Freidrich Merz’in Türkiye ziyareti: Türkiye-Almanya ilişkilerinde yeni bir dönem
Yazının Giriş Tarihi: 03.11.2025 17:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.11.2025 17:35
Ankara'ya ilk ziyaretini gerçekleştiren Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile basın toplantısında Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkisinin yeni bir sürece gireceğini söyledi.
Almanya Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Freidrich Merz’in Türkiye ziyareti, iki ülke ilişkilerinde yeni ve olumlu bir dönemin habercisi olarak dikkat çekmiştir. Merz, Avrupa’daki üye ülkeler ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sonraki ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirerek, Ankara’nın Berlin açısından taşıdığı stratejik önemi açık biçimde ortaya koymuştur. Bu tercih, Almanya’nın Türkiye’yi yalnızca bölgesel değil, aynı zamanda Avrupa güvenliği ve küresel istikrarın vazgeçilmez bir ortağı olarak gördüğünün göstergesidir.
Merz’in bu ziyareti eşi Charlotte Merz ile birlikte yapması da sembolik bir anlam taşımaktadır. Normal şartlarda lider eşleri -özellikle Almanya gibi protokol hassasiyetinin yüksek olduğu ülkelerde- yalnızca çok taraflı zirvelerde veya resmi devlet ziyaretlerinde yer alırlar. Ancak Charlotte Merz’in bu ziyarete katılması, Türkiye’ye duyulan samimi ilginin ve yüksek düzeyde diplomatik saygının açık bir işaretidir. Bu durum, iki ülke ilişkilerinin yalnızca siyasi değil, kültürel ve insani boyutlarda da güçlendirilmek istendiğini göstermektedir.
TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİNE VURGU
Türkiye AB üyelik hedefini stratejik bir hedef olarak sürdürmektedir. Almanya Şansölyesi Merz görüşmesinde Türkiye’nin AB’ye üye olma konusunda net bir destek sergileyerek Türkiye’yi Avrupa Birliği içinde görmek istediğini açıkladı. Bu açıklama son yıllarda Almanya-Türkiye ilişkilerinde bir ilk olarak görülmektedir. Merz’in bu açık desteği Türkiye açısından önemli olmaktadır.
GÖÇ KONUSU: ZORLU AMA ORTAK BİR GÜNDEM
Ziyaretin en önemli gündem başlıklarından biri göç meselesi olmuştur. Almanya, son yıllarda artan iltica başvuruları ve göçmen baskısı nedeniyle iç politikada yoğun bir tartışma yaşamaktadır. Bu bağlamda, iltica talepleri reddedilen Türk vatandaşlarının geri gönderilmesi konusu gündeme gelmiştir. Almanya’da sayıları yaklaşık 22 bini bulan bu kişilerin Türkiye’ye iadesi konusunda taraflar arasında bir tür karşılıklı anlayış oluşmuştur.
Bunun yanı sıra, Almanya Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıların gönüllü geri dönüş sürecindeki rolünü de desteklemektedir. Berlin yönetimi, Türkiye’nin sahadaki etkinliğini ve sınır güvenliği kapasitesini, Avrupa’nın göç krizinin çözümünde vazgeçilmez bir unsur olarak görmektedir. Dolayısıyla göç konusu, artık bir kriz değil; iki ülke arasında ortak sorumluluk alanı haline gelmektedir.
POZİTİF AJANDA VE UYUM ARAYIŞI
Geçmişte zaman zaman siyasi gerginliklerin yaşandığı Türkiye–Almanya ilişkilerinde, bu ziyaretle birlikte “pozitif ajanda” anlayışı ön plana çıkmıştır. Merz’in Ankara’daki temasları, sorunlu başlıklardan ziyade iş birliği fırsatlarına odaklanmıştır. Her iki taraf da ilişkilerini “uyumlu, yapıcı ve uzun vadeli ortaklık” temelinde yeniden tanımlamak istemektedir.
Bu yeni yaklaşımın bir diğer nedeni, Türkiye’nin Orta Doğu’daki diplomatik etkinliğidir. Ankara’nın Hamas–İsrail çatışmasında üstlendiği ara buluculuk rolü, Almanya açısından önem taşımaktadır. Berlin yönetimi, önemli bir belirleyici olarak Türkiye’yi oldukça önemsemekle birlikte bölgesel barış açısından kilit bir diplomatik güç olarak değerlendirmektedir.
ZİYARETİN TARİHSEL ANLAMI: 29 VE 30 EKİM VURGUSU
Merz’in Türkiye’ye 29 Ekim akşamı, yani Cumhuriyet Bayramı’nda gelmesi, son derece bilinçli seçilmiş sembolik bir tarihtir. Bu tarih, Almanya’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve tarihsel mirasına duyduğu saygıyı ve ilgiyi göstermektedir. Cumhuriyet’in 102. yıl dönümünde gerçekleştirilen bu ziyaret, Türkiye’ye verilen değerin diplomatik bir göstergesi olmuştur.
Ziyaretin ikinci günü olan 30 Ekim, ayrıca iki ülke ilişkilerinde tarihi bir güne denk gelmektedir. 30 Ekim 1961, Türkiye ile Almanya arasında İşgücü Anlaşması’nın imzalandığı tarihtir. Bu anlaşma, iki ülke arasında sosyal, ekonomik ve kültürel bağların temelini oluşturmuştur. Bugün Almanya’da yaşayan milyonlarca Türk kökenli insan, bu tarihi iş birliğinin kalıcı bir sonucudur. Merz’in bu tarihi özellikle seçmesi, 64 yıllık dostluk ve ortaklığın hatırlanması açısından da anlamlıdır. Ayrıca Merz’in Almanya’daki Türklerden Alman Devletinin bir parçası olarak bahsetmesi ve 3 nesil önce göç eden Türklerin ekonomik, kültürel ve bilimsel ,sosyal ve siyasi alanda aldıkları sorumlulukla ilgili olumlu yaklaşımı oldukça dikkat çekici idi.
EKONOMİK VE SAVUNMA İŞ BİRLİĞİ: ORTAK PROJELER VE YENİ HEDEFLER
Ziyaretin bir diğer önemli boyutunu ekonomik ve ticari ilişkiler oluşturmuştur. Türkiye ile Almanya arasındaki ticaret hacmi 50 milyar doların üzerindedir ve taraflar bu rakamı kısa vadede 60 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. İki ülke, karşılıklı yatırımların artırılması, dijital dönüşüm, enerji verimliliği ve yeşil ekonomi konularında da yeni işbirliği modelleri geliştirmeyi planlamaktadır.
Bunun yanı sıra, savunma sanayii alanında müşterek yatırımlar ve ortak projeler de görüşmelerin ana gündemlerinden biri olmuştur. Özellikle Eurofighter Typhoon savaş uçakları konusundaki iş birliği, bu stratejik ortaklığın en somut örneklerinden biridir. Türkiye’nin İngiltere’den, Almanya’nın da dahil olduğu üretici konsorsiyum aracılığıyla 20 adet Eurofighter uçağı satın alma süreci, iki ülke arasındaki güven ve stratejik işbirliğini daha da derinleştirmektedir.
STRATEJİK ORTAKLIĞA GİDEN YENİ BİR DÖNEM
Freidrich Merz’in 29-30 Ekim tarihlerinde gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti, hem zamanlaması hem de içeriğiyle güçlü diplomatik mesajlar taşımaktadır. Bu ziyaret, iki ülkenin geçmişteki sorunların ötesine geçerek karşılıklı güven, saygı ve ortak çıkarlara dayalı yeni bir döneme adım attığını göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortak iş birliği imkanlarından bahsederken kazan-kazan anlayışına vurgu yapması da görüşmenin önemli hususlarındandır.
Almanya, Türkiye’yi Avrupa’nın güvenliği, enerji arzı, göç yönetimi ve bölgesel barış açısından vazgeçilmez bir ortak olarak görürken; Türkiye de Almanya ile ekonomik, siyasi ve savunma alanlarında çok boyutlu bir ortaklık kurmayı hedeflemektedir. Böylece, Merz’in ziyareti yalnızca diplomatik bir temas değil, Türkiye-Almanya ilişkilerinde tarihsel bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Mustafa Nail ALKAN
Freidrich Merz’in Türkiye ziyareti: Türkiye-Almanya ilişkilerinde yeni bir dönem
Ankara'ya ilk ziyaretini gerçekleştiren Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile basın toplantısında Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkisinin yeni bir sürece gireceğini söyledi.
Almanya Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Freidrich Merz’in Türkiye ziyareti, iki ülke ilişkilerinde yeni ve olumlu bir dönemin habercisi olarak dikkat çekmiştir. Merz, Avrupa’daki üye ülkeler ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sonraki ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirerek, Ankara’nın Berlin açısından taşıdığı stratejik önemi açık biçimde ortaya koymuştur. Bu tercih, Almanya’nın Türkiye’yi yalnızca bölgesel değil, aynı zamanda Avrupa güvenliği ve küresel istikrarın vazgeçilmez bir ortağı olarak gördüğünün göstergesidir.
Merz’in bu ziyareti eşi Charlotte Merz ile birlikte yapması da sembolik bir anlam taşımaktadır. Normal şartlarda lider eşleri -özellikle Almanya gibi protokol hassasiyetinin yüksek olduğu ülkelerde- yalnızca çok taraflı zirvelerde veya resmi devlet ziyaretlerinde yer alırlar. Ancak Charlotte Merz’in bu ziyarete katılması, Türkiye’ye duyulan samimi ilginin ve yüksek düzeyde diplomatik saygının açık bir işaretidir. Bu durum, iki ülke ilişkilerinin yalnızca siyasi değil, kültürel ve insani boyutlarda da güçlendirilmek istendiğini göstermektedir.
TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİNE VURGU
Türkiye AB üyelik hedefini stratejik bir hedef olarak sürdürmektedir. Almanya Şansölyesi Merz görüşmesinde Türkiye’nin AB’ye üye olma konusunda net bir destek sergileyerek Türkiye’yi Avrupa Birliği içinde görmek istediğini açıkladı. Bu açıklama son yıllarda Almanya-Türkiye ilişkilerinde bir ilk olarak görülmektedir. Merz’in bu açık desteği Türkiye açısından önemli olmaktadır.
GÖÇ KONUSU: ZORLU AMA ORTAK BİR GÜNDEM
Ziyaretin en önemli gündem başlıklarından biri göç meselesi olmuştur. Almanya, son yıllarda artan iltica başvuruları ve göçmen baskısı nedeniyle iç politikada yoğun bir tartışma yaşamaktadır. Bu bağlamda, iltica talepleri reddedilen Türk vatandaşlarının geri gönderilmesi konusu gündeme gelmiştir. Almanya’da sayıları yaklaşık 22 bini bulan bu kişilerin Türkiye’ye iadesi konusunda taraflar arasında bir tür karşılıklı anlayış oluşmuştur.
Bunun yanı sıra, Almanya Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıların gönüllü geri dönüş sürecindeki rolünü de desteklemektedir. Berlin yönetimi, Türkiye’nin sahadaki etkinliğini ve sınır güvenliği kapasitesini, Avrupa’nın göç krizinin çözümünde vazgeçilmez bir unsur olarak görmektedir. Dolayısıyla göç konusu, artık bir kriz değil; iki ülke arasında ortak sorumluluk alanı haline gelmektedir.
POZİTİF AJANDA VE UYUM ARAYIŞI
Geçmişte zaman zaman siyasi gerginliklerin yaşandığı Türkiye–Almanya ilişkilerinde, bu ziyaretle birlikte “pozitif ajanda” anlayışı ön plana çıkmıştır. Merz’in Ankara’daki temasları, sorunlu başlıklardan ziyade iş birliği fırsatlarına odaklanmıştır. Her iki taraf da ilişkilerini “uyumlu, yapıcı ve uzun vadeli ortaklık” temelinde yeniden tanımlamak istemektedir.
Bu yeni yaklaşımın bir diğer nedeni, Türkiye’nin Orta Doğu’daki diplomatik etkinliğidir. Ankara’nın Hamas–İsrail çatışmasında üstlendiği ara buluculuk rolü, Almanya açısından önem taşımaktadır. Berlin yönetimi, önemli bir belirleyici olarak Türkiye’yi oldukça önemsemekle birlikte bölgesel barış açısından kilit bir diplomatik güç olarak değerlendirmektedir.
ZİYARETİN TARİHSEL ANLAMI: 29 VE 30 EKİM VURGUSU
Merz’in Türkiye’ye 29 Ekim akşamı, yani Cumhuriyet Bayramı’nda gelmesi, son derece bilinçli seçilmiş sembolik bir tarihtir. Bu tarih, Almanya’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve tarihsel mirasına duyduğu saygıyı ve ilgiyi göstermektedir. Cumhuriyet’in 102. yıl dönümünde gerçekleştirilen bu ziyaret, Türkiye’ye verilen değerin diplomatik bir göstergesi olmuştur.
Ziyaretin ikinci günü olan 30 Ekim, ayrıca iki ülke ilişkilerinde tarihi bir güne denk gelmektedir. 30 Ekim 1961, Türkiye ile Almanya arasında İşgücü Anlaşması’nın imzalandığı tarihtir. Bu anlaşma, iki ülke arasında sosyal, ekonomik ve kültürel bağların temelini oluşturmuştur. Bugün Almanya’da yaşayan milyonlarca Türk kökenli insan, bu tarihi iş birliğinin kalıcı bir sonucudur. Merz’in bu tarihi özellikle seçmesi, 64 yıllık dostluk ve ortaklığın hatırlanması açısından da anlamlıdır. Ayrıca Merz’in Almanya’daki Türklerden Alman Devletinin bir parçası olarak bahsetmesi ve 3 nesil önce göç eden Türklerin ekonomik, kültürel ve bilimsel ,sosyal ve siyasi alanda aldıkları sorumlulukla ilgili olumlu yaklaşımı oldukça dikkat çekici idi.
EKONOMİK VE SAVUNMA İŞ BİRLİĞİ: ORTAK PROJELER VE YENİ HEDEFLER
Ziyaretin bir diğer önemli boyutunu ekonomik ve ticari ilişkiler oluşturmuştur. Türkiye ile Almanya arasındaki ticaret hacmi 50 milyar doların üzerindedir ve taraflar bu rakamı kısa vadede 60 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. İki ülke, karşılıklı yatırımların artırılması, dijital dönüşüm, enerji verimliliği ve yeşil ekonomi konularında da yeni işbirliği modelleri geliştirmeyi planlamaktadır.
Bunun yanı sıra, savunma sanayii alanında müşterek yatırımlar ve ortak projeler de görüşmelerin ana gündemlerinden biri olmuştur. Özellikle Eurofighter Typhoon savaş uçakları konusundaki iş birliği, bu stratejik ortaklığın en somut örneklerinden biridir. Türkiye’nin İngiltere’den, Almanya’nın da dahil olduğu üretici konsorsiyum aracılığıyla 20 adet Eurofighter uçağı satın alma süreci, iki ülke arasındaki güven ve stratejik işbirliğini daha da derinleştirmektedir.
STRATEJİK ORTAKLIĞA GİDEN YENİ BİR DÖNEM
Freidrich Merz’in 29-30 Ekim tarihlerinde gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti, hem zamanlaması hem de içeriğiyle güçlü diplomatik mesajlar taşımaktadır. Bu ziyaret, iki ülkenin geçmişteki sorunların ötesine geçerek karşılıklı güven, saygı ve ortak çıkarlara dayalı yeni bir döneme adım attığını göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortak iş birliği imkanlarından bahsederken kazan-kazan anlayışına vurgu yapması da görüşmenin önemli hususlarındandır.
Almanya, Türkiye’yi Avrupa’nın güvenliği, enerji arzı, göç yönetimi ve bölgesel barış açısından vazgeçilmez bir ortak olarak görürken; Türkiye de Almanya ile ekonomik, siyasi ve savunma alanlarında çok boyutlu bir ortaklık kurmayı hedeflemektedir. Böylece, Merz’in ziyareti yalnızca diplomatik bir temas değil, Türkiye-Almanya ilişkilerinde tarihsel bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.