SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tehdit

QHA - Kırım Haber Ajansı - Tehdit haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tehdit haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Freedom House: Çin, Uygur gazetecilerin aile üyelerini gözaltına aldı ve tehdit etti Haber

Freedom House: Çin, Uygur gazetecilerin aile üyelerini gözaltına aldı ve tehdit etti

Küresel demokrasi üzerine çalışmalar yapan Washington merkezli Freedom House İnsan Hakları Örgütü, Çin yönetiminin yurtdışında yaşayan Uygur Türkü gazetecilere yönelik baskısı ve tehdidini araştıran yeni bir rapor yayımladı. Freedom House'un 7 Aralık 2023 tarihlinde yayımladığı ve 2014 yılından bu yana 26 hükumet tarafından başka ülkelerde çalışan gazetecilere yönelik kaçırma, fiziksel saldırı ve suikast girişimlerini de içeren 112 olayı belgelediği, "Sınır tanımayan baskı: otokratik hükumetler muhabirleri susturmaya çalışıyor" başlıklı raporunda, otokratik hükumetlerin ABD ve diğer ülkelerdeki gazetecileri fiziksel saldırıları da içeren bir baskı ve sindirme kampanyasıyla susturmaya çalışıtığı kaydedildi. YURTDIŞINDA MUHALEFETİ EZMEK Raporda, Çin, Rusya ve diğer totaliter ülkelerin, sürgündeki gazetecileri hedef aldığı ve kendi ülkeleri hakkında eleştirel haber yapmalarını engellemeye çalıştığı belirtildi. Öte yandan Çinli yetkililerin Uygur gazetecilerin Çin ile ilgili haber yapmalarını engellemek ya da gazetecilik faaliyetlerinin etkisini azaltmak amacıyla muhabirlere karşı karalama kampanyaları yürüttüğü vurgulandı. Ayrıca Çinli lider Şi Cinping ve Pekin'deki diğer yetkililerin dünyanın Çin'e bakışını şekillendirme çabalarının yıllardır devam ettiğine dikkat çekildi. ÇİN, UYGUR GAZETECİYİ AİLESİYLE TEHDİT ETTİ Raporda yer alan vaka çalışmaları bu olguyu örneklendiriyor. Çin hükumet yetkilileri, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerini haberleştiren Uygur gazetecilerin aile üyelerini gözaltına aldı ve taciz etti. Raporda Çinli yetkililerin aile üyelerini, sürgündeki gazetecilere baskı uygulayarak Çin politikalarını eleştiren haberler yazmaktan vazgeçmelerini sağlamak amacıyla gözaltına aldığı bildirildi. Raporda yer alan gazetecilerden biri olan ve Özgür Asya Radyosu'da (RFA) çalışan Uygur gazeteci Gülçihre Hoca, akrabalarının Doğu Türkistan'daki toplama kamplarında tutulduğunu bildirdi.  İŞGALCİ RUSYA'NIN GAZETECİLERE BASKILARI Ayrıca raporda yıllardır işgalci Rus yönetiminin insan hakları ihlali uygulamalarını haberleştiren gazetecilerden Elena Kostyuchenko'nun, Rus ajanları tarafından zehirlendiği Berlin'de hastaneye kaldırıldıği kaydedildi. Kostyuchenko'ya yönelik açık saldırının yanı sıra diğer gazetecilere yönelik saldırılar da raporda yer alıyor.

Çin'in Türkiye'de yaşayan Uygur Türkleri üzerindeki baskısı nasıl işliyor? Haber

Çin'in Türkiye'de yaşayan Uygur Türkleri üzerindeki baskısı nasıl işliyor?

Selahaddin Kaşgarlı / QHA Muhabir / Ankara Çin, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan Uygur Türklerini, Doğu Türkistan’da kalmış aile üyelerini rehin alarak veya onlar aracılığıyla tehdit ediyor. Çin istihbaratı, Türkiye’de Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırım ve baskı politikasını kamuoyuna duyurmaya yönelik faaliyet yürüten insan hakları örgütleri hakkında bilgi topluyor. "HEDEFLENEN TÜRKİYE: ÇİN'İN UYGURLARA KARŞI ULUSÖTESİ BASKISI" Çin'deki insan hakları ihlallerini araştıran İspanya merkezli insan hakları örgütü Safeguard Defenders'in geçen hafta yayımladığı "Hedeflenen Türkiye: Çin'in Uygurlara Karşı Ulusötesi Baskısı" başlıklı raporunda, Çin yönetiminin, Türkiye'de yaşayan Uygur Türklerine Uygur diasporasını gözetlemeleri için giderek daha fazla baskı yaptığı ortaya çıktı. Raporun yazarı araştırmacı, Koç Üniversitesi Doktora Öğrencisi Uygur Türkü Yalkun Uluyol, elde ettiği bulgu ve analizleri QHA'ya aktardı. "TÜRKİYE'DEKİ UYGUR TÜRKLERİNİN BİRBİRLERİNE OLAN GÜVENİNİ KAYBETMESİNE YOL AÇIYOR" Raporda, Türkiye’de yaşayan 93 Uygur Türkü ile anket yaptığınız görülüyor. Onlara, nasıl tehdit edildiklerini sorduğunuzda tepkileri ne oldu?  Çin hükümeti, Türkiye'de yaşayan Uygurların günlük faaliyetlerini kontrol etmek ve izlemek için ulus ötesi baskı uyguluyor. Politik olarak aktif bireyler, özellikle kayıp aile üyelerinden bahsedenler, aktivizmlerini durdurmaları için baskı görüyor. Çin polisi, onların yakınlarını araçsallaştırıyor ve durmazlarsa sevdiklerinin tutuklanacağını söylüyor. Araştırma bulgurlarına göre Türkiye'deki Uygur Türkleri bir şekilde Çin polisi tarafından aranarak, Türkiye'de yaşayan Uygur Türkleri hakkında “bilgi vermeye” zorlanıyor. Reddetmeleri halinde sevdiklerine zarar verileceği söyleniyor. Para teklif edilebiliyor. Tüm bu yaşananlar, Türkiye'deki Uygur Türklerinin birbirlerine olan güvenini kaybetmesine yol açmakla beraber, dolaylı olarak Uygur diasporasındaki birlik ve beraberliği zedelemektedir. Tüm bunları bir kenara bırakırsak, bir yanda Çin hükumetinin tacizi, diğer yanda ailesine ve vatanına özlemi arasında kaybolan, ağır psikolojik travma yaşayan Uygur Türklerinin deneyimlerini dinledim. Uygur Türklerinin Türkiye'de ve başka yerlerde “normal” bir yaşam sürmeleri neredeyse imkansız hale gelmekte olduğunu gözlemliyoruz. ÇİN’İN ELÇİLİK VE KONSOLOSLUK PERSONELLERİ UYGUR TÜRKLERİNİN PEŞİNDE Raporda Çin’in, Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerini büyükelçilik ve başkonsolosluk vasıtasıyla tehdit ettiğini gözlemliyoruz. Bu durumda Türkiye Cumhuriyetinin herhangi bir yaptırım gücü söz konusu olabilir mi?  "Çin’in konsolosluk veya elçilik personellerinin, Uygur diasporası üyeleriyle temasa geçtiği durumlar da saptandı. Bu gibi durumlarda, onlardan Çin yanlısı içerik üretmeleri, politik olarak aktif olmamaları talep ediliyor ve karşılığında aile üyeleriyle yeniden bağlantı kurmayı teklif ediyorlar. Konsolosluk veya elçilik ile alakalı bir boyut da bazı durumlarda polis tacizinin, Uygur Türklerinin pasaport yenileme başvurusunda bulunmasından hemen sonra başlamasıdır. Çin’in konsolosluk veya elçiliklerinin topladığı bilgileri, Doğu Türkistan'daki Çin polisi ile paylaşması, ulus ötesi baskı ağının bir parçası. Bu bakımdan Türkiye’nin önlem mekanizması geliştirmesi lazım. " "UYGUR TÜRKLERİ PSİKOLOJİK DESTEK MEKANİZMALARINA ERİŞEBİLMELİDİR" Son olarak Çin devletinin tüm bu tehdit ve baskılarının Türkiye’deki Uygur Türklerinin psikososyolojik durumuna nasıl etki ettiğini kısaca değerlendirebilir misiniz? "Ulus ötesi baskı mağdurlarının yaşadıkları ev sahibi ülkelerde, buna Türkiye de dahil, koruma ve iyileştirme mekanizmaları eksik kalmaktadır. Öncelikle ulus ötesi baskı konusunda farkındalık yaratmamız gerekiyor. Ardından, hükumetler ve uluslararası mekanizmalar, ulus ötesi baskıya karşı çözümler ve koruma mekanizmaları üzerinde çalışmaları gerekiyor. Eş zamanlı olarak, mağdurlar psikolojik destek gibi iyileştirme mekanizmalarına erişebilmelidir"

Çin'in Türkiye'deki Uygur Türklerine tehdit ve şantajını içeren rapor yayımlandı Haber

Çin'in Türkiye'deki Uygur Türklerine tehdit ve şantajını içeren rapor yayımlandı

Çin'deki insan hakları ihlallerini araştıran İspanya merkezli insan hakları örgütü Safeguard Defenders, Çin yönetiminin, Türkiye'de yaşayan Uygur Türklerine yerel Uygur diasporasını gözetlemeleri için giderek daha fazla baskı yaptığını ortaya çıkaran yeni raporu paylaştı. Rapora göre; Çin istihbaratı, Doğu Türkistan’daki soykırım ve baskı politikasını kamuoyuna duyurmaya yönelik faaliyet yürüten insan hakları örgütleri hakkında bilgi topluyor. Bunun için Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerini, Doğu Türkistan’da kalmış aile üyelerini rehin alarak veya onlar aracılığıyla tehdit ediyor. Raporda, Çin polisinin Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerini nasıl kullandığı, Türkiye'deki misyon personeli ve muhbirleri aracılığıyla nasıl baskı kurduğu belirtildi. Ayrıca raporda, Türkiye'de yaşayan Uygur Türkleri ile yapılan röportajlar kullanıldı. ÇİN POLİSİ, UYGUR TÜRKLERİNİ CASUSLUK YAPMAYA ZORLUYOR Çin polisi, Uygur Türklerini kendileri için casusluk yapmaya, Çin'in insan hakları ihlalleri hakkında sessiz kalmaya veya Çin yanlısı propaganda üretmeye zorlamak için her yolu deniyor. Rapordaki tanık ifadeleri ve bulgular, Türkiye haricindeki ülkelerde yaşayan Uygur Türkleri hakkında hazılanan diğer insan hakları raporlarının sonuçlarıyla örtüşüyor. Ayrıca, Safeguard Defenders, Türkiye'deki Uygur diasporasını, üçüncü bir ülkeye güvenli geçişi garanti etmeden ülkeden ayrılmamaları yönünde tavsiye verdi. "UYGURLARI BASKIDAN KORUMAKTAN SORUMLUDUR" Söz konusu raporun Türkiye’deki konuk araştırmacısı Koç Üniversitesinden genç Uygur Türkü Yalkun Uluyol, rapor hakkında, "Sosyal bilimler çalışan bir Uygur akademisyen olarak, Uygurlara yönelik hak ihlallerini ortaya çıkarmak ve araştırmak benim sorumluluğumdadır. Hükumetler ve uluslararası kuruluşlar, sahip oldukları araç ve mekanizmalarla Uygurları baskıdan korumaktan sorumludur. Umarım bu rapor bu amaca yardımcı olur" değerlendirmesini yaptı. #Çin, Türkiye’de yaşayan #Uygur Türklerini nasıl tehdit ediyor? Çin yönetimi, Türkiye dahil olmak üzere yurtdışındaki Uygur Türklerini, #DoğuTürkistan’da kalmış olan aile üyeleri ile tehdit ediyor. Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşayan Uygur Türkleri, Çin’in kendilerini nasıl… pic.twitter.com/Wr84QgB1gR — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) August 14, 2023

Çin, Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerini nasıl tehdit ediyor? Haber

Çin, Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerini nasıl tehdit ediyor?

Çin hükumeti, Türkiye Cumhuriyeti dahil olmak üzere yurtdışındaki Uygur Türklerini, Doğu Türkistan’da kalmış aile üyelerini rehin alarak veya onlar aracılığıyla tehdit ediyor. Çin istihbaratı bu yönde, özellikle Türkiye’de, Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırım ve baskı politikasını kamuoyuna duyurmaya yönelik faaliyet yürüten insan hakları örgütleri hakkında bilgi topluyor. Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşayan Uygur Türkleri, Çin’in kendilerini nasıl tehdit ettiğini ve ajanlığa zorladığını Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. "ANNEMLE VEDALAŞTIM" Enver (gerçek isim değil) Türkiye’ye 2014 senesinde eğitim için geldi. Doğu Türkistan’ın Korla şehrinde doğan Enver, ilk, orta ve lise eğitimini orada tamamladı. Daha sonra ailesinin desteği ile yurt dışına eğitim için gitti. Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı bursu ile bir Türkiye’deki bir üniversitede okudu. Enver, 2016’dan sonra ailesi ile olan iletişiminin tamamen koptuğunu anlattı. En son Haziran 2021’de annesi ile Wechat üzerinden konuştuklarını aktardı. Enver, annesinin kendisini bir sivil polis aracılığı ile aradığını, anne babası ve kardeşlerini tekrar görmek istiyorsa sivil polisin istediği bilgileri toplaması gerektiğini söylediğini ifade etti. Ayrıca topladığı bilgileri düzenli olarak aktarması için şantaj yapıldı. Enver ise bu durumdan dolayı endişelendiğini bildirerek, “Çok endişelendim. Buradaki kardeşlerimin bilgilerini Çinlilere nasıl verebilirim ki? Bu açıkça vatana ihanetti, ben böyle yetiştirilmedim. Tekliflerini geri çevirip annemden dua istedim ve helalleştim” ifadelerini kullandı. UYGUR TÜRKÜ EDEBİYAT ÖĞRETMENİ KAMPTA Çin’den tehdit alan bir başka isim ise Alimcan (gerçek isim değil). Doğu Türkistan’ın Artuş şehrinden akademisyen bir ailenin en büyük çocuğu. Maddi durumlarının iyi olması ve babasının öğretmen olması hasebiyle Alimcan da okumayı seven biri olarak yetişti. Alimcan, üniversite eğitimi için 2015 yılında Türkiye’yi seçti. Aynı yılın Eylül ayında yerel yönetimin önüne çıkardığı zorluklara rağmen Türkiye’ye gelmeyi başardı. Konya’da üniversite eğitimine devam ederken 2016 yılında babasının toplama kampına alındığını annesinden öğrendi ve daha sonra ailesiyle iletişimi tamamen koptu. "BEN HALA BU DURUMU KABULLENEMİYORUM" Alimcan babasının kampa alındığını duyduğunda şoke olduğunu söyleyerek, “Babam lisede Uygur Edebiyatı hocasıydı. Mesleğini çok severdi. Öğrencilerine ana dilini iyi öğretmek için çabalardı. Babamın toplama kapına alınması beni yıktı. Hiçbir suçu yoktu babamın. Annemin ruh halini düşünemiyorum” diyerek üzüntüsünü dile getirdi. Ailesiyle iletişim kurup kurmadığını sorduğumuzda ise, "Geçen yıl kardeşimin Wechat hesabından annemle görüştüm. Polisler sürekli benim geri dönmem gerektiğini söyleyerek anneme baskı yapıyormuş. Annem ise bu durumu bana anlattı ve beni geri dönmemem için tembih etti. fakat ben hala bu durumu kabullenemiyorum” dedi. "AİLEM ALLAH’A EMANET, SİZDEN KORKMUYORUM" Çin zulmünün mağduru olan bir başka isim ise İstanbul’da yüksek lisans yapan Osman (gerçek isim değil). Ailesinden 5 kişinin toplama kampında olduğunu ve Çinli polislerin Wechat üzerinden kendisine ulaşarak geri dönmesi için tehdit ettiğini dile getirdi. Bir sivil polisinin kendisine Wechat’tan mesaj gönderdiğini ifade eden Osman, konuşmayı şöyle anlattı: "2017 yılında Wechat’tan bir Çinli bana mesaj gönderdi. Bana ailemden anne babam dahil 3 kardeşimin eğitim merkezinde olduğunu söyledi. İlk başta inanmadım. Daha sonra bir akrabam bunu doğruladı. Sonra o Çinli tekrar mesaj göndererek, bana 'derhal geri dön' dedi. 'Neden?' diye sorduğumda 'Aileni özlemiyor musun?' diye cevap verdi. Bende 'Ailem Allah’a emanet. Sizden korkmuyorum. Geri dönmeyeceğim' dedim." Doğu Türkistanlı Osman, 21. yüzyılda kendilerine yapılan bu zulmü her platformda anlatmaya devam edeceğinin altını çizdi. "ÇİN’İ KÖTÜLEYEN KİŞİLERİN İSMİNİ, NE İŞ YAPTIĞINI SÖYLE" Bir diğer soykırım tanığı Abdullah (gerçek isim değil) ise Antalya’da yaşayan bir öğrenci. 2016 yılından itibaren Kaşgar’daki ailesinden hiç bir haber alamadığını ve abisi ile en son 2017 yılında Wechat üzerinden konuştuğunu söyledi. Daha sonra ailesi ile iletişiminin tamamen koptuğunu ifade eden Abdullah, "2019 yılında bana bilinmeyen bir numaradan telefon geldi. Açtığımda annemin sesini duydum. İlk başta çok heyecanlandım. Uzun bir süre konuşamadım. Annem ise benim iyiliğimi okulumu iyi netice ile bitirmem gerektiğini söylüyordu. Daha sonra ağlamaya başladı. Bende ağladım. O sırada telefonu başka biri aldı. Büyük ihtimalle Çinli polisti. Bana, 'Annenle tekrar konuşmak istiyorsan, çevrende Çin’i kötüleyen kişilerin ismini, ne iş yaptığını, Xinjang’da nerede oturduğunu her hafta seni aradığımda söylemen yeterli olacak' dedi. Ben de bunu yapamayacağımı söyleyince telefon kapandı. Ondan sonra bir daha aramadı. Hala ailemden kimseyle iletişim kuramıyorum" dedi. #Çin, Türkiye’de yaşayan #Uygur Türklerini nasıl tehdit ediyor? Çin yönetimi, Türkiye dahil olmak üzere yurtdışındaki Uygur Türklerini, #DoğuTürkistan’da kalmış olan aile üyeleri ile tehdit ediyor. Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşayan Uygur Türkleri, Çin’in kendilerini nasıl… pic.twitter.com/Wr84QgB1gR — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) August 14, 2023 "KESİNLİKLE MERHAMET GÖSTERMEYİN" Çin, Uygur Türklerinin milli, dini ve kültürel özgürlüklerini giderek kısıtlayarak; gözaltı, beyin yıkama ve kısıtlama gibi ağır insanlık suçları ile bir soykırım işliyor. Bu politika ile ilgili Amerikan New York Times gazetesine sızdırılan son belgeler, Çin lideri Şi Cinping'in 2014 Doğu Türkistan ziyaretinde yerel bölge yetkililerine, "kesinlikle merhamet gösterilmeyin" emri verdiğini ispat etti. DOĞU TÜRKİSTAN'DA BİR SOYKIRIM YAŞANIYOR! Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk soykırıma uğradı ve bugün halen uğramaya devam ediyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler, bu baskının kurbanı oluyor. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise Çin Komünist Partisi, kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında, milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.