SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türk Ocakları

QHA - Kırım Haber Ajansı - Türk Ocakları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türk Ocakları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sürgün, katliam, soykırım: Türklerin Acıları kitabı yayımlandı Haber

Sürgün, katliam, soykırım: Türklerin Acıları kitabı yayımlandı

Tarih sayfalarında Türklerin uğradığı katliam, sürgün, göç ve soykırımlar, Prof. Dr. Ayşe Filiz Yavuz’un editörlüğünde hazırlanan kitapta çok sayıda yazarın kalemiyle yeniden gündeme getirildi. Panama Yayıncılık tarafından yayımlanan ve raflardaki yerini alan “Türklerin Acıları” isimli kitap, Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz’ün sunuş yazısıyla okurlarla buluştu. Kitapta, dünyanın dört bir yanında yaşayan Türklerin uğradığı zulümler, makale ve deneme türündeki yazılarla ele alındı. KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ DE KİTAPTA YER ALDI Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı, Kırım Tatar yazar Şükrü Bilgili'nin kaleme aldığı "Kırım'da Kar Yağmadı, Kan Aktı" başlıklı yazısı ile kitaptaki yerini aldı. Öte yandan yazar Hayati Bice de "Kafkasya ve Kırım'dan Sürgünler (1943-1944)" başlığıyla yaşanılan sürgünü ele aldı. Azerbaycan Türklerinin Hocalı Katliamı, Irak Türkmenlerinin Saddam Hüseyin zamanındaki durumu, Hatay'daki Ermeni Zulmü, bölücü terör örgütü PKK'nın faaliyetleri, Balkan Türklerinin yaşadığı zulmü içeren kitapta Kazan Tatar yazar, araştırmacı ve gazeteci Roza Kurban'ın "Mezarsız Kazan Tatarları" ve "Stalin Zulmüne Ayaz Gıylecev Örneği" başlıklı makaleleri yer aldı. SATIŞTAN ELDE EDİLEN GELİR ÖĞRENCİLERE BURS OLARAK DAĞITILACAK Türk Ocakları tarafından yapılan açıklamada kitabın gelirlerinin öğrencilere burs olarak dağıtılacağı belirtildi.

Türk Ocakları Olağan Genel Kurulu'nu yaptı: Prof. Dr. Mehmet Öz, yeniden Genel Başkan seçildi Haber

Türk Ocakları Olağan Genel Kurulu'nu yaptı: Prof. Dr. Mehmet Öz, yeniden Genel Başkan seçildi

Türk Ocakları 47. Olağan Genel Kurulu 19 Nisan 2025 tarihinde Resim ve Heykel Müzesi'ndeki Türk Ocağı Salonu'nda icra edildi. 227 delegenin katılım sağladığı kurultayda; mevcut Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz yeniden seçildi. MEHMET ÖZ, MİLLÎ BİLİNCE DİKKAT ÇEKTİ Prof. Dr. Mehmet Öz, Genel Kurul açılışında yaptığı konuşmada Türk Ocaklarının her daim Türk milletine hizmet edeceğini vurguladı. Türk Ocaklarının 1980 darbesinden sonra faaliyetlerini kesintisiz bir şekilde sürdürdüğünü anımsatan Öz, çalışmaların gönüllülerin katkılarıyla gerçekleştirildiğinin altını çizdi. Millî devlet bilincine işaret eden Öz, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinin korunması gerektiğini dile getirdi. Öz konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: Misak-ı Millî görünümlü federal yapılara kesinlikle karşı çıkmalıyız. Türkiye devleti tuzağa düşürülmek istenmektedir, buna karşı uyanık olmamız şarttır, farzdır, elzemdir. Kendi ekonomik gücümüzü, Türk dünyasıyla olan birlikteliğimizi bize vereceği sinerjiyi çok iyi harekete geçirmeliyiz. "KIBRIS'I ASLA FEDA ETMEYİZ" Diğer yandan dört Türk dünyası ülkesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’ye yönelik tavrına değinen Öz, bu konunun hassasiyetle takip edilmesi gerektiğini, Türk dünyası ülkelerinin yaşadığı sorunların dikkate alınması gerektiğini ifade ederken aynı zamanda, “Kıbrıs’ı asla feda etmeyiz. Türkiye devleti Kıbrıs ile ilgili politikasını ortaya koyacak ve kardeşlerimizden daha iyisini bekleyeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.   Öz, “Türk milleti varsa, Türk milliyetçiliği varsa ümit var demektir. Biz de ümitvarız.” diyerek kurultay vesilesiyle Türk toprağı için canını feda eden şehitlere Allah’tan rahmet diledi. Öz, konuşmasını, “Ne mutlu Türküm diyene!” diyerek sonlandırdı. KIRIM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI ŞAHİN'DEN ORTAK MASA TOPLANTISI ÖNERİSİ  Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin ise gerçekleştirdiği protokol konuşması kapsamında Türk dünyasının sorunlarına değindi. Coğrafî anlamda bilgi eksikliği olduğunu ifade eden Şahin, Türk dünyasının ortak problemleriyle ilgili ortak masa toplantılarının yapılabilmesi konusunda öneride bulundu. Şahin, “Coğrafî terimleri insanlara öğretmemiz gerekmektedir. Türkistan nedir? İdil-Ural, Sibirya nedir? Bugün Türkistan’da bulunan coğrafyalarda devletlerin geleceği nasıl olacak? Bunları öğretmeliyiz. Kerkük denildiği zaman azınlık anlaşılıyor. Azınlık ile yerli halk farklı kavramlar. Türkmenler orada asırlardır yaşıyor.” ifadelerine yer verdi. Şahin, bu konular üzerine Türk Ocakları ile birlikte çalışabileceklerini belirtti. "TÜRK OCAĞI BİZİM İÇİN SADECE DÜŞÜNCE KURULUŞU DEĞİL, BİRLİĞİN ADIDIR" Protokol konuşmaları bağlamında, Suriye Türkmen Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Tarık Sülo Cevizci, Türk Ocaklı olarak olağan kurultayda yer almanın vazife ve vefa borcu olduğunu söyledi. Cevizci, “Türk Ocakları bizim için sadece düşünce kuruluşu değil aynı zamanda birliğin adı ve sembolüdür. Çünkü burada sadece fikir değil sadakat vardır. Burada sadece kardeşlik değil dava vardır. Geçmiş değil aynı zamanda gelecek de vardır. Bu sebeple ocağı kendi evimiz, kendi kalemiz saydık.” değerlendirmesinde bulundu. Cevizci; millî kimliğinden, kültüründen ve dilinden vazgeçmeden mücadele eden topraklardan selam getirdiğini ifade etti. Cevizci, “Türk milletinin birliği, dirliği ve bekâsı için alın teri döken herkese şükranlarımı sunuyorum. Bu kutlu yürüyüşte her zaman Türk Ocaklarının yanındayız, omuz omuzayız. Aynı idealin aynı sevdanın neferleriyiz. Çünkü Türk Ocaklıyım, bu fikrin ocağında yoğuruldum. Ben bir Türkmen olarak kimliğimi canım pahasına yaşattım. Ben bir Türk evladıyım. Bu milletin birliğine yürekten inandım. Yaşasın Türk milleti, var olsun Türk Ocakları!” dedi. "IRAK TÜRKMENLERİ O TOPRAKLARIN AYRILMAZ PARÇASIDIR" Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Tütüncü ise bin yılı aşkın bir süredir Irak’ta yaşayan Türklerin o toprakların sahibi olduğunu ve vazgeçilmez bir parçası olduklarının altını çizdi. Doğu Türkistan’da, Kırım’da, Türkmeneli’nde ve Karabağ’da çok sayıda acıların yaşandığını ifade eden Tütüncü, Türk dünyası meselesiyle yakından ilgilenilmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı. Bölgede zorlu bir mücadele verdiklerini belirten Tütüncü, “İnsan hakları ihlalinin en gaddarcasına maruz kaldık. Bugün hala çok zor şartlar altında olsak da çok şükür, kimliğimizi, kültürümüzü, geleneklerimizi korumaya devam ediyoruz. İlelebet korumaya da devam edeceğiz. Anayurdumuz Türkiye olduğu sürece Irak Türklüğü var olacaktır. Hiçbir güç bizi o topraklardan atamaz.” diye konuştu. "UYGUR TÜRKLERİNİN VAR OLMA MÜCADELESİNDE TÜRK OCAKLARI HEP YANIMIZDA OLDU" Dünya Uygur Kurultayı Sözcüsü Prof. Dr. Erkin Emet, Çin’in 76 yıldır Doğu Türkistan’daki Uygurlar başta olmak üzere Türk topluluklarını yok etmeye yönelik politika uyguladığını anımsattı. Çin’in son yıllarda bu zulüm siyasetini artırdığını aktaran Emet, “Uygur Türkleri var olma mücadelesi verdiği bu günlerde eskiden olduğu gibi Türk Ocakları hep yanımızda oldu, desteğini hiçbir zaman esirgemedi. Eğer bugün davamızı uluslararası platforma taşıyabildiysek bunda Türk Ocaklarının katkısı büyüdük.” ifadelerini kullandı. Emet, Çin’in bu politikasını 22 Şubat 2021’de Kanada Avam Kamarasının, ardından sırasıyla Hollanda, Birleşik Krallık, Belçika, Fransa, Litvanya, İrlanda ve Çekya tarafından “Uygur Soykırımı” olarak tanındığını belirtti. Emet, Türk dünyası ve dünya kamuoyuna Uygur Soykırımı'nı anlatılması için çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi. Emet, “Çalışmak bizden, yardım Allah’tan” diyerek sözlerine son verdi. "TÜRK DÜNYASI İÇİN BİRLİĞE HİZMET EDECEĞİZ" Son olarak Türk Ocakları Azerbaycan Şubesi Başkanı Akif Aşırlı protokol konuşması için kürsüde yer aldı. Aşırlı, “Uzun yıllar Türkçülüğe ve Türk dünyasının birliğine hizmet edeceğiz.” ifadesine yer verdi. Aşırlı, Güney Azerbaycan’ın da dikkate alınması gerektiğini dile getirdi. Herkesin Azerbaycan’da bir evi olduğunu belirten Aşırlı, “Orası da Azerbaycan Türk Ocağıdır. Ne mutlu Türküm diyene!” dedi. ANKARA DEVLET TÜRK DÜNYASI MÜZİK TOPLULUĞU RENKLİ BİR KONSERE İMZA ATTI Konuşmaların ardından Cem Gürdal’ın şefliğinde Ankara Devlet Türk Dünyası Müzik Topluluğu keyifli bir konsere imza attı. Topluluk, Kırım Tatar halk oyunu Kaytarma ile başladığı performansına; Azerbaycan, Kerkük, Rumeli, Özbekistan ve Türkmenistan türküleri ile devam etti. Katılımcıların beğenisiyle takip edilen konser büyük bir alkış topladı. Programın ikinci bölümünde Türk Ocağı Eskişehir Şube Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal bir konuşma yaptı. Ünal, Genel Merkezin ve şubelerin gerçekleştirdiği faaliyetlerin önemine dikkat çekti. Gençliğin Türk Ocakları çatısı altında örgütlenmesi gerektiğini vurgulayan Ünal, “Burası gençlerin ocağıdır. Bizi harekete geçiren 1911’in sonlarında hareket geçen o gençlerdi.” dedi. "TÜRK FİKRİYATINI BESLEMELİYİZ" Yeni bir Türk dünyası dönemine girildiğinin altını çizen Ünal, Türk dünyası için çalışmaların artırılması gerektiğini söyleyerek, “Türk fikriyatını beslemeli, milletin geleceği için umut var olan gençliği yetiştirmeli ve milleti bir taraftan ikaz etmeliyiz.” önerisinde bulundu. YÖNETİM VE DENETİM KURULU OY BİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ Konuşmanın ardından Divan Heyeti tarafından yönetilen ve oylamaya sunulan Faaliyet Raporu, Mali Rapor, Denetleme Kurulu Raporu, 2025-2027 Tahmini Bütçe, Merkez Yönetim Kurulu Asil ve Yedek, Denetleme Kurulu Asil ve Yedek, oy birliğiyle kabul edildi. Bu bağlamda Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz yeniden seçilirken; Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu listesi ilân edildi. Yönetim Kurulu Asıl Üyeler: Prof. Dr. Mehmet Öz, Prof. Dr. Mehmet Şahingöz, Prof. Dr. Ayşe Filiz Yavuz, Prof. Dr. Emrah Şenel, İrfan Kaya, Ayşegül Büşra Paksoy, Dr. İbrahim Atabey, Dr. Esabil Eker, Mustafa Asım Mutlu, Fatih Akman, Dr. Özgür Kaya Yönetim Kurulu Yedek Üyeler: Dr. Sadettin Erbaş, Sinan Sodan, Doç. Dr. Ümit Yavuz Malkan, Dr. Selman Kürşat Balcı, Esmanur Çamlıdağ, Necip Murat Şahin, Muhammed Murat Arslan, Tuğrul Salman, Emircan Aykar, Melih Kararslan, Tuğçe Korucu Denetleme Kurulu Asıl Üyeler: Aziz Kamil Yılmaz, Sançar Sefer Süer, Mustafa Nazif Yıldız Denetleme Kurulu Yedek Üyeler: Mehmet Yıldıran, Mustafa Nurullah Çalık, Fatma Selma Bal MEHMET ÖZ TEŞEKKÜR KONUŞMASI YAPTI Yeniden Genel Başkan olarak seçilen Prof. Dr. Mehmet Öz teşekkür konuşması yaptı. Öz, "Elimizden gelenin fazlasını yapıyoruz. Eksiklerimiz için çalışmalar yapıyoruz. Eleştirileri ve tavsiyeleri de dikkatlice değerlendiriyoruz. Bunu bu şekilde devam ettireceğiz." dedi. Genç kesime tecrübe kazandırdıklarını ve sayılarının arttığını söyleyen Öz, bu konunun son derece önemli olduğunu vurguladı. Öz, "Türk milletine faydalı işler yapmaya azimli ve kararlı bir ocağın mensuplarıyız." diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Türk Ocakları 113. Yıl Armağanları sahiplerini buldu Haber

Türk Ocakları 113. Yıl Armağanları sahiplerini buldu

Türk Ocakları Genel Merkezi, 19 Nisan 2025 tarihinde Türk Ocağı Salonu’nda düzenlediği “113. Yıl Armağanları” programı çerçevesinde çok sayıda isme ödül takdim etti. Program saat 10.00’da İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başladı. Türk Ocakları 47. Olağan Genel Kurultayı çerçevesinde tertip edilen tören, yoğun katılıma sahne oldu. ÇOK SAYIDA ÖNEMLİ İSME ÖDÜL TAKDİM EDİLDİ Galip Erdem Şeref Armağanı; Hakkı Öznur’a, Hamdullah Suphi Tanrıöver Kültür Armağanı; Av. Şerafettin Yılmaz’a, Prof. Dr. Osman Turan Türklük Araştırmaları Armağanı; Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk’a, Hüseyin Nihal Atsız Türk Dünyasına Hizmet Armağanı; Prof. Dr. Mahir Nakip’e, Ziya Gökalp İlim ve Teşvik Armağanı; Doç. Dr. Serdar Oğuzhan Çaycıoğlu’na, Dr. Hasan Ferit Cansever Sanat Armağanı Almula İdil Kılıç’a, Ayvaz Gökdemir Edebiyat Armağanı Yavuz Ahmet Koç’a, Nevzat Kösoğlu Düşünce Hayatına Hizmet Armağanı; Dr. Süleyman Eryiğit’e, İsmail Gaspıralı Dilde, Fikirde, İşte Birlik Armağanı; Sayit Yusuf’a, Yusuf Akçura Basın Yayın Armağanı Ömer Özcan’a ve Ahmet Şahin’e, 113. Yıl Hizmet Armağanı Prof. Dr. Celal Er, Prof. Dr. Rasih Demirci, Hüsnü Poyraz, Hasan Peker, Orhan Arslan ve Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’ya takdim edildi. "TÜRK OCAKLARI TÜRK MİLLETİNİN KUTUP YILDIZIDIR" Öznur teşekkür konuşmasında, “Türk Ocakları Türk milletinin kutup yıldızıdır. Türk milliyetçiliği ve hareketinin, Türk'ün fikir kalesidir.” dedi. Av. Şerafettin Yılmaz ise Türk Ocaklarına ve ödülü lâyık gören herkese teşekkürlerini iletti. Öte yandan ödülü Doğu Türkistan’daki Çin toplama kamplarında soykırıma maruz kalan ve Türklüğü yaşatmak için işkence gören aydınlar adına aldığını ifade eden Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk teşekkür konuşmasında, “Özellikle Doğu Türkistan mevzusunda istikrarlı duruş sergilediği için Türk Ocaklarına, Doğu Türkistanlı aydınlarımız adına teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı. “Türk Ocağı tüm Türk dünyasının ocağıdır.” diyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Mahir Nakip, Kerkük Vakfı ve 3 milyonu aşkın Irak Türkü adına aldığı ödül için Türk Ocaklarına teşekkür etti. Türkmeneli’ndeki katliamlara dikkat çeken Nakip, “Kalemimizi hiçbir zaman bırakmadık. Bana verilen ödül sorumluluğumuzu kat kat artırıyor.” ifadesine yer verdi. Doç. Dr. Serdar Oğuzhan Çaycıoğlu, Türk Ocakları Genel Kurulunun hayırlı olmasını temenni ederek, kendisini ödüle lâyık gören herkese teşekkür etti. ALMULA İDİL KILIÇ, GENEL BAŞKAN MEHMET ÖZ'E HEDİYE TAKDİM ETTİ Çocukluğundan bu yana Türk Ocaklarına hizmet ettiğini aktaran Almula İdil Kılıç, ailesi adına teşekkür etti. Sanatçı Almula İdil Kılıç, Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz’e kendi eliyle yaptığı bozkurt eserini hediye etti. Teşekkür konuşması kapsamında Yavuz Ahmet Koç, Türk Ocaklarından ödül almanın kendisi için tescil anlamına geldiğini vurguladı. Koç, “Elbette bu ödülü almaktan gurur duyuyorum. Beni teşvik edeceği muhakkak ama aynı zamanda sorumluluk da yüklüyor. Türkçeye daha güzel eserler verme sözüyle…” ifadelerini kullandı. Süleyman Eryiğit, Türk Ocaklarından ödül almanın büyük bir onur olduğunu belirttiği konuşmasında, yönetime teşekkür etti. TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf, “Bir Türk Ocaklı olarak, Türk milliyetçisi olarak, Turancı biri olarak, Türklüğün ocağında, Cumhuriyeti kuran fikrin ocağında böyle bir ödüle lâyık görülmek benim için tarifi imkânsız bir gurur kaynağı. Şeref duydum.” dedi. Ömer Özcan ise eserlerini kaleme almasını, uzun bir süre Derneğin Genel Yayın Müdürlüğünü yapan Çağatay Özdemir’e ve Türk Yurdu'na borçlu olduğunu belirterek, herkese teşekkür etti. Ahmet Şahin, “Ödülün Yusuf Akçura adına verilmesi ve asırlık çınarımız Türk Ocağı tarafından teveccüh gösterilerek verilmesi beni çok bahtiyar kıldı. Bana daha çok çalışmaya ve üretmeye katkı sağlayacaktır.” cümlelerini sarf etti. Ömrünün yarısından fazlasında Türk Ocaklarına hizmet eden Rasih Demirci, Hüsnü Poyraz, Hasan Peker ve Osman Arslan teşekkür konuşmasında, gerçekleştirdiği çalışmalarından söz ederek, yönetime teşekkür etti. MÜSTAFİ TÜMAMİRAL CİHAT YAYCI'YA 113. YIL HİZMET ARMAĞANI  Son olarak Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, var olduğu her bölgede Türk'ün sorunlarla karşı karşıya kaldığının altını çizdi. Yaycı, “Türk'ün ocağı her daim yanmalıdır. Okçular tepesini terk etmeyen bu ocağın ateşi harlanmalıdır.” yorumunu yaptı. Yaycı kendi adına Genel Başkan Mehmet Öz’e teşekkür ettiği konuşmasında, “Biz hep birlikte Türk milletiyiz. Ne mutlu Türküm diyene!” dedi. Program toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Türk milletinin direniş ocağı 113 yaşında! Haber

Türk milletinin direniş ocağı 113 yaşında!

Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı, yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın. Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı.  Gazi Mustafa Kemal Atatürk "TÜRKLERİN MİLLİ TERBİYE VE İLMİ, İCTİMAİ VE İKTİSADİ SEVİYELERİNİN TERAKKİSİNE ÇALIŞMAK..." Türkiye'nin en köklü sivil toplum kuruluşu ve asırlık çınarı Türk Ocakları, 25 Mart 1912'de kuruldu. Türk Ocakları, kuruluşunun üzerinden geçen yıllar boyunca Türkiye'nin sosyal ve siyasi hayatında önemli roller oynadı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son devrinde, Türk aydını, kültürel mirasını korumak için bir an önce adım atması gerektiğini fark etti. Kuruluşuna ilişkin çalışmaları 1911 yılında başlayıp gelişen Ocak, 1912 yılında Türk tarihi, kültürü ve dili ile ilgilenen Türk aydınları tarafından İstanbul’da neşet etti. 1912'de yayımlanan Türk Ocağı Esas Nizamnamesi'ne göre, Ocağın amacı, "Akvam-ı İslamiyenin bir rükn-i mühimmi olan Türklerin milli terbiye ve ilmi, içtimai, iktisadi seviyelerinin terakki ve i'lasıyla Türk ırk ve dilinin kemaline çalışmak" idi. Dernek, amacını gerçekleştirmek için Türk Ocağı adı ile kulüpler açarak dersler, konferanslar, müsamereler tertip, kitaplar ve risaleler neşir edecek, mektepler açmaya çalışacaktı. Türk Ocağının amacına ulaşmaya çalışırken, "sırf milli ve içtimai bir vaziyette" kalacağı belirtilmekte, "Asla siyaset ile uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasi fırkalara hadim bulunmayacaktır" denilmekteydi. Bu da Türk Ocaklarının temel gayesi ve faaliyet alanı bakımından eğitim-öğretim ve kültür alanlarının odak noktası olarak tespit edildiğini gösteriyordu. Türk Ocağının kurucuları, Türk evlerinde geleneksel toplanma yerini temsil eden "ocak" fikrinden ilham aldı. Aydınlar, Türk kültürü ve mirasına dayalı bir eğitim kurumu oluşturarak, Türk halkında, milli kimlik ve gurur duygusunun gelişmesine yardımcı olabileceklerine inandılar. Askeri Tıbbiye Mektebinde nüvesini oluşturan Türk Ocağı’nın kuruluşunda, yönetim kadrosunda dönemin ünlü Türkçüleri; Mehmed Emin Yurdakul, Yusuf Akçura, Ahmed Ağaoğlu gibi simalar boy gösterdi. Balkan Harbi ve I. Dünya Savaşı yıllarında Ömer Seyfeddin, Ziya Gökalp, Ali Cânib gibi isimler bugüne kadar benimsenen Osmanlıcılık fikrine karşı çıkarak Türk Ocaklarının, Türkçülük fikrini geliştirmek için büyük önemi olduğunu vurguladılar. Ahmet Ferit Tek, Türk Ocağının kurucularından ve derneğin resmî kuruluşundan sonraki ilk genel başkanıydı. Sonrasında görevi, Türk milli mücadelesinin sembol ismi, "Milli hatip" Hamdullah Suphi Tanrıöver'e bıraktı. Hamdullah Suphi, II. Meşrutiyet’in ardından kurulan Türk Derneği, Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Ocağı ve Türk Bilgi Derneği gibi kuruluşların faaliyetlerine katıldı; uzun süre Türk Ocaklarının başkanlığını yaptı. Türk Ocağı, dönemin Türkçü aydınlarının desteğiyle kısa sürede Türk kültürünün tanıtılması ve yaşatılmasında öncü bir kurum haline geldi. Türkçüler, bu dönemde kadın haklarını savunurken kendilerine özgü görüşleriyle öne çıktı. 1912'den başlayarak Türk Ocağında ilk kez kadınlar ve erkekler birlikte toplanmaya başladı. Bu toplantılar sonucunda Türk Ocağı, Türk Yurdu Cemiyeti ile birleşmesi sonucunda güç bakımından ivme kazandı. 1918 yılına gelindiğinde memlekette tam otuz beş Türk Ocağı şubesi açılmıştı. (Temelleri 1927 yılında atılan Ankara'daki Türk Ocakları Merkez Binası) MİLLİ MÜCADELE VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURULUŞUNDA ÖNEMLİ GÖREVLER ALDI  Türk Ocakları, Millî Mücadele dönemine gelindiğinde büyük bir misyon üslendi. Mustafa Kemal Paşa’nın yanında oldu ve Cumhuriyet’i Türkçülük fikrinin somut bir yansıması olarak kabul etti. Öyle ki; Milli Mücadele'nin en çetin dönemlerinde Türk Ocakları, en önde mücadele etmiş ve Türk milletinin direniş ocağı haline gelmişti. Mustafa Kemal Paşa ve diğer Türk aydınları da Türk Ocaklarını, Cumhuriyet’in sosyal ve kültürel değerlerini anlatmak için bir güç olarak görmüşlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan sonra 1927’ye gelindiğinde Türk Ocakları 257 adet şubeye sahip olmuştur. 1930 yılında bugünkü Türk Tarih Kurumunun temeli olan “Türk Ocağı Türk Tarihi Tetkik Heyeti” de Türk Ocakları bünyesinde açılmıştır. Cumhuriyetin dayandığı ilke ve inkılapları halka anlatmada büyük bir rol üstlenen Türk Ocakları, millî birlik ve beraberliğin sağlanmasında önemli görevlerde bulunmuş ve yakın tarihimize damgasını vuran Türkiye’nin en uzun ömürlü sivil toplum kuruluşu unvanını almıştır. Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz; geçmişten bugüne köklü tarihi, geleneği ve kültürüyle faaliyet yürüten Türk Ocaklarının kuruluş felsefesini, Türk kimliğini ilmi ve ictimai sahada ilerletmek amacıyla yapılan çalışmaları ve günümüzdeki pek çok alanda yürütülen projeleri Kırım Haber Ajansına anlatmıştı. Kırım Haber Ajansı Başeditörü Ömer Cihad Kaya’nın yaptığı özel röportajda Prof. Dr. Mehmet Öz, Türk Ocaklarının işgal yıllarında direnişin merkezlerinden birisi olduğunun altını çizmişti. TÜRK YURDU VE TÜRK OCAKLARI Türk Ocağının yayın hayatı da kuvvetli bir şekilde ilerliyordu. Türk Yurdu Dergisi, devrin birçok ilim ve fikir adamını Türk Ocağı bünyesinde toplamıştı. Türk Yurdu Dergisi, Türk aydınının fikirlerini konuşturduğu; Türklük bilincini geliştirdiği bir merkez haline geldi. Türk Yurdu’na Azerbaycan’dan, Kırım’dan, Türkistan’dan birçok yazı yollanmış, bu dönemde Anadolu Türkleri ile Türkistan arasında güçlü ilişkiler inşa edilmiştir. Türk Yurdu’ndan Türk tarihinin ne çetinliklerden geçtiği anlatılırken, Türk dilinin de ulaşması gereken sadelik hakkında birçok yazı kaleme alındı. Azerbaycan Türklerini, Rus mezalimine karşı mücadele etmeye çağıran Azerbaycan Türklerinin ünlü yazarı Emin Abid, “Batı, Türk'ün güzel yüzünün zafer gülümsemesini hissetmesini istemiyor. Batı, Türk kalbinin, Türk dünyasının maneviyat güneşi ile aydınlanmasını istemiyor” cümlelerini kullanarak Türk Ocaklarının önemini vurgulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türklüğün bu yıkılmaz kalesi hakkında tarihe şu veciz ifadeleri düşmüştü: “Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı, yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın. Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı.” "BİR ASIRDIR TÜRKLÜĞÜN FAİDESİNE ÇALIŞAN TÜRK OCAKLARI..." Türk Ocakları Genel Merkezi, kuruluşun 113. yıl dönümünde yayımladığı açıklamada, "Bir asırdır Türklüğün faidesine çalışan Türk Ocakları 113 yaşında. Kutlu olsun" ifadelerini kullandı. Asırlık Çınar Türk Ocakları 1️⃣1️⃣3️⃣ Yaşında❗️????????#türkocakları113yaşında pic.twitter.com/vAgjVxxK3x — Türk Ocakları ???????? (@turkocaklari) March 24, 2025

Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı: Türk’e ait ne varsa sahip çıkmalıyız! Haber

Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı: Türk’e ait ne varsa sahip çıkmalıyız!

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Türk Ocakları Ankara Şubesinin 2 Şubat 2025 tarihinde gerçekleştirdiği 19. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın ardından Uğurcan Küçükağaoğlu başkan seçildi. Kırım Haber Ajansı (QHA), Uğurcan Küçükağaoğlu’nun Türk Ocakları Ankara Şubesi içinde planladığı faaliyetleri ve Türk dünyasına yönelik değerlendirmeleri üzerine sorular sordu. “GÜÇLÜ TÜRK MİLLETİNE HİZMET ETME GAYRETİ İÇİNDE OLDUM” Türk Ocakları ile 1986 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi iken tanıştığını aktaran Küçükağaoğlu, ilk görev yeri Samsun’da ocak ile irtibatını yürütmeye devam ettiğini belirtti. Küçükağaoğlu ortaöğretim ve üniversite dönemlerinde milliyetçi hareketlerin içinde aktif olarak bulunduğunu ifade etti. Küçükağaoğlu, “Güçlü Türkiye, büyük Türk milleti ve büyük Türk devleti mücadelemizde hem kamu çalışma hayatı içerisinde hem de sosyal hayatın diğer noktalarında hizmet etme gayreti içerisinde oldum. Samimi, inanmış bir Türk milliyetçisi ve Türk Ocakları içerisinde aidiyet duygusunu en üst düzeyde hisseden bir Türk Ocaklı olarak Ankara Şube Başkanlığını yürütüyorum.” değerlendirmesini yaptı. Türk Ocaklarını “asırlık bir çınar” olarak nitelendiren Küçükağaoğlu, 1987’de Ordu Türk Ocaklarının Kurucu Genel Sekreteri ve iki dönem başkanlığını yürüttüğünü, 2006 yılından bu yana Türk Ocakları Ankara Şubesi’nin Yönetim Kurulu Üyesi, Sekreteri ve Genel Başkan Yardımcılığını üstlendiğini dile getirdi. Türk Ocakları Ankara Şubesi’nin 25. Başkanı olduğunu ifade eden Küçükağaoğlu, “Sorumluluğumuzun ve yükümüzün farkındayız. İçinde bulunduğumuz bu süreç içerisinde Türk milliyetçilerine ve Türk Ocaklarına büyük sorumluluklar düşmektedir. Ekip çalışmasıyla birlikte, aldığımız noktadan daha ileriye götürme ülküsü dışında başka bir mücadelemiz olmayacak. Türk Ocaklarını Hacı Bektaşi’nin dediği gibi, ‘Sevgi muhabbeti kaynar, yanan ocağımızda’ ifadesinin vücut bulmuş haline getirerek; muhabbetin, kucaklaşmanın ve bir arada olma isteğinin ön planda olduğu, ilim kültür ve eğitim yuvası ülküsünden başka gayretimiz yoktur.” dedi. TÜRK DİLİ VE ORTAK ALFABEYE DİKKAT ÇEKTİ Daha önce Türkçenin Diriliş Hareketi Derneğinin Kurucu Genel Sekreterliğini üstlendiğini belirten Küçükağaoğlu, görevini hala devam ettirdiğini söyledi. Küçükağaoğlu, Yunus Emre’nin “arı, sade Türkçe” anlayışını sürdürdüklerini sözlerine ekledi. Buradaki çalışmalarını Türk Ocakları bağlamında sürdürme gayreti içerisinde de olduğunu belirten Küçükağaoğlu, Türk dünyasının ortak alfabe çalışmalarına işaret etti. Küçükağaoğlu, “Türk dünyası coğrafyalarının birbiriyle hemhâl olabilmesi ve iletişimini sağlayabilmesi için aynı ortak dili kullanması gerekiyor. Bu noktada derneğimizle yürüttüğümüz çalışmalar oldu. Bunu Türk Ocakları bünyesinde de kimliğimiz olan, ses bayrağımız olan Türkçemize de ağırlık vererek hem genç arkadaşlarımızın Türkçeyi daha düzgün kullanmasını hem de Türkçemizin bütün Türk dünyasında anlaşılır hale gelmesi noktasında paydaş kuruluşlarla çalışmalar yapacağız. Bu konuda proje hazırlıkları içerisinde olacağız. Ortak dili birlikte oluşturmaya gayret edeceğiz.” bilgisini verdi. ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ İLE İŞ BİRLİĞİ Küçükağaoğlu bu yönde eğitim kurumlarının Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü ile iş birliği yapacaklarını kaydetti. Küçükağaoğlu, “Türk Ocakları olarak ses bayrağımız Türkçeyi yaşatmaya gayret edeceğiz. Türk’e ait ne varsa sahip çıkmalıyız. Türk dili de bunlardan birisidir.” yorumunda bulundu. “KIRIM BİZİM İÇİN ÖZEL BİR TÜRK YURDUDUR” QHA’nın sorusu üzerine Türkiye’de Kırım Tatar diasporası ile alakalı planlanan program ve iş birliklerinden söz eden Küçükağaoğlu yanıtına, Türk Ocaklarının genel politikasının Türk yurtlarının değerli olduğunu vurgulayarak başladı. Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türk Ocakları Genel Merkezine yönelik ziyaretini anımsatan Ankara Şubesi Başkanı Uğurcan Küçükağaoğlu, “Kırım dernekleri ve Kırım’ın acısını yüreğinde hisseden derneklerle ortaklaşa çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Türk Ocakları Ankara Şubesi olarak da Kırım konulu faaliyetlerimize her sene yer verdik. Bundan sonraki süreçte iş birliğimizi daha da genişletmeyi ve sıklaştırmayı hedefliyoruz. Kırım bizim için özel bir Türk yurdudur.” dedi. Öte yandan Türk birliğine işaret eden Küçükağaoğlu, aynı acının ve aynı heyecanın birlikte yaşanması gerektiğinin altını çizdi. Her şeyden önce gönül köprüsünün kurulması gerektiğini vurgulayan Küçükağaoğlu, “Bunun için bir takım iş birlikleri gerekmektedir. Öncelikle kültür ve eğitim iş birliğine önem vermeliyiz.” diyerek başkan olduktan sonraki ilk toplantıda Türk coğrafyasındaki soydaşların birbiriyle olan iletişimi ele aldıklarını belirtti. “TÜRK OCAKLARININ ANA GAYESİ TÜRKLÜĞÜN YÜKSELTİLMESİ VE YÜCELTİLMESİDİR” Kültürel bağın önemine dikkat çeken Küçükağaoğlu, eğitim ve iletişim ile iş birliklerin önünün açılacağını vurguladı. Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı, Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) da bu mantıkla hareket ettiğini ve şimdi ekonomi, askerî anlamda iş birliği yapıldığını aktardı. Küçükağaoğlu, “Temennimiz, bütün Türk yurtlarının Türkiye Cumhuriyeti gibi hür ve bağımsız olmasıdır. Her soydaşımızın o coğrafyalarda özgür yaşama imkanına sahip kılınmasıdır. Türk Ocaklarının ana gayesi de Türklüğün yükseltilmesi ve yüceltilmesidir.” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.