SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türkçe

QHA - Kırım Haber Ajansı - Türkçe haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkçe haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türk edebiyatının usta ismi Yavuz Bülent Bakiler hayatını kaybetti Haber

Türk edebiyatının usta ismi Yavuz Bülent Bakiler hayatını kaybetti

Türk edebiyatının müstesna isimlerinden şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler, 28 Eylül 2025 tarihinde 89 yaşında vefat etti. 1936 yılında Sivas’ta dünyaya gelen Bakiler, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Türk kültürüne olan ilgisi onu gazetecilik, yazarlık ve şairlik alanlarında üretmeye yönlendirdi. TRT ve Kültür Bakanlığı’nda görevler aldı, birçok dergi ve gazetede yazılar yazdı. “Yalnızlık”, “Duvak”, “Seninle”, “Harmandan Sesler” gibi şiir kitapları ve “Üsküp’ten Kosova’ya”, “Türkistan Türkistan” gibi gezi ve deneme eserleriyle tanınan Bakiler, Türk dünyasına olan sevgisi ve Türk kültürünü yaşatma çabalarıyla edebiyat tarihinde müstesna bir yer edindi. Türk milliyetçiliğini yalnızca bir düşünce değil, aynı zamanda bir hayat tarzı olarak benimseyen Bakiler, eserlerinde daima milli birlik, kültürel süreklilik ve Türkçenin güzelliğini öne çıkardı. Onun şiirlerinde hem bireysel bir iç dünya hem de millet bilinci yan yana yürüdü. Ardında onlarca eser, binlerce okur ve güçlü bir edebî miras bırakan Yavuz Bülent Bakiler, Türk edebiyatında “milliyetçi şair” kimliğiyle her daim hatırlanacak. ERDOĞAN’DAN TAZİYE MESAJI Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yavuz Bülent Bakiler için taziye mesajı yayınladı. Erdoğan taziye mesajında, "Nice güzel şiiri, hatırayı, seyahatnameyi, biyografiyi, mektup tarzında kaleme aldığı eşsiz eseri edebiyatımıza armağan eden Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi Yavuz Bülent Bakiler'in vefatından derin üzüntü duydum. Merhum Bakiler'e Allah'tan rahmet diliyor, ailesine, dostlarına ve edebiyat camiamıza başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Rabb'im mekanını cennet eylesin." ifadelerini kullandı. MEMLEKETİNDE TOPRAĞA VERİLECEK Yavuz Bülent Bakiler için yarın ikindi namazını müteakip Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi'nde cenaze namazı kılınacak. Bakiler'in naaşı, vasiyeti üzerine Sivas'a götürülerek 30 Eylül'de babası Cezmi Bakiler'in yanına defnedilecek.

26 Eylül Türk Dil Bayramı kutlu olsun! Haber

26 Eylül Türk Dil Bayramı kutlu olsun!

Bundan tam 93 yıl önce İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda Birinci Türk Dil Kurultayı hayata geçirildi. O gün, Türk Dil Bayramı olarak ilan edildi. Türkiye'nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 26 Eylül 1932-6 Ekim 1932 tarihleri arasında düzenlenen Birinci Türk Dil Kurultayı'nın açılış günü olan 26 Eylül tarihi, her yıl “Türk Dil Bayramı” olarak kutlanıyor. “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” adıyla 12 Temmuz 1932’de kurulan ve ardından “Türk Dil Kurumu” ismini alan cemiyetin düzenlediği Birinci Türk Dil Kurultayı'nda çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı bir araya geldi. Türkçe’nin önemine dikkat çekmek adına 26 Eylül günü “Türk Dil Bayramı” ilan edildi. TÜRK DİL BAYRAMI TARİHİ Milletin var olabilmesi için dilin en önemli unsur olduğuna dikkat çeken ve Türk dili üzerinde çalışmaları teşvik eden Mustafa Kemal Atatürk, 11 Temmuz 1932 tarihinde bir akşam yemeği esnasında, dil işlerine yoğunlaşılması gerektiğini söyleyerek bu konuda ciddi bir atılım gerçekleştirdi. Türk Dili Tetkik Cemiyeti adında 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk dili ile ilgili bir kurum kuruldu. Daha sonra Samih Rifat, Ruşen Eşref (Ünaydın), Celâl Sahir (Erozan) ve Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) İçişleri Bakanlığına giderek başvuruda bulunmasıyla kurumun adı Türk Dil Kurumu olarak değiştirildi. Türk Dil Kurultayı, Türk dilinin gelişmesi ve zenginleşmesi adına önemli bir girişim olarak tarihe geçti. “TÜRK DİLİ, DİLLERİN EN ZENGİNLERİNDENDİR” “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk

TDK Başkanı Prof. Dr. Mert’ten Dil Bayramı'nda QHA’ya özel röportaj Haber

TDK Başkanı Prof. Dr. Mert’ten Dil Bayramı'nda QHA’ya özel röportaj

Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, 26 Eylül Dil Bayramı dolayısıyla Kırım Haber Ajansı’na (QHA) özel açıklamalarda bulundu. Mert, Türk dilinin yalnızca bir iletişim aracı değil, Türk dünyasının ortak hafızası ve kimliği olduğunu vurguladı. "İNSAN, DİLLE İNSAN OLUR" Mert, Türk dilinin Türk dünyasındaki en önemli varlık olduğuna vurgu yaptı ve “Zaten insan da dille insan olur. Her milletin ortak bir dili vardır.” dedi Kurucu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu bilinçle TDK’yi kurduktan kısa süre sonra I. Türk Dili Kurultayı’nı topladığını hatırlatan Mert, I. Türk Dili Kurultayı’na dünyanın dört bir yanından ve Türkiye’den akademisyenlerin katıldığını hatırlattı. “TÜRKÇE İÇİN TARİHÎ KARARLAR ALINDI” Türkçe tarihinde ilk kez bir devlet başkanının akademik bir zeminde bilim insanlarıyla bir araya geldiğini vurgulayan Mert, “Dokuz gün süren kurultay canlı olarak radyodan yayınlandı, halk da sürece dâhil oldu. Akademisyenlerin değerlendirmeleri ve halkın katılımıyla Türkçenin geleceğine dair önemli kararlar alındı.” dedi. Mert, kurultayın ardından Halit Fahri Ozansoy’un önerisiyle 26 Eylül’ün “Dil Bayramı” olarak kabul edildiğini kaydetti. “Bugün de her 26 Eylül’de akademik faaliyetler ve çeşitli etkinliklerle bu günü kutluyoruz.” diyen Mert, iki yıl önce Bakü’de, Birinci Türkoloji Kongresi’nin yapıldığı salonda kutlama gerçekleştirdiklerini belirtti. “HER YIL AKADEMİK FAALİYETLERLE KUTLUYORUZ” Her yıl 26 Eylül’de Türk Dünyası Edebiyat Ödülleri’nin verildiğini anımsatan Mert, “Bu yıl da az önce bahsettiğim gibi ödülleri takdim edeceğiz. Böylece 26 Eylül’ü, toplumumuzda ve Türk dünyasında dil bilincini artırmak, Türkçe’nin önemini vurgulamak için bir vesile olarak değerlendiriyoruz.” dedi.

TDK Başkanı Mert: Gaspıralı’nın felsefesi bugün Türk dünyasının yolunu aydınlatıyor Haber

TDK Başkanı Mert: Gaspıralı’nın felsefesi bugün Türk dünyasının yolunu aydınlatıyor

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı (TDPV) iş birliğinde 24 Eylül 2025 tarihinde Ankara Ticaret Odası Meclis Salonu’nda “İsmail Bey Gaspıralı Anma ve Belgesel İlk Gösterimi Programı” düzenlendi. Etkinlik sonrasında Kırım Haber Ajansı (QHA) mikrafonlarına konuşan Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, İsmail Bey Gaspıralı'nın fikirlerinin günümüzde de yol gösterici olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Mert, Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarının bugün Türk devletlerinin geliştirdiği politikaların felsefi temelini oluşturduğunu belirterek, "Bugün Türk dünyası adına yapılan devletler düzeyinde yapılan işlere bakarsanız hepsinin arkasındaki felsefe aslında İsmail Bey Gasparalı'nın felsefesi: Dilde, fikirde, işte birlik. Bu çok doğru bir tespit, doğru bir felsefe. Dilde birliği sağlamadan, fikirde, fikirde birliği sağlamadan, işte birliği sağlayabilmemiz mümkün değil." dedi. "ORTAK BİR İLETİŞİM ARACI GEREKİYOR" Ayrıca Prof. Dr. Mert, geçmişte Türk dillerinin büyük ölçüde birbirini anlayabilir durumda olduğunu hatırlatarak, "Lehçe konuşan topluluklar yakın coğrafyalarda yaşıyor, iletişimde zorlanmıyordu. Ancak yaşanan gelişmelerle Türk toplulukları Asya’da dağıldı ve zamanla lehçeler arasındaki anlaşılabilirlik azaldı." ifadelerini kullandı. Mert, günümüzde kendi içlerinde farklılıklar gösterse de bu lehçelerin ortak bir iletişim diline ihtiyacı olduğunu vurguladı. Mert, “Bütün devletlerimizin dilleri korunacak ve gelişecek. Fakat bunun yanında mutlaka ortak bir iletişim dili oluşturmalıyız. Ortak bir dil olmadan herhangi bir alanda iletişim kurmamız, iş birliğini geliştirmemiz ve Türk dünyasında kolektif bir düşünce ortaya koymamız mümkün değildir.” şeklinde vurgu yaptı. 1991’den bu yana Türk dünyasında dil birliği konusunun devletler düzeyinde ele alındığını, 2022 yılında ise ilk kez alfabe birliği konusunda siyasi iradenin ortaya konduğunu hatırlatan Mert, Türk dünyasında alfabe birliği sürecinde bizzat görev aldığını belirtti. GASPIRALI BUGÜN HÂLÂ YOLUMUZU AYDINLATAN BİR IŞIK YAKTI Bununla birlikte bu sürecin akademik tarafını tamamladıklarını bildiren Mert, bugün Türk Devletleri Teşkilatı (TDK) ve teşkilata bağlı kuruluşların, ayrıca TDK, Yunus Emre Enstitüsü (YEE), Maarif Vakfı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve diğer Türkiye’de Türk dünyasına yönelik faaliyet gösteren kurumların bu vizyonu desteklediğini vurguladı. TDK Başkanı, “Bütün bu çalışmalar, dikkat ederseniz, Gaspıralı’nın felsefesinin bugünkü temsilcileridir. Gaspıralı bir ışık yaktı. Bu ışığın ne kadar süreyle yolumuzu aydınlatacağını kimse bilemezdi ama bugün hâlâ zihin dünyamızı aydınlattığından şüphem yok.” ifadelerini kullandı.

Tebriz'de bir aile 8 yıl sonra Türkçe isim savaşını kazandı! Haber

Tebriz'de bir aile 8 yıl sonra Türkçe isim savaşını kazandı!

İran'ın sistematik baskıları dolayısıyla Güney Azerbaycan'da Türkçe isimleri yasaklanmaya devam ediyor. Tebriz'de listeden seçilerek yeni doğan çocuklara isim tercihi yapılması konusunda baskı yapılıyor. Tebriz Vatandaşlık Dairesinin tüm engellemelerine rağmen Aslanî ailesi verdiği mücadeleyi 8 yıl sonra kazandı. Oğluna "Atalay" ismini koyan ancak yetkililerin müdahalesi nedeniyle Türkçe isimden dolayı kimlik alamayan Ali Aslanî nihayet oğlunun ismine kavuştuğunu duyurdu. Aslanî ailesinin avukatı Asgar Mehemmedi'nin mücadelesi ile Atalay, doğum belgesini alabildi. Bu bağlamda Ali Aslanî "Balamın Adı" kampanyası bağlamında süreci paylaştı. Güney Azerbaycan medyası Günaz Tv'nin gündeme taşıdığı haberine göre Aslanî şu açıklamayı yaptı: "Oğlumuz 19 Temmuz 2018'de doğdu ve ona Atalay ismini verdik. Ancak Tebriz Vatandaşlık Dairesi yetkilileri bu ismin tesciline karşı çıktı. Bu ismin İstanbul Türkçesi olduğunu ve yabancı bir isim olduğunu söylediler. Tüm belgeleri toplayıp Tahran'a başvurmama rağmen başvurumu reddettiler. Bunun üzerine bir avukat tutmak ve temyiz başvurusunda bulunmak zorunda kaldık. İlk derece mahkemesi, ardından istinaf mahkemesi aleyhimize olumsuz karar verdi ve itirazımız üzerine dava ülkenin İdari Mahkemesine gönderildi. Bu mahkeme de görevsizlik kararı vererek bu davanın kendileriyle ilgisi olmadığını beyan etti. Bunun üzerine avukatımız olarak Asgar Muhammed Bey'i seçtik ve nihayet 8 yıllık hukuk mücadelesinin ardından Tebriz Sulh Mahkemesi 18 Ağustos 2025'te lehimize karar verdi. Bundan sonra, Nüfus Müdürlüğü Atalay adına doğum belgesi düzenledi." İran'ın baskısı nedeniyle doğum belgesi olmayan çocuklar süt tozu ve ücretsiz aşı gibi birçok ayrıcalıktan yararlanamıyor. Ayrıca, hastaneler kimlik belgesi olmayan çocukları kabul etmiyor. Bu sebeple birçok aile çocuklarına Türkçe isim koyamıyor.

Azerbaycanlı yazardan dikkat çeken öneri: Türkiye Türkçesi resmî dil olsun Haber

Azerbaycanlı yazardan dikkat çeken öneri: Türkiye Türkçesi resmî dil olsun

Azerbaycanlı gazeteci ve yazar Şahbaz Huduoğlu, Türkiye Türkçesinin Azerbaycan'da resmî devlet dili olarak kabul edilmesini önererek dikkat çekici bir tartışma başlattı. "Bir Millet, Bir Dil!" sloganıyla bu fikrini dile getiren Huduoğlu, bu değişikliğin iki kardeş ülke arasındaki ilişkileri pekiştireceğini savundu. "TÜRKİYE TÜRKÇESİ, BİR MEDENİYET DİLİ" Kırım Tatar edebiyatını Azerbaycanlı okurlarla buluşturan Kanun Neşriyatın (Qanun Neşriyyat) sahibi olan Huduoğlu, Türkiye Türkçesinin son yüz yılda büyük bir medeniyet dili haline geldiğini belirtti. "Türkiye Türkçesi, son yüzyılda büyük bir medeniyet dili haline gelmiştir." ifadelerini kullanan yazar şöyle devam etti: Dünyanın her yerinde milyonlarca insan bu dili öğreniyor. Eğer biz de bu dili resmi dil olarak benimsersek, dünya çapında iletişim kurmamız çok daha kolay olur. Huduoğlu, iki ülke arasındaki dil, din ve kültür birliğine vurgu yaparak, ortak bir yazı dilinin bu bağları güçlendireceğini ve gelecek nesillere aktaracağını söyledi. KİRİL ALFABESİ ELEŞTİRİSİ Bazı Türk devletlerinde hâlâ kullanımda olan Kiril alfabesine de değinen Huduoğlu, “Kiril alfabesi, bizi hem geçmişimizden hem de Türk dünyasından koparıyor. Latin alfabesine geçiş, bu kopukluğu ortadan kaldıracak ve modern dünyaya entegrasyonumuzu hızlandıracaktır.” şeklinde konuştu. "Dil, bir milletin hafızası ve kimliğidir. Güçlü bir kimlik için güçlü ve yaygın bir dil şarttır" diyerek sözlerini tamamlayan Huduoğlu, bu konunun ülke gündemine alınması ve ciddi bir şekilde tartışılması gerektiğini belirtti.

“İrpin – Benim Evim” isimli eser Türkçeye çevrildi Haber

“İrpin – Benim Evim” isimli eser Türkçeye çevrildi

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana sürdürdüğü topyekûn işgal girişimi ve saldırılarında; işgalin Şubat-Mart 2022 döneminde Ukrayna’nın İrpin şehrinde yaşanan çatışmaları çocukların gözünden anlatan “İrpin-Benim Evim” isimli eser Türkçeye kazandırıldı. Kitapta şiirler, hikâyeler ve çizimlerle oluşturulmuş savaş günlükleri yer alıyor. Sayfalarında, küçük yazarların endişeleri, umutları ve şehirlerine duydukları sevgi hayat buluyor. Ayrıca bu eser, dünyanın hiçbir yerinde çocukların yaşamaması gereken olaylara tanıklık eden genç İrpinlilerin duygu ve düşüncelerini yansıtıyor. 2024 YILINDA KARARLAŞTIRILMIŞTI Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, eser ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada; kitabın Türkçeye çevrilme fikrinin Eylül 2024’te Türkiye ve Romanya’dan Kırım Tatar Teşkilatları Platformu ile Türkiye-Ukrayna Dostluk Derneği temsilcilerinin Kıyiv’e gerçekleştirdiği ziyaret sırasında ortaya çıktığını duyurdu. Yüksel, “O zaman yapılan resmî görüşmeler esnasında misafirler İrpin’i ziyaret etti. Bu kitap orada onlara ilk kez gösterildi. Ve o an Ukraynalı çocukların sesi, Ukrayna sınırlarının ötesinde, daha fazla ülkede yankı bulabilsin diye kitabın Türkçeye çevrilmesi fikri doğdu.” dedi. RESMÎ TANITIMI GERÇEKLEŞTİRİLECEK Yüksel ayrıca yakın zamanda kitabın tanıtımının gerçekleştirileceğini de bildirdi ve “Bu kitap yalnızca yaratıcı bir proje değil, bir hafıza çalışmasıdır. Bir kanıttır… Ve bizler, İrpinli çocukların sesiyle bu hafızayı korumakla sorumluyuz!” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.