SON DAKİKA
Hava Durumu

Kırım Tatar milli şairi Mehmet Niyazi saygıyla anılıyor

Kırım Tatar milli şairi Mehmet Niyazi saygıyla anılıyor

Haber Giriş Tarihi: 29.11.2022 10:13
Haber Güncellenme Tarihi: 29.11.2022 10:14
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kırım Tatar milli şairi Mehmet Niyazi saygıyla anılıyor

Romanya Dobruca'daki Kırım Tatar milli hareketinin öncü ismi Mehmet Niyazi, vefat yıldönümünde saygıyla anılıyor. "Dobruca Sedası", "Teşvik", "Işık" gazetelerinin sahibi, Kırım Tatar şair ve yazar Mehmet Niyazi'nin bugün vefatının 91. yıl dönümü. Ömrünü eğitimciliğe adayan Mehmet Niyazi, 29 Kasım 1931'de Romanya'da hayatını kaybetti.

Kırım Tatar şair, gazeteci ve öğretmen Mehmet Niyazi'nin vefatının 91. yıl dönümü kaydediliyor. Romanya Dobruca'da hayatını kaybedene dek öğretmenlik yapan şair Mehmet Niyazi, öğrencileri tarafından çok seviliyordu. Kırım Tatar edebiyatına katkı sağlayan Niyazi, 29 Kasım 1931'da hayata gözlerini yumdu. Dobruca'da yayın hayatına başlayarak, Kırım Tatar kültür ve edebiyatının en uzun soluklu milli yayınlarından olan Emel Dergisinin isim babası olan Mehmet Niyazi, Kırım Tatar halkının gönlünde yaşamaya devam ediyor.

MEHMET NİYAZİ KİMDİR?

Kırım Tatarlarının milli şairi, öğretmen ve gazeteci Mehmet Niyazi, 1878’de “Tuna Savaşı” yahut “93 Harbi” de denilen Osmanlı-Rus Harbi’nin sonlarında dünyaya geldi. İlk eğitimini köyünün eski usül ilkokulunda yaptıktan sonra 11 yaşında İstanbul’a gelerek “Darülmuallimin”e girdi. 1898’de öğretmen olarak Kırım’a gidip ilk vazifesini orada ifa etti ancak Çarlık idaresinin baskısından dolayı bir yıl sonra yeniden İstanbul’a döndü.

1900 yılında hasretliğini çektiği ata yurdu Kırım’a tekrar dönse de yine benzeri sebeplerle bir yıldan sonra İstanbul’a dönmek zorunda kaldı. 1904 yılında babasının İstanbul’da vefatı nedeniyle Köstence’ye giderek oradaki Türk Rüştiyesi’nde önce öğretmen, sonra da müdür oldu. Şairliğinin yanı sıra Dobruca Müslümanlarının tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. 1914’te Bolşevik İhtilali sırasında Kurultay toplayıp milli idaresini tesis eden Kırım Tatar hükumetinin çağrısı üzerine 1918’de Kırım’a gitmiştir. Akmescit kasabasında çıkmaya başlayan “Hak Söz” gazetesinin baş yazarı ve redaktörü olup önemli makaleler yazmış, bir dönem Bahçesaray Milli Eğitim Müdürlüğü vazifesinde de bulunmuştur. 1917’de son kez Kırım’ı ziyaret edebilmiştir. 1920’de Kırım Milli hükümetinin dağılması nedeniyle Romanya’ya gelerek Mecidiye’de öğretmenlik vazifesini 29 Kasım 1931’de vefat edene dek sürdürmüş, öğretmenlik ve gazetecilik yolunca büyük hizmette bulunmuştur.

“Dobruca Sedası”, “Teşvik”, “Işık” gazetelerini ve “Mektep ve Aile” dergisini çıkarmış, Dobruca başta olmak üzere çeşitli ülkelerde çıkan Türkçe gazete ve dergilerde de yazıları yayınlanmıştır. 1922 senesinde Kırım’da başka bir hayatın başladığını manzumelerinde (şiirlerinde) de göstermiş ve yazmaya başlamış, bu manzumeler pek çok gazete ve mecmua da (dergi) yayınlanmıştır. 1930 yılında bazı şiirlerini toplayıp “Emel” mecmuasına teslim etmiştir. Kırım’dan, Dobruca’ya gelen ilk göçmenler, zamanında burada biraz serbest bulunup düzen kurduktan sonra, çalışıp maddi durumlarını zenginleştirmişler, Dobruca’yı öz yurtları olarak kabul etmişlerdir. Bu durumu anlayan ve eserlerinde bahseden ilk şahsiyet Mehmet Niyazi olmuştur. 1931 Haziran’ında “Sagış” adlı ikinci kitabı Pazarcık’ta yayınlandıktan sonra, aynı senenin Kasım ayında vefat etti.

Öğrencilerinin ifade ettiğine göre sade bir ders tarzı vardı. Dersleri herkesin, sınıftaki en ağır anlayışlı kimsenin daha anlamalarına, öğrenmelerine dikkat edip, anlamayan öğrencileriyle tatil günlerinde de mesai yapmıştı. Hatta onları evine davet ederek ders çalıştırmış, diğer arkadaşlarının seviyelerine yetişmeleri için gayret ederdi. Yaptıklarıyla yetiştirdiği öğretmenlere de yol göstermiş, yüreği görev aşkıyla çarpan,mesuliyetli fakat zevki çok olan öğretmenlik mesleğini pek sevmiş, mükemmel bir öğretmen ve rol model kabul edilmiştir. Kendisini tanıyanlar pek anlayışlı ve herkese karşı saygı, sevgi, yakınlık gösteren, hayli cana yakın bir insan olduğunu belirtir. Öğrencilerine arkadaş gibi davranıp baba yakınlığı ve şefkati gösterdiği, öğrenciler arasındaki anlaşmazlıkları, dargınlıkları ve kırgınlıkları hemen fark edip onların arasında anlaşma ve hoşgörü sağlamaya çalıştığı söylenmektedir. Üzüntü veren yahut verebilecek, içinden zor çıkılacak bir sorun vuku bulduğunda öğrencilerinin ona danıştığı, çözüm yolu bulmasını rica ettikleri, meselelere soğukkanlılıkla yaklaşıp incelediği ve gerekeni söylediği, akıl hocalığı yaptığı aktarılmaktadır.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.