SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yolsuzluk

QHA - Kırım Haber Ajansı - Yolsuzluk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yolsuzluk haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırımoğlu: Hayatım boyunca sonucu ne olursa olsun ahlaki görevimi yerine getirdim Haber

Kırımoğlu: Hayatım boyunca sonucu ne olursa olsun ahlaki görevimi yerine getirdim

Ukrayna Parlamentosu (Verhovna Rada) tarafından bu hafta içinde kabul edilen yasa tasarısı, ülkenin gündemine bomba gibi düştü. Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ve Özel Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı (SAP) kurumlarının kimi yetkilerini Ukrayna Başsavcılığına devreden tasarının parlamentoda kabul edilmesi ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy tarafından imzalanması sonrasında, 2022 yılından bu yana Rusya'nın topyekûn işgal girişimine karşı savaşan ülkede protestolar patlak verdi. Başsavcılık makamına atamanın doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından yapılması nedeniyle hükûmetteki yolsuzlukları soruşturmakla görevli olan NABU ve başlatılan cezai soruşturmaları denetlemekle sorumlu olan SAP'ın bağımsızlığını ve söz konusu soruşturmaların doğruluğunu zedeleyebileceğini savunan protestocular başkent Kıyiv başta olmak üzere Ukrayna genelinde düzenledikleri eylemlerde tepkilerini dile getirdi. Avrupa Birliği (AB) tarafından da eleştiriyle karşılanan yasa tasarısına lehte oy kullanan parlamenterler arasında Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu da yer aldı. Eylemcilerin "Euromaydan" ilkelerine ve Ukrayna'nın Avrupa entegrasyonuna yönelik bir tehdit olarak nitelendirdiği söz konusu 12414 sayılı yasa tasarısına Parlamentoda "evet" diyen 263 milletvekilinin arasında yer alan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, neden lehte oy kullandığını Kırım Haber Ajansına (QHA) açıkladı. PARLAMENTO GRUBUNDAN ORTAK KARAR ÇIKMADI Yasa tasarısının parti grubunda oldukça hararetli bir şekilde tartıştıklarını ve ne yönde oy kullanılması gerektiği konusunda ortak bir görüşün alınmadığını aktaran Kırımoğlu, "Bazıları anti-demokratik olduğunu düşünerek yasaya şiddetle karşı çıkarken, diğerleri savaş durumunda Cumhurbaşkanına, hükûmete veya Parlamentoya bağlı olmayan bir yürütme organının varlığının ülke için büyük riskler oluşturduğuna ve bu nedenle Başsavcılığın işlevlerini güçlendirirken NABU'nun yetkilerine bazı kısıtlamalar getiren bu yasayı desteklememiz gerektiğine inanıyordu. Sonunda her grup üyesinin kendi takdirine göre oy kullanmasına karar verildi. Ben lehte oy kullanmaya karar verdim." ifadelerini kullandı. Kırımoğlu, kanunun kabul edilip Zelenskıy tarafından imzalanması sonrasında getirilen eleştirilen bağlamında öngörülen uygulamanın Euromaydan'ın taşıdığı ruh, demokratik değerler, Avrupa standartlarıyla çelişip çelişmediği ve Avrupa ile entegrasyon sürecini yavaşlatma ihtimalini ise şu şekilde yanıtladı: Hem 2004'te "Turuncu Devrim" olarak adlandırılan ilk gösterilerde hem de Kasım 2013'ten Şubat 2014'e kadar süren ve "Onur Devrimi" olarak adlandırılan ikinci eylemlerde aktif olarak yer aldım. Ayrıca eylemlerde infaz edilen "Semavi Yüz Kahramanları"nın naaşları kaldırılırken Euromaydan kürsüsünde bir konuşma yaptım. İkinci protestolar, Yanukoviç rejiminin AB ile Ortaklık Anlaşması'nı imzalamayı reddetmesine bir tepkiydi. Yani halk, ülkenin rotasının Avrupa-Atlantik entegrasyonu yönünde olmasını talep ediyordu. Ayrıca ülkenin en üst makamlarında yolsuzlukla mücadele edecek etkili bir organın oluşturulması için çok sayıda protesto ve talep vardı. O dönemde Euromaydan'daki hiç kimse Rusya'nın yakında ülkemize saldıracağını, topraklarının bir kısmını işgal edeceğini ve ardından Ukrayna devletini yok etmek için İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kanlı savaşı başlatacağını düşünmüyordu. Ne de olsa bu ülke, diğer nükleer güçlerle birlikte 1994 yılında Budapeşte Memorandumu'nu imzalamış ve Ukrayna'nın nükleer cephaneliğinden vazgeçmesi karşılığında Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve güvenliğini garanti altına almıştı. Ama olan oldu... Bildiğiniz gibi savaş durumunda, ülkeyi daha etkin bir şekilde korumak amacıyla, barış zamanındaki demokrasi ilkelerine uymayan bazı kısıtlamalar getirilmiştir. Savaş bittikten sonra bu yasanın yeniden gözden geçirileceğini ve NABU'nun yetkilerinin iade edileceğini düşünüyorum. Ancak NABU, iktidarın en üst kademelerindeki yolsuzlukla mücadele için her derde deva bir çözüm değildir. BM üyesi 193 ülkeden sadece bir düzine ülkede bizim NABU'muza benzer kurumlar var. Avrupa ülkeleri arasında ise hatırladığım kadarıyla sadece Romanya, Arnavutluk, Bulgaristan, Fransa ve Litvanya'da var. Kendi NABU'ları olmadığı için diğer Avrupa ülkelerinde yolsuzluğun yaygın olduğu anlamına mı geliyor? "ÖNEMLİ OLAN, TARTIŞMALARIN ÜLKE İÇİN TEHLİKELİ BİR ÇATIŞMAYA DÖNÜŞMEMESİ" Öte yandan protestolar için sokağa çıkan insanlar arasında şahsen kendisine yönelik "hayal kırıklığı" duyduklarını söyleyenlere ise Kırımoğlu şöyle seslendi: Hayatım boyunca hiç kimseyi etkilemek için yola çıkmadım. Her zaman, -benim için kişisel sonuçları ne olursa olsun- ahlaki görevimi yerine getirmem gerektiğine inandım. Örneğin, Sovyet döneminde insanların benim gibi muhaliflere karşı tutumu konusunda bir kamuoyu yoklaması yapılsaydı, eminim ki büyük çoğunluk benim gibi alçakların kurşuna dizilmesi gerektiğini söylerdi. Elbette, bu yıl 22 Temmuz'da Verhovna Rada tarafından kabul edilen 12414 sayılı yasa tartışmalı, bunu onaylayan ve onaylamayan birçok insan var. Demokratik bir ülke için bu gayet normaldir. Önemli olan, tartışmaların ülke için tehlikeli bir çatışmaya dönüşmemesi ve her iki tarafın da haklılığını yalnızca yasal yollarla savunmasıdır. Örneğin Ukrayna Anayasa Mahkemesi bu yasanın Anayasa'ya aykırı olduğuna karar verirse, yasa iptal edilecektir. UKRAYNA'DA HÜKÛMET GERİ ADIM ATTI Öte yandan söz konusu eylemler ve toplumsal muhalefet neticesinde Ukrayna'da hükûmet geri adım attı ve NABU ile SAP kurumlarının bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi adına yeni yasa sürecini başlattı.

Çin ordusunun üst düzey yetkilisi ve Çin liderinin en yakın adamı gözaltına alındı! Haber

Çin ordusunun üst düzey yetkilisi ve Çin liderinin en yakın adamı gözaltına alındı!

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ordu içindeki büyük temizlik harekâtına devam ediyor. Son olarak, Çin ordusunun en yüksek karar organı olan Merkezi Askeri Disiplin Komisyonunun generali ve Şi Cinping'in en yakın müttefiki olarak bilinen Miao Hua, "disiplin ihlalleri" nedeniyle gözaltına alınarak görevinden uzaklaştırıldı. Çin'in resmi devlet ajansı Xinhua'nın aktardığına göre; görevden alınan Hua'nın yerine daha önce Hava Kuvvetlerinde görev yapmış olan 61 yaşındaki General Chen Hui'nin getirildiği bildirildi. Hui ayrıca nisan ayında yeni Çin Havacılık ve Uzay Kuvvetlerinin Siyasi Komiseri olarak atanmıştı. ÜST ÜSTE GELEN GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ Çin Savunma Bakanlığı Sözcüsü Wu Qian, 24 Aralık 2024 tarihinde General Hua'nın görevden alınmasının ardından yaptığı açıklamada, üst düzey askeri yetkilinin soruşturma geçireceğini duyurdu. Çin'de bu tür ifadeler, genellikle yolsuzluk soruşturmalarını işaret ediyor. Hua'nın Şi'nin yakın bir müttefiki olarak bilindiği ve ordunun siyasi çalışmalarından sorumlu olduğu belirtiliyor. Çin’in askeri liderliği, Şi’nin kişisel olarak yönlendirdiği bir yapı haline gelirken, son dönemde artan yolsuzluk soruşturmaları, Çin liderinin bu sorunu çözmede ne kadar zorlandığını gözler önüne seriyor. SİSTEMDEKİ BÜYÜK VE KÖKLÜ YOLSUZLUK Son birkaç ayda Çin'deki askeri ve siyasi alanda üst düzey birçok yetkili görevden alındı. Bu gelişmelerin en çarpıcı örneği, Eski Savunma Bakanı Li Şangfu'nun ve Çin ordusundaki nükleer silahları yöneten Roket Kuvvetlerine bağlı isimlerin görevden alınmasıydı. Çin’de bu tür düşüşler, sadece kişisel başarısızlıklar değil aynı zamanda sistemdeki büyük ve köklü yolsuzlukların da bir göstergesi olarak görülüyor. Şİ'NİN SEÇİMİNE GÖLGE DÜŞÜREN OLAYLAR General Hua’nın da aynı Li Şangfu gibi Şi Cinping tarafından güvenilen bir isim olarak yükselmesi, Şi Cinping'in seçim sürecine dair soru işaretleri doğuruyor. Çin’de, özellikle savunma bakanları ve yüksek askeri yetkililerin yolsuzluk soruşturmalarına takılması, liderin yönetimdeki gücünü sorgulatıyor. Şi yönetimindeki Çin’de son yıllarda birçok üst düzey yetkili yolsuzluk nedeniyle görevden alındı ancak Hua'nın düşüşü, Şi’nin en yakınındaki isimlerden birinin bile sistemden elenebileceğini gösteriyor.

Kazakistan'da yolsuzluk suçlarına ağır darbe Haber

Kazakistan'da yolsuzluk suçlarına ağır darbe

Kazakistan, yolsuzlukla mücadele çerçevesinde 2 milyar dolardan fazla değere sahip varlıkları geri kazandı. Bu varlıklar arasında dikkat çeken gayrimenkuller de bulunuyor. Eski kamu görevlisi Satıbaldiulu K.'den devlete ait mülkler geri alındı. Bunlar arasında Almatı'daki "Kaisar Tower" İş Merkezi 7,9 milyar Kazakistan tengesi (16,7 milyon dolar) değerinde olup Kazakistan Ulusal Kadın Pedagoji Üniversitesi'ne devredildi. Ayrıca, 800 milyon tenge (1,7 milyon dolar) değerindeki bir idari bina, Kazakistan Ulusal Güzel Sanatlar Akademisi'ne (T.K. Zhurgenov) aktarıldı. ASTANA'DAKİ MÜLKLER SOSYAL HİZMETLERE KAZANDIRILDI Astana'da, toplam değeri 5 milyar tengeyi (10,4 milyon dolar) aşan üç malikane, engelli çocuklara destek vermek amacıyla Psikolojik ve Pedagojik Rehabilitasyon Merkezine devredildi. ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ Anti-Yolsuzluk Ajansı, varlık geri kazanım çabalarında uluslararası iş birliğinin önemini vurguladı. Kazakistan; Avusturya, Fransa, Liechtenstein, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Türkiye ve Rusya gibi ülkelerden varlıkları da geri aldı. Özellikle Avusturya'dan 36,8 milyar tenge (76.7 milyon dolar), Liechtenstein'dan 116,7 milyar tenge (243,1 milyon dolar), Türkiye'den 2,2 milyar tenge (4,6 milyon dolar) ve BAE'den 6,3 milyar tenge (13,1 milyon dolar) geri aldı. KOSTANAY BÖLGESİNDE STRATEJİK KAYNAKLAR DEVLETİN OLDU Devlet, Kostanay bölgesindeki Şevçenkovskoye maden yatağının mülkiyetini de geri aldı. Bu maden ocağı 5,6 trilyon tengeyi (11,7 milyar dolar) aşan büyük nikel ve kobalt rezervleri içeriyor. Kazakistan Sanayi ve Altyapı Geliştirme Eski Bakan Yardımcısı Toktabaev T.'nin görev suistimali suçlamasıyla açılan davanın ardından bahsi geçen bu varlık devletin eline geçti. SON 2.5 YILDA 2.3 MİLYAR DOLAR GERİ KAZANILDI Kazakistan Anti-Yolsuzluk Ajansı, devam eden çabaları doğrultusunda 1 trilyon tengeyi (2 milyar doların üzerinde) aşan varlıkları geri kazandığını duyurdu. 2024 yılı başından itibaren tamamlanan cezai davalar yoluyla yaklaşık 195 milyar tenge (406,3 milyon dolar) geri kazanıldı. Son 2,5 yıl içinde ajans, oligopolilerden elde edilen varlıklar da dahil olmak üzere Kazak halkına 1,1 trilyon tenge (2,3 milyar dolar) iade etti.

Rus ordusundaki yolsuzluk tutuklamaları devam edecek Haber

Rus ordusundaki yolsuzluk tutuklamaları devam edecek

Rusya Savunma Bakanlığı yetkililerine yönelik olarak başlatılan yolsuzluk tutuklamaları gündemde sıcaklığını korurken, Birleşik Krallık istihbaratı, benzer suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmaların devam edeceği öngörüsünde bulundu. Ukrinform haber ajansının gündeme taşıdığı söz konusu kanaat, İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından sosyal medya platformlarından elde edilen verilere dayanarak oluştu. Birleşik Krallık istihbaratı “Yolsuzluk Rus Savunma Bakanlığında derin bir şekilde yerleşmiş durumda ve muhtemelen daha fazla tutuklama yapılacak” görüşünü paylaştı. RUS ORDUSUNDA RÜŞVET SKANDALI BÜYÜYOR 22 Mayıs'ta Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik olarak yürüttüğü topyekûn saldırı ve işgal girişimi sürecinde Rusya'nın yaşadığı askerî aksaklıkları eleştiren ve geçen yıl Temmuz ayında görevden alınan Tümgeneral Ivan Popov, "geniş çaplı dolandırıcılık" suçlamasıyla askerî mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Rusya'daki 235. Garnizon Askeri Mahkemesinin basın servisi tarafından 23 Mayıs 2024 tarihinde yapılan açıklamada, Rus Silahlı Kuvvetleri Ana İletişim Müdürlüğü Başkanı ve Genelkurmay Başkan Yardımcısı Korgeneral Vadim Şamarin'in, bir rüşvet davası kapsamında tutuklandığı bildirilmişti. Korgeneral Şamarin'in tutuklanmasından bir ay önce ise, Savunma Bakan Yardımcısı Timur Ivanov ve Savunma Bakanlığı Ana Personel Dairesi Başkanı Korgeneral Yuri Kuznetsov gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Her ikisi de özellikle büyük ölçekte rüşvet almakla suçlanıyor. Yuri Kuznetsov toplam 30.5 milyon ruble rüşvet almakla suçlanırken, Timur Ivanov ise bin 185 milyar ruble almakla suçlanıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.