Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu: Atatürk’ün fikirlerini içeren program Kırım’da yazılmıştı
Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu: Atatürk’ün fikirlerini içeren program Kırım’da yazılmıştı
DTCF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, Türk dünyasında millî uyanış hareketinin öncüsü İsmail Bey Gaspıralı'nın fikirlerini ve çalışmalarını QHA'ya değerlendirdi.
Haber Giriş Tarihi: 14.07.2025 13:22
Haber Güncellenme Tarihi: 14.07.2025 15:03
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Tarih Bölümü Genel Türk Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, Türk dünyasında millî uyanış hareketinin öncüsü Kırım Tatar siyasetçi, düşünür, yazar, eğitimci ve yayıncı İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk dünyası ve Türk dili için yaptığı kültürel ve siyasî atılımları Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. Prof. Dr. Gündoğdu, Gaspıralı’nın ideolojisinin Atatürk gibi Türk dünyasında büyük ve önemli yeri olan isimlerin fikirlerine ışık tuttuğunu vurguladı.
“İSMAİL BEY GASPIRALI TÜRK DÜNYASINDA AYDINLANMA HAREKETİNİN BÜYÜK BİR ÖNCÜSÜDÜR”
Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk dünyasında büyük aydınlanma hareketinin öncülerinden birisi olduğunu, bu yönüyle aslında Türklerin millî uyanış çağına girişini büyük oranda temin eden ve bu yolda ilerlemesini sağlayan en önemli öncülerden biri olduğunu aktardı. 19. yüzyıl sanayi ve demokratik devrimlerini arkasına almış muazzam bir Batı gücü karşısında dünyanın geri kalan bütün bölgelerinin sömürge veya yarı sömürge durumuna geldiğini belirten Gündoğdu, bu şartlar altında Doğu’nun aydınlanması için pek çok şahsiyetin faaliyet gösterdiğini, Türkler ve Müslümanlar arasında ise İsmail Bey Gaspıralı’nın bu konuda öncülük ettiğini dile getirdi.
Gündoğdu, Türk halklarını ve Müslümanları yarı sömürge ve sömürge durumundan nasıl kurtarmak gerektiğine dair İsmail Bey Gaspıralı’nın bir seyyah, aydın, gazeteci ve eğitimci olarak, hem Batı'yı yakından tanıyarak hem Türk dünyasının değişik bölgelerini gezip görerek bütün bu temel meselelere karşı çözüm arayışı içerisinde olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Müslümanları, özellikle de Türkleri aydınlanma ve uyanış yoluna sokmak için çeşitli teşebbüsleri ve çözüm önerileri olduğunun altını çizerek, onun Türk aydınlanmasında üstlendiği bu kıymetli vazifenin, Türkler için büyük bir öncü olduğunu kaydetti.
“DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK”
İsmail Bey Gaspıralı’nın ortak Türk dili oluşturma ve “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarı hakkında yaptığı değerlendirmede Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, “İsmail Bey Gaspıralı’nın döneminde en temel kavramlar arasında ilk olarak uyanış öne çıkar. İkinci olarak ise birlik fikri gelir. Çünkü dünyanın değişik bölgelerinde topluluklar birlik oluşturarak mütecanis (bağdaşık) gruplar kendi aralarındaki tesanüdü (dayanışmayı) ve iş birliğini artırarak, bir birlik teşkil ediyorlardı. Bu daha çok milliyetçi fikirler çerçevesinde meydana geliyordu. İşte bu birlik ve uyanış siyasetinin en önemli aracı dil idi. Dil ortak iletişim olarak tarihi ve kültürü aynı olan ve aynı sorunla karşı karşıya gelmiş toplulukların çözüm yollarını, meselelerinin ne olduğunu, aralarında konuşup anlaşabilmeleri için büyük önem arz ediyordu. Dolayısıyla ortak tarihi, kültürü ve meseleleri paylaşan topluluklar arasında iletişimin en önemli vasıtası dildi. Bu vasıtanın işlendiği öncelikli alanlar da eğitim kurumları ve basın idi. İsmail Bey Gaspıralı bütün mesaisini bu alana yoğunlaştırmıştır. Bu bakımdan İsmail Bey Gaspıralı’nın dilde birlik fikri bütün Türk dünyasında ortak sorunlara karşı, durum tespiti yapmak, çözüm yollarını göstermek ve bunu hayata geçirmek noktasında öne çıkıyordu.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın ülküsünün “dilde, fikirde, işte birlik” üzerine kurulu olduğunu, kendi hayat felsefesini ve mücadelesini bunun üzerine inşa ettiğini vurguladı. Önce iletişimi temin edecek bir ortak dilin ortaya çıkması, geliştirilmesi ve bununla yaratılacak fikir ve edebiyatın bu anlamda çözüm yollarını ifade ettiğini belirten Gündoğdu, dilde birliğin hayata geçirilmesinin ardından işte birlik, yani artık daha somut iş birliği alanlarına ve çözüm yollarına yönelik fikirlerin hayata geçtiği aşamaya geldiğini aktardı.
TÜRK AYDINLANMASINDA İSMAİL BEY GASPIRLANIN ROLÜ
İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk aydınlanması ve çağdaşlaşması için yaptığı atılımlar hakkında konuşan Prof. Dr. Gündoğdu “Türkiye'nin 19. yüzyıldaki etki alanı sayılabilecek Kafkasya, Kırım, İdil Ural bölgelerinde, Türk aydınlanması dediğimiz bir aydınlanma hareketi var. Bu hareket, hem Osmanlı Türkleri arasında hem Rusya mahkûmu olan Türkler arasında farklı gerekçelerle, farklı sınıfsal tabanlarla, farklı yollardan olsa da belli bir noktada aynı eksene doğru akmaya başlamıştır. İşte bu Türk aydınlanması dediğimiz şey zamanla Türk millî uyanışı ve Türk çağdaşlaşması olarak karşımıza çıkacaktır.” ifadelerini kullanarak, 19. yüzyılda Türkiye’nin etki alanında bulunan Türk halkları için İsmail Bey Gaspıralı’nın çeşitli meseleler karşısında gösterdiği çözüm yollarını ve yaklaşım biçimlerinin önemini anlattı.
“İSMAİL BEY GASPIRALI TÜRK AYDINLANMASININ EN BELİRGİN VASFI OLARAK KADIN SORUNUNA GÖSTERDİĞİ HASSASİYETLE AYRIŞMAKTADIR”
Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk aydınlanması ve çağdaşlaşmasıyla ilgili meselelere getirdiği çözüm yolları arasında özellikle kadın sorununu İslam dünyasında ön planda tuttuğunu ve bu yönde önemli adımlar attığını kaydetti. İsmail Bey Gaspıralı’nın 19. yüzyılda ve 20. yüzyıla girerken Kafkasya'da ve Türkiye'de Türkçülerin ve aydınlanmacıların, yaklaşımlarının İslam dünyasında hâlâ bugün bile ulaşılabilmiş bir seviyede olmadığını belirten Gündoğdu, “İdil-Uralda, Kafkasya'da ve bilhassa Kırım'da, İsmail Bey Gaspralı, özellikle Türk aydınlanmasının en belirgin vasfı olarak kadın sorununa göstermiş olduğu hassasiyetle ayrışmaktadır.” dedi.
Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Müslüman kadının hukuku üzerine odaklı deklarasyonuyla hem Tercüman gazetesini çıkarırken hem de seyahat notlarında, hikayelerinde ve fikir yazılarında sürekli bu konuyu taze tuttuğunun altını çizdi. Esas itibarıyla öncülüğünü Gaspıralı'nın yaptığı Kafkasya ve İdil-Ural’daki Türkçü aydınlar tarafından ve Türkiye'de bilhassa İttihat Terakki öncesinde ve sonrasındaki çeşitli Türkçü mecmualar, Genç Kalemler, Türk Yurdu veya İslam Mecmuası gibi yine Türkçülerin çıkarmış olduğu mecmualarda kadın konusunun hararetle tartışıldığını aktardı. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın bu konudaki girişimlerinin özellikle altını çizdi.
Bu bağlamda Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Alem-i Nisvan diye bir dergi çıkardığını ve kızı Şefika'yı başına geçirdiğini anlattı. Bunun dışında İsmail Bey Gaspıralı’nın diğer yazılarında da hep kadın kahramanlar görüldüğünü belirten Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Doğu Türkistan'ı veya eski Endülüs'ü konu aldığı hikayelerinde hep aydın, akıllı, kabiliyetli, toplum hayatı içerisinde rol alan, sorumluluk alan öncü kadın profillerini tasvir ettiğini kaydetti. Prof. Dr. Gündoğdu, “İsmail Bey Gaspıralı kadına verdiği değer ile İslam dünyasında farklı bir konuma yükselmektedir. Dolayısıyla bu konu üzerinden baktığımız zaman, Türk dünyasında diğer İslam memleketleriyle ve Doğu’yla kıyaslandığı zaman, İslam dünyası içerisinde Türkleri, yenileşme çabaları ve atılımlarıyla müstesna (seçkin) bir konuma getirmiştir.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün İsmail Bey Gaspıralı gibi o kuşağın bütün aydınlarıyla temas kurduğunu ve onların fikirlerinden etkilendiğini aktardı. Atatürk’ü üstün yapan özelliği,Türk yazar, sosyolog, şair ve siyasetçi Ziya Gökalp’in Türkçülüğün esaslarındaki takdiminde yazdığı “Biz çok şey düşündük, ifade ettik, değiştirdik, ama Atatürk hayata geçirdi ve başardı.” ifadeleriyle dile getiren Gündoğdu, “Atatürk milletin mukadderatını (yazgısını); askerî zaferler, kültür, hukuk, sosyal ve iktisat reformlarıyla taçlandırarak bir istikamete yönlendirdi. Bunu yaparken de elinde bir program vardı. Atatürk, fikrini, zihniyetini, planlarını yansıtan bu programı çok önceden yapmıştı. Hatta Atatürk’ün fikirlerini içeren bu program Kırım’da Bahçesaray’da yazılmıştı. Bunun dışında, Kazan’da basılmış, Kahire’de çıkmış, Makedonya’da yazılmış ve İstanbul matbuatında müzakere edilmişti. Bu yönüyle elbette İsmail Bey Gaspıralı’nın yaklaşımından Atatürk çok etkilenmiştir. Bilhassa Atatürk, içinden çıkmış olduğu ikinci Meşrutiyet kuşağı ile 2. Meşrutiyet devrimiyle birlikte, Türkiye'de aydınlarla bir araya gelerek Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaş bir millî devlet olarak kurma başarısını göstermişti. Atatürk ve onun kuşağından diğer Türk aydınları hem millî kurtuluşu sağlayacak hem de millî kurtuluşu kalıcı hale getirecek ve Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracak bir fikri önceden zaten tasavvur etmişler ve yazmışlardı.” dedi.
Atatürk’ün kararlı bir önder olarak, fikirlerini pratik hayata geçirme konusunda kullandığını dile getiren Prof. Dr. Gündoğdu, büyük önderin fikirlerinin İsmail Bey Gaspralı'dan, Ziya Gökalp'ten, Yusuf Akçura'dan, İsmail Bey Gaspıralı’nın Tercüman gazetesinden ve Azerbaycan'daki Ekinci gazetesinden etkilenerek şekillendiğini değerlendirdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu: Atatürk’ün fikirlerini içeren program Kırım’da yazılmıştı
DTCF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, Türk dünyasında millî uyanış hareketinin öncüsü İsmail Bey Gaspıralı'nın fikirlerini ve çalışmalarını QHA'ya değerlendirdi.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Tarih Bölümü Genel Türk Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, Türk dünyasında millî uyanış hareketinin öncüsü Kırım Tatar siyasetçi, düşünür, yazar, eğitimci ve yayıncı İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk dünyası ve Türk dili için yaptığı kültürel ve siyasî atılımları Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. Prof. Dr. Gündoğdu, Gaspıralı’nın ideolojisinin Atatürk gibi Türk dünyasında büyük ve önemli yeri olan isimlerin fikirlerine ışık tuttuğunu vurguladı.
“İSMAİL BEY GASPIRALI TÜRK DÜNYASINDA AYDINLANMA HAREKETİNİN BÜYÜK BİR ÖNCÜSÜDÜR”
Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk dünyasında büyük aydınlanma hareketinin öncülerinden birisi olduğunu, bu yönüyle aslında Türklerin millî uyanış çağına girişini büyük oranda temin eden ve bu yolda ilerlemesini sağlayan en önemli öncülerden biri olduğunu aktardı. 19. yüzyıl sanayi ve demokratik devrimlerini arkasına almış muazzam bir Batı gücü karşısında dünyanın geri kalan bütün bölgelerinin sömürge veya yarı sömürge durumuna geldiğini belirten Gündoğdu, bu şartlar altında Doğu’nun aydınlanması için pek çok şahsiyetin faaliyet gösterdiğini, Türkler ve Müslümanlar arasında ise İsmail Bey Gaspıralı’nın bu konuda öncülük ettiğini dile getirdi.
Gündoğdu, Türk halklarını ve Müslümanları yarı sömürge ve sömürge durumundan nasıl kurtarmak gerektiğine dair İsmail Bey Gaspıralı’nın bir seyyah, aydın, gazeteci ve eğitimci olarak, hem Batı'yı yakından tanıyarak hem Türk dünyasının değişik bölgelerini gezip görerek bütün bu temel meselelere karşı çözüm arayışı içerisinde olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Müslümanları, özellikle de Türkleri aydınlanma ve uyanış yoluna sokmak için çeşitli teşebbüsleri ve çözüm önerileri olduğunun altını çizerek, onun Türk aydınlanmasında üstlendiği bu kıymetli vazifenin, Türkler için büyük bir öncü olduğunu kaydetti.
“DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK”
İsmail Bey Gaspıralı’nın ortak Türk dili oluşturma ve “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarı hakkında yaptığı değerlendirmede Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, “İsmail Bey Gaspıralı’nın döneminde en temel kavramlar arasında ilk olarak uyanış öne çıkar. İkinci olarak ise birlik fikri gelir. Çünkü dünyanın değişik bölgelerinde topluluklar birlik oluşturarak mütecanis (bağdaşık) gruplar kendi aralarındaki tesanüdü (dayanışmayı) ve iş birliğini artırarak, bir birlik teşkil ediyorlardı. Bu daha çok milliyetçi fikirler çerçevesinde meydana geliyordu. İşte bu birlik ve uyanış siyasetinin en önemli aracı dil idi. Dil ortak iletişim olarak tarihi ve kültürü aynı olan ve aynı sorunla karşı karşıya gelmiş toplulukların çözüm yollarını, meselelerinin ne olduğunu, aralarında konuşup anlaşabilmeleri için büyük önem arz ediyordu. Dolayısıyla ortak tarihi, kültürü ve meseleleri paylaşan topluluklar arasında iletişimin en önemli vasıtası dildi. Bu vasıtanın işlendiği öncelikli alanlar da eğitim kurumları ve basın idi. İsmail Bey Gaspıralı bütün mesaisini bu alana yoğunlaştırmıştır. Bu bakımdan İsmail Bey Gaspıralı’nın dilde birlik fikri bütün Türk dünyasında ortak sorunlara karşı, durum tespiti yapmak, çözüm yollarını göstermek ve bunu hayata geçirmek noktasında öne çıkıyordu.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın ülküsünün “dilde, fikirde, işte birlik” üzerine kurulu olduğunu, kendi hayat felsefesini ve mücadelesini bunun üzerine inşa ettiğini vurguladı. Önce iletişimi temin edecek bir ortak dilin ortaya çıkması, geliştirilmesi ve bununla yaratılacak fikir ve edebiyatın bu anlamda çözüm yollarını ifade ettiğini belirten Gündoğdu, dilde birliğin hayata geçirilmesinin ardından işte birlik, yani artık daha somut iş birliği alanlarına ve çözüm yollarına yönelik fikirlerin hayata geçtiği aşamaya geldiğini aktardı.
TÜRK AYDINLANMASINDA İSMAİL BEY GASPIRLANIN ROLÜ
İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk aydınlanması ve çağdaşlaşması için yaptığı atılımlar hakkında konuşan Prof. Dr. Gündoğdu “Türkiye'nin 19. yüzyıldaki etki alanı sayılabilecek Kafkasya, Kırım, İdil Ural bölgelerinde, Türk aydınlanması dediğimiz bir aydınlanma hareketi var. Bu hareket, hem Osmanlı Türkleri arasında hem Rusya mahkûmu olan Türkler arasında farklı gerekçelerle, farklı sınıfsal tabanlarla, farklı yollardan olsa da belli bir noktada aynı eksene doğru akmaya başlamıştır. İşte bu Türk aydınlanması dediğimiz şey zamanla Türk millî uyanışı ve Türk çağdaşlaşması olarak karşımıza çıkacaktır.” ifadelerini kullanarak, 19. yüzyılda Türkiye’nin etki alanında bulunan Türk halkları için İsmail Bey Gaspıralı’nın çeşitli meseleler karşısında gösterdiği çözüm yollarını ve yaklaşım biçimlerinin önemini anlattı.
“İSMAİL BEY GASPIRALI TÜRK AYDINLANMASININ EN BELİRGİN VASFI OLARAK KADIN SORUNUNA GÖSTERDİĞİ HASSASİYETLE AYRIŞMAKTADIR”
Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk aydınlanması ve çağdaşlaşmasıyla ilgili meselelere getirdiği çözüm yolları arasında özellikle kadın sorununu İslam dünyasında ön planda tuttuğunu ve bu yönde önemli adımlar attığını kaydetti. İsmail Bey Gaspıralı’nın 19. yüzyılda ve 20. yüzyıla girerken Kafkasya'da ve Türkiye'de Türkçülerin ve aydınlanmacıların, yaklaşımlarının İslam dünyasında hâlâ bugün bile ulaşılabilmiş bir seviyede olmadığını belirten Gündoğdu, “İdil-Uralda, Kafkasya'da ve bilhassa Kırım'da, İsmail Bey Gaspralı, özellikle Türk aydınlanmasının en belirgin vasfı olarak kadın sorununa göstermiş olduğu hassasiyetle ayrışmaktadır.” dedi.
Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Müslüman kadının hukuku üzerine odaklı deklarasyonuyla hem Tercüman gazetesini çıkarırken hem de seyahat notlarında, hikayelerinde ve fikir yazılarında sürekli bu konuyu taze tuttuğunun altını çizdi. Esas itibarıyla öncülüğünü Gaspıralı'nın yaptığı Kafkasya ve İdil-Ural’daki Türkçü aydınlar tarafından ve Türkiye'de bilhassa İttihat Terakki öncesinde ve sonrasındaki çeşitli Türkçü mecmualar, Genç Kalemler, Türk Yurdu veya İslam Mecmuası gibi yine Türkçülerin çıkarmış olduğu mecmualarda kadın konusunun hararetle tartışıldığını aktardı. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın bu konudaki girişimlerinin özellikle altını çizdi.
Bu bağlamda Prof. Dr. Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Alem-i Nisvan diye bir dergi çıkardığını ve kızı Şefika'yı başına geçirdiğini anlattı. Bunun dışında İsmail Bey Gaspıralı’nın diğer yazılarında da hep kadın kahramanlar görüldüğünü belirten Gündoğdu, İsmail Bey Gaspıralı’nın Doğu Türkistan'ı veya eski Endülüs'ü konu aldığı hikayelerinde hep aydın, akıllı, kabiliyetli, toplum hayatı içerisinde rol alan, sorumluluk alan öncü kadın profillerini tasvir ettiğini kaydetti. Prof. Dr. Gündoğdu, “İsmail Bey Gaspıralı kadına verdiği değer ile İslam dünyasında farklı bir konuma yükselmektedir. Dolayısıyla bu konu üzerinden baktığımız zaman, Türk dünyasında diğer İslam memleketleriyle ve Doğu’yla kıyaslandığı zaman, İslam dünyası içerisinde Türkleri, yenileşme çabaları ve atılımlarıyla müstesna (seçkin) bir konuma getirmiştir.” ifadelerini kullandı.
“ATATÜRK İSMAİL GASPIRALI’NIN FİKİRLERİNDEN ETKİLENMİŞTİR”
Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün İsmail Bey Gaspıralı gibi o kuşağın bütün aydınlarıyla temas kurduğunu ve onların fikirlerinden etkilendiğini aktardı. Atatürk’ü üstün yapan özelliği, Türk yazar, sosyolog, şair ve siyasetçi Ziya Gökalp’in Türkçülüğün esaslarındaki takdiminde yazdığı “Biz çok şey düşündük, ifade ettik, değiştirdik, ama Atatürk hayata geçirdi ve başardı.” ifadeleriyle dile getiren Gündoğdu, “Atatürk milletin mukadderatını (yazgısını); askerî zaferler, kültür, hukuk, sosyal ve iktisat reformlarıyla taçlandırarak bir istikamete yönlendirdi. Bunu yaparken de elinde bir program vardı. Atatürk, fikrini, zihniyetini, planlarını yansıtan bu programı çok önceden yapmıştı. Hatta Atatürk’ün fikirlerini içeren bu program Kırım’da Bahçesaray’da yazılmıştı. Bunun dışında, Kazan’da basılmış, Kahire’de çıkmış, Makedonya’da yazılmış ve İstanbul matbuatında müzakere edilmişti. Bu yönüyle elbette İsmail Bey Gaspıralı’nın yaklaşımından Atatürk çok etkilenmiştir. Bilhassa Atatürk, içinden çıkmış olduğu ikinci Meşrutiyet kuşağı ile 2. Meşrutiyet devrimiyle birlikte, Türkiye'de aydınlarla bir araya gelerek Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaş bir millî devlet olarak kurma başarısını göstermişti. Atatürk ve onun kuşağından diğer Türk aydınları hem millî kurtuluşu sağlayacak hem de millî kurtuluşu kalıcı hale getirecek ve Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracak bir fikri önceden zaten tasavvur etmişler ve yazmışlardı.” dedi.
Atatürk’ün kararlı bir önder olarak, fikirlerini pratik hayata geçirme konusunda kullandığını dile getiren Prof. Dr. Gündoğdu, büyük önderin fikirlerinin İsmail Bey Gaspralı'dan, Ziya Gökalp'ten, Yusuf Akçura'dan, İsmail Bey Gaspıralı’nın Tercüman gazetesinden ve Azerbaycan'daki Ekinci gazetesinden etkilenerek şekillendiğini değerlendirdi.
Son Haberler