ukrayna'nın talebi üzerine Tomahawk tedarik edileceği yönünde taahhütte bulunan Trump, gazetecinin bunu düşünüp düşünmediğine ilişkin sorusuna, "Hayır, aslında değil. Şu anda düşünmüyorum." yanıtını verdi. Beyaz Saray Youtube kanalının basın mensuplarına dayandırdığı habere göre Trump, bunun gelecek günlerde değişebileceğini de sözlerine ekledi. "PUTİN İÇİN ZORLU BİR SAVAŞ OLDU" Savaş suçlusu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'daki savaşı sona erdirmeyi düşünmediği için ABD'nin Rusya'ya daha fazla baskı yapması konusunda bardağı taşıran son damlanın ne olacağı soruldu. Trump, "Bardağı taşıran son damla yok. Bazen her şeyin kendi kendine bitmesini beklemek gerekir ve onlar da bitiyor. Putin için zorlu bir savaş oldu, çok sayıda asker kaybetti, belki bir milyon. Ukrayna için de zor oldu. İkisi için de zor oldu." ifadelerini kullandı. Öte yandan dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna yararına kullanılmasının da Avrupa'nın meselesi olduğunu vurgulayan Trump, "Sanırım Avrupa ve Rusya görüşüyor. Ben bu görüşmelere dahil değilim." dedi. TRUMP, SÖZDE TEDARİK TAAHHÜTÜNÜ YENİDEN ASKIYA ALDI Ukrayna-Rusya Savaşı hususunda sıklıkla tutumunu değiştiren veya Ukrayna'nın lehine kazanılacak sonuçların yolunu rafa kaldıran Trump, daha nce yeşil ışık yaktığı Tomahawk füzelerinin sevkiyatını da erteledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.