SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sergi

QHA - Kırım Haber Ajansı - Sergi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sergi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Vakfı Tarih ve Kültür Konferansları “Bir Zamanlar Dobruca” ile başladı Haber

Kırım Vakfı Tarih ve Kültür Konferansları “Bir Zamanlar Dobruca” ile başladı

Dilara Dilşah KAYA / QHA ANKARA  “Kırım Vakfı Tarih ve Kültür Konferansları” 2024-2025 sezonu, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı ve Yurtdışı Türkler ve Akrabalar Toplulukları Başkanlığı (YTB) birlikteliği ile düzenlenen programla başladı. Yeni dönemin ilk etkinliği "Bir Zamanlar Dobruca" kitabının yazarlarından olan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Öğretim Üyesi Dr. Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu tarafından verilen konferansla gerçekleşti. Dr. Ahmet İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi bünyesinde bulunan Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi'nde, 2 Kasım 2024 tarihinde saat 14.00'te başlayan programda kitap tanıtımı ve fotoğraf sergisi düzenlendi. Etkinliğe; Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Litvanya'nın Ankara Büyükelçisi Ricardas Degutis, İYİ Parti Ankara Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kürşad Zorlu, YTB Başkan Yardımcısı Murat Kazancı, Gölbaşı Kaymakamı Erol Rüstemoğlu, Polonya'nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Maciej Lang, Romanya'nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Alina Huszar, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Tatar Teşkilatı Platformu Başkanı Ümit Şilit, Dünya Uygur Kurultayı Genel Sekreteri Prof. Dr. Erkin Emet, Dünya Ahıska Birliği Ankara temsilcileri, Kafkas Derneği Federasyonu temsilcileri, Kazan Tatarları Derneği temsilcileri ve çok sayıda akademisyen katılım sağladı. FOTOĞRAF SERGİSİ AÇILDI Konferans öncesinde kitapta yer alan fotoğraflardan 30 tanesi, fotoğraf sergisinde katılımcıların ilgisine sunuldu. Sergi açılışında Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay konuşma gerçekleştirdi. 1783 yılında Kırım Hanlığı'nın işgal edilmesinin ardından kitlesel göçlerin oluştuğunu ifade eden Kalkay, Kırım Tatarlarının birçok yere göçtüğünü ve bu yerlerden birinin de Romanya’nın Dobruca bölgesi olduğunu aktardı. Bu nedenle bu kitabın tanıtımının Kırım Tatarları için ayrı bir önemi olduğunu ifade etti. Fotoğraf sergisinde kitabın yazarlarından olan Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu da bir konuşma yaptı. Serginin daha önce Romanya’da da gerçekleştirildiğini belirten Bezikoğlu, aynı serginin Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay’ın inisiyatifiyle bugün Türkiye’de de düzenlendiğini ifade etti. Bezikoğlu, sergideki fotoğrafların ise Kırım Millî Merkezi Arşivi sayesinde günümüze kadar geldiğini ve özel arşivlerden alınmaları nedeniyle ilk defa gün yüzüne çıktığını vurguladı. ETKİNLİK, KATILIMCILARIN KONUŞMALARIYLA DEVAM ETTİ Etkinlik, açılış konuşmalarıyla devam etti. Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, İYİ Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Kürşad Zorlu, YTB Başkan Yardımcısı Murat Kazancı ve Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar tarafından konuşma gerçekleştirildi. İlk konuşma Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay tarafından yapıldı. Kalkay, Kırım Tatarlarının Kırım’ın Ruslar tarafından işgal edilmesinin ardından dünyanın birçok yerine dağıldığını belirtti. Özellikle diasporanın ülkeler arası oluşturduğu bağlara da dikkat çekti. Ayrıca Romanya’daki Kırım Tatarları tarafından çıkartılan Emel Dergisi'nden de bahseden Kalkay, bu derginin Kırım Tatar aydınlanmasının öncülerinden olan İsmail Bey Gaspıralı’nın çıkarmış olduğu Tercüman gazetesinin farklı bir versiyonu olma niteliği taşıdığını da kaydetti. KIRIMOĞLU’NUN HAYATINI KONU ALAN KİTAP YOLDA! Açılış konuşmasında YTB Başkan Yardımcısı Murat Kazancı, YTB olarak Türk soyluların kültürel miraslarını korumalarına, millî kimliklerini yaşatmalarına ve bunları gelecek kuşaklara aktarmalarına katkı sağlayan bu tür projeleri desteklediklerini belirtti. Murat Kazancı ayrıca, “Geçmişe yön veren olayların, süreçlerin ve kişilerin kayıt altına alınarak bugün eve geleceğe taşındığı bu eserleri, kardeş topluluklarımızla neden güçlü bağlarımıza sahip olduğumuzun önemli bir göstergesi olarak görüyoruz.” diyerek eserin Türk dünyası için önemine değindi. Aynı zamanda YTB Başkan Yardımcısı yeni bir projenin de müjdesini verdi. Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatını ve mücadelesini anlatan bir çalışmanın hayata geçirileceği haberini paylaştı. "BU TEKERRÜRLERİN NEDENİ KÖTÜLÜĞÜN KÖKÜNÜN MAALESEF CEZALANDIRILMAMIŞ OLMASI" Ukrayna Büyükelçisi Vasıl Bodnar, etkinlikte konuşma yaptı. “Bir Zamanlar Dobruca” adlı eserin yayımlanmasının Kırım Tatar halkı için çok önemli bir faaliyet olduğunu söyleyen Büyükelçi Bodnar, kitapların süre gelen kültürel devamlılığın bir garantisi olduğunu vurguladı. Büyükelçi Bodnar ayrıca, çeşitli ülkelerdeki Kırım Tatar diasporaları hakkında yayımlanan çalışmalara değindi. Kırım Tatarlarının barış içerisinde yaşama isteğinin Kırım topraklarına Rusların gelmesiyle bu isteklerinden mahrum kaldıklarını vurguladı. Sözlerine “Ruslar Kırım'a 200 yıl önce geldiğinde de aynı şey yaşanmıştı değil mi?” ifadeleriyle devam eden Bodnar, Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgaline de değinerek “Bugün Ukrayna'ya savaş ve silahla geldiklerinde de yine aynı şey yaşandı. Bu tekerrürlerin nedeni kötülüğün kökünün maalesef cezalandırılmamış olması.” cümlesiyle konuşmasını sonlandırdı. MİLLETVEKİLİ KÜRŞAD ZORLU DA KONUŞMA GERÇEKLEŞTİRDİ Etkinliğe katılım sağlayan isimlerden olan İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu da etkinlik açılışında konuştu. Konuşmasında Kırım’ın Türk milletinin büyük bir kaygısı olduğunu belirten Zorlu, 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesiyle Kırım Tatarlarının sürgününün devam ettiğini vurguladı. Zorlu, “Eğer o gün dünya bu sürgünün ardından yaşanan bu yasa dışı ilhaka karşı çıkmış olsaydı, bugün belki Ukrayna'daki bu savaş yaşanmamış olacaktı.” ifadelerini kullanarak Ukrayna topraklarında süregelen savaşa da değindi. Türkiye’nin daima Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün yanında olduğunu vurgulayan Zorlu, savaşın kısa süre içerisinde sonlanması dileğinde bulundu. Zorlu, son olarak konuşmasında Kırım Türklüğünün tekrardan Kırım’da yaşamaya devam etmesini umduğunu kaydetti. KİTABIN YAZARLARINDAN FİLİZ TUTKU AYDIN BEZİKOĞLU, TANITIMI YAPILAN KİTAP HAKKINDA KONUŞTU Katılımcıların konuşmasının ardından “Bir Zamanlar Dobruca” adlı kitabın yazarlarından olan Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu kitabın tanıtımını yaptı. Dobruca’nın bir zamanlar küçük Tataristan, Küçük Kırım olarak anıldığından bahseden Bezikoğlu, Dobruca’nın Kırım Tatar kültürünün günümüze dek sürmesinde ve aktarılmasında çok önemli bir yeri olduğunu ifade etti. Bezikoğlu, konuşmasının başında Kırım Tatarlarının millî lideri Kırımoğlu’nun “Nereyi kaybedersek kaybedelim, Türkiye’yi kaybetmeyelim. Çünkü Türkiye tek sığınağımız.” ifadesine yer verdi. Bezikoğlu; kitapta ele alınmış olan Kırım Tatarları tarafından oluşturulan derneklerin, vakıfların, Emel ve Tercüman gibi dergilerin Kırım Tatarlarının etnik bir halk olmaktan çok millî bir kimlik, bir millet oluşumuna hizmet ettiğini aktardı. Nitekim Kırım Tatar diasporalarının bu oluşumlardaki rolünü ele alan Bezikoğlu ayrıca, “Diasporada da milliyetçilik en az ana vatanda olduğu kadar güçlü olabiliyor.” değerlendirmesinde bulundu. Zamanında Romanya devletinin Kırım Tatarları için özgürlük ortamı yarattığı söyleyen Bezikoğlu, Romanya’da gelişen Kırım Tatar diasporası ve bu diasporaların faaliyetlerinden de bahsederek, Cafer Seyit Ahmet, Müstecip Ülküsal, Mehmet Niyazi, Selim Abdülhakim ve İbrahim Temo gibi tarihe geçmiş Kırım Tatarlarının bu diasporadaki rollerine ve önemli çalışmalarına değindi. Eserinin kapağında yer alan Kırım Halk Şairi Mehmet Niyazi Anıtın'a ayrıca değinen Bezikoğlu, bu anıtın ve resmin önemini “Bu resim bizim için çok önemli çünkü hareketin böyle sadece bir millet bir azınlık hareketi olmaktansa bir diasporik bir hareket olduğunu görüyoruz.” ifadeleriyle açıkladı. Bezikoğlu, Dobruca’nın Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarlarının kültürel kimliklerini ve varlıklarını korumalarının bir yolu olduğunu da belirtti. “Dobruca bizi Kırım’a bağlayan bir bağ” ifadelerini kullanan Bezikoğlu, Dobruca vasıtasıyla Kırım Tatar kültürünün Türkiye’ye getirildiğini kaydetti. Bezikoğlu, konuşmasını kitabın çıkarılmasında emeği geçen herkese teşekkürlerini sunarak sonlandırdı. Ayrıca Bezikoğlu, etkinlik sonunda tanıtımı yapılan kitabı katılımcılar için imzaladı. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı tarafından düzenlenen “Kırım Vakfı Tarih ve Kültür Konferansları”, bu dönemde her ayın ilk cumartesi günü gerçekleştirilecek.

Büyük Bozkır Eserleri sergisi Paris'te sergilenecek Haber

Büyük Bozkır Eserleri sergisi Paris'te sergilenecek

Fransa'nın başkenti Paris'teki Guimet Ulusal Asya Sanatları Müzesi, "Kazakistan: Kazak Ulusal Müzesi ve Azret Sultan Devlet Tarih ve Kültür Rezervi Müzesi" koleksiyonunda yer alan “Kazakistan: Büyük Bozkırın Hazineleri” sergisine ev sahipliği yapacak. Sergi, 6 Kasım 2024 tarihinden 24 Mart 2025 tarihine kadar ziyaretçilere açık olacak. AMAÇ KAZAKİSTAN TARİHİNİ VE KÜLTÜRÜNÜ TANITMAK Sergi; Avrupa ve Fransız kamuoyuna Kazakistan tarihini ve zengin kültürel mirasını göstermeyi ve Kazak kültürel kodunun sürekliliği ile benzersizliğini vurgulamayı amaçlıyor. Kazakistan Kültür ve Enformasyon Bakanlığı, sergiyle ilgili olarak şu açıklamada bulundu: Kazakistan, Avrupa ülkeleriyle kültürel-insani iş birliğinin geliştirilmesine özel önem veriyor. Tarihi ve kültürel mirasın popülerleştirilmesi, önemli etkileşim alanlarından biridir. Kazakistan'ın tarihi mirasının, Kazakistan'ın çeşitli kültürel eserleri de dahil olmak üzere Avrupa'nın en büyük Asya sanatı koleksiyonunu barındıran Asya Sanatları Müzesi'nde sergilenmesi, sanat dünyasında önemli bir etkinlik haline gelecektir. Verilen bilgilere göre sergi şu beş bölümden oluşacak: Tobol Düşünürü, Botai Kültürü ve Atın Evcilleştirilmesi;  Altın Adam. İlk Saka devletlerinin ortaya çıkışı; Taş Heykeller. Türk hegemonyası döneminde Ortaçağ Kazakistan'ı; Hoca Ahmet Yesevi Türbesinden Lambalar. İslam'ın Gelişimi; Kazıbek Biy'in Çapan'ı. Kazak Hanlığı ve modern Kazakistan'ın ortaya çıkışı.

Estonya Parlamentosunda Haber

Estonya Parlamentosunda "Kırım İçin" sergisi

Estonya Parlamentosunda (Riigikogu) “Kırım İçin” (Qırım İçün) başlıklı sergi açıldı. Sergi Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü vesilesiyle Estonya Parlamentosuna Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasını öngören karar tasarısının sunulması bağlamında gerçekleştiriliyor. Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Temsilciliğinden yapılan açıklamada, serginin Estonya Parlamentosu Başkanı Lauri Hussar, Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson ve Ukrayna'nın Estonya Büyükelçisi Maksım Kononenko'nun katılımıyla gerçekleştiği aktarıldı. Çevrim içi olarak katılımcılara hitap eden Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva, Kırım Tatar Sürgünü’nün soykırım olarak kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Halkınız Rusların suçlarını asla kabul etmeyeceğini kendi deneyimlerinden biliyor. Tıpkı 1940'larda Baltık ülkelerinin işgalini tanımadıkları, Kırım Tatarlarının toplu sürgününü soykırım olarak tanımadıkları gibi... Bugün de Ruslar Ukrayna'nın işgal altındaki topraklarında işledikleri suçları kabul etmiyor. Eğer uluslararası toplum bu korkunç suçlar hakkında sesini çıkarmazsa, olayları gerçek isimleriyle anmazsa, affederse ve Rusların geçmişteki keyfiliklerine göz yumarsa, o zaman bu suçlar defalarca tekrarlanacaktır.” şeklinde konuştu. “KIRIM İÇİN” SERGİSİ Kırım Tatar halkının trajik geçmişine dikkat çekmek, Rusya’nın Ukrayna'nın yerli halklarına karşı işlediği suçları gündeme getirmek amacıyla düzenlenen sergide Kırım Tatar seramik ustası Rüstem Skibin, Kırım Tatar ressam Rüstem Eminov ve Asan Baraş, Ukraynalı ressam Anton Logunov’un eserleri sergileniyor. Sanat eserleri yanı sıra sergide Kırım’dan getirilen Kırım Tatarlarına ait geleneksel ev eşyaları, kıyafetler ve 18. yüzyıla ait bir Kur'an-ı Kerim sergileniyor. Ayrıca sergi çerçevesinde savaş konulu bir enstalasyon, Kırım Tatar askerlerin portreleri ve onların hikayeleri ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. ESTONYA KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIMAYA HAZIRLANIYOR Estonya Parlamentosu (Riigikogu) Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson, 54 milletvekili adına, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasını öngören karar tasarısını 8 Ekim 2024 tarihinde parlamentoya sundu.

Haber

"Daima Bekleyeceğim Balam" başlıklı fotoğraf sergisi ve konferansı İstanbul'da yapıldı

Rus işgali altındaki Kırım’da haksız yere tutuklanan Kırım Tatar siyasî tutsaklara dikkat çekmek için çeşitli çalışmalar yapan Emel Kırım Vakfı tarafından tertip edilen “Daima Bekleyeceğim Balam” başlıklı fotoğraf sergisi ve konferans etkinliği İstanbul’da düzenlendi. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının Genel Merkezi’nde 5 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşen programda “Daima Bekleyeceğim Balam” başlıklı fotoğraf sergisi aracılığıyla oğulları Rusya tarafından haksız yere alıkonulan Kırım Tatar siyasî tutsakların annelerinin hikâyeleri anlatıldı. Ayrıca yapılan konferansta Kırım’daki insan hakları ihlalleri ve Kırım Tatar siyasî tutsakların durumu ele alındı. Konferansa; yakın zamanda Rus esaretinden kurtulan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal, KTMM Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, Ukrayna ZMINA İnsan Hakları Merkezi Proje Yöneticisi Victoria Nesterenko ile Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadırov konuşmacı olarak katıldı. Etkinlik saygı duruşu ve İstiklâl Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy konuşma yaptı. Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı işgal ettikten sonra Kırım Tatarlarına baskı uygulamaya başladığını belirten Nedilskıy, Putin rejiminin Kırım Tatar halkına yönelik baskısının, Rusya'nın 2022 yılında Ukrayna'ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlatmasından sonra daha da derinleştiğine dikkat çekti. 80 yıl öncesinde olduğu gibi Kırım Tatar halkının yine Rus işgali altındaki Kırım’da etnik kökene dayalı siyasî zulüm ve baskılara maruz kalmaya devam ettiğini belirten Başkonsolos, şu ifadeleri kullandı: Kremlin'in yeni suçları ancak geçen yüzyılın suçlarının faillerinin hiçbir zaman adalet önüne çıkarılmaması nedeniyle mümkün oldu. Cezasızlık duygusu Kremlin'i en korkunç zulmü tekrarlamaya teşvik etmiş ve etmeye devam ediyor. Bu kısır döngü ancak Ukrayna'ya Rus saldırganlığını yenmek, Ukrayna topraklarını işgalden kurtarmak ve suçluları adalete teslim etmek için ihtiyaç duyduğu tüm desteğin sağlanmasıyla kırılabilir. Uluslararası toplumu, uluslararası hukukun temel ilkelerine uymasını ve geçici işgal altında bulunan Ukrayna topraklarındaki insan hakları ihlallerini durdurmasını sağlamak, ayrıca tüm siyasî tutsakları serbest bırakmaya zorlamak için Rusya'ya uygulanan baskıyı artırmaya çağırıyoruz. Kırım Tatarlarının özgürce kendi topraklarına dönebilmeleri için Rusya'nın savaş suçlarına ve korkunç baskılarına son vermeliyiz. Rus işgalinden arınmış bir Ukrayna'ya ait Kırım'da, yerli Kırım Tatar halkı geleceğe, güvenliğe, kalkınma ve refah fırsatlarına sahip olacaktır. Kırım Ukrayna'dır. KTMM Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, “Kırım’da birçok acı ve keder yaşanıyor. Kırım on buçuk yıldır işgal altında. Aslında Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2022 değil 2014 yılında başladı. Elbette ki bu işgalin ilk mağdurları Kırım Tatarları oldu. Kırım işgal edilir edilmez Kırım Tatar Milli Meclisi yasaklandı, Kırım Tatar aktivistlere baskı uygulanmaya, insanlarımız kaçırılmaya, hapse atılmaya başladı. Ukrayna Cumhurbaşkanlığının Kırım Temsilciliğinin verilerine göre halihazırda Kırım’da 218 kişi yasa dışı olarak alıkonuldu. Bunlardan 132’si Kırım Tatarıdır. Ve bu siyasî tutsakların 214 tanesinin henüz 18 yaşını doldurmayan çocukları babasız büyüyor. Biz Emel Kırım Vakfı olarak Kırım davasını tüm dünyaya duyurmaya çalışıyoruz. Kırım işgal edildikten sonra insanlarımıza baskı uygulanmaya başladı. Zalim Putin dünya konjonktürü el verseydi elbette Kırım Türklerini, ilham aldığı atası Stalin gibi topyekûn olarak Kırım'ı sürgün etmekte bir an bile tereddüt etmezdi. Ama bunu yapmaya konjonktür el vermedi. Bunun yerine ince ince işkenceler yaparak, hapse atarak, korkutarak insanlarınızı Kırım’dan kaçırmaya, Kırım’ı Türklerden arındırmaya çalışıyor.” dedi. Çok kötü şartlar altında Rus hapishanelerinde alıkonulan Kırımlı siyasî tutsakları yalnız bırakmamak için Emel Kırım Vakfının mektup kampanyası başlattığını hatırlatan Karatay, “Siyasî tutsaklara mektup yazarak yalnızlıklarını paylaşın. Aynı zamanda bu mektup kampanyası sergide resimlerde gördüğünüz anneler için de büyük umut oldu. Çünkü onlar yalnız olmadıklarını görüyor, ‘Bizi düşünen, bizim için endişelenen, derdimizi dünyaya duyurmaya çalışan soydaşlarımız’ var diye düşünüyor.” ifadelerini kullandı. Kırım’ın Rus işgalinden kurtarılması gerektiğini vurgulayan Karatay, “Şunu herkes anlamalı ki, Türk dünyasının, Kırım’ın bir geleceği olacaksa Rusya bu savaşı kaybetmek mucburiyetinde. Rusya bu savaştan galip çıkarsa Türk dünyası dediğimiz ülkeler hemen tahakküm altına gireceklerdir. Türk Devletleri Teşkilatı sadece sembolik bir kurum olarak kalacaktır.” şeklinde konuştu. Ukrayna ZMINA İnsan Hakları Merkezi Proje Yöneticisi Victoria Nesterenko, merkezlerinin Kırım’ın işgalinin en başından bu yana Yarımada’da meydana gelen insan hakları ihlallerinin kaydını tuttuğunu belirterek, “Maalesef, Rusya Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattıktan sonra Kırım’daki insan hakları ihlalleri konusu gündem dışına çekildi ancak biz tüm dünyaya Kırım’daki insan haklarının ihlal edildiğini ve ihlal edilmeye devam ettiğini duyurmaya çalışıyoruz.” dedi. Rusya’nın Kırım Tatarlarına karşı yüzyıllardır baskı uyguladığını hatırlatan Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti Temsilcisi Elvin Kadırov ise “Hatırlatmak istiyorum ki, atalarımız Kırım’ı mecburen bırakıp buraya yerleşmek zorunda kaldı. O dönemde Çarlık Rusya baskı uyguladı ve halkın bir kısmı vatanını terk etmek zorunda kaldı ve Türkiye’ye yerleşti. Daha sonra 1944 Sürgünü gerçekleşti. 2014’te Rusya Kırım’ı işgal etti ve baskıları sürdürüyor. Ukrayna Ombudsman Ofisi insan hakları korumak için birçok çalışma yürütüyor. Bu konuda Türkiye Ombudsmanı Şeref Malkoç bize çok yardımcı oluyor. Siyasî tutsaklarımızı kurtarmak için ortak çalışmalar yürütüyoruz. Bugün sizin verdiğiniz destek de çok önemli. Kırım’daki Kırım Tatarları bizim yardımlarımızı bekliyorlar ve herkesin elinden geldiği kadar yardım etmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı. İstanbul’da olmaktan çok mutlu olduğunu belirterek sözlerine başlayan KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Kırım’ın işgal altında olduğunu, insanların kaçırıldığını, yasa dışı olarak alıkonulduğunu hatırlatarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne verdiği destek ve siyasî tutsakların serbest bırakılması konusunda sağladığı yardımları için Türkiye devletine ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti. İşgal başladıktan sonra Kırım’da kalmayı tercih ettiğini ve Rus işgal güçleri kendisini alıkoyana kadar Kırım’da yaşayarak oradaki sorunları dünyaya duyurmaya çalıştığını kaydeden Celal, “Gördüğünüz resimlerde Kırm’da yaşayan insanların düğünlerde, doğum günlerinde, bayramlarda gülüp eğlendiğini görüyorsunuz. Ama yüzleri gülse bile yürekleri ağlıyor. Ve bunu görmek için orada yaşayıp bunları anlamak gerekiyor. Bunu Ukrayna'da ve dünyada anlamayan çok insana anlatmaya çalışıyorum. Diyorum ki, ‘İşgalin ayrı bir dili var, işgali anlamak için bu dili bilmek gerekiyor’. Halkımız çok zor durumda ama bir şekilde kültürünü, dilini korumaya çalışıyor. Çünkü her şeye rağmen hayat devam ediyor, yeni aileler kuruluyor, çocuklar doğuyor ve insanlar mutlu haberler alacakları güne kadar dayanacaklar.” dedi. Rusya’nın sadece toprakları değil, insanları da alıkoyduğunu ve onları öldürdüğünü belirten KTMM Başkan Yardımcısı, “200’den fazla Kırımlı siyasî tutsak Rus hapishanelerinde tutuluyor. Bunlardan 3’te 2’si Kırım Tatarı. Bu insanların çoğunun sağlık durumları kötü. Biliyorsunuz ki siyasî tutsak Cemil Gafarov Rus hapishanesinde öldü, bana göre öldürüldü. Çünkü tıbbî yardım sağlanmadığı için hayatını kaybetti. Şu an Tofik Abdulgaziyev, Amet Süleymanov'un sağlık durumu kritik. Halkımıza hep destek veren çok iyi dostumuz İrina Danılovıç’in sağlık durumu ağır, Stavropol Cezaevi'nde alıkonuluyor. Ve birçok isim daha var… Bu insanlar Rusya kanunlarına göre bile hapiste tutulmamalılar ama Ruslar onları bırakmak istemiyor.” dedi. Celal konuşmasında Rusya’nın özellikle Kırım Tatar siyasî tutsakları Kırım’a çok uzak olan cezaevlerine gönderdiğini ve bu yüzden onların aileleriyle görüşme fırsatından mahrûm bırakıldığını belirtti. Ayrıca Rus cezaevlerindeki kötü şartlara, kötü beslenmeye dikkat çeken Celal, “Bu yüzden insanlarımızı oradan kurtarmamız gerek. İnsanlarımız orada sağlığını ve bazıları hayatını kaybediyor.” diyerek herkese bu konuda elinden geldiği kadar destek olması gerektiği vurguladı. “Yapabileceğiniz en basit şey bunları konuşmak, yakın çevrenize bu baskıları duyurmak.” diyen Celal, Rus propagandasının Türkiye ve dünyada çok iyi çalıştığını belirterek herkesin yakın çevreye gerçekleri anlatmaya gerektiğine dikkat çekti. Kırım’da yaşayan Kırım Tatarlarının büyük baskı altında yaşadığını vurgulayan Celal, “Şunu anlamamız gerekiyor, işgal devam edene kadar halkımız özgür yaşayamayacak. Sadece Kırım işgalden kurtarıldıktan sonra halkımız özgür olacaktır.” dedi. Konferansın sonunda Türk dünyası müzisyenlerinden Bünyamin Aksungur, Rus hapishanelerinde tutuklu bulunan Kırım Tatar esirlerinin yazdığı, “Kırım Yiğitlerinden Rus Hakimlerine” isimli marşı seslendirdi. Ardından da etkinliğe katılan misafirlere Çibörek ikram edildi.

Kırım Tatar seramik ustası Rüstem Skibin, Kıyiv’deki “Kırım Kimliği” sergisini QHA’ya anlattı Haber

Kırım Tatar seramik ustası Rüstem Skibin, Kıyiv’deki “Kırım Kimliği” sergisini QHA’ya anlattı

Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de “Kırım Kimliği” sergisi açıldı. Sergi kapsamında Kırım Tatar halkına ait geleneksel kıyafetler, takılar ve günlük yaşamda kullanılan eşyalar ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Kıyiv’de bu yıl 7. kez düzenlenen geleneksel Kıyiv Buketi Sahnesi (Bouquet Kyiv Stage) Festivali kapsamında, 18 Ağustos 2024 tarihinde, başkentin sembollerinden biri olan Aziz Sofya Katedrali Milli Parkı'nda “Kırım Kimliği” sergisi açıldı. Bir grup usta, tarihi kaynaklar, müzelerde saklanan eserler ve Kırım Tatarlarının el sanatlarına ilişkin araştırmalara dayanarak geleneksel ve eşsiz bir Kırım Tatar halk kıyafetleri koleksiyonu oluşturdu. Sergide yer alan giysiler, ayakkabılar, başlıklar ve başörtüleri, Kırım Tatar ailesinin günlük yaşamını ve yaşam tarzını yansıtıyor. Serginin ayrı bir bölümünde ise 19. yüzyıla ait düğün kıyafetleri tanıtılıyor. EN BÜYÜK PROJE Kırım Haber Ajansına (QHA) sergi hakkında bilgi veren “Kırım Kimliği” sergisinin küratörü, Kırım Tatar seramik ustası Rüstem Skibin, “Bu projeyi Ukrayna Kültür Vakfının desteğiyle 2021 yılında hazırladık. Kırım Tatar kültür mirası üzerine yapılan en büyük projedir. Eserleri, kostümleri, mücevherleri, el sanatları ve ahşap işçiliği örneklerini yeniden hayata kazandırdık. Kırım'da ve Ukrayna anakarasında bulunan zanaatkârlar, sanat tarihçileri ve etnograflar bu projede çalıştı ve tüm bunları hayata geçirmemize yardımcı oldular." ifadelerini kullandı. SERGİ 300 PARÇADAN OLUŞUYOR  Serginin yaklaşık 300 eserden oluştuğunu belirten Skibin, bunun kendi türünde en büyük koleksiyon olduğunu kaydetti. Rüstem Skibin, bir Kırım Tatar ailesinin günlük hayatını yansıtan geleneksel kıyafet, takı ve ev eşyalarından oluşan bu koleksiyonun, Kıyiv’deki Ukrayna Yerel Mimarisi ve Yaşamı Müzesi’nde (Pirogovo Açık Hava Müzesi) inşa edilecek Kırım Tatar Konağı projesi için hazırlandığını aktardı. Eski örnekleri inceleyen ustalar tarafından hazırlanan kıyafet ve eşyalar hakkında bilgi veren Skibin, “Kıyafetler, 19. yüzyılda yaşayan orta sınıf bir aileye ait. Tüm bunlar günümüze kadar korunan eserlerin incelenmesiyle yapıldı. Örneğin kostümler için özgün kumaş bulmak zor oldu ama biz mümkün olduğunca orijinale benzer kumaş seçmeye çalıştık. Takılar da eski örneklere bakılarak ustalar tarafından orijinaline birebir benzer şekilde hazırlandı.” dedi. Ayrıca sergide aynı döneme ait kilim örnekleri de yer aldı. Serginin ayrı bir bölümünde ise 19. yüzyıla ait Kırım Tatar geleneksel düğün kıyafetlerine yer verildi. Düğün kıyafetleri koleksiyonu konusunda Skibin, “Düğün kıyafetlerinde geleneklere uygun olarak düğün ritüeliyle ilgili bazı parçalar var. En güzel kıyafetler giyiliyordu ve ek parçalar ekleniyordu. Örneğin, erkek düğün kuşağı. Ukrayna halk kıyafetlerinde de benzer kuşak mevcuttur. Bu, Ukrayna ve Kırım Tatar kültürlerinin birbirleri üzerindeki etkisidir.” şeklinde konuştu. Kırım Evi Kültür Merkezi ve Kırım Cephesi girişimi desteğiyle organize edilen sergi, 18 Eylül 2024 tarihine kadar açık kalacak. Rüstem Skibin, şu an Kıyiv’deki Kırım Evi Kültür Merkezi’nde muhafaza edilen koleksiyonun, Ukrayna Yerel Mimarisi ve Yaşamı Müzesi’nde (Pirogovo Açık Hava Müzesi) Kırım Tatar Konağı inşa edildikten sonra burada sergilenmeye başlayacağını belirtti.

Kıyiv'de “Kırım’daki Ukrayna Güneşi Asla Sönmeyecek” sergisi açıldı Haber

Kıyiv'de “Kırım’daki Ukrayna Güneşi Asla Sönmeyecek” sergisi açıldı

Ukrayna'nın başkenti Kıyiv’in sembollerinden biri olan Aziz Sofya Katedrali Milli Parkı'nda “Kırım’daki Ukrayna Güneşi Asla Sönmeyecek…” adlı sergi açıldı. Sergi, Ukrayna egemenliği altındaki Kırım’da hayata geçirilen en dikkat çekici projeleri hatırlatmak amacıyla düzenlendi. Sergi, Ukrayna devletinin oluşumundaki Kırım vurgularını öne çıkararak, yeni yapıların inşası, anıtların restorasyonu ve arkeolojik araştırmalarla ilgili görsel ve belgeleri gözler önüne seriyor. Büyük bir kısmı Kırım Yarımadası'nın Tarihi ve Mimari Anıtlarının Durumunu Araştırma Programı'nın sonuçlarına ayrılan sergide Bahçesaray'daki Hansaray ve çeşitli kaleler dahil olmak üzere Kırım’daki kültürel varlıkların restorasyonuna yönelik tasarım çalışmaları da yer aldı. Ayrıca sergide Ukrayna döneminde restore edilen kültürel varlıklara da yer verildi. Bunlardan biri Kırım'ın kültürel mirasının önemli bir simgesi haline gelen Sudak Kalesi. Aziz Sofya Katedrali Milli Parkı Genel Müdürü Nelya Kovalska, "Bu sergi, Ukrayna dönemindeki Kırım'ın büyük tarihini anlatıyor. Yapılan inşaatlar, restorasyonlar ve anıtların araştırmalarından bahsediyor." şeklinde konuştu. Bununla birlikte sergide Kırım Tatarlarının ana vatanları Kırım'a dönüşleri ve Ukrayna kökenli Sovyet generali, insan hakları savunucusu ve muhalif Petro Hryhorenko'nun bu sürece katkısı anlatılıyor. Sergiyi ziyaret eden Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, “Bu sergi gibi etkinlikler insanların moralini yükseltiyor. Bu bizim durumumuzda son derece önemli çünkü işgal altındaki Kırım'dan bahsediyoruz. Burada Yarımada’nın Kırım Tatar halkının ‘beşiği’ olduğunu, Ukrayna devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu gösteriyoruz… Benim için bu çok önemli. Toplumumuzun ruhunun bu tür etkinlikler ve önlemlerle güçlendiğini hissediyorum.” dedi. Sergi ekim ayının sonuna kadar açık kalacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.